Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

İngiltere ile AB, Kuzey İrlanda Protokolü’nün uygulanmasında anlaşamadı

İngiltere ile Avrupa Birliği arasında Brexit anlaşmasının Kuzey İrlanda’da uygulanmasına ilişkin müzakereler uzlaşıya varılamadan sona erdi.

Published

on

İngiltere Brexit Bakanı David Frost ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic Londra’da bir araya geldi.

Görüşmeler öncesinde konuşan Frost, anlaşmaya varmak için zamanın tükenmekte olduğu konusunda uyararak AB’yi Büyük Britanya’dan Kuzey İrlanda’ya giden malların kontrolünde “sağduyulu” bir yaklaşım benimsemeye çağırdı.

Sefcovic ise İngiltere’nin tek taraflı olarak kontrolleri ertelemeye karar vermesi halinde Brüksel’in “katı ve kararlı” şekilde hareket edeceğini belirtti.

3,5 saatlik görüşmelerin ardından yeniden açıklama yapan Frost, “açık ve dürüst” şekilde konuştuklarını ancak Kuzey İrlanda Protokolü’ne ilişkin bir ilerleme kaydedilemediğini duyurdu.

Ancak iki tarafın görüşmeye devam etmeyi kararlaştırdığını vurgulayan Frost, “Gerçekten yapmamız gereken şey, Belfast Hayırlı Cuma Anlaşması’nı destekleyen, Kuzey İrlanda’daki barış sürecini destekleyen ve her şeyin normale dönmesini sağlayan bazı çözümleri acilen bulmak.” dedi.

Anlaşmazlığa neden olan protokol

Brexit anlaşmasının bir parçası olan Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık’ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor.

Protokole göre Brexit’e rağmen Kuzey İrlanda, AB’nin gümrük birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık’ın geri kalanıyla ticareti Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.

Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere’yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Hayırlı Cuma Anlaşması gereği, kontrollerin yapılabildiği fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da uygulanmasında sorunlar yaşanıyor.

Protokolün ticarete zarar verdiğini ve Kuzey İrlanda’nın Birleşik Krallık’taki konumunu tehdit ettiğini savunan Protestanların protokole karşı mart ve nisan aylarında gösterilerde otobüs ve araçlar ateşe verilmişti. Protestoların ayrıca Katoliklerle çatışmaları yeniden başlatmasından endişe edilmişti.

İrlanda sorunu

İngiliz imparatorluğunun ilk sömürgesi İrlanda adasından İngiltere’nin elinde kalan kısmı teşkil eden Kuzey İrlanda, 1960’lı yıllardan 1998’e kadar Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere’yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki çatışmalara ve terör olaylarına sahne olmuştu. 40 yıla yayılan ve “Sorunlar” diye anılan yıllarda terör olaylarında 3 bin 500 kişi hayatını kaybetmişti.

Ada ancak 1998’de imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması ile sükunete kavuşurken, Kuzey İrlanda’da çatışan tarafların ortaklığına dayalı bir bölgesel yönetim kurulması üzerinde anlaşılmıştı.

Belfast Anlaşması olarak da bilinen metinler, Kuzey İrlanda’da bugün yürürlükte olan bölgesel yönetimin temelini oluşturuyor.

Barış anlaşmasının üzerinden geçen 20 yılı aşkın süreye karşın, bölge halkı arasında güven tam olarak tesis edilebilmiş değil.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Biden’dan Güney Kıbrıs’ın ABD’den doğrudan silah satın alması direktifine onay

Published

on

By

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, ABD Başkanı Joe Biden, 1961 tarihli Dış Yardım Yasası uyarınca Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ABD’den “savunma malzemeleri ve hizmetleri” almasına imkan tanıyan direktif yayımladı.

Açıklamada, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne savunma malzemeleri ve hizmetleri sağlanmasının, ABD’nin güvenliğini güçlendireceği ve dünya barışını destekleyeceği” iddia edildi.

ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Julie Davis Fisher ise X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, direktifin, taraflar arasındaki ilişkileri “derinleştirecek” bir adım olduğunu belirtti.

Direktif, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ABD hükümetinden silah satın almasına ve ihtiyaç fazlası Amerikan askeri teçhizatına sahip olmasına olanak tanıyor.

Biden’in, görevi devretmesine sayılı günler kala yayımladığı direktif, ABD’nin Rum yönetimine on yıllardır uyguladığı silah ambargosunu 2020’de kaldırmasının ardından atılan en kritik adım olarak nitelendiriliyor.

Devamını Oku

Dünya

Ateşkesin duyurulmasının ardından katil İsrail saldırılarını sürdürüyor

Published

on

By

İsrail ordusunun savaş uçakları, pazar günü yürürlüğe girecek ateşkesin duyurulmasının ardından, Gazze Şeridi’nin kuzeyine ve Gazze kentine hava saldırıları düzenledi.

Görgü tanıklarının aktardığı bilgilere göre, İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin kuzeyi ve Gazze kentindeki bazı bölgeleri hedef aldı.

19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girecek ateşkesin duyurulması sonrası yaşanan hava saldırılarında hedef alınan bölgelerde büyük patlamalar meydana geldi.

Hedef alınan bölgelerden yoğun dumanların yükseldiği görüldü.

İsrail’in ateşkes anlaşması sonrası Gazze’ye saldırılarında 23 kişi hayatını kaybetti
İsrail ordusunun, pazar günü yürürlüğe girecek ateşkesin duyurulması sonrasında, Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerine saldırılarında en az 23 Filistinli yaşamını yitirdi.

Filistin haber ajansı WAFA’da yer alan habere göre, İsrail ordusunun Gazze’deki Şeyh Rıdvan Mahallesi’nde, Mühendisler Sendikası yakınındaki evlere düzenlediği saldırıda, 18 Filistinli hayatını kaybetti.

Kentin doğusundaki Ed-Derac Mahallesi’nde bulunan Nebih ailesinin evine yapılan saldırıda 3 Filistinli yaşamını yitirdi.

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde de El-Liham ailesinin evine düzenlenen saldırıda 2 Filistinli öldü.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Katar, İsrail ile Hamas arasında Gazze’de ateşkes ve esir takası konusunda anlaşmaya varıldığını, uygulamaya önümüzdeki pazar günü başlanacağını duyurmuştu.

Söz konusu anlaşma, İsrail’in 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne başlattığı ve 467 gündür devam ettiği, ardında 156 binden fazla ölü ve yaralı bıraktığı saldırılarının ardından geldi.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere’de sağlık krizi: Hastalar koridorlarda tedavi ediliyor

Published

on

By

İngiltere’de sağlık sistemi, artan grip vakaları nedeniyle yoğun baskı altında. İngiltere Sağlık Bakanı Wes Streeting, bu yılın başında sadece bir hafta içinde 53 bin Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) çalışanının hastalık izni aldığını açıkladı. Bakan Streeting, hastaların koridorlarda tedavi edilmek zorunda kalmasını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi.

Streeting, grip salgınının etkileri ve personel eksikliği nedeniyle hastaların güvenlik ve onurdan yoksun şekilde tedavi edilmek zorunda kaldığını belirtti.

Bakan, bu durumun bir sonucu olarak bazı hastaların saatlerce ambulans beklemek zorunda kaldığını ve geçici alanlarda tedavi edildiğini söyledi.

Bakan, koridorlarda tedavi edilen hastaların durumunu “14 yıllık sağlık politikası başarısızlığının acımasız bir sonucu” olarak tanımladı ve bu uygulamayı “tarihe gömmek” istediklerini dile getirdi.

Ancak bu sorunun kısa vadede çözülemeyeceğini, önümüzdeki kış da benzer durumların yaşanabileceğini ifade etti.

Kritik durum ilanları
Son haftalarda İngiltere genelinde birçok hastane, acil servislerdeki baskı nedeniyle kritik durum ilan etti.

Bu durum, hastanelerin kaynaklarını önceliklendirmesine olanak tanırken, bazı planlı ameliyatlar ve randevular ertelendi.

Bakan Streeting, kritik durum ilanlarının “sistemin yeniden güvenli bir seviyeye getirilmesi için bir odaklanma aracı” olarak kullanıldığını belirtti. Geçtiğimiz hafta 24 olan aktif kritik durum sayısının bu hafta bire düştüğünü açıkladı.

Grip aşısı çağrısı
Bakan, vatandaşları grip aşısı olmaya davet ederek, bunun için hala zaman olduğunu söyledi.

Ancak, eczanelerde grip aşılarının tedarikinde yaşanan sorunların çözülmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, NHS personelinin aşılanma oranlarının “beklenenden düşük” olduğunu ifade etti.

Streeting, “Hastaların koridorlarda tedavi edildiği, güvenlikten ve onurdan yoksun bir sağlık hizmeti, hiçbir şekilde kabul edilemez” diyerek, sağlık sistemindeki bu durumun düzeltilmesi için çalışacaklarını belirtti. Ancak, çözümün zaman alacağını ve bunun “zehirli bir baskılar karmasının” sonucu olduğunu söyledi.

Hükümetin, NHS üzerindeki uzun vadeli hasarları onarmak için yeni reformlarla durumu iyileştirmeyi hedeflediği ifade ediliyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam