Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“YANGINA MÜDAHALE EDEN EKİPLER YETERSİZ”

Published

on

“1995 Yılında Meydana Gelen Beşparmak Dağları Yangınından İtibaren Ülkemizdeki Orman Yangınlarında Alınan Önlemlere İlişkin Yönetici ve Diğer İlgililerin İhmali Olup Olmadığına, Gereken Önlemlerin Alınıp Alınmadığına” ilişkin Meclis Araştırma Komitesi raporunda, Orman Dairesi’nin özellikle yangınları önleyici faaliyetlerde zafiyetleri olduğu tespitinde bulunuldu.

Komite, “ülkede ivedilikle bir yangın protokolünün” hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

Komite, raporda, “yangınlara müdahale edilirken, yangın yönetiminin çok farklı bir konu olduğu, İlçelerde kurulan kriz masasının başında Kaymakam bulunduğu ve olay yerindeki kriz merkezlerinde Orman Dairesi Müdürlüğü’nün birinci dereceden sorumlu olduğu” bulgularını elde ederken, “Dairenin özellikle yangınları önleyici faaliyetler bağlamında zafiyetleri olduğu” değerlendirmesi yaptı.

Komite, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 1995 yılında meydana gelen Beşparmak Dağları yangınından sonra günümüze kadar meydana gelen yangınları değerlendirdiğinde, alınan önlemlerin arttırılması ve herhangi bir ihmale fırsat vermemek için ivedilikle bir “Yangın Protokolü”nün hazırlanarak, hayata geçirilmesi gerektiğini de saptadı.

Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 114’üncü maddesi uyarınca Cumhuriyetçi Türk Partisi ve Toplumcu Demokrasi Partisi Grubuna Bağlı Milletvekillerinin birlikte sunduğu “1995 Yılında Meydana Gelen Geçen yıl haziranda kurulan “Beşparmak Dağları Yangınından İtibaren Ülkemizdeki Orman Yangınlarında Alınan Önlemlere İlişkin Yönetici ve Diğer İlgililerin İhmali Olup Olmadığına, Gereken Önlemlerin Alınıp Alınmadığına İlişkin Meclis Araştırma Komitesi” son toplantısını 31 Mayıs’ta yaparak çalışmalarını tamamladı.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Toplumcu Demokrasi Partisi Girne Milletvekili Zeki Çeler, Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefke Milletvekili Salahi Şahiner ve Bağımsız Güzelyurt Milletvekili Hasan Büyükoğlu’nun da komite toplantılarına katılarak çalışmalara katkı koyduğu rapor, Meclis Genel Kurulu’nun bugünkü toplantısında ele alındı.

Buna ek olarak komite, çalışmalarında, Orman Dairesi Müdürlüğü, Polis Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı, Orman Mühendisleri Odası ve Biyologlar Derneği yetkililerini de Komiteye çağırarak, değerlendirmelerine başvurdu ve komiteye sunulan yazılı görüşleri de dikkate alarak, ayrıntılı ve kapsamlı bir rapor ortaya çıktı.

“Giriş, Bulgular ve Tespitler, Değerlendirme, Tavsiyeler ve Sonuç” ana başlıkları ile hazırlanan raporda, yangınlarla ilgili ortaya çıkan bulgular ve tespitler şöyle:

BULGULAR VE TESPİTLER

“Komitemiz, 1995 Yılında Meydana Gelen Beşparmak Dağları Yangınından İtibaren Ülkemizdeki Orman Yangınlarında Alınan Önlemlere İlişkin Yönetici ve Diğer İlgililerin İhmalin Olup Olmadığına, Gereken Önlemlerin Alınıp Alınmadığına dair aşağıdaki hususlarda birtakım bulgu ve tespitler elde etmiştir:

Komitemiz, yangınlara müdahale edilirken yangın yönetiminin çok farklı bir konu olduğu, İlçelerde kurulan kriz masasının başında Kaymakam bulunduğu ve olay yerindeki kriz merkezlerinde Orman Dairesi Müdürlüğünün birinci dereceden sorumlu olduğu bulgularını elde ederken, Dairenin özellikle yangınları önleyici faaliyetler bağlamında zafiyetleri olduğu tespitinde bulunmuştur.

Komitemiz geçtiğimiz yirmi yıl içerisinde 1083 tane yangın çıktığı; bunların 16 tanesinin yıldırım düşmesi sonucunda gerçekleştiği, 46 tanesinin kasıtlı olarak çıkarıldığı ve 139 tanesinin ise çıkış kaynağının bilinmediği bilgisini edinmiştir.

“YANGINA MÜDAHALE EDEN EKİPLER YETERSİZ”

Komitemiz, yangına müdahale eden ekiplerin yetersiz olduğunu ve bu ekiplerin tümünde de araç ve teknik teçhizat eksikliği olduğunu ve tam teşekküllü itfaiye aracı olmadığından dolayı orman ya da arazi şartlarında istenildiği gibi hareket edilemediğinden yangınlara müdahale esnasında çok büyük sıkıntılar yaşandığını tespit etmiştir.

2016 yılında Başbakanlık ve Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığının girişimleriyle Başbakanlık Afet Acil Durum Yönetimi Koordinasyon Komitesi kurulduğu, yangınlara müdahale eden ilgili tüm kurum temsilcilerinin bu Komitede yer aldığı ve bu Komitenin esas görevinin doğal afetlerde sorumlu kurum ve kuruluşların sorumluluklarını belirlemek ve çıkabilecek olumsuzlukları çözmek veya en aza indirmek olduğu bilgileri edinilmiştir. Afet Acil Durum Yönetimi Koordinasyon Komitesinin kurumsallaşmamış olmasına bağlı olarak zaman zaman yangın söndürme esnasında yetki karmaşası yaşandığı tespit edilmiştir.

Komitemiz, Orman Dairesinin teşkilat kadrolarında yangın mühendisi kadrosunun bulunmadığı, yangınların önlenmesine ilişkin faaliyetlerin geçici memurlar tarafından yürütüldüğü; dolayısıyla da kendilerine yasada öngörülen görev, yetki ve sorumlulukların yüklenemediği tespitinde bulunmuştur.

Komitemiz, arazilerde çalışan iş ve tarım araçlarının egzozlarından çıkan kıvılcımların otları tutuşturup yangın çıkartabildikleri; bu durumun önlenmesi amacıyla araçların temizliğinin düzenli aralıklarla yapılması, ayrıca egzoz kısımlarına susturucu takılması ve yangın riskini azaltacak şekilde dizayn edilmesinin gerektiği tespitlerini elde etmiştir.

Komitemiz, pandemi dolayısıyla kamu hizmetlerinde meydana gelen aksaklıklar arasında yangın söndürme ekiplerinin zamanında oluşturulmamasının da yer aldığı, bu nedenle geçtiğimiz yıl meydana gelen yangınların hem tespitinde hem de zamanında müdahalesinde zaafiyet yaşandığı tespitinde bulunmuştur.

Komitemiz, ormanlarda sürekli olarak yer alan ve yangın söndürme faaliyetlerine katılan personelin yangın çıkma ihtimalinin yüksek olduğu her noktayı bilmesinden ötürü nasıl organize olacağına ilişkin planın önceden hazırlanmış olması gerektiği tespitinde bulunmuştur.

Komitemiz, geçtiğimiz yıl ülkemizde çıkan orman yangınının telafisi ile ilgili yapılan çalışmaların henüz tamamlanmadığını, yeniden dikilmiş olması gereken üç yüz bin fidan hedefinin henüz yaklaşık yüzde yirmi beşinin gerçekleştiğini ve yangın sahasındaki temizlik faaliyetlerinin halen devam ettiğini tespit etmiştir.

Komitemiz, yangınlara müdahale amacıyla özel ve tüzel kişilerden temin edilen araçlarda meydana gelen hasarların telafisi konusunda ciddi sıkıntıların yaşandığı tespitinde bulunmuş ve yangına müdahalede kullanılan bu araçların sahiplerinin zararlarının tazmin edilmediği bilgisini almıştır. Bu bilgi doğrultusunda Komitemiz, tazmin edilmeyen araçların bir sonraki olası yangında kullanılamayabileceği veya sahiplerinin kullanıma verme konusunda isteksiz olabileceği tespitini yapmıştır.

Komitemiz, Ülkemizde ağaçlandırmanın ilkel yollarla yapıldığı, dozerle sürülerek yapılan ekimin yağış azlığı nedeniyle olumlu sonuç vermediği ve yeşillendirme çalışmalarının yavaş seyrettiği bilgisini almıştır. Ülkemizin kurak iklim kuşağında yer almasından dolayı dikilen fidanların çok azının tuttuğu, bunun da yeşillendirme şartında ciddi bir engel teşkil ettiği tespit edilmiştir.

Komitemiz, yangın söndürme helikopterinin Türkiye Cumhuriyetindeki ihalenin tamamlanması akabinde Ülkemize ulaştırılacağı, ayrıca ülkemizde devletimiz uhdesinde beş adet yangın izleme kamerasının mevcut olduğu bilgilerini edinmiştir. Ayrıca belirtilen kameralardan birinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti komuta merkezince, diğerinin ise Türkiye Orman Genel Müdürlüğünce takip edildiği bilgisi edinilmiştir.

Ülkemizde hâlihazırda on iki adet yangın gözetleme kulesinin bulunduğu; ancak orada yürütülen hizmetin günün her saatinde devam eder nitelikte olmasından dolayı personel görevlendirmede birtakım zorluklar yaşanabildiği bilgisi edinilmiştir.

Komitemiz, Türkiye Cumhuriyetinde dört adet İnsansız Hava Aracı (İHA) bulunduğu ve bunlardan iki tanesinin ülkemizdeki ormanları gözetlemek suretiyle Orman Dairesi Müdürlüğüne sürekli olarak bilgi akışı sağlama yoluyla Daire ile koordinasyon içerisinde olduğu; ayrıca İHA’ların eksiksiz görüş alanına da sahip olduğu bilgilerini edinmiştir.

Komitemiz, ülkemizde orman yangınlarında kullanılmak üzere 14 tane arozöz, 7 tane tanker, 7 tane römorkör, 10 tane ilk müdahale aracı, 7 tane dozer, 2 tane tır, 4 tane kepçe, 3 tane greyder ve 6 tane kamyon bulunduğu bilgilerini almıştır.

Yangın Hazır Kuvvet Ekibinin her geçen yıl daha yüksek bir performans göstererek çalıştığı bilgisini alan Komitemiz, bu ekibin eğitim alanında Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı ve İtfaiye ile de bir program dahilinde koordineli çalıştığı tespitinde bulunmuştur.”

“DEĞERLENDİRME, TAVSİYELER VE SONUÇ”

Komite, raporda, orman yangınlarına erken müdahale edebilme ve yangınların önlenmesi yönünde gerekli kapasitenin ve kurumlararası koordinasyonun sağlanması gerektiği hususunda hemfikir olduğunu, Başbakanlık tarafından çıkarılan “Yangın Yönetmelikleri” ile uygulanmakta olan mevzuatın yetersiz olduğu kanaatine vardı.

Tüm yangın tipleriyle ilgili kuralları içeren yasal bir düzenlemenin bir an önce hazırlanması ve hayata geçirilmesi gerektiği ortaya konan raporda, şu tavsiyelerde bulunuldu:

“Komitemiz, orman yangınlarında birinci derece sorumluluğu bulunan Orman Dairesindeki işleyişin yeniden ele alınarak yangın protokolünün hazırlanması, hiyerarşik düzenin sağlanması ve Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığının orman yangınlarına karşı daha duyarlı bir yaklaşım geliştirmesi gerektiği kanaatine varmıştır.

Komitemiz, Orman Dairesinin teşkilat kadrolarında iyileştirme yapılması ve kadrolara yangın mühendisi eklenmesi gerektiğini, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Orman Genel Müdürlüğü ile yapılan protokollerin devam ettirilmesi ve orman yangınları ile ilgili personel eğitimlerin sürekliliğinin sağlanmasını tavsiye etmiştir.

Komitemiz, Cumhuriyet Meclisi çatısı altında oluşturulan Çevre Komitesinin bir an önce faaliyete geçmesi; çevre ve ormanlarla ilgili yasal düzenlemelerle öngörülen cezaların günümüz koşullarına göre tekrardan ele alınarak revize edilmesi gerektiğine vurgu yapmıştır.

Komitemiz, her an yangın çıkabileceği olasılığını göz önünde bulundurarak hazırlıklı olma konusunda İdarece hiçbir zaafiyet gösterilmemesi gerektiğine kanaat getirerek, Devletin bu hususta acil durum planlarına sahip olmasının elzem olduğu, yangın önleme ve söndürme faaliyetlerinin de mutlak surette ertelenemez hizmetler arasında yer alması gerektiği sonucuna varmıştır.

Komitemiz, yangınların önlenmesi hususunda alınması gereken en büyük tedbirlerden birinin toplumun alacağı yangınların çıkmasını engellemeye yönelik tedbirler olduğu konusuna önemle değinmeyi gerekli görmüştür. Bu çerçevede Komitemiz, yangınlar hususunda eğitime sahip ve çevre bilinci olan bireylerden oluşan bir sistemin yaratılması gerekliliğini de önemle vurgulamaktadır.

Komitemiz, yangına sebebiyet veren kişiler açısından caydırıcı nitelikte olabilecek cezaların getirilmesi veya yürürlükteki cezaların caydırıcı düzeye gelebilecek şekilde arttırılması gerektiği sonucuna varmıştır.

Komitemiz, yangınların engellenmesi ve yönetiminde günümüz teknolojik gelişmelerinden yararlanılarak erken uyarı sisteminin devreye girmesi gerektiğine, bunun yanında, ilgili kurum ve kuruluşlardaki teknik kişilerin bir araya gelerek bu sistemin nasıl çalışacağı, gerekli ekipmanın nasıl sağlanacağı gibi konuları değerlendirebileceğine ve bürokratik bir engel olmadan gerekli bütçenin nasıl sağlanacağı konusunda fikir belirtebileceğine vurgu yapmıştır.

Komitemiz, edinmiş olduğu bilgi ve belgeler ışığında, orman yangınlarına erken müdahale etmek amacıyla bir an önce bir koordinasyon merkezi kurulmasının önemine değinmiştir. Komitemiz, devamla, bu merkezin yangınlar konusunda sorumluluk taşıyan kurumlar arasında gerekli koordinasyonu sağlayarak var olan yetki karmaşasına bir son vermesi gerektiği sonucuna varmıştır. Böylelikle yangınların yönetimi sırasında yangın söndürme operasyonu için verilecek talimatların yerinde ve doğru tarafları hedef alarak verilmesinin sağlanması gerektiğini değerlendirmiştir.

Komitemiz, yangınlara müdahale eden ekip ve ekipmanlarının tam ve eksiksiz olması gerektiği, teknolojiyi kullanacak ekiplerin iyi bir donanıma sahip olması gerektiği; ayrıca yangına müdahale eden araçların günümüz teknolojik koşullarına uygun olması gerektiği sonucuna varmıştır.

Komitemiz, orman yangınlarında ilgili kurum olan Orman Dairesi Müdürlüğü, Karayolları Dairesi, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu ve belediyelerin görevlerini zamanında yerine getirmesini tavsiye etmiş ve özellikle anayol ve yol kenarlarının temizliğinin aksatılmaması hususunun önemini vurgulamıştır. Arazi ve orman sahası bölgelerinde, arpa, buğday veya benzeri ekim yapılırken yola ve orman sahasına sıfır noktasına kadar ekim yapılmasının engellenmesi gerektiğini belirten Komitemiz, ayrıca çöplük içerisinde bulunan kâğıt parçalarının rüzgâr vasıtasıyla yangını başlatabilecek bir unsur olarak değerlendirilebileceğinden çöplüklerin yakılmaması ve yanmasını önleyecek tedbirlerin alınması gerektiğine de vurgu yapmıştır.

Komitemiz, ülkemizin günlük yangın risk haritasının çıkarılması hususunun önemine değinerek, yangın riski olan bölgelere yangın uyarı rehberi konması suretiyle renk kodları vasıtasıyla yangın riski konusunda vatandaşa bilgi verilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam