Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Türkiye’den Güzelyurt’a 71.4 milyon TL’lik yatırım desteği

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği (KEİ) Ofisi, Güzelyurt Belediyesi projelerine 2011’den bu yana 71.427.241 TL kaynak aktarımı yapıldığını açıkladı.

Published

on

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği (KEİ) Ofisi, Güzelyurt Belediyesi projelerine 2011’den bu yana 71.427.241 TL kaynak aktarımı yapıldığını açıkladı.

Elçilikten yapılan açıklamada, 3 bin 500 metrekare kapalı alanı ve 192 stantlık pazar yeriyle öne çıkan projelerden biri olan Kent Park ve Açık Pazarı’nın Güzelyurtluların önemli bir ihtiyacını giderdiği kaydedildi. Pazarın ayrıca, 8 bin 600 metrekare meydan ve rekreasyon alanı, 260 araçlık otoparkı, 38 metre açıklıkta çelik yaya köprüsü, 850 metre yaya yürüyüş ve bisiklet yolu ve açık alanı olduğu da belirtildi.

‘Ortak hedefimiz, kardeşlerimizin daha kaliteli hizmet almasını sağlamak’ denilen açıklamada, daha kaliteli hizmet verilmesi amacıyla yerel yönetimlerin çeşitli projelerine finans ve ekipman desteği sağlandığı vurgulandı.

Açıklamada, bu projelerin altyapı yatırımlarını güçlendirme projeleri başta olmak üzere, kültür, sanat, spor, açık pazar yapımı ve restorasyon gibi çeşitli alanlarda olabildiği ifade edildi.
        
  img_4065-1024x768.jpgimg_4064-1024x768.jpg

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

CTP Genel Başkanı Erhürman:Bizim ön şartımız, BM’nin verdiği sözleri tutmasıdır

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs konusuyla ilgili konuştu ve “Bizim ön şartımız, Birleşmiş Milletler’in (BM) verdiği sözleri tutmasıdır” ifadelerini kullandı.
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, katıldığı programda tartışmaların bilgiye dayanması gerektiğine işaret etti.

“Tartışmalar bilgiye dayanmalı”

CTP’den verilen bilgiye göre, “Ersin Bey’in açıklamalarına göre, federasyonun Kıbrıslı Türkleri azınlığa düşüreceği ve asimile olmalarına yol açacağı iddia ediliyor” diyen Erhürman, söz konusu iddiaları şaşırtıcı olarak niteledi.

Geçmişten bugüne kadar tüm Kıbrıs Türk liderlerinin federasyon temelinde müzakereler yürüttüğünü anımsatan Erhürman, “Denktaş’tan Talat’a, Eroğlu’ndan Akıncı’ya kadar herkes federasyon modelini tartışmıştır. Üstelik bu görüşmeler Türkiye Cumhuriyeti ile istişare içinde gerçekleşmiştir. Şimdi Ersin Bey, geçmişteki tüm Cumhurbaşkanlarına ve Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine, ‘Siz Kıbrıs Türk halkının asimilasyonuna yol açacak bir şeyi müzakere ettiniz’ mi demektedir?” diye sordu.

Tartışmaların bilgiye dayanması gerektiğine dikkat çeken Erhürman, federasyonun, aslında Türk tarafınca masaya konulmuş bir model olduğunu belirtti.

Tarihsel belgelerin ve kayıtların bunu kanıtladığını vurgulayan Erhürman, geçmişten örnekler verdi.

Erhürman, “20 Temmuz 1974’ten önce Bülent Ecevit’in yaptığı açıklamalarda, federatif sistemin doğru model olduğu belirtilmiştir. Nitekim, Ecevit’in bu açıklamalarından üç gün sonra Makarios’un federasyona karşı sert tepki verdiği görülmektedir. Türkiye ve Kıbrıs Türk liderliği tarafından ortaya konulan coğrafi temelli federasyon tezi, Rum liderliği tarafından her zaman reddedilmiştir. Sonrasında yapılan 77-79 Doruk Anlaşmalarıyla her iki taraf da federasyonu kabul etmiştir” diye konuştu.

“Siyasi eşitlik, tartışma konusu değildir”

Kıbrıslı Türklerin, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nde iki eşit kurucu ortaktan biri olduğuna vurgu yapan Erhürman, “Azınlık” kavramının Kıbrıslı Türkler açısından hiçbir zaman söz konusu olmadığını belirtti.

1960 Anayasası’nda da böyle bir durumun olmadığını yineleyen Erhürman, “Sürekli, ‘1960 Anayasası’ndan kaynaklanan haklarımız’ deniliyor, ancak bu anayasada Kıbrıslı Türklerin azınlık olduğu yazılı değildir. Sayısal olarak az olabiliriz, evet, ancak tam da bu yüzden siyasi eşitlik kavramı bu kadar önemli hale gelmiştir. Adil ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak ancak siyasi eşitlikle mümkündür” dedi.

Crans-Montana’da masadan kalkan tarafın, Anastasiadis olduğunu hatırlatan Erhürman, “Geçtiğimiz günlerde yapılan tartışmalar da gösterdi ki asıl mesele siyasi eşitliktir. Sayın Akıncı’nın Berlin’de elde ettiği kazanımlar da bunu doğrulamaktadır. Sayın Hristodulidis’in samimiyetini sorguluyorum. Crans-Montana sürecini sıkça dile getirirken neden Berlin sürecini anmıyor? Siyasi eşitlik, tartışma konusu değildir ve 1991’deki BM Güvenlik Konseyi kararıyla netleşmiştir” dedi.

2017’de Rum liderliğinin masadan kalktığını kaydeden Erhürman, “Çünkü dönüşümlü başkanlık ve en az bir Kıbrıslı Türk’ün olumlu oyu gerekliliğini kabul etmek istememiştir. Oysa 2004 Annan Planı referandumunda, Anastasiadis ‘evet’ propagandası yapmıştır. Annan Planı’nda dönüşümlü başkanlık ve siyasi eşitlik zaten vardı. O zaman kabul ettiğiniz bir şeyi, şimdi neden reddettiniz?” diye sordu.

“Doğru zeminde iyi ilişkiler”

Mart ayında gerçekleşecek gayri resmi görüşmelerin önemsiz olmadığına dikkat çeken Erhürman, görüşmelere başlamadan önce, siyasi eşitliğin teyit edilmesi gerekliliğine vurgu yaptı.

Siyasi eşitliğin tartışmaya açılamayacağının altını çizen Erhürman, “Tüm Kıbrıslı Türkler tarafından reddedilen bir önerinin sorunlu olduğu açıktır. Yönetim ve güç paylaşımı açısından eşitlik sağlanmadan adil bir çözüm mümkün değildir” dedi.

Erhürman, “Hristodulidis’i kişisel olarak tanımıyorum, ancak söyledikleri bende güvensizlik yaratıyor. Berlin sürecini neden yok sayıyor? Crans-Montana sürecinde masadan kalkılmasını doğru bulup bulmadığını neden açıklamıyor?” diye sordu ve bugüne kadar Hristodulidis’in ağzından takvimli görüşmelere dair bir açıklama duyulmadığını belirtti.

AKEL ve DİSİ liderleriyle görüşmelerine işaret eden Erhürman, dönüşümlü başkanlık ve Kıbrıslı Türklerin en az bir olumlu oyu konusunu desteklediklerini teyit ettiklerini kaydetti. Erhürman, “Ancak bugüne kadar Hristodulidis bu konular hakkında net bir duruş sergilememiştir” dedi.

Mart ayındaki gayri resmi toplantıya işaret eden Erhürman, “Haspolat ve Luricina geçiş noktalarının açılması gibi meseleler BM Genel Sekreteri’nin başkanlığında mı görüşülmeli? Bunları iki lider kendi aralarında halledemiyor mu?” diye sordu.

Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkiler konusunda da konuşan Erhürman, “Türkiye ile doğru zeminde iyi ilişkiler olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Tüm muhataplarımıza aynı mesajı iletiyoruz”

“Karşılıklı monologlar yerine, eşitler arası bir diyalog kurulmalıdır” diyen Erhürman, Türkiye’nin olmadığı bir çözüm sürecinin de mümkün olmadığını vurgulayarak Türkiye Cumhuriyeti’nin garantör ülke olduğunu anımsattı.

CTP olarak tüm muhataplarına aynı mesajı ilettiklerini kaydeden Erhürman, “Bizim ön şartımız, BM’nin verdiği sözleri tutmasıdır. Siyasi eşitlik, dönüşümlü başkanlık ve Kıbrıslı Türklerin etkin katılımı kabul edilmelidir” dedi.

Müzakere sürecinin takvimli olması gerektiğine işaret eden Erhürman, “Annan Planı sonrası Kıbrıslı Türklere verilen taahhütler yerine getirilmemiştir. Doğrudan ticaret tüzüğü hâlâ yürürlüğe girmemiştir. Artık baştan taahhüt istiyoruz. Çözüm sağlanmazsa yaptırımların ne olacağı bilinmelidir. Statükonun devam etmeyeceği açıktır” diye konuştu. Güvenlik Konseyi kararlarının ortada olduğunu kaydeden Erhürman, “Siyasi eşitlik ve federasyon tartışmaya açık değildir. Kıbrıs Türk tarafı her zaman daha gevşek bir federasyon modelini savunmuştur” dedi.

TAK

Devamını Oku

Kıbrıs

Final Üniversitesi’nde bilişim alanında konferans gerçekleştirildi

Published

on

By

Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurulu (BTHK) ile Türkiye Bilişim Derneği (TBD) işbirliğinde düzenlenen Bilişim Günleri tamamlandı.

İlk oturumu dün Lefke Avrupa Üniversitesi’nde yapılan Bilişim Günleri bugün Uluslararası Final Üniversitesi’nde yapılan ikinci oturumla son buldu.

Uluslararası Final Üniversitesi’nden verilen bilgiye göre, konferansta, Geleceğin Meslekleri, Girişimcilik ve Melek Yatırımcılık, Bilişimde Yenilik ve Fırsatlar, İnovasyon ve Dijital Dönüşüm ile Siber Güvenlik ve Veri Koruma, bilişim dünyasında yapay zekâ, büyük veri, blokzincir ve siber güvenlik konularında sunumlar yapıldı.

Uluslararası Final Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Orhan Gemikonaklı, etkinlikte yaptığı konuşmada, bilişim çağında bu tür organizasyonların önemli olduğunu kaydetti. Final Üniversitesinin bu etkinliğe ev sahipliği yapmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Gemikonaklı, Türkiye Bilişim Derneği ve Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu’na teşekkürlerini iletti.

Etkinlikte BTHK Başkanı Kadri Bürüncük, Türkiye Bilişim Derneği Genel Başkanı Rahmi Aktepe, Final Üniversitesi İdari ve İktisadi Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Hürcan Tarhan ve Türkiye Bilişim Derneği Bilişim Günleri Koordinatörü Deniz Tiryakioğlu da konuşma yaptı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis’te sağlık, eğitim ele alındı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda yapılan güncel konuşmalarda sağlık, eğitim ve işlenen suçlarla, bunlara yönelik hükümet icraatları ele alındı. 

Denetim göreviyle toplanan genel kurulunda bugün milletvekilleri söz alarak, güncel konuşma yapmaya devam ediyor. Girne Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers “Temel Sağlık Üvey Evlat mı?” konulu konuşmasına, bakanların denetim gününde Meclis’te olmamasını eleştirdi. Sağlıktaki koruyucu ve önleyici politikaların önemine işaret eden Rogers, Sağlık Bakanının bol bol açılış yaptığı bir dönemden geçildiğini söyledi.

Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’nin Teşkilat Yasası’nın eski olduğunu kaydeden Rogers, halk sağlığını koruyarak, hastalıkları önleme veya hastalığın başında yakalanmasının önemli olduğunu söyledi. Hükümeti böyle bir gailesi olmamakla suçlayan Rogers, kanserin genç nüfusta da görülen bir hastalık olduğunu kaydetti.

Ülkede kanser kayıtçılığının 2012 yılında başladığına işaret ederek, kanser teşhis yaşlarının her geçen gün düştüğünü belirten Rogers, Kanser Kayıt Yasası’nın üzerinden yedi yıl geçmesine rağmen tüzüklerinin yürürlüğe girmediğini anlattı. Erken tanının hayat kurtaran bir unsur olduğunu vurgulayan Rogers, yapılan mamografi sayılarını paylaştı ve mamografi yapılması gereken kadın nüfusa oranla yapılan mamografi sayısının düşük olduğunu söyledi. Rogers, hükümetin erken tanı için ne yaptığını da sordu ve mobil kanser tarama aracıyla bu hizmetin insanların ayağına götürülebileceğini kaydetti. Sağlıkta verilerin önemine değinen Rogers, halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Rogers, HPV aşısının önemine de vurgu yaptı.

Halk sağlığı açısından aşı konusunun da çok önemli olduğunu anlatan Rogers, özelde yapılan çocuk aşılarının kayıtlarının devlette olmadığını söyledi. Dünyadaki aşı karşıtlığı konusuna da değinen Rogers, sağlıkta plan program yapıp, önleyici politikaları ortaya koymak gerektiğini kaydetti.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, eleştirileri yanıt vermek üzere söz aldı. Amcaoğlu, Jale Refik Rogers’ın konuşmasından notlarını aldığını ve Sağlık Bakanı’na aktaracağını söyledi.

Sağlıkta sadece sıva-badana yapılmadığını belirten Amcaoğlu, sağlık ocaklarının alt yapılarının güçlendirildiğini, bazı yeni sağlık ocaklarının hizmete girdiğini, bazılarının ise gireceğini belirtti.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Sami Özuslu da “Gündemden Başlıklar” konulu güncel konuşmasında, ülkede işlenen suçlara değinerek, İstatistik Kurumu verilerine göre ceza davalarındaki artışa dikkati çekti.

2022-2023 yıllarında toplam ceza davası sayısının 100 bini geçtiğini söyleyen Özuslu, günde ortalama 136 yeni dava olduğunu kaydetti. Özuslu, resmi nüfusa göre her iki kişiden birinin zanlı, kalanın da maktul durumda olduğunu söyledi.

Özuslu, geçen günlerde yaşanan silahlı saldırı olayına değinerek, silahlı saldırı için Türkiye’den gelerek, ülkede silah bulan kişiler olduğunu belirtti. Ülkede kimin ne kadar silah sahibi olduğunu soran Özuslu, hafta sonu yaşanan olayda kullanılan silahın izinli olup olmadığını ve yurt dışından gelen insanların nasıl ülkede silah bulduğunu da sordu. Özuslu, ülkede insanların kendini güvende hissetmediğini, kaygı duyduğunu vurguladı.

Türkiye ile imzalanan protokol gereği gerekli yazılımın yapılıp yapılmadığını soran Özuslu, son beş yılda ne kadar silah ruhsatı verildiği sorusunu da yöneltti. Suçluların büyük kısmının Türkiye’den geldiğini söyleyen Özuslu, bu nedenle konunun Türkiye ile de konuşulması gerektiğini belirtti. Ülkede mafyalaşma, çeteleşmenin sözkonusu olduğunu söyleyen Özuslu, güvenlik sıkıntısı konusunda kafa yorulması, oluşturulan Kent Güvenlik Sistemi’nin etkinliğinin masaya yatırılması gerektiğini kaydetti.

Konuşmasında eğitim konusuna da değinen Özuslu, bir okulun yazışma grubunda Eğitim Bakanına “din düşmanı” denildiğini ve “cihat çağrısı” yapıldığının ifade edildiğini söyledi. Laik yaşam ve modern hayatın korunması gerektiğini kaydeden Özuslu, konunun araştırılmasını ve kayıtsız kalınmamasını istedi.

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, güvenli bir ülke için herkesin görevi olduğunu aktardı. Oğuz, son yaşanan “tetikçi” olayına değinerek, Türkiye ile her alanda olduğu gibi suç konularında da iş birliği içinde olduklarını söyledi. Oğuz, Polis Teşkilatı’nın son yaşanan olayla ilgili çalışmasını sürdürdüğünü ve azmettiricinin kimliğinin belirlendiğini söyledi. 

Bazı gazetelerde muhaceret polisinin itham edildiğini belirten Oğuz, “Biz muhaceret polisimize güveniyoruz.” dedi. Ülkeye gelen yabancılara ilişkin verilerin olması gerektiğini kaydeden Oğuz, buna yönelik çalışmalarının da sürdüğünü söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu da söz alarak Sami Özuslu’nun konuşmasına yanıt verdi. “Cihat çağrısı” iddiasına değinen Çavuşoğlu, bu topraklarda insanların Türk ve Müslüman olarak yaşamaya devam edeceğini söyledi. Konuyla ilgili Teftiş Dairesi’ni araştırma yapmak üzere görevlendirdiğini kaydeden Çavuşoğlu, kendisine “din düşmanı” diyenlere yönelik de “Bana kel diyebilmek için saçlarının topuğuna gelmesi gerekir.” dedi.

İnanç ve fikir özgürlüğüne değinen Çavuşoğlu, alnının açık, başının dik olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, Teftiş Dairesi’nin ön araştırması tamamlandığında, gereken adımların yasal çerçevede atılacağını söyledi.

CTP Gazimağusa Milletvekili Teberrüken Uluçay ise “Çarşı, Ekonomi ve Siyaset” konulu güncel konuşma yaptı. Türkiye’de kaçak içkiden hayatını kaybedenler olduğunu belirten Uluçay, KKTC’den Türkiye’ye içki girişini düzenlemek için atılan adımın  ekonomik kısmı olduğunu söyledi.

Tabanca izni konusuna da değinen Uluçay, kendi bakanlığı döneminde ilgili yasa çalışmasını başlattıklarını ancak tamamlayamadıklarını belirtti. “KKTC’de tabanca iznine gerek yoktur.” diyen Uluçay, polis ve askerlerin talepleri doğrultusunda Bakanlar Kurulu iznine tabi olmadan bir düzenleme yapılabileceğini kaydetti.

KKTC’deki enflasyon ve satın alma gücündeki düşüşten bahseden Uluçay, Türkiye’de olduğu gibi ülkede de enflasyonun bir kriz haline geldiğini belirtti. Uluçay, Türkiye’nin karla kaplanmasının dahi gıda enflasyonunu etkileyeceği yönünde çıkan haberlere işaret etti.

Uluçay, elektrikte tüketimin dün 460 megavata çıktığını söyleyerek, elektrik açısından sıkıntı yaşamamak adına bunun önemli olduğunu kaydetti. Güney Kıbrıs’a da elektrik verildiğini anımsatan Uluçay, 5’li toplantıda elektrik konusunda enterkonnekte sisteminin gündeme taşınması temennisinde bulundu.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Gazimağusa Milletvekili Şifa Çolakoğlu, “Kültürel Miras ve Muhtarlarımız” konulu güncel konuşmasında, muhtarlarla diyaloğunun her dönem olduğu gibi devam ettiğini belirterek, son dönem hükümetin hizmetlerini kırsala götürmesi noktasında eksiklikleri olduğunu kaydederek, bu noktada muhtarların görevinin önemine değindi.

Muhtarların kendilerini değersiz hissettiği yönünde şikayetler aldıklarını dile getiren Çolakoğlu, yerel seçimlerde oy verme oranının daha yüksek olduğuna dikkati çekti. Bazı muhtarların muhtarlık binalarının olmadığı, elektrik problemi yaşadığı gibi şikayetleri olduğunu anlatan Çolakoğlu, “Hükümetin açıkladığı muhtarlık binalarından kaç tanesi şu anda aktif olarak hizmet vermektedir?” diye sordu. Çolakoğlu, bazı örgüt başkanlarının muhtar gibi davranmasının da muhtarları rahatsız ettiğini kaydetti.

Çolakoğlu, “Muhtarlarımızın köylerdeki varlığını sürdürmesine ve yasaların kendisine verdiği şekliyle yetkilerini kullanmasına imkan tanınması çok çok önemlidir.” dedi.

Muhtarların iş yükünden de bahseden Çolakoğlu, bir an önce bir nüfus sayımı ve nüfus politikası yapılması ve muhtarlık sayılarının buna göre düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.

Kültürel miras konusuna da değinen Çolakoğlu, bu konuda çok fazla şey yapılabileceğini belirterek, “Maalesef bu konuda sınıfta kaldık.” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam