Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

CTP: Ortak bir çevre politikasının tam zamanı

Published

on

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, siyasi partilere ortak çevre politikası oluşturma ve uygulama çağrısında bulundu.

Mesajda, 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda alınan kararla, 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü olarak kabul edilmesinin ardından 50 yıl geçmiş olmasına karşın, Çevre Günü’nün bir türlü kutlanamadığı ifade edildi.

CTP’nin mesajında, “Aksine, ülkemizin doğasına ve çevresine özellikle son 20 yılda yaptıklarımız geçmişte eşsiz bir doğal güzelliğe ve tertemiz bir çevreye sahip olarak ‘yeşil ada’ diye anılan bu coğrafyada çevre gününü bir ‘uyarı günü’ olarak algılamamıza neden olmaktadır.” denildi.

“GELİN ORTAK BİR ÇEVRE POLİTİKASI OLUŞTURALIM”

Mesajda, halkın oylarıyla seçilen siyasetçilerin de en önemli görevinin uyarıyı dikkate alarak daha fazla geç kalmadan değişen hükümetler karşısında değişmeyecek ortak bir çevre politikası oluşturulması için harekete geçmek olduğu vurgulandı.

“Cumhuriyetçi Türk Partisi olarak tüm partilere çağrımız. Gelin ortak bir çevre politikası oluşturalım ve hep birlikte uygulayalım.” denilen mesajda, yaşanılan pandemi sürecinden de dersler çıkarılarak Kıbrıs Türk halkının geleceği ve yarınlara daha yaşanabilir bir ülke bırakabilmek adına siyasetçiler olarak bunu yapmaktan şansları olmadığı belirtildi.

Mesajda şu ifadelere yer verildi:

“Bu amaçla, tüm siyasi partiler, çevre sivil toplum örgütleri ve alanın uzmanlarıyla bir araya gelmeye ve bunu gerçekleştirmeye var mısınız? Bırakalım çevrenin ne kadar önemli olduğunu ve çevreyi korumanın gerekli olduğunu söylemeyi de bir an önce eğitimde, sağlıkta, turizmde, ekonomide başaramadığımızı en azından çevre alanında başaralım.

Bilmeliyiz ki; çarpık yapılaşmayı ortadan kaldırıp planlı gelişime geçemez, orman varlığımızı artıramaz, doğal alanlarımızı koruyamaz, kanalizasyon alt yapısını bir türlü oluşturamaz ve atık suların denizlerimize boşaltılmasına daha fazla göz yumarsak toplumumuzu geleceğe taşıyamayız. Biz, Cumhuriyetçi Türk Partisi olarak bu gerçeğin farkındayız ve gerekli çalışmaları ortaya koymaya da hazırız.”

Ortak bir çevre politikası oluşturmanın ve uygulamanın tam zamanı olduğu vurgulanan mesajda, “Bu amaçla, başta hükümet partileri olmak üzere tüm siyasi partilere bir kez daha sesleniyor, daha fazla zaman kaybetmeden toplumun gerçek beklentilerine cevap verecek şekilde çevremiz için gereken adımların atılması gerektiğini vurguluyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Yardımcılığı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanlığı’na bağlı Çevre Koruma Dairesi ülke genelinde motorlu taşıt egzoz emisyon ölçümlerini sürdürüyor.
AB finansmanı ile yenilenen motorlu taşıt egzoz emisyon denetim cihazları yapılan denetimlerde kullanılmaya başlandı.
Son 1 hafta içerisinde ülke genelinde yapılan ölçümlerde toplam 110 motorlu taşıtın 23 tanesinin Motorlu Taşıt Egzoz Emisyon Kontrolü Tüzüğü’nde belirtilen standartları sağlamadığı tespit edilerek 18/2012 sayılı Çevre Yasası’nın 28. maddesinin 3. fıkrası kurallarını ihlal ettikleri gerekçesiyle araçların gerekli bakım-onarım hizmetinden geçirilip egzoz emisyon ölçümlerini tekrar yaptırmaları talep edilmiştir.
Trafikteki motorlu taşıtlardan kaynaklanan hava kirliliğini kontrol altına almak amacıyla ülke genelinde egzoz emisyon ölçüm denetimleri düzenli olarak devam edecektir.


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Şirinevler başta olmak üzere Akçiçek ve Göçeri köylerinde taş ocaklarının yarattığı yoğun toz ve çevre kirliliği nedeniyle köylülerin ciddi şekilde mağdur olduğunu söyledi.

Özersay, “Bir saatte damağıma yapışan toprak zerreciklerinin, tozun tadı akşam eve geldiğimde hâlâ rahatsız ediyordu. Peki ya günün 24 saati köyde yaşayan insanlar ne yapsın?” diyerek yaşlıların, astım hastalarının ve köyde yaşayan herkesin sağlığının tehdit altında olduğunu vurguladı. Ağaçların tozdan beyaza döndüğünü, verandaların ve çevrenin toprak içinde kaldığını, insanların evlerinin dışına çıkıp çamaşır dahi asamadığını belirtti.

Köyün üst kısmında yan yana üç taş ocağı bulunduğunu söyleyen Özersay, kamyonların toprak yoldan durmaksızın geçişinin köyü sürekli toz altında bıraktığını, benzer durumun Akçiçek ve Göçeri’de de yaşandığını kaydetti. Toprak yolun asfaltlanması sözü verilmesine rağmen yerine getirilmediğini ifade eden Özersay, asfaltlama yapılsa bile sorunun tamamen çözülmeyeceğini çünkü yerleşim yerine bu kadar yakın noktada üç taş ocağının yoğun şekilde patlatma yaptığını, kazı gerçekleştirdiğini ve sürekli çalıştığını söyledi. Dağın her geçen gün daha da deforme olduğunu belirten Özersay, bu görüntünün Lefkoşa-Girne anayolundan dahi görülebildiğini dile getirdi.

Özersay, Girne İlçe Başkanı Neşe Anibal, Lefkoşa İlçe Başkanı Mustafa Kendir, Örgütletme Sorumlusu Cengiz Karataş, Girne İlçe Yönetim Kurulu üyeleri Ahmet Bayram Sefer ve Gürbüz Gertik ile birlikte Şirinevler köyünü ziyaret ettiklerini, köy muhtarı Serkan Pilli, bazı azalar ve köylülerle bir araya gelerek sorunları yerinde incelediklerini ifade etti.

Ülke genelindeki taş ocaklarının yeniden ele alınması gerektiğini vurgulayan Özersay, ihtiyaç temelli bir değerlendirme yapılması, bazı izinlerin iptal edilmesi ve daha ileri teknolojiyle çalışma zorunluluğu da dahil olmak üzere acil tedbirlerin şart olduğunu söyledi. Sağlık, çevre ve görüntü açısından ortaya çıkan olumsuzlukların artık sürdürülemez boyuta ulaştığını belirten Özersay, “Ülkemizi, dağı taşı kemiriyoruz. Bu durum sürdürülebilir değildir” ifadelerini kullandı.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Tel-Sen Başkanı Hakan Üredi, komitede gündeme gelen fiber protokolünün “basit bir altyapı meselesi olmadığını” vurgulayarak, bunun “KKTC’nin verisinin, iletişiminin ve geleceğinin kimlerin kontrolünde olacağına dair bir meydan okuma” olduğunu söyledi.

Üredi, “Bu tabloya dünyada tek bir isim var: Kamu varlıklarının siyasi saikle özelleştirilmesi. Ve biz buna izin vermeyeceğiz” dedi.

Bazı yetkililerin, “Türkiye var, borç var, Türk Telekom istemeden aldı, zarara girecek” gibi ifadelerle süreci meşrulaştırmaya çalıştığını belirten Üredi, şu ifadeleri kullandı:

“KKTC altyapısı bir pazarlık malı değildir. Devlet borcu bahane edilerek Telefon Dairesi altyapısı devredilemez. ‘İstemeden alan’ bir şirket bu işe vicdanla değil, her zaman çıkar hesabıyla yaklaşır. Bir şirket zarar edecekse neden bu projeye girer? Cevabı biliyoruz: Geleceğin veri trafiği, sansürlemeler, abonelik gelirleri, düzenleme gücü ve altyapı sahipliği.”

“Telefon Dairesi ve BTHK’nın yetkilerinin devredilmesi dijital teslimiyettir” diyen Üredi, sürecin yalnızca kablo döşemek olmadığını; frekansların, verinin, altyapının ve internet üzerindeki kontrolün kime ait olacağının belirlenmesi anlamına geldiğini vurguladı.

“Bu sorunun cevabı asla bir şirket olamaz” ifadelerini kullanan Üredi, “KKTC’de fiberin sahibi halktır, Telefon Dairesi’dir” dedi.

Yıllardır projeler, pilot bölgeler, fizibilite çalışmaları ve mühendislik süreçlerinin hazır olduğuna dikkat çeken Üredi, yerel uzmanlığın bypass edilmesinin ülkenin kapasitesine hakaret olduğunu söyledi.

Üredi, Tel-Sen’in pozisyonunu şöyle açıkladı:

  • Fiber altyapı kamuda kalacak.

  • Regülasyon BTHK’dan alınamaz.

  • Telefon Dairesi devre dışı bırakılamaz.

  • İhaleye çıkmadan yapılan anlaşmalar kabul edilmeyecek.

  • Tekelleşme girişimlerinin karşısında durulacak.

“Bu ülkenin Telefon Dairesi altyapısı herhangi bir şirketin, siyasi yapının, protokolün veya dış baskının malı değildir” diyen Üredi, “Bu ülkenin fiberi bayrağı kadar değerlidir; verisi sınırları kadar kritiktir; altyapısı halkın malıdır — satılamaz, devredilemez, kiralanamaz” ifadelerini kullandı.

Üredi, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“TEL-SEN, gerektiğinde masada, gerektiğinde sahada, gerektiğinde hukukta — bu teslimiyetin önüne set çekmekten geri durmayacaktır. İnsanları getirdiğiniz makamlarla tehdit ederek istediklerinizi söylettiğinizi herkes çok iyi biliyor.”

Devamını Oku

Trending

Reklam