Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Ülke Profili: Nijerya

Afrika kıtasında yaklaşık 200 milyonluk nüfusu ile petrol ve doğalgaz gibi çok zengin doğal kaynaklara ve geniş tarım arazilerine sahip Nijerya’yı biraz yakından tanıyalım.

Published

on

Nijerya, Afrika’nın en kalabalık nüfusuna sahip olması, zengin doğal kaynakları, kıtanın en büyük iki ekonomisi arasında yer alması ve Afrika’daki en büyük Müslüman nüfusu barındırmasıyla öne çıkıyor.

Halkı tarafından “Afrika’nın kalbi” olarak nitelendirilen Nijerya, 1960’da bağımsızlığını kazanana kadar İngiliz idaresi altında bulunuyordu. İngilizlerin sömürgecilik politikası çerçevesinde 1800’lerin ortalarında Nijerya’ya gelmesine kadar 1400’lerin ortalarından itibaren bölgede başta Portekizliler olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinden gelen yabancıların yürüttüğü köle ticaretiyle milyonlarca kişi, Kuzey ve Güney Amerika’ya, Karayipler’e ve Avrupa’ya köle olarak satıldı.

İngilizler, 1850’lerde Nijerya’nın Atlantik kıyısındaki Lagos kentinde hakimiyet kurdu. Lagos, 1861’de “Kraliyet Sömürgesi” olarak İngiltere’ye dahil edildi. Yıllar içinde Nijerya’nın diğer bazı bölümleri de İngiliz hakimiyetine geçti ve ülke 1960’a kadar sömürge olarak kaldı.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Nijerya daha fazla özerklik elde etti. Etnik bölgelere belli seviyede siyasi özgürlükler verildi ve sömürge altında hükümet kuruldu. Nijerya, 1950’lerdeki bu gelişmelerden sonra “Afrika’nın bağımsızlığını kazandığı yıl” sayılan 1960’ta 17 Afrika ülkesiyle bağımsızlık elde etti.

Yüzlerce etnik yapı ve dil

Afrika’nın en kalabalık ülkesi Nijerya’nın nüfusu tam olarak bilinmiyor. Resmi rakamlara göre, 186 milyon civarındaki nüfusun aslında 200 milyona yakın olduğu belirtiliyor. Oldukça genç bir nüfusa sahip ülkede yaşayanların yüzde 60’ının 24 yaşından küçük olduğu tahmin ediliyor.

Nijerya halkı ayrıca çok farklı etnik kökenden gelen bir yapıya sahip. Ülkede yaklaşık 250 etnik grup bulunuyor. En büyük grupları yüzde 29 ile Hausa ve Fulani, yüzde 21 ile Yoruba, yüzde 18 ile İgbo, yüzde 10 ile İjaw, yüzde 4 ile Kanuri grupları oluşturuyor.

İngiliz sömürgesinin etkisiyle İngilizcenin resmi dil olduğu ülkede 500’e yakın yerel dilin konuşulduğu ifade ediliyor. İngilizceden sonra en çok konuşulanlar Hausa, Fulani ve Igbo dilleri. Ülkedeki devlet okullarında eğitimin büyük kısmı hala İngilizce veriliyor.

Afrika’nın en kalabalık Müslüman nüfusu

Dini bakımdan Nijerya nüfusunun çoğunluğunu ise Müslümanlar oluşturuyor. Yetkililer, Müslüman nüfusun yüzde 50 civarında olduğunu belirtiyor ancak birçok Müslüman kuruluş bunun yüzde 60 civarında olduğunu savunuyor.

Resmi rakamlara göre, Nijerya’da 90 milyondan fazla Müslüman yaşıyor. Bu da Nijerya’yı Afrika kıtasının en fazla Müslüman barındıran ülkesi yapıyor. Müslümanlar ülkenin neredeyse tamamına dağılmış olsa da yoğun olarak yaşadığı bölgeler ise ülkenin kuzeyi ve kuzeydoğusu. Nijerya halkının yüzde 40’ını ise Hristiyanlar oluşturuyor.

Çok sayıdaki darbeden sonra istikrar

Bu kadar fazla etnik yapı, dil ve farklı dinler olmasına karşın ülkede genel olarak son yıllarda istikrar hakim durumda. Nijerya, 1960’daki bağımsızlıktan sonra 1966’da ilk kez askeri darbeyi yaşadı. Darbe ile iktidara gelen General Johnson Aguiyi-Ironsi, 6 ay sonraki bir başka darbede öldürüldü ve yönetime Albay Yakubu Gowon geçti. Bu sırada kuzeydeki üç eyaletin bağımsızlık istemesiyle 3 yıl süren iç savaş başladı.

Bu kez 1975’te bir başkası, General Murtala Ramat Muhammed darbeyle iktidarı devraldı. Muhammed, bir yıl sonra başarısız darbe girişiminde öldürüldü. 1983’te Muhammed Buhari, iki yıl sonra İbrahim Babangida kansız darbelerle yönetimi ele geçirdi.

Ülkede 1999’da seçimle ilk sivil yönetim iktidara geldi. O tarihten bu yana Nijerya’da her dört yılda bir devlet başkanlığı, senato, temsilciler meclisi ve vali seçimleri yapılıyor. Son olarak 2015’te düzenlenen seçimde, 1983’teki darbeyi yapan General Muhammed Buhari Devlet Başkanı oldu.

Zengin doğal kaynaklar

Nijerya, Afrika kıtasının en kalabalık nüfusunu barındırmasının yanı sıra zengin doğal kaynakları ve tarım alanlarıyla da öne çıkıyor.

Yaklaşık 920 bin kilometrekarelik ülkede petrol ve doğalgaz dışında kalay, demir, kömür, çelik alaşımında kullanılan niobium, kurşun, çinko gibi çok sayıda maden ve mineraller çıkarılıyor.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliğinin (OPEC) rakamlarına göre, Nijerya’da tespit edilmiş ham petrol rezervleri 37 milyar varil, doğalgaz rezervleri ise 5,2 trilyon metreküp civarında. Bu da Nijerya’yı dünyada en çok petrol rezervine sahip 8’inci, doğalgaz rezervlerinde ise 9’uncu ülke yapıyor.

Ancak ham petrol üretiminde çok ciddi rakamlar elde edilmesine rağmen Nijerya’da rafineri üretimi çok düşük seviyelerde kalıyor. Ülkenin ham petrolü başka ülkelere satıldıktan sonra 200 milyonluk Nijerya nüfusunun işlenmiş petrol ürünleri ihtiyacı dışarıdan ithal ediliyor.

Enerji üretiminde sıkıntı yaşayan ülkede sık sık elektrik kesintileri meydana geliyor. Halk, elektrik kesintilerinde çareyi jeneratörlerde buluyor. Artan nüfusa karşılık ülkede yeterince enerji altyapı yatırımı yapılmadığından kısa vadede elektrik üretiminde sıkıntılar yaşanacağı tahmin ediliyor.

Geniş tarım imkanları

Nijerya’nın coğrafi yapısı ve iklimi tarım yapılması için geniş imkanlar sunuyor. 910 bin kilometrekareden fazla alana sahip ülkenin yüzde 78’i tarım arazisi konumunda ancak ülkede ekilebilir arazi oranı yüzde 37 civarında bulunuyor. Sulanabilen arazi miktarı ise 2012 istatistiklerine göre, 3 bin kilometrekare.

Ekvator çizgisinin kuzeyinde yer alan Nijerya’nın iklimi ise bölgelere göre farklılık gösteriyor. Bu da tarımda çeşitliliğe imkan tanıyor.

Ülkenin güneyi ekvatoral iklimin etkisindeyken orta bölümlerde tropik iklim hüküm sürüyor. Kuzeyde ise daha çok kuraklık görülüyor.

Sağlık sorunu

Nijerya’da ortalama yaşam süresi ise birçok ülkenin gerisinde. Dünya Sağlık Örgütüne göre, Nijerya’da erkekler için 53 olan ortalama yaşam süresi kadınlarda 56.

Ülkede çok sayıda hastalık görülüyor ve bunlar her yıl yüz binlerce kişinin ölümüne yol açıyor. En sık görülen hastalık ise sıtma. Sıtma dışında tifo, AIDS, tüberküloz, menenjit gibi hastalıklar da sık görülenler arasında bulunuyor.

Ülkeye gitmeden önce sarı humma ve menenjit aşılarının yaptırılması gerekiyor. Ayrıca sıtmaya karşı koruyucu ilaçlar alınması da tavsiye ediliyor.

Ülke Profili: Nijerya

Ülke Profili: Nijerya

Ülke Profili: Nijerya

Ülke Profili: Nijerya

Ülke Profili: Nijerya

Ülke Profili: Nijerya

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

DAÜ-SEN Başkanı’ndan Başbakan Üstel’e mektup…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel’e hitaben mektup yayınlayarak 4 Nisan 2024’te hükümet, DAÜ yönetimi ve sendikalar arasında imzalanan 4 yıllık protokolün eksiksiz uygulanması için sürece müdahale etmesini istedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin protokole uymadığını farklı ortamlarda dile getirdiğini belirten Hoşkara “DAÜ-SEN olarak Sayın Eğitim Bakanını haklı bulmakla beraber protokolün yürütülmesinden sorumlu olan İstişare ve Eşgüdüm Komisyonunun Başkanı olan Eğitim Bakanının da bu tablodan sorumlu olduğunu belirtmek gerekiyor. Hükümetinizin, DAÜ yönetimindeki en üst karar organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nu göreve getiren noktada olduğunu da hatırlatmak isteriz. Hükümetinizin ve Eğitim Bakanının, ayrıca yüksek öğretim alanında uygulanması gereken Stratejik Planı uygulamadığını da gözlemlemekteyiz” dedi.

DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, protokol gereği İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu Başkanı Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun 28 Mayıs’ta toplantı düzenlediğini belirtti. Hoşkara, sendikanın toplantıda mevzuata açıkça aykırı karar ve uygulamaları, yasalara ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği önerilerini, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarını ve protokolün yürütülmesiyle ilgili diğer konuları gündeme getirdiğini söyledi.

-“Üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilerin burs oranlarının yüzde 70-80’e çıkarılması üniversitenin intiharı olacak”

Hoşkara, daha önce üniversite kamuoyunda ve yetkili kurullarda paylaştıkları görüşleri toplantıda da dile getirdiklerini ifade ederek, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarının yüzde 70-80 aralığına çıkarılmasının üniversitenin mali açıdan intiharı olacağını vurguladıklarını kaydetti. Hoşkara, DAÜ Rektörlüğü ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun aldığı bu kararla KKTC vatandaşlarının tarihte ilk kez yabancı öğrencilerden daha fazla harç ödemek durumunda kalacağını belirttiklerini aktardı. Ayrıca mevzuata açıkça aykırı kararlar ile tüzük değişikliklerinin DAÜ’de kaosa yol açacağı uyarısında bulunduklarını ifade etti.

Hoşkara, İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu toplantısının ardından 29 Mayıs’ta Başbakanlık’ta Eğitim Bakanı ve Başbakanlık Müsteşarı’nın da katıldığı görüşmede, sorunları Başbakan Ünal Üstel ile paylaştıklarını ve diyalogla, uzlaşı içinde mevzuata uygun çözümler bulma konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen yaptıkları tüm makul önerilerin sonuç vermediğini belirten Hoşkara, Başbakan başkanlığında yapılması beklenen toplantının da gerçekleşmediğini kaydetti.

DAÜ’de protokol gereği giderlerin azaltılmasına yönelik tedbirlerin yüzde 90’ının hayata geçirildiğini ifade eden Hoşkara, geriye kalan yüzde 10’luk kısmın ise DAÜ yönetiminden kaynaklanan nedenlerle tamamlanamadığını dile getirdi. Hoşkara, çalışanların maaşlarından fedakarlık yaptığını, yeni istihdam yapılmadığını, iş yükünün arttığını ve devlet mali katkısının yükseldiğini belirterek, tüm bu fedakarlıklara rağmen öğrenci gelirlerinin oransal azalışının devam etmesi riski bulunduğunu söyledi. Hoşkara, ayrıca mevzuat ihlallerinin kurumda kaos yarattığını ifade etti.

-“Tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrenciler yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldi”

Hoşkara, tüm itirazlara rağmen Eğitim ve Maliye Bakanlarının desteği ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayıyla DAÜ Rektörlüğü’nün, üçüncü ülkelerden gelen öğrencilere uygulanan yüzde 50 burs oranını yeni yabancı öğrenciler için yüzde 80’e çıkardığını kaydetti. Bu uygulama sonucunda eski kayıtlı yabancı öğrencilerin yeni kayıtlılardan daha fazla harç öder duruma geldiğini belirten Hoşkara, tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrencilerin yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldiğini söyledi. Çift uyruklu öğrencilerin KKTC vatandaşı olarak değil, yabancı öğrenci statüsünde kayıt yaptırmayı tercih etmeye başladığını aktaran Hoşkara, DAÜ yönetiminin ucuz harçlarla yabancı öğrenci getirme kervanına katıldığını ifade etti.

-“Karar devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar”

Hoşkara, bu kararın devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar olduğunu belirterek, yıllardır dengesi oturmuş harç politikasının tamamen bozulduğunu söyledi. KKTC vatandaşlarının eskiden en az harcı verirken şimdi en çok harç ödeyen kesim haline geldiğini kaydeden Hoşkara, yeni kayıtlı yabancı öğrencilerin de eski kayıtlılardan daha az harç öder hale geldiğini, bunun öğrenciler arasında huzursuzluk yarattığını vurguladı.

Hoşkara, bir taraftan yeni harç politikasıyla öğrencilerin huzursuz edildiğini, diğer taraftan mevzuata aykırı kararlar ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği girişimleriyle çalışanların da huzursuz edildiğini belirtti. Üniversitenin gereksiz hukuki tartışmalar ve mahkeme süreçlerine sürüklendiğini söyleyen Hoşkara, sendikanın sorunları çözmek için yaptığı tüm önerilerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Hoşkara, DAÜ’de protokolle sağlanmaya çalışılan istikrar ve sürdürülebilirlik ortamının, yanlış ve hatalı yönetim kararları nedeniyle bilinçli veya bilinçsiz şekilde bozulduğunu söyledi. Üniversitede yeni bir kaosa neden olacak yönetimsel kararların alındığı bir sürecin yaşandığını ifade eden Hoşkara, bu mektubun daha önce Başbakan’a ilettikleri uyarıları kamuoyu huzurunda tekrarlamak amacıyla yazıldığını belirtti.

Hoşkara, daha fazla geç olmadan sürece müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde DAÜ için yapılan tüm fedakarlıkların sonuç vermeyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.

Devamını Oku

Dünya

Srebrenitsa Soykırımı’nın 7 kurbanı bugün toprağa verilecek

Published

on

By

Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da 1995’te Sırplar tarafından yapılan soykırımda öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7’si daha bugün düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa verilecek.

Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen soykırımda öldürülen ve kimlik tespiti yapılan 7 kurban için cenaze namazı kılınacak.

Cenaze namazı öncesinde Srebrenitsa Anıt Merkezi’nde soykırımın 30. yılı dolayısıyla anma programı düzenlenecek.

Anma törenine katılacak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Srebrenitsa Anıt Merkezinin ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kapsamında hayata geçirilen Srebrenitsa Soykırım Kurbanlarını Anma Müzesi açılışını da yapacak.

– Anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek

Srebrenitsa Soykırımı’nın 30’uncu yılında, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 7 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilecek.

Potoçari Anıt Mezarlığı’nda 11 Temmuz’daki anma törenlerinde defnedilecek 7 kurbandan en gençleri, öldürüldüklerinde 19 yaşında olan Senajid Avdic ve Hariz Mujic. Bu yıl defnedilecek tek kadın ve en yaşlı kurban olan Fata Bektic ise öldürüldüğünde 67 yaşındaydı.

Bu yıl toprağa verilecek 7 kişinin isimleri şöyle sıralandı:

“Senajid Avdic, Hariz Mujic, Fata Bektic, Hasib Omerovic, Sejdalija Alic, Rifet Gabeljic, Amir Mujcic.”

Bu yılki törenin ardından anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek.

– Srebrenitsa’da ne oldu?

Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Devamını Oku

Dünya

İtalya’da farklı noktalardaki orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi

Published

on

By

İtalya’nın farklı bölgelerinde çıkan orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi. Toskana Bölgesi’nde 600 turist tahliye edildi.

İtalyan basınında yer alan haberlere göre, ülkenin batısındaki Sardinya Adası’nda Olbia ile Sassari kentleri arasındaki Trambuccone mevkisinde geniş çaplı orman yangını çıktı.

Olbia Havalimanı çevresindeki hava sahası bir süreliğine kapatılırken, bu durum gecikme ve aksaklıklara yol açtı. Olbia varışlı bazı uçuşlar da Cagliari, Alghero ve Roma gibi havalimanlarına yönlendirildi.
Söz konusu yangına 1 söndürme uçağı ve helikopterlerle müdahale edildi. Karadan da itfaiye ekipleri ve gönüllülerin müdahalesi sürüyor.

600 turist tahliye edildi
Ülkenin rağbet gören tatil ve kamp beldelerinden Toskana Bölgesi’ndeki Castiglione della Pescaia’da bir tuz arıtma tesisinde çıkan yangın da kısa sürede rüzgarın etkisiyle ormanlık alana sıçradı.

Hızla büyüyen yangına itfaiye ekipleri karadan ve havadan müdahale etti. Grosseto Valiliğinin talimatıyla bölgede tatil yapan yerli yabancı 600 turist, kamp alanından tahliye edildi.

İtalyan İtfaiyesi, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, havadan 4 helikopterle yangına müdahale edildiğini, akşam saatlerinde yangının söndürüldüğünü bildirdi.

Diğer taraftan, ülkenin güneydoğusundaki Otranto’da dün akşam saatlerinde başlayan ve rüzgarın etkisiyle yayılan yangında 150 hektarlık makilik yandı.

Haberlerde, yetkililerin, kundaklama sebebiyle yangın çıkmış olabileceği şüphesi üzerinde durduğu ifade edildi.

Matera’ya bağlı Metaponto di Bernalda beldesi yakınlarında geçen günlerde çıkan yangınların kasıtlı çıkarılmış olabileceği belirtilen haberlerde, Matera Cumhuriyet Savcılığının soruşturma başlattığı kaydedildi.

İtalyan İtfaiyesinin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlara göre, itfaiye erleri son günlerde Sicilya ve Sardinya Adaları, Toskana, Lazio, Puglia, Campania gibi pek çok bölgede irili ufaklı çok sayıda yangına havadan ve karadan müdahalede bulundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam