Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Yarın 5 Haziran Dünya Çevre Günü… Özdenefe, Çevre Platformu’na üye örgütleri kabul etti

Published

on

Yarın 5 Haziran Dünya Çevre Günü… Gün nedeniyle Çevre Platformu’na üye örgüt temsilcilerini kabul eden Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, “Ne söylerseniz bunları ciddiyetle not edeceğiz ve elimizden geleni yapacağız” dedi.

Zalihe Çavuşoğlu Toplantı Salonu’ndaki kabulde, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekilleri Filiz Besim, Ürün Solyalı, Sıla Usar İncirli ile Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars da yer aldı.

-Özdenefe

Meclis Başkan Yardımcısı Özdenefe kabulde yaptığı konuşmada, önemli bir haftanın içerisinde olunduğunu belirterek, yarın 5 Haziran Dünya Çevre Günü olduğuna dikkat çekti.

Dünya Çevre Günü’nün “hoş sözlerle” kutlanacağını dile getiren Özdenefe, “Ama biz Kıbrıs Türk toplumu olarak ülkemizde çevre ile alakalı gereğini yapıyor muyuz? Özellikle Cumhuriyet Meclisi olarak yapmamız gereken ancak yapmadığımız eksikliklerimiz var mı? Tüm bunların böyle bir zamanda masaya yatırılması bizim için çok önemli” diye konuştu.

Bu çerçevede Çevre Platformu ile bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu belirten Özdenefe, Cumhuriyet Meclisi olarak kısa süre önce Paris Anlaşması ve İklim Değişikliği ile ilgili irade ortaya koyduklarını söyledi. İradenin gereğini yerine getirmek için Platform üyelerinden bilgi almak istediklerini ifade eden Özdenefe, “Ne söylerseniz bunları ciddiyetle not edeceğiz ve elimizden geleni önümüzdeki süreçte yapacağız” dedi.

-Sahir: “Uygulansa çok işe yarayacak yasalar ihlal ediliyor”

Platform adına söz alan Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir ise, aynı sandal içinde olduklarını belirterek, “Dünya bir yerlerden bir yerlere kötü bir güzergahta gidiyorsa biz de içinde sürüklenen bir noktadayız. Hele Kıbrıs’ımız çok etkilenecek bir noktadır” diye konuştu.

Giderek kutlanacak bir şey kalmadığını dile getiren Sahir, çevre adına yapılması gereken ödevleri bir kez de yerinde dile getirmek için Meclis’te olduklarını kaydetti.

Ülkede birçok sorun yaşandığını ifade eden Sahir, “hazırlanmış ancak raflarda bekleyen, tadil edilmeyi bekleyen, çok eskiyen, çelişkide olan yasalar olduğunu” söyledi. Mevcut olan hatta uygulansa çok işe yarayacak yasaların ise “ihlal edildiği” görüşünü ifade eden Doğan Sahir, en önemli gündem maddesinin hukuksal boyut olduğunu belirtti.

Dünya örneklerine bakıldığında çevrenin politik kararların ötesinde olduğuna dikkat çeken Sahir, “Çevre de bir politikadır ama onu konuşmaya korkan politikacılar bile var” dedi. Çevrenin, her şeyin, bütün makamların üzerinde kendi iradesiyle ayakları üzerinde durabilen teknik, bilimsel esaslarla oluşturulmuş bir birimle yönetilmesi gerektiğini kaydeden Doğan Sahir, çevrenin, iradesi, yaptırım gücü olan bir makam olması gerektiğini söyledi.

-Mert: “Tütün ürünlerinin zararlarıyla ilgili mevcut denetim yasası güncellenmeli ve uygulanmalı”

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Çevre, Halk Sağlığı, İnsan Hakları Sorumlusu Dr. Cemal Mert ise, Birliğin, insan sağlığını doğrudan etkileyen bir konu olduğu için çevrenin iyileştirilmesi, geliştirilmesi anlamında Çevre Platformu’nun asli üyelerinden biri olduğunu ifade etti.

2008 yılında Tütün Ürünlerinin Zararlarından Korunma ve Denetim Yasası çıkarıldığına işaret eden Mert, yasanın, bir süre “uygulanır” gibi olduğunu daha sonra rafa kaldırıldığını, şu anda ise uygulanmadığını belirtti.

Dumansız Ada Platformu’nun yayınladığı rapora değinen Mert, yeni nesil tütün ürünlerinin ciddi sağlık ve çevre sorunlarına neden olduğunu söyledi. Cemal Mert, yeni nesil tütün ürünleri atıklarının klasik sigarada olmayan çevresel tahribata yol açtığını kaydetti.

Tütün ürünlerinin zararlarıyla ilgili mevcut denetim yasasının güncellenmesi ve uygulanmasını talep eden Cemal Mert, “Neredeyse eski usul sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanılmasını daha fazla önerecek durumdayız sağlıkçılar olarak” diye konuştu.

Bütün çevre sorunlarının ve yasalarının takip edilmesi, yenilenmesi, denetim mekanizmalarında yeni açılımlar yapılabilmesi için etkin bir Çevre Komitesi’nin Meclis’te kurulması ve çevre örgütleriyle birlikte gündemin takip edilmesi gerektiğini kaydeden Mert, uygulayıcılar üzerinde baskı yapılmasının önemini belirtti.

-Sarpten: “Çevrenin korunması için yapılan çalışmalar ‘cılız’ kalıyor”

Biyologlar Derneği Sosyal İşler Sorumlusu Hasan Sarpten ise, dernek olarak uzun yıllardır 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde çok fazla etkinlik yapmamaya gayret ettiklerini ifade ederek, “Çünkü ülkemizde 364 gün yaşanan çevre tahribatının aslında bir nevi üstünün örtüldüğü bir güne dönüştü 5 Haziran Dünya Çevre Günü” dedi.

Devlet Planlama Örgütü’nün 2022 yılı verilerine değinen Sarpten, ülkede en fazla ihraç edilen ürünlerin yılda 18 Milyon dolar ile narenciye, bir diğerinin ise yılda 43 Milyon dolar ile süt ürünleri olduğunu söyledi.

Bunun karşılığında ithal edilen birinci kalemin yaklaşık 120 Milyon dolar ile fosil yakıt, ikinci kalemin ise inşaat demiri ve çimentosu olduğunu dile getiren Sarpten, bunu ülke açısından “kabul edilemez” olarak niteledi.

Ülkede betona dayalı ve toprakların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapıldığını savunan Hasan Sarpten, çevrenin korunması için yapılan çalışmaların, bunların yanında “cılız” kaldığını kaydetti.

Sarpten, “Betona dayalı ekonomiyi ülkenin birinci sektörü olmaktan çıkardığımız gün, ülkemizde çevreye ve doğaya dair çalışmaları daha ileri götürebileceğimizi düşünüyoruz” dedi.

-İlseven: “Ülkede potansiyel alanlar mevcut, irade yok”

KEMA Vakfı Başkanı İlkay İlseven ise, “tarihsel açıdan çok önemli bir süreçten geçildiğini” belirterek, dünyanın ekolojik bir krize doğru gittiğini söyledi.

Artan ortalama sıcaklıklar nedeniyle her yıl orman yangınlarının artış gösterdiğini ifade eden İlseven, mevcut ormanların korunması ve alanlarının artırılması için ağaçlandırma yapılması gerektiğini belirtti. İlseven, ülkede potansiyel alanların mevcut olmasına karşın iradenin olmadığını savundu.

-İyigün: “Çok az sayıda üretim yapılıyor”

Orman Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet İyigün ise, 1974 öncesi Kuzey Kıbrıs’taki orman alanının 35 bin, bugün ise 77-78 bin hektar civarında olduğunu ifade ederek, bunun yeterli olmadığını kaydetti.

100 bin hektara ulaşılmasının ülke açısından çok iyi olacağını dile getiren İyigün, her yıl meydana gelen yangınların mevcudu azalttığını belirtti. Yangınlardan sonra fidan dikilmesi gerektiğini ancak üretim için ayrılan maddi kaynağın yeterli olmadığını ifade eden İyigün, “Çok az sayıda üretim yapılıyor” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Çavuşoğlu, Azerbaycan’da KKTC üniversiteleri mezunlarıyla buluştu

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan KKTC üniversiteleri mezunlarıyla bir araya geldi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre Çavuşoğlu, Azerbaycan temasları kapsamında, hukuk, mimarlık, işletme ve ekonomi gibi bölümlerden mezun olup Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan Azerbaycanlı mezunlarla buluştu. Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti.

Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ve bu bağlamda özellikle eğitim alanındaki temasların artırılacağını söyledi.

Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, geçmişte Kiril alfabesini öğrenerek Azerbaycan edebiyatına ait bazı eserleri okuduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, KKTC’den mezun olan öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Azerbaycanlı soydaşlarımızı kendimizden ayrı görmüyoruz. KKTC’de dostluklar, arkadaşlıklar edindiniz. Sizler de KKTC’ye geldiğiniz zaman kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz. Bu bağları güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmeler kapsamında, Azerbaycanlı öğrencilerin KKTC’de eğitim almasının önünü açmak adına “önemli adımlar” atıldığını açıklayan Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz Üniversitesi 25, Lefke Avrupa Üniversitesi 25, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı olarak 20 Azerbaycanlı öğrenciye burs vereceğiz” dedi.

Çavuşoğlu, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı’nın da kendi değerlendirmesinin ardından burs katkısında bulunmasıyla, toplamda yaklaşık 100 Azerbaycanlı öğrencinin burslu olarak KKTC’de eğitim görmesinin planlandığını belirtti.

KKTC üniversitelerinin Azerbaycan’da daha görünür hale gelmesi için tanıtım ofisleri açıldığını açıklayan Çavuşoğlu, yapılan bu çalışmalarla iki ülke gençliği arasında yakınlaşmayı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Azerbaycan’da görev yapan başarılı mezunlarla gurur duyduğunu belirten Çavuşoğlu, “Buraya gelişimizin sebebi birlikteliğimizi yeniden hatırlamak ve Türk yurdunu, Türk milletini birlikte yüceltmek için burada olduğumuzu söylemektir” ifadelerini kullandı.

“Geleceği birlikte şekillendirmek için yola devam ediyoruz” diyen Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik köprülerinin eğitim alanında daha da pekiştirileceğini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu’na temaslarında KKTC Bakü Temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç ve  Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen eşlik etti.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar’dan TMT’ye yönelik sosyal medya paylaşımlarına tepki

Published

on

By

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik bazı sosyal medya paylaşımlarına tepki göstererek, “TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı” ifadesini kullandı.

Bayar ayrıca, “Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu” dedi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı ile Harper Orhon tarafından yapılan sosyal medya paylaşımlarında Türk Mukavemet Teşkilatı’na ilişkin bazı ifadelere tepki gösterdi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar, Orhon’un paylaşımıyla ilgili, “TMT saflarında görev yapmış, 55. Bölük Komutanı, eski Mukavemetçi, omuz omuza birlikte savaştığımız Şehit Ecvet Yusuf’un oğlu, Harper Orhon’un Facebook’taki paylaşımını görünce, orada ima ettikleri yalan yanlış, kin dolu, TMT’cilere saldırılarından ve suçlamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz. Bu vesile ile Şehidimiz Ecvet Yusuf’u rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.” dedi.

Bayar, “Harper Orhon’a TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı. Önce bunu hatırlatırız! Harper Orhon da bugün bu paylaşımları yapıyorsa TMT sayesinde paylaşıyor ve TMT sayesinde kendisi de hayattadır. TMT camiasını bu tür suçlamalarından dolayı tekrar tekrar şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

– Bayar’dan Harmancı’ya: “TMT Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediye (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’nın sosyal medya paylaşımına da tepki göstererek, “LTB Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır.’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz” dedi.

Bayar, açıklamasında, “TMT saflarında görev yapmış Mukavemetçi Mücahit Hüseyin Harmancı’nın oğlu, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz ve kendisine TMT’nin Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kurulduğunu bir kez daha hatırlatırız.” ifadelerini kullandı.

Bayar açıklamasında devamla, şunları kaydetti:

“EOKA, adadaki Türkleri yok etmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak için kurulan ve bunu icra ederken, Kıbrıs Türklerine her türlü zulmü, vahşeti ve katliamı yapmaktan çekinmeyen bir örgüttü. TMT ise bir gurup Türkün direniş amaçlı kurduğu, sonradan kadınlarıyla, çocuklarıyla, yaşlılarıyla, öğrencileriyle, çiftçileriyle, öğretmenleriyle elbirliğiyle fedakarca canlarını tehlikeye atarak Kıbrıs Türklerini EOKA terör örgütünden korumak için kurulan bir örgüttü. Sayın Harmancı’nın EOKA ile TMT’yi aynı kefeye koymasından dolayı şiddetle kınarken, kendisine TMT olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türkün kalmayacağını ve adanın çoktan Yunanistan’a bağlanmış olacağını bir kez daha hatırlatırız.”

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a yönelik iddialar içeren kitaba örgütlerden tepki

Published

on

By

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı hedef aldığı gerekçesiyle kamuoyuna yansıyan kitap ve yazarına ilişkin çeşitli örgütler kınama mesajı yayımladı.

– KKTC Karadeniz Kültür Derneği

KKTC Karadeniz Kültür Derneği’nden yapılan açıklamada, söz konusu kitabın Denktaş’a yönelik “aşağılayıcı ifadeler” içerdiğini öğrenmekten derin üzüntü ve öfke duydukları belirtilerek, “Sayın Denktaş, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk dünyasının tarihinde müstesna bir yere sahip, ömrünü halkının bağımsızlığına adamış, ilkeli, onurlu ve kararlı bir liderdir.” denildi.

Açıklamada, Denktaş’a hakaret etmenin sadece onun aziz hatırasına değil, Kıbrıs Türk halkının mücadelesine, şehitlerine ve bağımsızlık iradesine yapılmış “alçakça” bir saldırı olduğu kaydedilerek, “Karadeniz Kültür Derneği olarak bu tür sorumsuz, provokatif, toplumun değerlerini aşağılayan yaklaşımları en sert şekilde kınıyoruz” ifadesine yer verildi.

“Basın özgürlüğü, ifade hürriyeti elbette demokrasimizin temel taşlarındandır. Ancak bu özgürlük, tarihi gerçekleri çarpıtmak, milletin ortak değerlerine hakaret etmek ve toplumu ayrıştırmak için bir araç olarak kullanılamaz.” denilen açıklamada, yayın hakkında yasal sürecin bir an önce başlatılması ve yetkili makamların gereğini yapması çağrısında bulunuldu.

– Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği

Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği Başkanı Kazım And tarafından yapılan açıklamada, hayatını Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığına, onun özgürlük ve bağımsızlığına adayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ve TMT’ye yönelik saldırıların kınandığı kaydedildi.

Açıklamada “Sözde yazar yalan ve iftiralarını tedavüle sürerek; halkımız, Kurucu Cumhurbaşkanımız ve Kıbrıs Türk mücadele tarihini karalayarak kendi ahlak anlayışını gün yüzüne çıkartmıştır.” denildi, Denktaş’ın  “Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri bir geri adım atmayacaksın, her dönemin adamı değil her dönem adam olacaksın.” sözleri hatırlatıldı.

– Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği

KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği’nden (DAAK) yayımlanan açıklamada, Rauf Raif Denktaş’ın yalnızca KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı değil; aynı zamanda bir halkın bağımsızlık ve varoluş mücadelesinin simgesi, ömrünü Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne ve onuruna adamış büyük bir lider olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Denktaş’ın şahsına ve mirasına yönelik yapılan her türlü küçümsemenin, aslında bu halkın tarihine, mücadelesine ve bağımsızlığına yapılmış açık bir saygısızlık olduğu kaydedildi.

“Bu çirkin ve maksatlı ifadeleri şiddetle kınıyor, tarihimize ve milli değerlerimize yapılan bu tür saldırıların karşısında dimdik duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” ifadeleri kullanılan açıklamada, tarihi şahsiyetlerin arkasından edilen hakaretlerin fikir özgürlüğü kisvesi altında meşrulaştırılamayacağı belirtildi.

– Emekli Astsubaylar Derneği

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Esen Ömürlü tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kitapta yer alan ifadeleri ve “seviyesiz” söylemleri derin bir üzüntü ve öfkeyle karşıladıkları kaydedildi.

Açıklamada, “Büyük Kıbrıs Türk mücadelesinin mihenk taşı olan Rauf Raif Denktaş’a yönelik çirkin ve aşağılayıcı ifadelerin yalnızca bireysel ahlaki zaaf değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yapılmış aleni bir saldırı olduğu belirtildi.

“Denktaş, sadece bir devlet adamı değil; aynı zamanda yüz yılı aşkın bir mücadelenin sembolü, halkımızın bağımsızlık ve özgürlük inancının vücut bulmuş halidir. Ona yönelik saldırılar, biz emekli askerlerin, mücahitlerin, halkımızın ve genç nesillerimizin maneviyatına, tarih bilincine ve milli şuuruna yapılmış bir hakarettir.” denilen açıklamada, kitapta kullanılan dilin ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu.

Denktaş’ı karalamaya yönelik  girişimlerin şiddetle kınandığı açıklamada, ilgili mercilerden söz konusu şahsın iftiralarına karşı hukuki sürecin ivedilikle başlatılması, kamuoyunun ise bu türde karalama kampanyalarına duyarlı olması talep edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam