Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Yangınlar, tedbir alınmazsa can ve mal güvenliğine tehdit…

Published

on

Ülkede özellikle yaz aylarında artan arazi yangınları doğal hayatı, ev ve iş yeri yangınları ise can ve mal güvenliğini tehdit ediyor.

Lefkoşa Sanayi Bölgesinde son günlerde meydana gelen ve bir iş yerinin tamamen yanmasına yol açan yangınlar, kaçak ve denetimsiz yapılaşmanın hakim olduğu bölgede olası bir yangının sonuçlarının ne olacağı konusunda bir fikir veriyor. Sanayi bölgelerinde 2023’te meydana gelen 6 yangın 65 milyon 150 bin TL’lik, 2024’ün ilk 3 ayında çıkan 2 yangın ise 250 milyon TL’lik zarara neden oldu. Şans eseri bu yangınlarda herhangi bir can kaybı yaşanmadı.

Yangınların ancak etkin denetimle önlenebileceğine inanan uzmanlar, Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odası Birliği’nin 2020’de hazırladığı ve bu denetime imkan tanıyacak yasa ve tüzükler içeren yangın yönetmeliğinin Meclisten geçmesi halinde yangınların önlenebileceğine inanıyor.

Ülkede giderek artan yüksek binalardaki olası yangınlara yönelik tedbirler de içeren söz konusu yasal düzenlemenin, herhangi bir felaket yaşanmadan yürürlüğe girmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, zorunlu kılınacak güvenlik tedbirlerinin ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiği uyarısında bulundu.

-“2023’te 544, Ocak-18 Mart 2024 döneminde 82 yangın meydana geldi”

KKTC’de 2023 yılında toplam 544 yangın meydana gelirken, bu yangınlardan 161’i arazi, 134’ü bina, 129’u araç, 54’ü elektrik, 9’u çöplük alan, 17’si çöp bidonu, 3’ü orman, 4’ü LPG ve 33 tanesi de diğer yangınlar olarak tespit edildi. Yangınlar sonucunda 89 milyon 483 bin 200 TL’lik zarar tespit edildi.

İtfaiye Müdürlüğünden alınan verilere göre, 89 milyon 483 bin 200 TL’lik hasara neden olan yangınların 148’i Lefkoşa, 115’i Girne, 101’i Gazimağusa, 37’si Güzelyurt, 31’i Geçitkale, 29’u Çağlayan, 27’si İskele, 27’si Gemikonağı, 15’i Yeşilköy, 8’i Vadili, 6’sı Dipkarpaz bölgesinde çıktı.

Ocak-18 Mart 2024 tarihleri arasında meydana gelen 82 yangının 27’si araç, 22’si bina, 14’ü elektrik, 4’ü arazi, 1’i çöplük, 6’sı çöp bidonu, 3’ü LPG, 5’i ise diğer yangın olarak tanımlandı. Bu yangınlar sonucu 253 bin 843 TL’lik zarar meydana geldi. Yangınların 30’u Lefkoşa, 20’si Girne, 10’u Gazimağusa, 6’sı İskele, 5’i Çağlayan, 4’ü Güzelyurt 2’si Geçitkale, 2’si Gemikonağı, 2’si Vadili 1’i Yeşilköy bölgesinde çıktı. Bu yangınlar sonucu 253 bin 843,8 TL’lik zarar meydana geldi.

Yangın sebeplerinde ilk sırada sönmemiş sigara izmariti yer alırken, bina ve araç yangınlarının en çok elektrik kaynaklı olduğu tespit edildi.

-“Tüzük 2020’den beri Mecliste”

Yangınlara karşı önlem noktasındaysa, yangın önlemeye ilişkin yasa ve tüzüklerin eksikliği ön plana çıkıyor.

İtfaiye Müdürü Ramadan Gürpınar yangın tüzüğünün farklı kurum, kuruluşların iş birliği içinde hazırladıkları bir tüzük olduğunu dile getirerek, şu anda Meclis komitesinde olduğunu belirtti.

Tüzüğün içerisinde yangınlara müdahale ve önleme noktasında alınması gereken tedbirlere ilişkin maddeler bulunduğunu söyleyen İtfaiye Müdürü Gürpınar, söndürme sistemleri, yangın dolabı, duman ve ısı detektörleri gibi önlemlerin nasıl ve nerelerde bulundurulması gerektiği gibi maddeler bulunduğunu kaydetti. Gürpınar, şu anda yürürlükte olan tüzüklerde eksiklikler bulunduğunu, bu tüzükle bu eksikliklerin de giderileceğini söyledi.

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Müdürü Mustafa Özmert Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odası Birliği’nin 2020’de hazırladığı yangın yönetmeliğinin yasa ve tüzükler içerdiğini ancak bu düzenlemenin Meclisten geçerek yürürlüğe girmediğine işaret ediyor.

-“Yönetmelik, yüksek binalar açısından da hayati öneme sahip”

Özmert, yönetmeliğin giderek artan yüksek binalarda olası yangın durumunda alternatif tahliye yolları gibi önlemler de içerdiğinden hayata geçmesinin hayati önemi olduğunu vurguladı.

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği (İSG-BİR) Başkanı Güvenç Yüksel ise yüksek binalardaki artışa işaret ederek, herhangi bir felaket yaşanmadan tüzüklerin geçirilmesi ve yangın tüzüğünde zorunlu kılınacak güvenlik tedbirlerinin ivedilikle hayata geçmesi gerektiği uyarısında bulundu. Yüksel, bunlar yapılmadığı takdirde yangınların maddi zarar yanında can kayıplarına da yol açabileceği, büyük bir felakete dönüşebileceğine işaret etti.

-“Sanayi bölgelerinde ilave, kaçak binalar yangın riskini artırıyor”

EMO Başkanı Özmert, Lefkoşa Sanayi Bölgesi’nde meydana gelen son büyük yangınla gündeme gelen sanayi bölgelerindeki yangınlara ilişkin soruya yanıtında, ilk kullanım amacına göre inşa edilen yapıların, sonrasında ilavelerle değişikliğe maruz kaldığına işaret etti. Bu ilave yapıların pek çoğunun gayri yasal olduğunu ve elektrik açısından da denetlenmediğini söyleyen Özmert, bu durumun risklerin artmasına yol açtığını belirtti.

Bilimsel olmayan yapıların, iş sağlığı ve güvenliği sağlanmış, denetlenmiş binalara göre yangın riskinin de daha yüksek olduğunu kaydeden İSG-BİR Başkanı Güvenç Yüksel de, denetimsizliğin devam etmesi halinde kaçak yapıların daha da artabileceği uyarısında bulundu. Yüksel, sanayi bölgesi gibi kimyasalların ve yanıcıların bulunduğu alanlarda ve binaların birbirine yakın olduğu bir alanda felakete sebep olacak olaylar yaşanabileceği uyarısında bulundu.

İtfaiye Müdürü Gürpınar ise İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile tüzükleri doğrultusunda alınması gereken önlemlerin önemine vurgu yaparak, sanayi bölgelerinde denetim ve cezaların artırılması ve yetki karmaşasının önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Gürpınar, yangın söndürme cihazı bulundurmanın ve personeli cihazın kullanımı konusunda eğitmenin de önemli olduğunu dile getirdi.

-“Bina ve araç yangınlarının çoğu elektrik kaynaklı”

İtfaiye Müdürü Gürpınar, ülkede en sık arazi, bina ve araç yangınlarının meydana geldiğini söyledi. Gürpınar, evlerde meydana gelen yangınların daha çok elektrikli aletlerdeki kısa devreden kaynaklandığını, araç yangınlarının ise elektrik ve mekanik kaynaklı olduğunu kaydetti. Araçların bakımlarının düzenli olarak yaptırılmasının önem taşıdığını dile getiren Gürpınar, bakım yapıldığında yangın çıkmadan sorunların tespit edilip giderilebileceğini söyledi.

Gürpınar, evlerde ise özellikle çoklu priz kullanımına dikkat edilmesi, elektrikli aletlerin kullanım sonunda kapatıldığından emin olunması, sobaların yakınlarında yanabilecek eşyalar, kilim veya halı bulundurulmaması gerektiğini belirtti. Gürpınar, evlerde yangın söndürme cihazı bulundurulmasının yararlı olacağını ifade etti.

-“Elektrikli cihazların kullanım kılavuzunu okuyun”

EMO Müdürü Mustafa Özmert de konutlarda çıkan elektrik kaynaklı yangınlarda cihaz kullanımı hatalarının önemli rol oynadığına işaret etti.

Elektrikli cihazların deforme olup olmadığını gözlemlemek gerektiğini kaydeden Özmert, elektrikli cihazların kullanım kılavuzlarının okunması ve orada öngörüldüğü doğrultuda kullanılması gerektiğini söyledi. Özmert, yangın risklerini minimize etmek amacıyla cihazın nasıl kullanılacağının kılavuzlarda belirtildiğini dile getirdi.

Özmert, elektrik tesisatına sonradan yapılan ilavelerin gerekli denetimlerden geçmemesi ve yetkin kişiler tarafından yapılmamış olmasının da elektrik tesisatının güvenliğini tehlikeye attığını söyledi.

İSG-BİR Başkanı Yüksel de, binaların elektrikle ilgili işlerinde çoğaltmaların mutlaka teknik personel tarafından yapılması gerektiğine işaret etti.

-“Mümkün olduğunca uzatma kablosu kullanmaktan kaçının”

Çekilen ek kabloların kapasitenin üzerinde çalışmasının, ısınma ve bunun sonucunda da yangına sebebiyet verebileceğini dile getiren Yüksel, uzatma kablosu, ekstra fiş, ek kablo gibi uygulamaların kontrollü olması, topraklama hattına sahip olması, ısıtıcı kullanılan fişlere dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

Yüksel, mümkün olduğunca çoğaltıcı uzatma kablolarının kullanılmaması, kullanılacaksa da elektrik mühendisinden görüş alınması ve evlerde küçük bir yangın söndürme tüpü bulundurulması tavsiyesinde bulundu.

2023 verilerine göre, 134 bina yangınının 59’u elektrik, 19’u sönmemiş sigara izmaritinden, 17’si faal ocak üzerinde unutulan yağın aşırı ısınmasından, 14’ü şömine ve sobadan, 8’i çocukların kibrit veya çakmakla oynamasından, 7’si gaz kaçağı, 6’sı kundaklama, 3’ü kimyasal reaksiyon 1’i ise güneş ışığının cam parçalarından geçerek yoğunlaşması sonucu çıktı.

-“Sönmemiş izmarit yangın nedeni”

İtfaiye Müdürü Gürpınar, sigara izmaritlerinin arazi yangınlarının sebepleri arasında bulunduğuna dikkat çekerek, bu konuya dikkat gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Arazi yangınlarını engellemek için yol kenarlarının, refüjlerin temizlenmesi gerektiğini dile getiren Gürpınar, trafoların olduğu bölgelerde kuru otların temizlenmesi, elektrik santralleri ve çöp alanlarının çevrelerinin temizlenmesinin önem taşıdığını vurguladı. Gürpınar, kişilerin kendi arazilerinde ekim ve biçim dönemlerinde yol kenarlarını ve çevrelerini sürmelerinin olası bir yangında yangını söndürme noktasında yararı olacağını belirtti. Çöp bidonlarına da sigara ve kömür atılmaması gerektiğini dile getiren Gürpınar, söndürülmeden atılan sigara ve kömürün yangına yol açtığını kaydetti.

Özellikle yaz döneminde 1 Mayıs-31 Ekim arasında piknik alanları dışında ateş yakmanın yasak olduğunu anımsatan Gürpınar, “Piknik alanlarda da yakılan ateşin söndürüldüğünden emin olalım” dedi.

2023’teki arazi yangınlarının sebeplerine bakıldığında yangınların 65’i sönmemiş sigara izmariti, 30’u havai elektrik tellerinden düşen kıvılcımlar, 21’i temizlik maksatlı yakılan ateş sonucu, 24’ü kişiler tarafından kasten yakılması, 12’si kaynak ve spiral makinesiyle çalışırken oluşan kıvılcımlardan, 3’ü elektriksel nedenlerden, 2’si güneş ışığının cam parçalarından geçerek yoğunlaşması, 1’i kimyasal reaksiyon, 1’i çakmak kullanarak, 1’i ise tarımsal araçtan çıkan kıvılcımlardan çıktı.

2023-yili-verileri

2024-yili-verileri

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam