Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Dr. Beyoğlu: Rakamlar, çocuk ve ergenlerin ruh sağlığının giderek bozulduğunu gösteriyor

Published

on

Ruh sağlığı bozulan çocuk ve ergenlerin değerlendirildiği Çocuk ve Ergen Psikiyatri Polikliniği’ne son 3 buçuk yılda 31 bin başvuru yapıldı. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ruhsal sorunların ilk sırasında.

Rakamların çocuk ve ergenlerin ruh sağlığının giderek bozulduğunu gösterdiğini kaydeden Dr. Erdem Beyoğlu, çocuklara yönelik suçların da arttığını söyledi.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Beyoğlu, geçmişte ayda 1-2 istismar vakası görürken artık haftada 1-2 vakayla karşılaştıklarını, istismarların yüzde 80’inin çocuğun tanıdığı kişiler tarafından yapıldığını söyledi.

Yeterli bakım alamayan risk altındaki çocuklarla ilgili ihmal yazısı yazdıklarını ancak hekimlerin yetkisinin bu yazıyla sınırlı olduğunu kaydeden Dr. Beyoğlu, sürece sosyal hizmetlerin katkı sağlayabileceğini belirtti.

Aile içi şiddete, istismara maruz kalan çocukların yaşanmışlıklarını silmenin mümkün olamayacağını da vurgulayan Beyoğlu, “Biz ancak travmalarıyla baş edebilmeleri için onlara yardımcı olabiliriz…” dedi.

-Son 3 buçuk yılda 31 bin 115 hasta muayene edildi

Dr. Beyoğlu’nun Türk Ajansı Kıbrıs’la (TAK) paylaştığı verilere göre, Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde 0-18 yaş grubuna hizmet verilen Çocuk ve Ergen Psikiyatri Polikliniği’nde son üç buçuk yılda 31 bin 115 hasta muayene edildi.

Yıllara göre kayıtlara geçen başvuru sayısı 2019’da 9 bin 806; pandemi nedeniyle kapanmaların olduğu 2020’de 6 bin 660; 2021’de 8 bin 312 ve bu yılın ağustos ayına kadar 6 bin 337 oldu.

-“İlk sırada dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu var”

Polikliniğe başvuranlarda ilk sırada dikkat eksikliği ve hiperaktivite; ikinci sırada gelişim sorunları, üçüncü sırada davranış bozukluğu, depresyon, kaygı bozukluğu tespit edildiğini ifade eden Beyoğlu, “Polikliniğe gelen çocukların 3’te birinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu var” dedi.

Erdem Beyoğlu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna tam olarak neyin sebep olduğunun bilinmediğini ancak genetik nedenlerin şu an tam olarak tanınmasa da ağır bastığını kaydetti.

Beyoğlu, çocukların zamanını daha çok evde, ekran karşısında geçirdiğini, bunların da hastalığa etken olabileceğini söyledi.

Dr. Erdem Beyoğlu, dikkat eksikliği olan çocukların evde de okulda da kurallara uymadığını, derslere odaklanmada sorun yaşadığını, eğitim hayatında sorunla karşılaştığını belirterek çocukluktan ergenliğe, ergenlikten de yetişkinliğe geçişte bu çocuklarda iyileşmeler görülebileceğini aktardı.

– “Tanı alan bir çocuk ömür boyu bu şekilde devam edecek diye bir şey yok”

Beyoğlu, şunları kaydetti:

“Her aile başta ilaçsız çözüm var mı?’ diye sorar… Haklılık payları var ama ilaç tedavisi dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda hekime de hastaya da ciddi mesafe kat ettirir.

Çoğunlukla ilaçlı tedaviye ihtiyaç duyulur ama ilaç tek çözüm değildir. Çocuk dostu ortam yaratılarak da hareketliliğin önüne geçilebilir. Çocuğun, ekrandan uzak kalması, parka, bahçeye gitmesi, dikkat artırıcı aktiviteler yapması, özel eğitimle desteklenmesi tedavi süreci için önemlidir.

Bir çocuk hiperaktivite ve dikkat bozukluğu tanısı aldı diye ömür boyu bu şekilde devam edecek, hep ilaç kullanacak diye bir şey de yoktur ancak bu rahatsızlık tedavi edilmediği takdirde çocuğun okuldaki uyum sorunu büyüyüp daha ciddi sorunlara neden olur. Çocuk zamanla sınıfın ‘istenmeyeni’ haline gelir ve kendi gibi ‘istenmeyen’ çocuklarla arkadaş olur… Böylece çocuklardaki davranış problemleri kemikleşmeye başlar, yalan söyleme, kavgaya karışma, hırsızlık gibi daha ciddi davranış bozuklukları gelişir ve 20’li yaşlarda ciddi davranış bozukluğu hatta anti-sosyal kişilik bozukluğu olan gençlerle karşılaşırız.

Görüşmelerimizde anne babalara yapılan çalışmaların gösterdiği bu yolu anlatmaya çalışıyoruz ve sorunların daha küçükken ve tedavi edilebilirken çözülmesini istediğimizi belirtiyoruz…”

-“0-6 yaş sorunların tespit ve tedavisi için çok önemli”

Çocuklarda ikinci en sık gördükleri sorunun otizm, konuşma ve yürüme gibi gelişim sorunları olduğunu belirten Beyoğlu, 0-6 yaşın bu sorunların tespit ve tedavisi için çok önemli olduğunu kaydetti.

Dr. Erdem Beyoğlu, bazen ailelerin çocuklarının gelişiminin geride kaldığını fark edemediğini; bazen de çocuğuna konduramadığını ancak okul öncesi eğitim kurumların bu konuda anne, babalara ciddi farkındalık sağladığını belirterek ekledi:

“3 yaşından itibaren okul öncesi eğitimi öneriyoruz. Okul öncesi eğitimle çocukların bilişsel, fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimleri desteklenir. Kreşlerdeki öğretmenlerin çocukları bu alanlarda değerlendirmesi de bizler için ayrıca önemlidir. Buralardan bizlere yönlendirilen çocukların sayısı beklenenin üzerindedir. Bana göre, bu da kreşlerimizin geldiği güzel ve gurur verici bir noktadır…”

-“Gelişimsel sorunları olan çocukların erken dönemde özel eğitime yönlendirilmesi önemli”

Gelişimsel sorunları olan çocukların erken dönemde özel eğitime yönlendirilmesinin önemli olduğunu belirten Dr. Beyoğlu, “Hiçbir aile özel eğitimden geri durmamalı. Çocuğa yapılabilecek en büyük iyilik budur…” diye konuştu.

-“Ekran çocuğun gelişimini bozuyor… Pandemi döneminde yalancı otizm tabloları gördük…”

Son yıllarda akıllı telefonlarda geçirilen zamanın arttığına da işaret eden Beyoğlu, şu uyarıda da bulundu:

“Ekran, çocuğun başta sosyal olmak üzere birçok alandaki gelişimini bozar. 0-6 yaş çocuğun sosyal becerilerinin en fazla gelişeceği dönemdir. 0-3 yaşta ekrana bakılmasını hiç önermiyoruz. 3-6 yaşta 1 ya da 2 çizgi film izlenebilir. Elbette çocukları geliştiren eğitsel programlar var; bunları yadsımıyoruz ama ekranı doğru kullanmak çok önemli. Pandemi döneminde zamanını sürekli televizyon, tablet ve telefonda geçiren çocuklarda yalancı otizm tabloları gördük.

Kavramsal olarak herkes çok iyi anne baba ama pratiğe gelince öyle olamıyor. Hayat kaygısı, sürekli yetiştirilmesi gereken işler anne babaları zorluyor… Çocuklar evde, anneanne, babaanne veya bakıcıda ekrana maruz kalıyor. O yüzden 3 yaş itibarıyla kreşi öneriyoruz.”

“Sosyal medyada uzun saatler geçiren ergenler birbirlerine karşı daha acımasız”

İçe kapanıklık, sinirlilik gibi davranış bozukluğu şikayetleri olanların da poliklinikte değerlendirildiğini belirten Dr. Beyoğlu, pandeminin çocuklarla ergenleri içe kapanık ve a-sosyal olmaya ittiğini söyledi.

Sosyal medyada uzun saatler geçiren ergenlerin birbirlerine karşı daha acımasız olduğu dile getiren Beyoğlu, “Çalışmalara göre pandemi sonrasında kız ergenlerdeki depresyon belirtileri 10 ile 17 kat arasında arttı” dedi.

-“Çocuklara yönelik suçlar arttı”

Adli vakalar konusunda da konuşan, son dönemde çocuklara yönelik suçların arttığını söyleyen Beyoğlu, “Geçmişte ayda 1-2 istismar vakası görürken artık haftada 1-2 vakayla karşılaşıyoruz. İstismarların yüzde 80’i çocuğun tanıdığı kişiler tarafından yapılıyor…” dedi.

Yeterli bakım alamayan risk altındaki çocuklarla ilgili ihmal yazısı yazdıklarını ancak hekimlerin yetkisinin bu yazıyla sınırlı olduğunu kaydeden Dr. Beyoğlu, sürece sosyal hizmetlerin katkı sağlayabileceğini belirtti.

Beyoğlu, “Biz ihmal ve istismardaki sürecin tedavi aşamasındayız ve maalesef istismara, aile içi şiddete maruz kalan çocukların yaşanmışlıklarını silmek mümkün değil. Biz ancak travmalarıyla baş edebilmeleri için onlara yardımcı olabiliriz…” dedi.

Erdem Beyoğlu, adli vakaların değerlendirilmesi için bir adli kurul oluşturduklarını da ifade ederek, Çocuk ve Ergen Psikiyatri Polikliniği’nde ekip olarak çalıştıklarını, konuları birlikte değerlendirdiklerini söyledi.

-“Okullarda akran zorbalığına maruz kalan çocukların sayısı da arttı”

“Her geçen gün çocuklarla, ergenlerin bozulan ruh sağlığını iyileştirmeye yönelik talep artıyor” diyen Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Erdem Beyoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Şunu biliyoruz; Anne-baba mutlu, huzurlu değilse, çocuk da mutlu ve huzurlu olamıyor. Mesela baba anneye şiddet uyguluyorsa babada öfke kontrol sorunu var demektir… Bunu gören, evde mutlu olmayan çocuk etrafını rahatsız etmeye başlar, akran zorbalığına yönelir. Son dönemde okullarda akran zorbalığına maruz kalan çocukların sayısı arttı. … Ne yazık ki her şey birbiriyle bağlantılı…”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Çavuşoğlu, Azerbaycan’da KKTC üniversiteleri mezunlarıyla buluştu

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan KKTC üniversiteleri mezunlarıyla bir araya geldi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre Çavuşoğlu, Azerbaycan temasları kapsamında, hukuk, mimarlık, işletme ve ekonomi gibi bölümlerden mezun olup Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan Azerbaycanlı mezunlarla buluştu. Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti.

Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ve bu bağlamda özellikle eğitim alanındaki temasların artırılacağını söyledi.

Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, geçmişte Kiril alfabesini öğrenerek Azerbaycan edebiyatına ait bazı eserleri okuduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, KKTC’den mezun olan öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Azerbaycanlı soydaşlarımızı kendimizden ayrı görmüyoruz. KKTC’de dostluklar, arkadaşlıklar edindiniz. Sizler de KKTC’ye geldiğiniz zaman kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz. Bu bağları güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmeler kapsamında, Azerbaycanlı öğrencilerin KKTC’de eğitim almasının önünü açmak adına “önemli adımlar” atıldığını açıklayan Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz Üniversitesi 25, Lefke Avrupa Üniversitesi 25, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı olarak 20 Azerbaycanlı öğrenciye burs vereceğiz” dedi.

Çavuşoğlu, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı’nın da kendi değerlendirmesinin ardından burs katkısında bulunmasıyla, toplamda yaklaşık 100 Azerbaycanlı öğrencinin burslu olarak KKTC’de eğitim görmesinin planlandığını belirtti.

KKTC üniversitelerinin Azerbaycan’da daha görünür hale gelmesi için tanıtım ofisleri açıldığını açıklayan Çavuşoğlu, yapılan bu çalışmalarla iki ülke gençliği arasında yakınlaşmayı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Azerbaycan’da görev yapan başarılı mezunlarla gurur duyduğunu belirten Çavuşoğlu, “Buraya gelişimizin sebebi birlikteliğimizi yeniden hatırlamak ve Türk yurdunu, Türk milletini birlikte yüceltmek için burada olduğumuzu söylemektir” ifadelerini kullandı.

“Geleceği birlikte şekillendirmek için yola devam ediyoruz” diyen Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik köprülerinin eğitim alanında daha da pekiştirileceğini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu’na temaslarında KKTC Bakü Temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç ve  Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen eşlik etti.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar’dan TMT’ye yönelik sosyal medya paylaşımlarına tepki

Published

on

By

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik bazı sosyal medya paylaşımlarına tepki göstererek, “TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı” ifadesini kullandı.

Bayar ayrıca, “Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu” dedi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı ile Harper Orhon tarafından yapılan sosyal medya paylaşımlarında Türk Mukavemet Teşkilatı’na ilişkin bazı ifadelere tepki gösterdi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar, Orhon’un paylaşımıyla ilgili, “TMT saflarında görev yapmış, 55. Bölük Komutanı, eski Mukavemetçi, omuz omuza birlikte savaştığımız Şehit Ecvet Yusuf’un oğlu, Harper Orhon’un Facebook’taki paylaşımını görünce, orada ima ettikleri yalan yanlış, kin dolu, TMT’cilere saldırılarından ve suçlamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz. Bu vesile ile Şehidimiz Ecvet Yusuf’u rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.” dedi.

Bayar, “Harper Orhon’a TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı. Önce bunu hatırlatırız! Harper Orhon da bugün bu paylaşımları yapıyorsa TMT sayesinde paylaşıyor ve TMT sayesinde kendisi de hayattadır. TMT camiasını bu tür suçlamalarından dolayı tekrar tekrar şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

– Bayar’dan Harmancı’ya: “TMT Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediye (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’nın sosyal medya paylaşımına da tepki göstererek, “LTB Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır.’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz” dedi.

Bayar, açıklamasında, “TMT saflarında görev yapmış Mukavemetçi Mücahit Hüseyin Harmancı’nın oğlu, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz ve kendisine TMT’nin Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kurulduğunu bir kez daha hatırlatırız.” ifadelerini kullandı.

Bayar açıklamasında devamla, şunları kaydetti:

“EOKA, adadaki Türkleri yok etmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak için kurulan ve bunu icra ederken, Kıbrıs Türklerine her türlü zulmü, vahşeti ve katliamı yapmaktan çekinmeyen bir örgüttü. TMT ise bir gurup Türkün direniş amaçlı kurduğu, sonradan kadınlarıyla, çocuklarıyla, yaşlılarıyla, öğrencileriyle, çiftçileriyle, öğretmenleriyle elbirliğiyle fedakarca canlarını tehlikeye atarak Kıbrıs Türklerini EOKA terör örgütünden korumak için kurulan bir örgüttü. Sayın Harmancı’nın EOKA ile TMT’yi aynı kefeye koymasından dolayı şiddetle kınarken, kendisine TMT olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türkün kalmayacağını ve adanın çoktan Yunanistan’a bağlanmış olacağını bir kez daha hatırlatırız.”

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a yönelik iddialar içeren kitaba örgütlerden tepki

Published

on

By

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı hedef aldığı gerekçesiyle kamuoyuna yansıyan kitap ve yazarına ilişkin çeşitli örgütler kınama mesajı yayımladı.

– KKTC Karadeniz Kültür Derneği

KKTC Karadeniz Kültür Derneği’nden yapılan açıklamada, söz konusu kitabın Denktaş’a yönelik “aşağılayıcı ifadeler” içerdiğini öğrenmekten derin üzüntü ve öfke duydukları belirtilerek, “Sayın Denktaş, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk dünyasının tarihinde müstesna bir yere sahip, ömrünü halkının bağımsızlığına adamış, ilkeli, onurlu ve kararlı bir liderdir.” denildi.

Açıklamada, Denktaş’a hakaret etmenin sadece onun aziz hatırasına değil, Kıbrıs Türk halkının mücadelesine, şehitlerine ve bağımsızlık iradesine yapılmış “alçakça” bir saldırı olduğu kaydedilerek, “Karadeniz Kültür Derneği olarak bu tür sorumsuz, provokatif, toplumun değerlerini aşağılayan yaklaşımları en sert şekilde kınıyoruz” ifadesine yer verildi.

“Basın özgürlüğü, ifade hürriyeti elbette demokrasimizin temel taşlarındandır. Ancak bu özgürlük, tarihi gerçekleri çarpıtmak, milletin ortak değerlerine hakaret etmek ve toplumu ayrıştırmak için bir araç olarak kullanılamaz.” denilen açıklamada, yayın hakkında yasal sürecin bir an önce başlatılması ve yetkili makamların gereğini yapması çağrısında bulunuldu.

– Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği

Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği Başkanı Kazım And tarafından yapılan açıklamada, hayatını Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığına, onun özgürlük ve bağımsızlığına adayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ve TMT’ye yönelik saldırıların kınandığı kaydedildi.

Açıklamada “Sözde yazar yalan ve iftiralarını tedavüle sürerek; halkımız, Kurucu Cumhurbaşkanımız ve Kıbrıs Türk mücadele tarihini karalayarak kendi ahlak anlayışını gün yüzüne çıkartmıştır.” denildi, Denktaş’ın  “Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri bir geri adım atmayacaksın, her dönemin adamı değil her dönem adam olacaksın.” sözleri hatırlatıldı.

– Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği

KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği’nden (DAAK) yayımlanan açıklamada, Rauf Raif Denktaş’ın yalnızca KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı değil; aynı zamanda bir halkın bağımsızlık ve varoluş mücadelesinin simgesi, ömrünü Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne ve onuruna adamış büyük bir lider olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Denktaş’ın şahsına ve mirasına yönelik yapılan her türlü küçümsemenin, aslında bu halkın tarihine, mücadelesine ve bağımsızlığına yapılmış açık bir saygısızlık olduğu kaydedildi.

“Bu çirkin ve maksatlı ifadeleri şiddetle kınıyor, tarihimize ve milli değerlerimize yapılan bu tür saldırıların karşısında dimdik duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” ifadeleri kullanılan açıklamada, tarihi şahsiyetlerin arkasından edilen hakaretlerin fikir özgürlüğü kisvesi altında meşrulaştırılamayacağı belirtildi.

– Emekli Astsubaylar Derneği

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Esen Ömürlü tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kitapta yer alan ifadeleri ve “seviyesiz” söylemleri derin bir üzüntü ve öfkeyle karşıladıkları kaydedildi.

Açıklamada, “Büyük Kıbrıs Türk mücadelesinin mihenk taşı olan Rauf Raif Denktaş’a yönelik çirkin ve aşağılayıcı ifadelerin yalnızca bireysel ahlaki zaaf değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yapılmış aleni bir saldırı olduğu belirtildi.

“Denktaş, sadece bir devlet adamı değil; aynı zamanda yüz yılı aşkın bir mücadelenin sembolü, halkımızın bağımsızlık ve özgürlük inancının vücut bulmuş halidir. Ona yönelik saldırılar, biz emekli askerlerin, mücahitlerin, halkımızın ve genç nesillerimizin maneviyatına, tarih bilincine ve milli şuuruna yapılmış bir hakarettir.” denilen açıklamada, kitapta kullanılan dilin ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu.

Denktaş’ı karalamaya yönelik  girişimlerin şiddetle kınandığı açıklamada, ilgili mercilerden söz konusu şahsın iftiralarına karşı hukuki sürecin ivedilikle başlatılması, kamuoyunun ise bu türde karalama kampanyalarına duyarlı olması talep edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam