Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Yarkıner:Hurda niteliğindeki araçlara T izni verilmesi kabul edilemez

Published

on

Makina Mühendisleri Odası Başkanı Ayer Yarkıner, 20 yıl önceki standartlarla üretilmiş ve güvenlik sistemlerinden yoksun, ucuz diye alınan ancak ithal izni olmayan araçların kullanıldığı toplu taşımada tüm araçların denetleneceği, güvenliğin asgari şart olacağı şekilde mevzuat ve denetim sisteminin yeniden yapılandırmasının gerektiğini belirtti.

“Trafik güvenliği yok sayılarak eski araçlara ithal izni verilmesinin kabul edilemeyeceğini” savunan Yarkıner, bu kararlarda imzası bulunanların yaptıkları işin doğruluğunu yargı önünde ispat etmesi gerektiğini ileri sürdü.

Yarkıner, dünya otonom taşıt teknolojilerine yönelirken ülkede hala 20 yıl önceki standartlarla üretilen, güvenlik sistemlerinden yoksun, hurda niteliğindeki araçlarla toplu taşıma yapıldığını savundu.

Kısa sürede ülkede iki otobüs yangını ve iki otobüs kazası yaşandığını anımsatan Ayer Yarkıner, hükümetin toplu taşıma araçlarıyla ilgili ithal kararıyla ülkedeki “insan hayatını ucuzlattığını” iddia etti.

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı (KTMMOB) Makina Mühendisleri Odası adına yazılı açıklama yapan Yarkıner, toplu taşımadaki durumu değerlendirerek, önerileri paylaştı.

-“Vurdumduymazlık sürüyor”

Resmi kurumlar tarafından hurdaya çıkarılan araçlara “T” izni verildiğini, bu izinlerin de teknik uygunluk raporu olmadan yenilendiğini savunan Yarkıner, Milli Eğitim Bakanlığı’nın hurda araçlarla öğrenci taşınmasına izin verdiğini ileri sürdü.

Teknik olarak kullanıma uygun olmayan araçların mevzuattaki eksiklik nedeniyle denetlenemediğini, polisin bu sebeple yol denetimlerinde yetersiz kaldığını savunan Ayer Yarkıner, “Aktif sistemleri yetersiz olduğu için devrilen, duramayan ve pasif sistemleri olmadığı için yanan araçlar varken vurdumduymazlık sürüyor” dedi.

-Ara emrine rağmen araçlar yollarda

Yarkıner, Bakanlar Kurulu’nun toplu taşıma araçlarıyla ilgili ithal izni kararının Makina Mühendisleri Odası tarafından yargıya taşındığını anımsatarak, mahkemenin ara emrine rağmen araçların yollarda olduğunu söyledi ve bunu “utanç verici” diye nitelendirdi.

Hukukçularının bu konuda Polis Genel Müdürlüğü’ne gerekli yazıyı göndereceğini de belirten Yarkıner, sonucun kamuoyuyla paylaşılacağını ifade etti.

-“’Ucuz’ diye yapılan tercihlerin toplumsal bedeli çok daha ağır olabilir”

Resmi kurumların araç güvenlik standartlarını göz ardı ederek gerçekleştirdiği araç ithalini durdurmak yerine her kazadan sonra “Araç muayene istasyonları özelleştirilecek” açıklaması yaptığını savunan Yarkıner, bu açıklamaların “Sorumsuz, bilgisiz ve şaibeli” olduğunu iddia etti.

Yarkıner, böyle bir karar alınması halinde Makina Mühendisleri Odası’nın konuyu yargıya taşımaktan çekinmeyeceğini de belirterek, bu alandaki özelleştirmenin ülke gelirlerini geçerli neden olmaksızın başkalarına aktarmak anlamına geleceğini söyledi.

Eskimiş, güvenliği olmayan, ‘ucuzdur’ diye satın alınan taşıtlarla trafik güvenliği sağlanamayacağını vurgulayan Yarkıner, “ ‘Ucuz’ diye yapılan tercihlerin toplumsal bedeli çok daha ağır olabilir. Bu durum derhal değiştirilmeli, somut adımlar atılmalı” dedi.

Trafik Komisyonu toplantılarında faydalı hiçbir kamusal karar üretilmediğini savunan Yarkıner, Makina Mühendisleri Odası’nın bu alandaki önerilerini de paylaştı.

-“Tüm toplu taşıma araçları acil olarak denetimden geçirilmeli”

Ayer Yarkıner, turist ve öğrenci servisleri dahil tüm toplu taşıma araçlarının acil olarak denetimden geçirilmesi; aktif ve pasif güvenlik sistemlerinin asgari şart olarak belirlenmesi; araç ithalatı ve kullanım ömrü için yasal düzenleme yapılması gerektiğini söyledi.

Mevzuat ve denetim sisteminin yeniden yapılandırılmasının şart olduğunu vurgulayan Yarkıner, Makina Mühendisleri Odası’nın teknik görüşleri doğrultusunda yeni sistemlerin tasarlanması, yol denetim ve istasyon denetim standartlarının yasallaşması gerektiğini ifade etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Karadeniz Kültür Derneği, Yeniboğaziçi ve LAÇ belediyelerinden eş zamanlı plaj temizliği

Published

on

By

Karadeniz Kültür Derneği, Yeniboğaziçi Belediyesi ve Lapta Alsancak Çamlıbel (LAÇ) Belediyesi iş birliğiyle çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla eş zamanlı bir plaj temizliği etkinliği yaptı. 

Karadeniz Kültür Derneğinden verilen bilgiye göre gönüllüler ile belediye ekiplerinin katıldığı etkinlikte bu sabah eş zamanlı olarak iki farklı bölgede  Yeniboğaziçi Belediyesi Plajı ve LAÇ Belediyesine bağlı plajların temizliği yapıldı.

Etkinlikte konuşan Temiz Kumsallar Komitesi Sözcüsü Emin Yazıcı, bugünkü temizlik kampanyasıyla farkındalık oluşturmak istediklerini  belirterek, “Amacımız, gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakmak ve bu konuda sürdürülebilir projeler üretmek” dedi.

Halkın bu tür etkinliklere destek vermesinin çevre bilincinin gelişmesi açısından önemli olduğuna da dikkat çeken Yazıcı, “Temiz bir dünya, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu projemize ortak olan LAÇ Belediyesi, Yeniboğaziçi Belediyesi, Cittaslow ekibi, sosyal gençlik derneğine ve Karadeniz Kültür Derneği yönetimine, üyelerine ve katkı sağlayan tüm duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ederiz.” dedi.

 

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

KKTC’deki öğrencilik yıllarında tadından etkilendiği yaban mersininin Zonguldak’ta üreticisi oldu

Published

on

By

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde yaşayan psikolog Selçuk Kaymak, öğrencilik yıllarında tadından etkilendiği tıbbi ve aromatik bitkilerden yaban mersini (mavi yemiş) yetiştirmeye başladı.

Kentte bir kurumda psikolog olarak görev yapan 31 yaşındaki Kaymak, KKTC’de üniversite eğitimi aldığı yıllarda ilk kez yediği yaban mersininin tadını beğendi.

Çocukluk yıllarından bu yana doğa ve toprakla iç içe büyüyen Kaymak, zaman içerisinde eğitimini tamamlayıp mesleğini eline almasının ardından belirli zamanlarda şehir stresinden uzak kalmak, toprak ve hayvancılıkla uğraşan ailesine katkı sağlamak amacıyla yaban mersini yetiştirmeye karar verdi.

Araştırmalar yapan Kaymak, bu meyveyi yetiştirmek için Litvanya’dan özel olarak toprak, İstanbul’dan da fidanları getirtti. Babasına ait iki dönümlük bahçede üretime başlayan Kaymak, ilk hasadını geçen yıl yaptı.

İşten kalan zamanlarını bahçede geçiren ve bahçeye gelenlere mahsulü doğrudan toplama imkanı da sunan Kaymak, gayretiyle gençlere örnek olmayı hedefliyor.

– “Kesinlikle ticari amaç gütmüyorum”

Selçuk Kaymak, AA muhabirine, köyde doğup büyüdüğünü, doğaya ve toprağa karşı her zaman ilgisinin olduğunu söyledi.

Yaban mersinini ilk kez KKTC’de tükettiğini ve tadını beğendiğini aktaran Kaymak, daha sonraları bununla ilgili araştırmalar yaptığını, mesleğini eline aldıktan sonra da babasının bahçesinde bu işi yapmaya karar verdiğini anlattı.

Kaymak, iki dönümlük arazide çalışmalara başladığını belirterek, “Bin fidanım var. Yaklaşık 2,5 yıldır bu işi tamamen doğal, kendi imkanlarımla, otomasyon sistemim olmadan yapmaya çalışıyorum. Bu yıl ikinci kez hasat ediyorum. Severek yapıp bu işte olmaya çalışıyorum.” dedi.

Toprakla uğraşmayı sevdiğini dile getiren Kaymak, şöyle devam etti:

“Bu işi yapabilir miyim diye düşündüm. Büyük emekler sonucunda bahçeyi kurdum. Bahçeyi kurarken de ailem ve yakınlarımdan destek aldım. Yaban mersini içerisinde zaten bin adet, ‘hobi amaçlı üretim’ olarak geçer çünkü genelde büyük bahçelerde 20-25 bin fidan bulunur. Kesinlikle ticari amaç gütmüyorum. Aileme kazancı oluyor. Benimki hobi, zaman geçirme. Doğayla, toprakla buluşarak kendimi deşarj etme yöntemi olarak bu bahçeyi kullanıyorum. Mesleki olarak söylersem, benim terapi yöntemim. Doğa bizi gerçekten tamir ediyor. Buna her zaman inanırım.”

Kaymak, yaban mersininin, içerdiği yüksek antioksidan, vitamin ve mineral değerleri sayesinde faydalı olduğunu aktardı.

Yaban mersininin özel besleme ve bakım koşulları olduğunu, özel toprak istediğini anlatan Kaymak, meyvenin bakımıyla sabırla ve özenle ilgilendiğini dile getirdi.

Kaymak, bir işi gerçekleştirmek için istekli olmanın önemine işaret ederek, “Bir şeyi yapabilme gücü insanların içinde varsa kesinlikle bırakmasınlar çünkü ben bunu hissettim ve isteyerek başladım. Fidanlarımı İstanbul’dan getirtip evimin önüne koyduğumda, ‘Bunlar ne?’ diye söylenenler muhakkak olmuştur. Bu hale gelebileceğine kimse inanmamıştır ama ben inanıyordum.” ifadelerini kullandı.

İnanmanın başarmanın yarısı olduğunu vurgulayan Kaymak, “Bu işin severek yapılması gerekiyor. Sadece ticari amaçla bu işi yapacaklarsa yapmasınlar. Bahçemdeki her fidanı tanıyorum. Onların ne durumda olduğunu takip etmeye çalışıyorum.” diye konuştu.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar, Melbourne’daki 20 Temmuz etkinliğine canlı bağlantı ile katıldı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Avustralya’nın Melbourne kentinde North Cyprus Turkish Community of Victoria (Viktorya Kuzey Kıbrıs Türk Cemiyeti) ve bu derneğin Yaşlılar Kolu tarafından düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenine canlı bağlantı ile katılarak Kıbrıs Türk toplumuna seslendi.

Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre etkinlikte, Cumhurbaşkanı Tatar’ın mesajı, salonda bulunan konuklar tarafından ilgiyle karşılandı.

Cumhurbaşkanı Tatar, mesajında, Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesinin önemine vurgu yaparak, Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümünü gururla andıklarını belirtti. Törende katılımcılara, “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nız kutlu olsun” mesajı iletildi.

Törene, Melbourne KKTC Fahri Temsilcisi Hasan Sayar, Türkiye Cumhuriyeti Melbourne Başkonsolosu Doğan Ferhat Işık, geçmişte Melbourne Başkonsolosluğu ve Lefkoşa Büyükelçiliği Müsteşarlığı görevlerinde bulunan Mehmet Seyit Apak, North Cyprus Turkish Community of Victoria Başkanı  Lütfiye Ali, Yaşlılar Kolu Başkanı Emel Hüseyin, Viktorya Kıbrıs Türk Gaziler Derneği Başkanı Hüseyin Sonuç, Cumhurbaşkanlığı Yurt Dışı Kıbrıslı Türkler Komitesi Avustralya üyesi ve Kıbrıs Türk Profesyoneller Odası Başkanı Nevin Hüseyin, iş insanları Yüksel Kemal ve Soner Hüseyin, Kıbrıs Türk asıllı futbolcu Aziz Behic’in babası Yaşar Behic, ve cemiyet mensuplarından Numan Atılgan Turan da katıldı.

Törenin devamında, “geçmişin acı dolu hatıraları paylaşıldı” belirtilen açıklamada, “Mücahitler, esaret ve zulümle geçen yıllardaki yaşanmışlıklarını anlatarak duygu dolu anlar yaşattı. Emel Hüseyin’in kendi yazdığı ‘Karaoğlan’ adlı şiiri okuması ise büyük beğeni topladı” denildi.

Etkinlik, Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümüne özel hazırlanan pastanın kesilmesi ve ikramlarla sona erdi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam