Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tuncer Bağışkan Kültür, Tarih ve Bellek Günleri başladı

Published

on

Tuncer Bağışkan Kültür, Tarih ve Bellek Günleri’nin ikincisi başladı.

Arabahmet Kültür Evi’nde yer alan etkinlik, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin girişimiyle Arabahmet Bölgesi Geliştirme Şirketi Ltd. tarafından kurulan Arkhe tarafından düzenlendi. 

Açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlik, Kıbrıs Türk kültürel mirası ve tarihi üzerine çeşitli paneller, söyleşiler, atölyeler ve sergilere ev sahipliği yapacak.

-Duranay: “Kent müzeleri ve arşivcilik odakta”

Arkhe Direktörü Halil Duranay, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, Tuncer Bağışkan’ın anısını yaşatmak amacıyla bu etkinliği her yıl düzenlemeye devam edeceklerini belirtti. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da tematik bir yaklaşım benimsediklerini ifade eden Duranay, bu yılki odak noktalarının kent müzeleri ve arşivcilik olduğunu kaydetti.

-Feridun: “Tuncer Bağışkan büyük bir tutkuyla çalıştı”

Eski Eserler ve Müzeler Dairesi eski müdürü ve İki Toplumlu Kültürel Miras Teknik Komitesi üyesi İlkay Feridun da etkinlikte yaptığı konuşmada, Tuncer Bağışkan ile 1975 yılında Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nde çalışmaya başladıklarını belirterek, onun mesleğine tutkuyla bağlı olduğunu vurguladı.

Bağışkan’ın, Kıbrıs’ın kültürel belleğine büyük katkılar sunduğunu ifade eden Feridun, onun mücadelesinin sadece sahada değil, kalemiyle de sürdüğünü söyledi. Kültürel mirasın korunmasının zorluklarına değinen Feridun, Bağışkan’ın karşılaştığı tehditlere rağmen çalışmalarından asla vazgeçmediğini ve birçok önemli eseri literatüre kazandırdığını belirtti.

Bağışkan’ın “Osmanlı ve Türk Eserleri” kitabının uzun yıllara dayanan bir araştırmanın ürünü olduğunu aktaran Feridun, onun sağlık sorunlarına rağmen çalışmalarına ara vermediğini ve son eseri “Karpaz’ın Derinliklerine Yolculuk” kitabını büyük bir özveriyle tamamladığını ifade etti.

-Harmancı: “Kent müzesi oluşturma yolculuğuna çıktık”

Etkinliğin açılışında konuşan Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı ise, Lefkoşa Türk Belediyesi olarak bir kent müzesi oluşturma yolculuğuna çıktıklarını belirterek, “Tuncer Bağışkan hayatta olsaydı, bu konuda en büyük desteği ondan alacağımızı biliyoruz. Ancak onun öğretileri doğrultusunda ilerlemeye gayret edeceğiz” dedi.

Kent müzesi oluşturma sürecinin sadece bir bellek çalışması olmadığını, aynı zamanda yaşayan bir arşiv oluşturmayı hedeflediklerini belirten Harmancı, Lefkoşa’nın tarihsel süreçte farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığını ve bu çok katmanlı kültürel dokunun korunması gerektiğini vurguladı.

Fenikelilerden Bizans’a, Osmanlı’dan İngiliz dönemine kadar Lefkoşa’nın yalnızca bir kent değil, medeniyetlerin hafızası olduğunu ifade eden Harmancı, kent müzesinin geçmişin sergilendiği bir alan olarak sınırlı kalmaması gerektiğini, yaşayan bir bellek olarak kurgulanması gerektiğini söyledi.

-“Cumhuriyet Meclisi binası kent müzesine dönüştürülebilir”

Harmancı, bir ay içinde boşalacak olan Cumhuriyet Meclisi binasının, kent müzesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Meclis binasının yalnızca bir devlet kurumu olarak değil, kentin tarihini ve kültürel mirasını anlatan bir merkez olarak işlev görmesi gerektiğini vurgulayan Harmancı, “Bunu sadece bir devlet dairesi olarak kullanırsak, o günün işleviyle sınırlı kalır. Ancak bir kent müzesi ve farklı müzeleri bir araya getirebilecek bir alan haline getirebilirsek, çok önemli bir kazanım sağlamış oluruz” dedi.

Bu konuda meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve bireylerden destek beklediklerini belirten Harmancı, “Bu sesi yükseltmeliyiz. Kent müzesi, bireylerin geçmişleriyle olan ilişkisini güçlendiren, kim olduğumuzu ve nereye ilerlediğimizi hatırlatan bir yapı olmalıdır” ifadelerini kullandı.

Harmancı, “Ailesi onun bireysel mirasını taşıyacaktır, ancak toplum olarak da mirasını ileriye götürmek ödevimizdir. Kent hafızası ve müzesinin oluşumuyla ona karşı en büyük görevimizi yerine getireceğiz” diye konuştu.

Konuşmaların ardından panellere geçildi. Etkinlik, yarın da paneller, söyleşiler ve atölyelerle devam edecek.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Akgünler Denizcilik yeni hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişletti

Published

on

By

Akgünler Denizcilik’in 25. kuruluş yıl dönümünde, yeni nesil, yüksek kapasiteli hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişleterek, Girne-Taşucu arası seyahat süresini 2 saat 30 dakikaya indirdiği bildirildi.

Akgünler Denizcilik’ten verilen bilgiye göre, 24 Temmuz itibarıyla Girne-Taşucu-Girne hattında seferlerine başlayan gemi, 43 araç ve 430 yolcu kapasitesine sahip.

Akgünler Denizcilik Genel Müdürü İbrahim Baştuğ, “25. yılımızı kutlarken ailemize katılan Grand Master ile hizmet kalitemizi bir adım daha yukarıya taşıyoruz. Yolcularımıza hızlı, konforlu ve zaman kazandıran bir yolculuk deneyimi yaşatmayı amaçlıyoruz. KKTC ile Türkiye arasındaki ulaşımı daha da güçlendirecek bu yatırım, deniz taşımacılığında her zaman hizmet kalitesini artırma hedefinde olan lider firma olmamızın bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel: “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

GKRY, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 380 bin euro bağışladı

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne (KŞK), 380 bin euro bağışladı.

Bu bağışla GKRY’nin 2005’ten bugüne KŞK’ye sağladığı mali yardım 4 milyon 392 bin 700 euroya yükseldi.

KŞK’den yapılan açıklamada, bağışın kazı çalışmalarının güçlendirilmesi ve kazı ekiplerinin artırılması da dahil olmak üzere KŞK’nin 2025’teki çalışmalarını destekleyeceği kaydedildi.

KŞK’ye yapılan bağışların, Komite’nin kayıp şahısların kalıntılarının tespit edilmesi ve ailelerine iade edilmesi amacına katkıda bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplardan, şu ana kadar toplam 1055 kişinin kimliklendirilerek, usulüne uygun cenaze töreniyle ailelerine teslim edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, projenin devamı için Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağışçı desteklerine ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam