Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

UBP Girne Kadın Kolları Başkanı Fatoş Ünal:Bugün kazanan UBP olacaktır

Published

on

UBP Girne Kadın Kolları Başkanı Fatoş Ünal, UBP kurultayı sonrası yaptığı açıklamada, katılım gösteren tüm partililere teşekkür etti.

Ünal, “Öncelikle bugün buraya yoğun tempoyla katılan UBP üyelerine sonsuz teşekkür ederim. UBP, bugün bir kez daha ne kadar güçlü, bütünlük içinde ve iktidar yapısını sahiplenme duygusu olduğunu ortaya koydu,” ifadelerini kullandı.

Fatoş Ünal, “Bugün kazanan UBP olacaktır. Ünal Üstel bu seçimi önde götürecektir çünkü Sayın Başbakanımızın son 2 buçuk yılda ortaya koyduğu emek ve icraatlar net bir şekilde ortadadır,” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Üstel: 2026 KKTC için bir dönüm noktası olacak

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Girne bölgesi muhtarlarının katılımıyla gerçekleşen istişare toplantısında, hükümetin bugüne kadar attığı somut adımları anlatarak, 2026 vizyonunu paylaştı.

“2026 yılı, KKTC’de devlet yönetiminin dijitalleştiği, vatandaş odaklı hizmetin standart haline geldiği bir milat olacak” diyen Üstel,  E-devlet tam kapasite ile devreye girdiğinde, vatandaşların işlemlerini 10-15 dakikada, bürokrasiye takılmadan tamamlayacağını belirtti.

Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre, muhtarların taleplerini dinleyen Üstel, “Halkla kurduğumuz güçlü bağ, icraatlarımızın pusulasıdır” dedi.

“Halkımıza hizmet siyasetimizin merkezinde”

“Bizim siyasetimizin temeli halka hizmettir” diyen Başbakan Üstel, KKTC’yi kalkındırmak, genç nesillere daha çağdaş ve güvenli bir yaşam sunmak adına kararlılıkla çalıştıklarını vurguladı.

“Her adımımızda halkımızın refahını merkeze alıyoruz” diyen Üstel, hükümet politikalarının insana dokunan, çözüm odaklı bir anlayışla yürütüldüğünün altını çizdi.

-“Muhtarlarımız bu devletin omurgasıdır”

“Muhtarlarımız yalnız değildir” diyen Üstel, geçmiş dönemlerde özlük haklarında önemli iyileştirmeler yapıldığını hatırlattı. Hükümetleri döneminde Anavatan Türkiye’nin desteğiyle 110 muhtara prefabrik ofis kazandırıldığını, diğer muhtar ofislerinin de en kısa sürede tamamlanacağını dile getiren Üstel, “Biz söz veririz, unutmadan yerine getiririz. Çünkü verdiğimiz her söz, halkımıza olan borcumuzdur” dedi.

-“E-devletle yeni dönem”

Başbakan Üstel, bürokrasiyi hızlandıracak ve vatandaşın devletle olan ilişkisini kolaylaştıracak e-Devlet Projesi’nde son aşamaya gelindiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

“Çağ dijital çağdır ve KKTC bu dönüşümün dışında kalamaz. E-Devlet ile tüm veriler tek merkezde toplanacak, işlemler hızlanacak, vatandaşımız devlete kolayca ulaşacak. Muhtarlarımızın iş yükü azalacak, sistem etkin, güvenli ve şeffaf hale gelecek”

Üstel, 2026 yılı itibarıyla tüm işlemlerin entegre biçimde e-Devlet kapısı üzerinden sağlanacağını belirtti.

MAKS Projesi’nin tamamlanmasıyla birlikte, sokak ve mahalle bazında tüm verilerin dijital ortamda muhtarların elinde olacağını söyleyen Üstel, “Bu sistem sadece kolaylık sağlamayacak, aynı zamanda devletimizin güvenliği ve düzeni için de stratejik bir kazanım olacaktır” ifadelerini kullandı.

-“2026 yılı devlet yönetiminde milat olacak”

Başbakan Üstel,  “2026 yılı, KKTC’de devlet yönetiminin dijitalleştiği, vatandaş odaklı hizmetin standart haline geldiği bir milat olacak” dedi.

E-Devlet tam kapasite ile devreye girdiğinde, vatandaşların işlemlerini 10-15 dakikada, bürokrasiye takılmadan tamamlayacağını söyleyen Üstel, “Halkımızın yıllardır süregelen klasik bürokrasi çilesi sona erecek. Bu dönüşüm, daha kaliteli hizmetin, daha güçlü bir devlet yapısının teminatıdır. Biz bu ülkeye sadece hizmet etmiyoruz; bu ülkeye değer katıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Dijital dünyada çocukların korunması.. İlk adım yasal düzenleme ve danışma sistemleri

Published

on

By

Toplumsal yaşamda önemli değişimler yaratan dijital dünyanın çocuk ve gençlere sosyal, fiziksel ve psikolojik açıdan olumsuz etkilerini çok yönlü değerlendirip, ülkede sürdürülebilir bir politika oluşturulması amacıyla Cumhuriyet Meclisi’nde çalışma başlatıldı.

Tüm vekillerin desteğiyle kurulan Dijital Dünyada Çocuk Haklarına İlişkin Geçici ve Özel (Ad-Hoc) Komitesi, yasal düzenlemelerin yapılması ve danışma sistemlerinin kurulmasının yanı sıra teknolojiyi öğrenme temelli, beceri odaklı, olumlu tutum davranışlarını geliştirme yönünde müfredat hazırlamayı amaçlıyor.

Dijital Dünyada Çocuk Haklarına İlişkin Geçici ve Özel (Ad-Hoc) Komitesi Başkanı Hasan Küçük, Haziran’ın ilk haftası bitirmeyi hedefledikleri komite raporunda yasal düzenlemeler, müfredat bacağı ve güvenilir danışma hatları konusunda bir çalışmanın ortaya çıkacağını söyledi. Bu bağlamda tüm paydaşların ana çerçeve üzerinde fikirlerini aldıklarını ifade eden Küçük, Millî Eğitim Bakanlığı, Kıbrıs Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği, Kıbrıs Türk Psikologlar Derneği, Evrensel Çocuk Hakları Derneği, KKTC Bilişim Derneği, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, KKTC Telsim ve Kuzey Kıbrıs Turkcell’den temsilcilerle de bir araya gelerek, hareket ettiklerini vurguladı.

Hasan Küçük, çoğu zaman sanal ve gerçek dünya arasına sıkışan çocuklarını içinden geçtikleri teknoloji tünelinin yarattığı sonuçları hakkında farkındalıkları olmadığına işaret ederek, hedeflerinin bu konuya dair yasaların hazırlanması, ailelerin başvurabileceği sanal zorbalık danışma hattının kurulması, bağımlılıkla mücadele konusunda siber zorbalıkla alakalı bir mücadele komisyonunun oluşturulması ve ülkenin sanal zorbalık karnesinin çıkartılması olduğunu belirtti.  

Dijital Dünyada Çocuk Haklarına İlişkin Oluşturulan Geçici ve Özel (Ad-Hoc) Komite Başkanı, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Girne Milletvekili Hasan Küçük komitenin kuruluş süreci ve çalışmaları hakkında Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) bilgi verdi.

-“Ülkede sürdürülebilir bir politika oluşturulması önemli”

İnternetin 30 yıldan uzun bir süredir dünya genelinde kullanıldığını ifade eden Küçük, dijital dünyanın çocuk ve gençleri sosyal, fiziksel ve psikolojik açıdan etkilediğini, dolayısıyla bu etkilerin çok yönlü değerlendirilip ülkede sürdürülebilir bir politika oluşturulmasının önemli olduğunu söyledi.

Küçük, bir eylem planı oluşturmak ve kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla 24 Haziran 2024’te ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları’ konusunda Cumhuriyet Meclisi’nde bir konuşma yaptığını ve tüm vekillerin desteğiyle Dijital Dünyada Çocuk Haklarına İlişkin Geçici ve Özel (Ad-Hoc) Komite’nin kurulduğunu dile getirdi.  

Çocukların ve gençlerin güvenilir kaynaklardan yaşlarına uygun ve onları toplumsal olarak güçlendirecek dijital içeriklere ulaşmalarının önemli olduğunu söyleyen Küçük, kurulan komitenin bunları sağlamak amacıyla çalışma başlattığını kaydetti.  

– “Diğer ülkelerin uygulamalarını inceledik”

Komite çalışmalarında farklı kurum ve kuruluşlardan görüş alarak ilerlemenin önemli olduğunu aktaran Küçük, Millî Eğitim Bakanlığı, Kıbrıs Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği, Kıbrıs Türk Psikologlar Derneği, Evrensel Çocuk Hakları Derneği, KKTC Bilişim Derneği, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, KKTC Telsim ve Kuzey Kıbrıs Turkcell’den temsilcilerle de bir araya gelerek, hareket ettiklerini aktardı.

Küçük, ayrıca çalışmaların ve yasaların devlet kurumlarından üniversitelere, derneklerden polise, hukukçulardan medyaya kadar tüm sosyal paydaşların fikirleri alınarak hazırlanacağını çünkü amaçlarının yasayı ve çalışmayı halkın sahiplenmesini sağlamak olduğunu dile getirdi.

Çalışmaların dünyadaki uygulamalarla paralellik taşıması için bu konuya dair diğer ülkelerin uygulamalarını incelediklerini de belirten Küçük, “Birleşmiş Milletler (BM) çocuk hakları komitesi dijital dünyada çocuklara ve gençlere nasıl davranılması gerektiğine dair 28 ülkede ortak kavram belgesi hazırladı. Bu belge 168 ülke tarafından destekleniyor.” dedi.

Söz konusu ortak kavram belgesinin her ülkenin kendi yerel kaynaklarına ve özel koşullarına göre hazırlandığına da dikkat çeken Küçük, bu nedenle komite çalışmalarında ülkenin kendi özel kavram belgesini yani politikasını belirleme yönünde uğraş verdiklerini aktardı. 

-“Çocuklar değerler eğitiminden uzaklaştılar”

Hasan Küçük, KKTC’de çocukların özellikle değerler eğitiminden uzaklaştıklarını dile getirerek, “Çocuklarımız olumlu tutum ve değerlerini geliştirecek duyusal okuryazarlığını yeteri kadar geliştiremiyor.” dedi.  

Çocukların dersleri öğrendiklerini ancak bu içerikleri yeteri kadar içselleştiremediklerini işaret eden Küçük, öğrenme alanının bilişsel, duyuşsal ve psikomotor olmak üzere üç çeşit olduğunu bilişsel alanda dersin akademik anlamda öğrenildiğini, duyuşsal alanda öğrenilen tutumun kullanıldığını ve psikomotor alanda ise öğrenilenlerin fizyolojik gelişimde adapte edilme becerisi olduğunu söyledi.

-“Çocuk hakları offline olamaz”

Hasan Küçük, çocuk ve gençlere dair bu çalışmaları çok önemsediklerini kaydederek, “Çocuk haklarını offline olamaz. Ben bunu şiar edindim. Çünkü her çocuk benim için değerlidir.” dedi.

Küçük, sanal zorbalık ile akran zorbalığının birbiri içine geçmiş konular olmalarına rağmen aslında her iki şiddetin birbirinden farklı olduğunu belirterek, sanal zorbalıkta kişilerin gerçek kimliklerini açık etmeden farklı kimlik örüntüleriyle dijital platformlarda zorbalık yaptıklarını, akran zorbalığında ise kimliğin belli olduğunun altını çizdi.

Konuşmasında, akran zorbalığını üç boyutta değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Küçük, bunları zorbalığı yapan, zorbalığa maruz kalan ve zorbalığa seyirci kalan olarak sıraladı.  

-“Her 10 öğrenciden 3’ü zorbalığa maruz kalıyor”

Hasan Küçük, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) raporuna göre, OECD ülkelerinde zorbalık içeren davranışların herhangi birine uğrayan öğrenci sayısı ortalamasının yüzde 20, Türkiye Cumhuriyeti’nde ise bu oranın yüzde 27 olduğunu ifade etti.

Küçük, şöyle devam etti:

“Kendi ekibimle yaptığım çalışmada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bu oran yüzde 25 dolaylarındadır. Yani ülkede her 10 öğrenciden 2,5-3 öğrenci zorbalığa maruz kalıyor. Bu istatistik verileri çok ciddi. Danimarka 1998 yılında zorbalığın yüzde 40’dan fazla olduğu tespit edilmiş. 10 yıllık sistematik izleme ve müdahaleler sonucunda bu oran 2018 yılında yüzde 5’in altına indi.”

Birçok araştırmanın çocukluğunda akran zorbalığına maruz kalan ya da seyirci olanların ileriki yıllarda özgüven sorunu yaşadıklarını gösterdiğini söylen Küçük, bu çocukların daha sonra gerçek kimliklerini gizleyerek, farklı kimlik örüntüleriyle zorbalık yapabildiklerini ayrıca bu kişilerin sadece dijital platformlarda sanal zorbalık yapmadıklarını aynı zamanda örneğin trafikte kurallara uymama ya da trafik kazası gibi farklı suçlarda bulunabildiklerini de aktardı. 

Dünya Polis Örgütü’nün suça teşkil eden kişilerinin sosyal yaşamı analiz sonuçlarının bu tezi desteklediğini dile getiren Küçük, ülkedeki suç unsurları arasından gelişigüzel (random) seçilen vakaların da aynı şekilde paralellik gösterdiğini kaydetti.  Hasan Küçük, “Ülkemizde zorbalığa uğrayan kişiler özgüven sorunu yaşıyor, bu kişilerin yaşadıkları psikolojik travmalarının etkisiyle trafik kazalarında artış olduğu söylenebilir.” dedi.

-“Olumlu tutum davranış geliştirmeye yönelik müfredat”

Çocukların içinden geçtiği teknoloji tünelinin yarattığı sonuçları hakkında farkındalıkları olmadığını da aktaran Küçük, çocukların çoğu zaman sanal ve gerçek dünya arasına sıkıştıklarını ifade etti.

Küçük, komitenin amaçlarından birinin de teknolojiyi öğrenme temelli, beceri odaklı ve olumlu tutum davranışları geliştirme yönünde müfredat hazırlamak olduğunu belirtti.

Ders müfredatlarının düzenlenmesi aşamasında özellikle değerler eğitimi üzerinde duracaklarını işaret eden Küçük, bu sorunu teknolojiyi kullanarak çözeceklerinin altını çizdi. Çocukların dijital platformları kullanarak bilgi edindiklerini kabul etmek gerektiğini vurgulayan Küçük, ülkede geçen hafta düzenlenen Teknofest’i hatırlatarak, gençlerin orada sergilediği başarılı projeleri anımsattı.   

Küçük, tüm bu çalışmaların sadece eğitimcilerle yapılamayacağını da söyleyerek, “Aile, okul ve çevre bizim en önemli kaynağımızdır. Bizim çocuklarımızın aile, okul, çevre üçgeni içerisinde özellikle değerler eğitimi açısından tutum ve davranışını geliştirecek her türlü çalışmaya öncelik vermemiz gerekiyor.” ifadesini kullandı.

-“Roblox, Türkiye’de yasak” 

Dijital platformda gençlerin oynadığı Roblox oyununu örnek olarak veren Küçük, “Roblox diye bir oyun var. Bu oyun Türkiye’de belli yasalarla yasaklandı. Dünyada 17-18 ülkede daha yasaklandı. Ama bizim ülkemizde yasaklanmadı.” dedi. 

Hasan Küçük, oyunun, ülkede yasal mevzuat olmaması nedeniyle yasaklanmadığına işaret etti.

-“Telefonlar birer dijital emzik”

Konuşmasında tüm bu düzenlenmelerin sadece yasaklamalarla olamayacağına da dikkat çeken Küçük, ailelerin doğru yönlendirmelerinin bu noktada gerekli olduğunu kaydetti.

Küçük telefonların dijital birer emzik olduklarına inandığını ve ailelerin de onları susturucu olarak kullandıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Çocuklar zaten oyun kültüründen uzaklaştı. Kaç tane çocuğumuz pirili, lingiri oynuyor? Bu arada, çocukların ille de sokaklarda oynamasına gerek yok. Dijital ortamda da oyun oynasınlar. Ama kültürel etkileşimle oynasınlar. İşte biz burada Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu (BTHK), Telsim ve Türkcell’le görüşüyoruz. Bu kuruluşlara çocukların dijital sosyalleşmelerini sağlamaları yönünde sorumluluk vereceğiz.”

Küçük, müfredattaki öğrenme çıktılarını dikkate alarak çocuklara yönelik dijital ortamlarda program, tanıtım ya da uygulama yapılabileceğini söyleyerek, “Mesela Kıbrıs yemekleri hakkında bir uygulama olabilir. İlkokuldaki çocuk toplamayı, çarpmayı, bölmeyi biliyor. Çocukların yaşlarına, sınıflarına göre dijital programlar hazırlanabilir. Çocukların dijital ortamdaki sürelerini bu tür alanlarda geçirmeleri sağlanabilir.” dedi.

Dijital platformlarda hazırlanacak bu programların çocukların ilgi alanları çerçevesinde çeşitlendirilerek oluşturulacağını kaydeden Küçük, söz konusu uygulamaların çocukların öğrenmesi gereken kültürel konular yanı sıra değerler eğitimini de kapsayacağını ifade etti.

Hasan Küçük, çocukların kendilerini ifade etme özgürlüklerinin kısıtlanmaması gerektiğini de vurgulayarak, “Çocuk kendini ifade edemediği zaman özgürlüğü sanal dünyada bulur. Ama çocuk sanal dünyayla gerçek dünya arasında sıkıştığında, maalesef kendini yalnızlaşmaya iter. O yalnızlıkta siber zorbalığa maruz kalabilir.” şeklinde konuştu.

-“Haziran’ın ilk haftası komite raporunu bitirmeyi hedefliyoruz”

Hasan Küçük, mayıs ayı bitmeden komitenin hazırladığı raporu Genel Kurul’a sunmak istediğini belirterek, “Yani Haziran’ın ilk haftası komite raporunu bitirmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Raporda konu hakkındaki yasal düzenlemeler, müfredat bacağı ve güvenilir danışma hatları konusunda bir çalışmanın ortaya çıkacağını söyleyen Küçük, bu bağlamda tüm paydaşların ana çerçeve üzerinde fikirlerini aldıklarını ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gardiyanoğlu: Sosyal hizmetlerde iyileştirme, çalışma hayatında etkin denetim

Published

on

By

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, 30 yıldır ihmal edilen sosyal hizmetlere ağırlık verdiklerini ve değiştiridikleri teşkilat yasasının hayata geçmesiyle tüm huzurevleri ve rehabilitasyon merkezlerinin yasal statüye kavuşacağını, özel bakımevleriyle ilgili yetkinin de Çalışma Bakanlığına verileceğini söyledi.

 11 yıl atıl kaldıktan sonra hizmete giren Demirhan Engelsiz Yaşam Evi’nin Kıbrıs’ta bir ilk olduğuna işaret eden Gardiyanoğlu, gündüzleri 50’ye yakın engelli bireye hizmet veren merkezde engelli bireylerin 1 ila 4 gece ücretsiz konaklayabileceği otel konsepti yaratılacağını belirtti. Açılacak Otizm Merkezi’nin ise gündüzleri otizmli bireylere, 18.30-23.30 saatleri arasında da “Kısa Bir Nefes” projesi kapsamında ebeveynler için hizmet vereceğini söyledi.

 “Sosyal Hizmet Yılı” ilan ettikleri 2024’ü ve “Çalışma Yılı” ilan ettikleri 2025’i Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) değerlendiren Gardiyanoğlu, ilk olarak “kırmızıçizgim” diye nitelediği Demirhan Engelsiz Yaşam Evi ile Kalkanlı Yaşam Evi’nden bahsetti.

 -“Sosyal hizmetler 30 yıldır ihmal edildi”

 KKTC’de sosyal hizmetlerin 30 yıldır ihmal edildiğini, göreve geldiği Ağustos 2023’ten bu alandaki çalışmalara ağırlık verdiğini kaydeden Gardiyanoğlu, 11 yıl atıl kaldıktan sonra hizmete giren Demirhan Engelsiz Yaşam Evi’ne işaret etti.

Bu süreçteki 10’uncu Çalışma Bakanı olduğunu, atıl durumdaki tesisi görünce ağlamamak için kendini zor tuttuğunu, günlerce de uyumadığını anlatan Sadık Gardiyanoğlu, “En az 3-4 defa şahsi aracımla gece çıkıp buraya gittim. İlk hedefim karanlığa gömülmüş bu merkezin ışıklarını yakmaktı” dedi.

 Bir sohbet sırasında Merkez Bankası Başkanı Rifat Günay’ın Demirhan Engelsiz Yaşam Evi’ni açmakla ilgili kendilerine yardım teklifinde bulunduğunu kaydeden Gardiyanoğlu, farelerin istilasına uğrayan,  soyulan bu merkez için yaklaşık 30 milyon TL’lik harcama yapıldığını ifade etti.

 Merkez Bankası, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi (KEİ), Engelsiz Yaşamı Destekleme Derneği ve sponsorların sürece güvendiğini de vurgulayan Sadık Gardiyanoğlu, burası için elini taşın altına koyan gönüllü ordusundan da söz etti.

-“Demirhan Engelsiz Yaşam Evi Kıbrıs’ta ilk”

 Demirhan Engelsiz Yaşam Evi’nin gündüz bölümünün bir yıllık çalışmayla, 24 Eylül 2024’te hizmete girdiğini anımsatan Çalışma Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, 24 saat hizmet verecek 24 yataklı bölümü de haziran sonunda açmayı hedeflediklerini, gerekirse yatak sayısını 40’a kadar artırabileceklerini kaydetti.  Gardiyanoğlu, “Bu merkez Kıbrıs’ta bir ilk” dedi.

 Lefkoşa- Gazimağusa anayoluna her çıktığında Demirhan Engelsiz Yaşam Evi’ni ziyaret ettiğini dile getiren Gardiyanoğlu, gündüzleri burada 50’ye yakın engelli bireye hizmet verildiğini söyledi.

-“Engelliler için ücretsiz otel”

Demirhan Engelsiz Yaşam Evi’nde engelli bireylerin 1 ila 4 gece ücretsiz konaklayabileceği otel konsepti yaratılacağını da söyleyen Sadık Gardiyanoğlu, bu sayede ebeveynlere dinlenme, işlerini halletme fırsatı sunulacağını dile getirdi.

-“Otizm Merkezi açılıyor”

 Boşaltılan Çağlayan Çocuk Yuvası’na Otizm Merkezi açacaklarını, burasının gündüzleri otizmli bireylere, 18.30-23.30 saatleri arasında da “Kısa Bir Nefes” projesi kapsamında ebeveynler için hizmet vereceğini söyleyen Gardiyanoğlu, ailelerin birkaç saatliğine çocuklarını buraya bırakarak nefes alabileceğini kaydetti.

 -“Elimi Kalkanlı Yaşam Evi’nin üzerinden hiç çekmedim”

 50 kişinin yaşadığı Kalkanlı Yaşam Evi ile ilgili de konuşan Çalışma Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, göreve geldiği günden beri elini buranın üzerinden çekmediğini, 22 ayda 44 kez ziyaret ettiği Kalkanlı’nın gönüllülerin de desteğiyle nasıl iyileştirildiğini belirtti.

 İlk karşılaştırdığı manzaranın kendisini ne kadar üzüp şaşırttığını da paylaşan Gardiyanoğlu, huzurevlerinin uzun süredir bakımsız kaldığını ifade etti.

 -“Kıbrıs Türk halkı yaşlılar konusunda çok duyarlı”

 Kalkanlı’nın büyük ihalesinde Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma ve Ekonomik İş Birliği Ofisi’nden 7 milyon TL’lik destek aldıklarını, onun dışındaki tüm ihtiyaçların sponsorların desteğiyle karşılandığını belirten Gardiyanoğlu, “Doğru zamanda, doğru kişileri, doğru projede buluşturuyorum. Yalnız değiliz, belediyeler, şirketler, vatandaşlar… Kıbrıs Türk halkı yaşlılar konusunda çok duyarlı…” dedi.

 -Sosyal Hizmetler Dairesi’nin teşkilat yasasında düzenleme

 Sadık Gardiyanoğlu, 30 yıldan sonra Sosyal Hizmetler Teşkilat Yasası’nda değişikliğe gidildiğini, ivediliği alınan tasarının yasallaşmasıyla tüm huzurevleri ve rehabilitasyon merkezlerinin yasal statüye kavuşacağını, buralara kadrolu öğretmen, doktor, hemşire, fizyoterapist, ergoterapist istihdam edilebileceğini belirtti.

 -“Eskiden devlet özel bakımevlerine mahkûmdu ama o dönem bitti”

 Tasarının özel bakımevleriyle ilgili yetkinin Çalışma Bakanlığı’na verilmesini de öngördüğünü de kaydeden Gardiyanoğlu, “Yasa geçtikten sonra kimsenin gözünün yaşına bakmayacağım. Kurallara uymayan yerler mühürlenecek. Eskiden devlet özel bakımevlerine mahkûmdu ama o dönem bitti…” dedi.

-“Engellilerin araç sayısı 9’a yükseliyor”

 Konuşmasında Sosyal Hizmetler Dairesi’ne bağlı tüm merkezlerin bakımı ve temizliği için ihaleye çıkıldığını da belirten Sadık Gardiyanoğlu, tam donanımlı 6 engelli aracı bağış olarak aldıklarını, bu günlerde araç sayını 9’a yükselteceklerini ifade etti.

 Gardiyanoğlu, sık sık bakanlığa bağlı merkezlere “baskın” şeklinde ziyaretler yaptığını da dile getirerek, engelli bireylerin ve yaşlıların kendisi için önemini yineledi.

 -“Denetimler artırılacak”

 2025’i “çalışma yılı” ilan ettiklerini anımsatarak bu alandaki çalışmalara da değinen Çalışma Bakanı Gardiyanoğlu, sosyal hayatla ilgili yasal düzenlemeler ve girişimlerin benzerinin çalışma yaşamıyla ilgili olacağını ifade etti.

 Yaklaşık 30 yıldan sonra değişikliğe gidilen Çalışma Dairesi’nin teşkilat yasasısın büyük oranda tamamlandığını belirten Gardiyanoğlu, kısa süre sonra tasarının Meclis’e gönderileceğini, burada öngörülen en önemli düzenlemenin bakanlıktaki müfettiş sayısının artırılması olduğunu söyledi.

-“21 bin iş yeriyle 152 bin özel sektör çalışanını 11 müfettişle denetlemeye çalışıyoruz”

Ülkedeki iş yeri ve çalışan sayısının arttığına da dikkat çeken Sadık Gardiyanoğlu, bakanlığın mevcut müfettiş sayısının 11 olduğunu anımsatarak, 21 bin iş yeri ve 152 bin özel sektör çalışanını 11 müfettişle denetlemeye çalıştıklarını ifade etti.

 Müfettiş sayısının artırılmasıyla artık yılda 3 bin değil, 6 bin- 10 bin denetim yapılacağını söyleyen Gardiyanoğlu,  “Devlet arazide yok” algısının daha da azalacağını belirtti.

 İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin de sertleşeceğini kaydeden Gardiyanoğlu, gelecek aydan itibaren her şirketin Çalışma Dairesi’ne her ay İş Sağlığı ve Güvenliği Raporu göndermek zorunda olacağını belirtti.

 -“160 bin Sosyal Sigortalı var”

 Sadık Gardiyanoğlu, çalışma yaşamıyla ilgili de bilgi veren, ülkedeki 160 bin Sosyal Sigortalının 80 binin KKTC, 45 binin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 35 binin de 40 farklı ülkeden gelen yabancı uyruklu kişilerden oluştuğunu söyledi. Gardiyanoğlu, Çalışma Bakanlığı’nın ayda ortalama 220 milyon TL’lik prim desteği ödediğini kaydetti.

 Gardiyanoğlu, prim desteği oranının KKTC vatandaşı kadın çalışanlar için yüzde yüz, KKTC vatandaşı erkek çalışanlar için yüzde 80, yabancı uyrukları için yüzde 25 olduğunu anımsatarak, işten çıkarmalar olduğunda işverenin prim desteğinin dışında kaldığını söyledi.

 -“KKTC tarihinin en yüksek prim desteğini ödeyen hükümetiyiz”

 Sadık Gardiyanoğlu, bu uygulama ve denetimler sayesinde kayıt dışılığın ve kaçak iş gücünün büyük oranda önüne geçtiklerini söyleyerek, “KKTC tarihinin en yüksek prim desteğini ödeyen hükümetiyiz” dedi.

 Özellikle Çalışma Dairesi’nin tüm işlemlerinin online portal üzerinden yapıldığını söyleyen Gardiyanoğlu, bu sistemin polisin ve İçişleri Bakanlığı’nın muhaceret bölümlerinden görülebildiğini kaydederek, polisin onaylamadığı hiçbir işlemin yürütülmediğini de vurguladı.

 Gardiyanoğlu, “Geçen yılın verilerine göre ön izinle adaya gelenlerin yüzde 92’sine çalışma izni verildi. Bu KKTC tarihinde bir rekordur ve ilktir” dedi.

 -Sektörel bazlı asgari ücret

 Yeni yasama yılında Cumhuriyet Meclisi’nden geçirilmesi öngörülen sektörel bazlı asgari ücretle ilgili soruyu da yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Gardiyanoğlu, yabancı uyrukluları kapsayacak bu düzenlemede özel sektörde risklerine göre maaş alınacağını, bir garsonla inşaatta çalışan kişinin aynı parayı kazanamayacağını söyledi.

 -İlaç konusu… “Sosyal Sigortaların ödemelerle ilgili en ufak sıkıntısı yok”

2023’te başlatılan reçete soruşturmasının ardından Sosyal Sigortalar Dairesi’ndeki son durumla ilgili soruyu da yanıtlayan Gardiyanoğlu, ülkede 190 sözleşmeli eczane bulunduğunu, 14 başvurunun daha değerlendirilme aşamasında olduğunu dile getirdi.

 Hastanın dilediği hekimden alacağı ve geçerliliği 6 ay olan ilaç reçetelerini anlaşmalı eczanelerdeki indirim listesindeki ilaçları alabileceğini söyleyen Gardiyanoğlu, bakanlığın ilaçların yüzde 80’ini ödediğine işaret etti. Gardiyanoğlu, reçetede Vergi Dairesi mührü ve hekim imza ve kaşesi olması gerektiğini hatırlattı.

 Sadık Gardiyanoğlu, indirimli ilaç listesinin Eczacılar Birliği ile birlikte güncellendiğini ve tarafların her 15 günde bir toplantı yaptığını kaydederek, indirimli alınacak ilaç sayısını ayda 8’den 12’ye çıkarıldığını da anımsattı.

 Sadık Gardiyanoğlu, hastaneden alınan kurul ilacının eczane faturasının daireye zamanında getirilmesi gerektiğini de vurgulayarak, bu nedenle mağduriyet yaşayanlar olduğunu söyledi.

Çalışma Bakanlığı’nın ilacı tedarik eden değil ödeyen bakanlık olduğunu vurgulayan Gardiyanoğlu,

“Sosyal Sigortaların ödemelerle ilgili en ufak sıkıntısı yok…” dedi.

 -9 milyon TL’lik ilaç ödemesi

 Gardiyanoğlu, geçen ay kurullu ilaçlar için sigortalılara 6 milyon 920 bin TL, özel eczanelerden indirimli alınan ilaçlar için 2 milyon 199 bin TL olmak üzere 9 milyon 119 TL’lik aylık ilaç yardımı verildiğini dile getirdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam