Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Türk Dünyasının Genç Gücü: Bir Millet Üç Devlet Vizyonu Çalıştayı”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının artık uluslararası alanda kendi gençliğiyle kendi düşüncelerini ifade etme özgürlüğüne sahip olduğunu belirtti.

Milli değerler, kültür ve binlerce yıllık tarihleriyle gönül birliği içinde hareket ederek, bundan sonraki süreçte “Bir Millet, Üç Devlet” şiarını ortaya koyacaklarını belirten Tatar, gençlere duyduğu güveni ifade ederek, “Sizler bu süreçte çok şeyleri başarabileceksiniz ve bütün bunlar bizlerin milli birliğine büyük bir güç katacaktır.” ifadesini kullandı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP), Türkiye Cumhuriyeti’nden AK Parti ile Azerbaycan’dan Yeni Azerbaycan Partisi’nin ortak düzenlediği “Türk Dünyasının Genç Gücü: Bir Millet Üç Devlet Vizyonu Çalıştayı”, bugün Girne Acapulco Resort Otel’de başladı.

Saygı duruşu ardından İstiklal Marşı ve Azerbaycan Milli Marşı’nın okunmasıyla başlayan çalıştayda, Ulusal Birlik Partisi, Ak Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi arasında imzalanan protokolün tanıtım videosu izlendi.

Cumurhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, bazı bakanlar, milletvekilleri, UBP Gençlik Kolları temsilcileri, Ak Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi heyeti ile çok sayıda konuk çalıştayda yer aldı.

Çalıştayın açılış konuşmalarını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, UBP Grup Başkanvekili, Çalıştay Genel Koordinatörü Ahmet Savaşan, UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, AK Parti Ankara Milletvekili Zehranur Aydemir, UBP Gençlik Kolları Temsilcisi Mahmut Hüdaverdi, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Yusuf İbiş ve Yeni Azerbaycan Partisi Gençlik Kolları Başkanı Bahtiyar İslamov gerçekleştirdi.

Açılış konuşmalarının ardından toplu fotoğraf çekimi yapıldı.

– Tatar: “Bu mücadelenin altında Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakları var”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, çalıştayda bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi, iki devletli siyaset hakkında bilgi verdi.

Yedi yıl önce federasyonun kapandığını ve iki devletli siyasetin değerlendirmeye alındığını söyleyen Tatar, Annan Planı ve 2017 yılında da Crans Montana görüşmelerinin çökmesiyle, UBP’nin en üst kademesindekilerle yapılan değerlendirmeler sonrasında, yeni bir siyaset olan iki devletli siyasetinin gündeme geldiğini belirtti.

Tatar, benimsenen iki devletli siyaset anlayışını işaret ederek, “Eğer yeniden bir müzakere süreci olacaksa bunun mutlak suretle egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabul edilmesiyle olacağını söyledik.” dedi.

İki devletli siyaset anlayışına Türkiye Cumhuriyeti’nden tam destek aldıklarını anımsatan Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı’nın ise 11 Kasım tarihinde yaptığı toplantıda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Teşkilat’ta gözlemci üye olarak kabul etmesinin tarihi bir gelişme olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, bu statünün KKTC’nin Azerbaycan ile yakınlaşmasına neden olduğunu ifade ederek, süreç hakkında şöyle bilgi verdi:

“Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bizleri Azerbaycan’a davet etmesi, Başbakanımızla orayı ziyaret etmemiz, daha sonra benim onunla ilk resmi olarak görüşmem, daha sonra Şuşa’ya davet edilmemiz ve orada tekrar buluşabilmemiz, kendi bayrağımızla Türk Devletleri Teşkilatı’nın toplantısına yer alabilmemiz önemlidir.”

Tatar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in Azerbaycan Parlamentosu’nda yaptığı konuşmayı da işaret ederek, Aliyev’e “Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin mücadelesi bizim için çok önemlidir” sözleri için kendisine teşekkür etti.

Konuşmasında gençlere hitap eden Tatar, aşama aşama kat edilen tarihi yolun sanıldığı kadar kolay olmadığını da söyledi.

Bu mücadelenin altında Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakları olduğunu ve bu hakların Kıbrıs Türk halkının asli bir unsuru olduğunu kaydeden Tatar, “Burası 1571’lerden 1923 Lozan Antlaşması’na kadar Osmanlı Devleti’nin bir parçası oldu. Kıbrıs Adası’nda Kıbrıs Türk halkı her zaman egemen olmuştur.” dedi.

Tatar, 20 Temmuz 1974’ten sonra adada artık yeni bir dönem başlandığını da işaret ederek, bu süreçte Anavatan Türkiye’nin hep yanlarında olduğunun altını çizdi.

19 Mayıs, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı da işaret eden Tatar, Kıbrıs Türk halkının artık uluslararası alanda kendi gençliği ile kendi düşüncelerini ifade etme özgürlüğüne sahip olduğunu söyledi.

Tatar, adada düzenlenen Teknofest etkinliğini de hatırlatarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni hep birlikte bir bilişim adasına dönüştürebileceklerini kaydetti.

Tüm bunları başarabilmek için gençlerin yeniliklere ayak uydurmasının önemini vurgulayan Tatar, bundan sonraki süreçte sahip olunan gönül birliğiyle, milli değerlerle, kültür ve binlerce yıllık tarihle birlikte hareket ederek, “Bir Millet Üç Devlet” şiarını ortaya koyacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasının sonunda gençlere duyduğu güveni ifade ederek, “Sizler bu süreçte çok şeyleri başarabileceksiniz ve bütün bunlar bizlerin milli birliğine büyük bir güç katacaktır.” ifadesini kullandı.

Gençleri Kıbrıs’ta görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Tatar, “Hepinize sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.” dedi.

– Üstel: “Bugün burada, bir milletin ve üç devletteki gençlerin heyecanını, ruhunu ve vizyonunu buluşturuyoruz”

Başbakan Ünal Üstel de, sözlerine çalıştay vesilesiyle bir arada olmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek başladı.

“Bugün burada bir milletin, üç devletteki gençlerin heyecanını, ruhunu ve vizyonunu buluşturuyoruz.” diyen Üstel, Türk dünyası ile olan ilişkilerin 2022 yılından sonra tarihi bir eşiğe geçtiğini kaydetti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmasının yalnızca bir diplomatik gelişme olmadığını belirten Üstel, “Bu adım yıllar sonra bir gönül coğrafyasının yeniden kucaklaşması olmuştur. Yüzyıllardır ihmal edilen bağların ayağa kalkışı olmuştur. Bu ayağa kalkış, Anavatan Türkiye’nin desteği ve onun öncülüğüyle gerçekleşmiştir. Şimdi bu dirilişe yürekten destek veren, bir kardeş daha katılmıştır. Onun adı da can Azerbaycan’dır.” diye konuştu.

Anavatan Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan’ın Kıbrıs Türk halkına gösterdiği ilginin devletler düzeyindeki ilişkileri de kısa sürede tarihi bir zirveye taşıdığını belirten Üstel, karşılıklı ziyaretlerin başladığını, siyasi ilişkilerin güçlendiğini, ekonomik temasların arttığını ve kültürel bağların derinleştiğini kaydetti.

Ulusal Birlik Partisi, Ak Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi arasında imzalanan protokole değinen Üstel, “Bu iş birliği üç devletin gençliğine uzanan bir gönül köprüsü kurmuştur. İşte bu çalıştay, o gönül köprüsü üzerine inşa edilmiştir.” dedi.

“Tek Millet, Üç Devlet” anlayışının yalnızca bir slogan değil, bir vizyon olduğunu belirten Üstel, bu vizyonun öznesinin ise gençler olduğunu belirtti.

“Bu salonda gençlik vardır. Sevgi, saygı, gönül bağı ve sarsılmaz bir kardeşlik vardır.” şeklinde konuşan Üstel, gençlerin artık birlikte düşündüklerini, birlikte öğrendiklerini ve birlikte ortak bir gelecek kurduklarını dile getirdi.

– “Bu geleceğe gençlerle yürüyoruz”

Kıbrıs Türk halkının dünyada hak ettiği yeri alması ve haksız izolasyonların kaldırılması için çok uğraş verdiğini belirten Üstel, geçmişte yaşanan süreçlere değindi.

Kıbrıs Türk halkının izolasyonlara rağmen dimdik ayakta kaldığını belirten Üstel, Azerbaycan halkının da yıllarca Karabağ’da uğradığı işgale karşı susmadığını, sabırla, inançla ve kararlılıkla yürüdüğünü anımsattı.

Üç devletin tarihin farklı zamanlarında ama aynı değerler uğruna savaştığını belirten Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki ‘KKTC’nin tanınma” çağrısını anımsattı.

Tanınma çağrısına Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de açık destek verdiğini hatırlatan Üstel, Türk Devletleri Teşkilatı’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ettiği konuma ulaşması için cesur ve ilkeli bir duruş sergilediğine değindi.

Rum tarafının Türk Devletleri Teşkilatı’na baskı kurmaya çalıştığını belirten Üstel, “Ama Anavatan Türkiye ve kardeş Azerbaycan bu baskılara geçit vermedi.” dedi.

“Aynı hedefe yürüyen üç gençlik teşkilatının burada buluşması, hepimiz için bir umut kaynağı. Ortak geçmişten ortak geleceğe yürüyoruz. Bu geleceğe gençlerle yürüyoruz. ” diye konuşan Üstel, çalıştayın gerçekleştirilmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

– Savaşan: “Bu birlikteliğin en güçlü teminatı Türk dünyasının enerjisi, umudu ve geleceği olan gençlerdir”

UBP Grup Başkanvekili, Çalıştay Genel Koordinatörü Ahmet Savaşan, “Türk Dünyasının Genç Gücü: 1 Millet 3 Devlet Vizyonu” Çalıştayı’nda Türkiye, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin genç temsilcilerini bir araya getirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Çalıştayın sadece üç kardeş devletin gençlik buluşması olmadığını işaret eden Savaşan, etkinliğin aynı zamanda ortak tarihin, kültürün ve geleceğin genç akılla yeniden yoğrulmasının başlangıcı olduğunu kaydetti.

“‘Bir Millet, Üç Devlet’ anlayışı, sadece bir söylem değil; gönül birliğimizin, kader ortaklığımızın ve stratejik vizyonumuzun ifadesidir.” diyen Savaşan, bu birlikteliğin en güçlü teminatının Türk dünyasının enerjisi, umudu ve geleceği olan gençler olduğunun altını çizdi.

Savaşan, çalıştay dolayısıyla kültürden siyasete, dijital dönüşümden eğitime, girişimcilikten gönüllülüğe kadar pek çok başlıkta fikirlerin paylaşılacağını, ortak projelerin geliştirileceğini ve dayanışmanın güçlendirileceğini söyleyerek, “Her bir oturumda atılan adımlar, yarının büyük Türk birliğine uzanan yolda kıymetli tuğlalar olacaktır.” ifadesini kullandı.

Konuşmasında gençlere de seslenen Savaşan, “Sizlerin kararlılığı, üretkenliği ve inancı sayesinde, Türk dünyasının gençliği, sadece kendi toplumlarında değil, uluslararası platformlarda da söz sahibi olacak, örnek teşkil edecek güce ulaşacaktır.” şeklinde konuştu.

Savaşan çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, çalıştay programı hakkında bilgi verdi. Savaşan, konuşmasının sonunda çalıştayın hayırlı olmasını diledi.

– Hasipoğlu: “Bugün bu protokolün ilk büyük etkinliğini gerçekleştiriyoruz”

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, “Türk Dünyasının Genç Gücü: Bir Millet Üç Devlet Vizyonu Çalıştayı”nın bir ilk olduğunu belirterek, ilki gerçekleştirmenin hem zor hem de onur olduğunu ifade etti.

AK Parti, Yeni Azerbaycan Partisi ve Ulusal Birlik Partisi olarak bir süreç başlattıklarını belirten Hasipoğlu, bir protokol imzaladıklarını ve bugün bu protokolün ilk büyük etkinliğini gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Süreç hakkında bilgi veren Hasipoğlu, Başbakan Ünal Üstel’in vizyonuyla çalışmalara başladıklarını, AK Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi temsilcileriyle çalışmalarda bulunduklarını ve anlaşmanın imza aşamasına geldiğini ifade etti.

Hasipoğlu, AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtuluş ve Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Udugov’un adaya gelerek, antlaşmanın ilk tohumlarını attıklarını işaret ederek, daha sonra ise antlaşmanın AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Udagov ve Başbakan Ünal Üstel tarafından imzalandığını söyledi.

Konuşmasında KKTC devletinin uluslararası alanda uğradığı haksızlıkları da işaret eden Hasipoğlu, bu nedenle antlaşmanın hem devlet, hem de bu devleti kuran Ulusal Birlik Partisi için çok önemli olduğunu ifade etti.

Hasipoğlu, antlaşmanın siyasi açıdan partiler anlamında ilk uluslararası anlaşma olduğunu dile getirerek, “Partilerin dış dünyayla ilişkisi, diğer partilerle iletişimi daha kolay olabilmektedir. Örneğin partimiz Avrupa Konseyi’nde, Avrupa Muhafazakârlar Grubu’nda temsil edilmektedir.” dedi.

Geçen yıl Kamboçya’da gerçekleşen Asya Siyasal Partiler Birliği’ne gözlemci olarak katıldıklarını da anımsatan Hasipoğlu, uluslararası alanda daha görünür olmak için diğer Türk devletlerini de kapsayacak şekilde bu tür çalıştaylar düzenlemeye devam edeceklerini söyledi.

Hasipoğlu, çalıştayın organizasyonunda katkısı olanlara teşekkür ederek, bu çalıştayı önemsediklerini çünkü çalıştay sonunda ortaya çıkacak metnin kendilerine bir yol haritası olacağını vurguladı.

Çalıştayı özellikle 19 Mayıs haftasında düzenlediklerine dikkat çeken Hasipoğlu, “Bu vesileyle Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anıyoruz.” dedi.

Hasipoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bağımsızlık benim karakterimdir.” ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın “Size bağımsızlık diyorum, size devletim diyorum” sözlerinin kendileri için önemli olduğunu belirtti.

“Uluslararası alanlarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınsın diyen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda üç kez Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyın diyen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.” diyen Hasipoğlu, KKTC’nin uluslararası alanda hak ettiği yeri alacağına inanç belirti.

Hasipoğlu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın seçildiği günden bu yana iki devletli çözüm politikasından, egemen eşitlikten ve eşit uluslararası statü pozisyonundan ödün vermediğine dikkat çekerek, “Bu vesileyle birinci çalıştayımız hayırlı uğurlu olsun. İnşallah ileriki dönemlerde de Türkiye ve Azerbaycan’da bu çalışmaların tekrarını gerçekleştireceğiz.” dedi.

– Aydemir: “Ortak bir tarih, dil ve kaderi paylaşıyoruz”

AK Parti Ankara Milletvekili Zehranur Aydemir de, bu güüzel programda bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi

Bugün “Bir Millet, Üç Devlet” anlayışı ile bir araya geldiklerini kaydeden Aydemir, ortak bir tarih, dil ve en önemlisi ortak bir kaderi paylaştıklarını dile getirdi.

Bu buluşmayla köklü ve güçlü bağları, ortak hedef ve vizyonlarını bir kez daha vurguladıklarını belirten Aydemir, “Burada, KKTC’deki kardeşlerimiz bizleri çok güzel ağırladılar. Muratağa, Sandallar ve Atlılar Şehitliği ardından da Maraş’ı ziyaret ettik. Varlığımızı ve bağımsızlığımız için verilen çabayı, ödenen bedelleri gördükçe, her bir gencin bu hafızayı diri tutmanın ve gelecek nesillere aktarmanın ne kadar kıymetli olduğunu çok iyi anlıyoruz.” dedi.

Teknofest’in ilk yurtdışı ayaklarından birinin Azerbaycan’da gerçekleştiğini anımsatan Aydemir, çok büyük bir katılım ve coşkuyla gerçekleştiğine değinerek, “Gençler olarak ürettiğimiz projeleri Azerbaycan’daki kardeşlerimize sunma imkanı yakalamıştık.” diye konuştu.

“Bir Millet, Üç Devlet” vizyonunu daha güçlü bir şekilde anlatacaklarını kaydeden Aydemir, konuşmasını Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözünü anımsatarak sürdürdü.

“Azerbaycanlı kardeşlerimiz ve KKTC’li gençlerimiz, bu büyük vizyonun temel taşlarıdır” diyen Aydemir, Türk dünyasının gençliği olarak her alanda omuz omuza hareket etmek zorunda olduklarını ifade etti.

“Yalnızca fikir alışverişinde bulunmak değil aynı zamanda ortak bir ruh ve vizyonun da ortaya konacak kıymetli bir organizasyon olacağına inanıyorum. Birlikte çalışacağız, birlikte üreteceğiz.” ifadelerini kullanan Aydemir, sürdürülebilir projeleri hep birlikte inşa edebileceklerine değindi.

– Hüdaverdi: “Birlikte çalışacağız, birlikte yürüyeceğiz ve birlikte başaracağız”

UBP Gençlik Kolları Temsilcisi Mahmut Hüdaverdi de konuşmasına, “‘Bir Millet, Üç Devlet’ konulu çalıştayımıza hoş geldiniz” diyerek başladı.

UBP Gençlik Kolları adına, AK Partili ve Yeni Azerbaycan Partili kardeşlerini KKTC’de görmekten ve birlikte çalıştaya katılmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Hüdaverdi, “Burası Kıbrıs Türkü’nün öz vatanı… Burası halkımızın kahramanlıklarla dolu, şanlı direnişin, milli ve dini değerlerimize sahip çıkışının sonunda, Anavatan Türkiye’nin büyük desteği ve fedakarlarıyla kurulan bir devlet.” diye konuştu.

Hüdaverdi; Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Kurtuluş savaşını başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 106’ıncı yıldönümünde; Ulusal Birlik Partisi, AK Parti ile Yeni Azerbaycan Partisi gençlerinin katılımıyla “Bir Millet, Üç Devlet” konulu bir çalıştay düzenlenmesinin tesadüf olmadığını, bir ihtiyacın ve ulvi bir amacın gereği olduğunu kaydetti.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur.” sözlerini anımsatan Hüdaverdi, dünyanın bugün her zamankinden daha fazla barışa ve adalete ihtiyacı olduğunu belirtti.

“Kanlı savaşlar, terörizm, gelir adaletsizliği, açlık, susuzluk, doğa katliamı, haksızlıklar, ahlaksızlıklar, kendini büyük olarak gören devletlerin bencilikleri aldı başını gidiyor.” diyen Hüdaverdi, İkinci Dünya Savaşı sonrası, dünyaya barış ve iş birliği getirmesi, uluslararası hukuk ve adalet sağlasın diye kurulan Birleşmiş Milletler’in artık görev yapamadığını dile getirdi.

Hüdaverdi, Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ülke ve yandaşlarının, Birleşmiş Milletleri kendi çıkarları için amacından saptırdığını ve etkisiz bir örgüt haline getirdiğini ifade etti.

Hüdaverdi, Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” saptamasının büyük takdir toplamasının boşuna olmadığını belirtti.

“Dünyayı daha adil, barış içinde yaşanabilir bir yer yapmak için güçlerimizi, kapasitemizi ve enerjierimizi birleştirmeliyiz.” diyen Hüdaverdi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ülkenin kendi bölgesel çıkarları uğruna Kıbrıs’taki gerçekleri görmezden gelmesi nedeniyle hala ambargolar altında olduklarını dile getirdi.

“Hala dünyanın en önemli, enerji ve ticaret yolları üzerinde etkili olabilecek bir konumda bulunan Kıbrıs adasında Türkiye’nin, Türk milletinin etkisi olmasın istiyorlar.” diyen Hüdaverdi, birlikte, çalışacaklarını, birlikte yürüyeceklerini ve birlikte başaracaklarını söyledi.

Hüdaverdi, “Yapacağınız bu çalıştay, sadece bir fikir alışverişi değil; ortak bir ülkü etrafında kenetlenen üç devletin ortaklaşa olarak, emin adımlarla daha güçlü, daha refah bir geleceğe yürüyüşünün ilk adımları olacaktır.” diye konuştu.

– İslamov: “Türk dünyasının gücü, geleceğe olan bakışımız ve birbirimizi tamamlayan kimliğimizdir”

Yeni Azerbaycan Partisi Gençlik Kolları Başkanı Bahtiyar İslamov da, bugün KKTC’de birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

“Bir Millet Üç Devlet Vizyonu”na değinen İslamov, Türk dünyasının gücünün önemli olduğunu ifade etti.

Her üç ülkenin gençleri olarak çağdaş değerler ve ortak bir hedefte birleşmeleri gerektiğini kaydeden İslamov, birlik ruhunun önemine değindi, gelecek hedeflerinden bahsetti.

Türk dünyasının gücünün sadece tarihin geçmişiyle değerlendirilmeyeceğini belirten İslamov, “Türk dünyasının gücü, geleceğe olan bakışımız ve birbirimizi tamamlayan kimliğimizdir.” dedi.

Bir ailenin farklı kollarının gençleri olarak ortak hedeflerde birleşmeleri gerektiğini dile getiren İslamov, bunun kendilerinin en büyük üstünlüğü olduğunu kaydetti.

Liderlerin iradesinin gençler için örnek teşkil ettiğini kaydeden İslamov, Ulusal Birlik Partisi, AK Parti ile Yeni Azerbaycan Partisi’nin ortak düzenlediği çalıştayın önemine dikkat çekti.

Gençlerin ortak değerlerin koruyucuları ve geleceğin kurucuları olduğunu kaydeden İslamov, “Bizim ailemiz, Türk dünyasıdır.” diye konuştu.

– İbiş: “‘Bir Millet, Üç Devlet’ vizyonu ortak bir gelecek inşasını da ifade ediyor”

AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Yusuf İbiş de, çalıştayın hayırlara vesile olmasını diledi.

“Cumhurbaşkanımızla 19 Mayıs etkinlikleri kapsamında Türkiye’deki gençlerimizle bir araya geldiğimiz, çok büyük bir gençlik festivali gerçekleştirdik.” diyen İbiş, konuşmasında çalıştayın önemine değindi, bugün bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi

Organizasyonda emeği geçenlere teşekkür eden İbiş, çalıştay başlığının her şeyi özetlediğini dile getirdi.

“Bir Millet, Üç Devlet” vizyonunun ortak bir gelecek inşasını da ifade ettiğini kaydeden İbiş, bu vizyonun millet iradesinin güçlü bir yansıması olduğuna vurgu yaptı.

AK Parti Gençlik Kolları olarak, güçlü bir geleceğin güçlü bir gençlikten geçeceğine inandıklarını ifade eden İbiş, bunun için mücadele ettiklerini dile getirdi.

Kısa bir süre önce görevi devraldıklarını ve birçok çalışmaya imza attıklarını kaydeden İbiş, “Türk dünyasının gençliği olarak bizler, sadece geçmişin mirasçıları değil bugünün ve geleceğin mimarlarıyız.” dedi.

“Artık yeni bir dünya inşa edilecekse bu salondaki gençlerin söyleyecek çok sözü var.” şeklinde konuşan İbiş, üç devletin gençliği ve tek yürek olarak buradan hep beraber sesleneceklerini belirtti.

Ulusal Birlik Partisi, Ak Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi arasında imzalanan protokole değinen İbiş, “Geçmişte destan yazan ecdadın torunlarıyız. Gelecekte destan yazacak olan da biziz. Buradan yükselen ses Türk gençliğinin sesidir. Biz bu sesi daha da yüksek söyleyeceğiz ve daha da güçlendireceğiz.” ifadelerini kullandı.

Gün boyu devam edecek olan çalıştay, plaket takdimi ve aile hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erecek.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

HP Genel Başkanı Özersay: “TMK hala etkili bir iç hukuk yoludur; gecikmeler acilen giderilmeli”

Published

on

By

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından KKTC’deki Kıbrıs Rum mallarına ilişkin bugün açıklanan kararı değerlendiren Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) tüm olumsuzluklara rağmen AİHM tarafından hâlâ etkili bir iç hukuk yolu olarak kabul edildiğini belirterek, “AİHM kararını hafife almak yerine ciddiyetle dikkate almalıyız” ifadelerini kullandı.

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, AİHM kararında başvuru sürecindeki gecikmeler nedeniyle Türkiye aleyhine tazminata hükmedildiğini ancak TMK’nın işlevselliğinin ortadan kalkmadığını belirten Özersay, bu gecikmelerin giderilmesi için acilen önlem alınması gerektiğini savundu.

“Bu konunun şakası yoktur” diyen ve TMK’nın bu çerçevede etkin şekilde değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildiren Özersay, Rum tarafının tutuklamalarla Kıbrıs Türk tarafına uyguladığı baskının mantıksızlığının dünya kamuoyuna anlatılması açısından da bu durumun önemli olduğunu söyledi.

Değerlendirmesinde, AİHM’in Vakıflar İdaresi’nin TMK sürecine taraf olarak katılmasının adil yargılanma hakkını ihlal etmediğini, iadenin taşınmaz hakkı açısından tek çözüm yolu olarak görülmediğini ve Rum tarafının Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının tarafsızlığına yönelik iddialarının da AİHM tarafından yerinde bulunmadığını ileri süren Özersay, TMK’nın geçerliliğinin bir kez daha teyit edildiğini vurguladı.

İdari gecikmelerin giderilmemesi halinde ileride daha ciddi sorunların yaşanabileceğini belirten Özersay, Komisyonun etkinliğinin artırılması için düzenli bir fon sistemi oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı’ndan AİHM kararına ilişkin açıklama: “TMK etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildi”

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bugünkü K.V. Mediterranean Tours Limited kararına ilişkin açıklama yaparak, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildiğine vurgu yaptı.

Açıklamada, AİHM’in söz konusu kararında, Kapalı Maraş’taki bir taşınmaza ilişkin hak iddialarını içeren başvuruyu değerlendirirken, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki haklarını ileri sürmek isteyen Kıbrıslı Rumlar için etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit ettiği belirtildi.

AİHM’in ayrıca, taşınmazın Kapalı Maraş’ta bulunması sebebiyle Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi’nin (Evkaf) TMK sürecine taraf edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırı olmadığına kanaat getirdiği ve Yüksek Mahkeme’nin tarafsızlığına yönelik iddiaları reddettiği vurgulandı.

Bakanlık açıklamanın devamında, “Gelinen aşamada, ülkemizdeki mülkiyet rejiminin güvencesi olarak gördüğümüz Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmeye devam etmesi için gerekenin yapılması hususundaki kararlılığımızı bu vesileyle bir kez daha yineleriz” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Genel Kurul’da güncel konuşmalar yapıldı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda güncel konuşmalar yapıldı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Devrim Barçın’ın sağlık konusundaki eleştirilerine yanıt veren Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, partizanlık yapılıyor eleştirilerine sert yanıt verdi, Cumhuriyetçi Türk Partisi döneminde yapılan uygulamaları anımsattı.

Yıllarca CTP hükümetinin yaptığı yasa dışı işlemler unutularak şimdi yapılan yasal düzenlemelerin partizanca yapıldığının iddia edildiğini anlatan Dinçyürek, tüm yasal düzenlemeleri yaparak devletin ve vartandaşın hakkını koruduklarını söyledi.

Demokrat Parti Milletvekili Serhat Akpınar ise üniversitelerle ilgili güncel konuşma yaparak, yüksek öğretimin hak ettiği yeri yeniden kazanaması, stratejik bakış açısı oluşturulması gerektiğini belirtti ve bunun olmaması halinde ise dönüşümün bir parçası olma çabasını sürdürmeyeceğini ifade etti.

Milli Eğitim bakanı Nazım Çavuşoğlu da hükümetin yüksek öğrenimi çok önemsediğini kaydederek, 100 bin öğrenci hedefini ortaya koyan bir bakan olarak çalışmalar yaptığını kaydetti.

Çavuşoğlu, Kredi Yurtlar Kurumu’nu ülkeye getirdiklerinde uğradıkları saldırılara değinerek, yaşananları anımsattı …
Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan ve uygulamaya geçen çift vize uygulamasının bazı engeller yaratmış olma ihtimali olduğunu söyleyen Bakan Çavuşoğlu, YÖK ile KKTC deki kontenjanların arttırılması noktasında çalıştıklarını kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu, YÖDAK ‘ın çok ciddi bir yasa çalışması olduğunu da söyleyerek, YODAK’ın yasasının da düzenlenmesiyle birlikte geleceğe daha iyi adımlarla yürüyeceklerini belirtti.

Meclis’te ülke ekonomisi da gündemdeydi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Erkut Şahali’nin eleştirilerini yanıtlayan Maliye Bakanı Özdemir Berova Muhasebe Meslek Denetim Yasasının Meclis’ten geçtiğini, vergi adaletini sağlamak maksadıyla, muhasebecilerin muhasebesini tuttukları şirketlerin beyanlarını zamanında bakanlığa sunması gerektiğini kaydetti.

Bakan Berova, Vergi Dairesi’nin kendi çalışmalarını yasal çerçeve içerisinde yapmaya devam ettiğini kaydederek, geçen yıl ile bu yıl açısından vergilerde yüzde 79 a yakın bir artış olduğunu ve bunun da vergi memurlarının sıkı denetim ve çalışmaların sonuucu olduğunu söyledi.

Bütçeyi meclisten; eksikliklerin bilinerek geçirildiğini de söyleyen Bakan Berova, kayıt dışılığı ve vergi kaçakçılığını da azaltmak için bu hafta içerisinde E-Fatura uygulamasının hayata geçirileceğini belirtti…

Bakan Berova, bakanlığı döneminde her şeyin bilgisi ve onayı dahilinde yapıldığını da söyleyerek, yalan yanlış söylemlerle halkın yanıltılmaması gerektiğini vurguladı.

Başbakan Yardımcısı Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ağaoğlu da, Binboğa Yem Fabrikası’nda yaşananlara değinerek emeklilerin durumunun ve maaliyetlerinin düzenlemesi gerektiğini söyleyerek buraların, kooperatif Merkez bankasına devredilmesi gerektiği düşüncesinde olduklarını anlattı.

Bu konularda çalışmaların son aşamaya geldiğini ve buraların sürdürülebilir duruma getirilmesini amaçladıklarının anlatarak, çalışmaların tamamlanması ile sonucu paylaşacaklarını anlattı.

Üniversiteler için ülkeye gelenlerle ilgili eleştirileri yanıtlayan İçişleri Bakanı Dursun Oğuz ise Milli Eğitim Bakanlığının verdiği bilgiler doğrultusunda ülkeye girişlere izin verdiklerini kaydetti…
Oğuz, “Biz bu ülkeye gelen öğrencilere karşı değiliz ancak ülkenin güvenliğini de düşünmek zorundayız. 1690 kişinin 1399 u şüpheli durumda. Bunlar ülkeye alınmıyor. Kontrol edilmezse kaçak ve kayıt dışı girişler artar. Polisle beraber takibini yapıyoruz. Gelen yolculardan artık parmak izi alınıyor ve bütün kayıtları veri havuzunda tutulmaya başladı. Bununla birlikte üniversitelere gidilecek ve oradaki öğrencilerin parmak izleri alınacak ve bu konu da böylelikle açıklığa kavuşacak. Buradaki amaç olası suçların tespitidir” dedi.

Bakan Oğuz, vatandaşlık yasasının elden geçmesi gerektiğini de söyleyerek, bununla ilgili çalışmaların başlatıldığını ve ülkeye yeni bir vatandaşlık yasasının kazandırılacağını belirtti.

Şartlı tahliye ile ilgili olarak da ilk şartlı tahliyede yapılan 197 başvurudan 127’sinin şartlı tahliyeden yararlanamadığını söyleyen Bakan Oğuz, adam öldürme ve cinsel suçların şartlı tahliyeye kapalı olduğunu kaydetti.

İkinci şartlı tahliyede ise 242 kişinin başvurduğunu ve 208’inin şartlı tahliyeden yararlanarak deport edildiğini anlatan Bakan Oğuz, yasaların el vermediği hiçbir şeyi yapmadıklarını anlattı.

12 kişinin ise deportunun kaldırıldığını söyleyen Bakan Oğuz, polisi darp eden bir kişinin nasıl 2 ay hapis cezası alabildiğini sordu ve Ömer Sürek isimli KKTC doğumlu şahsın deportunun aile bütünlüğü bozulmaması adına kaldırıldığının anlattı.

Oğuz, diğer kişilerin de aile bütünlüğünün bozulmaması ve suçlarının hafif olması nedeniyle deportlarının kaldırıldığını anlattı.

Bakan Oğuz, güvenlik araştırması ve sağlık araştırması yapılmadan kimsenin vatandaş yapılmadığını da anımsattı.

Devamını Oku

Trending

Reklam