Hac farizasını yerine getirmek için ilk olarak Mediye’ye gelen Türk hacı adayları ve diyanet görevlileri buradan Mekke’ye geçiş yaptı.
Hac için kutsal topraklara gelen hacı adayları, ilk olarak Medine’de Mescid-i Nebevi’yi ziyaret etti. Burada Hazreti Muhammed ile Hazreti Ebubekir ve Hazreti Ömer’in kabirlerinin yer aldığı Hücre-i Saadet’i selamlayan hacı adayları, dua etti.
Türk hacı adayları, sahabe mezarlarının bulunduğu Cennet-ül Baki’yi ve “İslam’ın ilk mescidi” olarak anılan Kuba Mescidi’ni, Mescid-i Kıbleteyn ile Uhud ve Hendek savaşlarının yaşandığı mekanları ve Okçular Tepesi’ni ziyaret etti.
Medine’deki ziyaretlerini tamamlayan Türk hacı adayları ile Diyanet İşleri Başkanlığı görevlileri Mekke’ye geçti.
Otellerine yerleşen hacı adayları Kabe’yi ziyaret ediyor. Dualar eşliğinde Kabe’yi tavaf eden ve tavaf namazı kılan hacı adayları, Safa ile Merve tepeleri arasında say yapıyor.
Sayın bitirilmesinin ardından umreyi tamamlayanlar ise tıraş olarak ihramdan çıkıp, hac gününü ibadetlerle bekliyor.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Mekke’de Türk hacı adaylarıyla buluştu
Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Avrupa, ABD ve Kanada başta olmak üzere çeşitli ülkelerden gelen Türk hacı adaylarıyla Mekke’de bir araya geldi.
“Hasretini çektiğimiz bu kutlu ibadeti bizlere nasip eden yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun.” diyerek hitabına başlayan Erbaş, “Vahyin ve tarihin merkezindeyiz. Mübarek şehir Mekke’deyiz. Geçmiş ve geleceğin buluştuğu yerdeyiz. Dünyanın kalbindeyiz. Alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed Mustafa’nın (S.A.V.) doğup büyüdüğü, vahye mazhar olduğu yerdeyiz.” diye konuştu.
Mekke’de, ilk insan ve ilk peygamber Hazreti Adem’in yaşadığını, insanlık tarihinin başladığını, yeryüzündeki ilk mescit Kabe’nin inşa edildiğini söyleyen Erbaş, şunları kaydetti:
“Mekke-i Mükerreme diyoruz. Değerli, cömert Mekke anlamına geliyor. Çünkü Alemlerin Efendisi burada doğdu. Bütün dünyaya Alemlerin Efendisi’ni tanıtan şehir Mekke. Bundan daha büyük bir cömertlik olabilir mi? İnsanlığa kurtuluş reçetesini sunmak kadar büyük bir cömertlik olabilir mi? Onun için Mekke-i Mükerreme diyoruz. Bu şehrin bağrından insanlığın efendisi çıktı. İslam’ın tebliği bu şehirde başladı ve Medine’de devam etti. Mekke’den Medine’ye, Medine’den medeniyete giden kutlu yol ile insanlığın hem tarihi hem talihi değişti.”
Erbaş, Hz. Muhammed’in güzel ahlakına vurgu yaparken, peygamberin doğduğu, yaşadığı şehirde onun hayatını, mücadelesini, güzel ahlakını tefekkür ederek, onun sünnetini yaşamaya gayret edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Hacı adaylarına haccı iyi değerlendirmeleri tavsiyesinde bulunan Erbaş, Hz. Muhammed’in “Her kim hac ibadetini yapar, kötülükten, günahtan uzak durursa, anasının onu doğurduğu günkü günahsız haline dönmüş olur.” sözlerini hatırlattı.
Erbaş, haccın, müminler için arınma ve bağışlanma fırsatı olduğuna dikkati çekerek, “Hac ibadeti, müminin kendi hayatı, kalbi, niyeti, hayalleri, arzuları, nefsi, hataları ve günahları ile yüzleşerek kötülük adına ne varsa, aklından, kalbinden ve hayatından çıkarması anlamına gelir.” ifadelerini kullandı.
Samimi bir tövbenin ve duanın kendini affettirmesi ihtimalinin olduğu bir ibadet olduğunu kaydeden Erbaş, bu şansı en güzel şekilde kullanmanın herkese nasip olmasını diledi.
Hac ibadetinde her sembolün manasını idrak etmek gerektiğine değinen Erbaş, şöyle devam etti:
“Hac bir okuldur, bir mekteptir. Hac, bir iman ve ahlak eğitimidir. Bu süreçte insan takvayı, sabrı, şükrü öğrenir. Sorumluluğu, dayanışmayı ve fedakarlığı öğrenir. Ahde vefayı, sadakati ve cömertliği öğrenir. Sabrı, tahammülü öğrenir. Hz. Peygamberimiz, ‘Mebrur bir haccın karşılığı ancak cennettir’ buyuruyor. Cenabıhak hepimize nasip etsin inşallah.”