Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Dr. Beyoğlu: Rakamlar, çocuk ve ergenlerin ruh sağlığının giderek bozulduğunu gösteriyor

Published

on

Ruh sağlığı bozulan çocuk ve ergenlerin değerlendirildiği Çocuk ve Ergen Psikiyatri Polikliniği’ne son 3 buçuk yılda 31 bin başvuru yapıldı. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ruhsal sorunların ilk sırasında.

Rakamların çocuk ve ergenlerin ruh sağlığının giderek bozulduğunu gösterdiğini kaydeden Dr. Erdem Beyoğlu, çocuklara yönelik suçların da arttığını söyledi.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Beyoğlu, geçmişte ayda 1-2 istismar vakası görürken artık haftada 1-2 vakayla karşılaştıklarını, istismarların yüzde 80’inin çocuğun tanıdığı kişiler tarafından yapıldığını söyledi.

Yeterli bakım alamayan risk altındaki çocuklarla ilgili ihmal yazısı yazdıklarını ancak hekimlerin yetkisinin bu yazıyla sınırlı olduğunu kaydeden Dr. Beyoğlu, sürece sosyal hizmetlerin katkı sağlayabileceğini belirtti.

Aile içi şiddete, istismara maruz kalan çocukların yaşanmışlıklarını silmenin mümkün olamayacağını da vurgulayan Beyoğlu, “Biz ancak travmalarıyla baş edebilmeleri için onlara yardımcı olabiliriz…” dedi.

-Son 3 buçuk yılda 31 bin 115 hasta muayene edildi

Dr. Beyoğlu’nun Türk Ajansı Kıbrıs’la (TAK) paylaştığı verilere göre, Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde 0-18 yaş grubuna hizmet verilen Çocuk ve Ergen Psikiyatri Polikliniği’nde son üç buçuk yılda 31 bin 115 hasta muayene edildi.

Yıllara göre kayıtlara geçen başvuru sayısı 2019’da 9 bin 806; pandemi nedeniyle kapanmaların olduğu 2020’de 6 bin 660; 2021’de 8 bin 312 ve bu yılın ağustos ayına kadar 6 bin 337 oldu.

-“İlk sırada dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu var”

Polikliniğe başvuranlarda ilk sırada dikkat eksikliği ve hiperaktivite; ikinci sırada gelişim sorunları, üçüncü sırada davranış bozukluğu, depresyon, kaygı bozukluğu tespit edildiğini ifade eden Beyoğlu, “Polikliniğe gelen çocukların 3’te birinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu var” dedi.

Erdem Beyoğlu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna tam olarak neyin sebep olduğunun bilinmediğini ancak genetik nedenlerin şu an tam olarak tanınmasa da ağır bastığını kaydetti.

Beyoğlu, çocukların zamanını daha çok evde, ekran karşısında geçirdiğini, bunların da hastalığa etken olabileceğini söyledi.

Dr. Erdem Beyoğlu, dikkat eksikliği olan çocukların evde de okulda da kurallara uymadığını, derslere odaklanmada sorun yaşadığını, eğitim hayatında sorunla karşılaştığını belirterek çocukluktan ergenliğe, ergenlikten de yetişkinliğe geçişte bu çocuklarda iyileşmeler görülebileceğini aktardı.

– “Tanı alan bir çocuk ömür boyu bu şekilde devam edecek diye bir şey yok”

Beyoğlu, şunları kaydetti:

“Her aile başta ilaçsız çözüm var mı?’ diye sorar… Haklılık payları var ama ilaç tedavisi dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda hekime de hastaya da ciddi mesafe kat ettirir.

Çoğunlukla ilaçlı tedaviye ihtiyaç duyulur ama ilaç tek çözüm değildir. Çocuk dostu ortam yaratılarak da hareketliliğin önüne geçilebilir. Çocuğun, ekrandan uzak kalması, parka, bahçeye gitmesi, dikkat artırıcı aktiviteler yapması, özel eğitimle desteklenmesi tedavi süreci için önemlidir.

Bir çocuk hiperaktivite ve dikkat bozukluğu tanısı aldı diye ömür boyu bu şekilde devam edecek, hep ilaç kullanacak diye bir şey de yoktur ancak bu rahatsızlık tedavi edilmediği takdirde çocuğun okuldaki uyum sorunu büyüyüp daha ciddi sorunlara neden olur. Çocuk zamanla sınıfın ‘istenmeyeni’ haline gelir ve kendi gibi ‘istenmeyen’ çocuklarla arkadaş olur… Böylece çocuklardaki davranış problemleri kemikleşmeye başlar, yalan söyleme, kavgaya karışma, hırsızlık gibi daha ciddi davranış bozuklukları gelişir ve 20’li yaşlarda ciddi davranış bozukluğu hatta anti-sosyal kişilik bozukluğu olan gençlerle karşılaşırız.

Görüşmelerimizde anne babalara yapılan çalışmaların gösterdiği bu yolu anlatmaya çalışıyoruz ve sorunların daha küçükken ve tedavi edilebilirken çözülmesini istediğimizi belirtiyoruz…”

-“0-6 yaş sorunların tespit ve tedavisi için çok önemli”

Çocuklarda ikinci en sık gördükleri sorunun otizm, konuşma ve yürüme gibi gelişim sorunları olduğunu belirten Beyoğlu, 0-6 yaşın bu sorunların tespit ve tedavisi için çok önemli olduğunu kaydetti.

Dr. Erdem Beyoğlu, bazen ailelerin çocuklarının gelişiminin geride kaldığını fark edemediğini; bazen de çocuğuna konduramadığını ancak okul öncesi eğitim kurumların bu konuda anne, babalara ciddi farkındalık sağladığını belirterek ekledi:

“3 yaşından itibaren okul öncesi eğitimi öneriyoruz. Okul öncesi eğitimle çocukların bilişsel, fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimleri desteklenir. Kreşlerdeki öğretmenlerin çocukları bu alanlarda değerlendirmesi de bizler için ayrıca önemlidir. Buralardan bizlere yönlendirilen çocukların sayısı beklenenin üzerindedir. Bana göre, bu da kreşlerimizin geldiği güzel ve gurur verici bir noktadır…”

-“Gelişimsel sorunları olan çocukların erken dönemde özel eğitime yönlendirilmesi önemli”

Gelişimsel sorunları olan çocukların erken dönemde özel eğitime yönlendirilmesinin önemli olduğunu belirten Dr. Beyoğlu, “Hiçbir aile özel eğitimden geri durmamalı. Çocuğa yapılabilecek en büyük iyilik budur…” diye konuştu.

-“Ekran çocuğun gelişimini bozuyor… Pandemi döneminde yalancı otizm tabloları gördük…”

Son yıllarda akıllı telefonlarda geçirilen zamanın arttığına da işaret eden Beyoğlu, şu uyarıda da bulundu:

“Ekran, çocuğun başta sosyal olmak üzere birçok alandaki gelişimini bozar. 0-6 yaş çocuğun sosyal becerilerinin en fazla gelişeceği dönemdir. 0-3 yaşta ekrana bakılmasını hiç önermiyoruz. 3-6 yaşta 1 ya da 2 çizgi film izlenebilir. Elbette çocukları geliştiren eğitsel programlar var; bunları yadsımıyoruz ama ekranı doğru kullanmak çok önemli. Pandemi döneminde zamanını sürekli televizyon, tablet ve telefonda geçiren çocuklarda yalancı otizm tabloları gördük.

Kavramsal olarak herkes çok iyi anne baba ama pratiğe gelince öyle olamıyor. Hayat kaygısı, sürekli yetiştirilmesi gereken işler anne babaları zorluyor… Çocuklar evde, anneanne, babaanne veya bakıcıda ekrana maruz kalıyor. O yüzden 3 yaş itibarıyla kreşi öneriyoruz.”

“Sosyal medyada uzun saatler geçiren ergenler birbirlerine karşı daha acımasız”

İçe kapanıklık, sinirlilik gibi davranış bozukluğu şikayetleri olanların da poliklinikte değerlendirildiğini belirten Dr. Beyoğlu, pandeminin çocuklarla ergenleri içe kapanık ve a-sosyal olmaya ittiğini söyledi.

Sosyal medyada uzun saatler geçiren ergenlerin birbirlerine karşı daha acımasız olduğu dile getiren Beyoğlu, “Çalışmalara göre pandemi sonrasında kız ergenlerdeki depresyon belirtileri 10 ile 17 kat arasında arttı” dedi.

-“Çocuklara yönelik suçlar arttı”

Adli vakalar konusunda da konuşan, son dönemde çocuklara yönelik suçların arttığını söyleyen Beyoğlu, “Geçmişte ayda 1-2 istismar vakası görürken artık haftada 1-2 vakayla karşılaşıyoruz. İstismarların yüzde 80’i çocuğun tanıdığı kişiler tarafından yapılıyor…” dedi.

Yeterli bakım alamayan risk altındaki çocuklarla ilgili ihmal yazısı yazdıklarını ancak hekimlerin yetkisinin bu yazıyla sınırlı olduğunu kaydeden Dr. Beyoğlu, sürece sosyal hizmetlerin katkı sağlayabileceğini belirtti.

Beyoğlu, “Biz ihmal ve istismardaki sürecin tedavi aşamasındayız ve maalesef istismara, aile içi şiddete maruz kalan çocukların yaşanmışlıklarını silmek mümkün değil. Biz ancak travmalarıyla baş edebilmeleri için onlara yardımcı olabiliriz…” dedi.

Erdem Beyoğlu, adli vakaların değerlendirilmesi için bir adli kurul oluşturduklarını da ifade ederek, Çocuk ve Ergen Psikiyatri Polikliniği’nde ekip olarak çalıştıklarını, konuları birlikte değerlendirdiklerini söyledi.

-“Okullarda akran zorbalığına maruz kalan çocukların sayısı da arttı”

“Her geçen gün çocuklarla, ergenlerin bozulan ruh sağlığını iyileştirmeye yönelik talep artıyor” diyen Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Erdem Beyoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Şunu biliyoruz; Anne-baba mutlu, huzurlu değilse, çocuk da mutlu ve huzurlu olamıyor. Mesela baba anneye şiddet uyguluyorsa babada öfke kontrol sorunu var demektir… Bunu gören, evde mutlu olmayan çocuk etrafını rahatsız etmeye başlar, akran zorbalığına yönelir. Son dönemde okullarda akran zorbalığına maruz kalan çocukların sayısı arttı. … Ne yazık ki her şey birbiriyle bağlantılı…”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Parti Meclisi, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve İlçe Başkanları, bugün gerçekleştirdikleri ortak toplantıda, ülkenin içinde bulunduğu hassas süreçte istikrarın, hizmet anlayışının ve reform çizgisinin kararlılıkla sürdürülmesinin önemine dikkat çekti.

Toplantıda, Genel Başkan ve Başbakan Ünal Üstel’in liderliğine, vizyonuna ve yürüttüğü kararlı çalışmalara tam destek verilmesi yönünde oybirliğiyle karar alındı.

Kadın Kollarında Görev Değişiklikleri

Toplantıda ayrıca, Lefkoşa, Girne ve Gazimağusa Kadın Kolları Başkanlıklarına ilişkin mahkeme süreçleri ile seçimlerin yenilenmesi gerekliliği değerlendirildi. Seçim süreçleri tamamlanıncaya kadar görev yapacak geçici başkan atamaları yapıldı.

Bu kapsamda alınan kararlar şöyle:

  • Lefkoşa Kadın Kolları Başkanı Sn. Nükte Olgun görevden alınarak, eski bakanlardan, Parti Meclisi ve MYK Üyesi Sn. Şerife Ünverdi bu göreve getirildi.

  • Girne Kadın Kolları Başkanı Sn. Fatma Ünal görevden alınarak, Parti Meclisi ve MYK Üyesi Sn. Özge Kardana Atlı görevlendirildi.

  • Gazimağusa Kadın Kolları Başkanları Sn. Yeşim Ünsalan Sefer ve Sn. Sevim Özdemir görevden alınarak, Parti Meclisi Üyesi Sn. Ayşe Demir Gazimağusa Kadın Kolları Başkanı olarak atandı.

Disiplin Süreçleri Başlatılacak

Toplantıda ayrıca, parti tüzük ve yönetmeliklerine aykırı söylem veya eylemlerde bulunan kişiler hakkında, sıfatlarına bakılmaksızın gerekli disiplin süreçlerinin başlatılması kararı alındı.

Yapılan açıklamada, partinin bugüne kadar elde ettiği başarıların, halkın güveni ve ülkenin geleceğine duyulan sorumluluk bilinciyle sürdürüleceği vurgulandı.

UBP Parti Meclisi, MYK ve İlçe Başkanları, parti kadrolarının halkın güvenine layık olacak şekilde tek yürek, tam uyum ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğini kamuoyuna duyurdu.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Ankara temasları kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen resmi karşılama töreninin ardından yapılan görüşmede Kıbrıs meselesinin geleceği, iki devletli çözüm vizyonu ve Türkiye–KKTC ilişkileri değerlendirildi.

Karşılamanın ardından iki lider, Külliye’de baş başa görüşmeye geçti. Kıbrıs Türk tarafının geleceği, egemen eşitlik zemini, uluslararası statü, Doğu Akdeniz politikaları ve ekonomik-sosyal iş birliği başlıkları ele alındı.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN: “EN GERÇEKÇİ MODEL, İKİ DEVLETİN YAN YANA VARLIĞIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada Kıbrıs meselesinin geleceğine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“Sayın Cumhurbaşkanımız ve heyetiyle oldukça kapsamlı ve verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Rum tarafı, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü reddetmeye devam ediyor. Bugüne kadar sonuç alınamayan müzakereleri sadece görüntü olsun diye sürdürmeyeceğiz. Adada en gerçekçi çözüm, iki devletin bir arada var olmasından geçer.”

Erdoğan ayrıca KKTC’nin uluslararası temsiliyetinin güçlendirilmesi, Türk halkının maruz kaldığı tecridin azaltılması ve ortak projelerin hızlandırılması konusunda kararlılık mesajı verdi.

TUFAN ERHÜRMAN: “MÜZAKERE OLSUN DİYE DEĞİL, ÇÖZÜM OLSUN DİYE MÜZAKERE EDECEĞİZ”

Basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının statüsüne ve çözüm vizyonuna dair şu vurguları yaptı:

“Kıbrıs’ta iki eşit kurucu ortaktan biriyiz ve Kıbrıs’ın tamamında egemenlik hakkına sahibiz. Diplomatik gayretlerimizi eşgüdüm içinde sürdüreceğiz. Müzakere olsun diye değil, çözüm olsun diye müzakere edeceğiz. Statükoya geri dönüş olmayacak.”

Erhürman ayrıca Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi ve Kıbrıslı Türkleri yok sayan hiçbir modelin sürdürülebilir olmadığını belirterek, Kıbrıs Türk halkının tüm meşru kanallarda mücadelesini sürdüreceğini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

 İlk yurt dışı resmi ziyareti kapsamında Ankara’da temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüştü.

Erhürman, TBMM’de yer alan görüşmede yaptığı konuşmada, verilen 20 şehitten dolayı Türk Ulusu’na başsağlığı dileklerini iletti; şehitlerin ailelerine sabırlar diledi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Başkan Kurtulmuş ve heyetiyle bir arada bulunmaktan duyduğu gururu ifade eden Erhürman, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti devletleri arasındaki ilişkiyi “başka hiçbir iki devlet arasındaki ilişkiyle kıyaslanamayacak kadar özel ilişki” olarak nitelendirdi.

TBMM ve Cumhuriyet Meclisi ile iki meclisin dostluk grupları arasındaki yakın ilişkilere dikkat çeken Erhürman, Kıbrıs Türk halkının verdiği varoluş mücadelesinin TBMM aracılığıyla dünyaya anlatılmasının kendileri için çok değerli olduğunu kaydetti.


TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da, Cumhurbaşkanı Erhürman’ı TBMM’de ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade ederek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin seçim ardından ilk resmi ziyaretlerini birbirlerine yapmalarının önemini vurguladı.

Erhürman’ı Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinden dolayı tebrik eden ve görevinde başarılar dileyen Kurtulmuş, iki devlet arasındaki ilişkilerin müstesna olduğunu kaydetti; bu ilişkilerin şimdiye kadar olgunlaşarak, üstüne koya koya bu günlere kadar geldiğini belirtti.

Meclisler arası yakın ilişkilere de değinen Kurtulmuş, özellikle son iki yıldır Azerbaycan Meclisi’nin de katılımıyla çok güzel çalışmalar yapıldığına dikkat çekti.

Kurtulmuş, Türkiye’nin Gürcistan topraklarında kaybettiği 20 kahraman evladının büyük acısı içerisinde olduğunu ifade ederek, şehitlere Allah’tan rahmet; aileleri ve Türk milletine sabırlar diledi.

Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erhürman TBMM Genel Kurulu’nu gezdi; yetkililerden bilgi aldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam