Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Türki̇ye’ni̇n garantörlüğü ile Türk askeri̇nden vazgeçilemez”

  Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İzmir’deki temasları çerçevesinde , 47 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan Kıbrıs gazileriyle bir araya geldi. Bu anlamlı etkinlikte Kıbrıs gazileriyle  bir araya gelmenin mutluluğu ve onuru içerisinde olduğunu beli

Published

on


“Türki̇ye’ni̇n garantörlüğü ile Türk askeri̇nden vazgeçilemez”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İzmir’deki temasları çerçevesinde , 47 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan Kıbrıs gazileriyle bir araya geldi.

Bu anlamlı etkinlikte Kıbrıs gazileriyle  bir araya gelmenin mutluluğu ve onuru içerisinde olduğunu belirten  Cumhurbaşkanı Tatar sözlerine şöyle devam etti;

“47 yıl önce 20 Temmuz sabahında, sizin de göstermiş olduğunuz kahramanlıkla Kıbrıs’ta yeni bir dönemin başlarken,  Kıbrıs Türk halkının barışa, egemenliğe ve özgürlüğe kavuştuğu o günden sonra Kıbrıs’ta dengeler değişmiştir. Artık Kıbrıs’ta iki devlet vardır. Kıbrıs Türk halkı, kendi geleceğini tayin etme hakkı ile devletine sahip çıkmış ve bu devlet o günden bugüne kökleşmiştir. Bundan sonra daha da güçlenmeye devam edecektir. 47 yıl öncesinden bugünlere gelene kadar çok önemli gelişmeler olmuştur. Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan’da Türkiye Cumhuriyeti ile iş birliği içinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de söz hakkını kullanarak ulusal meselelere katkı koymaktadır.”

 

Mavi Vatan’da, Doğu Akdeniz’de kendi egemenlik haklarımız ile  kıta sahanlığındaki haklarımızın ve diğer kazanılmış haklarımızın önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar,  Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kıbrıs hakkında söylediği, “Kıbrıs’a dikkat ediniz. Kıbrıs düşman elinde olursa  Türkiye’nin ikmal yolları kapanır” sözünü hatırlattı.

 

Rum-Yunan ikilisinin oynadığı oyunların asla kabul edilemez olduğunu; oynanan oyunlardan birinin Türk gemilerinin  Çanakkale’den ve diğer önemli bölgelerden Doğu Akdeniz’in sularına çıkışını engellemek adına yapıldığını, hala daha bunun için çabaladıklarını ve bu oyuna gelmeyeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar şöyle devam etti;

 “1974’te biz büyük bir zafer kazandık. 1960’lardan beri verilen mücadelede Kıbrıs Türk halkı büyük bir destan yazmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle ve sizlerin Kıbrıs’ta büyük bir kahramanlık sergileyerek Kıbrıslı Türklerin geleceği için savaştınız ve Doğu Akdeniz’de Türk-Yunan dengesi tekrar kuruldu. Kıbrıs ,Yunan adası olsaydı, Doğu Akdeniz de elimizden giderdi.  Yıllardan beridir federasyon temeline dayalı görüşmelerde oynana oyun, adanın tek egemenlik adı altında Rumların hakimiyetine geçmesine yönelik bir tezgahtır.  Kıbrıs Türk halkı Türkiye’nin garantörlüğüne ve Türkiye’nin askeri varlığına önem vermektedir. Biz Kıbrıslı Türkler olarak hiçbir zaman Türkiye’nin garantörlüğünden ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadaki varlığından vazgeçmeyeceğiz.

Bu duygularla sizlere seslenirken, minnet ve şükranlarımı sunuyorum. 20 Temmuz 1974 çok önemli bir tarihtir.  20 Temmuz Barış Harekatı  ve sonrasında  oluşan iki devlet vardır. Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır; Kıbrıs Türk halkı kuzeyde, Kıbrıs Rum halkı güneyde yaşamaktadır. Ortaklık cumhuriyeti denilen, Avrupa içinde Kıbrıs Federal Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Kıbrıs’ın tamamının Avrupa Birliği’ne alınması meselesi vardır. Sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’ne; ‘Sen Avrupa Birliği’nde değilsin, yavaş yavaş Kıbrıs Adası’ndan da çekileceksin’ diyen bir zihniyet vardır. Bütün bunlar çeşitli müzakerelerde, tutanaklarda ve belgelerde vardır. Onun için ben Başbakanlık yaptığım dönemde de belirttim; kesinlikle bu oyunun tehlikeleri ortaya çıkmıştır. Bu büyük bir oyundur.”

Türkiye’nin üye olmadığı bir Avrupa Birliği’ne  Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üye olarak alınmasının  yanlış bir tavır olduğunu ve Annan Planı referandumunda  Kıbrıslı Türklerin evet; Rumların hayır demesine rağmen Kıbrıs Rum tarafının Avrupa Birliği’ne alınmasının büyük bir hukuksuzluk olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıslı Türklerin kendi varlıklarıyla kendi güvenlikleri için her zaman Türkiye ile birlikte hareket etmesi gerektiğini ve uluslararası anlaşmaların ve Kıbrıs Kuruluş Anlaşması, Lozan, Garanti ve İttifak anlaşmalarının bunu emrettiğini dile getirdi.

Rum-Yunan ikilisinin bütün  bu anlaşmalara rağmen, Türkiye’yi Kıbrıs’tan uzaklaştırıp,  Kıbrıs Türk halkının  yok edilmesiyle  bütün adaya sahip olabilmek için  geçmişten bu yana  ENOSİS için yaptıkları oyunları sürdürmeye devam ettiklerini belirtti.

 

Güçlü bir Türkiye’nin ve Kıbrıslı Türklerin asla bu oyuna gelmediğini ve gelmeyeceğini; Kıbrıslı Türkler olarak geçmişte yaşadığımız acıların, çektiğimiz zorlukların bilincinde ve kahraman bir milletin evlatları olduğumuzu, kahraman bir milletin de uzantısı olarak milli duyguları ve milli çıkarları, Türkiye Cumhuriyeti ile olan iş birliğimizi son derece önemsediğimizden dolayı artık adada yeni siyasetin yeni bir anlayışın geliştiğini ve  eşit egemen  yana yana yaşayan iki ayrı  devletten ibaret olduğunu  söyleyen Cumhurbaşkanı  Tatar şunları ifade etti;  

“Hiçbir güç, Kıbrıs Türk halkını ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Türkiye Cumhuriyeti’nden kopartamaz, kopartamayacaktır. Çünkü biz çok bedeller ödedik, çok şehit verdik. Hiçbir zaman tarihimizi unutmamalıyız. 1571’de atalarımız seksen bin şehit vererek Kıbrıs’ı fethetti. O zamanlarda da Kıbrıs’ta yaşayan Rum da yoktu. Biz Kıbrıs’ı Venediklilerden aldık. Bizim atalarımız 1878’e kadar, İngiltere’nin bize hazırladığı oyuna kadar 300 yıldan fazla Kıbrıs’ı yönetti. İngiliz döneminde Rumların da adada çoğaldığını gördük. Türklerin mülklerini bedavaya ellerinden aldılar. Tarih sayfaları bunu yazıyor. Merhum Başbakan Adnan Menderes,  Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve liderlerimiz muazzam bir gayretiyle, Türk ve Rumların eşit ortaklığında Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Garantör ülkeden biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Yunanistan ve İngiltere’dir.  Garanti Anlaşmaları ile Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Yunanistan dengesi de sağlanmıştır. Sonraki süreçte bu anlaşmalara itibar etmeyen, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için çabalayan Makarios ve Grivas’ın daha sonra Kıbrıslı Türklere yaptıkları katliamlar vardır. Kıbrıs Türk halkı bunlara direnmiş, geçit vermemiş ve 1974’te siz kahraman gazilerimizin adaya ayak basmasıyla Kıbrıslı Türkler bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşmuştur.”

 

“KIBRIS BİZİM MÜŞTEREK DAVAMIZDIR”

 

Gazilerin büyük bir kahramanlık örneği göstererek Kıbrıs’ta destan yazdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, 1974’ten bu yana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin giderek kökleşmekte ve güçlenmekte olduğunu; Doğu Akdeniz’in mavi sularında çıkarları açısından önemli olduğunu ve bundan sonra farklı bir siyaset izlemenin söz konusu olamayacağını dile getirdi. Siyasetimizi ve yeni anlayışımızı Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte kurguladığımızı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde ve talimatlarıyla dışişleri bakanı ve diğer ilgili bakanların, Türkiye’nin çeşitli kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütlerinin de bu politikayı benimsediğini, bu konuda güçlü bir destek verdiklerini söyledi.

 

 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İzmir’den şu mesajı verdi:

“Biz kahraman milletin kahraman evlatları olarak şu anda ulusal siyaseti devam ettirmeye çalışıyoruz. Bu yeni siyaset güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti, Ege adalarında ulusal haklarımızın sonuna kadar korunması ve Doğu Akdeniz’de de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni güçlendirmek suretiyle Libya’ya kadar giden büyük bölgede Türkiye’nin söz hakkının olabilmesi, Kıbrıs Türk halkı adına, güçlü Türkiye’nin daha da güçlenmesi noktasındaki mücadelesine bizim de bu şekilde katkı koymamız, bizim için vatan borcu ve size olan bir vefa örneğidir. Kıbrıs Türkü hiçbir zaman yalnız bırakılmadı. Türkiye Cumhuriyeti kendi evlatlarını adaya göndererek şehit etmek pahasına Kıbrıs Türk halkını, canı pahasına korumuş ve her türlü fedakarlığı yapmıştır. Kıbrıs bizim müşterek davamızdır. Türkiye’yi her ziyaret ettiğimde bu desteği hissediyorum. Aramızdaki gönül bağı sonsuza dek sürecektir. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor ve gazilerimize saygılarımı sunuyorum.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Başbakan Üstel:Kuzey Kıbrıs artık Dijital Ada ve Bilişim Adası olarak anılacak

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti ile imzaladığı “Fiber Dönüşüm Protokolü”nün ülkeyi “Dijital Ada ve Bilişim Adası” vizyonuna taşıyacağını belirterek, projenin bir yıl içinde geniş bir kesime evden eve fiber optik erişim sağlayacağını söyledi.

Concorde Tower’da düzenlenen imza töreninde konuşan Üstel, yaklaşık 100 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilecek projenin ülke ekonomisine ve kalkınmasına büyük katkı sağlayacağını vurguladı.

– “Tarihi bir projeye imza atıyoruz”

“Bugün tarihi bir projeye imza atıyoruz” diyen Üstel, “Artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, dünyada dijital ada ve bilişim adası olarak anılacak. Turizmden eğitime, yazılımdan diğer sektörlere kadar her alanda modern ve vizyoner bir altyapıya kavuşacağız.” ifadelerini kullandı.

Projenin Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle hayata geçirileceğine dikkat çeken Üstel, “Yanımızda Türkiye Cumhuriyeti var, yapacağız dedik. Bugün de ön protokolü imzalıyoruz. Ülkemizin büyük bir bölümünü bir yıl içinde evden eve fiber optikle buluşturacağız.” dedi.

– “Proje, küresel rekabet gücünü artıracak bir dönüşüm hamlesi”

Projenin yalnızca bir altyapı yatırımı değil, Kuzey Kıbrıs’ın küresel rekabet gücünü artıracak bir dijital dönüşüm hamlesi olduğunu vurgulayan Üstel, şu örnekleri verdi:

“Turizmciler Amerika’dan gelen bir ziyaretçinin işlemlerini kendi iş yerine kadar takip edebilecek. Öğrencilerimiz daha rahat online eğitim alacak. Yazılım sektörü gelişecek. Herkes evinden, dükkanından, bilgisayarından işlerini yönetebilecek.”

– “Verdiğimiz sözleri birer birer yerine getiriyoruz”

Hükümete geldikleri günden beri halka verdikleri sözleri yerine getirmenin onurunu yaşadıklarını belirten Üstel, “Koalisyon ortaklarımızla halkımıza bir söz verdik; halkımızın ihtiyaç duyduğu projeleri birer birer hayata geçireceğiz.” ifadesini kullandı.

Yapılamayan ve yarım kalan tüm projeleri tamamlayacaklarını vurgulayan Üstel, Türkiye Cumhuriyeti’yle en üst düzeyde imzaladıkları iktisadi ve mali iş birliği protokolleri çerçevesinde projeleri hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını da sözlerine ekledi.

Ercan Devlet Havalimanı, Lefkoşa Yonca Kavşağı ve ülke genelindeki yol yatırımlarını örnek gösteren Üstel, 4.5G mobil şebeke geçişi gibi projeleri de Türkiye ile iş birliği içinde tamamladıklarını anımsattı.

“Yapamayacaksınız dedikleri her şeyi birer birer hayata geçirdik. Biz az konuşup çok iş yapacağız dedik. 4.5G’ye geçtik, teşekkür aldık. Evden eve fiber optik için de bugün protokolü imzalıyoruz. Bunu tüm paydaşlarla istişare ederek, kimseyi mağdur etmeden yapıyoruz.” diyen Üstel, konuşmasının sonunda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a, Türkiye hükümetine, Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne, Türk Telekom’a ve katkı koyan tüm paydaşlara teşekkür etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Yılmaz: Ambargoları dijital dönüşümle aşacak, KKTC’yi dünyaya son teknolojilerle açacağız

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Ambargoları dijital dönüşümle aşacak, KKTC’yi dünyaya son teknolojilerle açacağız” dedi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde her haneye fiber-optik altyapı sağlamayı hedefleyen KKTC Fiber Dönüşüm” projesi için Türkiye Cumhuriyeti ile protokol imzalandı.

Protokole Türkiye adına imza atan Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, imza töreninde yaptığı konuşmada, fiber-optik altyapıyla ilgili teknik bilgiler vererek sürecin nasıl işleyeceğini anlattı. Projenin 12 ayda tamamlanacağının öngörüldüğünü söyleyen Yılmaz, protokolün imzalanmasının ardından hemen işe koyulacağını vurguladı.

– “Türkiye Yüzyılı, KKTC’nin de yüzyılı demektir”

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, KKTC’ye kesintisiz ve güvenli internet erişimi sağlayacak bu yatırımın, “iki devletin dijital çağda daha sıkı bir iş birliğiyle geleceği birlikte kurma iradesini” yansıttığını söyleyerek, egemenlik kavramının yalnızca kara, hava ve deniz sınırlarıyla tanımlanmadığını; veri güvenliğiyle, teknolojik yetkinlikle ve bilgiye erişim kapasitesiyle şekillendiğini belirtti.

“Her zaman ifade ediyoruz Türkiye Yüzyılı, KKTC’nin de yüzyılı demektir.” diyen Yılmaz, bu vizyonla KKTC’yi daha güçlü ve etkin bir konuma taşıyacak bir süreç başlattıklarını belirtti. Yılmaz, “Ambargoları dijital dönüşümle aşacak, KKTC’yi dünyaya son teknolojiler ile açacak bu altyapı iş birliğinin hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

– “Tatar’ın iki devletli çözüm vizyonunu sonuna kadar ve tereddütsüz bir şekilde destekliyoruz”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, iki devletli çözüm vizyonunu sonuna kadar ve tereddütsüz bir şekilde desteklediklerini vurgulayan Yılmaz, “Kendisinin, Cenevre’de ortaya koyduğu güçlü diplomasinin önümüzdeki günlerde New York’ta da, Birleşmiş Milletler’de de devam edeceğine inancımız tamdır. İki devletli çözüm bütün adanın yararınadır. Türk tarafının yararına olduğu gibi Rum tarafının da yararınadır. Bir huzur güven ortamı var adada ve bunun devam etmesi gerekiyor; ama eşitlik temelinde, egemenlik temelinde devam etmesi gerekiyor. Eşitlik söz konusu olduktan sonra her türlü iş birliğine de hazır olduğumuzu her fırsatta söylüyoruz. Garantör ülke olarak da söylüyoruz” dedi.

KKTC’de çalışmaları yapılan altyapı sistemlerini Rum tarafının da kullanabileceğini belirten Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Rum tarafının iş birliğinde samimi olmadığının “Kuzey Kıbrıs Türk ekonomisini hedef alır nitelikte çeşitli iş adamlarına dönük sürdürdüğü mahkeme süreçlerinde, yargı süreçlerinde” görüldüğünü kaydetti.

Yılmaz, amaçlarının bütün adanın, Türk’ü, Rum’u, adada kim yaşıyorsa onun huzuru, barışı, mutluluğu olduğunu vurgulayarak Birleşmiş Milletlerin son dönemde ortaya koyduğu tespitlerde adadaki gerçekliğin görüldüğünü işaret ettiğini ve bunun Cumhurbaşkanı Tatar ile aynı vizyonu paylaşanların çabaları sayesinde olduğunu söyledi

Devamını Oku

Kıbrıs

Arıklı, Berova ve Çavuş’tan 11 Temmuz Basın Günü mesajı

Published

on

By

 

İlk Türkçe gazete olan Saded’in 11 Temmuz 1889 tarihinde yayın hayatına başlaması nedeniyle kutlanan Basın Günü dolayısıyla bakanlar mesaj yayımladı.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Maliye Bakanı Özdemir Berova ile Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş yayımladıkları Basın Günü mesajlarında basın emekçilerinin gününü kutladılar.

-Arıklı: “Basınımız, toplumun sesi olma sorumluluğunu ciddiyetle yerine getirmiştir”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, 11 Temmuz Basın Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, Kıbrıs Türk basınının, toplumun sesi olma sorumluluğunu ciddiyetle yerine getirdiğini kaydetti.

Arıklı, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarından biri olan özgür basın; kamuoyunun aydınlatılması, hakikatin ortaya çıkması ve toplumsal bilincin güçlenmesi açısından hayati öneme sahiptir. Bu noktada, Kıbrıs Türk basını, geçmişten bugüne sadece haber verme görevini değil, aynı zamanda toplumun sesi olma sorumluluğunu da büyük bir ciddiyetle yerine getirmiştir.”

“11 Temmuz Basın Günü vesilesiyle, halkın doğru ve tarafsız bilgiye ulaşması adına büyük bir özveriyle görev yapan tüm basın mensuplarımızı saygı ve minnetle selamlıyorum.” diyen Arıklı, görevini onurla yerine getiren tüm basın emekçilerini tebrik ederek, başarılar diledi.

-Berova: “Kıbrıs Türk basını, halkımızın varoluş mücadelesinin tanığı, belleği ve taşıyıcısıdır”

Maliye Bakanı Özdemir Berova da yayımladığı 11 Temmuz Basın Günü mesajında, Kıbrıs Türk basınının, demokrasinin gelişmesine sağladığı katkılara dikkat çekerek, tüm basın emekçilerini kutladı.

Berova, “Kıbrıs Türk basını, halkımızın varoluş mücadelesinin tanığı, belleği ve taşıyıcısıdır.” dedi.

11 Temmuz Basın Günü’nde, halka doğru ve tarafsız bilgi ulaştırmak için gece gündüz demeden emek veren tüm basın çalışanlarını içtenlikle selamlayan Berova, ebediyete irtihal etmiş gazetecileri de saygı ve rahmetle andığını kaydetti.

Kıbrıs Türk basınının, halkın sesi ve vicdanı olarak ulusal mücadelede üstlendiği sorumluluğun altını çizen Berova, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Kıbrıs Türk basını, geçmişten bugüne halkımızın varoluş mücadelesinde kararlı bir duruş sergileyerek, kimliğimizin korunmasında ve haklı sesimizin dünyaya duyurulmasında önemli bir görev üstlenmiştir.”

Bakan Berova mesajında, demokrasilerin vazgeçilmez yapı taşlarından biri olan medyanın özgür, tarafsız, objektif ve ilkeli yayın anlayışıyla toplumu bilgilendirme görevini büyük bir sorumlulukla yerine getirdiğini de ifade etti.

Halkın doğru bilgiye ulaşmasını sağlayan, kamuoyunu aydınlatan ve kişi hak ve özgürlüklerine saygılı bir basının, güçlü bir demokrasinin temeli olduğunu aktaran Berova, zor koşullarda ve kısıtlı imkânlarla görev yapan basın mensuplarına teşekkür etti.

Berova mesajında, “Tüm basın çalışanlarının 11 Temmuz Basın Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor, çalışmalarında sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.” dedi.

-Çavuş: “Basın, yalnızca haber taşımaz; topluma yön verir, sorumluluk hatırlatır ve nabzını tutar.”

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş ise mesajında, “Bir tohumun toprağa düşmesiyle başlar hayat; filizlenmesi için suya, ışığa ve zamana ihtiyaç duyar. Gerçeklerin filizlenmesi de öyledir. Özgür kalemlere, cesur sorulara ihtiyaç duyar. Basın, yalnızca haber taşımaz; topluma yön verir, sorumluluk hatırlatır ve nabzını tutar.” dedi.

Çavuş, “Bir ülkenin basını ne kadar özgürse, insanı o kadar hak sahibidir; çiftçisi o kadar güçlenir, üreticisi o kadar görünür olur.” diyerek, basın emekçilerinin sadece bir meslek grubunu değil, hakikatin peşinden yürüyen bir toplumsal görevi onurlandırdıklarını belirtti.

Kırsaldan kentlere, tarlalardan ekranlara uzanan bu büyük yolculukta; mikrofonu kadar vicdanı da güçlü olan her basın emekçisini kutladığını aktaran Çavuş, gerçeği savunmaktan vazgeçmeyen tüm gazetecilere teşekkür ederek, görevlerini güven içinde, özgürce ve onurla sürdürmelerini temenni etti.

Devamını Oku

Trending

Reklam