Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) tarafından “Doğumunun 101. Yılında Rauf R. Denktaş Panel ve Fotoğraf Sergisi” düzenlendi.
ASBÜ Kuzey Kıbrıs Yerleşkesi Konferans Salonu’nda, T.C. Lefkoşa Büyükelçiliği himayesinde ve Yunus Emre Enstitüsü ortaklığıyla gerçekleşen etkinliğe Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, T.C. Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, ASBÜ akademik ve idari kadrosu öğrenciler ve davetliler katıldı.
Konuşmalar ile başlayan etkinlikte daha sonra Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, T.C. Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim panelistler, Prof. Dr. Ata Atun, Dr. Zeki Akçam ve Av. Murat Özad’a teşekkür belgesi takdim etti.
-Serim: “Denktaş, sadece bir lider değil çok yönlü bir değer olarak tarih sahnesinde öne çıktı”
Etkinlikte ilk sözü alan, T.C. Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Rauf Raif Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının haklarını savunmak, bağımsızlığını ve özgürlüğünü güvence altına almak için ömrünü adadığı davasıyla özdeşleşmiş bir lider olduğunu vurguladı.
“Unutulmaz devlet adamı Mücahit Rauf Denktaş Kıbrıs Türk halkının içinden geçtiği en zor zamanlarda kararlılığı, cesareti, mücadele azmi ve ileri görüşlülüğüyle halkına umut olmuş ve öncülük etmiştir.” diyen Serim, Denktaş’ın, hukukçu, diplomat, fikir adamı, öğretmen ve sanatçı kimlikleriyle sadece bir lider değil, çok yönlü bir değer olarak tarih sahnesinde öne çıktığını belirtti.
Denktaş’ın, tüm Türk dünyası için bir ilham kaynağı olduğunu ifade eden Serim, inancından ve davasından asla taviz vermeyen, Denktaş’ın son nefesine kadar Kıbrıslı Türklerinin hak ve menfaatlerini korumak için çaba gösterdiğini söyledi.
Serim, Denktaş’ın, Kıbrıs Türklerinin, gördükleri zulme, baskılara ve zorluklara boyun eğmeden, varoluş mücadelesini başarıyla sürdürebilmeleri ve bu uğurda ihtiyaç duydukları inancın tahkimi için ağır ama tarihi bir rol üstlendiğini kaydetti. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti işte bu haklı ve ısrarlı çabalar neticesinde kurulabilmiştir ve Kıbrıs Türk halkı bugün ay yıldızlı bayraklarının gölgesinde huzur ve barış içerisinde yaşamaktadırlar.” diyen Serim, bağımsızlık, özgürlük ve birlik ideallerine sıkı sıkıya sarılarak gelecek nesillerin bu mirası daha güçlü şekilde özümsemesini sağlamanın elzem olduğunu vurguladı.
Denktaş’ın en büyük hayalinin halkının bir azınlık olarak görülmemesi, eşit statüye sahip, özgür ve refah içerisinde yaşayan bir millet olarak varlığını sürdürmesi olduğunu vurgulayan Serim, Denktaş’ın, mücadelesi boyunca Türkiye Cumhuriyeti’ne daima güvendiğini ve haksız çıkmadığını hatırlattı.
Serim, Türkiye Cumhuriyeti’nin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ihtiyaç duyduğu her alanda, her an, her mecrada ve her şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanında olacağını vurguladı.
-Tatar: “İki devletli çözüm, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın da savunduğu yaklaşımdı”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da etkinlikte yaptığı konuşmada, kendilerinin savunduğu iki devletli çözüm yaklaşımının, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın da savunduğu çözüm yöntemi olduğunu dile getirdi.
Federasyon temelli görüşmelerin başarısız olduğunu kaydeden Tatar, Denktaş’ın devletten asla vazgeçilmemesi gerektiğini vurguladığına işaret etti.
67 yıl önce Kıbrıs Türk halkının sömürge yönetimine başkaldırışının yıldönümü olduğunu kaydeden Tatar, o günlerde de Kıbrıs’ta iki halk olduğunun dünyaya haykırıldığını dile getirdi.
Millî mücadele yıllarına ve Kıbrıslı Türkler’in yaşadıklarına değinen Tatar, o günlerde Denktaş’ın bir lider olarak ortaya çıktığını dile getirdi. Köyden köye gitmenin bile tehlikeli olduğu zamanlardan geçildiğini ve bugün hala bulunamamış kayıplar olduğunu belirten Tatar, o günlerden bugünlere Denktaş’ın liderliğiyle gelindiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük’ün bayrağı Denktaş’a bıraktığını, 1974 Barış Harekâtı ile Denktaş’ın Türkiye’nin de tanıdığı bir lider haline geldiğini kaydetti. Denktaş’ın hayatının acılarla ve fedakârlıklarla dolu olduğunu ifade eden Tatar, Denktaş’ın mücahitlik yıllarına da değindi
Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın, halkının yanında olmak için gecenin karanlığında sandala binerek adaya gelmeye çalışarak, ölüm de dahil her şeyi göze aldığına işaret ettiğini belirten Tatar, sonraki yıllarda Denktaş’ın bir hukukçu ve bir müzakereci olarak mücadelesini sürdürdüğünü kaydetti.
Tatar, Kıbrıslı Rumlar’ın Kıbrıslı Türkleri azınlık olarak gördüğünü ancak yüzyıllarca süren Osmanlı egemenliğinin unutulduğunu dile getirdi. Denktaş’ın Kıbrıs Türk mücadele tarihinin en önemli kahramanlarından olduğunu ifade eden Tatar, Kıbrıslı Türkleri ezip bir azınlık haline getirmek isteyenlere asla geçit vermediğini söyledi. Tatar, bugün gelinen noktada, eskiden Denktaş’a muhalefet edenlerin dahi “Denktaş haklıydı” dediğini kaydetti.
2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın bir süre önce bir Rum gazetesine verdiği demece değinerek, eleştirilerde bulunan Tatar, kendilerinden farklı siyaset güdenlerin dönemlerinde de anlaşmaya ulaşılamadığına işaret etti. “Bu zihniyetler, Türkiye Cumhuriyeti garantisinden vazgeçmeye razı” diyerek eleştiren Tatar, kendilerinin onurlu bir siyaset yürüttüklerini dile getirdi.
Muhalefetin barış için mücadele ettiğini söylediğini ancak barışın zaten 1974’te geldiğini kaydeden Tatar, başka çıkarımlar elde etmek için egemenlikten vazgeçmemek gerektiğini dile getirdi. Tatar bir anlaşma olacaksa KKTC’nin mutlaka bu anlaşmanın parçası olması gerektiğini vurguladı.
Tek egemenlik tek kimlik olması durumunda Kıbrıslı Türklerin milli kimliğinin tehdit altına gireceğini belirten Tatar, kendisinin bu görüşlerinin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da ifade edildiğini kaydetti. Tatar, bu gerçekleri en kısa sürede muhalefetin de anlaması temennisinde bulundu. “Bizim siyasetimiz milli siyasettir” diyen Tatar, bu siyasetlerini de Türkiye ile iş birliği halinde yürüttüklerini kaydetti.
Bölgedeki gelişmelere de işaret eden Tatar, iki devletli çözümün kaçınılmaz hale geldiğini belirtti.
Açılış konuşmalarının ardından panele geçildi. Etkinlik, serginin gezilmesiyle son buldu.