Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü nedeniyle Boğaz Şehitliği’nde tören düzenlendi

Published

on

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108’inci yıl dönümü dolayısıyla ülke genelinde törenler düzenlendi.

Boğaz Şehitliği’nde yer alan törene Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, KTBK Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, Güvenlik Kuvvetleri Komutanıı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, Ana Muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, bazı bakanlar, milletvekilleri, siyasi parti, kurum, kuruluş dernek üniversite temsilcileriyle askeri erkân katıldı.

Çelenklerin Boğaz Şehitliği’ne sunulmasıyla başlayan tören, saygı duruşu, saygı atışının ardından İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesiyle devam etti. Törende, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Hava Savunma Üsteğmen Muhammed Reha Keleş, günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yaptı.

Konuşmanın ardından Şehitlik Özel Defteri Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, KTBK Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk tarafından imzalandı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Boğaz Şehitliği’nden alınan toprağı Anıtkabir’e gönderilmek üzere Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Feyzioğlu’na teslim ettikten sonra konuşma yaptı.

Tatar’ın konuşmasının ardından şehit kabirleri gezilerek, çiçekler sunuldu.

Tatar: “Türkiye halkıyla birlikte ağladık, ağlamaya devam ediyoruz”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, törende yaptığı konuşmada, deprem felaketinde kaybedilen hayatlardan dolayı bu yıl bambaşka duygular ve acılar içinde anma töreninde bulunduklarını kaydetti.

Türkiye’de yaşananlardan dolayı Kıbrıs Türk halkının da yüreğinin parçalandığını, Kıbrıs Türk halkının da depremde evlatlarını kaydettiğini dile getiren Tatar, “Türkiye halkıyla birlikte ağladık, ağlamaya devam ediyoruz. Hayatını yitirenlere rahmet, yakınlarına ve tüm milletimize baş sağlığı diliyorum” dedi.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin Türk tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğunu ve dünya tarihini de değiştirdiğini ifade eden Tatar, verilen destansı mücadele neticesinde kazanılan zaferle Türk halkının kurtuluş savaşlına bir meşale yaktığını kaydetti.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının Türkiye Cumhuriyeti’nin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kuruluşundan aldığı ilhamla Kıbrıs’ta mücadelesini devam ettirdiğini söyledi ve yıllar sonra yaşanan Erenköy savaşlarını küçük bir Çanakkale Savaşı’na benzettiklerini ifade etti.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının o milli ruhla 1974’e kadar adada direndiğini, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın gerçekleşmesiyle KKTC’nin temellerinin atıldığını da anlattı.

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da katıldığı Türk Devletler Teşkilatı zirvesiyle ilgili hatırlatmada bulunan ve konuşmasında KKTC’nin Türk dünyasının kopmaz bir parçası olduğunu haykırdığını dile getiren Tatar, Kıbrıs Türk tarafının müzakere masasına dönme koşullarını da konuşmasında anlattığını ifade etti ve bunları anımsattı.

Tatar, “Bizler KKTC olarak Doğu Akdeniz’de, en güneyde bir Türk devleti olarak onların buradaki temsilcileri olduğumuz onlara anlatarak buradaki milli davamızın ne kadar önemli olduğunu onlarla paylaştım “dedi.
Tatar tüm şehitleri rahmetle andı.

Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Hava Savunma Üsteğmen Muhammed Reha Keleş, tüm yokluk ve imkansızlıklara rağmen, milletin kahraman evlatlarının emsalsiz kahramanlıklarıyla kazanılan Çanakkale Zaferi’nin milli mücadelelerine ilham verirken Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda önemli bir kilometre taşı olduğunu vurguladı.

Keleş, “Şanlı tarihimizde tüm ihtişamıyla yer alan ve tüm dünyaya karşı azmin, cesaretin ve fedakarlığın sayısız örneklerinin sergilendiği Çanakkale Savaşları vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda asil Türk milletinin hangi zorluklara göğüs gerebileceğinin en zor şartlar altında dahi, neleri başarabileceğinin en güzel örneklerinden birisidir” dedi.

Tüm Anadolu insanının Çanakkale Zaferi’nden aldığı güçle Kurtuluş Savaşı’nı başlattığını ve işgal altındaki vatan topraklarını kurtararak Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduğunu belirten Keleş, şahitleri saygı ve şükranla yad etti; Türkiye’nin bugün ulaştığı seviyenin aziz şehitlerin ve kahraman gazilerin eseri olduğunu vurguladı.

-Şehitlik Özel Defteri ….Tatar: “Türk ulusunun kahramanlığının en büyük abidesi”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Şehitlik Özel Defterine şunları yazdı:

“İşgalci, emperyalist güçlerin ordularına karşı, Türk ulusunun destan yazdığı, kahraman Mehmetçik’in kazandığı Çanakkale Zaferi’nin 108. yıl dönümünde sizin huzurunuzdayız.

Tıpkı Kurtuluş Savaşı gibi Türk ulusunun, özgürlük ve bağımsızlığından hiçbir hal ve koşulda vazgeçmeyeceğinin, esaret altında yaşayamayacağının, kahramanlığının en büyük abidesi ve göstergelerinden biri olan, canınızı feda ederek kazandığınız Çanakkale Zaferi, bu toprakları vatan yapabilmemizin de temelini oluşturmuştur.

Bu topraklarda kendi devletimizin çatısı altında ve bayraklarımız gölgesinde özgür ve egemen olarak yaşıyorsak bunu, siz aziz şehitlerimize borçluyuz.

En büyük ve en kutsal görevimiz, bize bıraktığınız değerleri ve emanetleri korumak, devletimizi sonsuza dek yaşatmaktır. Bu, size gelecek nesiller olan en büyük borcumuzdur.

Aziz şehitlerimiz, rahat uyuyun. Sizi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Vatan size minnettardır. Ruhunuz şad olsun”.

-Feyzioğlu: “Dünya tarihine altın harflerle kazınmıştır”

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Şehitlik Özel Defteri’ne şunları kaydetti:

“Aziz şehitlerimiz,

Kadim tarihimizdeki yeri ülkemiz ve milletimiz için müstesna olan Çanakkale Zaferi’nin 108. yıl dönümünü andığımız bu anlamlı günde manevi huzurunuzdayız.

Aziz milletimizin bağımsızlık ve geleceğine kastetmeye çalışanlara karşı, canlarını hiçe sayarak vatan uğruna gözlerini kırpmadan şahadete yürüyen kahramanlarımızın eseri bu Zafer, Yüce Türk milletinin asla boyunduruk kabul etmeyeceğini, dünyaya bir kez daha göstermiş, ezilen ve bağımsızlık özlemi duyan milletlere örnek olmuş, dünya tarihine altın harflerle kazınmıştır.

Zaferden yarım asır sonra bu kez Kıbrıs Türkü’nün varlığına ve hürriyetine göz dikenler karşılarında yine Çanakkale ruhunu bulmuş, cesur vatan evlatlarının fedakâr ve şanlı direnişi “1974 Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı” ile taçlanarak milletimizin gönlünde ve tarihin sayfalarında hak ettiği yeri almıştır

Bu vesileyle bir kez daha, şanlı Çanakkale Zaferi’ni Türk milletine armağan eden atarlarımızı 100. yılına girdiğimiz Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarında yatan şehitlerimizi, dünyanın dört bir yanında onurlu görevlerini yerine getirirken teröristlerce hunharca şehit edilen Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı mensuplarını, geçtiğimiz ay deprem felaketinde yaşamını yitiren vatandaşlarımız ile şehadete eren askerlerimizi, istiklal ve vatan uğrunda şehit düşmüş tüm kahramanlarımızı, rahmet, minnet ve hürmetle anıyor, gazilerimize sağlıklı ve uzun ömürler dileklerimi ve şükranlarımı sunuyorum.”

KTBK Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk de Şehitlik Özel Defteri’ne şunları yazdı:

“Aziz şehitlerimiz,

Çanakkale’de yedi düvelin karşısında dimdik durarak, her karış toprağı kanla sulanmış Türk vatanının namus ve haysiyetini korumak için cansiperane dövüşerek şehadet mertebesine ulaşmış sizlerin huzurundayız.

‘Türkiye’nin önsözü’ Çanakkale Zaferi; milletin ayağa kalktığı tarihtir. Türk’ün en önemli kahramanlık destanı, dünyayı yenenlerin yenildiği yerdir. Kahramanlıklar menkıbesidir. Çanakkale; Türkiye demektir. Anadolu demektir. Kahraman ordumuzun gösterdiği mertlik ve insanlık örneğidir.

‘Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın’ dizelerinde anlatıldığı gibi Yahya Çavuşların, Onbeşlilerin ve isimsiz nice Mehmetlerin vatan sevgisinden ve asil Türk milletinden aldığımız güçle Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığına yönelebilecek tehditlere karşı ölürsem şehit, kalırsam gazi anlayışıyla, kanımızın son damlasına kadar mücadelemize devam edeceğiz.

Büyük Zafer’in gururunu bizlere armağan eden başta ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere; bu destansı mücadelede toprağa düşerek şehadet şerbetini içen siz aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla yad eder, tarih boyunca ordusuna destek veren asil Türk milletine ve mücahit Kıbrıs Türk halkına şükranlarımı sunarım.

Ruhunuz şad olsun.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin yıl sonu gösterisi yapıldı

Published

on

By

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin (SAM) yıl sonu gösterisi dün yapıldı.

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nden verilen bilgiye göre, Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’ndeki etkinliğe Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ve bazı milletvekilleri de katıldı.

Etkinlikte Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ile Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın konuşma yaptı.

Etkinlikte resim, seramik ve ahşap atölyelerinde üretilen çalışmalardan oluşan sergiler de açıldı.

SAM öğrencileri, dans, bale, jimnastik, halk dansları gösterileri sundu.

-Barçın

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin üretim ve eğitim alanında ortaya koyduğu çalışmaların önemini dile getirdi.

Sosyal Aktivite Merkezi’nin sadece aktivite yapılan bir yer olmadığını gördüğünü ifade eden Barçın, sevgi, emek ve umudun da var olduğu merkezde, nice çocukların yetiştirilmesini temenni etti.

-Karavezirler

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin gurur verici işler başardığını belirterek hem eğitmenlere hem de öğrencilere teşekkür etti.

“Hizmet etmek sevmekle başlar diyorum. Çünkü biz, beldemize severek hizmet ediyoruz, hizmet aşkıyla çalışıyoruz” diyen Karavezirler, bugün de bunun onur ve gururunu yaşadığını söyledi.

SAM’da yer alan seramik ile teknoloji atölyelerinin her geçen gün büyüdüğünü belirten Karavezirler, bilim ve teknoloji merkezinin kurulması için adım atıldığını belirtti.

Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin eğitime, kültüre, sanata verdiği öneme işaret ederek, belediyenin öz kaynaklarıyla yapılan okul binası, oyun grubu gibi eserler hakkında bilgi verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Ertuğruloğlu, İİT Dışişleri Bakanları toplantısına katıldı

Published

on

By

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 21-22 Haziran tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 51. Dışişleri Bakanları Konseyi (DBK) Toplantısına katıldı.

Tahsin Ertuğruloğlu, “Değişen Dünyada İİT” konu başlığıyla gerçekleşen ve İsrail’in Filistin ve İran’a saldırılarının ağırlıklı olarak gündemi oluşturduğu toplantıda bir de konuşma yaptı.

Ertuğruloğlu konuşmasında, 20 ayı aşkın bir süredir devam eden ve 55 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirmesine neden olan katliamın son bulması için üye ülkelerin ve uluslararası toplumun bir an önce İsrail’i durduracak adımlar atması gerektiğini, geçmişte benzer saldırıları ve acıyı yaşamış Kıbrıs Türk halkının Filistinli kardeşlerinin acısını derinden hissettiğini, uzun yıllardır devam eden Filistin sorununa çözümün, bağımsız ve egemen Filistin devletinin kabülü ve iki devlet esasıyla mümkün olabileceğini ifade etti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, dün gece Amerika’nın İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıların, bir süredir İsrail’in Ortadoğu’daki saldırılarıyla istikrarsızlaşan güvenlik ortamını küresel boyuta taşıyabilecek düzeye getirdiğini, güvensizlik ve istikrarsızlığın ne yazık ki günümüzün düzeni haline geldiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu Kıbrıs konusunda bir uzlaşıya varılamamasının nedeninin bazı kesimlerce iddia edildiği gibi müzakere eksikliğinden değil, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk tarafını eşit ortak olarak görmeyi ve egemen eşit ve eşit uluslararası statüye haiz devlet olarak tanımayı reddetmeyi ısrarla sürdürmesi olduğunu belirtti.

Ertuğruloğlu, Ada’da kalıcı ve sürdürülebilir bir uzlaşının mevcut iki devlet gerçeği temelinde sağlanabileceğini vurgulayarak, tarafların egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyidiyle iki devlet arasında iş birliği yollarının aranabileceğini ifade etti. Bakan Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77.BM Genel Kurulu’nda uluslararası topluma yaptığı ve takip eden yıllardaki genel kurullarda yinelediği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaları ve diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaları yönündeki çağrısını hatırlatarak, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin bu çağrı doğrultusunda somut adım atmalarını beklediklerini belirtti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, toplantı çerçevesinde, bazı üye ülke Dışişleri Bakanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Ayrıca, İslam İşbirliği Gençlik Formu tarafından Haliç Üniversitesi’nde düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a İİGF Büyük Gençlik Ödülü’nün takdim edildiği ödül törenine katıldı.
Bakan Ertuğruloğlu’na toplantı ve temaslarında Müdür/Temsilci Mustafa Davulcu, KKTC İstanbul Başkonsolosu Erek Çağatay ve Üçüncü Sekreterler Begüm Tuncalı ve İsmail Bayramoğlu eşlik etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Hasipoğlu: “İsrail-İran çatışmasına ABD’nin müdahil olmasıyla gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz”

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, İsrail-İran çatışmasına Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) müdahil olmasıyla gelişmeleri “endişeyle takip ettiklerini” söyledi

Hasipoğlu, bölgesel gelişmeler ve güncel konularla ilgili yazılı açıklama yaptı.

İran’ın Birleşmiş Milletlerden ABD’nin İran’a saldırısının incelenmesi ve kınanması talebiyle BM Güvenlik Konseyinden (BMGK) “acil oturum” talep ettiğini belirten Hasipoğlu, “Savaştaki füzelerin hedefinin nükleer tesis boyutuna gelmesi, içinde bulunduğumuz coğrafya için daha da endişe verici bir boyuta dönüştürmüştür” dedi.

-BM Güvenlik Konseyi “barış gücü değil izleme konseyi”

BM’nin barış gücü olmaktan artık çıkarak bir izleme konseyine dönüştüğünü söyleyen Hasipoğlu, “ ABD, Rusya gibi büyük devletlerin daimi üye olup veto haklarının olmasından dolayı Güvenlik Konseyinden mazlum halkları koruyacak, yaptırım içeren, önleyici kararlar çıkamamaktadır. Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği BM ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarına şahitlik ediyoruz. Bunu daha önce Bosna’da, en son en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla ve bu yapıların karar alamadığını görüyoruz” dedi

BM’nin bugün ABD – İsrail müttefikliğinin yaptığı saldırıları izlemekle yetindiğini ve asli görevini yapamadığını ifade eden Hasipoğu , İsrail ile İran arasındaki çatışmaların da 10’uncu gününe girdiği şu günlerde izleyici koltuğunda oturmaya devam ettiğini belirtti.

– “Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık”

Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık . 1974 öncesi Rum saldırıları karşısında BM’nin izleyici rolü ve alınan güvenlik konseyi kararları ortadadır. Keza, 1979 yılından itibaren başlayan federasyon müzakerelerinde, Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna ek olarak , BM’in yapısal bozukluğundan dolayı çözüm de sağlanamamıştır . 1974 öncesinde Rum mezalimliğine tanıklık eden BM, sonraki federasyon görüşme süreçlerinde ise çözüm anlamında masaya getirdiği tüm plan ve önerilerine ‘Evet’ diyen Kıbrıs Türk halkına hak ettiği değeri ve statüyü vermek yerine , ‘Hayır’ diyen tarafın ödüllendirmeye devam etmiştir. Diğer bir ifadeyle BM müzakere süreci ile ilgili bir nihai tespit yapmaktan kaçınmış, hep Rum tarafının istediği şekilde bir çözüm arayışı içerisinde olmaya çalışıp, Rum tarafının içerisinde bulunduğu konfor alnının muhafaza etmesine çanak tutmuştur. Halbuki görüşme süreçlerini hamisi konumunda olan BM, Rum tarafının retçi tavırları sonrasında gerekli kararları alıp, Rum tarafını rahatsız edebilseydi, belki de bizlerin arzu ettiği çözüm modeli bugün hayat bulmuş olacaktı”

-Hakan Fidan’ın son açıklaması

Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) mesajını değerlendiren Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Dünya, özellikle de bölgemiz, iyice ateş çemberine dönerken, Kıbrıs Türk halkının yegane güvencesinin ve en büyük destekçisinin Anavatan Türkiye olduğuna, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamalarıyla bir kez daha tanıklık ettik. Hakan Fidan’ın KKTC’nin gözlemci üye olarak yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkına yer vermesi son derece önemli ve anlamlıdır. Kıbrıs Türk halkının yaşamakta olduğu izolasyon çemberinin aşılması gerektiğine vurgu yapan Hakan Fidan, doğrudan temas çağrısıyla da Anavatan Türkiye’nin milli dava Kıbrıs konusundaki politikasını da dünya kamuoyuna hatırlatmıştır.

Bu vesileyle, haklı davamızın her platformda yankı bulması için sözünü sakınmaktan çekinmeyen Anavatan Türkiye’mize ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yürekten teşekkür ediyor, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı ile ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerini daha da artıracağına inanıyoruz”

-“Rum tarafı tüm adanın güvenliğini riske sokuyor “

Hasipoğlu, Kıbrıs Rum liderliği ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis’in son dönemde bazı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, silahlanma faaliyetleri ve tek taraflı eylemlerinin, Kıbrıs adasının tamamını ciddi bir tehlike altına soktuğunu söyledi.

Hasipoğlu, “Şimdilerde ise Amerika – İsrail yuvalanmasına sahasını açarak tüm adayı riske sokmaktadır. Kıbrıs Türk halkı olarak, Rum tarafının bizleri ortak düşman olarak gören İsrail’den farklı bir zihniyette olmadığını çok iyi biliyoruz. Bundan sonra sıra size gelecek zihniyetinin bir tezahürü olarak, bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi

Hasipoğlu , GKRY’nin limanlarını başta ABD, İsrail ve Fransa olmak üzere birçok ülkeye açtığına dikkati çekerek, “Kıbrıs adası, tam bir barut fıçısı ama bizim halkımızın güvencesi güçlü Türkiye Cumhuriyeti’dir.” diye konuştu.

Gazimağusa’dan görülen füzelere şahitlik eden biri olarak, savaşı yakın hissetmenin kaygı verici olduğunu söyleyen Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle Crans Montana başta olmak üzere geçmiş federasyon görüşme süreçlerinde Rum tarafının Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve askerinin olmayacağı bir sistemde ısrar ederek masayı devirmesinin sebebini o dönemlerde idrak edemeyenler, şimdi garanti sisteminin önemini daha da iyi anlamalıdırlar. Rum – İsrail zihniyeti, bizleri azınlık gören, bundan sonra da sıra size gelecek zihniyetidir . Bu yüzden geçmişte olduğu gibi bu süreçleri tekrar başlatmak isteyenler, son yıllarda yaşanan savaşları ve soykırımları iyi analiz edip içselleştirmeleri gerekmektedir . Son yıllarda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamlılığı UBP’nin kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha belirtir, söz sahibi olduğumuz müddetçe, halkımızın varlığı ve güvenliği için savunmaya devam edeceğimizi vurgularız”

Devamını Oku

Trending

Reklam