Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Oğuz: Bu ülkede hayvan kaçakçılığı var. Bu acı bir gerçektir. Bugün de var, geçmişte de vardı

Published

on

 

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, kamuoyuna da yansıyan hayvan kaçakçılığı konusunda, bunun bugüne kadar bu konuda ciddi bir mücadelenin yapılmamasının bir göstergesi olabileceğine işaret ederek, “Bu ülkede hayvan kaçakçılığı var. Bu acı bir gerçektir. Bugün de var, geçmişte de vardı” dedi.

Güvenlik konusuna ilişkin Polis, Gümrük, Veteriner Dairesi gibi çeşitli kurumlarla işbirliği içerisinde ciddi bir şekilde çalıştıklarını ifade eden Oğuz, ihbarlar üzerine tüm mandıraların sıkı bir şekilde kontrol edildiğini ve bu kontroller sırasında bu durumun tespit edildiğini söyleyerek, halen daha tutulmayanların da olduğunu, soruşturmaların devam ettiğini açıkladı.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda güncel konuşmalarda tarım konusu da ele alındı.

CTP Milletvekili Fide Kürşat, tarımdaki sorunlara ve artan maliyete ilişkin yaptığı konuşmada, bu sorunların yıllardır devam ettiğini ve sarmal gibi katlanarak arttığını kaydetti.

Kürşat, tarıma ilişkin şura ve çalıştaylar yapıldığını, uzmanların yaptığı öneriler çerçevesinde bir yol haritası ortaya çıktığını ancak tüm bu çıktıların sektöre yansımadığını, sektörün sürdürebilir bir strateji yerine, günlük çözümlerle yönetilmeye çalışıldığını savundu.

En önemli sorunun girdi maliyetleri olduğuna dikkat çeken Kürşat, maliyetlerin artması nedeniyle geçen haftalarda Binboğa’nın yaptığı zammı hatırlattı ve Binboğa yönetimini, kaynakları “har vurup harman savurmakla” suçladı. Kürşat hükümete söz konusu zammı bir ay ertelediği duyumlarıyla ilgili soru yöneltilerek, bu ertelemeyle ne yapılmaya çalışıldığını sordu.

Kürşat, yağmur azlığı nedeniyle verim kayıplarına da değinerek, geçen yıl 300 TL olarak sanonun bugün 1500 TL’lere çıktığını söyledi ve gelir desteklerinin bu tarafa yönlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Tarımsal üretimde bir çok girdi olduğunu söyleyen Kürşat, özellikle alet-ekipman giderlerinde geçen yıla nazaran büyük artışlar olduğunu, tarımsal enflasyonun 300-400’lere çıktığı bir dönemde üreticinin üretim yapıp kar elde etmeye çalıştığını söyledi. Kürşat, bu durumdan üreticinin yanında tüketicinin de mağdur olduğuna dikkat çekerek, mutfakların “yangın yeri” olduğunu söyledi, özellikle “fiyat denetimi” konusunda tedbir alınması çağrısında bulundu.

Kürşat, suyun da tarımsal üretimde büyük bir girdi maliyeti olduğunu kaydederek, son yapılan tüzükle birlikte yüzde 200 oranında artış olacağını ve bunun üretimi etkileyeceğini söyledi; bu konuda bir çalışmanın olup olmadığını sordu.

Maliyetlerin artmasının en önemli etkenlerden birinin bilinmeyen kur farkı olduğunu belirten Kürşat, ülkeye birçok girdinin ithal olarak girdiğini, ithalatçının getirdiği her ürüne eklediği kar farkının yanında, bir bilinmeyen kur farkı eklediğini ifade etti.

Kürşat, elektrik maliyetlerine dikkat çekti. “AKSA’nın varlığı bu memlekette elektrik maliyetini ciddi anlamda artırıyor” diye konuştu ve ihalesiz olarak devamı durumunda bu artışın devam edeceğini savundu.

Kürşat, alternatif yem maddesi üretimi olasılıklarına da değinerek, AB tarafından yürütülen konuya ilişkin proje sonuçlarına yer vererek, pilot çalışmada memnuniyet verici sonuçlar elde edildiğini söyledi ve Tarım Bakanlığının yem madde üretimine yönelik çalışmalarını sordu.

Üreticilerin üretim yapılabilmesi için ekipmana ihtiyacı olduğunu ve bunu bireysel olarak almalarının mümkün olmadığını belirten Kürşat, üreticilere, kooperatifler aracılığıyla bu makinelere erişiminin sağlanmasıyla daha iyi fiyatta ürün elde edilebilmesi için Tarım Bakanlığının kooperatifleri teşvik etmesi gerektiğini kaydetti. Kürşat, bu şekilde ithalatın da azaltılabileceğini söyledi.

Akaryakıt ve enerji maliyetleri hakkında da konuşan Kürşat, geçen hafta akaryakıta yapılan zammı hatırlattı. Kürşat, Tarım Bakanlığının bu konuda hayvancılara “sembolik bir desteği” olduğunu ancak TL’nin değer kaybıyla birlikte bu desteğin artık bir önemi kalmadığını söyledi.

Kürşat, Brusella Eradikasyon Projesi kapsamında Genel Tarım Sigortası tarafından zarar gören hayvanlara yönelik tazminat verildiğini hatırlatarak, bu yıl henüz üreticinin ne alacağının açıklanmadığını ifade etti. Kürşat, Genel Tarım Sigortası Fonu’nun Maliye’den alacakları hakkında da bilgi talep etti.

SÜTEK’in bütçesinin 2019 yılından beri Meclis’e gelmediğini öne süren Kürşat, “Bu bütçe nerededir? Neden gelmiyor?” diye sordu.

Milletvekilleri Erkut Şahali ve Fide Kürşat’ın konuşmalarına cevap vermek üzere söz alan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, bu ülkedeki eksiklikleri, bütçedeki imkanlar dahilinde tamamlamak için çalıştıklarını kaydetti.

Oğuz, Çam Kese Böceği’ne ilişkin, 2023’ün son çeyreğinde Orman Dairesi’nin gerekli gözlemleri yapacağını ve ona göre bir planlamanın geliştirileceğini belirtti.

Türkiye’den son getirilen böceklerin doğal yapıları gereği toprağa gireceği ve geri dönüşünün ne olacağının ilerleyen zamanlarda tespit edileceğini söyleyen Oğuz, ülkede yapılan ilaçlamanın ardından yapılan tespitte; ilaçlanan ve ilaçlanmayan popülasyon arasında bir fark tespit edemediklerini ifade etti. Oğuz, bu yıl popülasyonun ülkede, Türkiye’de ve Rum kesiminde “peak” noktasında olduğunu belirterek, entegre mücadele de dahil olmak üzere çeşitli işbirlikleri içerisinde olduklarını vurguladı.

Oğuz, Orman Dairesi mühendislerinin raporu çerçevesinde çalışmalarına devam edeceklerini açıkladı.

Kamuoyuna yansıyan hayvan kaçakçılığı ve kaçak ete ilişkin haberlere değinen Oğuz, son yıllarda bu kadar yekûn canlı hayvanın tutulduğu başka bir örnek olmadığına dikkat çekti.

-“Bu ülkede hayvan kaçakçılığı var. Bu acı bir gerçektir”

Oğuz, bunun bugüne kadar bu konuda ciddi bir mücadelenin yapılmamasının bir göstergesi olabileceğine işaret ederek, “Bu ülkede hayvan kaçakçılığı var. Bu acı bir gerçektir. Bugün de var, geçmişte de vardı” dedi.

Güvenlik konusuna ilişkin Polis, Gümrük, Veteriner Dairesi gibi çeşitli kurumlarla işbirliği içerisinde ciddi bir şekilde çalıştıklarını ifade eden Oğuz, ihbarlar üzerine tüm mandıraların sıkı bir şekilde kontrol edildiğini ve bu kontroller sırasında bu durumun tespit edildiğini söyleyerek, halen daha tutulmayanların da olduğunu, soruşturmaların devam ettiğini söyledi.

Etkin olarak kaçakçılıkla mücadele etmenin bir zorunluluk olduğunun altını çizen Oğuz, kaçak yolla gelen ürünün hem piyasaya müdahale olduğunu hem de gıda güvenliği ve toplum sağlığı açısından risk oluşturduğunu kaydetti.

Et fiyatlarına ilişkin olarak hükümetin en büyük girdi maliyetlerinden biri olan arpa desteğine ayırdığı yüksek bütçeye dikkat çeken Oğuz, bu konudaki desteklere ve fiyat sabitleme çalışmalarını anlattı.

“Maalesef hükümet olarak yaptığımız bu desteğin karşılığını fiyatlandırmada göremedik” diyen Oğuz, “Bu haksız kazançtır. El insaf” diye konuştu. Oğuz, bunu yapan 2-3 kişinin tüm hayvancıları zan altına aldığına da işaret ederek, hayvancılara şöyle çağrıda bulundu:

“Lütfen spekülasyon yaparak fiyatları yukarı doğru artırmayın. Kar limitiniz belli. Onun üzerine çıkarak kısa gün karı yapmayın.”

Oğuz, Bakanlık olarak buna seyirci kalamayacaklarını kaydetti ve bunun sadece hükümetin değil herkesin sorunu olduğunu belirtti.

“Fiyatlarda bir üst limit koyulup koyulamayacağını” soran CTP Girne Milletvekili Ceyhun Birinci’ye yanıt veren Bakan Oğuz, sürekli oynayan fiyatların buna izin vermediğini, hükümet olarak da fiyatlara çok müdahale edemediklerini kaydederek, böyle yapılması durumunda hayvancının “elimde hayvan kaldı gel al” diyebileceğini söyledi.

Milletvekili Erkut Şahali de, oynak fiyatlar nedeniyle üst limit belirlenemeyeceği konusunda Oğuz’a hak vererek, maliyetler üzerinden kar marjının sınırlandırabileceğini kaydetti, Güney Kıbrıs’ta bazı temel tüketim maddelerinde kar marjı sınırlanması yapıldığını söyledi.

Bakan Oğuz ise, maliyetler üzerinde çalışıldığını ve sürekli güncellendiğini belirterek, Hayvancılar Birliği’yle bu konuda görüştüklerini ve öncülük yapmalarını talep ettiğini, bu konuda da ısrarcı olacaklarını söyledi.

-Su fiyatları…

Su fiyatlarına ilişkin, Türkiye’den 7 TL’ye alındığını ve 7.50’te satıldığını ve bu 50 kuruşun da arızalar gibi diğer giderlere harcandığını söyleyen Oğuz, belediyelerin aldığı su fiyatlarında da 60 kuruştan 3 buçuğa çıktığını, onları mağdur etmeden bir çalışma yürüteceklerini söyledi.

Binboğa zammına ilişkin de yanıt veren Oğuz, bunun gereksiz olduğuna ilişkin görüş bildirdiklerini ve yapılmaması kararı aldıklarını bildirdi. Binboğa’nın yaptığı zammın diğer ürünleri de etkilediğini kaydeden Oğuz, bu konunun hassas olduğunu ancak Koop-Süt ve Binboğa’da bu problemin yaşandığını söyledi.

Oğuz, yem maddesi alternatif üretim hakkında da, TİKA’nın desteğiyle cihazın alındığını, hasat edilecek malzemenin bu yıl tatlı ve tuzlu suda denemesinin yapılacağını bildirdi.

Oğuz, Brusella tazmin fiyatları hakkında yöneltilen soruya da yanıt vererek, Genel Tarım Sigortası’nın ilgili kararı aldığını, 4 bin liranın 6 bin liraya, bin liranın ise bin 500 liraya çıkarıldığını, söz konusu kararın ileriki haftalarda Bakanlar Kurulu’ndan yayımlanacağını kaydetti.

 

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar görev süresi hedeflerini ve kazanımlarını paylaştı: “Halkın iradesi bize cesaret veriyor”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, görevindeki 5 yılını düzenlediği basın toplantısı ile değerlendirdi…

Lefkoşa Grand Pasha Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, 4 yıl 8 ay önce Kıbrıs Türk halkı tarafından 5. Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini anımsattı, görev süresi boyunca hiç kimseyi ayırmadan, sorunların çözümü için elinden gelen bütün gayreti gösterdiğini belirtti.

Tatar “Cumhurbaşkanlığı görevime başlarken temel hedeflerim şunlardı; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletini güçlendirmek, Halkımızın refah ve güven içinde yaşamasını sağlayabilmek, Türkiye ile ilişkilerimizi her alanda geliştirmek ve adamızda kalıcı bir barış için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü irademize kararlılıkla sahip çıkmaktı. Memnuniyetle belirtmek isterim ki, aradan geçen 4 yıl 8 ayda, bu hedeflerimizin tamamında çok önemli ilerlemeler kaydettik.” Dedi

Anavatan Türkiye’nin de tam desteğini alan iki devletli çözüm vizyonunu ortaya koyduklarını anımsatan Tatar, bugün Kıbrıs’ta karşılaşılan en büyük gerçeğin, Kıbrıs Türk Halkı’nın 62 yıldır maruz bırakıldığı abluka ve izolasyonun devam etmesi olduğunu vurguladı.

“Bu sessiz insanlık suçu, yıllardır açık bir biçimde uluslararası hukuk ve evrensel insan hakları ihlaline rağmen sürmektedir.” Diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkının engellenen haklarının yeniden tesis edilmesinin öncelikli gündemleri olduğunu belirtti.


1968'den bu yana iki taraf arasında yürütülen resmi ve gayrı resmi müzakerelerin sonuçlarının ortada olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı, “Karşımızda, halkımızın haklarını gasp etmiş ve her fırsatta müzakere masasını deviren, hırsı kibrini aşmış bir muhatap var” dedi.

Bu kadar çabaya rağmen neden hala bir uzlaşıya varılamadığını soran Tatar, “Artık üzerine titrememiz gereken şey, geleceğe güvenle bakabilen, onurlu bir halkı temsil eden kendi devletimizdir” dedi.

Tek taleplerinin egemen eşitlik, eşit uluslararası statü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını göz ardı ederek tasarladığı düzende, eşitliğe yer olmadığını söyledi.

“Bugün, uluslararası hukukla uyumlu mülkiyet rejimimiz kapsamındaki taşınmaz mallara sahip çıkan, tasarrufta bulunan insanlarımızın peşlerine düşüyor, sınır kapılarında pusu kuruyorlar” diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkına verilen hangi sözün tutulduğunu, hangi vaadin gerçekleştirildiğini sordu.

Kıbrıs Türk halkının güvenlik garantisinin de ortadan kaldırmak istendiğini belirten Cumhurbaşkanı sözlerini söyle sürdürdü;

“Kıbrıs Adası’nın çevresinde ve bölgemizde yaşanan son gelişmeler, güvenliğin ne kadar hayati ve vazgeçilmez olduğunu açıkça göstermektedir. Rum tarafının “sıfır asker, sıfır garanti” ısrarı, masum bir talep değil, bizi savunmasız bırakmayı ve bu yolla tüm adayı kendi kontrolüne almayı hedefleyen stratejik bir adımdır.”

Rum liderliğinin, yabancı güçleri adaya davet ederek yalnızca sorumsuz bir tavır sergilemediğini, aynı zamanda Kıbrıs’ı ciddi bir güvenlik riskiyle de karşı karşıya bıraktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk’ü için Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, müdahale hakkı ve adadaki askeri mevcudiyetinin vazgeçilmez olduğunu vurguladı.

Tatar “milli davanın” anlamını yitirmiş içi boş müzakere sloganları değil, Kıbrıs Türkünün ve devletin özgür, bağımsız ve refah içinde gelişimini sağlamak, geleceğe ve vatana sahip çıkmak olduğunu kaydetti.

Göreve geldikleri günden itibaren kararlı bir duruş sergilediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı 2021’de BM Genel Sekreteri Guterres’le gerçekleştirdikleri zirvede, Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlarının şahitliğinde Rum lidere vizyonlarını en net şekilde ifade ettiklerini söyledi.

“Ortak zemin bulunmadan, geçmişi tekrar ederek, çökmüş, tüketilmiş zeminde müzakereye oturmanın hiçbir anlam ifade etmeyeceğini açıkça belirttik” diyen Tatar BM Genel Sekreteri’nin toplantının ardından ortak bir zemin olmadığını uluslararası topluma teyit etmesinin kendileri için dönüm noktası olduğunu kaydetti.

Rum tarafına yönlendirilen işbirliği önerileri hakkında da bilgi veren Cumhurbaşkanı Tatar, adadaki tüm halkların yararına yönelik tüm önerilerin Rumlar tarafından reddedildiğini anlattı.

Mart ayında, Cenevre’de gerçekleşen görüşmelerde yine ortak bir müzakere zemini bulunamadığını anımsatan Cumhurbaşkanı bunun üzerine her iki tarafın da yararına olacak biçimde, temel konularda birlikte çalışabilecek “Kıbrıs İş Birliği Konseyi” kurulmasını ve on iki başlık içeren bir iş birliği önerisinde daha bulunduklarını söyledi.

Kıbrıs İş Birliği Konseyi önerimizin reddedilmesine rağmen, iki taraf arasında dört yeni geçiş kapısının açılması, mayınların temizlenmesi, gençlik teknik komitesi kurulması, mezarlıkların restorasyonu ile iklim değişikliğinin olası etkileri ve ara bölgede güneş enerji santralinin kurulmasına ilişkin altı başlık üzerinde anlaşmaya varıldı. Ancak her iki halkın da öncelikli beklentisi ve ihtiyacı olan yeni geçiş kapıları konusunda hala istediğimiz ilerleme maalesef sağlanamamıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin meşru bir iç hukuk yolu olarak teyit ettiği Taşınmaz Mal Komisyonuna rağmen Rum tarafının iş insanlarına yönelik başlattığı saldırgan tutumun da uzlaşma ve çözüm arzusunu baltalayan başka bir sorun olarak ortaya çıktığını belirten Tatar çözümden, barıştan ve müzakereden kaçan tarafın belli olduğunu söyledi.

Tatar Rum tarafının zihniyet değişmedikçe, iki taraf arasında adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir barışın gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını vurguladı.

Anavatan Türkiye ile sevgi, saygı, kardeşlik bağları içinde ortak tarihi ve milli değerlere dayalı ilişkileri güçlendirmenin en önemli görevlerimden biri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı “Türkiye’siz bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nefes alamaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmadan, Türkiye Mavi Vatan’da ve Doğu Akdeniz’de eksik kalır.” Dedi. ??? 29. dakika

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin her alanda KKTC’ye olan desteklerini anımsattı.

Uluslararası diplomasi yolunda yeni bir atılım dönemi başlattıklarını da kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu dönemin en önemli kazanımı, hiç kuşku yok ki KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatı’na Gözlemci Üye olarak kabul edilmesidir” dedi.

Tatar “Özbekistan’ın tarihi Semerkant şehrinde, 11 Kasım 2022 tarihinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı, Devlet Başkanları Zirvesinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmi adıyla gözlemci üye kabul edilmesi, Kıbrıs konusunda belirlediğimiz yeni siyasetimiz için de bir dönüm noktası olmuştur…/… Bugün KKTC’nin bütün kamu kurumları, STK’ları, bu kardeş ülkelerle her anlamda düne göre daha çok görüşmekte ve daha çok bir araya gelmektedir.” Dedi.

Yeni iki devlet vizyonuyla başlayan uluslararası diplomasi ve ilişki kurma girişimlerinin yaygınlaşarak devam ettiğini kaydeden Tatar, Gambiya’dan Avusturalya’ya kadar çeşitli ülkelere gerçekleştirdiği ziyaretleri ve görüşmeleri hakkında bilgi verdi.

Tatar konuşmasında Cumhurbaşkanlığına bağlı olan Kayıp Şahıslar Komitesi, Milli Arşivler ve Araştırma Dairesi ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasına da yer vererek, kendi döneminde bu kurumların yürüttüğü çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

Eşi Sibel Tatar’ın koordinasyonunda ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde hayata geçirilen projelere de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki Cumhurbaşkanlığımızın toplumsal faydaya dönük sosyal proje ve çalışmalarında bu dönemde büyük bir çeşitlilik ve gelişme yaşanmıştır.” Dedi.

Konuşmasının sonunda Kıbrıs’ta iki ayrı ve egemen devletin varlığının, tarihsel bir gerçeklik ve bir olgu olarak uluslararası toplumun gözleri önünde olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı;

“Şu bir gerçektir ki iki devletli çözüm zemini, Kıbrıs’ın iki yakasına da barış, huzur, refah ve güvenlik getirecek tek zemindir. İnanıyorum ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğini, gerçekçilikten kopmuş sözde hayallerle değil, yaşadığımız dünyanın somut gerçekliklerini dikkate alarak halkımızın iradesiyle ve halkımızın sağduyusuyla hep birlikte kuracağız. Halkımızın, onurlu geleceği yolunda koyduğu iradenin sorumluluğu bize cesaret vermektedir. Bu yoldan ne pahasına olursa olsun ayrılmayacağız”.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Sayıştay Komitesi Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Sayıştay raporunu onayladı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Sayıştay Komitesi, “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu” onaylayarak Genel Kurula sevk etti.

Cumhuriyet Meclisi’nden verilen bilgiye göre, Sayıştay Komitesi, 11.00’da Komite Başkanı CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay Başkanlığında toplandı.

Toplantıda “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporu” ve “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu” ele alındı.

Toplantıda “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu’nun” genel görüşmesine başlandı. Raporla ilgili çalışmalara bir sonraki toplantıda devam edilecek.

Komite toplantısına davetli olarak, Sayıştay Başkanlığı, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları (EL-SEN)’nden yetkililer katıldı.

Komite daha sonra “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu ” ele alarak raporu oybirliğiyle onayladı ve Genel Kurul’a sevk etti.

Toplantıya davetli olarak Sayıştay Başkanlığı ve Orman Dairesi’nden yetkililer katılarak konu ile ilgili görüşlerini sundu.

Toplantıya Komite üyelerinden UBP Milletvekili Fırtına Karanfil ve CTP Milletvekili Sami Özuslu yanında UBP Milletvekili Hasan Taçoy, CTP Milletvekili Salahi Şahiner ve CTP Milletvekili Devrim Barçın da katıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

KTEZO yarın mezuniyet töreni ile işsizlere yönelik mesleki tanıtım stantlarının yer alacağı bir sergi düzenliyor

Published

on

By

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), yarın mezuniyet töreni ile işsizlere yönelik mesleki tanıtım stantlarının yer alacağı bir sergi düzenliyor.

KTEZO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre sergi saat 18.00; mezuniyet töreni ise saat 19.30’da Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezinde yer alacak.

Ağırlıkla otomotiv alanı olmak üzere çeşitli mesleklerde 145 çırak ve 46 yetişkin düzenlenecek olan törenle mezuniyet belgelerini alacak.

Düzenlenecek sergide ise klima, tesisat, mobilya, torna, elektrik, metal, otomotiv gibi mesleklerin tanıtılacağı stantlar kurulacak.

İş arayanlar yanında meslek değiştirmek, bölüm tercihi yapmak isteyen herkes stantları gezebilecek; iş tercihi yapıp, başvuruda bulunabilecek. En kısa sürede de işyerlerine dağıtımları yapılarak istihdamları gerçekleştirilecek.

KTEZO Genel Koordinatörü Hürrem Tulga kendi işini göremeyen toplumları bekleyecek olanın sadece kaos olduğunu kaydederek “Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar ve 15 yıllık deneyimin bize gösterdiği, istenmesi halinde sorunların rahatça aşılabileceği ve üretken bir toplum yapısının yaratılması için hiçbir engelin olmadığıdır.” dedi.

Tulga; dayanışma ve el birliğinin artık tercih olmaktan çıktığını ve zorunlu hale geldiğini de sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam