Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Yunanistan’da sığınmacı çocuklar eğitim hakkından mahrum kalıyor

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Yunanistan’daki sığınma kamplarında yaşayan her 7 çocuktan 6’sının eğitim haklarından mahrum bırakıldığını açıkladı.

Published

on

HRW, Yunanistan ve Ege Adaları’ndaki sığınma kamplarında yaşayan çocukların eğitime erişimine ilişkin bir açıklama yayımladı.

HRW’nin sığınma kamplarında yaşayan 9 aile, eğitim bakanlığının 2 personeli ve 8 insani yardım gönüllüsüyle görüştüğü, çok sayıda raporu ve belgeyi incelediği aktarılan açıklamada, sığınmacı çocukların eğitim-öğretim haklarına saygı göstermeyen Yunanistan’ın “çocukların kimliğinin tespitinden sonraki 3 ay içerisinde bulundukları ülkelerdeki ulusal okul sistemlerine entegre edilmesine” yönelik AB direktiflerini ihlal ettiği kaydedildi.

Yunanistan “ayrımcı” ve “uyumsuz” politikalarına son vermeye zorlanmalı

AB’nin Yunanistan’a 2015’ten bu yana sığınmacıların eğitimlerini de içeren “göç yönetimi” kapsamında 3,45 milyar avro ve kültürlerarası okulların desteklenmesi için 625 milyon avro destek sağladığının vurgulandığı açıklamada, Avrupa Komisyonuna Yunanistan’ı “ayrımcı” ve “uyumsuz” politikalarına son vermeye zorlaması çağrısında bulunuldu.

Açıklamada, 2020-2021 eğitim-öğretim döneminde sığınma kamplarında yaşayan her 7 çocuktan yalnızca 1’inin okula gidebildiğine işaret edilerek, “Yunan yetkililer öğretmenleri derhal işe almalı, çocukların okula ulaşımını ayarlamalı ve yeni tip koronavirüs bahanesiyle sığınmacı çocukları okuldan alıkoyan önlemleri kaldırmalı.” ifadeleri kullanıldı.

Yunanistan’ın “sığınmacı çocukların eğitime erişimini sağlamak için acil önlemler almadığına” ilişkin Avrupa Sosyal Haklar Komitesi kararının hatırlatıldığı açıklamada, 13 Eylül’de başlayacak yeni eğitim-öğretim döneminde çocukların okula gidebilmeleri için Yunan hükümetinden ayrımcı politikalarda reform yapması istendi.

Yunan hükümeti kayıt rakamlarını yayınlamıyor

Açıklamada, “Yunanistan Çocuk Hakları Kamu Denetçiliğini verilerine göre, Yunanistan ve Ege Adaları’ndaki kamplarda yaşayan 10 bin 400 okul çağındaki çocuğun yüzde 86’sı 2021’in başlarında okula gitmiyordu. Ege Adaları’ndaki kamplarda yaşayan 2 bin 100 çocuktan sadece 7’si okula gidebildi. Birleşmiş Milletler (BM) ve hükümetin verilerine göre 2019-2020 eğitim-öğretim döneminde kampların içinde ve dışında 31 bin okul çağındaki çocuk yaşıyordu. Bunlardan 13 bini kayıt yaptırdı. Hükümet kayıt rakamlarını yayınlamıyor.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen HRW Çocuk Hakları Direktörü Bill Van Esveld, “Yunan hükümetinin gelecek eğitim-öğretim döneminde sığınmacı çocukların eğitime erişimini düzeltmesi gerekiyor. Avrupa Komisyonu daha iyi sonuçlar talep etmeli ve binlerce çocuğun haklarını, geleceğini korumalıdır. ” değerlendirmesinde bulunuldu.

Esveld, güvenlikleri için Avrupa’ya kaçan binlerce çocuğun geleceğinin Avrupalı ve Yunan yetkililere bağlı olduğunu, yeni öğretim döneminin daha önce “defalarca” sığınmacı çocuklara eğitim sağlanacağına yönelik söz veren Yunan hükümeti için bir sınav olacağını bildirdi.

Çocuklar “ağır” ayrımcılığa maruz kalıyor

Çocukların, sınıfların açılmasındaki gecikmeler nedeniyle “ağır ayrımcılığa” maruz kaldığının vurgulandığı açıklamada kamplarda yaşayan ailelerin, kamp çalışanları, çocuk koruma personeli ve insani yardım gönüllülerinin görüşlerine de yer verildi.

Atina’daki Rixona kampında 17 aydır yaşayan 50 yaşındaki Ferhat isimli sığınmacı, 3 çocuğunun Yunanistan’da sadece 1 ay okula gidebildiğini aktarırken, 28 yaşındaki Shamsiya adlı sığınmacı da 8 yaşındaki oğlunun Oinofyta kampına geldikten sonra okula gidebilmek için altı ay beklediğini söyledi.

HRW’ye konuşan aileler Kovid-19 nedeniyle okulların kapatılmasının ardından kamplarda internet ve cihaz eksikliği nedeniyle çocukların uzaktan eğitime erişiminin olmadığını belirtti.

Farklı kamplarda çalışan iki eğitim bakanlığı koordinatörü, okulların Yunan çocuklarına açık olduğu dönemlerde de sığınmacı çocukların derslere katılamadığı bilgisini paylaştı.

HRW’ye değerlendirmede bulunan bir kamu denetçisi, Malakasa kampında 480 çocuğun “yeterli sınıf olmadığı” gerekçesiyle geçen yıl okula kayıt yaptıramadığını belirtti.

Denetçi “Yerel yetkililer, Ritsona kampından çocukların yakındaki okullara kaydolmasına izin vermedi çünkü okulu ısıtmak için paraları olmadığını veya daha fazla kapıcıya ihtiyaçları olacağını iddia ettiler.” ifadesini kullandı.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Delta uçağında şiddetli türbülans: 25 kişi hastaneye kaldırıldı

Published

on

By

ABD merkezli Delta Havayolları’na ait Amsterdam seferi yapan bir yolcu uçağı, şiddetli türbülans nedeniyle rotasını değiştirerek Minneapolis’e acil iniş yaptı. Delta’dan yapılan açıklamada, uçuşun ardından 25 kişinin hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

Salt Lake City’den Hollanda’nın başkenti Amsterdam’a giden DL56 sefer sayılı uçuş, Çarşamba günü yerel saatle 19.45 sıralarında Minneapolis–Saint Paul Uluslararası Havalimanı’na yönlendirildi. Delta, Airbus A330-900 tipi uçağın “önemli düzeyde türbülansa maruz kaldığını” ve bu nedenle acil iniş yaptığını duyurdu.

Uçak Minneapolis’e güvenli şekilde iniş yaptıktan sonra, havalimanı itfaiyesi ve acil sağlık ekipleri uçağa yönlendirilerek yolculara ve mürettebata müdahale etti. Delta’nın açıklamasında, “Varışta tıbbi ekipler, yolcu ve kabin ekibini değerlendirdi. 25 kişi hastaneye sevk edilerek tedavi altına alındı,” denildi. Şirket, acil durum ekiplerine desteklerinden dolayı teşekkür etti.

Delta, olay sonrası yolcularla birebir ilgilendiğini ve ihtiyaçlarını karşılamak için ‘Delta Care Team’ adlı özel bir ekibin görevlendirildiğini bildirdi. Ancak uçakta kaç yolcu ve mürettebatın bulunduğuna dair bilgi verilmedi.

Airbus’ın resmi verilerine göre A330-900 tipi uçaklar azami 465 yolcu taşıma kapasitesine sahip.

Benzer bir olay mart ayında da yaşanmış, Missouri’den Houston’a gitmekte olan bir United Express uçağı türbülansa girerek Waco, Texas’a acil iniş yapmış ve beş yolcu hafif yaralanmıştı.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere’de yeni araçlara alkol kilidi ve kara kutu zorunluluğu gündemde

Published

on

By

İngiltere’de İşçi Partisi hükümeti, Avrupa Birliği’nin Genel Güvenlik Yönetmeliği 2 (GSR2) ile uyumlu yeni bir düzenleme üzerinde çalışıyor. Plana göre ülkede satılacak yeni araçlara alkol kilidi (alcolock) ve kara kutu (event data recorder) gibi güvenlik sistemlerinin entegre edilmesi zorunlu hale gelebilir.

Bu karar, Brexit sonrası İngiltere’nin Avrupa düzenlemelerinden bağımsızlaşma sürecini tersine çevirdiği gerekçesiyle muhalefet ve bazı gazeteler tarafından sert şekilde eleştiriliyor.

Alcolock ve kara kutu nedir?
Alkol kilidi (Alcolock): Sürücünün yasal alkol limitini aşıp aşmadığını ölçer. Limitin üzerindeyse araç çalışmaz.

Kara kutu: Çarpışma öncesi hız, frenleme gibi verileri kaydeder.

GSR2 kapsamındaki diğer yenilikler: Sürücü uykululuğu uyarıları, çarpışma önleyici sistemler ve şerit takip desteği.

Hükümet: Ekonomik ve güvenlik açısından mantıklı
İngiltere Ulaştırma Bakanlığı, otomobil üreticileri ve sektörel kuruluşlarla görüşmeler yaptığını doğruladı. Bakanlık, Avrupa ile farklı güvenlik standartlarının hem maliyetleri artıracağını hem de Kuzey İrlanda gibi bölgelerde çift standart yaratacağını belirtti.

İşçi Partili yetkililer, uyum sürecinin “ideolojik değil ekonomik ve pratik gerekçelere” dayandığını savunuyor.

Muhalefet: Bu bir gizli AB dönüşü
Brexit yanlısı bazı milletvekilleri ve medya organları, bu düzenlemeyi “gizli AB dönüşü” olarak nitelendiriyor. Muhalefete göre hükümet, güvenlik gerekçesiyle halktan habersiz şekilde yeniden AB kurallarına teslim oluyor.

Bazı yorumcular, bu hamlenin siyasi sembolizmle maskelenmiş bir entegrasyon çabası olduğunu öne sürüyor.

Otomobil üreticileri destekliyor
Üretici firmalar ve ihracatçılar ise standartların uyumlu olmasının maliyetleri düşürdüğünü ve Avrupa pazarına girişte kolaylık sağladığını belirtiyor.

Fakat teknolojinin maliyeti, doğrudan araç fiyatlarına yansıyabileceği için tüketici tarafında endişeler var.

Mayıs 2025’te yapılan bir ankette: katılımcıların yüzde 53’ü, mahkeme kararıyla alcolock takılmasını destekliyor.

Bu gruptakilerin yüzde 56’sı ise yalnızca tekrarlayan değil, tüm alkollü sürücüler için zorunlu hale gelmesini istiyor.

2013–2024 arasında İngiltere ve Galler’de 27.000’den fazla tekrar eden alkollü araç kullanımı vakası kaydedildi. Trafik güvenliği savunucuları, bu teknolojinin caydırıcı olabileceğini savunuyor.

Yeni bir standart mı doğuyor?
Eğer düzenleme hayata geçerse, İngiltere’de satılan tüm yeni araçlar:

Yasal alkol sınırı üzerinde araç çalıştırılamayan sistemlerle,

Çarpışma öncesi verileri kaydeden cihazlarla,

Sürücü yardım sistemleriyle donatılmış olacak.

Bu gelişme, yol güvenliğini artırma potansiyeli taşırken aynı zamanda Brexit sonrası İngiltere’nin düzenleyici bağımsızlığı tartışmasını yeniden alevlendiriyor.

Devamını Oku

Dünya

Portekiz ve İspanya orman yangınlarıyla mücadele ediyor

Published

on

By

Portekiz ve İspanya’nın yüksek sıcaklık ve şiddetli rüzgarların neden olduğu çok sayıda orman yangınıyla mücadelesi sürüyor.

Portekiz’in kuzey ve orta bölgelerinde çok sayıda orman yangını devam ederken ülke, yüksek alarm durumuna geçti.

El Confidencial gazetesinin haberine göre, Ulusal Sivil Koruma Kurumu, 132 bildirimle bu yılın en yüksek yangın alarmı sayısına ulaşıldığını açıkladı.

Yaklaşık 2 bin 700 itfaiye personeli, 29 hava aracının da desteğiyle yangınları kontrol altına almaya çalışıyor.

Yangınlar nedeniyle bazı bölgelerde tahliyeler yapıldı ve yaralanmalar meydana geldi. Aralarında 14 itfaiye personelinin de bulunduğu 20 kişi, ekiplerce tedavi edildi.

En ciddi yangınlar Arouca, Penafiel, Ponte de Lima, Penamacor ve Ponte da Barca bölgelerinde çıktı. Yetkililer, daha önce kontrol altına alınan bazı yangınların yüksek sıcaklık ve şiddetli rüzgarlar nedeniyle yeniden alevlendiğini bildirdi.

Portekiz Başbakanı Luis Montenegro, Ulusal Sivil Koruma Kurumu merkezinde yaptığı açıklamada, “Zor bir dönemden geçiyoruz ancak müdahale sistemimizin tamamı olabildiğince hızlı devreye girecek şekilde çalışıyor.” diye konuştu.

Portekiz Deniz ve Atmosfer Enstitüsü (IPMA), ülkenin genelinde yangın çıkma riskinin “en yüksek” veya “çok yüksek” seviyede olduğunu bildirdi.

Portekiz Orman Enstitüsünün paylaştığı geçici verilere göre, ülkede ocak ayından itibaren 22 bin hektardan fazla alan yandı.

Hava sıcaklığının bu hafta 40 dereceye ulaşmasının beklendiği İspanya’da da yetkililer, yangın riski konusunda uyarıda bulundu.

İspanya’nın Avila kentinin güneyindeki Cuevas del Valle’de dün çıkan yangınla ilgili Castilla y Leon bölge yönetimi, rüzgarın, yangının her iki kanadını yeniden alevlendirdiğini ve kontrol altına alma çabalarını zorlaştırdığını bildirdi.

Bu sabah itibarıyla söz konusu yangına ekiplerin 161 asker ve 59 araçla müdahalesi sürüyor. Yangının yayılmasını izlemek ve müdahaleyi yönlendirmek amacıyla havadan destek de sağlanıyor.

Caceres bölgesinde çıkan yangında ise birçok köyden yaklaşık 200 kişi tahliye edilirken yangının söndürülme çalışmalarında 180 kişi görev yapıyor.

Bu arada, Lleida şehrine bağlı Fulleda köyündeki orman yangını ise yaklaşık 13,5 hektarlık alanı yaktıktan sonra dün gece kontrol altına alındı.

Devamını Oku

Trending

Reklam