Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Cumhurbaşkanlığı Sağlık Danışmanı Prof.Dr.Serakıncı “Prostat kanserinin erken teşhisine ilişkin çalışmalarını” Rusya’daki webinerde anlattı

Published

on

Cumhurbaşkanlığı Sağlık Danışmanı görevini yürüten Prof. Dr. Nedime Serakıncı, “2. Uluslararası Kanser Araştırmaları ve Tedavileri” konulu uluslararası bir webinerinde davetli “keynote” konuşmacı olarak katıldı.

Prostat kanserinin erken teşhisine ilişkin çalışması hakkında bilgilendirme yapan Serakıncı’nın konuşması  “phenomenal and worthy” (olağanüstü layık) seçilerek kendisine teşekkür belgesi verildi.

Belgede Prof.Dr. Nedime Serakıncı’nın görev yeri, “Turkish Republic of Northern Cyprus Presidency” (KKTC Cumhurbaşkanlığı) olarak belirtildi.

Uluslararası bir kongrede “keynote” konuşmacı olarak davet edilmenin önemine işaret eden Serakıncı, “bu durum, uluslararası alanda yaptığınız çalışmalar ile kabul gördüğünüzü ve kendi bilim alanınızda öncülerden kabul edildiğinizi ifade eder. Bunun üzerine tüm keynote konuşmacılar arasında “olağanüstü ve layık” (phenomenal and worthy keynote) seçilmiş olmak da ülkem ve kendim adıma gurur verici ve önemlidir” dedi.

Serakıncı, KKTC adına  daha da önemlisinin  “olağanüstü ve layık” seçilmeme ödül olarak verilen belgelerindeki KKTC vurgusu olduğunu kaydeden Serakıncı, böylece bilimle KKTC’ye uygulanan amborgoları, yaptığı çalışmalarla bir kez daha delelerek, ülke tanıtımına katkı koyduğunu vurguladı.

-“Bilimsel çalışmaların sayısı değil içeriği önemli. Ambargoları kaliteli çalışmalarla delebilirsiniz”

KKTC’ye yönelik amborgoların her sektörü olduğu gibi bilim insanlarını da kısmen etkilediğini belirten Prof.Dr. Seraknıcı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kısmen diyorum çünkü ‘bilim bağımsızdır’ ilkesine bizler yani tüm bilim insanları akademisyenler yürekten inanıyor ve kabul ediyoruz.  Genellikle yaşadığımız sorun adres olarak KKTC’yi göstermemize pek izin verilmemesi. Bu ve benzeri uluslararası kalitesi ve seçiciliği yüksek sempozyum kongre ve webinerlerde ancak uluslararası arenada kendini ispatlamış bilim insanlarına,  aralarında görmek, sunum yapılması önemli ve değerli bulunduğu için izin veriliyor. Bu nedenledir ki KKTC’nin yetiştirdiği bu tarz bilim insanı olmak önemli.  Bu da bize aslında KKTC’de yapılan bilimsel çalışmaların sayısının değil içeriğinin ve kalitesinin ön planda olması ile aşılabileceğini göstermektedir. Çünkü kalitesi yüksek hakemli dergilerde yapılan çalışmalar daha çok okunarak başka bilim insanlarında tarafından da kullanılarak, atıfda bulunuluyor. Düşünün bir yılda 100 yayın yaptınız ama uluslararası okunurluğu ve atıfı 15-20’yi geçmiyor. Herşeyde olduğu gibi burada da kalite er geç kendini tanıtıyor.

Örneğin yıllarca süren araştırma sonuçları, bilgi birikimi ve tecrübe ışığında hazırladığım Mezenkim kök hücreler ile ilgili tedaviye yönelik araştırmalarının nereye gittiğini bu alandaki zorluklar ile dikkat edilmesi gerekenleri anlattığım makalem ScienceDirect’e bağlı BioMedUpdater tarafından yapılan değerlendirmeye göre 1 Ocak 2014-1 Haziran 2015 tarihleri arasında yayınlanmış yaklaşık 25 milyon makale arasında en iyi ilk 10 makale içerisinde yer aldı”

– “Prostat kanserinin erken teşhisi için her yerde uygulanabilirliği kolay ve basit bir ön-tanı testi geliştirmeyi hedefliyoruz”

Prof.Dr. Nedime Serakıncı, prostat kanserinin erken teşhisine ilişkin  yaptığı çalışmalarla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulundu.

”Erken teşhis sadece Prostat kanserinde değil tüm kanserlerde önemlidir. Erken teşhisle birçok kanser  tedavi edilebilirdir” diyen Serakıncı,  Bu amaçla prostat için kolay uygulanabilir ve bugün kullanılan yaklaşımlardan daha spesifik bir yöntem geliştirmeyi amaçladıklarını vurguladı.

Günümüzde prostat kanseri taramasında ”kanda, prostat-specific antijen (PSA) sonuçlarına bakmak”, ”Dijital Rektal Muayene” ve “Prostat biyopsi kullanıldığını aktaran Serakıncı, “PSA’nın genelde prostat spesifik bilinmesine rağmen, maalesef kanser için yeterli spesifiklikte olmadığını yapılan son çalışmalardan görmekteyiz” şeklinde konuştu.

Serakıncı şu noktalara da dikkat çekti:

“Mevcut test ve muayene yaklaşımlarıyla birlikte, PSA seviyesi yüksek, ancak başlangıç biyopsisi negatif olan hastalarda, özellikle yeni başlayan tümörlerde, küçük tümör dokusuna bağlı yetersiz biyopsi alınabilmesi, kanser vakalarının yaklaşık -30’nun kaçırılmasına neden olmaktadır.  Bir başka faktör de birçok erkeğin prostat muayenesini rahatsız edici bularak kaçınması nedeniyle doktora geç başvuruyor olmasıdır.”

Bu nedenle prostat biyopsisi için uygun vakaların seçimi ve klinisyenlerin risk değerlendirmesine katkıda bulunmak ve dolayısı ile erken tanı için Doktora öğrencisi Eyyup Kavalcı ile bu çalışmayı planladıklarını ifade eden Serakıncı,  çalışmanın sonucu olarak öncelikle idrarda yeterli miktarda prostat hücresi bulunabildiğini ve bu hücrelerin hem somatik hem de kalıtsal mutasyonlarının analizini yaparak, erken tanıda kullanılabileceklerini gösterdiklerini, hatta literatürde olmayan 9 yeni mutasyon tespit ettiklerini vurguladı.

Bu çalışma ile invaziv olmayan (yani vücut bütünlüğünü bozmayan) tarama aracı geliştirdiklerini kaydeden Prof.Dr. Serakıncı, bu yöntem sayesinde; “Prostat biyopsisi için uygun vakaların seçilmesi”, “Bilinen ve bilinmeyen mutasyonları bulabilen”, “Hasta odaklı risk değerlendirmesi yapılmasına yardımcı olan”, “Uygun maliyetli” ve “Umut verici ve güvenilir yaklaşım” geliştirdiklerini belirtti.

Şu anda bu projeyi daha da geliştirdiklerini ve detaylandırdıklarını aktaran Serakıncı, özetle, her yerde uygulanabilirliği kolay ve basit bir ön-tanı testi geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İran’da patlama meydana gelen limanda arama kurtarma çalışmaları sona erdi

Published

on

By

İran’ın Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas kentinde 26 Nisan’da patlama meydana gelen limanda arama kurtarma çalışmalarının sona erdiği bildirildi.

İran’ın resmi haber ajansı IRNA’ya göre, Hürmüzgan Kızılay Müdürlüğü tarafından konuya ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, “Son 2 günde herhangi bir yaralı veya hayatını kaybetmiş kişiye ait kalıntıya rastlanmaması nedeniyle, cumartesi akşamı itibarıyla arama ve kurtarma çalışmaları sona ermiştir.” ifadeleri kullanıldı.

Kayıp yakınlarından onlarca kişi dün, patlamada kaybolan yakınlarının akıbetinin belirlenmesi talebiyle limanın girişinde toplanmıştı.

İran Kriz Yönetimi Sözcüsü Hüseyin Zeferi, 29 Nisan’da yaptığı açıklamada, Hürmüzgan eyaletine bağlı Bender Abbas’ın Şehid Recai Limanı’nda hayatını kaybedenlerin sayısının 70’e çıktığını açıklamıştı.

Şu ana kadar DNA testiyle kimlikleri tespit edilen 46 kişinin cenazeleri yakınlarına teslim edilmişti.

İran’ın güneyinde Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı’nda 26 Nisan’da öğle saatlerinde şiddetli bir patlama meydana gelmişti.

İranlı yetkililer, yaklaşık 1200 kişinin yaralandığı patlamanın sabotaj olduğuna dair şu ana kadar herhangi bir bulgu edinmediklerini açıklamıştı. İçişleri Bakanı İskender Mumini, patlamanın “ihmalden” kaynaklandığını söylemişti.

Devamını Oku

Dünya

BM: Gazze Şeridi’ndeki insani durum hayal edilemeyecek boyutlarda

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), İsrail’in Gazze’ye yönelik “tam ablukasının” 9. haftasına girmesiyle, bölgede “eşi benzeri görülmemiş bir insani felaketin” yaşandığını bildirdi.

UNRWA, X platformundan yapılan açıklamada, konuyla ilgili bilgi verildi.

“Gazze Şeridi’ndeki insani durum hayal edilemeyecek boyutlarda” ifadeleri kullanılan açıklamada, İsrail’in uyguladığı “tam ablukanın” 9. haftasına girilmesiyle birlikte bu insani felaketin daha önce görülmemiş seviyelere ulaşmasının önüne geçmek için uluslararası çabaların birleştirilmesi gerektiği kaydedildi.

UNRWA ayrıca bölgede derhal ateşkes sağlanması gerektiğini de bir kez daha vurguladı.

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini, 2 Mayıs’ta, İsrail ablukasının “sessizce her gün daha fazla çocuk ve kadını öldürdüğünü” belirtmişti.

Gazze Hükümeti Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail es-Sevabite ise 1 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, abluka nedeniyle bölgenin “açlığın ileri bir evresine” geçtiğini kaydetmişti.

İsrail, 2 Mart’ta Gazze’ye yönelik tüm geçiş noktalarını kapatmış, insani yardım ve yakıt girişini engellemişti. Devam eden soykırım nedeniyle bölgede yaşayan 2,4 milyon Filistinlinin tamamı yardımlara bağımlı hale geldi.

BM ve uluslararası kuruluşlara göre, İsrail saldırıları nedeniyle Gazze’de nüfusun yüzde 90’ından fazlası evlerini terk etmek zorunda kaldı; çoğu defalarca yerinden edildi, kalabalık sığınaklarda ya da açık alanlarda yaşam mücadelesi veriyor. Bu durum, hastalık ve salgınların da hızla yayılmasına yol açtı.

ABD’nin desteğiyle, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü saldırılarla çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 170 bini aşkın Filistinli öldü veya yaralandı, 11 binden fazla kişi ise hala kayıp durumda.

Devamını Oku

Dünya

Sierra Leone’de M çiçeği vakaları artmaya devam ediyor

Published

on

By

Batı Afrika ülkelerinden Sierra Leone’de M çiçeği virüsü (mpox) vakalarının yayılmaya devam ettiği bildirildi.

Sierra Leone Ulusal Halk Sağlığı Kurumundan yapılan açıklamada, ülkede şu ana kadar 763 M çiçeği vakasının tespit edildiği ve 177 yeni vakanın son haftada kaydedildiği belirtildi.

Vakaların büyük bölümünün başkent Freetown ve çevresinde yoğunlaştığı, salgın nedeniyle 9 kişinin yaşamını yitirdiği kaydedildi.

Sierra Leone, Dünya Sağlık Örgütü ve ortaklarından temin ettiği 61 bin 300 doz M çiçeği aşısını geçen ay, ülkede ön saflarda görev yapan sağlık çalışanlarına, yüksek risk altındaki bireylere ve 12 yaşından büyük çocuklara uygulamaya başlamıştı.

Sierra Leone’de ocak ayında 2 kişide M çiçeği (mpox) virüsünün belirlenmesinin ardından ülkede “acil durum” ilan edilmiş ve sınır kapılarında gözetim arttırılmıştı.
Hem hayvanlardan hem de insanlardan bulaşıyor

M çiçeği virüsü, fareler ve sincaplar gibi kemirgen hayvanlardan veya enfekte olmuş bireylerden bulaşıyor. Virüsün neden olduğu vücut döküntülerine dokunmak, bu döküntülerin bulaştığı giysi, çarşaf, havlu ve benzeri eşyayı kullanmak ve vücut sıvılarıyla temas etmek en önemli bulaşı nedenleri arasında yer alıyor.

İlk belirtiler virüsü kaptıktan sonraki 5 ila 21 günde ortaya çıkabiliyor. Virüs, genelde yüksek ateş, baş, sırt ve kas ağrısı, lenf bezlerinde şişlik, yorgunluk, üşüme, titreme ve ciltte su çiçeğine benzer kabarcıklara neden oluyor.

Özel tedavi yöntemi bulunmayan hastalığın tedavisi antiviral ilaçlarla yapılıyor. Vakaların büyük kısmı hastalığı hafif geçiriyor ve birkaç hafta içinde sağlığına kavuşuyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam