Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

UBP Genel Sekreteri Hasipoğlu: Masadan kaçmadık. Sonuç alıcı zemin yaratmak için çaba harcıyoruz

Published

on

 UBP Genel Sekreteri Hasipoğlu, Kıbrıs Türk tarafının masadan kaçmadığını, Rum tarafı ile BM’yi, kalıcı bir anlaşma için sonuç alıcı doğru zemine çekmek için gerçekçi bir diplomatik çaba sarf ettiğini vurguladı.

“Egemenliğimiz kabul edilmeli. Kazanılmış doğal bir hakkı talep ediyoruz, azınlık değiliz” diyen Hasipoğlu, “Tüm BM Planlarını reddeden, halkımıza spor, siyaset ve ekonomide izolasyon uygulayan, Kıbrıs Türkü’nü egemen eşit bir taraf olarak görmeyen, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü ortadan kaldırma çabası içinde olan, Güzelyurt ve Maraş dahil KKTC topraklarının üçte birini isteyen Rum tarafı uzlaşmazdır. Bunu görmeyip Türk tarafını suçlamaya kalkışmak hatadır” ifadelerini kullandı.

Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, yazılı açıklamasında, Kıbrıs Türk halkının Rum tarafının iddia ettiği ve yapmaya çalıştığı gibi bir azınlık olmadığını vurgulayarak, Rum tarafı ile BM’yi Kıbrıs Türk halkının egemenliğini kabul ederek bunun gereğini yerine getirmeye çağırdı.

Hasipoğlu açıklamasında, “CTP yanlış değerlendirme yapıyor. Rum tarafı, eşitliği mi kabul etti, bir adım attı da biz mi görmedik. Onların dediği gibi eşitlik masada kabul edilsin diye masaya oturduk ama Rum tutumu yüzünden sonuç alamadık, AB ve BM buna rağmen hakkımızı teslim etmedi. CTP, hakikaten çözüm istiyorsa Türkiye’nin de desteklediği milli politika olan egemen eşitlik ve uluslararası statümüzüm masaya oturmadan kabul edilmesi noktasına gelmelidir” ifadelerini kullandı.

“Sayın Holguin, Merhum Genel Sekreter Annan’ın, Rumların aslında Annan planına hayır diyerek sadece bir planı değil, çözümün kendisini reddettiği yönündeki saptamasını unutmamalıdır. Ortak zemin yoksa bunu Temmuz ayı başında ilan etmelidir” diyen Hasipoğlu, CTP’ye de, “Türkiye tarafından da desteklenen, masaya oturulmadan Kıbrıs Türkü’nün egemen eşitliği ile KKTC’nin Rum Devleti ile eşit uluslararası statüye sahip olması gerektiğinin idraki politikasına” destek çağrısında bulundu.

Oğuzhan Hasipoğlu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs şahsi temsilcisi Maria Holguin’e de seslenerek, “Sizin göreviniz altı aylıktır ve yapmanız gereken iki taraf arasında bir görüşme zemini olup olmadığını saptamaktır. Kofi Annan’ın referandum sonrası yazdığı raporu ve Kosova meselesindeki Ahtisaari raporunu okuyarak gereğini yapmalısınız. Empati yaparak, Kendinizi yıllardır haksızlığa uğrayan  Kıbrıs Türk halkının yerine koyun. Bizler uluslararası camiaya hiçbir zaman yanlış yapmadık . Objektif olun ve zemin yoksa bunu ilan ediniz.” dedi.

UBP Genel Sekreteri açıklamasında şunları kaydetti:

“Cumhurbaşkanı Tatar, Sayın Holguin ile Pazartesi de görüşmeye devam edecek. Masadan kaçıldığı iddiası doğru değildir. Biz UBP olarak, net bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanı Tatar’ın halkımızın büyük çoğunluğu ve Anavatan Türkiye tarafından da desteklenen tutumunu doğru buluyoruz. UBP olarak biz, eğer müzakereler başlayacak ise zeminin doğru belirlenmesi ve yıllardır olduğu gibi, uzlaşmaz Rum tarafı ödüllendirilirken bizim mağdur edileceğiniz  bir sözde sürecin değil, sonuç alıcı bize yapılan haksızlıkların giderileceği  yeni bir sürecin başlayacağının garanti edilmesinin şart olduğu noktasındayız. Tüm BM planlarını reddeden, hala halkımıza spor, siyaset ve ekonomide izolasyon uygulayan, Kıbrıs Türkü’nü egemen eşit bir taraf olarak görmeyen, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü ortadan kaldırma çabası içinde olan, Güzelyurt ve Maraş dahil KKTC topraklarının üçte birini isteyen Rum tarafının bu tutumunu görmezden gelip Sayın Cumhurbaşkanı ile  Türk tarafını suçlamaya kalkışmak hatadır.

CTP  hala yanlış değerlendirme yapıyor. Onların dediği gibi eşitlik masada kabul edilsin diye masaya oturduk ama Rum tutumu yüzünden sonuç alamadık, AB ve BM buna rağmen hakkımızı teslim etmedi. CTP hakikaten çözüm istiyorsa Türkiye’nin de desteklediği milli politika olan egemen eşitlik ve uluslararası statümüzüm masaya oturmadan kabul edilmesi noktasına gelmelidir. Biz bu kadar zamandır tüm çözüm planlarına evet dedik, masadan kaçmadık da ne oldu? Tüm BM Planlarını reddeden, halkımıza hala, spor, siyaset ve ekonomide izolasyon uygulayan, Kıbrıs Türkü’nü egemen eşit bir taraf olarak görmeyen, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü ortadan kaldırma çabası içinde olan, Güzelyurt ve Maraş dahil KKTC topraklarının üçte birini isteyen Rum tarafı uzlaşmazdır. Bunu görmeyip Türk tarafını suçlamaya kalkışmak hatadır.

Son zamanlarda, bir anlamda, siyasal eşitliğimizin kabulü ile görüşmeler yine başarısız olursa Türk tarafının statüsünün idrakini bir anlaşma için ön şart olarak ortaya koyan CTP, bunun gereğini yapmalı ve bunları masaya oturmadan elde etmemiz gerektiğini aksi takdirde yeni bir Rum oyunu ile karşı karşıya kalabileceğimizi anlamalıdır.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs konusundaki şahsi temsilcisi Sayın Cuellar Holguin, ise kendisine sadece Rumlar tarafından önerilenler ve AB ile temas kurarak Kıbrıs konusunun bir anlaşma ile sonuçlanmasına katkı yapamaz.

Bayan Holguin, Kofi Annan’ın 2004 yılı referandumlarından sonra yaptığı ‘Rumların aslında Kıbrıs Türkleri ile bir  çözümü adanın yönetimi ile zenginliklerini Kıbrıs Türkü ile paylaşmayı  reddettiği’,  saptaması ve  bugüne kadar tüm çözüm planlarını unutarak da bir yere varamaz. 2004 yılından sonra geçen 20 yılda da Rum tarafının zihniyetinde değişiklik olmadığını görebilmelidir.

Kıbrıs konusunda artık sırf Rumların lehine olan statüko devam etsin Rum tarafı bizi oyalasın diye görüşme yapılmaz. Mutlaka ama mutlaka çözüm şartları ve sonuç alıcı bir müzakere zemini oluşturulmalıdır.

Sayın Holguin sizin göreviniz altı aylıktır ve yapmanız gereken iki taraf arasında bir görüşme zemini olup olmadığını saptamaktır. Kofi Annan ve Ahtisaari  raporları bizim meselemiz ile ilgili referans alınabilecek iki önemli BM Tespit Raporudur. Zemin yoksa görevinizin sona ereceği Temmuz ayı başında ilan ediniz.  İnanınız ki bölgede dengelerin yerine oturmasına, haksızlıkların giderilmesine Rum tarafının o konfor alanından çıkıp, doğru yola gelmesine, Kıbrıs konusunun çözümüne yapacağınız en önemli katkı bu olacaktır.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

“8. Kıbrıs Türk Kültür Festivali”, Londra’da başladı.. Başbakan Üstel: Ekonomik tuzaklar, dış kaynaklı baskılar bizi yolumuzdan döndüremez

Published

on

By

Toplumsal dayanışmayı güçlendirmek ve kültürel mirası yaşatmak amacıyla Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi tarafından düzenlenen “8. Kıbrıs Türk Kültür Festivali” Londra’da başladı.
Londra’da Enfield Donkey Lane’de düzenlenen ve iki gün sürecek 8. Kıbrıs Türk Kültür Festivale Başbakan Ünal Üstelin yanısıra Başbakan Yardımcısı, Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu , Anamuhalefet CTP Dışilişkiler Sekreteri milletvekili Fikri Toros da katıldı.

Londra’da temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise festivali yarın ziyaret edecek. Etkinliğin açılış konuşmasını Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi Başkanı Kenan Nafi yaptı.

Festivalin Kıbrıs Türk kültürü ve değerlerinden ilham alarak gerçekleştiğini belirten Nafi, genç nesillerin kendi kimliklerini ve kültürlerini geleceğe aktarmasının önemine değindi…
Festivalin sponsorlarından TaşYapı Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Turanlı ise İngiltere’de bulunan derneklere destekte bulunmaya devam edeceklerini kaydetti.
Turanlı, yetkililerle görüştüğünü belirterek “ Yakında gelecekte Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nin Eski Ercan Havalimanı’nda da yapılmasını umduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı, Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ise, dördüncü neslin ata topraklarından kopmadan kültürlerini sürdürmelerinin önemine vurgu yaptı.

Ataoğlu, Kıbrıslı Türk gençlerin İngiltere’deki gençlerle birlikte hareket etmesinin ve bu birlikteliğin sürdürülebilir olmasının en büyük temennileri olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Bir kültür yaşatılmak isteniyorsa; dansla, müzikle, dille ve gelenekle yaşatılmalıdır. Bu festival bunun en güzel örneğidir”

CTP Dışilişkiler Sekreteri Milletvekili Fikri Toros ise toplumların kültürleri ve sanatlarına sahip çıkmadığı sürece dünyayla bütünleşmede geri kalacağını söyledi.
Toros, “Bizim toplumumuz ise dünyanın muhtelif yerlerinde önemli roller üstlenmektedir. Kıbrıs Türk kültürünü, sanatını ve sanatçısını dünyayla, farklı kültürlerle bir araya getirme sorumluluğunu taşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Toros ayrıca festivalin KKTC’ de yapılma çağrısını da desteklediğini belirtti.

Başbakan Ünal Üstel ise festivalin açılışında yaptığı konuşmada öncelikle birlik ve beraberlik vurgusu yaptı.
Kıbrıs Türk halkının yaşadığı acılara rağmen dimdik ayakta durduğunu, kendi devletini kurup kendi kendini yönetir hale geldiğini vurgulayan Üstel, “Varoluş mücadelemizin en büyük ilhamı özgür yaşama irademizdir ve bu irade her nesilde yeniden filiz vermektedir” dedi.

“1974 sonrası sadece Anavatan Türkiye’nin sarsılmaz desteğiyle ayakta kalmadık, aynı zamanda kendi kurumlarımızı inşa eden, demokrasisini kuran ve geleceğe sahip çıkan bir halk olduk” diyen Üstel, gençlere de seslendi.

“Barışı samimiyetle arzulayan devlet ve halk olarak 50 yıl boyunca federasyon masalarına esir edildik. Bizler federasyon defterini artık kapattık. Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın son beş yıldır ortaya koyduğu ve sahip çıktığı iki devletli çözüm vizyonu, Türkiye ile tam bir uyum içerisindedir ve aynı kararlılığı biz de savunuyoruz. Bu vizyon artık sadece Kıbrıs Türk halkının değil, tüm Türk milletinin resmi iradesidir” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM kürsüsünden yaptığı çağrıyı hatırlatan Üstel, “Türk dünyası ile ilişkilerimiz tarihi bir zirvede. Kıbrıs Türk halkı sahipsiz değildir. Elbette rahatsız olanlar var. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Türk halkına karşı organize ekonomik sabotaj kampanyası yürütmektedir” dedi.

Üstel, Özellikle inşaat sektörünü hedef alıp mülkiyet bahanesi ile insanımıza hukuk dışı baskılar kurmaktadır..Bilinmelidir ki; ne ekonomik tuzaklar, ne dış kaynaklı baskılar bizi yolumuzdan döndüremez. Biz pes etmeyiz. Biz boyun eğmeyiz. Biz Kıbrıs Türküyüz” ifadelerini kullandı.

Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklere de seslenen Üstel,”KKTC’nin haklı davasını tüm dünyaya anlatın . Bize uygulanan hukuk dışı uygulamaları anlatın. Yatırımcılarla bir araya gelin KKTC ye yatırımları arttırın…” diye konuştu.

Ocak ayında gerçekleştirilen İngiltere temaslarını anımsatan Başbakan Üstel, “Verdiğimiz sözleri unutmadık” diyerek müjdeleri ardı ardına açıkladı.

Üstel, “KKTC Başbakanlık bünyesinde İngiltere Genç Diaspora Koordinasyon Kurulu kurulacak. “Yuvaya Dönüş Paketi” ile İngiltere’den KKTC’ye dönüş yapmak isteyen gençlere vergisel ve sosyal kolaylıklar sağlanacak. İngiltere’de yaşayan gençlere sosyal konut edinme hakkı tanınmasının önü açılacak. E-Devlet sistemleri sadeleştirilecek. Yurtdışındaki gençler, KKTC’nin dijital kamu diplomasisi faaliyetlerinde daha aktif olacak”dedi.

Başbakan Üstel bedelli askerlikle ilgili yeni yasa önerisine ilişkin de bilgi verdi.

Üstel, “Yurt dışında yaşayan çift uyruklu gençlere bedelli askerlik hakkı tanınacak. Ülkedeki kalış süresi 90 günden 120 güne çıkarılacak. Bedelli ücretlerinde indirim yapılacak, asgari ücrete bağlı oranlar düşürülecek. Tıpta uzmanlık ve doktora yapan gençlerin durumu yasal güvence altına alınacak. Yoklama kaçağı ya da bakaya olanlara af getirilecek. Önceki yıllarda süresi içinde bedelli hakkını kullanamayanlara bir defaya mahsus başvuru hakkı sağlanacak” dedi.

Başbakan Üstel konuşmasını gençlere seslenerek şöyle tamamladı:

“Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın, biliniz ki bu devlet sizin devletinizdir. Bu bayrak sizin bayrağınızdır. Ve biz, bu bayrağı sizlerle birlikte daha da yükseklere taşıyacağız”

Devamını Oku

Kıbrıs

Üstel: KKTC Başbakanlık İngiltere Genç Diaspora Koordinasyon Kurulu’nu kuruyoruz…Bedelli askerlikle ilgili kolaylaştırıcı adımlar için yasal çalışmaları başlattık

Published

on

By

8. Kıbrıs Türk Kültür Festivali , KKTC’den üst düzey katılımla başladı.

Açılışa katılan Başbakan Ünal Üstel konuşmasında önemli mesajlar verdi.

Üstel festivalin açılışında yaptığı konuşmada öncelikle birlik ve beraberlik vurgusu yaptı.
Kıbrıs Türk halkının yaşadığı acılara rağmen dimdik ayakta durduğunu, kendi devletini kurup kendi kendini yönetir hale geldiğini vurgulayan Üstel, “Varoluş mücadelemizin en büyük ilhamı özgür yaşama irademizdir ve bu irade her nesilde yeniden filiz vermektedir” dedi.

“1974 sonrası sadece Anavatan Türkiye’nin sarsılmaz desteğiyle ayakta kalmadık, aynı zamanda kendi kurumlarımızı inşa eden, demokrasisini kuran ve geleceğe sahip çıkan bir halk olduk” diyen Üstel, gençlere de seslendi.

“Barışı samimiyetle arzulayan devlet ve halk olarak 50 yıl boyunca federasyon masalarına esir edildik. Bizler federasyon defterini artık kapattık. Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın son beş yıldır ortaya koyduğu ve sahip çıktığı iki devletli çözüm vizyonu, Türkiye ile tam bir uyum içerisindedir ve aynı kararlılığı biz de savunuyoruz. Bu vizyon artık sadece Kıbrıs Türk halkının değil, tüm Türk milletinin resmi iradesidir” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM kürsüsünden yaptığı çağrıyı hatırlatan Üstel, “Türk dünyası ile ilişkilerimiz tarihi bir zirvede. Kıbrıs Türk halkı sahipsiz değildir. Elbette rahatsız olanlar var. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Türk halkına karşı organize ekonomik sabotaj kampanyası yürütmektedir” dedi.

Üstel, Özellikle inşaat sektörünü hedef alıp mülkiyet bahanesi ile insanımıza hukuk dışı baskılar kurmaktadır.. Bilinmelidir ki; ne ekonomik tuzaklar, ne dış kaynaklı baskılar bizi yolumuzdan döndüremez. Biz pes etmeyiz. Biz boyun eğmeyiz. Biz Kıbrıs Türküyüz” ifadelerini kullandı.

Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklere de seslenen Üstel,”KKTC’nin haklı davasını tüm dünyaya anlatın . Bize uygulanan hukuk dışı uygulamaları anlatın. Yatırımcılarla bir araya gelin KKTC ye yatırımları arttırın…” diye konuştu.

Ocak ayında gerçekleştirilen İngiltere temaslarını anımsatan Başbakan Üstel, “Verdiğimiz sözleri unutmadık” diyerek müjdeleri ardı ardına açıkladı.

Üstel, “KKTC Başbakanlık bünyesinde İngiltere Genç Diaspora Koordinasyon Kurulu kurulacak. “Yuvaya Dönüş Paketi” ile İngiltere’den KKTC’ye dönüş yapmak isteyen gençlere vergisel ve sosyal kolaylıklar sağlanacak. İngiltere’de yaşayan gençlere sosyal konut edinme hakkı tanınmasının önü açılacak. E-Devlet sistemleri sadeleştirilecek. Yurtdışındaki gençler, KKTC’nin dijital kamu diplomasisi faaliyetlerinde daha aktif olacak”dedi.

Başbakan Üstel bedelli askerlikle ilgili yeni yasa önerisine ilişkin de bilgi verdi.

Üstel, “Yurt dışında yaşayan çift uyruklu gençlere bedelli askerlik hakkı tanınacak. Ülkedeki kalış süresi 90 günden 120 güne çıkarılacak. Bedelli ücretlerinde indirim yapılacak, asgari ücrete bağlı oranlar düşürülecek. Tıpta uzmanlık ve doktora yapan gençlerin durumu yasal güvence altına alınacak. Yoklama kaçağı ya da bakaya olanlara af getirilecek. Önceki yıllarda süresi içinde bedelli hakkını kullanamayanlara bir defaya mahsus başvuru hakkı sağlanacak” dedi.

Başbakan Üstel konuşmasını gençlere seslenerek şöyle tamamladı:
“Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın, biliniz ki bu devlet sizin devletinizdir. Bu bayrak sizin bayrağınızdır. Ve biz, bu bayrağı sizlerle birlikte daha da yükseklere taşıyacağız”

Devamını Oku

Kıbrıs

Ataoğlu: Kıbrıs Türk kimliği Londra’da gururla yaşatılıyor

Published

on

By

Londra’da düzenlenen 8. Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nde konuşan Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, “Bu festival, kültürümüzü yaşatmanın ve geleceğe taşımanın en güçlü yoludur” dedi. Ataoğlu, Kıbrıs Türk kimliğinin sadece adamızda değil, diasporada da gururla yaşatıldığını vurguladı.

8. Londra Kıbrıs Türk Kültür Festivali kapsamında konuşan Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, etkinliğin sadece bir festival değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının kimliğini, kültürel mirasını ve birlik ruhunu yaşatan önemli bir köprü olduğunu vurguladı.

Ataoğlu, “Ata toprağındaki gençlerimiz ile Londra’daki gençlerimizin bir araya gelmesi, onlara emanet edeceğimiz değerlerin imzasıdır” dedi.

Gençlere aktarılan kültürel mirasın sürdürülebilir olmasının, onlara verilen değerin bir sonucu olduğunu belirten Ataoğlu, “Gençlerimize ne kadar değer verir ve ne kadar sorumluluk emanet edersek, bu emaneti çok daha ileriye taşıyacaklardır. Bu konuda en ufak bir şüphem yok” ifadelerini kullandı.

Ataoğlu, “Binlerce kilometre ötede, Londra’nın kalbinde atmaya devam eden Kıbrıs Türk kalbi, bu festivalde en güçlü haliyle hissediliyor. Diasporada yaşayan kardeşlerimizin bağlılığı sayesinde Kıbrıs Türk kimliği gururla taşınıyor” dedi.

Festivalin genç nesillere folklor, mutfak, sanat ve tarih gibi değerlerin aktarılmasında önemli bir rol oynadığına dikkat çeken Ataoğlu, “Bir kültür yaşatılmak isteniyorsa; dansla, müzikle, dille ve gelenekle yaşatılmalıdır. Bu festival bunun en güzel örneğidir” ifadelerini kullandı.

Ataoğlu, gençlere verilen değerin kültürel mirasın sürdürülebilirliğinde belirleyici olduğunu vurguladı. Ataoğlu, “Ata toprağındaki gençlerimizin, Londra’daki gençlerle buluşması, geleceğe emanet edeceğimiz ortak değerlerin en güçlü göstergesidir” dedi.

Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca birçok zorlukla karşılaştığını ancak hiçbir zaman kimliğinden vazgeçmediğini belirten Ataoğlu, festivale katkı koyan organizatörlere, gönüllülere, sanatçılara ve katılımcılara teşekkür etti.

“Kültürümüz bir miras olduğu kadar bir sorumluluktur” diyen Ataoğlu, hükümet olarak hem ülkede kültürel mirası korumaya hem de yurt dışındaki vatandaşlarla gönül bağlarını güçlendirmeye devam edeceklerini söyledi. “Kıbrıs Türk kimliği
Londra’da gururla yaşatılıyor”

Londra’da düzenlenen 8. Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nde konuşan Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, “Bu festival, kültürümüzü yaşatmanın ve geleceğe taşımanın en güçlü yoludur” dedi. Ataoğlu, Kıbrıs Türk kimliğinin sadece adamızda değil, diasporada da gururla yaşatıldığını vurguladı.

8. Londra Kıbrıs Türk Kültür Festivali kapsamında konuşan Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, etkinliğin sadece bir festival değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının kimliğini, kültürel mirasını ve birlik ruhunu yaşatan önemli bir köprü olduğunu vurguladı.

Ataoğlu, “Ata toprağındaki gençlerimiz ile Londra’daki gençlerimizin bir araya gelmesi, onlara emanet edeceğimiz değerlerin imzasıdır” dedi.

Gençlere aktarılan kültürel mirasın sürdürülebilir olmasının, onlara verilen değerin bir sonucu olduğunu belirten Ataoğlu, “Gençlerimize ne kadar değer verir ve ne kadar sorumluluk emanet edersek, bu emaneti çok daha ileriye taşıyacaklardır. Bu konuda en ufak bir şüphem yok” ifadelerini kullandı.

Ataoğlu, “Binlerce kilometre ötede, Londra’nın kalbinde atmaya devam eden Kıbrıs Türk kalbi, bu festivalde en güçlü haliyle hissediliyor. Diasporada yaşayan kardeşlerimizin bağlılığı sayesinde Kıbrıs Türk kimliği gururla taşınıyor” dedi.

Festivalin genç nesillere folklor, mutfak, sanat ve tarih gibi değerlerin aktarılmasında önemli bir rol oynadığına dikkat çeken Ataoğlu, “Bir kültür yaşatılmak isteniyorsa; dansla, müzikle, dille ve gelenekle yaşatılmalıdır. Bu festival bunun en güzel örneğidir” ifadelerini kullandı.

Ataoğlu, gençlere verilen değerin kültürel mirasın sürdürülebilirliğinde belirleyici olduğunu vurguladı. Ataoğlu, “Ata toprağındaki gençlerimizin, Londra’daki gençlerle buluşması, geleceğe emanet edeceğimiz ortak değerlerin en güçlü göstergesidir” dedi.

Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca birçok zorlukla karşılaştığını ancak hiçbir zaman kimliğinden vazgeçmediğini belirten Ataoğlu, festivale katkı koyan organizatörlere, gönüllülere, sanatçılara ve katılımcılara teşekkür etti.

“Kültürümüz bir miras olduğu kadar bir sorumluluktur” diyen Ataoğlu, hükümet olarak hem ülkede kültürel mirası korumaya hem de yurt dışındaki vatandaşlarla gönül bağlarını güçlendirmeye devam edeceklerini söyledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam