Kıbrıs
Yaklaşık 40 yıldır kendini Lefkara İşi’ne adayan bir kadın: Şenay Ekingen
Published
2 ay önceon
By
admin
Bu topraklarda hikayesi yüzyıllar öncesine dayanan ve değeri günümüze kadar katlanarak gelen Lefkara nakışı, hiç şüphesiz kadın emeğinin ortaya çıkardığı bir sanat ürünü.
Venediklilerin adaya 1400’lü yıllarda gelmesiyle başlayan Lefkara İşi, yüzyıllardır Kıbrıs’ın en sembolik, en değerli el işi sanatlarından biri olmaya devam ediyor.
Lefkara nakışının bugün de varlığını sürdürmesinde en önemli paylardan birine sahip olan kişilerin başında bir kadın, Şenay Ekingen var.
Kendini Lefkara İşi’nin unutulmamasına ve tanınmasına adayan, Lefkara Corner’in de sahibi Şenay Ekingen, Lefkara nakışının öyküsünü ve çalışmalarını Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) anlattı.
Şenay Ekingen, hikayesinin bu topraklarda çok eskilere dayandığı Lefkara nakışının günümüzde hala tercih edildiğini, Lefkara’yı sadece turistlerin değil, yerli halkın da beğenip, aldığını, özellikle de yurtdışına hediye olarak götürüldüğünü söyledi.
UNESCO tarafından Dünya Soyut Kültür Mirası Listesi’ne alınan Lefkara nakışının ülkemizde halen daha standartlarının belirlenmediğinin altını çizen Ekingen, birçok kişinin tasarım yapma adına nakışın temel özelliklerinden çok farklı şeyler ürettiklerini de kaydetti.
– Lefkara İşi: Yerli halkın işlediği beyaz nakışın, Venedik danteliyle birleşmesi
Ekingen, Lefkara nakışının bu topraklardaki hikayesinin çok eskilere dayandığını belirterek, Larnaka’ya bağlı Lefkara köyünde yerli halkın beyaz nakışının Venediklilerin adaya getirdikleri Venedik danteliyle birleşmesiyle zenginleştiğini dile getirdi.
Nakışın o dönemlerde Lefkara ve civarındaki 7-8 köyde işlendiğini aktaran Ekingen, “Hatta bir rivayete göre, Lefkara köyünde işlenen beyaz nakış desenlerinden birisi Lüzinyan döneminin de gerisindendir.” ifadesini kullandı.
Lefkara’nın o dönemlerde kadınların yanı sıra çocuklar ve az da olsa erkekler tarafından da işlediğine dikkat çeken Ekingen, çocukların genellikle ince işlerin yapımında annelerine yardım ettiklerini, çünkü Lefkara’nın bölgede sadece kültürel bir değer olarak değil, çok ciddi ekonomik getirisi olan bir alan olarak geliştiğini belirtti.
Ekingen, Lefkara’nın tarih boyunca hep yurtdışı pazarı olduğunu, hatta Lefkara nakışı konusunda araştırma yaptığı sırada bazı yabancı kaynakların bu nakışın işlendiği Lefkara ve civarındaki 7-8 köyü içeren bölgeyi ‘nakış sanayi bölgesi’ olarak tanımladığını gördüğünü söyledi.
– Ünlü İtalyan sanatçı Leonardo da Vinci ve Lefkara masa örtüsü
Ekingen araştırmaları sırasında, İtalyan Sanatçı Leonardo da Vinci’nin de Lefkara köyünü ziyaret ettiğini ve buradan Lefkara nakışı işlenmiş bir masa örtüsü satın aldığının anlatıldığı kaynaklara ulaştığını belirterek, hatta da Vinci’nin satın aldığı masa örtüsü üzerindeki dere deseninin adının da onun adıyla anıldığını anlattı.
Lefkara’da dere deseni yanı sıra birçok farklı desen bulunduğunu da söyleyen Ekingen, “Desenler tarihin içinden süzülüp gelen desenlerdir. Genellikle doğadan alınan ve Orta Çağ desenlerinin bileşimidir. Venedik dantelinin zenginleştirdiği iğne çeşitleri özellikle dere desenidir.” dedi
– “Kıbrıs’ın geçmişine baktığınız zaman kumaşlarımız çok meşhur”
Ekingen konuşmasında Lefkara İşi’nin geçmişten günümüze bu derece uzun bir hikayesinin olmasının yani Lefkara nakışının bir sektöre dönüşmesinin en önemli nedeninin adada üretilen kumaşlar olabileceği bilgisini de paylaştı. “Kıbrıs’ın geçmişine baktığınız zaman kumaşımız çok meşhur.” diyen Ekingen, bunların keten pamuk ve ipekten oluştuğunu söyledi.
Hammaddenin yerli olması nedeniyle insanların bunu işlemesinin daha kolay olduğunu işaret eden Ekingen, şöyle konuştu:
“Yerli malzeme Lefkara’nın sektör olarak gelişmesini sağlıyor. 1945-50’lere doğru sanırım kumaş sorunu oldu. Lefkara, nakış ketenlerine denendi, ipeğe denendi. Farklı kumaşlara denenmesine rağmen ticari olarak tutmadı. 1962 yılında her iki topluma da el sanatları kooperatifi kurduruldu. Birleşmiş Milletler’den adaya yardım olarak İrlanda keteni ve Fransa ipliği getirildi. O günden bugüne kadar da bu İrlanda keteni ile devam ediyoruz. Benim yorumum o dönemlerde yerli kumaş olmasaydı, belki de sektör yaşatılamayabilirdi.”
– Lefkara, Luricina’nın iğne işinin yerini aldı
Ekingen, Lefkara nakışının Luricina’ya Dali, Bodamya ve Piroyi köyünden gelenler tarafından getirildiğini ve Luricina’da başlarda işlenen iğne işinin zamanla yerini Lefkara’ya bıraktığını anlattı.
Ailesinin, Vuda’dan Luricina’ya (Akıncılar) 7 Şubat 1964 tarihinde göç ettiğini belirten Ekingen, “Bizim köyün işi iğne işiydi yani Venedik danteli. Annem onu bilirdi. Dolayısıyla ben Lefkara’yı annemden değil, arkadaşımdan öğrendim.” ifadelerine yer verdi.
Nakışı öğrendikten sonra, arkadaşının annesinin kendisine referans olduğunu ve nakışlarını satmaya başladığını da belirten Ekingen, o dönemde okul duhuliyesinin 1.5 Kıbrıs lirası olduğunu ve işlediği bir Lefkara peşkirinden de 1.5 Kıbrıs lirası kazandığını aktardı.
Ekingen o dönemdeki çalışma sürecini anlatırken, çalışmanın ekonomik getirisinden çok, edindiği deneyimlerin kendisi için büyük önem taşıdığını belirterek, şöyle devam etti:
“Nakış herkese verilmezdi. Çünkü malzemesi pahalıydı. İşe ilk başladığınız zaman birinin size referans olması gerekiyordu. Dağıtımcıya Lefkara’yı verirdiniz. O işi bilir, hatalarınızı söyler, işiniz iyiyse alır, kusurluysa işiniz size kalırdı. Ama masrafını ikinci işten öderdiniz.”
– Şenay Ekingen 38 yıldır Lefkara İşi ile uğraşıyor
Bu süreçte çok şey öğrendiğini anlatan Ekingen, kendi işini kurmaya karar verdiği zaman ise Lefkara konusundaki bilgisinin “devede kulak” olduğunu fark ettiğini belirtti. Ekingen, “Lefkara’yı bildiğim için meslek edinmeye karar verdim ama işi kurarken Luricina’ya uzak Lefkara işleyen farklı köylere de baktım. Benim bildiğimin Lefkara’nın koskoca kültürün çok küçük bir parçası olduğunu anladım. Tekniklerin ve desenlerin dağılımı bir puzzle gibiydi. Çok büyük bir zekaydı.” dedi.
Kendisinin 38 yıldır bu işte olduğunu da işaret eden Ekingen, Lefkara nakışının kalitesinin sürdürülebilir olması için yapılması gerekenler olduğuna dikkat çekti.
Bunun için öncelikle usta çırak ilişkisinin önemli olduğunu ve Lefkara nakışında standartların profesyonellerce belirlenmesinin gerektiğini söyleyen Ekingen, kendisinin işe başladıktan 6-7 yıl sonra standartların belirlenmesi için yetkililere yazılı dilekçe verdiğini ve başvurusu döneminde henüz Lefkara nakışının UNESCO kapsamına alınmadığını da söyledi.
UNESCO tarafından Dünya Soyut Kültür Mirası Listesi’ne alınan Lefkara İşi’nin ülkemizde halen daha standartlarının mevcut olmadığının altını çizen Ekingen, birçok kişinin tasarım yapma adına nakışın temel özelliklerinden çok farklı şeyler ürettiklerini kaydetti.
Ekingen, ‘Eko günlerinde’ sergilenen Lefkara’nın sahiplenme anlamında değerli olduğunu düşündüğünü ama buradaki ürünlerin ticari ürünler olduğunu belirtti. Ekingen, ticari ürünlerin olması gerektiğine inandığını ancak bunların yanı sıra devletin standartları profesyonelce belirleyip, çok özel üretimleri bir yerlerde sergilemesinin Lefkara nakışının sürdürülebilirliği açısından önemli olduğunu vurguladı.
– Ekingen’in Lefkara nakışı konusunda bir de kitabı bulunuyor
Lefkara nakışının tarihçesi, tekniği ve desenleri konusunda bir de kitabı bulunan Ekingen, özellikle kitabını çıkarmaya karar verdiği zaman daha fazla araştırma yaptığını, hatta Güney Kıbrıs’ta yer alan müzeyi ziyaret ettiğini, her şeye hâkim olan Lefkara civarındaki 7-8 köyden göç eden kadınlarla sohbet ettiğini ve tüm tespitlerini kitabında topladığını kaydetti.
Ekingen, tüm bu bilgilerin sonucunda nakışı doğru yaşatabilmek için kişinin kendisini daha da sorumluluk altında hissettiğini söyleyerek, Lefkara’nın gelecek nesillere doğru aktarılması gerektiğini bunun için de yetkilerin bazı adımlar atması gerektiğini vurguladı.
“Lefkara’yı doğru yaşatabilmek için eğitim bacağı önemli” diyen Ekingen, “Görsel olarak o bilgiyi sağlamalıyız. Okullarda çocuklara işlemeyi öğretmeseler bile, görsel olarak hafızaya konması gerekiyor.” ifadesine yer verdi.
Lefkara İşi’nin sahiplenmesi için isminin birkaç yere verilmesi önerisinde de bulunan Ekingen, Çayırova’da, Lefkara Evi’nin açıldığını ancak bunun yeterli olmadığını söyledi. Ekingen, ismin birkaç yere daha verilmesi gerektiğini, çünkü coğrafi tescilde bunun çok önemli olduğunun altını çizdi.
Standartların belirlenmesi sonrasında prestijli ürünlerin sergilenebileceği bir müzenin açılabileceğini de dile getiren Ekingen, el sanatlarıyla uğraşanlara bazı avantajlar verilmesi durumunda daha fazla kişinin Lefkara işlemeye yönelebileceğini kaydetti.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti turizminin Türkiye’de tanıtılması amacıyla hayata geçirilen “AdaKıbrıs” projesinin lansmanı İstanbul’da yapıldı.
Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı ile TC Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde İstanbul CVK Park Bosphorus Otel’de düzenlenen lansmana Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile bazı milletvekilleri, turizm sektörü temsilcileri ve davetliler katıldı.
Etkinlikte, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy birer konuşma yaptı.
-Tatar: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, tüm engellere rağmen önemli başarılara imza attı”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AdaKıbrıs lasmanında yaptığı konuşmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yıllar içinde büyük bir gelişim gösterdiğini, tüm izolasyonlara ve ambargolara rağmen önemli başarılara imza attığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, gençlik yıllarında İngiltere’de Asil Nadir ile üst düzey yönetici olarak çalıştığı döneme değinerek, KKTC’de turizmin temellerinin atıldığı yılları anlattı.
O dönemde adada sadece birkaç otel olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bugün gelinen noktada yatak kapasitesinin 35 binlere ulaştığını, turizmde büyük bir gelişme yaşandığını ifade etti.
“Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın haftada birkaç sefer yaptığı dönemlerden, bugün ayda 600 seferin gerçekleştiği ve 500 bin yolcunun taşındığı bir noktaya geldik” diyen Tatar, ulaşımdaki bu ilerlemenin turizmi doğrudan etkilediğini belirtti.
Tatar ayrıca, “Kıbrıs, doğal güzellikleri, tarihi mirası ve kültürel değerleriyle büyük bir cazibe merkezi. Tüm bu zenginliklerin dünyaya daha etkin şekilde tanıtılması için hep birlikte çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
-“Teknofest ile büyük bir tanıtım başarısı elde ettik”
KKTC’de düzenlenen Teknofest etkinliğine de değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 225 bin kişinin ziyaret ettiği festivalin büyük ilgi gördüğünü hatırlattı.
Bu tür organizasyonların KKTC’nin tanıtımına önemli katkı sağladığını belirten Tatar, “Teknofest gibi uluslararası etkinlikler sayesinde sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya sesimizi duyurma fırsatı bulduk” dedi.
-“Genç nesil KKTC’yi daha müreffeh yarınlara taşıyacak”
Genç kuşakların donanımlı bir şekilde yetiştiğini ve gelecekte KKTC’yi daha da ileriye taşıyacaklarına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, hizmet kalitesinin artırılmasının da turizm açısından kritik önemde olduğunu vurguladı. Yeni yatırımların doğayı koruyarak yapılması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, çevreye duyarlı politikaların önemine dikkat çekti.
-“İki devletli çözüm Kıbrıs Türkü’nün geleceği için vazgeçilmezdir”
Konuşmasında Kıbrıs sorununa da değinen ve Türkiye ile birlikte kararlılıkla sürdürülen iki devletli çözüm siyasetinin, Kıbrıs Türk halkının egemenliği ve güvenliği açısından vazgeçilmez olduğunu belirten Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bu çözümün ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye’nin garantörlüğü, adadaki Türk askerinin varlığı bizim güvenliğimizin teminatıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının çözüme yanaşmayan tutumuna da işaret ederek, “Bizler birlik içinde, Türkiye ile uyum içinde yürüttüğümüz bu siyaseti sonuna kadar sürdürmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.
-“Geçmişe göre çok daha güçlüyüz”
Konuşması sonunda KKTC’nin artık çok daha güçlü bir konumda olduğuna işaret eden Tatar, büyük uçakların adaya inebilmesini sağlayacak altyapının oluşturulmasıyla turizmde maliyetlerin de düşeceğini ve rekabet gücünün artacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz olmak üzere, KKTC’ye destek veren tüm kişi ve kurumlara teşekkür ederek, “Geleceğe güvenle bakmak, yatırımları artırmak ve refah dolu yarınlar inşa etmek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz,” dedi.
-Yılmaz: “KKTC ile Türkiye arasında tarihsel bağların ötesinde bir gönül ve kader birlikteliği bulunuyor”
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin turizm alanında planlı, verimli ve sürdürülebilir bir kalkınma sürecine girmesinin büyük memnuniyet verici olduğunu vurguladı.
KKTC ile Türkiye arasında tarihsel bağların ötesinde bir gönül ve kader birlikteliği bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, KKTC’nin doğası, kültürü ve insanıyla eşsiz bir yapıya sahip olduğunu, bu kampanyalarla turizmde çok daha güçlü bir noktaya ulaşmasının ortak bir hedef olduğunu söyledi.
Türkiye’nin geçtiğimiz yıl 62 milyonun üzerinde turist ağırlayarak 61 milyar doların üzerinde turizm geliri elde ettiğini ve dünyanın dördüncü büyük turizm destinasyonu haline geldiğini anımsatan Yılmaz, “KKTC Turizm Master Planı ve Ada Kıbrıs kampanyası, bu yönde ortak vizyonumuzun somut göstergeleridir, adımlarıdır.” diye konuştu.
Kampanya kapsamında hazırlanan reklam filminde tarihi yapılar, eşsiz manzaralar ve geleneksel lezzetlerin sıcak ve samimi bir dille Türkiye kamuoyuna aktarıldığını kaydeden Yılmaz, “Girne Kalesi’nden Salamis Antik Kenti’ne, Büyük Han’dan Lefkoşa’nın dar sokaklarına, Gazi Mağusa Limanı’ndan narenciye bahçelerine kadar ada; tarih, doğa ve kültürü bir arada sunuyor” dedi.
Master Plan’ın yalnızca turizmde değil, kültürel mirasın korunması, sürdürülebilirlik ilkelerinin yerleşmesi ve genel istihdamın artırılması gibi birçok hedefe hizmet ettiğini belirten Yılmaz, Türkiye olarak bu sürece 2024 yılından itibaren 122 milyon liralık kaynakla destek verdiklerini vurguladı.
-“Somut projelerle yanındayız”
KKTC’de hayata geçirilen birçok projeye değinen Yılmaz, “Gazimağusa surlarının yenilenmesinden Salamis Antik Kenti’nin çevre düzenlemesine, Girne Kalesi’nin restorasyonundan müze ve ören yerlerinin geliştirilmesine kadar çok sayıda adım attık” dedi.
Vakıf eserlerinin tespiti, envanteri ve dijitalleştirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü aktaran Yılmaz, geçmiş yıllarda yürütülen proje destekli turizm hibeleri sayesinde birçok yapının turizme kazandırıldığını, alternatif turizm türlerinin teşvik edildiğini ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlandığını söyledi.
-“Teknofest ve Cumhuriyet Yerleşkesi önemli göstergelerdir”
KKTC’de 1-4 Mayıs’ta düzenlenen Teknofest’in de bilim ve teknoloji alanında önemli bir adım olduğunu belirten Yılmaz, “Dördüncü gününe ben de katıldım. Alana ulaşırken kilometrelerce kuyruk vardı. Bu, KKTC’nin bilim ve girişimcilik yüzyılına hazır olduğunu gösteriyor” dedi.
3 Mayıs’ta açılışı yapılan KKTC Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi hakkında da değerlendirmede bulunan Yılmaz, yapının yalnızca fiziki değil, siyasi anlamda da KKTC’nin egemenliğinin bir nişanesi olduğunu vurguladı.
Yılmaz, yerleşkenin hemen yanında inşaatı süren yüksek yargı binası ve millet bahçesiyle birlikte büyük bir bütün oluşturduğunu kaydederek, emeği geçenlere teşekkür etti.
-“İzolasyonlara rağmen KKTC hak ettiği yeri bulacaktır”
KKTC’ye uygulanan haksız ve gayriinsani ambargolara rağmen Türkiye’nin desteğini sürdürdüğünü ifade eden Yılmaz, “Bir kapı kapanırsa başka bir kapı açılır. KKTC’yi henüz görmemiş vatandaşlarımızı ister uçakla ister feribotla bu güzellikleri görmeye davet ediyorum” dedi.
Türk Hava Yolları’nın KKTC’ye ulaşımın daha kolay ve düşük maliyetli olması için hazırlık yaptığını da açıklayan Yılmaz, müjdenin yakında paylaşılacağını belirtti.
-“İki devletli çözüm en anlamlı yol”
Konuşmasının sonunda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonunu Türkiye olarak sonuna kadar desteklediklerini söyleyen Yılmaz, “Gerçeklik ortada; iki toplum, iki devlet var. Yıllarca denenmiş ve sonuç vermemiş modellerin peşinden gitmek yerine, iki devletin iş birliği içinde bir çözüm oluşturması en anlamlı yoldur.” dedi.
Rum tarafını gerçek dışı kavramlarla dünya kamuoyunu oyalamamak konusunda uyaran Yılmaz, Türkiye’nin KKTC ile yürüttüğü ekonomik ve yapısal iş birliği anlaşmalarının aynı zamanda dayanışma ve ortak geleceği de ifade ettiğini söyledi.
Son olarak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu ve Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a teşekkür eden Yılmaz, “Ortak vizyonumuz doğrultusunda KKTC’nin refahı ve tanınırlığı için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
-Üstel: “KKTC, izolasyonlara rağmen kararlılıkla yoluna devam ediyor”
Başbakan Ünal Üstel de konuşmasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda maruz kaldığı izolasyonlara rağmen kararlılıkla yoluna devam ettiğini belirtti. Üstel, bu yeni tanıtım hamlesiyle, ülkenin yüzeysel algılar yerine hakikatiyle tanıtılacağını söyledi.
Kampanyanın sadece bir tanıtım organizasyonu değil, KKTC’nin gerçek hikâyesini dünyaya anlatma yolunda yeni bir adım olduğunu söyleyen Üstel, “Türkiye’de bile ülkemizin potansiyelini gerektiği gibi anlatamadığımız dönemler oldu. Artık algılar değil, gerçekler öne çıkmalı” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında sanatçı Hülya Avşar’ın son ziyaretindeki izlenimlerine de yer veren Üstel, “Avşar, yıllardır Kıbrıs’a geldiğini ama bu defa ilk kez gerçekten Kıbrıs’ı yaşadığını söyledi. Bu, yeni bakış açımızın en samimi ifadesidir.” dedi.
Üstel, KKTC’nin “gazino adası” gibi kısıtlayıcı imajlardan sıyrılarak, kültürel zenginliği, doğası, denizi ve tarihiyle keşfedilecek bir coğrafya olarak konumlanması gerektiğini belirtti. Üstel, “Yunan adaları nasıl dünyada tanınıyorsa, biz de gönül rahatlığıyla diyebiliriz ki, onlarda ne varsa bizde fazlası var” şeklinde konuştu.
Tanıtım kampanyası kapsamında hazırlanan filmlerin yüzeysel tanıtımların ötesine geçerek, aidiyet ve samimiyet duygusunu ön plana çıkardığını ifade eden Üstel, Türkiye ile yürütülen iktisadi ve mali iş birliği sayesinde bu sürecin mümkün olduğunu söyledi. Üstel, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a ve süreci KKTC adına yöneten Başbakan Yardımcısı Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’na teşekkür etti.
Basına da çağrıda bulunan Üstel, KKTC hakkında olumsuz haberlerin azaltılmasını isteyerek, “Kıbrıs’ı bir sorun adası değil, huzurun ve tatilin yaşandığı bir yer olarak gösterin” dedi.
Konuşmasında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin KKTC’ye uyguladığı baskı ve engellemeleri de dile getiren Başbakan Üstel, “Güney Kıbrıs, tur operatörlerine ve turistlere tehditler savuruyor, üçüncü ülke vatandaşlarını tutukluyor. Bu baskılara karşı tek çıkış yolumuz Türkiye’den gelen turistler, yatırımcılar ve iş insanlarıdır” diye konuştu.
Başbakan Üstel, konuşmasının sonunda, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve emeği geçen tüm kurumlara teşekkür ederek, KKTC’nin tanıtım mücadelesinde kararlılıkla ilerleyeceklerini vurguladı.
-Ataoğlu: “AdaKıbrıs ile ülkemizi Türkiye’nin dört bir yanına anlatacağız”
Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da konuşmasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin turizm potansiyelini tanıtmak amacıyla başlatılan yeni tanıtım kampanyasının gururunu yaşadıklarını belirtti.
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve emeği geçen tüm ekiplere teşekkür eden Ataoğlu, Türkiye ile birlikte yürütülen bu süreçte turizm sektörünün KKTC ekonomisine olan katkısının artacağına inandıklarını vurguladı.
“AdaKıbrıs” kampanyasının, Türkiye’nin en ücra köşelerinde yaşayan vatandaşlara bile ulaşmayı hedeflediğini belirten Ataoğlu, fenomen çocuklarla hazırlanan tanıtım filmlerinin Türkiye genelinde yayınlandığını ve bunun bir davet niteliği taşıdığını söyledi. Ataoğlu, kampanyanın yalnızca Türkiye ile sınırlı kalmayacağını, farklı ülkelerde de tanıtımların sürdürüleceğini ifade etti.
Tanıtım faaliyetlerinin yerel televizyonlar ve dijital mecralar aracılığıyla destekleneceğini dile getiren Ataoğlu, geçmişteki eksikliklerden ders çıkararak, daha etkili bir stratejiyle yola devam ettiklerini söyledi.
KKTC’nin sadece deniz, kum ve güneşten ibaret olmadığını; yaşam kültürü, doğası ve insanıyla zengin bir destinasyon olduğunu vurgulayan Ataoğlu, turizm master planı doğrultusunda yeni müjdelerin de yakında kamuoyuyla paylaşılacağını belirtti.
Ataoğlu, konuşmasının sonunda emeği geçen tüm ekip arkadaşlarına teşekkür ederken, etkinliğin ülkeye hayırlı ve uğurlu olması temennisinde bulundu.
-Ersoy: “AdaKıbrıs kampanyası, ortak kültür ve geleceğimizin güçlü bir temsilidir”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise Ada Kıbrıs kampanyanın yalnızca bir tanıtım faaliyeti değil, ortak vizyon ve kültürel bağların bir sembolü olduğunu vurgulayarak, 2025 yılı tanıtım bütçesinde Türkiye pazarın öncelik verildiğini belirtti.
Ersoy, geçen yıllarda uluslararası pazarlara odaklanan tanıtım faaliyetlerinin bu yıl KKTC’nin talebi doğrultusunda Türkiye pazarına yönlendirildiğini kaydetti. “AdaKıbrıs kampanyası yalnızca güneş ve deniz temalı bir anlatıdan öte, Kuzey Kıbrıs’ın tarihi, kültürel ve sosyal zenginliklerini merkezine alıyor” diyen Ersoy, kampanyanın ulusal televizyonlardan dijital platformlara, sinema salonlarından influencer iş birliklerine kadar geniş bir mecrada yürütüleceğini ifade etti.
Kampanyanın yurt dışında da devam edeceğini söyleyen Ersoy, İngiltere başta olmak üzere uluslararası pazarlarda Visit North Cyprus markası altında yürütülen çalışmalarla Kuzey Kıbrıs’ın küresel ölçekte tanıtımının sürdürüleceğini belirtti.
“Kuzey Kıbrıs yalnızca bir seyahat noktası değil, ortak tarihimize ve kültürümüze uzanan güçlü bir bağdır” diyen Ersoy, AdaKıbrıs Kampanyası’nın, KKTC’nin turizmdeki marka değerini katlayarak artıracağına olan inancını yineledi.
Konuşmaların ardından, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı Serhan Aktunç bir sunum yaptı.
Program kapsamında Alayköy Folklör Derneği tarafından geleneksel halk dansları gösterisi sunulurken, etkinlik süresince Kuzey Kıbrıs’a özgü seramik ve el sanatları sergisi ile Kıbrıs mutfağından lezzetler ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.
Kıbrıs
Yılmaz: KKTC’nin turizm alanında kalkınma sürecine girmesi memnuniyet verici
Published
18 dakika önceon
Mayıs 16, 2025By
admin
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye’deki vatandaşlara tanıtılması amacıyla, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı ile T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde hayata geçirilen “AdaKıbrıs” projesinin lansmanı İstanbul’da yapıldı.
İstanbul CVK Park Bosphorus Hotel Otel’de gerçekleştirilen tanıtımda, düzenlenecek kampanyalarla, ülkenin kültürel değerleri, gelenekleri, ada yaşamı, adaya özgü lezzetler, mekanlar, her mevsim farklılaşan otlar, adanın sunduğu deneyimlerle yeni bir turizm konumlandırılması hedefleniyor…
İnternet ünlüleri, sosyal medya mecraları ve dijital reklamların da kullanıldığı kampanyalarla turistlerin Kuzey Kıbrıs ziyaret motivasyonunun çeşitlendirilmesi, Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a olan turizm talebinin artırılması, yaratıcı, ilgi çekici ve özgün bir marka kimliği yaratılması, Kuzey Kıbrıs’ın eşsiz bir seyahat deneyimi sunan, kültürel öğeleri güçlü, sıcak ve konuksever insanların yaşadığı bir ada ülkesi olarak konumlandırılması amaçlanıyor.
Lansmanda konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin turizm alanında planlı, verimli ve sürdürülebilir bir kalkınma sürecine girmesinin büyük memnuniyet verici olduğunu vurguladı.
KKTC ile Türkiye arasında tarihsel bağların ötesinde bir gönül ve kader birlikteliği bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, KKTC’nin doğası, kültürü ve insanıyla eşsiz bir yapıya sahip olduğunu anımsattı…
Kampanya kapsamında hazırlanan reklam filminde tarihi yapılar, eşsiz manzaralar ve geleneksel lezzetlerin sıcak ve samimi bir dille Türkiye kamuoyuna aktarıldığını kaydeden Yılmaz, “Girne Kalesi’nden Salamis Antik Kenti’ne, Büyük Han’dan Lefkoşa’nın dar sokaklarına, Gazi Mağusa Limanı’ndan narenciye bahçelerine kadar ada; tarih, doğa ve kültürü bir arada sunuyor” dedi.
Master Plan’ın yalnızca turizmde değil, kültürel mirasın korunması, sürdürülebilirlik ilkelerinin yerleşmesi ve genel istihdamın artırılması gibi birçok hedefe hizmet ettiğini belirten Yılmaz, Türkiye olarak bu sürece 2024 yılından itibaren 122 milyon liralık kaynakla destek verdiklerini vurguladı.
KKTC’de hayata geçirilen birçok projeye değinen Yılmaz, “Gazimağusa surlarının yenilenmesinden Salamis Antik Kenti’nin çevre düzenlemesine, Girne Kalesi’nin restorasyonundan müze ve ören yerlerinin geliştirilmesine kadar çok sayıda adım attık” dedi.
Vakıf eserlerinin tespiti, envanteri ve dijitalleştirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü aktaran Yılmaz, geçmiş yıllarda yürütülen proje destekli turizm hibeleri sayesinde birçok yapının turizme kazandırıldığını, alternatif turizm türlerinin teşvik edildiğini ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlandığını söyledi.
KKTC’de düzenlenen Teknofest’in bilim ve teknoloji alanında önemli bir adım olduğunu belirten Yılmaz, “Dördüncü gününe ben de katıldım. Alana ulaşırken kilometrelerce kuyruk vardı. Bu, KKTC’nin bilim ve girişimcilik yüzyılına hazır olduğunu gösteriyor” dedi.
KKTC’ye uygulanan haksız ve gayriinsani ambargolara rağmen Türkiye’nin desteğini sürdürdüğünü ifade eden Yılmaz, “Bir kapı kapanırsa başka bir kapı açılır. KKTC’yi henüz görmemiş vatandaşlarımızı ister uçakla ister feribotla bu güzellikleri görmeye davet ediyorum” dedi.
Türk Hava Yolları’nın KKTC’ye ulaşımın daha kolay ve düşük maliyetli olması için hazırlık yaptığını da açıklayan Yılmaz, müjdenin yakında paylaşılacağını belirtti.
Yılmaz Kıbrıs konusunda ise şöyle konuştu:
“Gerçeklik ortada; iki toplum, iki devlet var. Yıllarca denenmiş ve sonuç vermemiş modellerin peşinden gitmek yerine, iki devletin iş birliği içinde bir çözüm oluşturması en anlamlı yoldur” dedi.
Rum tarafını gerçek dışı kavramlarla dünya kamuoyunu oyalamamak konusunda uyaran Yılmaz, Türkiye’nin KKTC ile yürüttüğü ekonomik ve yapısal iş birliği anlaşmalarının aynı zamanda dayanışma ve ortak geleceği de ifade ettiğini söyledi.
Kıbrıs
Cumhurbaşkanı Tatar:Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, tüm engellere rağmen önemli başarılara imza attı
Published
23 dakika önceon
Mayıs 16, 2025By
admin
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti turizminin Türkiye’de tanıtılması amacıyla hayata geçirilen “AdaKıbrıs” projesinin lansmanı İstanbul’da yapıldı.
Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı ile TC Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde İstanbul CVK Park Bosphorus Otel’de düzenlenen lansmana Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile bazı milletvekilleri, turizm sektörü temsilcileri ve davetliler katıldı.
Etkinlikte, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy birer konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AdaKıbrıs lasmanında yaptığı konuşmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yıllar içinde büyük bir gelişim gösterdiğini, tüm izolasyonlara ve ambargolara rağmen önemli başarılara imza attığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, gençlik yıllarında İngiltere’de Asil Nadir ile üst düzey yönetici olarak çalıştığı döneme değinerek, KKTC’de turizmin temellerinin atıldığı yılları anlattı.
O dönemde adada sadece birkaç otel olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bugün gelinen noktada yatak kapasitesinin 35 binlere ulaştığını, turizmde büyük bir gelişme yaşandığını ifade etti.
“Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın haftada birkaç sefer yaptığı dönemlerden, bugün ayda 600 seferin gerçekleştiği ve 500 bin yolcunun taşındığı bir noktaya geldik” diyen Tatar, ulaşımdaki bu ilerlemenin turizmi doğrudan etkilediğini belirtti.
Tatar ayrıca, “Kıbrıs, doğal güzellikleri, tarihi mirası ve kültürel değerleriyle büyük bir cazibe merkezi. Tüm bu zenginliklerin dünyaya daha etkin şekilde tanıtılması için hep birlikte çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
-“Teknofest ile büyük bir tanıtım başarısı elde ettik”
KKTC’de düzenlenen Teknofest etkinliğine de değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 225 bin kişinin ziyaret ettiği festivalin büyük ilgi gördüğünü hatırlattı.
Bu tür organizasyonların KKTC’nin tanıtımına önemli katkı sağladığını belirten Tatar, “Teknofest gibi uluslararası etkinlikler sayesinde sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya sesimizi duyurma fırsatı bulduk” dedi.
-“Genç nesil KKTC’yi daha müreffeh yarınlara taşıyacak”
Genç kuşakların donanımlı bir şekilde yetiştiğini ve gelecekte KKTC’yi daha da ileriye taşıyacaklarına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, hizmet kalitesinin artırılmasının da turizm açısından kritik önemde olduğunu vurguladı. Yeni yatırımların doğayı koruyarak yapılması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, çevreye duyarlı politikaların önemine dikkat çekti.
-“İki devletli çözüm Kıbrıs Türkü’nün geleceği için vazgeçilmezdir”
Konuşmasında Kıbrıs sorununa da değinen ve Türkiye ile birlikte kararlılıkla sürdürülen iki devletli çözüm siyasetinin, Kıbrıs Türk halkının egemenliği ve güvenliği açısından vazgeçilmez olduğunu belirten Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bu çözümün ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye’nin garantörlüğü, adadaki Türk askerinin varlığı bizim güvenliğimizin teminatıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının çözüme yanaşmayan tutumuna da işaret ederek, “Bizler birlik içinde, Türkiye ile uyum içinde yürüttüğümüz bu siyaseti sonuna kadar sürdürmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.
-“Geçmişe göre çok daha güçlüyüz”
Konuşması sonunda KKTC’nin artık çok daha güçlü bir konumda olduğuna işaret eden Tatar, büyük uçakların adaya inebilmesini sağlayacak altyapının oluşturulmasıyla turizmde maliyetlerin de düşeceğini ve rekabet gücünün artacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz olmak üzere, KKTC’ye destek veren tüm kişi ve kurumlara teşekkür ederek, “Geleceğe güvenle bakmak, yatırımları artırmak ve refah dolu yarınlar inşa etmek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz,” dedi.

AdaKıbrıs’ın lansmanı İstabul’da yapıldı

Yılmaz: KKTC’nin turizm alanında kalkınma sürecine girmesi memnuniyet verici

Cumhurbaşkanı Tatar:Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, tüm engellere rağmen önemli başarılara imza attı
Trending
-
Kıbrıs3 yıl önce
Yüksek Adliye Kurulu, terfi eden ve atanan yargıçları açıkladı
-
Kıbrıs3 yıl önce
BES ve DEV-İŞ’in belediyelerle ilgili eylemi bir günlüğüne askıda
-
Kıbrıs3 yıl önce
“Maç için Güney Kıbrıs’a ilk kez geçecek olan Kıbrıslı Türkler’den KKTC doğum belgesi isteniyor”
-
Kültür Sanat4 yıl önce
Ferhan Şensoy hayatını kaybetti
-
Ekonomi3 yıl önce
İlk yerli kolza tohum adayları toprakla buluşturuldu
-
Ekonomi3 yıl önce
Baykar’ın insansız savaş uçağına Ukrayna motoru güç verecek
-
Rum Basını3 yıl önce
Anastasiadis’in Kovid testi pozitif
-
Spor3 yıl önce
Beşiktaş’ta Alanyaspor maçı hazırlıklarını devam ediyor