Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 17-18 Haziran’da gerçekleştiriliyor

Published

on

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 17-18 Haziran’da gerçekleştiriliyor.

Üç oturumda gerçekleştirilecek sınava üç buçuk milyonun üzerinde aday başvurdu.

Yüksek Öğretim ve Dışilişkiler Dairesi’nden yapılan açıklamaya göre, sınav, Türkiye ile eş zamanlı olarak KKTC‘deki sınav merkezlerinde de gerçekleştirilecek.

Sınava, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınav merkezlerinde 2 bin 52 öğrenci katılacak.

Sınava katılacak öğrencilerin 1,063 kişisi lise son sınıfta öğrenim görürken, 989 kişi ise, çeşitli liselerden geçmiş yıllarda mezun olan öğrencilerden oluşuyor.

Lise son sınıfta öğrenim gören 1,063 öğrencinin; 782’si düz liselerde, 85’i meslek liselerinde, 168’i Türk Maarif kolejlerinde ve 28’i özel kolejlerde öğrenim görüyor.

Mezun olan 989 öğrencinin ise; 655’i düz liselerden, 303’ü meslek liselerinden, 23’ü Türk Maarif Kolejlerinden ve 8’i özel kolejlerden mezun oldu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uyruklu olup KKTC sınav merkezleri dışındaki bir sınav merkezinde sınava girecek olan öğrenci sayısı ise 70.

Sınav; birinci oturum Temel Yeterlilik Testi (TYT), ikinci oturum Alan Yeterlilik Testi (AYT) ve üçüncü oturum Yabancı Dil Testi (YDT) olmak üzere üç oturumda gerçekleştirilecek.

Oturumlarla ilgili detaylar şöyle:

“Birinci Oturum, Temel Yeterlilik Testi (TYT) 17 Haziran Cumartesi günü saat 10.15’te başlayacak. 165 dakika olacak sınavda 120 soru yer alacak. Sınav, Türkçe, Sosyal Bilimler, Temel Matematik ve Fen Bilimlerini kapsayacak.

İkinci Oturum, Alan Yeterlilik Testi (AYT) 18 Haziran Pazar günü saat 10.15’te başlayacak. 180 dakika olacak sınavda 160 soru bulunacak.

Sınav, Türk Dili ve Edebiyatı, Sosyal Bilimler-1, Sosyal Bilimler-2, Matematik ve Fen Bilimlerini kapsayacak.

Üçüncü Oturum, Yabancı Dil Testi (YDT) ise 18 Haziran’da 15.45’de başlayacak. 120 dk olan sınav, Almanca, Arapça, Fransızca, İngilizce, Rusça’yı kapsayacak. Adaylara başvuruda bildirdikleri yabancı dile ait soru kitapçığı verilecek.”

Açıklamada, sınava girecek adayların dikkat etmesi gereken hususlar ise şöyle sıralandı:

“Adaylar TYT ve AYT için saat 10.00’dan sonra, YDT için 15:30’dan sonra sınav binalarına alınmayacaktır.

Adaylar; ilgili oturuma ait sınava giriş belgesini ve fotoğraflı geçerli kimlik belgesini yanlarına almayı unutmamalıdır.

Sınav alanına girerken; cüzdan, her türlü saat, kolye, küpe, yüzük gibi eşyaları yanınızda bulundurmamanız gerekmektedir. Kalem, silgi, kalemtıraş gibi ihtiyaç duyulacak araç gereçler, sınav odasında öğrencilere verilecektir.

Daha detaylı bilgi; https://dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2023/YKS/kilavuz_30032023.pdf adresinde yer alan 2023 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) Klavuzu kitapçığından temin edilebilmektedir.”

-Çelebi

Yüksek Öğretim ve Dışilişkiler Dairesi Müdürü Behcet Çelebi, sınava girecek öğrencilerin; özellikle bu günlerde sağlıklarına dikkat etmeleri gerektiğine işaret ederek, son tekrarları hızlı bir şekilde tamamlamak ve zaman yönetimi ile sınav stratejilerine yönelmenin, öğrencilerdeki sınav kaygısını dengede tutmaya yardımcı olacağını kaydetti.

Çelebi, “Bu günlerde dinlenmek, dengeli beslenmek, uyku saatlerine dikkat etmek ve rutini bozmamak oldukça önemlidir” dedi.

Arzu edilen mesleğe ve üniversiteye ulaşabilme uğruna, hem öğrenciler için hem de onları destekleyen aileleri için uzun soluklu bir süreç yaşandığına işaret eden Çelebi,

“Bu süreç sonunda sınava girecek olan tüm öğrencilerimizin tercihlerine yerleşebilmelerini ve başarılı bir yükseköğretim hayatı geçirmelerini diliyoruz.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda görev alacak olan kişilere ve tüm velilere kolaylıklar dilerken, sınava katılacak olan öğrencilerimize de başarılı sonuçlar elde etmelerini temenni ediyoruz” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Baṣbakan Üstel:Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, yaptığı yazılı açıklamayla Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine ve günümüzde ifade özgürlüğü üzerinden yapılan bazı yayınlara ilişkin önemli mesajlar verdi. Üstel, ifade özgürlüğünün kişilik haklarına saldırı anlamına gelmediğini vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs adasını vatan yapma sürecinde canı pahasına mücadele verdiğini belirten Başbakan Üstel, Rumların ENOSİS hedefinin çok öncesinde bile Kıbrıs Türklerinin hedef alındığını hatırlattı. İnsan haklarının zayıflatılmakla kalmayıp yok edilmeye çalışıldığını ifade etti.

Üstel, “Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin hedeflerinden biriydi. TMT’nin askeri görevini Güvenlik Kuvvetleri devralırken, UBP siyasi anlamda bu mücadelenin bayrağını taşımaya devam etmiştir” dedi.

“Basın özgürdür ancak… yalan ve hakaret düşünce özgürlüğü değildir”

KKTC’de basının özgür olduğunu vurgulayan Üstel, gazeteci olmayanların dahi yayın yapmasını sabırla izlediklerini ancak bu durumu kötüye kullanan bazı kişi veya yayınlara karşı hoşgörünün sınırları olduğunu ifade etti.

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, toplum değerlerine yönelik hakaret içerikli yayınlar da ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez,” diyen Üstel, özellikle merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı hedef alan yayınları hukuk devleti çerçevesinde takip ettiklerini söyledi.

“Toplumsal barış korunmalıdır”

Üstel açıklamasında, Denktaş’ın fikirlerinin halen yaşamakta olduğunu ve Türklük dünyasında yüksek itibara sahip olduğunu belirtti. Aynı düşüncelerin Dr. Fazıl Küçük ve diğer mücadele önderleri için de geçerli olduğunu söyledi.

“Toplumsal barışı yüksek bir duyarlılıkla korumak zorundayız” diyen Başbakan, ifade özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin net tavır alması gerektiğinin altını çizdi.

Açıklamasının sonunda Üstel, özgürlüğü istismar eden yayınlara karşı hoşgörünün benzer davranışları cesaretlendirdiğini belirterek, “Yılan gibidir; bir gün bugün seyredenleri de sokar. Kimse ‘Beni sokmayan yılan bin yaşasın’ diyemez” ifadelerini kullandı.

Dilerseniz bu haberi kısa bir sosyal medya duyurusu veya manşet formatına da çevirebilirim.

Devamını Oku

Kıbrıs

Karadeniz Kültür Derneği, Yeniboğaziçi ve LAÇ belediyelerinden eş zamanlı plaj temizliği

Published

on

By

Karadeniz Kültür Derneği, Yeniboğaziçi Belediyesi ve Lapta Alsancak Çamlıbel (LAÇ) Belediyesi iş birliğiyle çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla eş zamanlı bir plaj temizliği etkinliği yaptı. 

Karadeniz Kültür Derneğinden verilen bilgiye göre gönüllüler ile belediye ekiplerinin katıldığı etkinlikte bu sabah eş zamanlı olarak iki farklı bölgede  Yeniboğaziçi Belediyesi Plajı ve LAÇ Belediyesine bağlı plajların temizliği yapıldı.

Etkinlikte konuşan Temiz Kumsallar Komitesi Sözcüsü Emin Yazıcı, bugünkü temizlik kampanyasıyla farkındalık oluşturmak istediklerini  belirterek, “Amacımız, gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakmak ve bu konuda sürdürülebilir projeler üretmek” dedi.

Halkın bu tür etkinliklere destek vermesinin çevre bilincinin gelişmesi açısından önemli olduğuna da dikkat çeken Yazıcı, “Temiz bir dünya, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu projemize ortak olan LAÇ Belediyesi, Yeniboğaziçi Belediyesi, Cittaslow ekibi, sosyal gençlik derneğine ve Karadeniz Kültür Derneği yönetimine, üyelerine ve katkı sağlayan tüm duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ederiz.” dedi.

 

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

KKTC’deki öğrencilik yıllarında tadından etkilendiği yaban mersininin Zonguldak’ta üreticisi oldu

Published

on

By

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde yaşayan psikolog Selçuk Kaymak, öğrencilik yıllarında tadından etkilendiği tıbbi ve aromatik bitkilerden yaban mersini (mavi yemiş) yetiştirmeye başladı.

Kentte bir kurumda psikolog olarak görev yapan 31 yaşındaki Kaymak, KKTC’de üniversite eğitimi aldığı yıllarda ilk kez yediği yaban mersininin tadını beğendi.

Çocukluk yıllarından bu yana doğa ve toprakla iç içe büyüyen Kaymak, zaman içerisinde eğitimini tamamlayıp mesleğini eline almasının ardından belirli zamanlarda şehir stresinden uzak kalmak, toprak ve hayvancılıkla uğraşan ailesine katkı sağlamak amacıyla yaban mersini yetiştirmeye karar verdi.

Araştırmalar yapan Kaymak, bu meyveyi yetiştirmek için Litvanya’dan özel olarak toprak, İstanbul’dan da fidanları getirtti. Babasına ait iki dönümlük bahçede üretime başlayan Kaymak, ilk hasadını geçen yıl yaptı.

İşten kalan zamanlarını bahçede geçiren ve bahçeye gelenlere mahsulü doğrudan toplama imkanı da sunan Kaymak, gayretiyle gençlere örnek olmayı hedefliyor.

– “Kesinlikle ticari amaç gütmüyorum”

Selçuk Kaymak, AA muhabirine, köyde doğup büyüdüğünü, doğaya ve toprağa karşı her zaman ilgisinin olduğunu söyledi.

Yaban mersinini ilk kez KKTC’de tükettiğini ve tadını beğendiğini aktaran Kaymak, daha sonraları bununla ilgili araştırmalar yaptığını, mesleğini eline aldıktan sonra da babasının bahçesinde bu işi yapmaya karar verdiğini anlattı.

Kaymak, iki dönümlük arazide çalışmalara başladığını belirterek, “Bin fidanım var. Yaklaşık 2,5 yıldır bu işi tamamen doğal, kendi imkanlarımla, otomasyon sistemim olmadan yapmaya çalışıyorum. Bu yıl ikinci kez hasat ediyorum. Severek yapıp bu işte olmaya çalışıyorum.” dedi.

Toprakla uğraşmayı sevdiğini dile getiren Kaymak, şöyle devam etti:

“Bu işi yapabilir miyim diye düşündüm. Büyük emekler sonucunda bahçeyi kurdum. Bahçeyi kurarken de ailem ve yakınlarımdan destek aldım. Yaban mersini içerisinde zaten bin adet, ‘hobi amaçlı üretim’ olarak geçer çünkü genelde büyük bahçelerde 20-25 bin fidan bulunur. Kesinlikle ticari amaç gütmüyorum. Aileme kazancı oluyor. Benimki hobi, zaman geçirme. Doğayla, toprakla buluşarak kendimi deşarj etme yöntemi olarak bu bahçeyi kullanıyorum. Mesleki olarak söylersem, benim terapi yöntemim. Doğa bizi gerçekten tamir ediyor. Buna her zaman inanırım.”

Kaymak, yaban mersininin, içerdiği yüksek antioksidan, vitamin ve mineral değerleri sayesinde faydalı olduğunu aktardı.

Yaban mersininin özel besleme ve bakım koşulları olduğunu, özel toprak istediğini anlatan Kaymak, meyvenin bakımıyla sabırla ve özenle ilgilendiğini dile getirdi.

Kaymak, bir işi gerçekleştirmek için istekli olmanın önemine işaret ederek, “Bir şeyi yapabilme gücü insanların içinde varsa kesinlikle bırakmasınlar çünkü ben bunu hissettim ve isteyerek başladım. Fidanlarımı İstanbul’dan getirtip evimin önüne koyduğumda, ‘Bunlar ne?’ diye söylenenler muhakkak olmuştur. Bu hale gelebileceğine kimse inanmamıştır ama ben inanıyordum.” ifadelerini kullandı.

İnanmanın başarmanın yarısı olduğunu vurgulayan Kaymak, “Bu işin severek yapılması gerekiyor. Sadece ticari amaçla bu işi yapacaklarsa yapmasınlar. Bahçemdeki her fidanı tanıyorum. Onların ne durumda olduğunu takip etmeye çalışıyorum.” diye konuştu.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam