Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Türkiye Cumhuriyeti’nden Polis Teşkilatı’na hibe

Türkiye Cumhuriyeti, Polis Teşkilatına, 5 koruma aracı ile drone, balistik çanta ve telsiz ekipmanlarını da içeren güvenlik teçhizatları hibe etti

Published

on

Türkiye Cumhuriyeti, 57’nci kuruluş yıl dönümünü kutlayan polis teşkilatına, biri sinyal kesicili olmak üzere 5 adet arazi tipi koruma aracıyla birlikte, drone ve drone savar; balistik çanta ve telsiz ekipmanlarından oluşan güvenlik teçhizatı ve taktik kıyafet takımları hibe etti.

lkj.jpg

Bu çerçevede bugün Polis Genel Müdürlüğü’nde gerçekleşen hibe törenine, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yanında,  Başbakan Ersan Saner, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu ve Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan da katıldı.

 

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay hibe töreninde yaptığı konuşmada, AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen’in “AB iki devletli çözüm yönünde hiçbir şeyi asla ve asla kabul etmeyecek” açıklamasını eleştirerek “Kıbrıs konusunda asla, ‘asla’ demeyin. Ada’da tarihsel gerçekler ve reel politik ortadadır” dedi.

Çözüm konusunda çizgilerinin net olduğunu dile getiren Oktay, “ Bundan sonra yeni bir müzakere süreci olacaksa, bu iki toplum arasında değil, ancak iki devlet arasında olabilir!” vurgusu yaptı.

Oktay, “Egemen ve bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, kendi toprağı olan, üzerinde tam yetki ve kontrole sahip olduğu Maraş’a yönelik kararlı politikalarını desteklediğimizi de bir kez daha vurgulamak isterim” ifadelerini de kullandı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise, iki devletliliğin savunulması ve egemen eşitlik bağlamında KKTC’nin imkanlarının artırılması gerektiğine vurgu yaptı. Polis teşkilatının güçlendirilmesinin önemine işaret eden Tatar, güçlü bir KKTC’nin kendi halkına, kendi insanlarına daha fazla güvenlik sağlayacağını, herkesin güvendiği bir ülkenin de yatırımları, refahı ve mutluluğu artıracağını vurguladı.

OKTAY: “İLERLEYEN İŞ BİRLİĞİ PROJELERİMİZİ İNCELEMEK VE KIBRIS TÜRK HALKI’YLA HASRET GİDERMEK İÇİN KKTC’DEYİZ”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay hibe töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye-KKTC kardeşliğinin nişaneleri olarak tanımadığı, ilerleyen iş birliği projelerini incelemek ve Kıbrıs Türk halkıyla hasret gidermek için dünden bu yana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunduğunu kaydetti.

Ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Önder Sennaroğlu, Başbakan Ersan Saner ve bakanlarla görüşme ve istişareler gerçekleştirdiklerini söyleyen Oktay, bunun yanı sıra yapımını destekledikleri çalışmaları incelediklerini kaydetti.

“Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu çalışmaları ile KKTC’nin tüm bölgelerinde devam eden karayolu çalışmalarını yerinde inceledik. Bafra ve Yenierenköy’lü kardeşlerimizi ziyaret ederek sorunlarını dinledik, çözüm üretmeye çalıştık ve gönül buluşmaları gerçekleştirdik. Maraş bölgesinde restorasyon çalışmaları yeni tamamlanan Bilal Ağa Mescidi’ni ziyaret ettik ve çevrede incelemelerde bulunduk” ifadelerini kullanan Oktay, her iki taraf açısından da bu gibi ziyaretlerin sadece işin yapılıp dönülmesinden çıkarak, insanlarla buluşup, dertleşip, sevinci ve kederi paylaşma noktasına taşınmasına dikkat ettiklerini ifade etti.

Oktay konuşmasına; “Şimdi ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz Kasım ayındaki ziyareti sırasında KKTC makamlarınca talep edilen araç ve teçhizatın, KKTC polis teşkilatına teslimini gerçekleştirmek üzere bir aradayız” diyerek devam etti.

“KIBRIS TÜRK HALKININ HAYATINI GÜVEN VE REFAH İÇİNDE SÜRDÜRMESİ BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZDİR”

“Kıbrıs Türk halkının hayatını güven ve refah içinde sürdürmesi bizim vazgeçilmezimizdir” diyen Oktay,

Geçtiğimiz hafta 57’nci kuruluş yıldönümünü kutlayan KKTC polis teşkilatının donanım ve yetenek bakımından en iyi şartlara kavuşması için hiçbir gayretten kaçınmayacaklarını ifade eden Oktay “bu vesileyle, cefakar polis teşkilatımızın 57. kuruluş yıl dönümünü kutlar, görevlerinde muvaffakiyetler dilerim” dedi.

“5 KORUMA ARACI İLE DRONE, BALİSTİK ÇANTA VE TELSİZ EKİPMANLARINI DA İÇEREN GÜVENLİK TEÇHİZATLARI HİBE EDİYORUZ”

Bugün; KKTC polisine, biri jammerli (sinyal kesici) olmak üzere 5 adet arazi tipi koruma aracıyla birlikte, drone ve drone savar; balistik çanta ve telsiz ekipmanlarından oluşan güvenlik teçhizatı ve taktik kıyafet takımları hibe ettiklerini dile getiren Oktay, “Hayırlı olsun. Kıbrıs Türk polisi, 20 Temmuz’da 47’nci yıl dönümünü Barış ve Özgürlük Bayramı olarak kutlayacağımız ‘Kıbrıs Barış Harekatı’nın ve Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesinin silahlı kuvvetlerimiz ve mücahitlerimizle birlikte baş kahramanlarındandır. Bu vesileyle, Kıbrıs Türkü’nün bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinde şehit düşen tüm kahramanlarımızı rahmetle anıyor, gazilerimize de şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Oktay, Kıbrıs Türkü’nü her türlü tehdide ve tehlikeye karşı koruyan KKTC polisi dahil tüm güvenlik güçlerine bundan sonra da gereken katkıyı sağlamaya devam edeceklerini vurguladı.

“KUZEY KIBRIS TÜRK HALKININ REFAH SEVİYESİNİN YÜKSELMESİ İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞEN NE VARSA YAPIYORUZ”

Ekonomik ve kalkınma iş birliği çerçevesinde, KKTC’nin hayat damarlarını oluşturan sektörlere; ulaştırmadan enerjiye, tarımdan sanayiye, turizmden eğitime ayrı ayrı eğildiklerini ifade eden Oktay, “Kuzey Kıbrıs Türk halkının refah seviyesinin yükselmesi için üzerimize düşen ne varsa yapıyoruz” dedi.

“SON VATANDAŞ AŞILANANA KADAR AŞI GÖNDERMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

KKTC’ye son vatandaş aşılanana kadar aşı göndermeye devam edeceklerini söyleyen Oktay şöyle devam etti:

“Gönderdiğimiz 340 bin kovid aşısı, somut ilerleme kaydeden ulaştırma ve alt yapı yatırımları, Anadolu’nun suyunu Kıbrıs Türk halkına ulaştıran projemizin tarımsal sulama ayağı, e-devlet dijital Kıbrıs projesi, 500 Yataklı hastane projesi ve gençliğe, spora yaptığımız yatırımlar desteklerimizden sadece birkaçı.

“DESTEKLERİN UFKUNDA; KENDİ KENDİNE YETEN, ÖZGÜVENLE AYAKLARI ÜZERİNDE DURAN BİR KKTC VAR”

Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkına sağladığı ekonomik ve kalkınma desteklerinin ufkunda; kendi kendine yeten, özgüvenle ayakları üzerinde duran bir KKTC olduğunu vurgulayan Oktay, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Turizm ve üniversiteleşmenin yanında sanayisiyle, tarımıyla katma değer üretebilen bir KKTC, Kıbrıs Türk halkının 1571’den bu yana sahip olduğu tarihi ve kültürel değerlerin bilincinde, bu değerlerini de geleceğe taşıyan bir KKTC var. Ve bunların gerçekleşebilmesi için ihtiyaç duyulan yapısal reformları tamamlamış karar alma, uygulama ve denetim mekanizmaları en etkin şekilde çalışan; yol alan, ilerleyen bir KKTC için Türkiye olarak üzerimize düşen ne varsa yapacağız dedik ve bugün de bu irademizi yineliyoruz”

“KURUMSAL YAPININ KAPSAMLI BİR REFORMA TABİ TUTULMASI EN BÜYÜK TEMENNİMİZ”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurumsal yapısının kapsamlı bir reforma tabi tutulmasının, yönetim kapasitesini güçlendirecek adımların süratle atılmasının en büyük temennileri olduğunu dile getiren Oktay “Türkiye-KKTC iş birliği ve kardeşliğini çok daha ileri boyutlara taşıyacak, çok daha güçlü bir KKTC’yi birlikte oluşturmaya devam edeceğiz. Biz birlikte güçlüyüz” dedi.

“KIBRIS TÜRKÜ’NÜ İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM YOLUNDAKİ HAKLI DAVASINDA BİR GÜN BİLE YALNIZ BIRAKMAYACAK, ULUSLARARASI TOPLUMA HAKKANİYETİ HAYKIRARAK YİNE DAYANIŞMA İÇİNDE BİZ OLACAĞIZ”

Kıbrıs Türkü’nü, iki devletli çözüm yolundaki haklı davasında bir gün bile yalnız bırakmayacaklarını dile getiren Oktay “Uluslararası topluma hakkaniyeti haykırarak yine dayanışma içinde biz olacağız” dedi.

Oktay şöyle devam etti:

“Anavatan ve garantör ülke olarak, Kıbrıs Türk tarafının çözüm vizyonuna ve önerisine desteğimiz tamdır. Ülkemiz, Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını kendi hak ve çıkarlarından ayrı tutmamaktadır. Bu yönde sergilediğimiz kararlı duruştan taviz vermeyeceğiz.

Biz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile fikir birliği içinde, Kıbrıs’ta iki tarafın da rızasını çözüme yansıtmak için gayret verirken karşımızda gözü, kulağı, aklı izanı kapalı bir güruh var. Demokrasinin, katılımcılığın beşiği olduğunu iddia edenler konu Kıbrıs Türk halkına gelince orta çağda yaşadıkları karanlığa geri dönüyorlar”

“AB’NİN İNSANİ KRİZLERE ‘ASLA VE ASLA’ DEDİĞİNE ŞAHİT OLAMADIK”

AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen’in “AB iki devletli çözüm yönünde hiçbir şeyi asla ve asla kabul etmeyecek” açıklamasını eleştiren Oktay, “Biz Avrupa Birliği’nin, bugüne kadar haksızlığa, eşitsizliğe, Akdeniz’de, Ege’de yaşanan dramlara, insani krizlere ‘asla ve asla’ dediğine şahit olamadık” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Avrupa’nın her bir köşesinde artan İslam karşıtlığına, Avrupa’da yaşayan Türklere uygulanan ayrımcılıklara ya da sığınmacı çocukların kaybolmasına ‘asla’ dediklerini hiç duymadık. Konu Kıbrıs Türk halkının eşit haklarına, hakkaniyete ve egemenliğine gelince nasıl da kesin konuşabiliyorlar…

Hatta daha ileri gidip Sayın Cumhurbaşkanımıza ‘20 Temmuz ziyaretinizde daha yumuşak mesajlar verseniz’ anlamına gelecek temennilerde bulunuyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız, vicdanların, mazlumların sesidir ve hiçbir zaman beklentilere göre, yönlendirmelere göre konuşmadı, konuşmaz… Hakkın ve haklının yanında dimdik durur”

“KIBRIS KONUSUNDA ASLA, ‘ASLA’ DEMEYİN… BUNDAN SONRA MÜZAKERE SÜRECİ OLACAKSA İKİ TOPLUM DEĞİL ANCAK İKİ DEVLET ARASINDA OLABİLİR”

Uluslararası toplumun tüm paydaşlarına seslenen Oktay, “Kıbrıs konusunda asla, ‘asla’ demeyin. Ada’da tarihsel gerçekler ve reel politik ortadadır” dedi.

Çözüm konusunda çizgilerinin net olduğunu dile getiren Oktay “ Bundan sonra yeni bir müzakere süreci olacaksa, bu iki toplum arasında değil, ancak iki devlet arasında olabilir!” vurgusu yaptı.

“KKTC’NİN, KENDİ TOPRAĞI OLAN, ÜZERİNDE TAM YETKİ VE KONTROLE SAHİP OLDUĞU MARAŞ’A YÖNELİK KARARLI POLİTİKALARINI DESTEKLİYORUZ”

Oktay, “Egemen ve bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, kendi toprağı olan, üzerinde tam yetki ve kontrole sahip olduğu Maraş’a yönelik kararlı politikalarını desteklediğimizi de bir kez daha vurgulamak isterim” ifadelerini de kullandı.

“Mücahit ve Mehmetçiklerimizle; güç ve gönül birliği içinde gerçekleştirdiğimiz şanlı Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 47’nci yıl dönümü yaklaşıyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı’nın birinci gününde, 20 Temmuz Salı günü, Barış ve Özgürlük Bayramı törenlerine katılmak üzere Kıbrıs’a bir ziyaret gerçekleştirerek, burada Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin coşkusuna ortak olacaktır” diyen Oktay şöyle devam etti:

“Bu ziyaret, birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirecek, KKTC ile olan dayanışma ruhumuzu bir kez daha perçinleyecektir. Milli davamıza olan inancımızla, Kıbrıs Türkü’nün geleceğe güvenle bakarak, barış, huzur ve refah içinde yaşamaya devam etmesi için çabalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz”

KKTC polis teşkilatına hibe edilen araç ve teçhizatların hayırlı olmasını dileyen Oktay, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Vatan sevgisi ve görev bilinciyle huzuru, asayişi temin etmek için gece gündüz demeden görevini başarıyla yerine getiren Kıbrıs Türk polisi ve tüm güvenlik güçlerine muvaffakiyetler diliyorum. Kuzey Kıbrıs’ın her bir köşesindeki kardeşlerimize selamlarımı iletiyor, bu vesileyle 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramınızı ve yaklaşan Kurban Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum.

Misafirperverlikleri için Cumhurbaşkanı Sayın Tatar başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorum”

 

TATAR: “POLİS GÜCÜNÜN SON TEKNOLOJİK İMKANLARLA DESTEKLENMESİ ÖNEMLİ”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise yaptığı konuşmada, yapılan hibenin polis teşkilatının güçlenmesi adına son derece önemli olduğunu kaydetti.

KKTC’nin kendi imkanları çerçevesinde olanak ve ekipmanlarını sürekli geliştirdiğini anlatan Tatar, öte yandan zaman zaman TC’nin destekleriyle polis teşkilatının güçlendirilmesine de ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Polisin daha mobilize olabilmesi, icra kabiliyetini artırmak için araç gereç ve teknolojinin önemine değinen Tatar Türkiye Cumhuriyeti’ne destekleri için teşekkür etti.

“ÇAĞIMIZDA BİR TAKIM TEDBİRLERİ ALABİLMEK BİLGİ AKIŞINA BAĞLI… POLİS GÜCÜMÜZÜN BU ANLAMDA TAKVİYE EDİLMESİ ÇOK OLUMLU”

İçinde bulunulan çağda bir takım tedbirleri alabilmenin bilgi akışına bağlı bulunduğunu, TSK, GKK, Sahil Güvenlik, Türkiye istihbarat birimleriyle bilgi akışı sağlayabilmenin önemli olduğunu vurgulayan Tatar, bu bağlamda polis gücünün son teknolojik imkanlarla desteklenmesini, “KKTC adına çok olumlu bir gelişme” olarak niteledi.

“EGEMEN KKTC’NİN İMKÂNLARININ ARTIRILMASI GEREK…”

İki devletliliğin savunulması ve egemen eşitlik bağlamında KKTC’nin imkanlarının artırılması gerektiğini söyleyen Tatar, Mavi Vatan’da gerek mülteci olayları konusunda, gerek uyuşturucu olaylarının önlenmesi adına, araç, gereç ve teşkilatın etkin ve mobilize polis gücünün sağlanması için önemli olduğunu anlattı.

Polis teşkilatının güçlendirilmesinin önemine işaret eden Tatar, güçlü bir KKTC’nin kendi halkına, kendi insanlarına daha fazla güvenlik sağlayacağını, herkesin güvendiği bir ülkenin de yatırımları, refahı ve mutluluğu artıracağını vurguladı.

Tatar konuşmasında, Oktay’a gösterdiği yakın ilgi ve destek için de teşekkür etti.

OKTAY, EGEMEN EŞİTLİK PLATFORMU ÜYESİ GENÇLERLE BULUŞTU

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay daha sonra Büyük Han’da, Egemen Eşitlik Platformu üyesi gençlerle buluştu. Oktay’ın bu gece adadan ayrılması bekleniyor.
        
        
                  

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Tatar: İki devletli çözüm hepimizin hedefidir, özlemidir ve doğru olan budur

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, iki devletli çözüm siyasetinin dünya genelinde kabul görmesi için büyük bir diplomatik mücadele yürüttüklerini belirterek, “İki devletli çözüm hepimizin hedefidir, özlemidir ve doğru olan budur.” dedi.

AA’nın haberine göre İstanbul Ticaret Odası (İTO) yayınları arasında bulunan “Kıbrıs Sevdası: Ateşi Hiç Sönmeyen Bir Ülkünün Peşinde Geçen Ömürler: Ersin Tatar” adlı kitabın güncellenmiş ikinci baskısının tanıtım toplantısına katılan Tatar, etkinliğin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Yaklaşık son beş yılda Türkiye’nin desteğiyle yürüttükleri iki devletli siyaset sayesinde KKTC’nin diplomatik statüsünü uluslararası platformlarda güçlendirdiklerini belirten Tatar, “İki devletli çözüm hepimizin hedefidir, özlemidir ve doğru olan budur.” ifadesini kullandı.

Tatar, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda (İİT) temsiliyet kazanmasının son yıllarda yürütülen dış politika başarısının önemli göstergeleri olduğunu ifade etti.

Federal çözüm modelinin Türk halkı için ciddi riskler barındırdığını vurgulayan Tatar, “Federasyon adı altında Türkler azınlığa düşürülecek, Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs’tan çekilecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğü ortadan kalkacak ve Türklük Doğu Akdeniz’i kaybedecektir.” dedi.

Tatar, Doğu Akdeniz’in jeopolitik önemini vurgulayarak, KKTC’nin yalnızca kara parçası değil, aynı zamanda deniz yetki alanları, kıta sahanlığı, ekonomik münhasır bölgeler ve hava sahasıyla birlikte bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

– KKTC ve Türkiye arasındaki yıllık ticaret hacmi üç milyar dolar civarına yaklaştı

Türkiye ile KKTC arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştiğini belirten Tatar sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Bundan 15 yıl kadar önce ben Kıbrıs’ta maliye bakanıyken yıllık ticaret hacmi 600 milyon dolar civarındaydı, şimdi 3 milyar dolar civarına yaklaşmıştır. Türkiye’nin her bölgesinden Ercan Devlet Havalimanı’na uçakların uçmasıyla bugün yolcu sayısı yılda 5 milyonu bulmaktadır. Bundan 20 yıl önce yolcu sayısı 1 milyon bile değildi. Şimdi bakıyoruz ki pandemi döneminden sonra hızlı bir gelişmeyle yılda 5 milyonu bulmaktadır.”

-“100’den fazla ülkeyle ticaret yapıyoruz”

Tatar, 100’den fazla ülkeyle ticaret yaptıklarını belirterek, bir bölümü halkın kullanımına sunulan “Kapalı Maraş” açılımıyla turizm alanında “büyük atılımlar” gözlemlendiğini ifade etti.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine atıfta bulunan Tatar, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi KKTC Doğu Akdeniz’de parlayan bir Türk devleti olmaya devam edecektir.” vurgusu yaptı.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

GMO Başkanı Oymen elektrik kesintilerinin gıda güvenliğini riske atabileceği uyarısında bulundu

Published

on

By

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Gıda Mühendisleri Odası (GMO) Başkanı Beste Oymen, elektrik kesintilerinin gıda güvenliğini riske atarak ciddi gıda zehirlenmelerine yol açabileceği uyarısında bulundu.

Yazılı açıklama yapan Oymen, elektrik kesintilerinin başta et, süt, yumurta, tavuk gibi çabuk bozulabilen ürünler olmak üzere birçok gıdanın uygun saklama koşullarını ortadan kaldırarak, mikroorganizma üremesiyle ciddi gıda zehirlenmelerine yol açabildiğini belirtti.

Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ekstra dikkat gösterilmesi gerektiğini kaydeden Oymen, gıda zehirlenmelerinin bu gruplarda daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini bu nedenle şüpheli ürünlerin bu bireylere verilmemesi gerektiğini vurguladı.

Soğuk zincirin kırılmasının, ürünlerin fiziksel görünümünde bozulma olmasa bile sağlığa zararlı hale gelmesine neden olabileceğini kaydeden Oymen, bu nedenle sadece üretim aşamasında değil, tüketiciye ulaşana kadar geçen tüm süreçlerde, kesintilere karşı bilinçli davranma ve gıdaların güvenliğini koruyacak önlemleri zamanında almanın önem taşıdığını ifade etti.

Oymen, açıklamasında elektrik kesintilerinde gıda güvenliğini sağlamaya yönelik temel önlemlere de yer vererek, buzdolabı ve dondurucu kapaklarını kapalı tutma, soğuk zinciri korumak için buz aküsü veya dondurulmuş su şişeleri kullanma, hazır yemek, açıkta satılan ürünlerle ilgili dikkatli olma önerisinde bulundu.

İki saatten uzun süren kesintilerde bozulma riskinin artacağını kaydeden Oymen, dondurulmuş ürünler çözündüyse tekrar dondurulmaması gerektiğini belirtti.

-“Buzdolabı kapaklarını açmayın”

Oymen, elektrik kesintisi başladığı andan itibaren buzdolabı ve derin dondurucuların kapaklarını açmaktan kaçınmanın soğuk havanın uzun süre korunmasını sağlayacağını dile getirerek bu yöntemle buzdolabındaki sıcaklığın yaklaşık 2–4 saat, derin dondurucudaki sıcaklığın ise içi doluysa 48 saat, yarı doluysa 24 saat güvenli seviyede kalabileceğini kaydetti.

Soğuk zinciri korumak için buz aküsü veya dondurulmuş su şişeleri kullanmak gerektiğine işaret eden Oymen, “Elektrik kesintisi yaşanabileceğini önceden biliyorsanız, buzlukta su dolu şişeler dondurarak dolap içi sıcaklığın sabit kalmasına yardımcı olabilirsiniz.” dedi.

Buzdolabının iç sıcaklığını izlemek için termometre kullanılması tavsiyesinde bulunan Oymen, gıdaların güvenle saklandığı sıcaklık aralıklarının; buzdolabının +1 ile +4 derece arası derin dondurucunun -18 derece ve altı olduğunu, kesinti sonrası bu değerlerin üzerine çıkıldıysa, ürünler risk altına girmiş olabileceğini kaydetti.

Oymen, iki saatten uzun süren kesintilerde bozulma riskinin artacağını belirterek, şunları kaydetti:

“Kesinti 2 saati geçmişse, özellikle hayvansal gıdalar (et, tavuk, süt, yumurta, pişmiş yemekler) kontrol edilmelidir. Bu ürünler 2 saatten fazla +4 derece üzeri bir sıcaklıkta kaldıysa, ‘görünüşü, kokusu iyi olsa bile’ kesinlikle tüketilmemelidir. +4 derece üzerindeki sıcaklığa 2 saatten az maruz kalan gıdaları pişirirken merkez sıcaklığının en az 65 derece olmasına dikkat edilmelidir.”

Dondurulmuş ürünler çözündüyse tekrar dondurmamak gerektiğine değinen Oymen, bu ürünlerin pişirilerek hemen tüketilmesi gerektiğini vurguladı.

-“Gıda güvenliğinde görünüş aldatıcı olabilir”

Gıda güvenliğinde görünüşün aldatıcı olabileceğini belirten Oymen, “Bozulan gıdalar her zaman kötü kokmaz veya görünüm olarak farklılık göstermez. Özellikle hayvansal gıdalarda mikroorganizma gelişimi belirgin bir bozulma olmadan da tehlike yaratabilir. Şüpheli ürünleri asla tüketmeyiniz.” dedi.

 İşletmelerin bu tür durumlara karşı hazırlıklı olması, üretime geçmeden önce mutlaka gıda ve ortam kontrolü yapması gerektiğini belirten Oymen, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Gıda üretimi, satış ve servis hizmeti sunan işletmeler elektrik kesintilerinin gıda güvenliği üzerindeki etkisini göz önünde bulundurarak jeneratör, kesintisiz güç kaynağı (UPS) gibi yedek enerji sistemlerini devreye almalıdır. Soğuk zincirin sürekliliğini sağlayacak bu tür altyapı önlemleri, sadece ürün güvenliğini değil, halk sağlığını korumak açısından da zorunluluktur. Ayrıca kesinti sonrası üretim ve satışa geçmeden önce sıcaklık kontrolleri yapılmalı, riskli ürünler piyasaya sunulmamalıdır. Soğuk hava depolarını ve/veya buzdolabı sıcaklık kontrollerini max/min dereceyi hafızasında tutabilen özelliğe sahip kalibre edilmiş termohigromete/termometre ile yapılabilir”

Hazır yemek ve açıkta satılan ürünlerle ilgili dikkatli olunması çağrısında bulunan Oymen, “Güvenliğinden emin olmadığınız ürünleri tüketmeyiniz” dedi.

Kasaptan et alırken de dikkatli olunması gerektiğini belirten Oymen, elektrik kesintisi olan bölgelerdeki kasaplardan et ürünü alırken özellikle kıymanın önceden hazırlanmış olmamasına dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.

Oymen, planlı elektrik kesintisi olması durumunda kasapların önlem olarak ürünlerini soğuk hava depolarında tutmaları, müşterilere hazır olması için önceden et kıymamaları gerektiğini dile getirdi.

-“ Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ekstra dikkat gösterilmeli”

Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ekstra dikkat gösterilmesi gerektiğini belirten Oymen, gıda zehirlenmeleri bu gruplarda daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini, bu nedenle, şüpheli ürünlerin bu bireylere verilmemesi gerektiğini kaydetti.

Kesinti sonrası alışveriş yaparken ürünlerin saklama koşullarını sorgulamak gerektiğini dile getiren Oymen, şöyle devam etti:

“Kesintiden etkilenen bölgelerdeki market ve gıda işletmelerinden alışveriş yaparken, özellikle kolay bozulabilen ürünlerde (et, süt, peynir, şarküteri, donmuş ürünler vb.) dikkatli olunuz. Paketli ürünlerde etiket bilgilerini kontrol ediniz, şişme, sızma, renk değişikliği, terleme ve ambalaj deformasyonu gibi bozulma belirtileri varsa satın almayınız.”

-Gıda güvenliğini sağlamak sadece üreticilerin değil, tüketicilerin de sorumluluğunda”

Gıdaların güvenliğini sağlamanın sadece üreticilerin değil, tüketicilerin de sorumluluğunda olduğunu belirten Oymen, “Elektrik kesintileri geçici olabilir; ancak bu süreçte alınmayan basit önlemler, sağlığınızda kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu nedenle, buzdolabınızda sessizce bekleyen bir gıdanın nelere yol açabileceğini asla hafife almayınız” ifadelerini kullandı.

Gıda Mühendisleri Odası olarak halkı bilinçli davranmaya çağıran Oymen, gıda güvenliği konusunda herkesin sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurguladı.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: Mehmetçikler caydırıcı güç olarak orada kalmaya devam edecek

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadığını belirterek, “Mehmetçikler caydırıcı güç olarak orada kalmaya devam edecek. Biz buradan haykırıyoruz, Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Mavi Vatan, Doğu Akdeniz ana vatanı için bütün Türk dünyası için çok önemlidir.” dedi.

20 Temmuz KKTC Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 51. yıl dönümü nedeniyle Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesince, dün, Beykoz’daki Hidiv Kasrı’nda resepsiyon düzenlendi.

AA’nın haberine göre resepsiyona Cumhurbaşkanı Tatar, İstanbul Valisi Davut Gül, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Kıbrıs Türkleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Burada konuşan Tatar, 15 Kasım’da KKTC’nin kuruluşunun 42. yıl dönümünü kutlayacaklarını belirterek, “Doğu Akdeniz’de hep birlikte yedi düvele karşı bir destan yazdık. Bu sadece Kıbrıslı Türklerin kendi bekası ve güvenliği için önemli değil aynı zamanda ana vatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin, İskenderun’dan Ege Adaları’na kadar 2 bin kilometre sahil şeridiyle Akdeniz’e en uzun cephesi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, mavi vatanın kalbinde kendi güvenliğidir, kendi onurudur, kendi milli direncidir.” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadığını vurgulayan Tatar, şunları kaydetti:

“1974 Barış Harekatı’ndan 51 sene sonra halen daha Türk askerinin adadan çekileceğini ve Kuzey ve Güney birlikte Avrupa Birliği’ne gireceğini ve Avrupa Birliği’nin güvenlik mekanizmaların Kıbrıs Türkü’nü koruyacağını, güvenliği sağlayacağını zannedenlere buradan cevabımız; asla öyle bir durum söz konusu değildir. Çünkü biz bu barışı ve huzuru ve güvenliği kolay bulmadık. Çok acılar çektik. Topyekun imhayla karşı karşıyaydık. Allah nasip etti, Mehmetçikler adaya geldi. Mehmetçikler caydırıcı güç olarak orada kalmaya devam edecek. Biz buradan haykırıyoruz. Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Mavi Vatan, Doğu Akdeniz ana vatanı için bütün Türk dünyası için çok önemlidir. “

Tatar, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olduğunu hatırlatarak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gayretleriyle KKTC Hükümeti’ni tanıtma yolunda farklı örgütlerde seslerini duyurabildiklerini söyledi.

 

– “Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti’ni haykırarak dünyaya tanıtmak hepimizin borcu”

Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Devletimizi, cumhuriyetimizi korumak için bu kutlu ve onurlu yoldan şaşmayarak Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti’ni haykırarak dünyaya tanıtmak hepimizin borcudur. Şehitlerimize olan vefamızdır. Onun için hep birlikte birlik ve beraberliğimizi koruyarak, karşı cephelerden saldırılara asla boyun eğmeyerek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni haklı olduğu noktaya taşımak ve Kıbrıs Türk halkına refah içerisinde müreffeh yarınları yaşatmak hepimizin görevidir.”

KKTC’ye verdiği destek için Erdoğan’a teşekkür eden Tatar, “Kıbrıs’ta olağanüstü yatırımlarla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin çehresinin değiştiğini” vurguladı.

Tatar, Mavi Vatan’ın kendileri için kutsal olduğunu belirterek, “Birlikte emin adımlarla, güçlü bir şekilde hep birlikte yürüyeceğiz.” dedi.

Şehitleri rahmetle anan Tatar, “Bir milletin, tarihin tekerrür edebileceğini bilmesi gerekmektedir. Onun için Kıbrıs’ta bir anlaşmaya imza atacaksak sağlam temeller üzerinde Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin caydırıcı güç olarak orada kalmasını içeren bir onurlu anlaşmaya, ancak Kıbrıs Türkü imza atabilir. Onun için biz gücümüzü sizden alıyoruz. Türkiye’den alıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

İstanbul Valisi Gül de KKTC’nin başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere farklı ülkeler tarafından tanınmaya başladığını belirterek, bunun örtülü diplomasinin en önemli çalışmalarından biri olduğunu dile getirdi.

Kıbrıs Türkleriyle sonsuza kadar birlikte olacaklarını vurgulayan Gül, şehitleri rahmetle andı.

Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Zehra Bilge Eray da KKTC’nin özgürlüğü ve bağımsızlığı için tüm imkansızlıklara, uygulanan ambargo ve izolasyonlara karşı yediden yetmişe beraberlik içinde direndiklerini söyledi.

Eray, Kıbrıs Türklerinin Türk ulusunun ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.” dedi.

 

 

Devamını Oku

Trending

Reklam