Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Yollarda alkol tehlikesi

Published

on

2018’den bu yana KKTC’de 12 binden fazla sürücü alkolden rapor edildi. 6 yıla yakın bu sürede alkollü sürücülerin karıştığı 1500 civarındaki kazada 54 kişi hayatını kaybederken, 500’den fazla kişi de yaralandı. Uzun ve ağır tedavilere rağmen birçok insan da eski sağlığına kavuşamadı.

Alkol, trafikte kaza riskini artıran faktörlerin başında gelse de KKTC’de her yıl ortalama 2 bin kişi alkollü sürüşten rapor ediliyor, bazı sürücülerin nefesindeki alkol oranı 300-400 promile kadar çıkıyor ki bu oran, kişinin dengesinde ve koordinasyonda bozulmaya neden olan ciddi bir sarhoşluk hali demek.

Kayıtlı araç sayısının 470 bin olduğu KKTC’de ölümlü trafik kazaları her dönem toplumun da devlet ve hükümet yetkililerinin de gündeminde ancak uyarılara, cezalara ve kayıplara rağmen ölüme ve kalıcı sakatlıklara neden olan trafik kazaları azalmıyor, birçok aile dinmeyen acılarla baş başa kalıyor, ateş de düştüğü yeri yakıyor.

Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuşan uzmanların da alkollü sürücülerin karıştığı kazalarda mağdur olanların da vurguladığı aynı şey: “Bu gidişe ‘dur’ densin.”

Cezaların daha caydırıcı olması için adım atan Polis Genel Müdürlüğü, hazırladığı yasal düzenlemeyi Ulaştırma Bakanlığı’na iletti…

Polis Genel Müdürlüğü (PGM) Trafik Müdürü İbrahim Ulusoy, Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Dr. Mehmet Zeki Avcı, alkol, uyuşturucu gibi bağımlıklar üzerine önemli çalışmaları bulunan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Çakıcı bu konudaki verileri ve değerlendirmelerini TAK’la paylaştı. 68 yaşındaki Güzelyurtlu Birsen Yarkın ise alkolün trafikteki etkisini yaşadıklarına dayanarak, bir kazazede olarak anlattı.

-Ulusoy: “Kazaları, sadece polis kontrolleriyle önleyebilmek mümkün değil”

PGM Trafik Müdürü İbrahim Ulusoy, ölümlü kazaların çoğunlukla 100 miligramın üzerindeki alkol oranlarında meydana geldiğini belirtti.

Ulusoy, trafikteki cezaların daha caydırıcı olması için Polis Genel Müdürlüğü’nün yasal bir düzenleme hazırladığını söyleyerek, nefesinde belli oranın üzerinde alkol tespit edilen sürücülerin sabit ceza ödemek yerine mahkemeye sevk edilmesini de öngören bu düzenlemeyi Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na ilettiklerini söyledi.

İbrahim Ulusoy, trafikte tedbirsizlik ve dikkatsizlik yüzünden ölüme neden olan birinin brüt asgari ücretin 50 katına kadar para cezasına veya 7 yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabileceğini anımsatarak, yeni önerdikleri yasal düzenleme hayata geçirilirse bu suçun alkol veya uyuşturucu tesiri altında işlenmesi halinde cezanın 14 yıla ve asgari ücretin 75 katına kadar çıkarılabileceğini bildirdi.

Ulusoy, “Denetimlerimiz 24 saat sürüyor ama takdir edersiniz ki kazaları sadece polis kontrolleriyle önleyebilmek mümkün değil. Halkın bilinçli ve trafik kurallarına riayet ederek araç sürmesi, polisin kontrollerinden çok daha önemli” dedi.

-Avcı: “Alkolle ilgili rakamlar meclise mesajdır…200 bin sterlinlik araba sürenler mevcut para cezalarından korkmuyor”

Trafik Kazalarını Önleme Derneği (TKÖD) Başkanı Dr. Mehmet Zeki Avcı, 150 promilden fazla alkollü olduğu tespit edilen sürücülerin mahkemeye sevk edilmesinin, alkollü sürüşün önüne geçilebileceğini kaydederek, “Şehir içlerinde 300-400 promil alkolle kazaya karışan sürücüler var. Buna ancak caydırıcı cezalarla ‘dur’ denilebilir. 200 bin sterlinlik araba sürenler mevcut para cezalarından korkmuyor” dedi.

Belli bir limitin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücülerin tutuklandığını ancak mahkemeye sevk edilmediğini de kaydeden Avcı, “Alkollü sürücü ayılana kadar poliste misafir ediliyor, verdiği rahatsızlık da cabası…” diye konuştu.

Avcı, trafikteki denetim sonuçlarını şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaştığı için Polis Genel Müdürlüğü’ne teşekkür de ederek, rakamların siyasilere de Meclis’e de mesaj olduğunu söyledi.

Ülkedeki sürücü yapısının değiştiğini ifade eden Mehmet Avcı, son dönemde kazalara karışan lüks araçlarla kiralık araçlara dikkat çekerek, arabaların böyle sürücülerin elinde suç aletine dönüştüğünü kaydetti.

-Çakıcı: “Eğitim eksik, tedbir eksik, bağımlılığın tedavi boyutu da eksik. Ne bekliyoruz..?”

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Çakıcı da konuyla ilgili değerlendirmesinde, istatistiklere göre, en çok suçun alkol tüketiminin de fazla olduğu yaz aylarında işlendiğini söyleyerek, “Alkol kullanımı arttıkça suç oranları, trafik kazaları, şiddet olayları artar…” dedi.

Alkol tüketiminin yadırganmadığı bir toplumda yaşadığımızı kaydeden Çakıcı, “Alkol, kültürümüzün bir parçasıdır. O nedenle kişi alkolü bir meşrubat gibi algılar, etkilerini küçümser ya da farkında olmaz…Alkollüdür ama ‘değilim’ deyip yola çıkar…” şeklinde konuştu.

Alkolün en önemli etkisinin insanın kontrol mekanizması üstünde olduğunu da aktaran Mehmet Çakıcı, “Alkol alan kişi kendini daha cesaretli, daha rahat hisseder. İçinde öfke varsa öfke, hüzün varsa hüzün, neşe varsa neşe, huzursuzluk varsa huzursuzluk çıkar. Takıntılıysa o büyür, şüpheliyse şüpheleri artar…” dedi.

Alkol alan kişilerin artan güven duygusuyla tehlikeli şeyleri de deneyebileceğini, tacize, şiddet olaylarına karışabileceğini hatta daha rahat şekilde uyuşturucu içebileceğini ifade eden Çakıcı, şöyle devam etti:

“Kumar da bunlarla iç içedir. Çok alkol aldığınızda daha fazla kumar oynayıp daha fazla para kaybedebilirsiniz. Bağımlılıkların hepsi bir bütündür ve bağımlılar trafiktedir, maçtadır, bardadır, her yerdedir… Bizim gerçeğimiz budur. Bağımlıları ayıklayacak mekanizmamız da vizyonumuz da yoktur. Bu ülkenin en büyük sorunu da budur. İnsanlarımız yollarda ölüyor… Bundan daha önemli bir şey olabilir mi? Olamaz…Eğitim eksik, tedbir eksik, bağımlılığın tedavi boyutu da eksik. Ne bekliyoruz? Yaşananlar sürpriz değil sonuçtur, bu sonuçları beklemek lazım… Ben bunu ümitsiz bir durum olarak görüyorum ve böyle olayların artacağını düşünüyorum…”

-“İlkokul çağındaki alkol deneme oranı yüzde 20..”

Bir araştırmada, ilkokullarda alkol deneme oranını yüzde 20 olarak belirlediklerini kaydeden Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, “1998-2000 yılları arasında hazırladığımız sigara, alkol ve uyuşturucuyla ilgili programın 2018’den beri liselerde okutulduğunu biliyorum ama etkin şekilde okutulduğundan emin değilim. Ortaokullarda bu program yok, ilkokullarda uyuşturucu olmasa bile sigara ve alkolle ilgili eğitim olmalı, ben bunun da önemsenmediğini görüyorum…” şeklinde konuştu.

-Birsen Yarkın, alkollü sürücünün karıştığı kazayı anlattı ve vurguladı: “Bu kader değil…”

16 yıl önce Güzelyurt’ta alkollü sürücünün karıştığı kazada arkadaşını kaybeden Birsen Yarkın ise anlattıklarından ders çıkarılmasını isteyerek, gençleri alkollü şekilde trafiğe çıkmamaları konusunda uyardı.

-Kazada ölen Süleyha Bolçocuk, kızını da bu şekilde kaybetmişti: “Çok acılar çekti…”

40 yıldır her sabah yürüyüş yapan Birsen Yarkın, 3 arkadaşıyla böyle bir yürüyüşteyken kaza geçirdi. Girne’den gelen alkollü sürücü direksiyon hakimiyetini kaybederek, yayaların olduğu tarafa geçti.

Birsen Yarkın, bu kazadan yara almadan kurtuldu ancak arkadaşlarından biri yaralandı, diğeri ise kaza yerinde öldü. Bir gazete olayı “Kadere Bak” manşetiyle duyurdu çünkü kaza yerinde yaşamını yitiren Süleyha Bolçocuk’un kızı Filiz Bolçocuk da yaklaşık 10 yıl önce trafik kazasında ölmüştü. Süleyha Bolçocuk, ölmeden bir süre önce de halasını, eniştesini ve kardeşinin oğlunu trafik kazasında kaybetmişti.

Birsen Yarkın yaşananların “kader” diye nitelendirilmesini eleştirerek, “Süleyha Hanım’la 10 yıl birlikte yürüdük, her sabah kızına ağladı…Yüreği yanmış, çok acı çekmiş bir anneyi kaybettik… Bu kader mi? Ufak bir kaza atlatırsın, ‘hatadır’ dersin. Biri sabaha kadar içip gelip üzerine çıkarsa bu kaza da kader de değildir… Bu şekilde ölmek kimsenin kaderi olamaz. Gencecik insanlar her gün yollarda ölüyor, bu kaderi mi? Buna artık ‘dur’ densin…” şeklinde konuştu.

Yarkın, 14 Haziran 2007 sabahı Güzelyurt’ta meydana gelen kazayı şöyle anlattı:

“O sabah da yine 05.00 civarı evden çıktık. Kazanın olduğu yere geldiğimizde arkadan uçak sesi gibi bir ses duydum. Bir anda her yer toz duman oldu. Nermin (Ersoy) Hanım yerdeydi. Kaldırmaya çalıştım ama ayağı kırıktı. Sağa döndüm sola döndüm, ağaçlara taraf gittim Süleyha Hanım yok. Gömleği ve spor ayakkabıları ordaydı. Ayakkabısını ve gömleğini kucağıma aldım. Araba yaklaşık 100 metre ilerdeydi. Oraya doğru yürüdüğümde Süleyha Hanım’ın arabanın ön kısmından yere düştüğünü gördüm. Başından darbe almıştı. Oracıkta öldü. Sürücü çocuk arabadan indi, yere çöktü, ellerini başına koydu. Hiç konuşmadı… Ben de düşüp bayıldım zaten. Komşular beni eve getirdiğinde ayakkabı ve gömlek hala kucağımdaydı. Sıkı sıkı onları tutardım…

İki yıl psikolojik tedavi gördüm. Çığlıklar, ağlama nöbetleri… Geceleri hiç uyuyamazdım, çarpıntım olurdu. Hâlâ bugün arkadan ses duysam, korkarım. O uçak gibi ses de kulaklarımdan hiç gitmedi… Ben yolun kenarında giderdim, ortada Nermin Hanım vardı, Süleyha Hanım da topraktan taraf giderdi, en kenardaydı yani ve araba ona çarptı… Bizim yaşayacak günümüz mü vardı, bilemiyorum ama bana göre bu yaşananlar kader değil… Olamaz…”

Ailesinin desteğiyle kendini toparlayabildiğini, iyileşmek için el işi kurslarından, üretmekten ve yürüyüşe gitmekten vazgeçmediğini söyleyen Birsen Yarkın, gençlere çağrısını yineledi: “Ne olur alkol alıp yollara çıkmayın…”

– Her yıl ortalama 2 bin kişi alkolden rapor ediliyor

2018’den 31 Ağustos 2023’e kadar geçen 6 yıla yakın sürede ülke genelindeki polis denetimlerinde tespit edilen alkollü sürücü sayısı 12 bin 169 oldu. Bu sürücülerden 1778’i kazaya karıştı. Kazalarda 54 kişi hayatını kaybetti, 583 kişi de yaralandı.

Polisin verilerine göre, alkollü sürüşle ilgili belirgin rakamsal düşüş 1432 kişi ile Covid-19 pandemisi nedeniyle kapanmaların yaşandığı 2020’de oldu. Artışsa 2022’de yaşandı. 2022’de alkollü sürüşle ilgili rakam 2 bin 628’e ulaştı. 2023 tamamlanmadan, ağustos ayına kadarki 8 aylık sürede alkollü sürücü sayısı ise 2 bini buldu.

KKTC’de yürürlükteki yasalara göre polis, 50 miligram ve üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücülere yasal işlem yapıyor. 1 Ocak 2018’den 31 Ağustos 2023’e kadar rapor edilen 12 bin 169 sürücüden 6 bin 162’sinin 100 miligram ve üzerinde alkollü olduğu saptandı. Buna göre, rapor edilen sürücülerin yarısı, yasal limitin iki katı veya daha fazla üzerinde.

-Bu yıl henüz bitmedi ama trafikte 33 kaybımız var… 10’unun ölümüne alkol neden oldu

Polisin verilerine göre, 2018’de 22 ölümlü kazadan 6’sı, 2019’da 25 ölümlü kazadan 7’si, 2020’de 25 ölümlü kazadan yine 7’si, 2021’de 35 ölümlü kazadan 8’i, 2022’de 21 ölümlü kazadan 9’u alkol nedeniyle oldu. 1 Ocak-31 Ağustos 2023 tarihleri arasında 30 ölümlü kaza meydana geldi.

2023’ün 8 ayında meydana gelen bu 30 ölümlü kazada, 33 kişi hayatını kaybetti. 33 kişiden 10’unun ölümüne alkol neden oldu. Ülkedeki kaza sebepleri arasında sürat ilk, alkol ikinci sıradayken, 2023 daha tamamlanmadan alkol ilk sıraya yerleşti.

-Alkollü sürüşle ilgili cezalar …Nefes örneği vermeyenler de suç işlemiş sayılıyor

Yasalara göre, alkollü sürüşle ilgili cezalar yürürlükteki brüt asgari ücret üzerinden hesaplanıyor. Alkollü sürücülere kesilen ceza, nefesteki alkol oranına göre belirleniyor. Nefes testine tabi tutulan motorlu araç sürücüsü, 50 ile 100 miligram arasında alkollüyse cezası brüt asgari ücretin yarısı yani 9 bin 51,50 TL ve 100 ceza puanı olurken, 100 miligram ve üzeri alkol oranlarında ise ceza brüt asgari ücretin tamamı yani 18 bin 103 TL ve 100 ceza puanı.

Alkollü sürücülerin tümüne 100 ceza puanı uygulandığından, bu sürücülerin tümü 3 ay süreyle trafikten men ediliyor. İkinci veya üçüncü kez trafikte alkollü yakalanan sürücünün men cezasının süresi katlanıyor. Kişinin ehliyetine el konulduğu halde araç sürdüğü tespit edilirse de doğrudan mahkemeye sevk ediliyor.

Yeterli nefes örneği vermeyi reddeden sürücüler de trafik suçu işlemiş sayılıyor ve bir brüt asgari ücretin tamamı yani 18 bin 103 TL ve 100 puan cezaya tabi tutuluyor.

-Kamu taşımacılığı yapanlara alkol tamamen yasak

Kamu taşımacılığı yapan sürücüler için ise yasal alkol limiti sıfır miligram. Yani kamu taşımacılığı yapanlar kesinlikle alkol kullanamaz. Bu sürücülerde alkol tespit edilmesi durumunda brüt asgari ücretin tamamı yani 18 bin 103 TL para ve 100 ceza puanı uygulanıyor.

-Alkollü sürücülere kesilen cezada ödeme süresi 3 gün

Alkollü sürücülere kesilen cezaların 3 günlük ödeme süresi olduğundan 3 gün içinde cezasını ödenmeyen sürücüler 4’üncü veya 5’inci gün mahkemeye çıkarılıyor.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı koordinasyonunda sığınak tatbikatı düzenlenecek

Published

on

By

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı koordinasyonunda, afet ve acil durumlara hazırlık amacıyla yarın Gazimağusa’da sığınak tatbikatı düzenlenecek.

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre “Sığınak Tatbikatı 2025” yarın 10.00-11.30 saatleri arasında tatbik edilecek.

Tatbikata, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı kadrolu personeli ile Sivil Savunma Gazimağusa Bölge Müdürlüğü tarafından görevlendirilen Halk Örgütü (HÖ) personeli katılacak.

Senaryo kapsamında, olası bir hava taarruzu durumunda uygulanacak tahliye ve sığınma prosedürleri test edilecek. Saldırı ihtimaline karşı ülke genelinde gerekli önlemlerin alınması maksadıyla İlçe Kriz Yönetim Kurulu oluşturulacak.

-Tatbikatta izlenecek adımlar

Gazimağusa bölgesindeki siren sistemi ve cami hoparlörlerinden “sarı ikaz” anonsu yapılarak olası saldırı bildirimi verilecek. Bunu müteakip bilgilendirici anonslar yayınlanacak.

Toplanma alanlarına intikal kapsamında bölge müdürlükleri tarafından toplanma noktalarındaki görevli Halk Örgütü personeli sevki sağlayacak. Kent merkezinde yaşayan vatandaşlar, Sivil Savunma Halk Örgütü Cadde/Sokak Kılavuzları eşliğinde yaşadıkları bölgelerden tahliye edilerek belirlenen toplanma alanlarına yönlendirilecek.

Hemen ardından siren sistemi ve cami hoparlörlerinden “kırmızı ikaz” uyarısı yapılarak, tehlikenin yaklaştığı bilgisi paylaşılacak. Bu uyarının ardından vatandaşlar, sefer görev emri verilen araçlarla sığınaklara nakledilecek.

İlçe kabul merkezlerinde halk örgütü sosyal yardım ekibi tarafından kayıt işlemleri tamamlanan vatandaşlar sığınaklara yerleştirilecek.

Ardından Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca, sığınaklara tahliye edilen vatandaşlara hitaben bir konuşma yapacak.

Tehlikenin ortadan kalktığına dair yetkili birimlerden alınan bilginin ardından, mobil araçlar, Afet Radyosu Kuzey’in Sesi Radyo Vatan ve cami hoparlörlerinden “beyaz ikaz” yayınlanarak tahliye işlemi başlatacak.

Vatandaşlara Mobil Mutfak Aracı aracılığıyla iaşe dağıtımı yapılacak, ardından Sefer Görev Emri verilen araçlarla toplanma alanlarına geri götürülecek.

Devamını Oku

Kıbrıs

Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama Kurtarma Davet Tatbikatı’nın deniz safhası icra edildi

Published

on

By

Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama Kurtarma Davet Tatbikatı’nın deniz safhası dün başarıyla icra edildi.

Tatbikatın, Doğu Akdeniz’de Gazimağusa açıklarında, Türk Arama Kurtarma bölgesindeki deniz safhasında, iki senaryo uygulandı.

İlk senaryoda, içerisinde çok sayıda göçmen bulunan kuru yük gemisi ile ticari yatın çarpışması sonrasında denize düşen kazazedeler kurtarıldı. Ayrıca kuru yük gemisinde çıkarılan yangın söndürülerek, düzensiz göçmenler tahliye edildi.

İkinci senaryoda ise, bir tanker ile ticari geminin çarpışması sonucu denize düşen kazazedeler kurtarıldı.

Ardından tatbikata katılan unsurlar tarafından selamlama ve tören geçişi yapıldı. Basın açıklamasının sonrasında ise aile fotoğrafı çekildi.

-Kendir: “Tatbikatta, arama kurtarma teşkilatlarının iş birliği ve koordinasyonu pekiştirildi”

Türkiye Cumhuriyeti (TC) Sahil Güvenlik Komutanı Koramiral Ahmet Kendir konuşmasına, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda şehit olarak bu tatbikata adını veren, Şehit Teğmen Caner Gönyeli’yi ve tüm şehitleri rahmetle anarak, başladı. Kendir, 16 Nisan 2025 tarihinde vefat eden, Şehit Teğmen Caner Gönyeli’nin eşi Nükhet Gönyeli’yi de rahmet ve minnetle andı.

TC ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) askeri ve sivil arama kurtarma unsurlarının katılımıyla gerçekleşen tatbikatın başarıyla tamamlandığını ifade eden Kendir, şunları kaydetti:

“Tatbikat, Doğu Akdeniz’de, KKTC hava sahası, kara suları ile ana karası üzerinde ve Türkiye’nin arama kurtarma bölgesi içerisinde yer alan uluslararası sularda, denizde ve karada ortaya çıkabilecek arama kurtarma ihtiyaçlarını tespit etmek, arama kurtarma faaliyetlerinde müdahale etme süresini minimuma indirmek, her iki ülkenin arama kurtarma teşkilat ve unsurlarının eğitim seviyesi ile birlikte karşılıklı koordinasyon ve iş birliğini geliştirmek maksadıyla icra edilmiştir.”

Tatbikatın üç farklı senaryoya istinaden icra edildiğini dile getiren Kendir, tatbikatın 24 ve 25 Haziran tarihlerinde icra edilen fiili kısmına TC’den; 1 fırkateyn, 1 insansız hava aracı, 3 sahil güvenlik korveti, 4 sahil güvenlik botu, 7 helikopter, 3 uçak, 2 arama kurtarma timi, 1 özel harekât timi ile 1 dalış emniyet güvenlik ve arama kurtarma timi, KKTC’den ise 5 sahil güvenlik botu, 2 helikopter, 2 römorkör, 2 bot ve 5 arama kurtarma timinin katıldığını belirtti.

Kendir, Şehit Teğmen Caner Gönyeli 2025 Arama Kurtarma Tatbikatı’nda, arama kurtarma teşkilatlarının iş birliği ve koordinasyonu pekiştirilerek, askeri ve sivil arama kurtarma unsurlarının birlikte çalışabilirliği ile arama kurtarma harekâtına ilişkin komuta kontrol ve muhabere usullerinin denendiğini ifade etti.

Kendir, “Bu tatbikat ile sorumluluk sahamızda, her türlü deniz ve hava koşulunda, 24 saat süre ile gerçekleşen arama kurtarma faaliyetlerinin, Türkiye ve KKTC tarafından karşılıklı iş birliği içerisinde, başarı ile icra edilebileceği ulusal ve uluslararası kamuoyuna bir kez daha gösterilmiştir” vurgusu yaptı.

-“Zor durumda olan insanların yardım çağrılarına en kısa sürede reaksiyon göstererek onlara ulaşmak hayati bir zorunluluk”

Denizde ve karada, zor durumda olan insanların yardım çağrılarına en kısa sürede reaksiyon göstererek onlara ulaşmanın, hayati bir zorunluluk olduğunun altını çizen Koramiral Kendir, şöyle devam etti:

“Sorumluluk sahasında gerçekleştirdiği tüm görevlerde ‘önce insan’ prensibiyle hareket eden arama kurtarma teşkilatımız, bu zorunluluğun farkındalığıyla gerçekleştirdiği tatbikatlar neticesinde arama kurtarma faaliyetlerindeki performansını daha da geliştirmektedir.”

7 gün 24 saat esasına göre görev icra eden arama kurtarma unsurlarının gerçekleştirdiği bu tatbikatın, çevre denizlerinde meydana gelebilecek her türlü olay karşısında üstlenilen sorumluluğun ve etkin bir arama kurtarma teşkilatına sahip olunduğunun en net göstergesi olduğunu ifade eden Kendir, şunları kaydetti:

“İnsan hayatını riske edebilecek olası tehlike durumlarında, hazırlıklı bir şekilde arama kurtarma faaliyetlerinin icra edilebilmesi maksadıyla, Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni desteklemeye ve karşılıklı iş birliğini artırmaya var gücüyle devam edecektir.”

-Sağlam: “Tatbikat, Doğu Akdeniz’deki hakimiyetimizi ve arama kurtarma teşkilatımızın gücünü bir kez daha gözler önüne serdi”

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Sağlam da, TC ve KKTC arama kurtarma teşkilatları tarafından müşterek icra edilen Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama Kurtarma Tatbikatı’nın başarılı bir şekilde tamamlandığını söyledi.

Tatbikatın, arama kurtarma teşkilatlarının karşılıklı uyum ve iş birliğini artırmak ve arama kurtarma faaliyetlerindeki reaksiyon sürelerini minimuma indirerek, yardıma ihtiyacı olanlara en kısa sürede ulaşmak açısından son derece önemli olduğunu dile getiren Sağlam, tatbikatın, görev ve sorumlulukları kritik bir noktada yer alan arama kurtarma teşkilatlarının gündelik hayatta meydana gelebilecek senaryolara karşı daima hazırlıklı olması ve personelini bu amaç doğrultusunda özenle yetiştirmesi bakımından da elzem olduğunu vurguladı.

Sağlam, “İnsan hayatını her şeyin üstünde tutan bir anlayışın, yüksek görev ve sorumluluk bilincinin sahadaki canlı yansıması olan Şehit Teğmen Caner Gönyeli 2025 Arama Kurtarma Tatbikatı, dünyanın en stratejik deniz yollarından biri haline gelen Doğu Akdeniz’deki hakimiyetimizi ve arama kurtarma teşkilatımızın gücünü bir kez daha gözler önüne sermiştir” dedi.

Mehmet Sağlam, tatbikat süresince kurulan yüksek seviyedeki koordinasyon, teknik yeterlilik ve görev bilinci gösteren kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, Jandarma Genel Komutanlığı’nın, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın unsur ve personelini tebrik etti.

Gerek stratejik konumu ve küresel deniz ulaşımı, gerekse biyolojik çeşitlilik ve ekosistem zenginliğiyle üç tarafı çevreleyen Mavi Vatan denizlerinde, huzur ve güvenliğin sağlanmasında sorumlu tek kolluk olan Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın arama kurtarma faaliyetlerindeki etkin rolünün de çağın gereklerine uygun olduğunu belirten Sağlam, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın unsurları ve personeliyle, dünyada bu yetkinliğine sahip sayılı sahil güvenlik teşkilatları arasında yer aldığını vurguladı.

Arama kurtarma teşkilatlarının, ihtiyaç duyulan her an, her olayda hayat kurtarmak adına hazır olduğunun altını çizen Sağlam, tatbikata katılan yabancı ülke temsilcilerine de teşekkür etti.

Denizlerde, Mavi Vatan’da sahil güvenliğin gücünü bütün dünyanın gördüğünü ve görmeye devam edeceğini ifade eden Sağlam, şehitleri de rahmetle andı.

TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü ve Caner Gönyeli’nin kızı Nil Gönyeli’nin de takip ettiği tatbikatı, Azerbaycan, Gambiya, Cibuti’den yabancı gözlemciler ile Türkiye ve KKTC’den basın mensupları da izledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

KTÖS’ten öğretmen atamalarına eleştiri

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, hükümetin ilköğretim için ihtiyaç duyulan en az 19 psikolojik danışman ve rehber öğretmen ile 20 özel öğretmen yerine sadece 1 rehber ve 5 özel eğitim öğretmeni atama kararı aldığını belirterek, bir kez daha “çocukların değil, siyasi çıkarların” esas alındığını öne sürdü.

KTÖS’ten yapılan acıkamaya göre, Maviş, 2025-2026 öğretim yılına girerken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen atama politikasında eleştirilerde bulundu. “Okullarımızda ihtiyaç bellidir, talep nettir.” diyen Maviş, hükümet ve Milli Eğitim Bakanının Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde kadrolu öğretmen atama yerine geçici istihdamı tercih ettiğini ve eğitim alanındaki sorumluluğunu bir kez daha reddettiğini iddia etti.

Maviş, bakanlığın geçen yıl da “hatalı tüzük” gerekçesiyle 10 rehber öğretmen yerine yalnızca 1 öğretmen atadığını, bu yıl ise 19 rehber öğretmen yerine yine 1 öğretmen atama kararı aldığını belirtti.

Kamu kaynaklarının siyasi kampanya amaçlı kullanıldığını savunan Maviş, “UBP-DP-YDP anlayışıyla ne öğrencilerin rehberlik ve yönlendirme ihtiyaçları karşılanır, ne özel gereksinimli öğrenciler desteklenir, ne de okullar toplumsal görevini yerine getirebilir.” şeklinde konuştu.

KTÖS olarak keyfi, partizanca ve pedagojik gerçeklerden kopuk atama politikasını reddettiklerini belirten Maviş, kamusal eğitim sistemine yapılan tahribatın hesabını toplum adına sormaya devam edeceklerini kaydetti.

Devamını Oku

Trending

Reklam