Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Türkiye’den Yunanistan’ın NAVTEX’ine itiraz NAVTEX’i

  Yunanistan, Girit’in doğusunda Türk Kıta Sahanlığını kapsayan NAVTEX yayımladı. Araştırma bahanesiyle NAVTEX’e karşı Türkiye, itiraz NAVTEX’i yayımladı. MSB kaynakları, “Son provokatif girişime karşı gerekli tedbirler alınmı

Published

on

Türkiye’den Yunanistan’ın NAVTEX’ine itiraz NAVTEX’i

Yunanistan, Girit’in doğusunda Türk Kıta Sahanlığını kapsayan NAVTEX yayımladı. Araştırma bahanesiyle NAVTEX’e karşı Türkiye, itiraz NAVTEX’i yayımladı. MSB kaynakları, “Son provokatif girişime karşı gerekli tedbirler alınmıştır” açıklamasını yaptı.

TC Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Yunanistan’ın bilimsel çalışma adı altında Türk Kıta Sahanlığına yönelik provokatif girişimlerine devam ettiğini belirterek, “Yunanistan’ın bu son provokatif girişimine karşı da gerekli tedbirler alınmıştır ve uygulanmaktadır” dedi.

Yunan basınında, “NauticalGeo araştırma gemisinin Girit’in doğusundaki EastMed boru hattının olası güzergahını haritalama amacıyla yapacağı araştırmaların Türk savaş gemilerince engellendiğine” yönelik iddialar yer aldı.

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Yunan basınında yer alan söz konusu iddiaları mesnetsiz olarak nitelendirdi.

Yunanistan tarafından, “NauticalGeo adlı araştırma gemisinin 16-22 Eylül 2021 tarihlerinde Girit’in doğusunda bilimsel çalışmalar yapacağına” ilişkin NAVTEX’in 16 Eylül’de ilan edildiğini belirten kaynaklar, “Saha incelendiğinde, bir kısmının Türk Kıta Sahanlığında olduğu, tespit edilmiştir. Uluslararası hukuk gereğince Türkiye ile önceden koordine etmeden Türk Kıta Sahanlığına bilimsel araştırma yapacağını ilan eden Yunanistan’ın bu hukuk tanımaz, provokatif ve yayılmacı emeller besleyen girişimine karşı, ilan edilen çalışmanın bir kısmının Türk Kıta Sahanlığında olduğunu ve Türk makamları ile koordine edilmesi gerektiğini bildiren itiraz NAVTEX’imiz yayınlanmıştır” ifadelerini kullandı.

Uluslararası hukukun kıt’a sahanlığını ülkenin var olduğu andan itibaren sahip olduğu, bu nedenle ayrıca ilan edilmesine dahi gerek bulunmayan doğal bir hak olarak tanımladığına dikkati çeken kaynaklar, buna karşılık Türkiye’nin uluslararası hukuktan yana yaklaşımının bir parçası olarak Türk Kıta Sahanlığını son haliyle 18 Mart 2020 tarihinde BM’ye de ayrıca bildirildiğini vurguladı.

“Provokatif girişimlerine devam ediyorlar”

Bir ülkenin kıta sahanlığına denizaltı kabloları veya petrol boruları döşeyecek devletlere, daha önceden bu kıta sahanlığında mevcut olan kabloları ve petrol borularını gerektiği şekilde göz önünde bulundurma ve özellikle, belirtilen türden kablo ve boru hatlarının tamir imkanını tehlikeye düşürmeme yükümlülüğü getirdiğini bildiren kaynaklar, “Uluslararası hukukun bu açık hükümlerinin yerine getirilebilmesinin ise ancak, kıta sahanlığında belirtilen türden çalışmalar yapacak devletlerin o kıta sahanlığının sahibi olan sahildar devlete önceden başvuruda bulunmasıyla, yapmak istediği çalışmaları koordine etmesiyle ve sahildar devlet ile işbirliği içinde olmasıyla mümkün olabileceği açıktır” görüşünü paylaştı.

Türkiye’nin sahip olduğu ve BM’ye de bildirdiği kıta sahanlığının sınırlarını belirlerken de bölge ülkeleriyle uluslararası hukuk zemininde iş birliği içinde olduğuna dikkati çeken kaynaklar, şunları söyledi:

“Uluslararası hukukun bu son derece açık hükümleri ve uygulamalarına karşın, Yunanistan, hukuk tanımaz, saldırgan ve yayılmacı tutum ve eylemlerini sürdürmekte, bilimsel çalışma adı altında Türk Kıta Sahanlığına yönelik provokatif girişimlerine devam etmektedir. Üstelik bu türden teşebbüslerini AB’nin ardına saklanarak gerçekleştirmeye, AB’yi kendi hukuksuz, saldırgan, yayılmacı ve provokatif eylemlerine alet etmeye çalışmaktadır. Yunanistan’ın bu beyhude çabalarının ülkemizle olan kendisinden kaynaklı sorunları Türkiye-AB sorunları haline getirme gayretlerinin bir parçası olduğu da açıktır. Bununla da kalmayarak, Yunanistan kendi haksız, hukuksuz, Gayri Askeri Statüdeki Adalara yaptığı ihlallerle açıkça ortaya koyduğu üzere, altına imza attığı anlaşmaları bile çiğneyen hukuk tanımaz, saldırgan ve yayılmacı eylemlerini gözlerden kaçırmakiçin çabalamakta, Türkiye’ye karşı mesnetsiz itham ve iddialarda bulunmaktadır.”

“Yunanistan’dan beklentimiz…”

Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru hak ve yetkileri çerçevesinde kendi kıta sahanlığındaki hak alaka ve menfaatlerini bu türden hukuksuz, saldırgan ve provokatif girişimlere karşı korumakta ve savunmakta kararlı olduğunu dile getiren kaynaklar, “Yunanistan’ın bu son provokatif girişimine karşı da gerekli tedbirler alınmıştır ve uygulanmaktadır” diye konuştu.

Yunanistan kaynaklı haberlerde “Yunanistan’a ait karasularının dışına çıkıldığında, yani 6 deniz milinin ötesine geçildiğinde Türk savaş gemilerinin harekete geçtiğinden” bahsedildiğini ifade eden kaynaklar bunun Navtex ilan edilen bölgenin Türk kıta sahanlığı içerisinde yer aldığını gizlemeye ve uluslararası kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir çaba olduğuna dikkati çekti.

Türkiye’nin, başından beri sorunların uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkilerine dayalı diyalog ve görüşmeler yoluyla, barışçıl yöntemlerle çözülmesinden yana olduğunu, bunu da eylem, söylem ve samimi gayretleriyle ortaya koyduğunu bildiren kaynaklar, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin Yunanistan’dan beklentisi, mesnetsiz itham ve iddialarda bulunmak yerine; uluslararası hukuka, müttefiklik ruhuna ve iyi komşuluk ilişkilerine yakışır tavırlar sergilemesidir. Dost ve müttefik ülkelerin ise, Türkiye’nin haklı, hukuka uygun, makul ve mantıklı tutum ve yaklaşımlarını görmeleri, Yunanistan’ın eylem, söylem, uygulama ve iddialarını akıl, bilim ve objektif kriterler ışığında değerlendirmeleri, duruma sadece AB dayanışması penceresinden bakmamalarıdır.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Limasol’daki yangının dumanları Lübnan kıyılarına kadar ulaştı… Kundaklama iddiaları var

Published

on

By

Limasol’un dağlık bölgelerinde çarşamba günü çıkan ve dün kontrol altına alınabilen orman yangınında, 125 kilometrekarelik alan kül oldu, 14 köy ciddi şekilde etkilendi. Uydu görüntülerinde, yangının sebep olduğu dumanların Lübnan sahillerine kadar ulaştığı görüldü. Basına, kundaklama iddiaları da yansımaya başladı.

-“İlk hasar tespiti…”

Fileleftheros’a göre yangının kontrol altına alınmasından sonra hasar tespitine başlandı. İlk belirlemelere göre 2 kişi yangından kaçmaya çalışırken araçları içerisinde yanarak can verdi. Vücutlarında yanıklar oluşan ya da dumandan etkilenen 7 kişi halen hastanede tedavi görüyor, 70 civarında kişi ise ayakta tedavi ve taburcu oldu. Yangında toplam 191 konut zarar gördü. 93 konut ve 120 araç tamamen yandı, 31 bina ağır hasar gördü. 28 köydeki bağ ve ekinler hasar gördü.

-“Kundaklama şüphesi…

Alithia’ya göre yangının Ay. Amvrosio’daki evinin avlusuna kadar ulaştığı bir kadın, çarşamba günü tarlalar içerisinde gizlenen siyah giyimli, yüzünü maskeyle gizleyen ve sırt çantası bulunan bir kişi görüldüğünü, söz konusu kişinin fark edildiğini anlayınca kaçtığını, kısa süre sonra da yangın çıktığını açıkladı. Bir yayın organına konuşan kadın bu durumun tesadüf olmadığını belirterek, çarşamba gecesi komşu bölgelerin alevlerle kaplandığını ve evlerin boşaltıldığını söyledi.

Yangının etkili olduğu bölgelerde, tahliye edilen evlerin yağmalandığı bilgisini de veren gazete, bu durum Adalet Bakanı Harçiotis’e sorulduğunda “polisin bilgisi var, araştırıyor” cevabı alındığını kaydetti.

Fileleftheros “Malia” (Bağlarbaşı) köyündeki köprünün altındaki çöp alanında iki noktada yangın çıktığının görüldüğünü, bunun kundaklama olup olmadığının henüz bilinmediğini ancak bölge sakinlerinin, son 15 gün içerisinde aynı noktada 3 yangın çıktığına dikkat çektiklerini yazdı.

-“Yardım kampanyaları yasa dışı…”

Haravgi ve Alithia Rum Gönüllülük Koordinasyon Konseyi’nin, bu günlerde kişi veya gruplar tarafından yangından zarar görenlere yardım amaçlı ilan edilen bütün bağış kampanyalarının yasa dışı olduğunu açıklayarak kişileri dikkatli olmaya çağırdığını yazdı.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere Başbakanı Starmer, Gazzeli çocukları ülkede tedavi etmek istediklerini açıkladı

Published

on

By

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, acil tıbbi desteğe ihtiyacı olan Gazzeli çocukları bölgeden tahliye edip İngiltere’de tedavilerini yapmak için çabaları hızlandıracaklarını bildirdi.

Starmer, Gazze’deki duruma ilişkin açıklamasında, bölgeden gelen görüntülerin İngiltere’de halkı derinden etkilediğini, açlık ve çile görüntülerinin dehşet verici olduğunu söyledi.

“Bebekler ve çocuklar için gönderilen yardımların girişinin engellenmesi kabul edilemez.” diyen Starmer, esirlerin varlığının da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Starmer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzlerce sivil yardım ararken öldürüldü, çocuklar su doldururken öldürüldü. Bu bir insani felakettir ve sona ermelidir. Gazze’ye milyonlarca sterlinlik yardım yaptık. Bu yıl 40 milyon sterlinlik ekstra yardım açıkladık ancak bu yardımlar içeri (Gazze’ye) giremiyor. Şimdi Gazze’de acil tıbbi desteğe ihtiyaç duyan çocukları tahliye etmek ve tedavilerini İngiltere’de yapmak için çabalarımızı hızlandırıyoruz.”

İsrail’in başka ülkelerin Gazze’ye havadan yardım bırakmasına izin vereceği haberini değerlendiren Starmer, “Çok geç alınmış bir karar ancak bu yolla yardımları Gazze’ye sokabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” dedi.

Starmer, Ürdün makamlarıyla İngiliz yardımlarını Gazze’ye sokmak için çalıştıklarını dile getirdi.

Yakın müttefiklerle bölgede barışa giden bir yol için çalıştığının altını çizen Starmer, bu yolla ateşkesi kalıcı barışa dönüştürmenin somut adımlarının atılacağını ifade etti.

Starmer, Filistin devletini tanıma kararına değinerek, “Filistin devletinin tanınması bu adımlardan biri olmalı. Ancak bu, iki devletli bir çözümün ve Filistinliler ile İsrailliler için kalıcı bir güvenlikle sonuçlanacak daha geniş bir planın parçası olmalı.” dedi.

Tanımanın nihai hedef olduğunu vurgulayan Starmer, İngiltere’nin gerçek, anlamlı ve pratik çözümlerle uluslararası hareketleri arkasında topladığını belirtti.

Buna örnek olarak Ukrayna için Gönüllüler Koalisyonunun kurulmasını gösteren Starmer, “Orta Doğu’da da olması gereken, acıları şimdi ve uzun vadede sona erdirecek bir planın arkasında yeni bir uluslararası koalisyon kurmak.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Trump, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını “önemi yok” diye yorumladı

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararını, “(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron) Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” ifadesiyle değerlendirdi.

ABD Başkanı Trump, İskoçya ziyareti için Beyaz Saray’dan ayrılırken basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Trump, bir soru üzerine, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıma kararına ilişkin, “Macron farklı bir adam. Fena biri değil. Takım oyuncusu sayılır. Ama açıklamasının hiçbir önemi yok. Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” yorumunu yaptı.

Öte yandan ABD Başkanı Trump, resmi ziyaret için gittiği İskoçya’ya indikten sonra havalimanında basın mensuplarının konuyla ilgili sorusunu yanıtladı.

Trump, “Bu onun kararı, benim kararım değil. Ben ABD’nin tarafındayım, Fransa’nın değil.” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dün, ülkesinin Filistin Devleti’ni tanımasına karar verdiklerini ve eylülde resmi bir açıklama yapacağını bildirmişti.

İrlanda, Norveç ve İspanya da 28 Mayıs 2024’te Filistin’i resmen tanıdığını duyurmuştu.

-ABD’li senatörlerden Trump’a “Gazze’de ateşkes için Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısı

Öte yandan ABD Senatosunun önde gelen 6 Demokrat ismi, Başkan Donald Trump’a, “Gazze’de ateşkes için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısında bulundu.

ABD Senatosunun farklı komitelerinde başkan yardımcısı veya kıdemli üye olarak görev yapan 6 Demokrat senatör, Trump’a Gazze konusunda bir mektup gönderdi.

Mektupta, Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Mark Warner, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Kıdemli Üyesi Jack Reed, Senato Yargı Komitesi Kıdemli Üyesi Dick Durbin, Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Üyesi Jeanne Shaheen, Savunma Bütçesi Üst Düzey Üyesi Chris Coons ve Brian Schatz’ın imzası yer aldı.

Demokrat senatörler, mektupta, Trump yönetimine İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Gazze’deki savaşta derhal rota değişikliği yapması” için baskı yapması çağrısında bulundu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Gazze’deki insani koşullar korkunç ve vicdansız bir noktadadır. Bu hafta, Mercy Corps, Sınır Tanımayan Doktorlar, Save the Children ve Oxfam dahil olmak üzere 100’den fazla STK, Gazze’de yayılan kitlesel açlık konusunda uyarıda bulundu. Başbakan Netanyahu’nun insani yardımı neredeyse 3 aydır engellemesinin ardından, nüfusun dörtte üçü acil veya felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya.”

İsrail’in saldırılarının bölgedeki sivilleri tehlikeye attığına dikkati çekilen mektupta, “Trump yönetiminden, sahip olduğu nüfuzunu kullanarak Başbakan Netanyahu’ya şu hususlarda baskı yapmasını talep ediyoruz: İsrail ile Hamas arasında, rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılmasını öngören bir ateşkes anlaşması yapılması. Yeterli miktarda insani yardım ve etkili dağıtım için güvenilir mekanizmalar sağlayan insani yardımın artırılması.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam