Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Hasan Taçoy, polis teşkilatında yapılmak istenen yasa değişikliğini eleştirerek, hiyerarşi ve huzuru bozacak adımlar atılamayacağını söyledi.

Hasan Taçoy yaptığı yazılı açıklamada, polis teşkilatının can, mal ve huzurun güvencesi olduğunu belirterek, “Polis teşkilatımızın içerisinde bulunduğu birtakım sıkıntılar muhakkak ki vardır. Nitekim ben de yaklaşık bir buçuk yıl önce meclise sunmuş olduğum Üst Kademe Yöneticiliği yapan Kamu görevlilerinin atanmasıyla ilgili değişiklik yasa önerisinde bu sıkıntıların ortadan kaldırılması için gereken değişikliklere işaret etmiştim. Ancak ne hikmetse aradan geçen zamana rağmen, iktidar mensubu bir milletvekili olmama rağmen, ortaya koyduğum yasa önerisi görmezden gelinmiş ve yürürlüğe konmamıştır. Bu değişiklik devlet daireleri içerisinde liyakat sağlamak ve disiplini koruyucu bir yapı oluşturmak amacıyla yapılmıştı.” ifadelerini kullandı.

Üst Kademe Yöneticiliği yapan Kamu Görevlilerinin Atanması Hakkında değişiklik yasasında bazı düzenleme ve iyileştirmelere gerek olduğuna işaret eden Taçoy, söz konusu yasa önerisini Meclis’e sunduğunu söyledi.

Polis teşkilatının sorunlarını daha da artıracak, yeni sorunlar yaratarak ciddi tahribatlara neden olacak bir yasa değişikliğinin ısrarla hayata geçirilmek istendiğini savunan Taçoy, “Meclis genel kuruluna dün gelen yasa tasarısı polis teşkilatının hem hiyerarşik yapısını bozacak hem de liyakata zarar verecek bir yapıdadır.” dedi.

Taçoy şöyle devam etti:

“Tasarı önüme geldiği ilk günden itibaren bu yöndeki endişelerimi tüm açıklığıyla dile getirerek, tasarının hayata geçmesi durumunda oluşacak sıkıntılardan duyduğum endişeleri de parti hiyerarşisi içinde yetkililere bilgi olarak aktarmış, ve bu konuda destek vermeyeceğimi iletmiştim. Yapılmak istenen değişiklikle polis teşkilatında astlarla üstler yer değiştirecek, bu da disiplinin esas olduğu bir kurumda kronikleşecek sorunlar doğuracaktır.

Bariz bir şekilde görülmekte olan yanlışlarda ısrar edilmesi, polis teşkilatı gibi toplumun huzur ve güvenliğinin temeli olan bir yapıya siyasetin hükmetmesinin önünü açacaktır. Bu da hepimizin sonu olacaktır.

Bu ülkenin bir vatandaşı ve halkın bana vermiş olduğu vekilliğimin sorumluluk bilinciyle yasa tasarısına bu şekliyle destek vermeyeceğimi kamuoyu ile paylaşmayı bir görev bilmekteyim.

Umarım, hem partim kendi içerisinde, hem hükümet ortakları kendi arasında hem de iktidar ve muhalefet sağduyu bilinciyle bir araya gelir ve bu ülkenin hak ettiği seviyede bir polis teşkilat yasası hazırlanır.”

Kültürel Miras Teknik Komitesi, Latinlerin Aziz George Kilisesi ve Tuzla Camisi’ndeki koruma çalışmalarını tamamladı.

TAK muhabirinin, Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin Kıbrıslı Türk Eş Başkanı Ali Tuncay’dan aldığı bilgiye göre, Gazimağusa’da bulunan Latinlerin Aziz George Kilisesi ve Larnaka’daki Tuzla Camisi’ndeki koruma çalışmaları sonuçlandırıldı.

Her iki eserdeki koruma çalışmalarının tamamlanması çerçevesinde bugün eserlerin bulunduğu yerde etkinlikler düzenlendi. Etkinlikler, Kültürel Miras Teknik Komitesi, çalışmaları finanse eden Kültürel Mirasın Korunması için Uluslararası İttifak (ALIPH) Vakfı ve mali destek veren Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Ofisi’nden (OSASG) yetkililer, yerel yönetim temsilcileri ve halkın katılımıyla gerçekleşti.

Tuncay, Tuzla Camii’nde yapısal güçlendirme ve duvar resimlerinin korunması, Aziz George Kilisesi’nde ise taş işçiliği ve çatı yalıtımı onarımları gerçekleştirildiğini ifade ederek, restorasyon sürecinin Eylül 2024’te başladığını ve Haziran 2025’te başarıyla tamamlandığını bilgisini verdi.

Her iki tarihi eserde ayrı ayrı düzenlenen etkinliklerde katılımcılar tarafından konuşmalar yapıldı ve eserlerin tarihi ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildi.

Etkinlikte konuşma yapan Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin Kıbrıs Türk tarafı Eş Başkanı Ali Tuncay, ALIPH’in Gazimağusa’daki Latinlerin Aziz George Kilisesi ve Larnaka’daki Tuzla Camii’nin korunmasına verdiği desteğin, tarihsel olarak Kıbrıs adası gibi karmaşık bölgelerdeki kültürel mirası koruma misyonunu yansıtmakta olduğuna dikkati çekti.

Tuncay, bu anıtların, adanın çeşitliliğe dayanan ve iç içe geçmiş paylaşılan tarihinin hatırlatıcıları olmanın yanı sıra, diyalog, karşılıklı anlayış ve ortak sorumluluk bilincini teşvik etmeye yönelik Teknik Komite vizyonunu da yansıttığını belirtti.

Ali Tuncay, dini ve tarihsel değeri olan alanların restorasyonuna verilen desteğin, kültürel çeşitliliğe saygıyı güçlendirirken, karşılıklı güvene dayalı bir ortamın oluşmasına da katkıda bulunduğunu kaydederek, bu çabaların, kültürel mirasın insanlar arasında güçlü bir bağ kurucu ve uzun vadeli barış, uzlaşı ve iş birliğinin temeli olabileceğini bir kez daha gösterdiğini vurguladı .

ALIPH Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bariza Khiari ise; ALIPH’in, kültürel mirası koruma konusunda önemli bir rol oynadığını ve bu projede olduğu gibi, ortak çalışmalarla insanları bir araya getirmenin gücünün görüldüğüne işaret etti. Bu projeyle, iki tarafın iş birliği ile tarihi alanları yeniden canlandırıldığını ifade eden Khiari, kültürel mirasın, sadece hafızayı değil, aynı zamanda uzlaşıyı ve işbirliğini de teşvik eden bir unsur olduğunu kaydetti.

Avrupa Komisyonu’ndan Jutta Pomoell-Segurola da, Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin çalışmaları sayesinde, adadaki farklı topluluklar arasında güven ve anlayış ortamı kurulduğunu belirterek, bunun gerçek bir iş birliği örneği olduğuna vurgu yaptı.

UNDP Kıbrıs Ofisi Başkanı Jakhongir Khaydarov ise, bu başarının, uzun vadeli ve güvene dayalı ortaklıkların bir sonucu olduğunu. Kültürel mirasın, diyalog ve kalıcı barış için güçlü bir platform oluşturduğunu belirtti.

Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin Rum tarafı Eş Başkanı Sotos Ktoris; bu projeyle, Kıbrıs’ın tarihi ve kültürel çeşitliliğinin bir kez daha kutlanmakta olunduğunu belirtti.

Ktoris, restorasyonu tamamlanan yapıların, geçmişin ve geleceğin birleşimi olduğunu ve bu eserlerdeki her taşın, adada daha barışçıl bir geleceğe olan inancı simgelediğini ifade etti.

Kültürel Miras Teknik Komitesi projeleri olan Latinlerin Aziz George Kilisesi ve Larnaka’daki Tuzla Camisindeki Koruma çalışmaları; ALIPH Vakfı tarafından finanse edilip, Avrupa Birliği’nin mali desteğiyle ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından uygulandı.

Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) İlkan Varol, dilekçelerine cevap verilmediği iddiasıyla Salih Gürler’in başvurusunu inceleyerek, rapor hazırladı.

Salih Gürler, geçirmiş olduğu bir operasyon sonucu engelli kaldığını, bu konu ve engelli haklarından yararlanabilmesi amacıyla 9 Temmuz 2024 ve 18 Eylül 2024 tarihlerinde Sağlık Bakanlığına, 14 Ekim 2024 tarihinde Çalışma Dairesi Müdürlüğüne ve 15 Ekim 2024 tarihinde Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğüne yapmış olduğu “Alındı Mühürlü” dilekçelerine herhangi bir cevap alamadığı iddiasıyla 20 Kasım 2024 tarihinde başvuru yaparak, konunun Ombudsman tarafından soruşturulmasını talep etti.

Ombudsman’ın konuyla ilgili raporunda, Sağlık Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü ve Çalışma Dairesi Müdürlüğü’nün Gürler’in dilekçelerine yazılı ve gerekçeli bir cevap vermeyerek KKTC Anayasası’nın 76. maddesi ve 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’nın 15. maddesi kurallarına uygun davranmadığı belirtildi.

Raporda, “KKTC Anayasası’nın 76. maddesi ve 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’nın 15. maddesi kuralları tahtında İdareye yapılan usulüne uygun dilekçelere İdarenin yasal süreler içerisinde, gerekçeli ve yazılı bir şekilde cevap vermesi yasal zorunluluktur. İdarenin bu kurallara uyulması yönünde daha hassas davranması gerekmektedir.” denildi.

OMBUDSMAN RAPOR