Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği, Sevgililer Gününde yayımladığı mesajında vurguladı: Aşk yaşla azalmaz, insan hakları da azalmamalı

Published

on

Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği, Sevgililer Günü’nde yaptığı açıklamada, “Aşk yaşla azalmaz, insan hakları da azalmamalı” mesajı göndererek, ülkede yaşlı haklarının iyileştirilmesi ve yaşlı bakım sektörünün gelişiminin desteklenmesi için gerekli adımların atılması çağrısını yineledi.

Dernek tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Yaşlılarımızı ne kadar seviyoruz?” sorusunu yöneltilerek, ülkede mevcut yaşlı haklarının durumuna ve yaşlı bakım sektöründeki eksikliklere dikkat çekildi.

Yaşlıların, “Sıcak aile odaklı Kıbrıs kültürünün parlayan temsilcileri” olduğu ifade edilen açıklamada,

“Öyleyse neden Kuzey Kıbrıs’ta onları sevmiyor gibiyiz? Toplum değişti, yaşam maliyetleri yüksek, her iki eş de geçinmek için çalışıyor. Ayrıca, aile üyelerinin bakımı yerine profesyonel yaşlı bakımını dışarıdan temin etme tabusu da yavaş yavaş azalmaktadır. Değişen toplum ve nüfusa rağmen sosyal politika bu değişimlere yetişememiştir. Peki yaşlılarımızı ne kadar seviyoruz?” sorusu yöneltildi.

Açıklamada, Dernek, Birleşmiş Milletler’in yaşılar için “bağımsızlık”, “katılım”, “bakım”, “kendini gerçekleştirme” ve “onur” ilkelerine göre ülkedeki mevcut yaşlı hakları ve yaşlı bakım sektörünü de değerlendirerek, ülkenin yaşlı hakları açısından “yetersiz” olduğu tespitinde bulundu.

Açıklamada, “Kaliteli destek ve bakıma erişimlerini sağlıyor muyuz; yeterli yiyecek, su, barınak, giyecek ve sağlık bakımı? Evlerinde kalmalarına izin veren yasal, denetlenebilir, erişilebilir ve kaliteli ev bakımı hizmetlerimiz var mı? Onlara insancıl ve güvenli bir ortamda koruma, rehabilitasyon ve sosyal ve zihinsel teşvik sağlayan uygun düzeyde kurumsal bakım sağlıyor muyuz? Onurlarına, inançlarına, ihtiyaçlarına ve mahremiyetlerine tam saygı ve bakımları ve yaşam kaliteleri hakkında karar verme hakları da dahil olmak üzere, herhangi bir barınak, bakım veya tedavi tesisinde yaşarken insan haklarından ve temel özgürlüklerden yararlanabiliyorlar mı? Onurlu ve güvenli bir şekilde yaşayabiliyorlar mı ve sömürüden ve fiziksel veya zihinsel istismardan arınmışlar mı? Yaşlı kişilere yaş, cinsiyet, ırk veya etnik köken, engellilik veya diğer statüleri ne olursa olsun adil davranılıyor mu ve ekonomik katkılarından bağımsız olarak değer veriliyor mu?” da dahil olmak üzere birtakım sorular sorularak, bu konularda ülkedeki yaşlı haklarının temin edilmesinde “yetersiz” olduğu tespitinde bulunuldu.

DERNEKTEN 6 MADDELİK ÖNERİLER

“Şu anda Kuzey Kıbrıs’ta yaşlı haklarının korkunç tablosu” bulunduğuna işaret eden Dernek, yaşlı haklarının güvence altına alınması için altı maddeden oluşan önerilerini açıkladı ve bu konuda adımlar atılması yönündeki çağrısını yineledi:

“1. Bakım evlerinin standartlarını belirleyecek yeni bir bakımevi düzenleme yasasının acilen çıkarılıp yürürlüğe girmesi ve fiilen uygulandığı devlet organları tarafından takip edilmesi,

2. KKTC’de yaşlı bakımı sektörünün gelişimini desteklemek için devlet teşviki veren yeni hükümet politikalarının geliştirilmesi, girişimcilerin huzurevleri, yardımlı yaşam tesisleri, bakımevleri vb. yaşlı bakımı için tesisler inşa etmeleri için teşvik politikalarının sağlanması,

3. Üniversite geriatri bölümleri ile işbirliği içinde yaşlı bakıcılarına eğitim olanakları sağlanması,

4. Hasta, savunmasız veya hareket sorunları olan herkesin nitelikli bakıcılardan/hemşirelerden

yararlanabilmesi için yasal, şeffaf ve erişilebilir yollarla evde bakım hizmetlerine erişimin sağlanması,

5. Türkçe bilmeyen kimsesiz yabancı yaşlılar için sosyal desteğin sağlanması ve bakım evlerinde farklı dil bilen personel çalıştırılması için destek verilmesi,

6. Savunmasız, kimsesiz yaşlıların veya ölümcül hastaların onurlu ve saygılı bir şekilde tedavi edildiği uzun süreli bakımevlerinin kurulması ve gelişmesine destek verilmesi ve bu bakımevlerine erişimin sağlanması. Bakımevlerinin erişilebilir, yasalarla düzenlenmiş, sürdürülebilir, uygun fiyatlı ve misafirperver olması gereklidir.

Yılda bir veya iki kez ziyaret edip, yaşlılarımızı elden bir öpücük vermek yeterli değildir. Yaşlılarımızı gerçekten seviyorsak onların haklarını korumalıyız.”

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Güneş Sistemi’nin kıyısında garip bir ‘fosil dünya’ keşfedildi

Published

on

By

Gökbilimciler, Güneş Sistemi’nin uzak sınırlarında “Ammonite” adı verilen gizemli bir gökcismi keşfetti.

Ammonite, Neptün’ün ötesinde yer alan ve Trans-Neptunian Object (TNO) olarak sınıflandırılan bir cisim. Ancak onu özel kılan, yörüngesinin son derece eliptik olması.

Bu özelliğiyle, tıpkı Sedna gibi yalnızca üç benzeri daha bulunan Sednoid grubuna dahil edildi. Sednoid’ler, Güneş’e en yakın geçiş noktaları (perihelion) 60 astronomik birimin (au) çok üzerinde olan nadir nesneler.

Gökbilimciler, bu nesnelerin yörüngelerini açıklamak için Gezegen Dokuz adını verdikleri, henüz keşfedilmemiş büyük bir gezegenin varlığını öne sürüyor. Ancak Ammonite’in yörüngesi, mevcut Sednoid’lerden farklılık gösteriyor. Araştırmacılara göre bu durum, Gezegen Dokuz hipotezini daha da karmaşık hâle getiriyor.

4.5 milyar yıldır değişmeyen yörünge

Ammonite’in yörüngesi, bilgisayar simülasyonlarına göre Güneş Sistemi’nin oluşumundan bu yana, yaklaşık 4.5 milyar yıldır kararlı bir şekilde seyrediyor. Nesne ilk kez 2023 yılında Subaru Teleskobu’yla tespit edildi, ancak kesin tanımlama 2024’te Kanada-Fransa-Hawaii Teleskobu ve arşiv verileriyle doğrulandı.

Keşif, FOSSIL (Formation of the Outer Solar System: An Icy Legacy) adlı gözlem programı kapsamında yapıldı. Program, Güneş Sistemi’nin uzak bölgelerindeki buzul nesneleri araştırmayı amaçlıyor.

“Q-boşluğu”nu dolduran ilk nesne

Ammonite, şimdiye kadar gözlemlenememiş bir yörünge bölgesinde yer alıyor. Bu bölge, gökbilimcilerin “q-gap” adını verdiği ve neden boş kaldığı bilinmeyen bir yörünge aralığını temsil ediyordu. Araştırmanın yazarlarına göre, Ammonite bu boşluğu doldurarak önemli bir eksik halkayı tamamladı.

Yeni sorular doğuruyor

Çalışmanın ortak yazarı Dr. Yukun Huang’a göre, Ammonite’in yörüngesinin diğer Sednoid’lerle uyuşmaması, Gezegen Dokuz’un varlığını sorgulayan bir durum olabilir. Huang, bu nesnelerin oluşumunda, zamanında Güneş Sistemi’nde bulunan ama sonra dışarı atılan bir gezegenin etkili olabileceğini öne sürdü.

Ayrıca, bazı teorilere göre bu tür uzak nesneler; Güneş’in yıldız kümesi içindeki erken döneminde başka yıldızlarla yaşanan etkileşimler, hatta başka sistemlerden yakalanmış cisimler sonucu oluşmuş olabilir.

Gezegen Dokuz ortaya çıkabilir mi?

Ammonite’in keşfi, Gezegen Dokuz’un yörüngesini daraltıyor ve muhtemel saklanma alanlarını azaltıyor. Gökbilimciler henüz bu varsayımsal gezegeni gözlemleyemedi, ancak umutlar yeni nesil teleskoplarda.

Vera Rubin Gözlemevi, yakında on yıl sürecek LSST (Legacy Survey of Space and Time) projesine başlayacak. Bu teleskop, Güneş Sistemi’ndeki en karanlık ve zor tespit edilen nesneleri gözlemlemek için tasarlandı. Eğer Gezegen Dokuz gerçekten varsa, Rubin bu bilinmeyen devi ortaya çıkarabilecek en güçlü aday olabilir.

Devamını Oku

Dünya

Madrid’de devam eden orman yangınlarından kaynaklanan duman gökyüzünü kapladı

Published

on

By

İspanya’nın başkenti Madrid’de henüz kontrol altına alınamayan orman yangınlarından kaynaklanan duman, gökyüzünü kapladı.

Madrid’in 50 kilometre güneybatısında yer alan Mentrida kasabası civarında orman yangını çıktı.

Yaklaşık 3 bin hektarlık alanın kül olduğu yangından kaynaklanan duman, Madrid’de gökyüzünün tamamen kaplanıp turuncu bir görüntünün oluşmasına yol açtı.

Yangınların henüz kontrol altına alınamadığını belirten yetkililer, vatandaşlara evlerinde kalmalarını ve pencerelerini kapatmalarını tavsiye etti.

Devamını Oku

Dünya

BM: 18 Mart’tan bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişi yerinden edildi

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM), mart ayında İsrail’in ateşkesi bozmasından bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişinin yerinden edildiğini bildirdi.

BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Stephanie Tremblay, günlük basın toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Bölgedeki meslektaşlarından edindiği bilgiyi aktaran Tremblay, sadece 8-15 Temmuz’da Gazze’de 11 bin 500 kişinin yerinden edildiğini belirtti.

Tremblay, diğer taraftan 18 Mart’ta İsrail’in ateşkesi bozmasından bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişinin yerinden edildiğini söyledi.

Gazze’de hemen hemen herkesin yerinden edildiğine dikkati çeken Tremblay, bazı kişilerin birkaç kez yerinden edildiğini vurguladı.

– “İbadethanelere yönelik saldırılar kabul edilemez”

Tremblay, BM Genel Sekreteri’nin Gazze kentinin kuzeyinde yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı Kutsal Aile Kilisesi’ne (Latin Manastırı) yönelik saldırıyı şiddetle kınadığını bildirdi.

İbadethanelere yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunun altını çizen Tremblay, aynı zamanda sığınan insanların hedef alınmaması gerektiğini söyledi.

Tremblay, AA muhabirinin, “Genel Sekreter İsrail tarafından, El-Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi’nin statüsünün değiştirilmesine ne tepki veriyor?” sorusuna ise bu konuya ilişkin gelişmelerden henüz haberdar olmadığını ifade etti.

BM Sözcü Yardımcısı, “Ancak her zaman tüm ibadethanelerin korunması çağrısında bulunuyoruz.” dedi.

Israel Hayom gazetesinde yer alan haberde, Tel Aviv yönetiminin El Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi üzerindeki yetkileri El Halil Belediyesinden alarak bölgedeki yasa dışı yerleşim birimlerinden “Kiryat Arba” yönetimine verildiği belirtilmişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam