Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Uraloğlu Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu temel atma töreninde konuştu: “Yolun tamamı hizmete girdiğinde 21 dakika süren seyahat süresi 9 dakikaya düşecek”

Published

on

Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu temel atma töreninde yaptığı konuşmada, yolun tamamı hizmete girdiğinde 21 dakika süren seyahat süresinin 9 dakikaya düşeceğini belirtti.

Kuzey Çevre Yolu ile transit trafiği şehir dışına alarak, Lefkoşa’nın şehir içi ve çevre yerleşkelerle ulaşımının rahatlatılacağına işaret eden Uraloğlu, “Böylece bu yolumuz ile zamandan 1,3 milyar lira, akaryakıttan 70 milyon lira olmak üzere yıllık toplam 1 milyar 371 milyon lira tasarruf edeceğiz.” diye konuştu.

Uraloğlu, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu’nun, Alayköy kavşağından başlayıp, şehrin doğusunda bulunan Haspolat çemberine, devamında da Girne Dağ Yolu’na bağlandığını dile getirerek, yolun 11 km’lik kesiminin 20 Temmuz 2021 tarihinde trafiğe açıldığını şimdi de projenin 4,6 kilometrelik ikinci kesiminin temelinin atıldığını belirtti.

Doğu Akdeniz’de etkinliğin artırılması amacıyla KKTC’de kurulacak Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi Projesi’ni de başlattıklarını söyleyen Uraloğlu, projeyi 2026 yılında tamamlamayı planladıklarını, projenin hem Türkiye’nin hem de KKTC’nin Mavi Vatan’daki hakimiyetini önemli ölçüde artıracağını kaydetti.

Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu ile Lefkoşa Girne ana yolunun kesiştiği noktada inşa edilecek olan yonca kavşağı temel atma töreni, TC Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun da katılımıyla yapıldı.

-“ KKTC’de son yıllarda gerçekleşen kalkınma hamlesi ve ekonomik büyüme hepimizi gururlandırıyor”

Konuşmasında, Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümünü tebrik eden Uraloğlu, şehitlere Allah’tan rahmet ve gazilere sağlıklı ömürler diledi.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin Kıbrıs adasında kapsamlı çözümün sağlanması hedefine paralel olarak, KKTC’nin her bakımdan gelişip güçlenmesine büyük önem verdiğini söyleyen Uraloğlu, “Türkiye’nin de katkılarıyla KKTC’de son yıllarda gerçekleşen kalkınma hamlesi ve ona bağlı ekonomik büyüme, hepimizi gururlandırıyor” dedi.

Uraloğlu, Kıbrıs adasının coğrafi konumu, stratejik ve jeopolitik önemi ile Doğu Akdeniz’in kalbi konumunda olduğunu belirtti.

Yaşanan gelişmeler ve atılımlar sonucunda ülkenin mevcut yol güzergâhlarında artan trafik yükünü karşılayacak yüksek standartlı bir karayolu ağı ihtiyacı doğduğuna işaret eden Uraloğlu, bu ihtiyaçlar göz önüne alınarak hazırlanan KKTC Karayolu Master Planı kapsamında yatırımlar yapıldığını, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu projesinin de bu yatırımlardan biri olduğunu kaydetti.

Uraloğlu, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu’nun, Alayköy kavşağından başlayıp, şehrin doğusunda bulunan Haspolat çemberine, devamında da Girne Dağ Yolu’na bağlandığını dile getirerek, yolun 11 km’lik kesiminin 20 Temmuz 2021 tarihinde trafiğe açıldığını şimdi de projenin 4,6 kilometrelik ikinci kesiminin temelinin atıldığını ifade etti.

-“Ulaşım rahatlayacak”

Yolla ilgili detaylı bilgi veren Bakan Uraloğlu, platform genişliği 23 metre olacak yolun bünyesinde 2 modern dönel kavşağın yer alacağını, bunun yanı sıra yolu Girne – Lefkoşa Yolu’na bağlayacak 48 metre açıklıklı Girne köprülü kavşağını da inşa edeceklerini belirtti.

Kuzey Çevre Yolu ile transit trafiği şehir dışına alarak, Lefkoşa’nın şehir içi ve çevre yerleşkelerle ulaşımının rahatlatılacağına işaret eden Uraloğlu, “Yıllık ortalama günlük trafik miktarı 40 binin üzerine çıkan, Lefkoşa-Gazimağusa Yolu’ndaki dur-kalk beklemelerini ortadan kaldırarak, hızlı ve kesintisiz trafik akışı ile şehrin ulaşım standardını yükseltiyoruz. Ayrıca, yonca kavşak olarak inşa edilecek Girne köprülü kavşağı ile KKTC’nin iki önemli karayolunun kesintisiz bağlantısını da sağlamış olacağız.” dedi.

-“21 dakika süren seyahat süresini 9 dakikaya düşüreceğiz”

Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu’nun tamamını hizmete girdiğinde 21 dakika süren seyahat süresini 9 dakikaya düşüreceklerini dile getiren Uraloğlu, “Böylece bu yolumuz ile zamandan 1,3 milyar lira, akaryakıttan 70 milyon lira olmak üzere yıllık toplam 1 milyar 371 milyon lira tasarruf edeceğiz.” diye konuştu.

Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu da 5 bin ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağlanacağını söyleyen Uraloğlu, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu’nun geri kalan 4,4 km’lik üçüncü kesimini de ilerleyen süreçte ihale edeceklerini ve yapımına başlanacağını belirtti.

Uraloğlu, bugün Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi bağlantı yollarındaki çalışmaları da inceleyeceklerini söyleyerek, 5,2 kilometre uzunluğundaki bu yolun bölünmüş yol standartlarında olacak şekilde Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Meclisi ve Millet Bahçesi’ne ulaşımda kullanılacağını kaydetti.

-“198 km bölünmüş yol ve 435 km tek yol olmak üzere 633 km bitümlü sıcak karışım kaplamalı ana yol yapımı gerçekleştirdik”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı eliyle bugüne kadar Kuzey Kıbrıs’ta yapılan yatırımlarla ilgili bilgi veren Uraloğlu, şu ifadeleri kullandı:

“198 km bölünmüş yol ve 435 km tek yol olmak üzere toplam 633 km bitümlü sıcak karışım kaplamalı ana yol yapımı gerçekleştirdik. Bu yolların yapım ve proje çalışmaları için ülkemiz tarafından sağlanan finansman tutarı güncel fiyatlar ile yaklaşık 14 milyar TL’dir. 2024 yılı itibarıyla da toplam proje bedeli 4,5 milyar lira olan; toplam 378 km uzunluğunda 6 adet yol yapım projesi yapım ve inşa çalışmalarımız devam ediyor.”

Açılışı geçen yıl yapılan yeni Ercan Havalimanı’nın KKTC’yi bir çekim merkezine dönüştürmek için hayata geçirdikleri en önemli yatırımlardan olduğunu dile getiren Uraloğlu, “Yeni terminal binasını 6 kat büyütülerek 10 milyon yolcu kapasitesine çıkarmıştık. Ayrıca burayı ilerde gerek duyulduğunda 12 milyon yolcu kapasiteye yükseltilebilecek şekilde tasarladık.” dedi.

Türkiye’den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yolcu ve araç taşımacılığı yapılmasına imkan sağlayan en kısa deniz mesafesine sahip beşinci kapısı Anamur Feribot ve Deniz Uçağı İskelesi’nin açılışını da yaptıklarını anımsatan Uraloğlu, şöyle devam etti:

“Anamur-Girne rotamız; 2 saatten daha az bir süreyle ülkemiz ile KKTC arasındaki en kısa mesafeli deniz rotası olmuştur. Söz konusu iskelemizden Girne Limanı’na yolcu seferleri başlamıştır. 12 Haziran tarihinden bu yana düzenlenen 46 seferde yaklaşık 11 bin yolcu taşınmıştır.”

-“Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi Projesi’ni de başlattık”

Uraloğlu, konuşmasında yürütülen projelerle ilgili şu detayları paylaştı:

“Doğu Akdeniz’de etkinliğimizin artırılması amacıyla KKTC’de kurulacak olan Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi Projesi’ni de başlattık. Projemizi 2026 yılında tamamlamayı planlıyoruz.

Projenin tamamlanmasının ardından hem ülkemizin hem de KKTC’nin Mavi Vatan’daki hakimiyetini önemli ölçüde artıracağız. Kuzey Kıbrıs’taki kamu kurumlarının hizmetlerinin verimliliğini ve kalitesini artırmak, dijital dönüşüm ekosisteminin hayata geçiş sürecini kolaylaştırmak için de çalışıyoruz.

Ülkemizdeki e-Devlet uygulamasının bir benzerini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti e-Devlet Kapısı ile burada da hayata geçirdik. Yine bu doğrultuda; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kamu kurumlarının bilgi teknolojileri hizmet sunum altyapı ihtiyaçlarının karşılanması için KKTC Veri Merkezini de açtık.

Bu veri merkezi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dijitalleşme sürecinde çok önemli bir adım olarak tarihe geçti”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, KKTC’nin huzur, refah, kalkınma ve güvenliğinin sağlanması için, üzerlerine düşeni yapmayı, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da sürdüreceklerini belirten Uraloğlu, “Kıbrıs Türkü’nün istiklali için omuz omuza savaşmış Mehmetçiklerimiz gibi bizler de omuz omuza, Kuzey Kıbrıs topraklarının kalkınması mücadelesini vermeye devam edeceğiz.” dedi.

“Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin geleceğe güvenle bakması için kararlı duruşumuzu, desteğimizi ve çalışmalarımızı devam ettireceğiz.” diyen Uraloğlu, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu Projesi’nin mevcut aşamaya gelmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Öztürkler:İnsani değerlere ve vicdanlara da yöneltilmiş bir saldırıdır

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan ve içinde 12 insan hakları savunucusunun bulunduğu Madleen gemisine İsrail ordusu tarafından düzenlenen saldırıyı kınadı.

Öztürkler, Uluslararası hukuka ve temel insan haklarına açıkça aykırı olan bu saldırıyı, yalnızca yardımsever insanlara değil, aynı zamanda insani değerlere ve vicdanlara da yöneltilmiş bir saldırı olarak gördüklerini belirtti.

Kıbrıs Türk halkı olarak Filistin halkının yanında olmaya devam edeceklerini dile getiren Öztürkler: “Temennimiz, İsrail hükümetinin, uluslararası hukuk normlarına uyarak, sivillere ve sivil girişimlere yönelik saldırılarını bir an önce durdurmasıdır.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar, Gazze’ye yardım taşıyan gemiye İsrail’in el koymasını kınadı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Gazzeye’de yardım taşıyan ‘Madleen’ adlı gemiye uluslararası sularda seyrettiği müdahale eden İsrail’i kınadı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, gemiye yapılan saldırıya yönelik yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:

“Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan ‘Madleen’ adlı gemiye uluslararası sularda seyrettiği esnada İsrail güçlerince müdahalede bulunulması ve yardım almak için toplanan halka ateş açılması kabul edilemez bir insan hakları ihlalidir. İsrail’in yapmış olduğu bu terör içerikli eylemi ve soykırım girişimlerini kınıyor, tutuklanan aktivistler ve mürettebatın en erken zamanda serbest bırakılmasını temenni ediyorum.”

Gemide Özgürlük Filosu Koalisyonu’ndan Avrupa Parlamentosu (AP) Fransız üyesi Rima Hassan ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar’ın yanı sıra Türkiye’den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilya’dan Thiago Avila, İspanya’dan Sergio Toribio, Hollanda’dan Marco van Rennes, Fransa’dan Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad bulunuyor.

Devamını Oku

Kıbrıs

Bienal Lefkoşa sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor: Sanatçılara açık çağrı

Published

on

By

Bienal Lefkoşa, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin himayesinde, Arkhe tarafından düzenlenen ve Vedat Kaner Vakfı’nın ana sponsoru olarak desteklediği ilk edisyonunu ile sonbaharda sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

7 Kasım-6 Aralık tarihleri arasında başkentte yapılacak bienalin teması “Compassion/Merhamet” olarak belirlendi.

Bineali İran kökenli Fransız grafik tasarımcısı Hervé Matine başkanlığındaki bir küratoryal ve seçici komite yürütecek.

Bienal, başkentin farklı mekanlarında sanat aracılığıyla, bireysel ve toplumsal düzeyde yüzleşmelere ve yeniden düşünmeye alan açmayı hedefliyor.

“Merhamet” temasına odaklanılarak, katılım çağrısı yapılan Bienal Lefkoşa’ya başvurular başladı.

Yerel ve uluslararası sanatçılara açık olan bu çağrı, tüm disiplinlerden sanatçıları projelerini bienal için sunmaya davet ediyor.

Şu ana kadar Kıbrıs, Türkiye, İtalya, Fransa, Brezilya ve Lübnan’dan birçok başvuru yapıldı.

Başvurularının 1 Ağustos 2025 tarihine kadar www.bienallefkosa.com üzerinden yapılması gerekiyor.

Katılım koşulları ve detaylı bilgi, Arkhe ve Bienal Lefkoşa’nın web sitesinden takip edilebiliyor.

Arkhe Direktörü Halil Duranay ve Arkhe Koordinatörü İlkem Tunar, yerel ve uluslararası sanatçılar arasında bir buluşma noktası haline gelmesi beklenen Lefkoşa bienalinin ilk edisyonu hakkında Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuştu.

– “İlk kez ‘Lefkoşa bienali’ adıyla bir sanat organizasyonu yapılacak”

Arhke Direktörü Halil Duranay, Kuzey Kıbrıs’ta, daha önce, büyük ölçekte çok önemli sanat etkinliklerinin yapıldığını ama ilk kez “bienal” adını kullanarak bu çatı altında uluslararası bir kent sanat organizasyonu yapılacağını söyledi.

“Bienal” adını kullanmanın iddialı olabileceğini ancak geçen yıl Arkhe’nin kuruluşundan bu yana gündemde olan bienal projesinin zamanı geldiğine inandıklarını ifade eden Duranay, “Bu kent, çok önemli bir kültürel mirasa sahip. Biz de, bu mirasın; doğru mekan, doğru zaman ve doğru dönemle alakalı bir sürece geldiğini düşünüyoruz. Bienal projesini hayata geçirmeyi istiyoruz… Bienal fikri bundan dolayı baskın.” dedi.

Geçen yıl, Lefkoşa bienaline giriş projesi olan Eklektik Manifest’i yaptıkların ve bunun bienalin bir laboratuvar deneyi olduğunu anlatan Duranay, bu proje ile hem çalıştıkları kurumların hem de kendi kapasitelerini etüt etme fırsatı bulduklarını belirtti.

Duranay, “Eklektik Manifest ile farklı şeyleri, farklı yerlere nasıl uygulayabiliriz, kurgulayabiliriz diye kendimizi sınadık. Eklektik Manifest’te sorunlar oldu mu? Tabii ki oldu. Belediyenin de bu konuda ilk girişimi. Hepimiz bazı şeyleri yolda öğreniyoruz” şeklinde konuştu.

Eklektik Manifest’te açık çağrı yapılmaması konusunda bazı eleştiriler aldıklarını aktaran Duranay, “Eklektik Manifest’te, açık çağrı olmadan sanatçılara kendimiz teklifle gittik. Aslında bu, bir yöntemdi. Bununla ilgili eleştiriler yapıldı, haklılık payları da var, yok değil” diyerek, Lefkoşa bienalinin çok daha katılımcı ve demokratik bir şekilde yapılacağını vurguladı.

Yedi hafta süren ve üç ana sergi mekanında gerçekleşen Eklektik Manifest’e iyi bir katılım olduğunu da belirten Duranay, Elektik Manifest’e katılım oranını, şu an dünyadaki en önemli bienallerden biri olarak nitelendirilen İstanbul Bienali’nin başlangıç süreciyle kıyasladıklarını belirterek şu bilgileri paylaştı:

“25 Eylül-15 Kasım 1987 tarihleri arasında düzenlenen Birinci İstanbul Bienali, toplam beş mekânda yapıldı ve 70 sanatçı ağırladı. Bienal yapıldığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) resmi verilerine göre kentin nüfusu 6.303.200 kişiydi. Bienal’in kayıt edilmiş resmi ziyaretçi sayısı ise 4.500 kişiydi. 17 Eylül–20 Kasım 2022 arasında düzenlenen 17. İstanbul Bienali ise toplam 12 mekân ve 50’den fazla kafe, lokanta, kitabevi, sinema vb. alan kullandı. 2022’deki resmi olmayan verilere göre kentin nüfusu 15.655.924 kişi, Bienal’e katılan resmi ziyaretçi sayısı ise 160.000 kişi olarak kaydedildi. Eklektik Manifest’te ise 20 sanatçının eserleri sergilendi, performans ve paneller yer aldı ve 1.500’den fazla kişi ziyaret etti. Tüm bunlara baktığımızda ve kendi nüfus oranımıza göre değerlendirdiğimizde Etkinlik Manifest’e katılım gayet başarılı. Bu açıdan insanlarla ilişki kurabilen bir sanat organizasyonu oldu diyebiliriz.”

– Tema: Compassion/Merhamet

Duranay, Bienal Lefkoşa’nın ilk edisyonunun temasının rahat algılanan ve herkesi ilgilendiren bir kavram olması düşüncesinden hareketle “Compassion/Merhamet” olarak belirlediklerini söyledi.

Merhametin, hem kişisel hem de kolektif anlamlar taşıyan bir kavram olduğunu belirten Duranay, temanın ortaya çıkış sürecini şöyle anlattı: “Hervé Matine ile Lefkoşa turu yaptığımız esnada, bienal surecini ve ayrıca dünyada ve ülkelerimizdeki sorunları uzun uzun tartıştık. Bu tartışmaların sonunda, galiba bizim en çok ‘merhamete’ ihtiyacımız var dedik. Aslında aradığımız o tek kelime merhametti.”

Susan Sontag’ın ‘Başkalarının Acılarına Bakmak’ kitabına atıfta bulunarak bienalin temasının şekillendiğini anlatan Duranay, şunları söyledi:

“Biz, ötekilere bakarken merhameti içimizde ‘pasif’ bir şey olarak mı yaşıyoruz? Yoksa güçlü bir merhamet kavgasının ‘aktif’ bir eyleme mi dayanması gerekiyor? Sontag’ın kitap boyunca tartıştığı mesele bu aslında. Dolayısıyla, biz de bizim merhamet algımızı oraya atıfta bulunarak çıktık. Yani, bizim kendi problemlerimiz dışında ‘ötekilerin problemleri’ de var. Şu an, bilimsel istatistikler şunu gösteriyor: ‘Çok kısa bir zaman içinde, dünya nüfusu şu ankinden çok daha yüksek bir seviyeye çıkacak ama bununla beraber dünyanın kaynakları süratle tükeniyor’. Bu aciliyet durumunda daha fazla yozlaşmanın, totaliterleşmenin, bencilliğin ve adaletsizliğin ortaya çıktığını görüyoruz ve bu noktada ‘merhameti’ kaybetmeye başladık. Yani oradaki merhamet aslında bizim dışımızda ‘ötekini’ de anlamanın önemli araçlarından biri. Bizim vurgu yaptığımız ‘merhamet’ bu. Bu sadece seni, beni değil, dünya genelindeki herkesi ilgilendiriyor. Bu, çok da Kıbrıs’a da ait bir problem değil, küresel bir sıkıntıdan bahsediyoruz…”

– Bienal ekibi… Küratoryal ve seçici komite

Arkhe’nin düzenlediği Bienal Lefkoşa’nın Vedat Kaner Vakfı’nın ana sponsorluğunda ve Design House Stockholm ve Poster for Tomorrow’un destekleriyle gerçekleşecek.

Bienal ekibi, bienal koordinatörü Halil Durunay, uluslararası operasyon sorumlusu İlkem Tunar, ulusal operasyon sorumlusu Bilgen Anayasa, iletişim sorumlusu Atıf Müezzinler ve tasarım sorumlusu Murat Zengi ile bienal sahne ve performans koordiantoru Handan Ergiydiren’den oluşuyor.

Küratoryal ve seçici komitede ise, Hervé Matine’ye; Kanada kökenli İtalya’da yaşayan tasarımcı Ginette Caron, Kıbrıs’tan tasarımcı ve akademisyen Senih Çavuşoğlu ile İspanya’da yaşayan sanatçı ve Arkhe Yönetim Kurulu üyesi Aslı Bolayır eşlik edecek.

Bu dört kişilik komite, bienale başvuruları değerlendirecek ve sanatsal projelerin seçiminde rol oynayacak. Ayrıca, eserlerin secimi sonrasında eserleri uygulayan küratoryal kurul olarak görev yapacak.

– Mekanlar ve süreç

Bienalin ana merkezinin surlariçi olacağını belirten Duranay, şu ana kadar, Kültür Dairesi ve Vakıflar’la yapılan görüşmelerle, Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi (AKM), İsmet Vehit Güney Sergi Salonu ve Bedesten’in bienalde kullanılacak mekanlardan bazıları olarak belirlendiğini söyledi. Arasta, Bandabulya gibi ikonik alanları ise kamusal operasyonlar için düşündüklerini ekledi.

Ağustos sonunda seçilen sanatçıların açıklanacağını belirten Duranay, eylülde kuratöryel ekibin seçilen eserlerin hangi alanda sergileneceğine karar verileceğini ve ekimde tüm hazırlıkların tamamlanmasının hedeflendiğini aktardı.

– Bienal, bir şehri dahil edecek bir proje

Duranay, mart ayında, sanatçılara, sanat derneklerine, kültür endüstrisinde çalışanlara yönelik düzenledikleri açık formumda katılımcıların Eklektik Manifest ile ilgili görüş ve eleştirilerini dinlediklerini, Bienal Lefkoşa fikrini sunduklarını anlatarak, katılımcı bir şekilde yürüttükleri bienal sürecinde yeni forumlar düzenlemeyi planladıklarını da söyledi.

Koordinatör İlkem Tunar ise, “Bienal, bir şehri dahil edecek bir proje. Şehirdeki insanlar dahil olsunlar istiyoruz. ‘Bunlar bir şeyler yapıyor, nedir acaba yaptıkları?’ demek yerine dil, herkesin dahil olacağı bir etkinlik olsun istiyoruz… Bienal projesi herkesi etkileyecek bir proje. Bienalde surlariçinde olacağız, yani bu bienal sayesinde surlariçinde bir hareketlilik olacak ve biz bu bienali insanların sahiplenmesini istiyoruz” dedi.

– Bienalin kentin üzerinde etkileri

Duranay da, bienalin sadece büyük ölçekli bir sanat etkinliği olmadığını, kentin ekonomik gelişimi ve uluslararası tanınırlığın artırılması üzerinde önemli etkileri olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:

”Bienalin gerçekleştiği dönem, kent ekonomisi ve turizmi için hareketlilik demek. Özellikle kasım ayında sokak tansiyonunun yavaş yavaş düşeceği, insanların kapalı alanlara girmeye başlayacağı bir ay içerisinde bienal ile yeni bir ilgi alanı oluşturacaksınız. Eğer bu süreç başarılı olursa ve 2027’de bienalin ikinci edisyonu hayata geçirebilirsek bu şu anlama gelecek: Her iki yılda bir kasım ayında kentte bienal yapılacak ve insanlar yurt dışından bienal için Lefkoşa’ya gelecek. Bu bir ajanda haline gelecek.”

Bienallerin kent esnafı için de fırsatlar yaratacağını belirten Duranay, yerel üreticilerin bienale özel üretimler yaparak sürece katılmalarını önemsediklerini söyledi ve “Mesela bir yerel kahve firması, sınırlı sayıda bienale özel tasarımla üretilmiş kahve paketleri hazırlayabilir ya da özel fincanlar üretebilir. Biz, bu süreci sadece sanatçılarla değil, kentin tüm bileşenleriyle birlikte yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

– “Sanatla çok fazla teması olmayan kişilere de hitap edecek bir bienal”

Bienalin daha geniş ölçekte bir sanat etkinliği olacağını, sanatla çok fazla mesaisi olmayan insanların da ilgisini çekmek ve onları da bienal sürecine dahil etmek için bazı stratejiler üzerinde çalıştıklarını da anlatan Duranay, ilk ve orta öğrenim ile üniversite öğrencilerini hem izleyici hem de katılımcı olarak bienale katmayı hedeflediklerini; birçok bienalde uygulanan “bienal gönüllülüğü” ile “rehberli tur programı”nı da uygulamayı planladıklarını anlattı.

Kamusal alanlarda bienale özel bazı uygulamalar düşündüklerinden de bahseden Duranay, bienalde hatıralık ve hediyelik olarak bazı ürünler üzerinde çalıştıklarını, bununla bienali insanların gündelik hayatlarına katmayı hedeflediklerini kaydetti. Duranay, “Bienal Lefkoşa’nın, sanatla çok fazla teması olmayan insanların da ilgisini çekeceğini düşünüyoruz” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam