Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Fauci’nin ekibi virüsün laboratuvardan çıktığı teorisi üzerine çalışmış

ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci’nin basına sızan e-maillerinde, “virüsün laboratuvardan çıktığı” yönündeki iddialarının görünenden farklı olduğunun ortaya çıkması tartışmalara yol açtı.

Published

on

ABD’de Buzzfeed ve Washington Post, ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci’nin COVID-19’un ortaya çıktığı Ocak 2020 ile Haziran 2020 arasındaki e-maillerini yayımladı.

Söz konusu e-maillerde, o dönem Beyaz Saray’da Donald Trump yönetimiyle çalışan Fauci’nin, çıktığı canlı yayınlar ve basın toplantılarında “virüsün laboratuvardan çıktığı” teorisini şiddetle reddetmesine rağmen, aslında ekibinin bu teori üzerinde çalıştığı anlaşılıyor.

Yine maskenin herkes için zorunlu olması gerektiğini savunan Fauci’nin Şubat 2020’de dönemin ABD Sağlık Bakanı Alex Azar’a gönderdiği e-mailde, “Maskeler aslında enfekte olmuş kişilerin virüsü yaymasını engellemek için kullanılmalıdır. Bunlar, enfekte olmayan kişileri korumak için kullanılmaz” diye yazdığı ortaya çıktı.

Fauci’nin e-mailleri ABD kamuoyunu ikiye böldü

ABD’de COVID-19 pandemisinde en önemli isimlerden olan ve ABD Başkanı Joe Biden’ın sağlık başdanışmanlığı görevini de yürüten Fauci’nin, salgının ilk günlerinde takındığı tavır, kamuoyunu ikiye böldü.

Birçok muhafazakar siyasetçi ve gazeteci Fauci’nin halkı yanlış yönlendirdiğini belirterek görevinden kovulmasını talep etti.

Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada Fauci’yi “büyük bir hilekar” olarak nitelendirdi.

Öte yandan liberal isimler Fauci’nin pandeminin ilk günlerinde üzerindeki yüke rağmen “soğukkanlı” davrandığını belirtti.

Trump: Fauci’yi dinlemediğim için şanslısınız

Öte yandan başkanlığı döneminde zaman zaman Fauci ile sert tartışmalara giren Donald Trump, söz konusu e-maillere ilişkin yaptığı yazılı açıklamada “Fauci’yi dinlemediğim için Amerikan halkı çok şanslı” dedi.

Trump, kendisi Çin’e seyahat yasağı getirmek istediğinde Fauci’nin buna karşı çıktığını belirterek, “Onu dinlemeyerek bu yasağı getirdim. İlerleyen günlerde ne kadar doğru bir karar verdiğimi herkes anladı” sözlerini kullandı.

Çin’in de ilk günlerde pandeminin yayılmasına izin verdiğini kaydeden Trump, Çin’in tüm dünyaya 10 trilyon dolar tazminat ödemesi gerektiğini vurguladı.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İtalya’nın Campi Flegrei bölgesinde 4,4 büyüklüğündeki deprem endişeye yol açtı

Published

on

By

İtalya’nın Napoli kenti yakınlarındaki deprem riski yüksek volkanik bölge Campi Flegrei’de gece saatlerinde meydana gelen 4,4 büyüklüğündeki sarsıntı, yerel halkta endişeye neden oldu.

Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsünün (INGV) paylaştığı bilgiye göre, gece yerel saatle 01.25 (TSİ 03.25) sularında merkez üssü Bagnoli ve Pozzuoli olan 4,4 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

Basında yer alan haberlerde, Napoli gibi çevre illerden de hissedilen depremin, son yıllarda Campi Flegrei’de kaydedilen en kuvvetli sarsıntı olduğu belirtildi.

Artçı sarsıntıların sürdüğü bölgede yerel halk arasında endişeye yol açan deprem nedeniyle pek çok kişinin geceyi sokaklarda ve toplanma alanlarında geçirdiği kaydedildi.

Depremin merkez üssü Bagnoli’de sarsıntı sebebiyle bazı otomobillerin üzerine düşen molozların hasara yol açtığı, bazı evlerin kapılarının sıkışması nedeniyle içeride mahsur kalanların pencerelerden çıktıkları bildirildi.

Deprem nedeniyle Pozzuoli ve Bagnoli başta olmak üzere Napoli’nin bazı ilçelerinde ilk ve orta dereceli okullarda eğitime bir gün ara verildiği duyuruldu.

Yerel yetkililerin, binalardaki hasar tespit çalışmalarının sürdüğü, bazı kilise ve yapılarda ufak çaplı hasarların oluştuğu ifade edildi.

Campi Flegrei’deki depremlerin ardından Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamada da Başbakan Giorgia Meloni’nin bölgedeki şiddetli depremin ardından gelişmeleri yakından izlediği, Başbakanlık Müsteşarı Alfredo Mantovano, Sivil Savunma Bakanı Nello Musumeci ve Sivil Savunma Başkanı Fabio Ciciliano ile yakın temas halinde olduğu bildirildi.

Meloni hükümeti, deprem riski yüksek bölgelerden Campi Flegrei için 2023 yılında toplu tahliyeye yönelik acil durum planlarını güncellemişti.

Devamını Oku

Dünya

Türk Devletleri Teşkilatının yenilenen bayrağı nedeniyle İstanbul’da bayrak çekme töreni düzenlendi

Published

on

By

Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) yenilenen bayrağına geçişin resmi olarak tamamlanması dolayısıyla bayrak çekme töreni düzenlendi.

İstanbul’daki TDT Sekretaryası merkezinin önünde düzenlenen törene, TDT Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev, Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ayşe Berris Ekinci, Kırgızistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Meder Abakirov, Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Alibek Bakayev, Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Samir Şerifov ve Özbekistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Babür Usmanov katıldı.

TDT Genel Sekreteri Büyükelçi Ömüraliyev, burada yaptığı konuşmada, güncellenen bayrakta bulunan sekizgenin, yüzyıllardır süregelen Türk devletçiliğini, birliğini ve gücünü temsil ettiğini ifade etti.

Türk-İslam geleneğine göre, sekizgenin bilgeliğin sembolü olduğunu belirten Ömüraliyev, “Bu bayrak kardeşliğimizin gücünü, işbirliğimizin derinliğini ve birlikte inşa ettiğimiz parlak geleceği temsil etmektedir. Türk dünyası genelinde kurumsal kapasitenin arttırılması ve işbirliğinin derinleştirilmesi yönündeki sarsılmaz kararlılığımızın bir göstergesidir.” diye konuştu.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Ekinci ise 6 Kasım 2024’te Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenlenen Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’ni “dönüm noktası” olarak nitelendirerek “Zirvede, kardeşlik bağlarımızı daha da güçlendirecek ve Türk dünyası safında bütünleşme çabalarımızı derinleştirecek kararlar alındı ve teşkilatımızın kurumsallaşması yönünde attığı kararlı adımları ortaya koyan belgeler imzalandı.” dedi.

Zirvede, sembolik bakımdan önem taşıyan kararlardan birinin de “güncellenmiş TDT bayrağının kabul edilmesi” olduğunu ifade eden Ekinci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bayrağımız tüm üye devletlerin ve Türk halklarının ortak değerlerini simgeleyecek şekilde güncellendi. Zirvede aynı zamanda tüm Türk işbirliği teşkilatlarının bayraklarının da TDT bayrağıyla uyumlu hale getirileceği karara bağlandı. İnanıyorum ki, Türk halklarını birleştiren derin tarihi ve kültürel bağlarımızın sembolü olan yeni bayrağımız TDT çatısı altında tesis ettiğimiz güçlü birlik ve dayanışmamızı daha ileriye taşıyacağımız yeni dönemin nişanesi olacak.”

Ekinci, “Güncel bayrağımızın ebedi kardeşliğimizi ve müşterek gelecek vizyonumuzu simgeler şekilde İstanbul’da, ailemizin siz değerli fertlerinin katılımıyla göndere çekilmesine şahitlik etmekten duyduğum heyecan ve memnuniyeti huzurlarınızda bir kez daha vurgulayarak hepinize teşekkürlerimi sunuyorum.” ifadelerini kullandı.

Kırgızistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Abakirov da yeni bayrağın, Türk devletlerinin ortak kimliğini yansıtan ve teşkilata üye olan ülkeleri temsil eden unsurlar içerdiğine dikkati çekti.

Abakirov, “Bu bayrak, işbirliğimizin yeni bir bölümünün başlangıcına işaret etsin. Sürdürülebilir kalkınma, bölgesel istikrar, tüm kardeşlerimizin ve ulusumuzun refahı için gayretle çalışmamız için bize ilham versin.” dedi.

Konuşmaların ardından, TDT Genel Sekreteri Ömüraliyev ve bakan yardımcıları, güncellenen TDT bayrağını göndere çekti.

Tören, aile fotoğrafı çekimiyle son buldu.

Devamını Oku

Dünya

İklim değişikliği uzayı da tehdit ediyor: Uydu çarpışmaları artabilir

Published

on

By

İklim değişikliğinin yalnızca Dünya’daki yaşamı etkilediği düşünülse de, yeni araştırmalar uzayda da ciddi sonuçlara yol açabileceğini ortaya koyuyor. Bilim insanlarına göre, atmosferdeki karbondioksit (CO₂) seviyelerinin artması, alçak Dünya yörüngesindeki uydu hareketlerini değiştirerek çarpışma riskini artırıyor.

Birmingham Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, sera gazlarının alt atmosferde ısıyı hapsetmesi, üst atmosferin soğumasına ve büzüşmesine neden oluyor. Normalde atmosferin yoğunluğu, eski uyduların yörüngeden çıkmasını sağlayarak uzay enkazını azaltıyor. Ancak atmosferin incelmesiyle birlikte uyduların yörüngede kalma süresi uzuyor ve çarpışma ihtimali yükseliyor.

Şu anda 300 ila 1000 kilometre yükseklik arasındaki alçak Dünya yörüngesinde 8 binden fazla uydu bulunuyor. Bilim insanları, uzay hava olaylarının atmosferin yoğunluğunu kısa süreli olarak değiştirebildiğini ancak iklim değişikliğinin uzun vadeli bir etkiye sahip olduğunu vurguluyor.

Uydu çarpışmaları ve uzay enkazı riski
Atmosferin yoğunluğunun azalmasıyla birlikte, uydulara uygulanan sürtünme kuvveti de azalıyor. Normal şartlarda atmosferik sürtünme, kullanılmayan uyduların zamanla yörüngeden çıkmasını sağlıyor. Ancak atmosferin incelmesiyle birlikte, uydular yörüngede çok daha uzun süre kalıyor.

Bu durum, eski uyduların yeni uydularla çarpışma riskini artırarak uzay enkazı sorununu büyütüyor. Artan uzay enkazı, yeni uydu fırlatma süreçlerini de daha riskli hale getiriyor ve iletişim, hava tahmini ve navigasyon sistemlerini tehdit ediyor.

Uzayın sürdürülebilirliği için acil önlemler şart
Araştırmanın başyazarı Matthew Brown, Nature Sustainability dergisinde yayımlanan çalışmada, uzayın sürdürülebilirliğinin küresel bir öncelik haline gelmesi gerektiğini vurguladı.

“Genellikle iklim değişikliğinin yalnızca yeryüzündeki etkilerini konuşuyoruz ancak bu çalışma, değişimin uzayda da hissedildiğini gösteriyor. Alçak Dünya yörüngesindeki uydu sayısı hızla artıyor ve bu uydulara haberleşme, hava tahmini ve navigasyon gibi kritik alanlarda bağımlıyız. Uzayın uzun vadeli sürdürülebilirliğini güvence altına almak zorundayız” dedi.

Kessler sendromu tehlikesi büyüyor
Brown, kontrolsüz uydu artışının “Kessler Sendromu” olarak bilinen zincirleme çarpışmaların başlamasına yol açabileceğini belirtti. Bu senaryoda, çarpışan uyduların oluşturduğu enkazlar, diğer uydulara çarparak domino etkisi yaratıyor ve Dünya yörüngesini neredeyse kullanılamaz hale getirebiliyor.

“Teknoloji, uydu çarpışmalarını önlemek için bazı çözümler sunabiliyor ancak Dünya’nın doğal atmosferik değişimlerinin uzay operasyonlarını nasıl etkilediğini anlamak da kritik öneme sahip. Küresel sera gazı emisyonlarının azaltılması, termosferin korunmasına ve uzayın sürdürülebilirliğinin sağlanmasına katkı sunabilir” diye ekledi.

Bilim insanları, uzay ajanslarının ve hükümetlerin bu durumu ciddiye alarak uzun vadeli çözümler geliştirmesi gerektiğini belirtiyor. Uzaydaki çöp sorununun büyümesini önlemek için uydu yönetim politikalarının gözden geçirilmesi ve karbon salınımını azaltmaya yönelik küresel iş birliği sağlanması çağrısında bulunuyorlar.

Devamını Oku

Trending

Reklam