Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Dünya AIDS Günü… Vudalı: “AIDS öldürücü bir hastalıktan olmaktan çıktı, kronik hastalık oldu”

Published

on

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emre Vudalı, gelişmiş tıp sayesinde AIDS’in öldürücü hastalık olmaktan çıkıp kronik hastalık grubuna girdiğini vurguladı.

HIV/AIDS farkındalık ve duyarlılığın artmasına yönelik çeşitli etkinliklerin yapıldığı 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nün bu yılki teması, Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) tarafından“Eşitlemek” (Equalize) olarak belirlendi.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emre Vudalı, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) yaptığı açıklamada, HIV (Human Immunodeficiency Virus – İnsan Bağışık Yetmezlik Virüsü) ve AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome – Kazanılmış Bağışık Yetmezlik Sendromu) hakkında bilgiler verdi, hastalığın ülkedeki durumunu anlattı.

HIV ile AIDS arasındaki farkı açıklayan Vudalı “HIV ve AIDS aynı şeymiş gibi algılanıyor ama temeldeki fark şudur. HIV virüsün ismidir, AIDS ise bu hastalığın üçüncü evresine verilen isimdir. Son dönem olduğu için bağışıklık sistemi düşüyor. Bu, kanserlere, fırşatçı enfeksiyonlara vücudun açık hale geldiği dönemdir. Dolayısıyla hastaları genellikle bu dönemde kaybediyoruz. Her HIV hastası AIDS döneminde değildir ama her AIDS dönemindeki kişide HIV enfeksiyonu mevcuttur” dedi.

Vudalı’nın Sağlık Bakanlığı verilerine dayanarak verdiği bilgiye göre, Kuzey Kıbrıs’ta ilk HIV vakası 1997’de kayıtlara geçti. Sonrasında ise 5 yıllık durgunluğun ardından 2002’de 2 vaka daha ortaya çıktı. 2022’de ise vaka sayısı 108’e ulaştı. Son bir yılda 6 kişiye HIV teşhisi konurken, bir AIDS hastası hayatını kaybetti. Ülkede ilk vakanın kaydedildiği 1997 yılından bugüne kadar ise 8 AIDS hastası hayata veda etti. HIV pozitif kişilerin büyük çoğunluğu erkek… Geçtiğimiz yıl ise ülkede 103 HIV vakası vardı.

– “HIV pozitif kişiler kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilir”

Hastalığın 3 evresi olduğunu aktaran Dr. Emre Vudalı, ortalama 1-1 buçuk ay süren ilk evresine “Akut Retroviral”, 6-8 yıl süren ikinci evresine “Sessiz Dönem” ve 1-2 yıl süren üçüncü evresine ise “AIDS” adı verildiğini anlatarak, enfekte olup tedavi görmeyen bir kişinin ortalama 10 yılda hayatını kaybettiğini kaydetti.

Şu anda ülkede AIDS evresinde vaka bulunmadığını ve tüm HIV vakalarının işlerine ve sosyal hayatlarına devam ettiğini belirten Vudalı, doğru zamanda ilaç tedavisine başlayan HIV pozitif kişilerin kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürdürebildiğini, geç HIV tanısı alan ve AIDS evresinde olan kişilerin dahi ilaç tedavisiyle sağlıklarına kavuşabildiğini vurguladı.

HIV’in yavaş ilerleyen bir hastalık olduğunu ancak sessiz dönemde kişinin bağışıklığının yavaş yavaş azaldığını söyleyen Vudalı, “Dolayısıyla basit bir gribi bile hasta ağır geçirebiliyor. Hasta AIDS’ten ölmüyor ama fırsatçı enfeksiyonlar veya kanserden ölebiliyor” dedi.

Gelişmiş tıp sayesinde HIV vakalarının normal yaşam süresini yaşayabildiklerini kaydeden Vudalı, “Bir kişinin ortalama yaşama süresi 80 yıl ise ve 20 yaşında bu hastalığa yakalanırsa biz yine 80 yıl gibi bir yaşam süresi bekliyoruz. Çünkü artık hastalığın ilerlemesini durduruyoruz. Hatta AIDS dönemindeki bir kişiyi normal sağlıklı bir bağışıklığa getirebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

Vakaların çoğu hastalığın ‘sessiz döneminde’ tespit ediliyor

Vudalı, HIV’in belirtileri ile ilgili şu bilgileri aktardı:

“Korunmasız bir cinsel ilişkiden sonra yaklaşık 4 ile 6 hafta içinde kendini göstermeye başlar. Bu belirtiler aslında çok da spesifik değildir. Şikayetler grip gibidir. Ateş, boğaz ağrısı, vücutta bezelerde büyüklük, gece terlemesi olabilir. Genelde bir aylık bir dönem geçmeyen boğaz ağrısı şikayeti olur. Ancak hastaların çoğu bu dönemde tanı almıyor. Çünkü grip olduğu düşünülür, farklı bir üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdiği düşünülür… Üst solunum yolu enfeksiyonuna sebep olabileceği belki de 100 tane farklı virüs vardır.

Tabii erken dönemlerde de birkaç HIV vakası yakaladık. Genelde uzamış boğaz enfeksiyonu ile hastalar bize geldiği zaman vücudun genelinde, bezelerde, koltuk altı, genital bölge ve boğaz bölgesindeki bezelerde büyüklük olduğu zaman şüphelenebiliyoruz. Ama yüzde 5’ini yakalayabiliyoruz bu dönemde. Çoğu hastalığın ‘sessiz dönem’ dediğimiz ikinci döneminde ortaya çıkıyor. Bu dönemde, adı üstüne, hastaların hiçbir şikayeti olmuyor ve hep rastgele ortaya çıkıyor. Rutin kontrol ya da tahliller sırasında ortaya çıkıyor.”

-Risk grubundakiler…

Doğru zamanda doğru kişilere test yapmanın önemine vurgu yapan Vudalı, daha sık taranması gereken risk grubundaki kişileri şöyle sıraladı:

“Korunmasız cinsel ilişki yaşayan ve birden fazla partnerle olanlar, damar içi ilaç bağımlılığı ve ortak enjektör kullanımı olanlar, HIV pozitif bir kişi ile ilişki yaşayanlar, görülme sıklığı yüksek bölgelere seyahat eden ya da orada yaşayanlar, cinsel saldırıya maruz kalanlar, erkekler arası homoseksüel ilişki yaşayanlar”

-“Şüpheli ilişkiden sonra 3 hafta ile 3 ay arası farklı dönemlerde test yapılmalı”

Tanının kan testi ile konulduğunu söyleyen Dr. Vudalı, testin doğru zamanda yapılması gerektiğini de vurguladı. “Örnek veriyorum, kişinin şüpheli bir ilişkisi oldu. Ertesi gün test yaparsınız pozitif çıkmaz. En erken pozitif çıkma süresi 3 haftadır” diyen Vudalı, şüpheli ilişkiden 3 hafta ile 3 ay sonrasına kadar farklı dönemlerde test yapılması gerektiğini anlattı.

HIV’in korumasız cinsel ilişki, kan ürünleri nakli, damar içi ilaç kullananlarda ortak enjektör kullanımı ve doğum sırasında anneden bebeğe bulaşabileceğini belirten Vudalı, HIV pozitif olan ve tedavi görmeyen anneden bebeğe bulaş ihtimalinin yüzde 30 olduğunu, tedavi gören anneden ise bebeğe virüs bulaşmayacağını söyledi.

Cinsel ilişki yoluyla bulaşın önlenmesinde prezervatif kullanımının önemine vurgu yapan Vudalı, korumasız bir ilişki olmuşsa iki tarafın da uygun süreler sonrasında test yapması gerektiğini yineledi. Vudalı, risk grubundaki kişilerin yılda bir testini yapması gerektiğini aktararak, tedavi ile hem insan hayatının kurtulduğunu hem de bulaşmanın azaldığını veya engellendiğini belirtti.

– “Hastanın konforu ön planda olacak ilaçlar geliştirildi”

HIV’in 1980’lerin başında çıktığını aktaran ve o yıldan günümüze tıptaki gelişmeleri anlatan Vudalı, şöyle konuştu:

“Bu konuya çok büyük paralar aktarıldı. Yeni ilaçlar sürekli olarak ortaya çıkmaktadır. 1996’da yeni, çok güçlü, daha etkili ve yan etkileri daha az ilaçlar ortaya çıktı ve o yıldan itibaren bu hastalık öldürücü bir hastalıktan çıkarak, kronik bir hastalık grubuna alındı.

Eskiden hastaya bir avuç ilaç verilirdi. Bir avuç ilaç verdiğinizde hastanın uyumu da azalırdı. Birçok yan etki olduğu için bazı hastalar tedaviyi de bırakıyordu. Ancak şu anda hastanın konforu ön planda olacak ilaçlar geliştirildi. Günde tek tablet, yan etkisi neredeyse hiç olmayan ilaçlar veriyoruz hastalarımıza.

Günümüze bakacak olursak bu atılımlar ve gelişmeler devam ediyor. Yeni çıkan ilaçları da takip etmeye çalışıyoruz. Yeni çıkan ve etkinliği daha da yüksek olan ilaçları Sağlık Bakanlığı’ndan talep ettik. Biz talebimizi yaptık, mümkün olursa onların da gelmelerini bekliyoruz.”

– “Toplumun bilinçlenmesi lazım. Bu kişilerin kesinlikle dışlanmaması gerekiyor”

Toplumdaki önyargılardan dolayı HIV hastalarının yaşadığı sıkıntılara da değinen Dr. Emre Vudalı, hastaların yakın çevresi ve hatta ailesi tarafından dışlanabildiğini kendi hastalarından da gözlemlediğini söyledi.

Vudalı, “Zaten zor bir döneme girmiş olan kişi, daha da yalnızlığa itiliyor ve çok zor bir sürece girmiş oluyor. Bu kişileri desteklemek lazım, dışlamamak lazım… Toplumun bilinçlenmesi lazım. Bu kişilerin kesinlikle dışlanmaması gerekiyor, sarılmayla, öpüşmeyle, aynı bardaktan su içmeyle bu hastalık bulaşmaz. Empati yapıp bu kişileri desteklemek, kucaklamak lazım” diye konuştu.

HIV hastalarının isimlerinin ortaya çıkmasından çekindiğini, bu yüzden de yaşadıkları sıkıntıları anlatamadıklarını ve şikayette bulunamadıklarını da belirten Vudalı, “Bu hastalar sıkıntıları olduğunda gidip gazetede konuşamıyorlar, gidip şikayet edemiyorlar, bize geliyorlar. Bizim, onların sesi kulağı biz olmamız gerekiyor” dedi.

– “Biraz yatırım yapılması gerekiyor… Çünkü hasta sayısı gitgide artıyor… İlaçlarının düzenli temin edilmesinde sıkıntı yaşıyoruz…”

HIV hastalarının tedavisi sırasında karşılaşılan sorunlardan da bahseden Vudalı, sözlerini şöyle şürdürdü:

“İlaçlarının düzenli temin edilmesinde sıkıntı yaşıyoruz. Yeni ilaçların gelmesi gerekiyor. Toplumda riskli kişilerin kimlerin olduğu sürekli olarak anlatılmalı ve bu kişilere Bakanlığın da uygun gördüğü şekilde testler yapılmalı. Sadece 1 Aralık Dünya AIDS gününde bir açıklama yapıp bu insanları düşünmüş olmuyoruz. Bu konuda ülke politikasını değerlendirmek, bütçe ayırmak lazım. ‘Kimler risklidir, kimlere test yapılması lazım, hangi şartlarda nerede yapılabilir?’, bunları konuşmak gerekiyor. Bunun dışında bazı testlerimiz hala Devlet Hastanesi’nde yapılmıyor. Bunları da tamamlamak gerekiyor. Bunları da tamamladıktan sonra daha iyi hizmet verebileceğiz.

Ayrıca biz 4 enfeksiyon hastası uzmanıyız. Birçok işe bakıyoruz. Bu konuda da belki destek verilebilir. Sadece bu iş için bir hemşire, bir sekreter verilebilir ki bu kişilerin dosyaları tutulsun, tahlil zamanları geldiğinde hastalar uyarılsın, ilaçları ile ilgili bir sorun olduğunda bize yardımcı olsun. Yani kalitemizi artırmak için biraz yatırım yapılması gerekiyor, hem personel olarak, hem eğitim olarak, hem ilaç olarak… Çünkü hasta sayısı gitgide artıyor…”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

İŞAD heyeti Azerbaycan’dan döndü

Published

on

By

Kıbrıs Türk İş İnsanları Derneği (İŞAD) Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan heyet, Azerbaycan temaslarını tamamlayarak yurda döndü

Heyette yer alan İŞAD Yönetim Kurulu Başkanı Enver Mamülcü ziyaretle ilgili açıklamasında, Azerbaycan iş insanlarıyla bir araya gelmekten onur duyduğunu, Azeri iş insanlarıyla birlikteliğin KKTC’nin siyasi olmasa bile ekonomik görünümünü arttıracağına inandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Azerbaycan’daki temaslarına da işaret eden Mamülcü, Cumhurbaşkanı’nın nezdinde görüşmelerinin gerçekleşmesini de büyük bir onur olarak değerlendirerek, bu sayede iki devlet ve halk arasında kurulmuş olan gönül köprülerinin ticari köprülere de dönüşebileceğine dikkat çekti.

Mamulcü, Anavatan Türkiye, kardeş ülke Azerbaycan ve KKTC iş dünyaları arasında İŞAD öncülüğünde başlayan ticari girişimlerin Türk dünyasının ticaret zincirinin de temellerini oluşturacağına inandığını belirtti.

İŞAD heyetinin Bakü’de Kemal Bağzıbağlı tarafından, Kuzey Kıbrıs’ın yerel doku konseptiyle Bakü Akşehir de kurulan Hellim Restaurant’ı da ziyaret ettiği kaydedildi.

İŞAD heyetinin ziyarette KKTC ve Azerbaycan iş dünyalarını bu yıl bir kez daha bir araya getirmek için anlaşma yaptığı da kaydedildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Türkiye’deki üniversitelerde eğitim görmek isteyen öğrencilere 70 kontenjan ayrıldı

Published

on

By

Türkiye’deki üniversitelerde eğitim görmek isteyen A Level sınav sonuçlarına sahip KKTC uyruklu öğrenciler için 70 kontenjan ayrıldığı açıklandı.

Milli Eğitim Bakanlığı ile TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) arasında 13 Temmuz 2023’te imzalanan iş birliğine yönelik mutabakat zaptı uyarınca, A Level sınav sonuçlarıyla Türkiye’deki üniversitelerde eğitim görmek isteyen öğrenciler için talep edilen 2025-2026 eğitim-öğretim yılı YTB kontenjanları belirlendi.

Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim ve Dışilişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi, yazılı açıklamasında bu yıl YTB tam bursu kapsamında 31 farklı bölümde 60 kontenjan, YTB Yerleştirme Bursu kapsamında ise 10 farklı bölümde 10 kontenjan olmak üzere toplam 70 kontenjan ayrıldığını duyurdu.

Ayrıca A Level sınav sonuçlarına göre YTB kontenjanlarından yararlanacak öğrencilerden; A Level sınav sonuçlarının yanında yabancı dil düzeyini gösteren TOEFL IBT, IELTS ve SAT sınav sonuçlarının da talep edilebileceği belirtildi.

Belirlenen programlar için istenen sınav puanlarının, üniversitelere ve bölümlere göre farklılık gösterdiği de kaydedilirken kontenjanlar için gerekli bilgi ve belgelerin Milli Eğitim Bakanlığı’nın web sayfasından (http://www.mebnet.net/) daha sonra duyurulacağı açıklandı.

Geçtiğimiz yıl A Level sınav sonuçlarına sahip KKTC uyruklu öğrenciler için 55 kontenjan ayrılmıştı.

Kontenjan listesi:

17518970726242025 Türkiye Bursları_A Level Kontenjanları_Ek_2025 Türkiye Bursları A Level Kontenjanları Listesi1 (1)

Devamını Oku

Kıbrıs

Turizm ve Seyahat Acenteleri Birliği’nden bilet ücretleriyle ilgili düzenlemeye destek: “Olumlu ve değerli buluyoruz”

Published

on

By

Kıbrıs Türk Turizm ve Seyahat Acenteleri Birliği (KITSAB) Ada Kıbrıs Projesi kapsamında Türk Hava Yolları (THY) ve AJet arasında imzalanan, bilet ücretlerinin düşürülmesi ve yeni uçuş düzenlemelerini içeren iş birliği protokolüne destek belirtti.

Kıbrıs Sağlık Turizmi Konseyi’nden verilen bilgiye göre, bugünkü imza töreninin ardından Kıbrıs Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Ahmet Savaşan, Kıbrıs Türk Turizm ve Seyahat Acenteleri Birliği (KITSAB) Başkanı Orhan Tolun ve KITSAB Yönetim Kurulu Üyesi Doğan Yalkı ile sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

-Tolun

AJet’in “Ada Kıbrıs Projesi” kapsamında İstanbul-KKTC uçuşlarında 6 bin TL, Londra Stansted-KKTC uçuşlarında ise 250 euro (çift yön) bilet tarifesinin uygulamaya başlamasının Kuzey Kıbrıs turizmi açısından olumlu bir gelişme olduğunu belirten Tolun, KITSAB’ın atılan bu adımları değerli bulduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel ve THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ın imzalarıyla hayata geçirilen projenin, ülke turizmine önemli katkılar sağlayacağını belirten Tolun, “Tatil, kültür, sağlık, gastronomi başta olmak üzere turizmin tüm alanlarını olumlu yönde etkileyecek bir süreç başladı.” dedi.

Savaşan: “Üstel’in Berlin’de başlattığı girişimler sonuçlar veriyor…”

Kıbrıs Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı ve UBP Milletvekili Ahmet Savaşan ise AJet’in Kuzey Kıbrıs’a özel fiyatlarla uçuş yapması yönündeki girişimlerin, Başbakan Ünal Üstel başkanlığında, Başbakan Yardımcısı ve Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımı ile Almanya’da ITB Berlin Fuarı’nda yapıldığını söyledi.

Savaşan, bu girişimlerin somut sonuçlar vermeye başladığını, projenin turizme ve dolayısıyla genel anlamda ülke ekonomisine katkı sağlayacağını ifade etti.

-“60 KKTC’li genç kabin memuru olarak istihdam edilecek…”

Proje kapsamında 60 KKTC’li gencin AJet’te kabin memuru olarak istihdam edileceğini belirten Savaşan, AJet filosundaki iki uçağa “Ada Kıbrıs” logosunun yerleştirilmesinin de ülke tanıtımı açısından önemli bir adım olduğuna işaret etti.

-“THY Kıbrıs Müdürlüğü önemli çalışmalar yürütüyor”

THY Kıbrıs Müdürlüğü’nün ülke turizminin gelişimine katkı sağlamak adına önemli çalışmalar yürüttüğünü de vurgulayan Savaşan, “Türkiye’nin samimi desteğiyle THY tarafından atılan bu adımlar, Kuzey Kıbrıs’ın turizm ürünlerinin uluslararası alanda görünürlüğünü artıracak, ülke ekonomisine olumlu katkılar sağlayacak ve aynı zamanda gençlerimize yeni fırsatlar sunacak.” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam