Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

UBP Genel Başkanı, Başbakan Saner: Adadaki gerçeklerden hareket edilirse çözüm bulunabilir

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı, Başbakan Ersan Saner, “Kıbrıs konusuna ancak tüm yaşananlar ve Ada’da çok uzun yıllardır var olan gerçeklerden hareket edilirse, kalıcı, adil, yaşayabilir bir çözüm bulunabileceğini” vurguladı.

Published

on

UBP Genel Başkanı, Başbakan Saner: Adadaki gerçeklerden hareket edilirse çözüm bulunabilir
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı, Başbakan Ersan Saner, “Kıbrıs konusuna ancak tüm yaşananlar ve Ada’da çok uzun yıllardır var olan gerçeklerden hareket edilirse, kalıcı, adil, yaşayabilir bir çözüm bulunabileceğini” vurguladı.

UBP Basın Bürosu’nun açıklamasına göre Saner, “Rum lider Anastasiadis’in kurulduğu 1960 yılından başlayarak Yunanistan’a bağlanmak için sıçrama tahtası olarak gördükleri, Anasayası’nın değişmesi için 13 maddelik öneri paketi sundukları, Türk tarafı bunu kabul etmeyince silah zoru ile yıktıkları Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönülmesini istemesinin geçersiz, Türk tarafını yolundan döndürme amaçlı bir talep olduğunu” kaydetti.

“YARINKİ GÖRÜŞMEDEN SONUÇ BEKLEMİYORUZ”

Ersan Saner, “Cumhurbaşkanı Tatar ile Rum lider Anastasiadis’in yarın New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin düzenlediği gayriresmî toplantıda bir araya gelmelerinden Rum tarafının uzlaşmaz, maksimalist, Kıbrıs Türk Halkı’nı egemenliğinden, güvenliğinden mahrum etme amaçlı tutumu nedeniyle hiçbir sonuç beklemediklerini” belirtti.

UBP Genel Başkanı ve Başbakan Saner, “Biz devletimize, egemenliğimize sahip çıkarak Anavatan Türkiye ile birlikte yolumuza devam edeceğiz. Bu ülkeyi kalkındıracak, daha güçlü olacak ve dünyada hak ettiğimiz yeri muhakkak alacağız” dedi.

Saner, açıklamasında şunları ifade etti:

“Rum lider Nikos Anastasiadis Kıbrıs Türk halkını 1974 öncesine döndürmek hayalinde olduklarını Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmada bir kez daha ortaya koydu.
Rum lider bizlere Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’na dönüşü öneriyor…
Peki ama, 1960’ta bizimle ortaklaşa kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Enosis için bir sıçrama tahtası olarak gören, Anayasası’nı değiştirmek için 13 maddelik öneri ortaya koyan, bu bizler tarafından reddedilince silah zoru ile bizi ortaklıktan atan, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bir Rum devletine dönüştüren kendileri değil mi?

O değişiklik önerileri ile Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Muavini’nin veto haklarının kaldırılması isteyen kendileri değil miydi? (Anayasaya göre Başkan ve Yardımcısı Bakanlar Kurulu ve Meclis’in Dış İlişkiler, Savunma ve Güvenlik konularındaki kararlarını veto etme hakkına sahipti).
Meclis Başkanı Rum, Yardımcısı Türk üyelerce ayrı ayrı seçileceklerine, her ikisinin de Meclis Genel Kurulunca seçilmesini isteyen kendileri değil miydi? (Bu durumda çoğunlukta Rumlar olduğu için Meclis Başkanı hep Rum olurken, Türk Yardımcı, Rumların istediği bir kişi seçilecekti. Bu Türklerin birliğini bozmaya yönelik bir öneri idi).
Bazı yasaların Meclis’te onaylanması için, ayrı çoğunluk şartının aranmamasını talep eden Makarios değil miydi? (Anayasaya göre vergi, belediyeler ve seçim yasaları için ayrı ayrı çoğunluk gerekirdi. Bu durumda Rumlar her şeyi çoğunluklarına dayanarak istedikleri gibi yapacaklardı).
Birleşik Belediyelerin kurulmasını onlar talep etmemişler miydi? (Anayasaya göre beş büyük şehirde ayrı belediyeler kurulacaktı. Bu durumda Belediye Başkanları hep Rum olacaktı).
Adaletin dağıtımının birleştirilmesini isteyen Rum tarafı değil miydi? (Rum suçlulara Rum, Türk suçlulara da Türk yargıçlar bakıyordu. Bu durumda Türk sanıklar suçsuz olsalar bile Rum yargıcın insafına kalıyorlardı. Bunun bir başka tehlikesi de Rum yargıçlardan alınacak tutuklama ve arama emirleri ile ikide bir Türk evleri ve yerleşim yerlerinin aranması, kişilerin tutuklanıp baskı altına alınması idi). Makarios asker ve kamu görevlisi sayısını kendi lehlerine olacak şekilde artırmayı hedeflememiş miydi? .
“ANASASİADİS HANGİ YÜZLE…”
Sayın Anastasiadis hangi yüzle şimdi bizlere aradan 58 yıl geçtikten, onca olay yaşandıktan sonra Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönmemiz çağrısında bulunuyor?
New York’ta yarın yapılacak gayri resmi üçlü görüşme öncesinde bir kez daha vurgulamakta yarar görüyoruz; Kıbrıs konusuna ancak tüm yaşananlar ve Ada’da çok uzun yıllardır var olan gerçeklerden hareket edilirse, kalıcı, adil, yaşayabilir bir çözüm bulunabilir.

Rum lider Anastasiadis’in kurulduğu 1960 yılından başlayarak Yunanistan’a bağlanmak için sıçrama tahtası olarak gördükleri, değişmesi için 13 maddelik öneri paketi sundukları, Türk tarafı bunu kabul etmeyince silah zoru ile yıktıkları Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönülmesini istemesi geçersiz, Türk tarafını yolundan döndürme amaçlı bir taleptir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar ile Rum lider Anastasiadis’in New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin düzenlediği gayriresmi toplantıda bir araya gelmelerinden Rum tarafının uzlaşmaz, maksimalist, Kıbrıs Türk Halkı’nın egemenliğinden, güvenliğinden mahrum etme amaçlı tutumu nedeniyle hiçbir sonuç beklemiyoruz.

Birleşmiş Milletler Örgütü ve diğer Kıbrıs konusu ile ilgili ülkeler gerçekleri anlamazdan geldikleri, yanlış kararlarında ısrar ettikleri sürece Rum uzlaşmazlığına hizmet etmeye devam edecekler ve Kıbrıs konusu bir sonuca bağlanamayacaktır.

Bizi kararlıyız. Yeni vizyonumuzdan geri adım atmayacağız. Bu yönde ilerleyen Cumhurbaşkanımız Sayın Tatar’a tam destek vermeye devam edeceğiz.

Devletimize, egemenliğimize sahip çıkarak Anavatan Türkiye ile birlikte yolumuza devam edeceğiz. Bu ülkeyi kalkındıracak, daha güçlü olacak ve dünyada hak ettiğimiz yeri muhakkak alacağız.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam