Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Atık çamur, tahıl üretiminde verimi artırıyor

Published

on

Atık su arıtma tesisinden çıkan arıtılmış atık çamurun (tortul atığın) doğru ve düzenli kullanılması halinde tahıl üretiminde verimi artırdığı saptandı.

KKTC’de atık çamurun tahıl üretiminde nasıl kullanılacağı konusunda eğitimler verilmeye başlandı.
Bu kapsamda Ekim ayında iki günlük eğitim verildi. Birinci gün Lefkoşa’da, ikinci gün ise arazide uygulamalı verildi.
Eğitimlerin, “Arıtılmış Atık Çamurun Tarımsal Amaçlı Kullanımı” projesi altında, Haspolat Arıtma Tesisinden çıkan tortul atıkla yapılan iki yıllık deneme sonrasında, atık çamurun tahılda verim ve toprak yapısı üzerindeki olumu etkisinin görülmesi üzerine düzenlenmesine karar verildi.

2 YILLIK DENEME…

Ercan Havalimanı bölgesinde bulunan Devlet Üretme Çiftliği’nde, AB desteğiyle yürütülen iki yıllık denemede, arıtılmış çamurun ürün kalitesi, verimi üzerinde etkisi ve sağlık açısından güvenliği incelendi. Denemelerde parseller ayrılarak kimyasal gübre veya atık çamur kullanılmadan (kontrol parseli), sadece kimyevi gübre kullanılarak ve sadece atık çamur kullanılarak tahıl yetiştirildi.

Çalışmalarla ilgili raporlarda, tortul atık kullanılan parsellerde toprağın organik madde içeriğinde olumlu etki görüldü, bunun mineral gübre ihtiyacını azalttığı tespit edildi.
Arıtılmış çamur kullanılan parselden alınan verimin, gübre kullanılmayan parsellerden alınan verimin yaklaşık iki katı olduğu ifade edildi.
Raporda sadece Haspolat Arıtma Tesisi’nden yılda 3 bin ton arıtılmış atık çamur çıktığı, çamurda ağır metal içeriğinin üst limit değerlerinin altında oldukları belirtiliyor.
DEĞİRMENCİ
TAK muhabirine yapılan çalışmayla ilgili bilgi veren Tarım Dairesi Müdürü Reşat Değirmenci, topraktaki organik madde oranının suni gübrenin toprakta tutunması açısından önem taşıdığını, organik maddenin düşük olması halinde kimyevi gübrenin toprakta tutunmasının zor olduğunu söyledi.
Değirmenci, bu organik maddenin toprakta yüzde 5 olması gerekirken Mesarya’da yüzde 1’in altında kaldığını bildirdi.
“KİMYEVİ GÜBRE FİYATLARINDAKİ ARTIŞLA ATIK ÇAMUR KULLANIMINI DAHA ÇOK ÖNEM KAZANDI”
Kimyevi gübredeki fiyat artışına da işaret eden Değirmenci, “Bugünkü kimyevi gübre fiyatlarındaki artışa bakıldığında, atık çamurun tarımda kullanılması daha fazla önem kazanmıştır” dedi.
Yapılan denemede esas amacın organik maddenin arttırılması olduğunu ifade eden Değirmenci, denemede organik madde miktarı arttırılırken ana besin maddeleri olan azot, fosfor ve potasın da arttığını gözlemlediklerini ifade etti.
“YÜZDE 50 DAHA FAZLA VERİM ALINDI”
Denemede bir dönüme 2 metreküp çamur kullanılmasının uygun olduğunu gördüklerini, 2 metreküp çamurda 9.5 kg saf azot bulunduğunu, bunun tahıl yetiştirilmesinde önerilen miktar olduğunu kaydeden Değirmenci, kontrole göre çamur kullanılan parselden yüzde 50 daha fazla verim alındığına dikkat çekti.
Organik maddenin azot yarayışlılığını arttırdığını da gördüklerini belirten Değirmenci, “Toprakta organik madde yoksa suni gübrenin yarayışlılığı düşer” dedi.

Değirmenci, “Çamurun güvenli, doğru miktarda kullanılması lazım. Düzenli ve doğru miktarda kullanılması halinde verim artışı görünür. Suni gübrelerin de toprakta yarayışlılığı artar” diye konuştu.

SERİNAY: “GÜNEY AVRUPA ÜLKELERİ TORTUL ATIĞIN YÜZDE 70’İNİ TARIMDA KULLANIYOR”

Devlet Üretme Çiftlikleri Baş Mühendisi Süleyman Serinay da TAK’a yaptığı açıklamada, Güney Avrupa ülkelerinde arıtma tesislerinden çıkan tortul atığın yüzde 70’inin tarımda kullanıldığını, KKTC’de de yasalar altında tortul atığın tahıl arazilerinde kullanılabileceğini ancak ne kadar kullanılabileceğine Tarım Bakanlığı’nda kurulan komisyon tarafından karar verilmesi gerektiğini ifade etti.

“YAPRAĞI YENEN BİTKİLERDE YASAK”
Serinay, Kuzey Kıbrıs’ta yaprağı yenen bitkilerin yetiştirilmesinde tortul atık kullanılmasının sağlık riski nedeniyle henüz yasak olduğunu, ancak İtalya’da denetim imkanları daha farklı olduğu için daha geniş alanda kullanılabildiğini kaydetti.

Hayvan dışkısının dönüm başına 14-15 metre küp kullanılabileceğini ancak tortul atık yüksek oranda azot ihtiva ettiğinden dönüm başına 2 metre küp kullanılması ve eşit dağıtılması gerektiğinin altını çizen Serinay, tortul atığın hayvan gübresine göre azot oranının 5 kat fazla olduğunu o nedenle kısıtlı kullanılması gerektiğini ifade etti.
Tortul atığın serpilmesini müteakip anında toprağa karıştırılması gerektiğini vurgulayan Serinay, aksi halde atıktaki azotun kaybedileceğini, tortul atığın eylül veya ekim ayında kullanılmasının daha verimli olacağını ifade etti.
Serinay, tortul atığın besin açısından zengin olmasının yanında su tutma kapasitesini arttırdığını ve toprak yapısını iyileştirdiğini de vurguladı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam