Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Uzmanlar değerlendirdi: Yeni bir Taliban, farklı bir Afganistan

Taliban’ın Kabil’de kontrolü ele geçirmesinin ardından bundan sonra ne olacağı merak konusu. Dünyanın yepyeni bir Afganistan’la karşı karşıya olduğu görüşünü paylaşan uzmanlar, diyalogların sürmesinin önemine işaret etti.

Published

on

Afganistan’da kontrolü ele geçiren Taliban ilk kez basın toplantısı düzenledi, diğer ülkelerle etkileşimin devam edeceğini açıkladı.

Taliban Sözcüsü, Afganistan’da hiçbir iç ve dış düşman istemediklerini söyledi. Kadınların eğitim, sağlık ve diğer alanlarda yer alacağını belirtti.

Peki, Taliban’ın bu açıklamaları ne anlama geliyor? Afganistan’ı bundan sonra ne bekliyor? 

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın ve TRT Arabi Kanal Koordinatörü Metin Mutanoğlu, Afganistan’daki son durumu ve merak edilenleri TRT Haber canlı yayınında değerlendirdi.

“ABD bir suçlu arıyor”

“ABD’nin Afganistan politikası çöktü mü?” sorusuna, “Bu öyle bir çöküş ki hayretler içerisinde bırakması gerekir tüm dünyayı” yanıtını veren Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Baştan itibaren çok bir şey yapmadıklarını, devlet inşası, kurumların inşasına yeterince çaba göstermediklerini bu çöküntünün ne kadar büyük oluşuyla anlıyoruz. Bu zamana kadar muhtemelen Amerikalılar kendilerini kandırmaya devam etmiş olabilirler ama zaten kendi tahminleri bile Taliban’ın kısa bir süre içerinde Afganistan’ı ele geçirebileceği yönündeydi. Ancak bu kadarını onlar bile tahmin etmemişti sanırım. Dünyanın en büyük gücü, dünyanın en fakir ülkelerinden birini 20 yıl önce işgal ediyor ve orada temel hedefi ulus inşası olmasa da Taliban’ı dağıtmak, El Kaide’yi ele geçirmek. 20 yıl boyunca bu işgal içerisinde Taliban’a da hiçbir etkide bulunamadılar. Yani 70 bin kişilik bir kuvvetle Taliban olduğu yerde duruyor. Bu aslında Afganistan veya Taliban tarihinde bir mutlak zafer kendileri açısından. Öylesine bir zafer ki 20 yıl boyunca belki ciddi bir savaş çerçevesinde alınmadı bu zafer ama direnerek bu zaferi kazandılar. Dolayısıyla da aslında şaşırtıcı olan kısmı burası; Amerikalıların yıllar boyunca Afganistan’da hiçbir adım atmadıkları.

“Afganistan, Amerika’nın iç siyasetine kurban edildi”

Şu an Amerikalılar genel olarak kendileriyle iş birliği yapan Afgan yönetimini suçluyor. Bir suçlu arıyorlar. Ama gördüğümüz kadarıyla bütün kontrol Amerika’daydı ve Amerikalılar aslında hiçbir şey yapmamış ve son dönemde de zaten Obama’dan bu yana hep çekilme iddiasını dile getiriyorlar. Bir an önce çekilmek istediklerini söylüyorlar.

Amerikan’ın iç siyasetine kurban edildi Afganistan. Kim çekilebilirse o başarılı başkan olarak addedilecekti. Her biri bunu vadetti. Biden hızla çekildi ama belki iç siyasette Amerikalılar bu konuyu umursamıyor olabilir ama küresel anlamda çok büyük etkileri olacak. Özellikle Çin, Rusya, Pakistan, Hindistan gibi ülkelerin Taliban’a yaklaşımı Amerika’nın belki de önümüzdeki 5 yıl içerisinde kafasını taşlardan taşlara vurduğu bir düzleme bizi taşıyabilir diye düşünüyorum.”

“Dünya yepyeni bir Afganistan’la karşılaşıyor”

Afganistan’ın yeni bir döneme gebe olduğunu belirten TRT Arabi Kanal Koordinatörü Metin Mutanoğlu ise ülkede bundan sonra neler olabileceğini değerlendirdi.

“Afganistan aslında dünyanın çok da ilgilenmediği coğrafyalardan bir tanesiydi ta ki 2001 yılında özellikle bu ABD’deki ikiz kulelerin saldırıya uğraması ve daha sonra Amerika’nın buna karşı dünyaya ‘ya bizimlesiniz ya karşımızdasınız’ şeklindeki politikasıyla bir anda gözler Afganistan’a çevrildi.

Daha önceden Afganistan’da tabii Taliban’ın hızlı yükselişi olmuştu, 1994 yılında ortaya çıkmışlardı. 1996 yılında başkent Kabil’e girmişlerdi. 2001 yılının aralık ayına kadar da Kabil’de 5 yıllık bir yönetimleri vardı. Zihinlerde bir ‘korkunç Taliban’ imajı oluşturuldu. Bu da tabii ki boş değil. Orada yapmış oldukları uygulamalar nedeniyle bir Taliban imajı oluştu. Şimdi Taliban’ın ikinci dönemini görüyoruz. Yeni bir şey vadediyor. Aslında Afganistan yeni bir döneme gebe. Çünkü Taliban adeta bir domino taşı gibi bütün şehirleri hızlı bir şekilde 34 vilayetin hepsini ele geçirdi. Dolayısıyla bir anda Afganistan’ın tamamını kontrol eder hale geldi. Dünya yepyeni bir Afganistan’la, yeni bir yönetimle karşılaşıyor. Ve bu yönetimle ilgili kötü bir imaj var. Bu durumun Taliban da farkında.

2011 yılında özelikle Obama yönetiminin Afganistan’dan çekilme kararı, Usame bin Ladin’in öldürülmesinden sonra Afganistan’dan çekilme kararı alması Taliban’ın yeniden yükselişinin de önemli bir işaretiydi. Çünkü biz biliyoruz ki 2011 yılında da Taliban, Afganistan’ın büyük bir kısmını kontrol altında tutuyordu. Taliban’ın bugün Afganistan’daki varlığı, sadece vilayetleri ele geçirmesi meselesidir. Aslında kırsal bölgeler tamamen Taliban’ın kontrolündeydi.”

“Dünyayla anlaşmaya çalışan bir Taliban var”

Mutanoğlu, dünyanın yeni bir Taliban ile karşı karşıya olduğu ve Afgan halkının Taliban’a karşı tutumunun değiştiğine vurgu yaptı.

“Dünya yeni bir Taliban ile karşı karşıya. Taliban, 2011 yılından itibaren Kabil yönetimiyle anlaşmaya başlamıştı. Daha sonra Katar’da bir ofis açıldı 2013 senesinde. O günden beri Taliban aslında uluslararası camiayla görüşmelere başladı ve Taliban’ın dönüşümü yaklaşık 10 yıl önceki bu atılımlarla başladı. Bugün geldiğimiz noktada Taliban konusunu bizim ‘korkunç bir durum’ olarak görmememiz gerekir. Yeni bir durum ortada. Sorulması gereken ‘Taliban neden bu kadar hızlı yükseldi? Neden bu kadar hızlı bir şekilde Afganistan’ı kontrol altına aldı?’ Bunların sebeplerine bakmak gerekiyor.

Bunun da ana sebebine baktığımızda; Afganistan yönetiminin bugüne kadar yolsuzluklar içerisinde olması, halkına huzur getirememesi yani huzur ve can güvenliğinin olmaması Taliban’ı bir nevi Afganistan halkı nezdinde makbul bir hareket haline getirdi. Afganistan halkında Taliban’a yönelik eski algının kalmadığını, Taliban’ın da yeni döneme, Afgan halkına karşı bakışının aynı olmadığını görüyoruz. Dünyayla anlaşmaya çalışan bir Taliban var. Mesela şu anda bir Taliban heyeti Çin’de temasta bulunuyor. Amerikalılar zaten uzun yıllardır görüşüyorlar. Burada yapılması gereken, uluslararası dünyanın Taliban ile ilişkilerinin nasıl olacağını düşünmesi, Taliban ile daha çok konuşarak, görüşerek Taliban’ın ‘Dünyayla barışmak istiyoruz’ açıklamasını desteklemesi gerekir.”

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Limasol’daki yangının dumanları Lübnan kıyılarına kadar ulaştı… Kundaklama iddiaları var

Published

on

By

Limasol’un dağlık bölgelerinde çarşamba günü çıkan ve dün kontrol altına alınabilen orman yangınında, 125 kilometrekarelik alan kül oldu, 14 köy ciddi şekilde etkilendi. Uydu görüntülerinde, yangının sebep olduğu dumanların Lübnan sahillerine kadar ulaştığı görüldü. Basına, kundaklama iddiaları da yansımaya başladı.

-“İlk hasar tespiti…”

Fileleftheros’a göre yangının kontrol altına alınmasından sonra hasar tespitine başlandı. İlk belirlemelere göre 2 kişi yangından kaçmaya çalışırken araçları içerisinde yanarak can verdi. Vücutlarında yanıklar oluşan ya da dumandan etkilenen 7 kişi halen hastanede tedavi görüyor, 70 civarında kişi ise ayakta tedavi ve taburcu oldu. Yangında toplam 191 konut zarar gördü. 93 konut ve 120 araç tamamen yandı, 31 bina ağır hasar gördü. 28 köydeki bağ ve ekinler hasar gördü.

-“Kundaklama şüphesi…

Alithia’ya göre yangının Ay. Amvrosio’daki evinin avlusuna kadar ulaştığı bir kadın, çarşamba günü tarlalar içerisinde gizlenen siyah giyimli, yüzünü maskeyle gizleyen ve sırt çantası bulunan bir kişi görüldüğünü, söz konusu kişinin fark edildiğini anlayınca kaçtığını, kısa süre sonra da yangın çıktığını açıkladı. Bir yayın organına konuşan kadın bu durumun tesadüf olmadığını belirterek, çarşamba gecesi komşu bölgelerin alevlerle kaplandığını ve evlerin boşaltıldığını söyledi.

Yangının etkili olduğu bölgelerde, tahliye edilen evlerin yağmalandığı bilgisini de veren gazete, bu durum Adalet Bakanı Harçiotis’e sorulduğunda “polisin bilgisi var, araştırıyor” cevabı alındığını kaydetti.

Fileleftheros “Malia” (Bağlarbaşı) köyündeki köprünün altındaki çöp alanında iki noktada yangın çıktığının görüldüğünü, bunun kundaklama olup olmadığının henüz bilinmediğini ancak bölge sakinlerinin, son 15 gün içerisinde aynı noktada 3 yangın çıktığına dikkat çektiklerini yazdı.

-“Yardım kampanyaları yasa dışı…”

Haravgi ve Alithia Rum Gönüllülük Koordinasyon Konseyi’nin, bu günlerde kişi veya gruplar tarafından yangından zarar görenlere yardım amaçlı ilan edilen bütün bağış kampanyalarının yasa dışı olduğunu açıklayarak kişileri dikkatli olmaya çağırdığını yazdı.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere Başbakanı Starmer, Gazzeli çocukları ülkede tedavi etmek istediklerini açıkladı

Published

on

By

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, acil tıbbi desteğe ihtiyacı olan Gazzeli çocukları bölgeden tahliye edip İngiltere’de tedavilerini yapmak için çabaları hızlandıracaklarını bildirdi.

Starmer, Gazze’deki duruma ilişkin açıklamasında, bölgeden gelen görüntülerin İngiltere’de halkı derinden etkilediğini, açlık ve çile görüntülerinin dehşet verici olduğunu söyledi.

“Bebekler ve çocuklar için gönderilen yardımların girişinin engellenmesi kabul edilemez.” diyen Starmer, esirlerin varlığının da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Starmer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzlerce sivil yardım ararken öldürüldü, çocuklar su doldururken öldürüldü. Bu bir insani felakettir ve sona ermelidir. Gazze’ye milyonlarca sterlinlik yardım yaptık. Bu yıl 40 milyon sterlinlik ekstra yardım açıkladık ancak bu yardımlar içeri (Gazze’ye) giremiyor. Şimdi Gazze’de acil tıbbi desteğe ihtiyaç duyan çocukları tahliye etmek ve tedavilerini İngiltere’de yapmak için çabalarımızı hızlandırıyoruz.”

İsrail’in başka ülkelerin Gazze’ye havadan yardım bırakmasına izin vereceği haberini değerlendiren Starmer, “Çok geç alınmış bir karar ancak bu yolla yardımları Gazze’ye sokabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” dedi.

Starmer, Ürdün makamlarıyla İngiliz yardımlarını Gazze’ye sokmak için çalıştıklarını dile getirdi.

Yakın müttefiklerle bölgede barışa giden bir yol için çalıştığının altını çizen Starmer, bu yolla ateşkesi kalıcı barışa dönüştürmenin somut adımlarının atılacağını ifade etti.

Starmer, Filistin devletini tanıma kararına değinerek, “Filistin devletinin tanınması bu adımlardan biri olmalı. Ancak bu, iki devletli bir çözümün ve Filistinliler ile İsrailliler için kalıcı bir güvenlikle sonuçlanacak daha geniş bir planın parçası olmalı.” dedi.

Tanımanın nihai hedef olduğunu vurgulayan Starmer, İngiltere’nin gerçek, anlamlı ve pratik çözümlerle uluslararası hareketleri arkasında topladığını belirtti.

Buna örnek olarak Ukrayna için Gönüllüler Koalisyonunun kurulmasını gösteren Starmer, “Orta Doğu’da da olması gereken, acıları şimdi ve uzun vadede sona erdirecek bir planın arkasında yeni bir uluslararası koalisyon kurmak.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Trump, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını “önemi yok” diye yorumladı

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararını, “(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron) Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” ifadesiyle değerlendirdi.

ABD Başkanı Trump, İskoçya ziyareti için Beyaz Saray’dan ayrılırken basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Trump, bir soru üzerine, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıma kararına ilişkin, “Macron farklı bir adam. Fena biri değil. Takım oyuncusu sayılır. Ama açıklamasının hiçbir önemi yok. Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” yorumunu yaptı.

Öte yandan ABD Başkanı Trump, resmi ziyaret için gittiği İskoçya’ya indikten sonra havalimanında basın mensuplarının konuyla ilgili sorusunu yanıtladı.

Trump, “Bu onun kararı, benim kararım değil. Ben ABD’nin tarafındayım, Fransa’nın değil.” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dün, ülkesinin Filistin Devleti’ni tanımasına karar verdiklerini ve eylülde resmi bir açıklama yapacağını bildirmişti.

İrlanda, Norveç ve İspanya da 28 Mayıs 2024’te Filistin’i resmen tanıdığını duyurmuştu.

-ABD’li senatörlerden Trump’a “Gazze’de ateşkes için Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısı

Öte yandan ABD Senatosunun önde gelen 6 Demokrat ismi, Başkan Donald Trump’a, “Gazze’de ateşkes için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısında bulundu.

ABD Senatosunun farklı komitelerinde başkan yardımcısı veya kıdemli üye olarak görev yapan 6 Demokrat senatör, Trump’a Gazze konusunda bir mektup gönderdi.

Mektupta, Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Mark Warner, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Kıdemli Üyesi Jack Reed, Senato Yargı Komitesi Kıdemli Üyesi Dick Durbin, Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Üyesi Jeanne Shaheen, Savunma Bütçesi Üst Düzey Üyesi Chris Coons ve Brian Schatz’ın imzası yer aldı.

Demokrat senatörler, mektupta, Trump yönetimine İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Gazze’deki savaşta derhal rota değişikliği yapması” için baskı yapması çağrısında bulundu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Gazze’deki insani koşullar korkunç ve vicdansız bir noktadadır. Bu hafta, Mercy Corps, Sınır Tanımayan Doktorlar, Save the Children ve Oxfam dahil olmak üzere 100’den fazla STK, Gazze’de yayılan kitlesel açlık konusunda uyarıda bulundu. Başbakan Netanyahu’nun insani yardımı neredeyse 3 aydır engellemesinin ardından, nüfusun dörtte üçü acil veya felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya.”

İsrail’in saldırılarının bölgedeki sivilleri tehlikeye attığına dikkati çekilen mektupta, “Trump yönetiminden, sahip olduğu nüfuzunu kullanarak Başbakan Netanyahu’ya şu hususlarda baskı yapmasını talep ediyoruz: İsrail ile Hamas arasında, rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılmasını öngören bir ateşkes anlaşması yapılması. Yeterli miktarda insani yardım ve etkili dağıtım için güvenilir mekanizmalar sağlayan insani yardımın artırılması.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam