Kıbrıs
Ceza (Değişiklik) Yasa Tasarısı kabul edildi… Ölümlü trafik kazalarında hapis cezası üst sınırı 14 yıla çıkarıldı
Published
1 yıl önceon
By
admin
Ceza (Değişiklik) Yasa Tasarısı kabul edildi… Ölümlü trafik kazalarında hapis cezası üst sınırı 14 yıla çıkarıldı
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu Olağanüstü toplantısında Ceza (Değişiklik) Yasa Tasarısı oy birliğiyle kabul edildi.
Yapılan değişiklikle, ölümlü trafik kazalarında verilecek hapis cezalarında mahkemenin takdir yetkisi genişletilerek, üst sınırı yedi yıldan on dört yıla çıkarıldı.
Bunun yanında, mahkemenin ehliyete el koyma veya ehliyet sahibi olmaktan men etme yetkisine açıklık getirmek amacıyla, öğrenci ehliyeti de dahil olmak üzere hangi ülkede verildiğine bakılmaksızın bu yetkinin genişletilmesi düzenlendi.
Araç sürücüsünün beş gün içerisinde mahkemeye çıkarılması kuralı, sürücünün kaçması veya hastanede olması gibi durumlarda uygulamada sıkıntı çekildiği gerekçesiyle beş iş günü olarak düzenlendi.
Meclis Genel Kurulu’nda gündem gereği son olarak Ceza (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın görüşmesine geçildi. Genel Kurul’da daha sonra 3. görüşmesinin de yapılmasına yönelik tezkere okunarak oybirliğiyle kabul edildi.
İlk olarak yasa tasarısına ilişkin Hukuk Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi’nin raporu Komite Başkanı Yasemi Öztürk tarafından okundu. Tasarının gerekçesini okuyan Öztürk, komitede tasarının oy birliğiyle kabul edildiğini vurguladı.
Rapor ardından söz de alan Komite Başkanı Öztürk, son zamanlarda artış yaşanan ölümlü kazalardan dolayı böyle bir değişikliğe ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Öztürk, Komite’de bağlantılı 3 yasa daha olduğunu kaydederek, bu yasalarla birlikte daha az trafik kazası olması temennisinde bulundu.
Tasarıya ilişkin söz alan Komite üyesi, CTP Milletvekili Ongun Talat, yapılan değişiklikle, ölümle sonuçlanan trafik kazalarda üst sınırın 7 yıldan 14 yıla çıkarıldığını kaydetti, ancak bu değişikliğin kazaların önlenmesinde yeterli olmadığını, meselenin bütünlüklü olarak ele alınması gerektiğini belirtti.
Talat, bu kapsamda hükümetin yükümlülükleri konusunda eksiklikleri olduğunu söyleyerek, geçen günlerde ölümlü bir kazanın yaşandığı yol olan Kuzey Lefkoşa Çevre Yolu’nun ışıklandırılması için 2,2 milyona ihtiyaç duyulduğunun ifade edilmesi ancak bunun bu paranın bulunamamasını eleştirdi.
Bir TSK mensubu sürücünün neden olduğu ölümlü kazada da söz konusu sürücünün ülkenin yargı yetkisinin dışına çıkarıldığını söyleyen Talat, trafiğe ilişkin yasalar üzerinde neden çalışıldığını sordu, aynı hafta içerisinde komitede trafik yasa tasarıları üzerinde çalışırken, “anlamsız bir iş yaptıkları” hissine kapıldığını kaydetti.
Hafta içerisinde UBP Girne Kadın Kolları Başkanı’nın mahkemeye getirilmesi ve teminatla serbest bırakılmasını eleştiren ve ülkede bir takım ayrıcalıklı muameleler yapıldığını savunan Talat, mahkemenin bu konuda iş birliği içerisine girmiş olabileceği düşüncesinden üzüntü duyduğunu ifade etti. Talat, bunun “eşit muameleye aykırı bir durum olduğu” düşüncesini paylaştı. Mahkemeye getirip-götürmeler, masumiyet karinesi gibi konularda avukatlar olarak yıllardır benzer uygulamalar için çağrıda bulunduklarını ancak bugüne kadar kimsenin dikkate almadığını savunan Talat, bu olayla başlatılan farklı uygulamanın sonraki kişiler için de geçerli olmasını temenni etti.
Milletvekili Talat, dün yapılan Barolar Birliği Olağanüstü Genel Kurulu’na değinerek, Yüksek Adliye Kurulu’nun yargıç atama ve terfilerindeki kriterlere ilişkin yasa çalışması başlatılması kararı alındığını hatırlattı. “En büyük güvencemiz dediğimiz yargıyla ilgili bir takım düzenlemelere ihtiyacımız var.” diyen Talat, milletvekillerinden bu konuda destek istedi.
Komite üyesi CTP Milletvekili Ürün Solyalı da, tasarıya ilişkin söz alarak, yapılan değişiklik hakkında bilgi verdi, bu önemli değişikliğin hükümete yüklediği sorumluluğun gözden kaçırılmaması gerektiğini kaydetti.
Solyalı, “Yol yok, ışıklandırma yok, eğitim yok, eğitmenlerin, okulların bir standardı yok, denetim yok.” diyerek bir takım eksikliklere işaret etti. Solyalı, hükümete seslendi; “Size 7 yıldan 14 yıla çıkan bir sorumluluk yüklüyoruz.” dedi.
Solyalı, “Hiçbir dönemde siyasetin mahkeme üzerinde bu kadar pençelerini çıkardığı bir zaman dili görmedim.” diyerek, mahkemenin bağımsızlığının korunması gerekliliğine vurgu yaptı. Solyalı, yargıda pazarlık payı olmaması ve kimseyle alakalı bir imtiyaz sağlanmaması gerektiğini kaydetti.
Ceza Yasası’nda kazalardaki suçları değerlendirmenin mahkemenin takdirine bırakıldığını kaydeden Solyalı, mahkemenin gerekli değerlendirmeleri en doğru şekilde yapacağına inanç belirtti, bu tasarının bir sürecin başlangıcı olduğunu ifade etti.
– Besim
Solyalı’nın ardından söz alan CTP Milletvekili Filiz Besim de, cezaların caydırıcı bir unsur olmadığını kaydetti.
Besim, trafik kazalarını önlemenin bir eğitim ve kültür meselesi olduğunu belirterek, Trafik Eğitim Parkı’nın kapatılmasını eleştirdi.
Yolların ışıksızlığı hakkında konuşan ve bunun kabul edilebilir olmadığını söyleyen Besim, trafik adına hükümet tarafından şu ana kadar yapılan tek şeyin cezaların artırılması olduğunu savundu.
Toplu taşıma, trafikte uyuşturucu testi gibi atılması gereken adımlara da değinen ve trafiğe ilişkin birçok tüzüğün düzenlenmediğini savunan Besim, hükümeti “beceriksiz olmakla” eleştirdi.
Milletvekili Besim, trafikle ilgili tüm çalışmaların bir bütün olarak ele alınması gerektiğini kaydederek, “Çözmüyorsunuz. Yapmıyorsunuz. Başka şeylerle ilgileniyorsunuz.” dedi.
– Atun
UBP Milletvekili Sunat Atun ise, trafik meselesinin ülkede birçok cana mal olduğunu kaydederek, bunun ülkedeki en genel sorunların bir tanesi olduğunu belirtti.
Atun, caydırıcılığın dolaylı bir etken olduğuna işaret ederek, yapılması gerekenin iş olup bittikten sonra kişiyi cezalandırmak değil, toplumsal seferberlikle kazayı önleyecek adım atmak olduğunu söyledi.
Trafik eğitiminin küçük yaşlardan itibaren başlaması gerektiğini ifade eden Atun, trafikte uyuşturucu ve alkol kullanımı hakkında konuştu, alkolün serbestliğini ve ucuzluğunu eleştirdi.
Yollarda alkollü içecek reklamlarının fazlalığına da değinen Atun, alkol ve sigaradaki vergi seviyelerinin de düzenlenmesi gerektiğini söyleyerek, bu konuya “negatif dışsallık” gözüyle bakılması gerektiği düşüncesini paylaştı.
Milletvekili Atun, “Elbette cezalar yapılacak. Ancak tek bir Bakanlık değil, hepimiz bu mesuliyetin altına girip bir hareket planı oluşturmamız gerekiyor.” dedi.
CTP Milletvekili Fikri Toros da, yol güvenliği konusunda Avrupa Birliği standartlarıyla uyumlu olmanın önemine işaret etti.
Toros, trafikte aktif ve pasif önlemler olduğunu kaydederek, aktif önlemlerin kazaları önlemek için alınan önlemler, pasif önlemlerin ise kazalar vuku bulduktan sonra ceza ve telafileri içerdiğini, üzerinde durulması gerekenin aktif önlemler olduğunu kaydetti.
“Yollarda emniyet şeridinin ihmal edildiği, yolların meyillerinin yanlış olduğu, kedi gözü monte edilmeden inşaatların teslim alındığı, şehir içi yollarda bisiklet şeritlerinin olmadığı” gibi bir takım gözlemlerini paylaşan Toros, bu kapsamda yol gösterilirken hükümet temsilcililerinin kendileriyle hem fikir olduğunu ancak hayata geçirme konusunda hiçbir adım atılmadığını savundu.
Kuzey Çevre Yolu’nun tamamlanmış bir yol olmadığını öne süren ve eksikliklerini sıralayan Toros, “Bu yolu neden açtınız?” diye sordu.
Milletvekili Toros, Bakanlığın trafik konusunda bir taahhütte bulunması gerektiğini ifade etti.
– Arıklı
Milletvekillerinin ardından söz alan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, önemli bir yasanın geçiyor olduğuna ve büyük bir boşluğun doldurulacağına işaret ederek, emeği geçenlere teşekkür etti.
Arıklı, Bakanlık olarak hazırladıkları yasa tasarısında, üst sınırı 10 olarak belirlediklerini hatırlatarak, bunu 14’e çıkaran Komite’ye de ayrıca teşekkür etti.
Yakın zamanda Motorlu Araçlar ve Yol Trafik (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın da Genel Kurul’a geleceğini ve trafikteki diğer cezalarda da artışa gidileceğini kaydeden Arıklı, bu tasarıda cezaların 100’de 200’lere çıkarıldığını, gelecek tasarıda özellikle 100 promil üzerinde alkollü araç sürenlerin ehliyetine el konulması ve asgari ücretin 2 katı ödeme gibi cezaların yer aldığını belirtti.
Dünya genelinde, alınan tüm tedbirlere rağmen, trafik kazalarının ve ölümlerin devam ettiğini, bunu sıfırlamanın mümkün olmadığını söyleyen Arıklı, bu yılki ölümlü trafik kazalarının sürücülerden kaynaklı olduğunu yineleyerek, polis raporlarında yer alan “aşırı hız, alkol, dikkatsiz sürüş, cep telefonu” suçlarına işaret etti.
Milletvekili Besim’in sorguladığı tüzüklere de işaret eden Arıklı, gerekli altyapılar hazırlanmadığı için bu tüzüklerin geri çekildiğini belirtti.
Göreve gelir gelmez müfettiş sayısını artırmak istediğini de söyleyen Bakan Arıklı, tüm çabalarına rağmen Kamu Hizmeti Komisyonu’nun ilgili sınav için en erken eylül ayına kabul verdiğini söyledi.
Eksikliklerin farkında olduklarını, ancak onca yılın eksikliklerinin sorumlusunun kendi dönemiymiş gibi davranılmasının doğru olmadığını dile getiren Arıklı, yapılması gerekenin karşılıklı suçlama değil, bütçe yaratmak olduğunu; bunun arayışı içerisinde olduklarını kaydetti.
Arıklı, “Gelin hep birlikte alkole karşı, süratli sürüşe karşı kampanya başlatalım.” diye çağrıda bulunarak, 300 tane hız kameranın ülkeye getirilmesi için başlattığı çalışmayı hatırlattı.
Milletvekili Besim, bunun üzerine, trafik tüzüklerinin kendi dönemlerinde hazırlandığını ancak vakit yetmediği için geçirilmediğini belirterek, Bakan Arıklı’nın “altyapının yetersizliği” ifadesini eleştirdi, göz, kulak muayenesi için altyapıya ihtiyaç duyulmadığını söyledi.
CTP Milletvekili Erkut Şahali de söz alarak, 5 yıldır CTP’nin hükümette olmadığını hatırlatarak, kendileri döneminde hazırlanmış olan tüzüklerin devamının getirilmemesini eleştirdi.
Şahali, “Ya iş yapacaksınız ya da çekip gideceksiniz.” diyerek, sordukları sorulara yanıt beklediklerini kaydetti.
Bugün sürücülere yönelik cezaların artırıldığı bir tasarının görüşüldüğünü belirten Şahali, yollardaki alt yapı eksiklikleri nedeniyle yaşanan kazalarda, idarenin sorumluğunu artıran düzenlemelerin nerede olduğunu sordu.
Söz konusu yasa tasarısının, diğer cezaları da içeren tasarıyla neden gelmediğine de sorgulayan Şahali, ülkede elektrik, eğitim altyapısı, devlet yönetimi gibi konularda ciddi sorunlar yaşandığını söyleyerek, 5 yıldır hükümette olanların bunları düzeltmesi gerektiğini kaydetti.
Şahali’nin konuşması esnasında yerinden söz alan Bakan Arıklı, diğer yasa tasarısının gelmeme sebebini açıklayarak, tasarının Savcılık’a gönderildiğini, ancak nisan ayından beri görüş olmadığını bildirdi.
Ardından yasa tasarısı madde madde ve ardından bütünüyle oylandı. Yasa tasarısı oy birliğiyle kabul edildi.
Yasa tasarısının kabulüyle Meclis Genel Kurulu Olağanüstü toplantısı tamamlandı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Ersin Tatar, Gazi Mağusa’da düzenlenen mitingde konuştu.
Konuşmasına Gazimağusalıları selamlayarak başlayan Tatar, “Namık Kemal meydanında Mağusalı kardeşlerimizi bu meydanı böylesine coşkuyla doldurmuş görünce diyorum ki bu iş bitti. Kıbrıs Türk halkının iradesi bu seçimi kazandı” dedi.
Miting için 1500 arabanın konvoya katıldığını anlatan Tatar, konvoyu ve mitingi düzenleyenleri tebrik etti, kendisine destek veren sağduyu ittifakını oluşturan UBP, DP ve YDP’ye teşekkür etti.
Tatar, Türkiye’de 6 Şubat’ta meydana gelen depremde yaşamını yitiren Gazimağusa Türk Maarif Koleji öğretmenleri, öğrencileri ve aileleri Şampiyon Melekleri andı.
Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’ın “5 yılda ne yaptı” diye kendisini eleştirdiğini anlatan Tatar, “Yola iki devlet diye çıktım. Türkiye’de milli siyaset oldu. Meclisimizde de dün onaylandı ancak kendisi ve partisi Federasyon istediklerinden Evet diyemeyecekleri için oylamaya katılmadılar” diye konuştu.
GÜNAYDIN VE GEÇ KALDIN
Erhürman’ın seçim söylemlerinde ‘ciddiyet’ kelimesini kullandığına işaret eden Tatar, “Seçilirlerse ciddiyet getireceklermiş, parti meclisi ret verdi diye İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolünü imzalamadılar, maaşlar ödenemedi, yatırımlar yapılmadı ve hükümetten kaçtılar. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geldiğinde meclise gitmediler. ‘Burada vesayet var’ dediler. Pandemi hastanesi ve Cumhuriyet Yerleşkesi yapmak istediğimizde karşı çıktılar protesto ettiler. AKEL, Türkiye’ye işgalci dediğinde ses çıkarmadılar tepki göstermediler şimdi şimdi seçim var diye çark ettiler. Seçildiğinde ilk ziyareti Ankara’ya yapacakmış, Türkiye ile istişare yapacakmış ‘günaydın ve geç kaldın’..
Seçim dönemi ortaya çıkmadığını her zaman halkın içinde olduğunu aktaran Tatar, “Kıbrıs’ta, Türkiye’de ve katıldığım uluslararası temaslarda Atatürk’ten aldığımız ilhamla kurduğumuz devletimizi, bağımsızlık ve özgürlük için verdiğimiz mücadelemizi ve fedakarlıkları anlattım” diye konuştu.
ATATÜRK, KÜÇÜK VE DENKTAŞ’IN YOLUNDAYIZ
Kendisinin Atatürk’e inanmayanların adayıdır diye propaganda yapanları da eleştiren Tatar, Biz Atatürk’ten aldığımız ilhamla kurduğumuz devletin gelişmesi, özgürlüğümüz, bağımsızlığımız ve onurlu bir yaşam için çalışıyoruz. Atatürk’ün izinden giden yiğitleriz. Atatürk’ün Dr Fazıl küçük ve kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın yolundayız. Türkiye’nin iki devlet siyasetine güçlü desteğine rağmen Federasyon isteyenler, yenilik değil gerilik istiyor. Halkımızı azınlığa düşürmek, Türkiye’yi adadan çıkarmak istiyorlar” dedi.
SESİMİZİ DÜNYAYA DUYURALIM
“Siyasi görüşü ne olursa olsun, hangi kökenden, nereden gelirse gelsin, bana oy versin yahut vermesin, Halkın Cumhurbaşkanı olarak bütün vatandaşlarımızı kucaklıyorum” diyen Tatar, halkın her bir ferdinin kendisi için kıymetli ve önemli olduğunu vurguladı. Kıbrıs Türk Halkının, Mağusalıların sesini sadece Rum tarafına değil, bütün dünyaya duyuracaklarını ifade eden Tatar, “Sevdiklerimizi de yanımıza alarak oyumuzu kullanmak için sandıklarda olacağız” dedi.
HALKİN İÇİNDE OLMAMDAN CTP VE ADAYI RAHATSIZ OLUYOR
Halkın içinden çıkmış bir Cumhurbaşkanı olarak makamda, koltukta oturan değil daima halkımın, sizlerin arasında olduğum için, gece gündüz sizlerin dertleriyle dertlendiğim için, hiç kimsenin kökenine, geldiği yere bakmadan, her vatandaşımıza samimiyetle hizmet ettiğim için CTP ve adayı kızıyor” diyen Tatar, Halkın oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın halkıyla, görüşmesinden neden rahatsız olduklarını sordu. Tatar konuşmasının devamında “Bunlar bir yandan ucuz popülizm yapar ve boş vaatler verir ama bir taraftan da halkı daima küçümserler. Bunların anlayışı budur” dedi.
CTP’NİN ADAYI, KIBRIS TÜRKÜ’NÜN DEĞİL RUM SİYASETİNİN YANINDA
Cumhuriyet Meclisinde kabul edilen iki devletli çözüm siyasetine değinen Tatar, “Cumhuriyet Meclisimiz son beş yıldır her yerde savunduğumuz ve arkasında dimdik durduğumuz İki Devletli Çözüm Siyasetinin adamızda kalıcı bir barış ve istikrar için tek çözüm olduğunun kararını aldı.Anavatan Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi, iktidarıyla, muhalefetiyle, İki Devletli Çözüm Siyasetine tam destek verdiği için aldı. Türkiye Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan İki Devletli Çözümün artık Kıbrıs’ta tek çözüm yolu olduğunu dünyaya defalarca ilan ettiği için aldı.
Peki CTP ve onun adayı ne yaptı? Oylamaya bile katılmadılar ve Cumhuriyet Meclisi’nden arkalarına bile bakmadan kaçtılar” dedi.
RET ETTİKLERİ GÖRÜLMESİN DİYE OYLAMAYA KATILMADILAR
Kıbrıs Türk Halkının siyasi iradesinin tecelli ettiği yerden neden kaçtıklarını sorgulayan Tatar, “Reddettiklerini kimse görmesin diye oylamaya bile katılmadılar” dedi.
Tatar konuşmasının devamında, “Kendi siyasi görüşlerinin arkasında bile duramayanlar, Kıbrıs Türk Halkının, Mağusalıların iradesinin arkasında durabilir mi?” Rum tarafı nasıl müzakere masalarından kaçtıysa, nasıl Kıbrıs Türk Halkını eşiti olarak kabul etmekten, gasp ettikleri haklarımızı vermekten kaçtıysa bunlar da işte öyle kaçtılar. Çünkü bunların ruh ikizi, bunların siyaset ikizi Rum milliyetçisi, komünist AKEL’dir AKEL. Bunlar zoru gördü mü kaçarlar. Bu kadar açık söylüyorum” ifadelerini kullandı.
CTP ADAYI, KIBRIS TÜRKÜ’NÜN ADAYI MI DEĞİL Mİ KARAR VERSİN
CTP’nin adayı şimdi tam seçim öncesi Türkiye ile de görüşeceği yönünde yaptığı açıklamalar değinen Tatar, “Seçilirse ilk ziyaretini Türkiye’ye yapacağını söylüyor. Türkiye kabul etmeden bir anlaşma olmaz diyor. Bugüne kadar Anavatan Türkiye için ne söylediniz biz bilmiyor muyuz? CTP’nin adayı Türkiye’yi vesayetçi olarak suçlamadı mı? Türkiye’nin vesayeti kalkmadan ekonomimiz düzelmez demedi mi?” Diye sordu.
Tatar konuşmasının devamında şöyle konuştu:
“Bunları duyan, Kıbrıs Türkü’nün haklarını gasp edenin, Kıbrıs Türkü’ne izolasyon ve ambargoları koyanın Rum kesimi değil Türkiye olduğunu sanır. Kıbrıs Türkü’nü, devletimiz KKTC’yi dünyada tek tanıyan, halkımızın sesini her platformda dünyaya duyuran Anavatanımızı bile suçlu ilan ettiler. 1963’ten bu yana Kıbrıs Türklerinin, Halkımızın her kesimi üzerinde izolasyon ve ambargoları uygulayan kim? Bunlar değişti mi? Bunlar kaldırıldı mı? Bırakın bunların kaldırılmasını mevcut sınır kapılarından geçişleri bile zorlaştırmaya çalışanlar, Metehan’da araçlı geçiş için memur sayısını bile birden ikiye çıkarmayanlar, ara bölgedeki mayınları bile temizlemeye yanaşmayanlar Rum tarafı değil mi? İşte bunların zihniyeti budur kardeşlerim.
RUM TARAFI PAYLAŞMA DEĞİL, TAVİZ İSTİYOR
Rum tarafının mevcut statükonun, mevcut durumun değişmesini asla istemediğini dile getiren Tatar, “Neden istemiyor? Çünkü Rum’un rahatı yerinde. Rum, Kıbrıs Türkü’nü, Mağusalıları eşiti olarak görmüyor. Adamızın zenginliğini ve iktidarı sizlerle paylaşmak istemiyor.Peki Rum tarafı ne istiyor? Taviz istiyor. Topraklarınızın dörtte birini bize vereceksiniz diyor. Yerleşik diye tanımladığı 1974 sonrası adamıza gelmiş, bu toprakları vatan bilmiş kardeşlerimizi adadan göndereceğiz diyor. Türkiye’nin garantörlüğü kalksın, Kıbrıs Türkü’nün huzuru ve güvenliği için burada bulunan Türk Ordusu adayı tamamen terk etsin istiyor. Ve bu zihniyet hiç değişmedi. Bu zihniyet değişmeden Kıbrıs Türk Halkının kabul edeceği bir çözümün olması mümkün mü? Federasyon dedikleri tüketilmiş, son kullanma tarihi çoktan geçmiş model budur kardeşlerim” dedi.
SIFIR ASKER VE SIFIR GARANTİ KABUL EDİLEMEZ
Tatar konuşmasını devamında, “Sıfır asker ve sıfır garanti ortadayken, Anavatan Türkiye’nin garantisi, Mehmetçiğin gücü burada yoksa Kıbrıs Türkü nasıl anlaşacak? Nasıl kendisini güvende hissedecek? Son 20 yılda Rum tarafının AB’den, AB fonlarından aldığı yardım ve ucuz kredi miktarı 12 milyar doları geçti. Peki Kıbrıs Türküne ne verdiler? Mağusalılara bir şey verdiler mi? Hayır kardeşlerim bize vermediler. Bunların gerçek yüzü budur” dedi.
HALKIMIZ YALAN TUFANINA İNANMAZ
Dün ve bugün aynısını söylediğini pozisyonunun asla değişmediğini belirten Tatar, “Diyaloğa, görüşmelere daima açığız ancak federasyon masalını, Kıbrıs Türkünü oyalama oyununu bozacağız dedik ve bunda da kararlı ve dik bir duruş gösterdik.Peki onlar ne yapıyor? Rum’un halkımızı yıllarca oyaladığı, müzakere masalarında tüketilmiş federasyonun kelimesini bile söyleyemiyorlar. Bu kadar savundukları ve sözde çözüm diye yutturmaya çalıştıkları federasyonu ağızlarına bile almıyorlar. Sanıyorlar ki böyle yapınca halkın desteğini alabilecekler. Sanıyorlar ki Mağusalı kardeşlerimizi kandırabilecekler. Yahu siz bu halkı hiç tanımamışsınız. Bu halk bu yalan tufanına kanar mı sanıyorsunuz? Boşuna uğraşmayın kanmaz” dedi
OYUNA GELMEDİK DİYE RAHATSIZ OLDULAR
Tüketilmiş, eskimiş, son kullanma tarihi geçmiş, Rum’un çıkarlarına hizmet eden federasyon defterini kapattıklarını anlatan Tatar, “Eskimiş, çürümüş zeminle, çürümüş temelle yeni ve sağlam bina kurulmaz. Yeni ve sağlam bina ancak yeni ve güçlü bir temelle inşa edilir. Hayatında bu ülke için tek bir çivi çakmamış, tek bir eser ortaya koymamış olanlar bunu anlayamaz. Biz bu oyuna gelmedik. Bizden rahatsız olmalarının nedeni budur” dedi.
RUMU PROTESTO ETMEDİLER, ANCAK TÜRKİYE’Yİ ETTİLER
CTP ve adayının Rum tarafını haksız ambargolardan dolayı protesto etmediğini dile getiren Tatar, “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüce Meclisimize, milli iradenin toplandığı yere geldiğinde bunlar Meclise katılmadılar. Rum’u protesto edeceklerine, Rum’un zihniyetini, tutumunu kınayacaklarına Anavatan’ın Cumhurbaşkanı’nı protesto etmediler mi? Şimdi utanmadan kalkmışlar Türkiye ile görüşüp anlaşacaklarını söyleyerek sizleri kandırmaya çalışıyorlar. CTP’nin adayının hiç Rum’u protesto ettiğini gördünüz mü? Hiç Türk düşmanı Rum zihniyetini, Rum’un uyguladığı izolasyonu kınadığını duydunuz mu? Benim halkım zekidir, eğitimlidir, akıllıdır. Kimse Kıbrıs Türk Halkını kandırabileceğini düşünmesin” dedi.
YOLUMUZ NET ANCAK CTP’NİN YOLU NEREYE ÇIKIYOR
Kendisine Atatürk konusunda yapılan eleştiriler değinen Tatar şöyle konuştu:
Bize Atatürk düşmanı diyecek kadar alçalanlar var. Sırf oy uğruna bu kadar büyük bir yalanı hiç utanmadan, sıkılmadan söyleyebiliyorlar. Sen Kıbrıs Türkü’ne nasıl böyle bir iftirada bulunabilirsin. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Yunan’ı İzmir’de denize dökmüş, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş, tarih yazmış bir kahramana, karşı olduğumuzu söylemeye nasıl cüret edersin. Bizim yolumuz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Dr. Fazıl Küçük’ün ve kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ın yoludur. Bu yoldan kimse ne beni ne de Kıbrıs Türkünü asla döndüremez. Büyük Atatürk’ün yolundan kimse bizi ayıramaz. Bu iftirayı atanlar eğer utanmaları varsa önce aynaya baksınlar”
Bu iftiraları atanların bu aleni yalanları söyleyenlerin yolu Kıbrıs Türkü’nü eşiti olarak görmeyenlerin, Kıbrıs Türkü’nün hakkını ve hukukunu gasp edenlerin, Türkiye’nin garantörlüğü kalksın, Türk Ordusu adadan çıksın diyenlerin, Türkiye kökenli kardeşlerimiz adayı terk etsin isteyenlerin, Rum milliyetçisi, komünist AKEL’in yolu olduğunu anlatan Tatar, Bu iftirayı atanların yolu, göreve gelmeleri halinde ilk iş olarak KKTC’yi, devletimizi dağıtmak, parçalamak isteyenlerin yoludur.
ERHÜRMAN, ÇÖZÜM VAAT ETMİYORUM DİYEREK ÇARK ETTİ
Erhürman’ın Kıbrıs meselesinin çözümünde söylemlerinde yaptığı değişikliğe işaret eden Tatar, “CTP’nin adayı daha iki hafta öncesine kadar Kıbrıs meselesini ben çözerim diyordu. Çözse senin altında çalıştığın, seninle aynı çizgideki ağabeylerin Talat çözerdi, Akıncı çözerdi. Bunlar neyi yaptı hangi eseri, hizmeti ortaya koydu da çözebilecekler? CTP’nin adayı baktı ki olmuyor, Kıbrıs Türk Halkı bu içi boş laflara inanmıyor, geçenlerde çıktı dedi ki hayır ben çözüm vaat etmiyorum, dedi. Ne oldu da çark etti? Aylardır ben çözeceğim, şöyle çözeceğim, böyle çözeceğim diyordun. Ama şimdi ne diyor, çözüm vaat etmiyorum, diyor. Artık çözüm vaat etmiyorsan bu kadar lafazanlığı neden ettin? Çözümün yoksa neyi vaat ediyorsun? Ben söyleyeyim: Onun tek vaadi Kıbrıs Türkü’nü Rum’a yama yapmaktır. KKTC’yi Rum devletine yama yapmaktır. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum.
MAĞUSA’DA CTP’NİN ADAYININ TEK BİR ESERİ VAR MI?
Tufan Erhürman’ın başbakanlık dönemine de değinen Tatar, “CTP adayının 15 ay başbakanlığı var. Hatırlıyor musunuz ne yaptığını? Bir tane hizmeti oldu mu Mağusa için, bir tane eseri oldu mu Mağusa’da yaşayan kardeşlerimiz için? Bakın ben söyleyeyim. Maaşları ödeyemediler maaşları. Sonunda ne yaptı? Bıraktı kaçtı gitti hükümetten. Kaçıp giderken de ne dedi, Hükümeti Ersin Tatar kursun dedi. Ersin Tatar istikrarlı bir hükümet kurar dedi. İşte bizim farkımız budur. İçi boş, soyut vaatler bizde yok. Bizde iş var, bizde hizmet var, bizde eser var. Bunları şaşırtan, kızdıran da budur. dedi.
HER ALANDA ATAK DİPLOMASİYİ BAŞLATIYORUZ
Artık eskimiş, tüketilmiş müzakerelerden Atak Diplomasi aşamasına geçileceğini belirten Tatar, “Atak Diplomasi sadece uluslararası diplomasi değildir. Atak Diplomasi KKTC için Kıbrıs Türk Halkı için her alanda Atak bir siyaset izlemektir. Ulaşımda, İletişimde, Tarımda, Eğitimde, Turizmde, Üretimde, Ekonomide Anavatan Türkiye ile, Türk Devletleri ile bu ülkeye, sizlere daha çok hizmet getirmek, daha çok eser yapmak demektir” dedi.
Azerbaycan’da Türk Devletleri Teşkilatı’nın 12. Zirvesi’ne katıldığının dile getirin Tatar, “Kendi bayrağımızla, devletimizin resmi adıyla karşılandık, ağırlandık ve zirvede diğer devlet ve hükümet başkanlarına Kıbrıs Türk Halkının sesini duyurduk. TDT Zirvesinde KKTC Türk Dünyasının Doğu Akdeniz’deki stratejik kalesidir ve 180 milyonluk büyük Türk ailesinin ayrılmaz parçasıdır dedik.
TDT ülkelerinin gençlerinin, KKTC’de bir araya gelebilmeleri için bir Türk Gençlik Akademisi kurulması önerimizi bizzat diğer devlet başkanlarının önünde yaptık” dedi.
ULUSLARARASI TEMASLARI KÜÇÜMSÜYORLAR
CTP ve adayı Erhürman’ın yapılan uluslararası temasları küçümsediğini anlatan Tatar, “Kendi devletlerini, KKTC’yi, Kıbrıs Türk Halkının oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanını küçümsemeye çalıştılar. Sen oyunu istediğin bu halkın Cumhurbaşkanını nasıl küçümseyebilirsin? Sen başına geçmek istediğin, maaşını aldığın, koltuğunda oturduğun bu devleti nasıl küçültmeye çalışırsın” dedi.
TDT’DE KARDEŞ PAZARLAR AĞI KURULACAK
Atak Diplomasinin, Rum’un oyun planına, sadece Rum’un yararına olan federasyon zemininden çıkıp iki devletli diyalog ve iş birliği modeliyle KKTC’yi dünyaya daha çok açmak olduğuna dikkat çeken Tatar, “TDT ülkeleri ile bir Kardeş Pazarlar Ağı kuracağımızı seçim bildirgemizde açıklamıştım. Daha çok üreticimiz, hayvancımız, turistik tesisimiz, üniversitemiz Türk dünyası ile daha çok alışveriş yapsın, ihracat yapsın, kazansın demektir. Mağusa ve Mağusa’da yaşayanlar kazansın demektir. Biz bunlarla uğraşıyoruz onlarsa her zaman yaptıkları gibi içi boş laflarla sadece şikâyet ediyor ve suçluyorlar. Aramızdaki fark bu” dedi.
DEVLETİMİZE VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE SAHİBİZ
Gücü olmayanın ezildiği bir dönemden geçildiğini anlatan Tatar şöyle konuştu: “Ukrayna’ya bakın, Suriye’ye bakın, masum ve mağdur Filistin Halkının durumuna bakın. Gazze’ye bakın. Gücünüz yoksa her gün tepenize bombalar yağdırabiliyorlar. Orta Doğu’da yaşananlar, bir kez daha tüm dünyaya gösterdi ki, barış, ancak gerçeklerle kurulur. Filistin Halkının kendi devletiyle, kendi kurumlarıyla, kendi kimliğiyle var olmadığı bir barış bölgede kalıcı olamaz. Bugün Orta Doğu’da iki devletli çözüm barışın dili haline geldiyse, Kıbrıs’ta da 51 yıllık bu gerçeği görmezden gelen hiçbir model yaşayamaz. Biz Kıbrıs Türk halkı, kendi devletimize sahibiz. Bu topraklarda kendi demokrasimizi kurduk, kurumlarımızı yaşattık, irademizi koruduk. Ve artık Rum’un gölgesinde değiliz.
Biz fazlasını değil, yıllardır engellenen haklarımızın teyit edilmesini istiyoruz. Biz çatışma değil, karşılıklı saygıya dayalı bir iş birliği istiyoruz. Bu adada kalıcı çözümün yolu bellidir. İki devlet, iki egemen irade ve iki eşit uluslararası statü. Kıbrıs Türk halkı ve Gazimağusa, sizler bu hakikatin arkasında dimdik durmaktasınız. Gazze’de Filistin Halkı için sesini yükselten Türkiye Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın barışa yaptığı katkılar Türkiye’yi de küresel politika da başka bir seviyeye taşımıştır.
RUM’A TAVİZ VEREREK İKNA DÖNEMİ BİTTİ
Rum tarafının silahlandığına değinen Tatar, “Rum kesimi hem İsrail’den hem ABD’den hem AB’den silah almanın peşinde. Adamızı silah deposuna çevirdiler. Son beş yılda 3.5 milyar dolardan fazla bir parayı silaha, füzeye yatırdılar. Kimin için silahlanıyor Rum kesimi? Dedi. Rum tarafındaki seçimlere ve yükselişte olan ELAM’a değinen Tatar, “Haddini aşmış Rum askerleri, Karpaz’ı alacağız diyorlar. Ersin Tatar olarak söylüyorum: ne Güzelyurt’tan ne Lefke’den, ne Karpaz’dan ne Lefkoşa’dan, ne Girne’den ne Lapta’dan, ne İskele’den, ne de Gazimağusamız’dan vazgeçeriz. Hodri meydan, cesareti olan çıksın da vereceğim desin, cesareti olan gelsin de alsın.
Federasyon müzakerelerinde belirli bir sayı üstünden hayatını burada kurmuş, burayı vatanı bellemiş, burada aile kurmuş kişilerin pazarlık konusu yapıldığını anlatan Tatar, bu duruma izin verilmeyeceğini çünkü toprak konusunda taviz verilmeyeceğini vurguladı.
İMZALANMAMIŞ ANLAŞMAYI NEDEN TEMEL ALIYORSUN
‘Crans Montana’da nerede kaldıysak oradan başlayacağız’ diye konuşulduğunu ifade eden Tatar, “İmzalanmamış anlaşmayı neden temel alıyorsun? Senin tek derdin Rum’u alacaklı, Kıbrıs Türkü’nü borçlu çıkarmak. Bu halk bunu bilmiyor mu sanıyorsunuz? Pazar günü Mağusalı kardeşlerim, İskeleli kardeşlerim, Kıbrıs Türk halkı bunlara öyle bir ders verecek ki görecekler bu halkı kandırmaya çalışmak nasıl olurmuş” dedi
BOŞ LAF DEĞİL, ESER VE HİZMET ZAMANİ
Türkiye ile kuruluna iyi ve güçlü ilişkiler sayesinde ülkede yatırımın önünün açıldığını anlatan Tatar, yeniden seçilmesi durumunda laf değil iş yapmaya devam edeceğini vurguladı.
Tatar yatırımlarla ilgili şöyle konuştu:
KKTC’nin sağlık alt yapısı daha da büyüyecek. Yol ve ulaşımda beş yıl içinde daha büyük adımlar atılacak. Enerjide, su temininde daha büyük gelişmeler olacak. İletişim alanı da bu gelişmelerden payına düşeni alacak. Fiber optik altyapı bunun son örneğidir. 5 Yıl içinde KKTC’de süper hızlı internet altyapısına kavuşacak. Sadece evler değil, okullarımız ve üniversitelerimiz de bu altyapıdan en iyi biçimde faydalanacak. Ayrıca, mobil hatlarda da 5G teknolojisi, Türkiye ile paralel biçimde ülkemize de getirilecek. Deniziyle, güneşiyle, eşsiz kumsallarıyla Kıbrıs’ın yükselen yıldızı Mağusa bizim göz bebeğimizdir. İşte yeni başlanan ve Mağusalı genç kardeşlerimizi hedefleyen toplu konut projesi. Maraş bölgesinin artan nüfusuna hizmet veren açılışını yeni yaptığımız Maraş Sağlık Merkezi. Mağusa’nın eskimiş altyapısının tümüyle yenilenmesi çalışmaları. Türkiye’den gelen suyun bölgeye ulaştırılması. Kapalı Maraş, tarihiyle, potansiyeliyle ve geleceğiyle yeniden hayat bulmaya hazırdır. Son beş yıl içinde Kapalı Maraş Açılımı ile önce sahilin iki kilometrelik kısmı halkımızın kullanımına açmış ardından da bir kısmını askeri bölge statüsünden çıkarmıştık.
Yeni dönemde, Kapalı Maraş’ın yeni bir imar planına tabii tutulması ve yasal hak sahipleri mağdur edilmeden Gazimağusa ile bütünleştirilmesi gündeme gelecek. Biz de bu sürecin takipçisi olacağız. Mağusa’da sizlerin ihtiyacına göre yepyeni bir okul da inşa edeceğiz.
ÖĞRETİLMİŞ ÇARESİZLİĞE RAZI OLMAYACAĞIZ
Yeni Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi binalarının açıldığını hatırlatan Tatar, “ Cumhuriyet Parkımızı, Milli Kütüphanemizi yaptık, yapıyoruz. İnşallah açılışını da hep birlikte yapacağız” dedi.
Öğretilmiş çaresizliğe razı olmayacaklarını anlatan Tatar, “KKTC olarak Kıbrıs Türk Halkı olarak Gazimağusa olarak özgüvenle, kendimize inanarak gasp edilen bütün haklarımızı Rum’dan alacağız. Dayanışmamız oldukça, birliğimiz oldukça kimse bize dayatmada bulunamaz” dedi.
KİMSE BİZİ RUMUN PAZARLIK MASASINA KOYAMAZ
Sandığa gidip ilk turda seçimin bitirilmesi gerektiğini anlatan Tatar şöyle konuştu:
“19 Ekim Pazar günü sandığa gittiğinizde vereceğimiz karar şudur. Kaderimizi başkasının iradesine mi bırakacağız yoksa kendi geleceğimizi kendimiz mi kuracağız? Mağusa’da malımız mülkümüz elimizden alınacak mı? Ailemiz için, vatanımız için kurduğumuz bu gönül birliği bozulacak mı, diye endişe etmeyeceğiz. Çok net bir cevap vereceğiz bunlara. Hayır asla birliğimizi bozamayacaksınız, asla malımızı mülkümüzü alamayacaksınız, asla ailemizi tehdit edemeyeceksiniz asla bizi Rum’un pazarlık masalarına koyamayacaksınız diyeceğiz.

Bağımsız cumhurbaşkanı adayı Mehmet Hasgüler, dün akşam Gençlik Federasyonu üyeleriyle bir araya geldi. Görüşmede, Federasyonun hazırladığı “Gençlik İçin Cumhurbaşkanlığı Protokolü”nün de imzalandığını duyurdu.
Gençleri “pırıl pırıl, vatanseverler” olarak niteleyen Hasgüler, paylaşımında, gençlerle bir arada olmaktan “büyük gurur duyduğunu” belirterek, “Onlar bu ülkenin umudu ve geleceği” ifadelerini kullandı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel, Kıbrıs meselesi ve Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Kıbrıs Postası’ndaki canlı yayına katılan Üstel, Kıbrıslı Rumların zihniyetinin değişmediğine dikkat çekti. Üstel, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın görevi süresince yaptığı girişimler sonucunda egemen eşit ve iki egemen devleti kayıtlara geçirdiğini belirtti.
İki devletin iş birliği yapması ve iki halkın kaynaşması için Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde iki taraf arasında yapılacak işler noktasında konsensüs sağlandığını söyleyen Üstel, Rum tarafının iki halk arasında çalışma yapılmasına BM önünde “Evet” demesine rağmen bu çerçevede oluşturulan iki toplumlu komiteleri çalıştırmadığından şikayetçi oldu.
“İki halk ve iki devleti artık tüm dünya biliyor”
Ünal Üstel, “İki halk ve iki devleti artık tüm dünya biliyor.” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2024 yılında Kıbrıs’ta iki devletli çözüm modelini Türkiye Büyük Millet Meclisinde geçirdiğini anımsattı. Üstel, yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda 4 kez “KKTC’yi tanıyın” çağrısı yaptığını, Azerbaycan’daki Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’nde de aynı çağrıyı yinelediğini anımsattı.
“Azerbaycan KKTC’ye destek verdi”
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in de KKTC’ye destek belirttiğini ifade eden Ünal Üstel, iki devletli çözüm modeline sahip çıktıklarını vurguladı. KKTC Meclisinin de iki devletli çözüm modeli konusunda karar aldığını söyleyen Üstel, Güney Kıbrıs’taki yabancı ülkelerin silahlanma çalışmalarına dikkat çekti.
Fransa, Amerika ve Hindistan’ın Güney Kıbrıs’ta yuva kurduğuna değinen Üstel, Güney Kıbrıs’taki komando yürüyüşünde “Karpaz’ı alacağız” sloganları atıldığını hatırlattı. Üstel, “Gelecekleri varsa görecekleri de var. Kendimizi Baf’ta bulacağız.” ifadelerini kullandı.
“Halkın yüzde 70’i iki devleti savunuyor”
1968’den 2020’ye kadar federasyonun görüşüldüğünü, ardından sonra vizyon değişikliğine gidildiğini belirten Ünal Üstel, KKTC’yi güçlü bir şekilde dünyaya tanıtmak için uğraş verdiliğini kaydetti. Ekonominin büyüme noktasına geldiğini söyleyen Üstel, “30 yılda yapılmayanları 3 buçuk yılda yaptık.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ülkenin kader seçimi olduğunu ifade eden Üstel, siyasi istikrarın önemine değindi. Cumhurbaşkanı ile tek yürek hareket ettiklerini, geçmişte hükümet ve Cumhurbaşkanının farklı partilerden olması nedeniyle sıkışmalar yaşandığını hatırlatan Üstel, şu an Cumhurbaşkanı ile fikir ayrılıkları olmadığını vurguladı; Türkiye Cumhuriyeti’nin kendilerine kucak açtığını ve her istediklerinin yapıldığını dile getirdi. Seçimin bittiğini belirten Üstel, “Sayın Tatar’ın arayı açması için çalıştık. Yüzde 70 iki devleti savunuyor, bunun adresi Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dır.” dedi. Sağduyu mutabakatıyla YDP ve DP’nin de Tatar’ı desteklediğini kaydeden Üstel, bu pazar, sonucu hep birlikte göreceklerini söyledi.
Trending
-
Kıbrıs3 yıl önce
BES ve DEV-İŞ’in belediyelerle ilgili eylemi bir günlüğüne askıda
-
Kıbrıs3 yıl önce
Yüksek Adliye Kurulu, terfi eden ve atanan yargıçları açıkladı
-
Dünya3 ay önce
Fidan: Pakistan ve KKTC arasındaki ilişkilerin daha da gelişeceğine yürekten inanıyorum
-
Kıbrıs3 yıl önce
“Maç için Güney Kıbrıs’a ilk kez geçecek olan Kıbrıslı Türkler’den KKTC doğum belgesi isteniyor”
-
Kültür Sanat4 yıl önce
Ferhan Şensoy hayatını kaybetti
-
Entertainment8 yıl önce
New Season 8 Walking Dead trailer flashes forward in time
-
Ekonomi3 yıl önce
İlk yerli kolza tohum adayları toprakla buluşturuldu
-
Ekonomi3 yıl önce
Baykar’ın insansız savaş uçağına Ukrayna motoru güç verecek