Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Diş Hekimliği Haftası etkinliklerle kutlanıyor

Published

on

22 Kasım “Diş Hekimliği Günü” çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

Diş Hekimleri ve Ağız Diş Sağlığı Haftası nedeniyle 22-28 Kasım tarihleri arasında yapılacak etkinlikler ve diş hekimliği konusunda ülkedeki durumla ilgili bilgi vermek amacıyla bugün Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği binasında basın toplantısı düzenlendi.

Basın toplantısında Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası Başkanı Dr. Dt. Kaan Asvaroğlu, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Başkanı Dr. Yonca Morris ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut birer konuşma yaptı.

Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası Başkanı Dr. Dt. Kaan Asvaroğlu konuşmasında, artan diş hekimliği fakültelerinin yaratacağı sorunlara değindiklerini ve değindikleri her problemin gerçeğe dönüştüğünü üzülerek görmeye başladıklarını vurguladı.

Geçen yıl bahsedilen sorunlara yenilerinin eklendiğini üzülerek gördüklerini dile getiren Asvaroğlu, “Doğru üretilmiş uzun soluklu sağlık politikaları ve sağlam yasal ilkeler üzerine inşa edilmiş meslek kuralları ve bunların aksamayan denetiminin olmadığını söylemiştik. Hala yok, değişen hükümetler, değişen bakanlar ve yaklaşan seçimler var. Sağlık politikaları ve istikrar maalesef yok. Engelli vatandaşlarımızın ağız sağlığı ile ilgili hizmetlere ulaşmalarındaki imkansızlıklardan bahsetmiş, bu konuda destek vermek için çağrıda bulunmuştuk. Bu konuda da bir gelişme yok.” ifadelerini kullandı.

Asvaroğlu, “Değindiğimiz her problemin gerçeğe dönüştüğünü üzülerek görmeye başladık. Plansız olarak artan diş hekimi sayısının en net belirteci, odamıza kaydolan yeni diş hekimi sayısındaki dramatik artıştır. Hekim sayısındaki artış bir yana, hangi fakülte geçtiğimiz 2 yıl içerisinde sağlıklı klinik pratik eğitim verebilmiştir? Bu noktada hasta görmeden mezun olmak durumunda kalan meslektaşlarımızın sayısı da maalesef az değildir. Bunun doğuracağı sonuçları sanırım anlatmaya gerek yoktur.” dedi.

Kaan Asvaroğlu, Diş Hekimliği Fakültelerine girişte merkezi sınavın getirilmesi, eğitimin denetlenmesi ve standardize edilmesi, hekim sayısıyla ilgili uzun vadeli planların oluşturulması gerektiğini dile getirdi. Asvaroğlu, bugün merkezi bir sınav ve eğitim seviyelerinde bir standart mevcut değilken, doktora seviyesindeki eğitimi adeta pazarda sebze satar gibi pazarlayan üniversite politikalarının türediğini söyledi. “Temel seviyede eğitim yeterli şekilde verilemezken doktora seviyesinde eğitim merak ediyoruz nasıl bir standartta verilecektir.” diyen Asvaroğlu, diş hekimliği kontenjanlarının hemen sınırlanması gerekliliği üzerinde durdu.

KKTC vatandaşı Diş Hekimliği öğrencisi sayısının bilinmediğini ve buna ilişkin taleplerinin yanıtsız kaldığını dile getiren Asvaroğlu, şöyle devam etti:

“Tek bildiğimiz geometrik olarak artmakta olduğu.. Bu ülkede diş hekimliği eğitimi pazarlanıyor. Kimse bunun doğuracağı sonuçları göremiyor veya görmek istemiyor. Oysa görmek zor değil çünkü pek çok fakültede bu durumu tecrübe ettik. Tek fark bu sefer söz konusu olan sağlık.. ‘Yurtdışına gidip, ucuz diye tedavi yaptıran veya kayıtsız kaçak hekimlere tedavi yaptırmayın, sonrasında sorun yaşarsanız doktorunuza ulaşmada zorluk yaşayabilirsiniz’ diye hastalarımıza çağrıda bulunmuştuk. Pandemi nedeniyle ulaşım konusu zorlaşınca mağdur vatandaşlarımızın sayısı binleri buldu.. Sanırım sağlığın kıymetini geçmekte olduğumuz pandemi sürecinde daha iyi anladık. Bulaş riski açısından en yüksek risk grubunda olan diş hekimi meslektaşlarım bugüne kadar geldiğimiz noktada başarılı bir savaş vermişlerdir. Hepsini dikkatli ve özverili çalışmalarından dolayı tebrik ederim. Pandemi henüz sona ermemiştir. Yaklaşan kış mevsimi ve artmakta olan vaka sayısı bizleri tedirgin etse de, bizler mesleğimizi en iyi standartlarda yerine getirmek için çalışmaya dikkat ve titizlikle devam edeceğiz. Pandemi yanında tüm meslektaşlarımızı tedirgin eden bir diğer konu ise pandemiyi de fırsat bilerek kişisel koruyucu ekipmanlar başta olmak üzere, orantısız arttırılan malzeme fiyatları ve bir de üzerine eklenen dövizdeki artıştır. Bu artışların etkisini hastalara yansıdığında sağlık hizmetlerine ulaşmak daha da güç hale gelecektir. Oda olarak uzun süredir düzenlemeye çalıştığımız tedavi tarifemizin bir çıkmaz haline gelmesinin nedenlerinden biri de bu durumdur”

Birçok sorunları olduğunu ve var olanlara yenilerinin eklendiğini kaydeden Asvaroğlu, “Oda olarak bizim ise yetkilerimiz sınırlı, sorunları sıralayabiliyoruz çözüm için öneriler sunmaya çalışıyoruz ama geçtiğimiz bir yıllık süreçte gördük ki kronik sorunları çözmek kolay değil” dedi.

EĞİTİM ÇALIŞMALARI

Kaan Asvaroğlu, oda olarak meslektaşlarının kendilerini güncel tutabilmeleri ve gelişen teknolojilere entegre olabilmeleri için gerekli meslek içi eğitimi sağlamak ve gelişimlerini desteklemek için çeşitli eğitim ve webinar düzenlediklerini belirtti. Asvaroğlu, “Bu yıl da yapmaya devam edeceğiz, çünkü inanıyoruz ki bizim mevcut düzende sağlayabileceğimiz en büyük fayda bu yolla olacaktır.” şeklinde konuştu.

Ağız diş sağlığı haftasını da bu düşünceyle planladıklarını dile getiren Asvaroğlu, hem çocuklara, hem yetişkinlere ağız sağlığıyla ilgili bilinçlendirme çalışmaları, hem de meslektaşlarına kendilerini güncel tutabilmeleri için eğitim programları düzenleme kararı aldıklarını belirtti.

Diş Hekimliği Haftası kapsamındaki etkinliklerine basın toplantısıyla başladıklarını dile getiren Asvaroğlu, hafta boyunca katılacakları radyo ve televizyon programlarıyla, basında yer alacak kamu spotlarıyla ve okullarda öğrencilere izletilecek eğitim videolarıyla halkın  ağız ve diş sağlığının önemi konusunda bilinçlendirme çalışmaları yürüttüklerini kaydetti.

Sağlık Bakanlığını ziyaret ederek toplum ağız diş sağlığı ve meslek sorunlarıyla ilgili görüş bildireceklerini dile getiren Asvaroğlu, pandemi nedeni ile her yıl düzenledikleri Lefkoşa Çocuk Yuvası ziyaretini bu yıl yapmayıp, sadece çocukların eksikleriyle ilgili katkı konusundaki desteklerini sağladıklarını kaydetti.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da çocukların ağız ve diş sağlığına verdikleri önemi artırmak amacıyla “Colgate” sponsorluğunda ortaokullara yönelik “Colgate Afiş Yarışması” düzenleneceğini dile getiren Asvaroğlu, kendileri için en önemli etkinliğin eğitim olduğunu belirtti.

Asvaroğlu sözlerini şöyle tamamladı:
“Pandemi nedeniyle konferans salonlarında toplanamasak da meslektaşlarımız için online olarak çok değerli isimlerle yoğun bir eğitim programını hazırladık. Bilimsel programımızın açılışını bu akşam Uzm. Dr. Cem Yıldız’ın webinarı ile açıyoruz, takip eden günlerde, Uzm. Dr. Dt. Mehmet Dikmen, Doç. Dr.Onur şahin ve Prof. Dr. Ali Murat Kökat’ın birbirinden değerli sunum ve webinarları ile devam ediyoruz.  Geçen yılki konuşmamdaki temennimin de gerçekleşmemesinden yola çıkarak bu yıl geleceğe yönelik bir beklenti oluşturmaktan kaçınıyorum çünkü üzülerek söylüyorum ki mesleğin geleceğini kestirmek zor değil ve gelecek pek parlak değil, yine de daha iyi günler ve daha sağlıklı toplum için çalışmaya devam edeceğimizin sözünü vererek, sizlere toplantımıza gösterdiğiniz ilgi için teşekkür eder, Tüm meslektaşlarımın diş hekimleri gününü, halkımızın ağız diş sağlığı haftasını yürekten kutlarım.”

MORRİS

Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Başkanı Dr. Yonca Morris, kamudaki diş hekimi istihdamının artırılması, protez ve benzeri işlemlerin kamuda yapılabilmesi gibi çözümlerin yanı sıra, dövize bağlı malzeme ve aletlerin temininde kolaylık veya indirim yapılması için çözümler üretilmesinin önemine vurgu yaptı.

22 Kasım Diş Hekimliği Günü ve Ağız Diş Sağlığı Haftası nedeniyle tüm diş hekimleri kutlayarak,  çalışmalarında başarı ve kolaylıklar dileyen Morris, hekimlik ve diş hekimliğinin uzun, zor ve pahalı bir eğitim olduğunu belirtti.

Diş Hekimliği ve Tıp Fakültelerindeki artışla beraber çok sayıda mezun verildiğine işaret ederek, ülke gereksinimleri ve geleceğe yönelik bir planlama olmadan bu duruma devam ettirildiğini kaydetti.
Morris, şöyle devam etti:

“Yeterli hasta sayısı, çeşitliliği, yeterli pratik yapma imkânı olup olmadığı veya bu eğitimlerin standardı belirli değildir. Henüz kliniği olmayan üniversiteler Diş Hekimliği için öğrenci alımına başlamıştır. Bu konuda KKTC Sağlık Bakanlığı ve YÖDAK’ın meslek örgütlerle iş birliği içinde ülke nüfusu ve gereksinimleri göz önünde bulundurularak bir planlama içine girmesinin kaçınılmaz bir gereksinim olduğunu düşünmekteyiz. Hekimlik ve Diş Hekimliği eğitiminin kâr amacı gütmeyen kurumlar tarafından verilmesi mesleklerin geleceği açısından önemlidir.”

Morris, artan fakülte ve mezun sayısına, gittikçe derinleşen ekonomik kriz dolayısıyla artmış kamusal sağlık hizmeti talebine rağmen, kamu sağlık merkezlerinde Diş Hekimi istihdamıyla ilgili bir artış veya kadro artırımı planı olmadığına işaret etti.

Kullanılan malzemelerin çoğunlukla dövize endeksli olmasından dolayı pahalı olan diş tedavisinin dar gelirli vatandaşlar için ulaşılması her gün biraz daha da zor hale geldiğini dile getiren Morris, bu konunun çözümü için kamudaki diş hekimi istihdamının artırılması, protez vb. işlemlerin kamuda yapılabilmesi ve dövize bağlı malzeme ve aletlerin temininde kolaylık veya indirim yapılması için çözümler üretilmesi gerektiğini belirtti.

Diş hekimliği uygulamalarının, özellikle pandemi döneminde enfeksiyon açısından, aynen hekimlik gibi yüksek riskli olduğuna dikkat çeken Morris, Covid ve covid dışı aşıların düzenli yapılması ve tarama testlerinin periyodik tekrarının gerekli olduğunu kaydetti.

Koruyucu malzemelerin temini için de kolay erişim, fiyat istikrarı önlemlerinin hükümet tarafından alınması gerektiğine vurgu yapan Morris sözlerini şöyle tamamladı:

“Önemli bir diğer konu ise koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında Diş hekimliği taraması, erken tanı ve tedavi programlaması, çocuk diş taramaları yapılması ilerde gerekecek daha zor girişimleri önleyecek ve halk sağlığı açısından kazanım sağlayacaktır. Diş hekimliği Haftası nedeniyle tüm Diş hekimi arkadaşlarımı kutlar, daha iyi, daha güvenli koşullarda çalışma imkanlarına kavuşmalarını dilerim.”

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut da konuşmasında, ülkede koruyucu sağlık hizmetleri ve kronik hastalıklar açısından toplum bazlı taramaların başlatılması ve geliştirilmesi için Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkililere işbirliği çağrısında bulundu.

Gürkut, tüm dünyada olduğu gibi ülkede devam eden Covid-19 pandemisinin toplum sağlığını tehdit etmesinin yanı sıra ekonomik ve sosyal alandaki etkilerinin de artarak devam ettiğini dile getirdi. Gürkut, “Öyle ki sağlık alanında alınması gereken önlemlerin yanı sıra ciddi sosyoekonomik girişimler ve planlı çalışmalar yapılmadığı takdirde bu olumsuzluklar pandemi sona erdikten sonra bile etkilerini sürdürme potansiyelindedir” dedi.

Ekonomik verilerin gayri safi milli hasılada ciddi daralma olduğunu, ekonominin yüzde 16.2 oranında küçüldüğünü ve bu daralmanın tüm Avrupa Birliği üye ve aday ülkeleri arasında en yüksek oranda olduğunu gösterildiğini dile getiren Gürkut, ülkedeki fiyat artışları son bir yılda yüzde 20’nin üzerinde seyrederken, Euro Bölgesi ülkelerinde bu artışın yüzde 3 oranında kaldığını kaydetti.

Hızla artan fiyatların, daralan ekonomiyle aynı zamanda istihdamı da olumsuz etkilediğini, işsizlik oranının yüzde 10 seviyesine vardığını dile getiren Gürkut, Covid 19 pandemisi sonrası ortaya çıkan ekonomik krizin kadınlar ve gençler için daha önemli gerilemelere neden olduğunu söyledi.

Gürkut, “Öyle ki gençler arasında yüzde 29 olarak ölçülen işsizlik, genç kadınlarda yüzde 34 seviyesine ulaştı. Bu koşullarda Kıbrıslı Türk toplumunda kişi başına düşen milli geliri 2019 yılında 12 bin 649 USD iken, 2020 yılında 10 bin 55 USD’a gerilemiştir” dedi.

Ülkenin ve toplumun yoksullaşmasının beraberinde sosyokültürel ve sağlık alanında sorunları da getireceğini kaydeden Gürkut, bugüne kadar toplam 96 can kaybı, 23 binden fazla COVID-19 vakası yaşanan ülkede kışın gelmesiyle yeni bir dalganın yaşanmasının da beklendiğini dile getirdi. Gürkut, “Buna rağmen yaşanmakta olan ciddi denetim zafiyetinin de etkisiyle toplumun korunma tedbirlerine uyumu sağlanamamaktadır. Diğer yandan pandemi mücadelesinde elimizdeki en önemli güç olan aşılar konusunda da bugüne kadar Sağlık Bakanlığı ve hükümetler tarafından toplumun tereddütlerini giderecek yeterli açıklama ve girişimler yapılmamıştır.” dedi.

Pandemi sürmekteyken ve yeni bir dalga yaşanması olasılığıyla yüz yüzeyken sağlık sisteminde ve kamu hastanelerindeki sorunların arttığına dikkat çeken Gürkut, kamu hastanelerinde çalışan hekimlerinin yarısına yakınının iş güvencesiz çalıştırıldığını, diğerlerinin ise farklı yasal statülerde bulunduklarından çalışma barışının sağlanmasının da gün geçtikçe zorlaştığını söyledi.

Gürkut, yoksullaşan toplumun kamu hastanelerine talebinin her geçen gün artmasına karşın, hastanelerde alt yapı, sağlık çalışanı, tıbbi cihaz ve malzeme, ilaç ve kit eksikliklerinin bir türlü giderilememekte olduğuna dikkat çekti. Gürkut, “Birkaç gün önceki yağmurda ameliyathanelerde hastalarımızın ameliyatları sürmekteyken yağmur sularının ameliyathane tavanlarından akması gelinen durumun vahametini gözler önüne sermiştir.” dedi.

Özlem Gürkut, Lefkoşa’ya yapılacağı duyurulan 500 yataklı yeni hastanenin bir şehir hastanesi mi, yoksa devlet hastanesi mi olacağının açıklanmadığını dile getiren Gürkut, Acil Durum Hastanesi yapımında yaşanan sorunlar giderilememişken yeni hastanenin ülkenin kurum ve kuruluşlarının katılımı ve sorumluluğunda ve yasal mevzuatına uygun olarak yapılması gerektiğini vurguladı.

Ülkenin her köşesinde sorunlar varken hükümetin istisnai vatandaşlıklara devam etmekte olduğunu ve hastanesi olmayan ülkeye külliye yapılmasının planlandığını söyleyen Gürkut, “Pandemi nedeniyle işini-aşını kaybeden, yoksullaşan insanlarımız daha iyi ekonomik politikalar, eğitim kaybı yaşayan çocuklarımız daha iyi bir pandemi yönetiminin yanında yetkililerin üzerlerine düşen denetim ve organizasyon görevlerini yerine getirmelerini beklemektedir.” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak ülkede koruyucu sağlık hizmetlerinin, kronik hastalıklar açısından toplum bazlı taramaların başlatılması ve geliştirilmesi için Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkililere işbirliği çağrısında bulunan Gürkut, pandemi mücadelesi ön planda olmasına karşın tüm diğer hastalıklar ve sağlık sorunlarının devam etmekte olduğunu hatırlatarak, biran önce sağlık sistemindeki ve hastanelerdeki sorunların, eksiklik ve aksaklıkların giderilmesi gerektiğini,  sağlıktan yapılacak tasarrufun ve en küçük ihmalin insan yaşamına mal olacağını belirtti.

Gürkut sözlerini şöyle tamamladı:
“Bütün bu sorunlar içinde ama umudumuzu kaybetmeden, daha iyiye varmak için birlikte mücadele ederken yine bir 22 Kasım Diş Hekimliği Günü’ne gelmiş bulunmaktayız. Pandemi şartlarında en yüksek risk altında çalışmakta olan tüm diş hekimlerimize ayrı ayrı teşekkür eder, 22 Kasım Diş Hekimliği Günlerini kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.”

DİŞ HEKİMLİĞİ HAFTASI PROGRAMI

Açıklanan etkinlik programı çerçevesinde halkı ağız ve diş sağlığı konularında bilinçlendirme amacıyla radyo ve televizyon programlarına konuk olunacak.

Hafta nedeniyle Sağlık Bakanı Ali Pilli ziyaret edilerek, meslekteki sorunlarla ilgili görüş alışverişinde bulunulacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Hizmetler Dairesi Lefkoşa Çocuk Yuvası ziyareti edilerek, eksikliklerin giderilmesine katkı yapılacak.

Ağız ve diş sağlığıyla ilgili hazırlanan video tüm ortaokullara gönderilerek öğrencilerimizin eğitilmesi sağlanacak.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da çocukların ağız ve diş sağlığına verdikleri önemi artırmak amacıyla ortaokullara yönelik “Colgate Afiş Yarışması” düzenlenecek. Yarışmada dereceye giren öğrencilere törenle çeşitli ödüller dağıtılacak ve jüri tarafından seçilen eserler ödül töreninde sergilenecektir. Daha sonra bu eserler albüm haline getirilerek, tüm okullara, diş hekimlerine, çocuk doktorlarına, kurum ve kuruluşlara dağıtılacak.

Etkinlikler çerçevesinde online olarak şu konferanslar düzenlenecek:
“22 Kasım 2021 Pazartesi saat 20.00’de “Perio-Protetik Bakış Açısıyla İmplant Desteli Restorasyonlarda Çıkış Profili” (Dr. Dt. Cem Yıldız) (Periodontoloji); 1 Aralık 2021 Çarşamba saat 20.30’da “Estetik Olarak Başarısız İmplantlara İkinci Bir Şans verebilirmiyiz” (Uz. Dr. Mehmet Dikmen) (Protetik Diş Tedavisi); 3 Aralık 2021 Cuma saat 20.30’da “İlaca Bağlı Çene Kemiği Osteonekrozlarında (MRONJ) Risk Fatörleri ve Tedavi” (Doç. Dr. Onur Şahin) (Periodontoloji, Ağız Diş Çene Cerrahisi); 14 Aralık 2021 Sali saat 20.30’da “Estetik Bölge, Protetik Tedavilerde Güncel Uygulamalar ve Materyaller (Prof. Dr. Ali Murat Kökat) (Protetik Diş Tedavisi)”

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam