Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Trafik Kazalarını Önleme Derneği elektrikli scooter’ların yollarda yarattığı tehlikelere dikkat çekti

Published

on

Trafik Kazalarını Önleme Derneği, elektrikli scooterların yollarda yarattığı tehlikelere dikkat çekerek, ilgili tüzüğün can güvenliği öngörülmeden düzenlendiğini savunarak, insanların zarar görmeden ve can vermeden bu tüzüğün iptal edilmesini talep etti.

Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Zeki Avcı, yaptığı yazılı açıklamada tüzükte yer alan kurallara yer vererek, “Bu tüzük değişikliği yapılırken ve uygulamalarında can güvenliğinin öngörülmediği, hiç değerlendirmeye hatta düşünülmek istenmediği açıkça ortadadır. Tüzük maddeleri tek tek incelendiğinde içerisinde gizlenmiş tehlikeler kendilerini göstermektedir” dedi.

– “18 yaşına gelen ancak hiçbir trafik kural eğitimi almayan sürücüler kendi canlarını tehlikeye atacak”

Avcı, 18 yaşına gelen ancak hiçbir trafik kural eğitimi almayan, tabelaları tanımayan elektrikli scooter sürücüleri olduğuna işaret ederek, bu kişilerin araçların etrafında dolaşarak, sağ ve soldan araçların yanından geçerek ve çembere araçlarla birlikte girerek, kendi canını tehlikeye atacağını, araç sürücüsünü de riske sokacağını kaydetti.

Tüzüğün ilk yayınlandığında elektrikli scooter 25 km/s hızı aşmayan olarak yayınlandığını ardından ise hızın 30 km/saate çıkarıldığını belirten Avcı, “30 km hızla giden bir scooter’a bir aracın çarpması sonucu, başında kaskı da olmayan scooter sürücüsünün ağır veya öldürücü darbe alacağı kesindir. Hatta 30 km hızla giden bir scooter’ın bir yayaya çarpması da hem yayaya hem sürücüye aynı sonucu verecektir” ifadelerini kullandı.

Avcı, Tüzük’te eksik bırakıldığını düşündüğünü maddeleri şu şekilde açıkladı:

“Scooter hızı 30 km/s olmamalı, Türkiye Cumhuriyeti’nde 25 km/s İngiltere’de 15,5 km/s ile sınırlıdır. Scooter kullanıcısı mutlaka herhangi bir ehliyet sahibi olmalıdır. Bu onun trafik kurallarını bilmesi gerektiğinin göstergesidir. 30 km/s hızla scooter’ın bir yayaya ve/veya araca ve/veya mala vereceği zararı karşılayacak güvencesi olan sigortası olmalıdır. Bir scooter sürücünün hatalı olarak bir yayaya çarpması, hayatını tehlikeye atması, çevredeki mallara veya araçlara verebileceği zararları ödemek durumunda değilse, zarar, zarar görenin yanına mı kalacak yoksa yıllarca mahkeme sonucunu beklemek zorunda mı kalacak? Scooter’ların bir zarar verme durumunda kaçmasını önlemek amacı ile her scooter’in üzerinde tanıtıcı bir levha olmalıdır. Ülkemiz trafiğinde yayaların, bisikletlilerin, motosikletlerin can güvenliğinin en alt düzeyde olduğu gerçeğinden hareketle görünebilirliği artırabilmek amacı ile fosforlu sarı yelek giyilmesi tüzükte olmalıdır. Scooter sürücünün herhangi bir çarpmada yere düşüp kafa travması alması kaçınılmazdır. En önemli organı olan beynini koruyacak kask kullanılması tüzükte olmalıdır.”

– “Ölüm, yaralanma ve zarar olayları artarak devam edecek”

Avcı, mevcut kurallar çerçevesinde ölüm, yaralanma ve zarar olaylarının artarak devam edeceğini söyleyerek, diğer ülkelerle kıyaslandığında ülke tüzüğünün en güvensiz ve tehlike dolu olduğunu ifade etti.

Avcı, açıklamasını şöyle sonlandırdı:

“Yollarda can pazarı yaşanan, yol güvenliği her geçen gün daha da azalan, yollarda yüksek miktarda alkollü, uyuşturucu tesiri altında sürücüler varken, sürat engellenemezken, yollarda çukurlar, banketler, kaldırımlar, çizgiler, bariyerler, çemberler tehlikeli iken, şoför okulları müfredatı ve resmi kitabı hazırlanmazken, ehliyette yazılı sınava geçilmezken, sürücülerin sağlık kontrolleri yapılmazken, yol güvenliği ilgili önlemler artırılmazken, insan hayatını doğrudan tehlikeye atacak böyle bir tüzüğe zaman ayırmak ve hayata geçirmek bir yanlışa imza atmak demektir.”

 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Yol ve trafik suçlarının davasız çözümüne ilişkin yasa tasarısı oy birliğiyle kabul edildi

Published

on

By

 Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı (Değişiklik) Yasa Tasarısı, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda oybirliğiyle kabul edildi. 

Genel Kurul’da ayrıca Lefkoşa Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması istemini incelemek üzere oluşturulan özel komitenin raporu görüşüldü.

Rapor, Komite Başkanı ve Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Hasan Taçoy tarafından okundu.

– CTP rapora itiraz etti
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ürün Solyalı, Genel Kurul’da söz alarak Lefkoşa Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin Özel Komite raporuna itiraz ettiklerini belirtti.

Solyalı, içtüzük uyarınca rapora itiraz ettiklerini raporun Genel Kurul’da görüşmeye açılmasını talep ettiklerini ifade etti.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler ise, CTP’nin içtüzük kuralları gereğince itirazını ortaya koyduğunu belirterek, “Bu durumda konuya ilişkin nihai kararı Genel Kurul verecektir. Şu anda yalnızca rapor üzerindeki görüşmeleri tamamlıyoruz. Konuyla ilgili nihai karar ve rapor üzerindeki değerlendirmeler için Danışma Kurulu bir karar üretecektir” dedi.

Ardından, Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi’nin tasarıya ilişkin raporunun, Genel Kurul gündeminin “Komitelerden Gelen Tasarı ve Öneriler ile Görüşülecek Diğer İşler” kısmının beşinci sırasında görüşülmesine ilişkin öneri oy birliğiyle kabul edildi.

– Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı (Değişiklik) Yasa Tasarısı oy birliğiyle kabul edildi

Daha sonra, Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı (Değişiklik) Yasa Tasarısı ve Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nin konuya ilişkin raporu ele alındı. Raporu, Komite Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay okudu.Tasarıya ilişkin söz alan CTP Grup Başkan Vekili Erkut Şahali, yasaya olumlu oy verdiklerini ancak bazı eleştirilerini dile getirmek zorunda olduklarını söyledi.

Şahali, “trafikte kaotik bir ortam yaşandığını ve kamu otoritesinin caydırıcılığını yitirdiğini” söyleyerek, özellikle sabit görüntülü radar ve elektronik denetim sisteminin son üç yıldır randımanlı çalışmadığını öne sürdü.

Şahali, bunun bakım eksikliğinden değil, dönemin bakanı Erhan Arıklı’nın bilinçli tercihiyle sistemin çökertilmesinden kaynaklandığını savundu.

Radar sisteminin çökmesi sonucu yaklaşık 150 bin trafik cezasının biriktiğini belirten Şahali, hükümetin bu cezaları topluca tahsil etme hesabı yaptığını ileri sürdü. Şahali, “mevcut sistemin bilinçli olarak işlemez hale getirilip yeni bir sisteme ihtiyaç yaratıldığını, bu yeni sistemin ise kamu ihale mevzuatına uygun şekilde kurulmadığını” iddia etti.

Trafikte artan kural ihlallerine ve taciz vakalarına örnekler veren Şahali, kamu otoritesinin can ve mal güvenliğini korumak için elektronik denetimi güçlü tutması gerektiğini vurguladı. Şahali , yasaya evet oyu verdiklerini ancak bu düzenlemenin kötü yönetim ve ihmaller nedeniyle zorunlu hale geldiğini ve bunu onaylamadıklarını ifade etti.

Şahali’nin ardından söz alan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı ise yasaya katkı koyan herkese teşekkür etti ve düzenlemenin önemini vurguladı.

Arıklı, bu yasa sayesinde trafik cezalarından elde edilen gelirlerin artık merkezi bütçeye değil yol ve trafik hizmetlerine harcanacağını, böylece önceki maddi aksaklıkların giderileceğini belirtti.

Radar sistemleri konusunda ise mevcut kameraların artık demode olduğunu, Türkiye ile yapılan protokolle daha modern ve işlevsel radarların getirileceğini açıklayan Arıklı, modern sistem sayesinde anında tebligat yapılabileceğini ve ceza bildirimlerinin sürücülerin telefonlarına doğrudan gönderileceğini söyledi.

Arıklı ayrıca, Rum tarafından gelen veya kiralık araçların sürücülerinin ihlallerinin çıkış kapılarında kayıt altına alınacağını ve ceza ödemeden çıkış yapamayacaklarını kaydetti.

Yeni radarların temmuz ayında gelmesinin öngörüldüğünü, ancak gecikmenin teknik taleplerden kaynaklandığını belirten Arıklı, yeni sistemin hareketli video kaydı da yapabileceğini ve kazaların nedenlerini daha net ortaya koyacağını ifade etti.

Polisin şu anda etkin şekilde denetim yaptığını, araç kontrollerinin ve cezaların arttığını belirten Arıklı, polis sayısı arttıkça denetimlerin daha da sıklaşacağını söyledi. Arıklı, “Eminim ki çok daha modern bir şekilde trafiği denetleyebileceğiz” diyerek, katkı koyanlara teşekkür etti.

Arıklı’nın konuşmasının ardından tasarı madde madde görüşülerek oy birliğiyle kabul edildi.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu’nda bazı tezkereler oylandı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, bugünkü toplantısında ilk olarak sunuşlara yer verdi.

Bu çerçevede, komitelerde görüşülüp Genel Kurula havale edilen yasa tasarıları ve önerilerin Genel Kurul’da görüşülüp onaylanmasına ilişkin tezkerelerle sunuş işlemleri yapıldı.

Ardından Hukuk Komitesi’nin genel kurul sürerken toplantı yapmasına olanak sağlanmasına ilişkin tezkere okundu.

Bunun üzerine söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, bugün Meclis Genel Kurulu’nun son oturumu olduğunu hatırlatarak, toplantı sürerken Hukuk Komitesi’nin gündeme daha yasa taşıyacağını belirtti, bunun yapılmamasını  talep etti.

Şahali’nin konuşmasının ardından Komite Başkanı Yasemi Öztürk de söz aldı. Öztürk, tek maddelik bir yasayı görüşeceklerini söyledi. Tezkere oy çokluğuyla kabul edildi. Sonrasında, Danışma Kurulu’nun bugünkü birleşimine ilişkin kararları sunularak oy çokluğuyla onaylandı.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli 62. madde tahtında söz aldı.

Yaşanan trafik kazalarına işaret eden İncirli, ülkede “rastgele hayatta kalındığını veya rastgele ölündüğünü” söyledi.

Girne’de bir tırın karıştığı kazaya değinen İncirli, bu kazada kimsenin hayatını kaybetmemesinin şans olduğunu belirtti.

Yanıt vermek üzere söz alan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Ciklos’un ağır vasıtalara kapalı olduğunu ancak ihlaller yaşandığının tespit edildiğini ve polise bu konuda ihbarda bulunduklarını söyledi.

Polis müdürü ile konuyu görüştüğünü ve yeterli personel olmadığı yanıtını aldığını kaydeden Arıklı, bununla ilgili ağır cezaların uygulanacağı düzenlemeler yapacaklarını belirtti.

Yaşanan tır kazasında şoförün tutuklandığını ve dava okunduğunu söyleyen Arıklı, araç muayene istasyonlarındaki sıkıntılardan da bahsetti. “Ciddi eksikliklerimiz var” diyen Arıklı, imkanların yetersiz olduğunu kaydetti.

Yerinden söz alan CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, Arıklı’yı muhalefet mensubu gibi konuşmakla itham etti.

CTP Milletvekili Sami Özuslu da yerinden söz alarak, bu yıl şu ana kadar trafikte 23 kişinin öldüğünü belirterek, bahse konu tırın kantara çıkıp çıkmadığını sordu.

Arıklı, ölümlü kazaların alkol, sürat ve dikkatsiz sürüşten olduğunu belirtti ve “Önerdiğiniz tedbir nedir?” diye sordu.

Doğuş Derya da yerinden söz alarak, Bakan Arıklı’nın aldıkları önlemleri saymasını istedi.

Yeniden kürsüye çıkan Sıla Usar İncirli, hükümetin trafikte ölenleri suçlu olarak göstermesini eleştirdi. İncirli, sesini yükselten Arıklı’ya “tahammülünüz yoksa başka işler yapın.” dedi.

İncirli, Arıklı’nın kürsüden “Hadi canım siz de” diyerek kürsüyü terk ettiğini söyleyerek eleştirdi. İncirli, meselenin tırın yasak yolda bulunması değil, şoförün o yolda sürmesini denetleyecek bir yetkili bulunmaması olduğunu belirtti.

-Yeni Devlet Hastanesi Yapımına ilişkin protokol…

Ardından Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Yapılacak Lefkoşa Yeni Devlet Hastanesi Yapımına ve Dr. Burhan Nalbantoğlu Sağlık Kampüsü İçerisinde Bulunan Sağlık Yapılarının Renovasyonuna İlişkin Protokolün (Onay) Yasa Tasarısı’na ilişkin Hukuk, Siyasi İşler, Dışilişkiler ve Savunma Komitesinin raporu okundu. Tasarı, madde madde görüşülmesinin ardından bütünü oylandı ve oy birliği ile kabul edildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Erhürman: Diyalog yolunu sonuna kadar kullanacağız

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, diyalog ve diplomasinin önemine işaret ederek, diyalog yolunu sonuna kadar kullanacaklarını kaydetti.

BRT’de Ülgen Aksay’ın sorularını yanıtlayan CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, ekim ayından sonra Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin masada olacağını söyledi.

– “Hristodulidis tüm ada adına egemenlik kullanamaz”

Adanın tümünde egemenliği, Hristodulidis’in “tepe tepe” kullandığını söyleyen Erhürman, “Adadaki herkes adına da egemenlik kullanıyor. Bizim devreye girmemiz gereken yer burasıdır. ‘Hristodulidis tüm ada adına egemenlik kullanamaz.’ demesi gereken biziz. İki devlet teorisi üzerinden beklediğimiz sürece, bölgedeki gelişmeler kaçınılmaz olarak bizi etkiliyor. Bu durum, bizim bu bölgede özne olup olmayacağımız açısından da olumsuz etkiliyor.” diye konuştu.

Erhürman, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin masada olması ve bu iradenin BM’nin kurduğu masaya konması gerektiğini ifade etti. BM kapsamında, Kıbrıs Türk toplum lideri ve Kıbrıs Rum toplum lideri olarak eşit şekilde masaya oturulduğunu kaydeden Erhürman, diyalog ve diplomasinin önemine işaret etti.

– “Önemli olan ‘Biz de varız.’ diyebilmek”

“AB’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Hahn geldiğinde Sayın Tatar ’Görüşmem.’ dedi. ‘AB bu şartlarda tarafsız olamaz.’ dedi. Sizin bunu Sayın Hahn’a doğrudan yüzüne söyleme mecburiyetiniz var.” diyen Erhürman, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın uluslararası alandan adaya gelen biriyle  görüşmemesini eleştirdi.

Bölgedeki gelişmelerin hızla devam ettiğine vurgu yapan Erhürman, “Bu gelişmeler yaşanırken, biz kimseyle görüşmeyen, ‘çözümsüzlük çözümdür.’ diye algılanan bir pozisyonda kendimizi rölantiye almış durumda bekliyoruz. Toz toprak kalkarken de biz yok hükmündeyiz, bitince de öyle olacağız.” dedi.

Bu tablonun içinde, ‘Biz de varız.’ diyebilmenin önemini dile getiren Erhürman, “Kıbrıs adası sadece Hristodulidis’ten ibaret değil. Bunu yüksek sesle telaffuz etmemiz gereken bir dönemdeyiz. Hiç sesimiz çıkmadan, başka bir alemde dolanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık sorunlarından, mülkiyet konusuna kadar uluslararası topluma anlatacak çok şey olduğunu söyleyen Erhürman, AB Kıbrıs Özel Temsilcisi ile yaptıkları görüşmeye işaret ederek “Şu anki durumun kabul edilebilir olmadığını anlattık.” dedi.

Diplomasinin uzun bir süreç olduğuna dikkat çeken Erhürman, “Kıbrıs Türk halkı tarih boyunca – Denktaş, Talat, Eroğlu, Akıncı dönemlerinde – görüşmemeyi mi seçti? Zaten müzakere masasına oturmuyoruz; o da yetmiyor, buraya gelen insanlarla bile görüşmüyoruz. Bu yöntemin bizi ulaştıracağı toplam sonuç nedir? Maalesef, son dört buçuk yılda yaşadığımız şey görünmez duruma doğru yitiliyoruz.” dedi.

– “Derdim, Kıbrıs Türk halkını dünyayla buluşturmak”

“Benim derdim, Kıbrıs Türk halkını dünyayla buluşturmak.” diyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının hakları temelinde konuşmaya devam edeceklerini söyledi.

AB’nin şu anki konumunu, BM’nin konumu gibi görmediğini vurgulayan Erhürman, şu eleştirilerde bulundu:

“BM nezdinde o masaya oturulduğunda iki toplum lideri eşit konumdadır. AB’ye baktığınızda, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ AB üyesidir. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti, AB üyesi’ diyorsunuz ama şunu fark etmediniz: İspanya da, İtalya da AB üyesi; ama ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üyeliği diğer ülkelere benzemiyor. Başlangıçta burasının diğer ülkeler gibi olmadığını biliyordunuz, ama şimdi onlarla aynı muameleyi yapıyorsunuz. Kıbrıs Türk halkını görmezden gelerek yapıyorsunuz. Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nü bile geçirmediniz.”

Tartışılmakta olan Schengen konusunda, bu durumdan etkilenecek Kıbrıs Türk halkının görüşünün alınması gerekliliğine dikkat çeken Erhürman, yaptıkları görüşmelerde tüm bu sorunları dile getirdiklerini belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin son derece önemli bir coğrafyaya sahip olduğunu, diplomasi ve diyaloğa büyük önem gösterdiğini belirten Erhürman, diplomasi ve diyalogdan başka yol olmadığını vurgulayarak, “Peki biz? Bizler açısından başka bir yolu mu var? Diyalog yolu var ve kullanacağız”. dedi.

– “2004 sonrası neyi anlattıysak, onu anlatmaya devam edeceğiz”

Ersin Tatar’ın “iki devlet” derken ne dediğinin uluslararası toplum tarafından anlaşılmadığını savunan Erhürman, “Sayın Tatar ne diyor, ben de merak ediyorum. Birkaç kez çağrı yaptık: ‘Gelin konuşalım.’ diye. Biz, iki eşit kurucu devleti olan, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyondan bahsediyoruz. Bu, BM kararları içinde yer alıyor. İki devlet derken Sayın Tatar, bunu da kapsayacak bir şeyden mi bahsediyor? Yoksa tamamen egemenliğin ayrıştığı bir yapıdan mı bahsediyor? Gelsin konuşalım.” dedi.

Tatar’ın savunduğu “tezle” Güney’den çıkan hidrokarbondan vaz mı geçtiğini soran Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünden vazgeçmem” diyor. Türkiye Cumhuriyeti tüm adanın garantörü. İki ayrı devlet olacaksa, güneyin ayrı bir garantörü olmasından mı bahsediyor?” diye sordu ve şöyle devam etti:

“Ben bu tezi anlamış değilim. Nedir tam olarak Kıbrıs Türk halkının geleceğine dair vizyon? Güney’deki hidrokarbon üzerindeki haklardan Tatar vaz mı geçiyor? Baf’tan, Limasol’dan, Larnaka’dan çıkacak bir şey varsa, ben buralardaki haklarımdan vazgeçmem. Sayın Tatar vazgeçiyorsa vazgeçsin.”

Son dört buçuk yıldır Kıbrıs Türk halkının “kaçan” konumunda olduğunu ileri süren Erhürman, “Hristodulidis söylediklerinde samimiyse, biz geliyoruz ve çözeceğiz. Çözüm istemeyip de ister gibi görünüyorsa, o zaman hazır olsun, maskesi düşecek. Karşısında Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini bulacak. Mülkiyet konusunda 2004 sonrası neyi anlattıysak, onu anlatmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

TAK/BRT

Devamını Oku

Trending

Reklam