Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Kıbrıs’ta alerjik hastalıklar giderek artıyor

Published

on

 

Geniş çaplı bir araştırma yapılmamasına rağmen Kuzey Kıbrıs’ta alerjik hastalıkların yaygın görüldüğü ve giderek de arttığı; bir araştırmaya göre ise ilkokul çağındaki çocuklardaki alerjik astımın sıklığının ise Avrupa’daki en yüksek sıklığa eşdeğer olduğu belirtildi.

“Vücudun polen, ev tozu,  hayvan tüyü, rutubet gibi normalde duyarlı olmayan insanlarda zararsız olan bir takım maddelere anormal, abartılı bir yanıt vermesi” olarak tanımlanan alerji, bağışıklık sistemiyle doğrudan bağlantılı bir hastalık… Alerjik kişiler, bağışıklık sistemlerinin abartılı çalışması nedeniyle toz, nem gibi şeylere abartılı reaksiyon veriyor.

Alerjik hastalıkların “alerjik nezle, kurdeşen, alerjik egzama, astım, gıda alerjisi” gibi türleri var ve alerjik şoka kadar giden tablolar halinde görülebiliyor…

Kıbrıs, nemli-rutubetli, tozlu bir kıyı ülkesi olması nedeniyle alerjik hastalıklar yönünden oldukça zengin; ev tozu da bolca bulunan Kıbrıs’ta özellikle alerjik nezle çok sık görülüyor.
Tüm dünyada olduğu gibi alerjik hastalıklar Kıbrıs’ta da artıyor. Çocuklardaki alerjik astımın sıklığı Avrupa’daki en yüksek sıklığa eşdeğer; diğer alerjik hastalıklarla ilgili ise bir veri bulunmuyor.

“BATILILAŞMA DENİLEN YAŞAMI İNSANLARI ALERJİYE DAHA YATKIN KILIYOR”.

Çok fazla deterjan, ağır hijyenik kurallar, çocukların toprağa dokunmadan apartmanda büyümesi, her şeye karşı aşılanma, fanus içinde büyüme, fastfood gıdalarla beslenme, organik beslenmeden uzaklaşma yoğun hava kirliliği kısacası “batılılaşma” denilen yaşamı insanları alerjiye daha yatkın kılıyor.

Alerjinin tipine göre kesin tedavi edilip edilemeyeceği değişiyor; astımlı hastaların hayat konforu ve atak geçirmemesi uygun koruyucu tedaviyle sağlanabiliyor; besin alerjileri, alerjik besinden uzak durulmaması halinde zaman zaman çok ağır seyredebiliyor ve alerjik şoka kadar ilerleyebiliyor.
Çocuklardaki alerjik hastalıkların doğru tanısının zamanında konulmaması halinde ise ciddi komplikasyonlarla karşılaşılabiliyor.

Çocuk İmmünolojisi ve Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Arzu Babayiğit Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirinin alerji konusundaki sorularını yanıtladı.

BABAYİĞİT: “ALERJİK HASTALIKLAR YAYGIN”

Geniş çaplı bir araştırma yapılmamasına rağmen Kuzey Kıbrıs’ta alerjik hastalıkların yaygın görüldüğünü kaydeden Babayiğit, Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları tarafından ilkokul çocukları arasında yapılan bir araştırmada alerjik astımın sıklığının Avrupa’daki en yüksek sıklığa eşdeğer olan yüzde 10 civarında bulunduğunu, bunun dikkat çekici bir rakam olduğunu kaydetti.

“ÇOCUKLARDAKİ ALERJİK HASTALIKLAR BEKLENİLENİN DE ÜZERİNDE OLABİLİR”

Babayiğit, araştırmada alerjik nezle oranının ise yüzde 20 civarında bulunduğunu ifade etti ve bu araştırmanın çocuklardaki alerjik hastalıkların beklenilenin de üzerinde olabileceğini ortaya koyduğunu vurguladı.

Diğer alerjik hastalıklarla ilgili ise bir veri bulunmadığını kaydeden Babayiğit, Güney Kıbrıs’ta da benzer rakamlar olduğunu belirtti.

“TÜM DÜNYA GİBİ KKTC’DE DE ALERJİK HASTALIKLARIN SIKLIĞI ARTIYOR”

Tüm dünyada olduğu gibi Kıbrıs’ta da alerjik hastalıkların sıklığının arttığını dile getiren Babayiğit, bu artışla ilgili  “ne kadar az mikroorganizmayla karşılaşılırsa o kadar çok alerjik hastalık sahibi olunduğunu” vurgulayan hijyen hipotezinin söylenebileceğini belirtti.
Çok fazla deterjan, çok fazla ağır hijyenik kurallar, çocukların toprağa dokunmadan apartmanda büyümesi, her şeye karşı aşılanma, fanus içinde büyüme, fast food gıdalarla beslenme, organik beslenmeden uzaklaşma yoğun hava kirliliği kısacası “batılılaşma” denilen yaşamın insanları alerjiye daha yatkın kıldığını anlattı.

“ALERJİK HASTALIKLARIN ÇOĞU ÇOCUK YAŞLARDA BAŞLIYOR”

Alerjik hastalıkların çoğunun çocuk yaşlarda başladığını, çocukluk döneminde vücuttaki hücrelerin yeni kodlandığını ve bunları değiştirmenin daha kolay olduğunu ifade eden Babayiğit, bu hastalıkların yüzde 80’inin çocuk yaşta kodlandığını, alerjik hastalıkların erişkin dönemde başlamasının nadir olduğunu kaydetti.
Babayiğit, kanıtlanmamış hipotezler olmalarına rağmen, hava kirliliği,  kimyasallar, nem gibi etkenlerin erişkin dönemdeki alerjiler için de tetikleyici olduğunu ifade etti ve bilim dünyasının bu hipotezle ilgili nerdeyse emin olduğunu söyledi.

“ÇİFTLİK ORTAMINDA DOĞAL YAŞAM SIFIR ALERJİ”

Bir grup çocuğun çiftlik ortamında büyütülerek yüzde yüz doğal yaşama maruz bırakıldığını, doğal gıdalarla beslendiğini, sadece çok gerekli olan aşılarının yapıldığını; diğer grubun ise şehir ortamında apartmanda büyütüldüğünü,  tüm aşılarının yapıldığını ve neticede izlendiklerini anlatan Babayiğit, çiftlik ortamında büyütülen çocukların ömür boyu alerji sorunu yaşamadığını, diğer gruptakilerde ise alerji oranının yüzde 20’lerde olduğunu kaydetti.

ALERJİ ŞÜPHESİ… DİLDE DUDAKTA ŞİŞLİKLER, BEBEKLERDE KİLO ALAMAMA, KALICI SÜMÜKLÜ KANLI İSHALLER

Hasta direngen, geçmeyen burun akıntısı, hapşırıklar, geçmeyen burun tıkanıklıkları, gözlerde akıntı- kaşıntı,  geçmeyen ya da tekrarlayan hırıltı, öksürük nedeniyle hekimine durmadan başvuruyorsa, sık hastalanıyorsa, her hastalığı göğsüne iniyorsa gittiği hekimin alerjiden şüphelenip alerji doktoruna yönlendirmesi gerektiğini söyleyen Babayiğit, belirli periyotlarla kaşıntılı döküntüler, dilde dudakta şişlikler, bebeklerde kilo alamama, kalıcı sümüklü kanlı ishaller, gaz sancılarının alerji belirtileri olabileceğini sıraladı.
Babayiğit, son zamanlarda bebeklerde süt alerjisine bağlı kanlı balgamlı geçmeyen ishallerin sık görüldüğünü de belirtti.

KAN VE CİLT TESTLERİYLE TEŞHİS MÜMKÜN

Alerji teşhisine yönelik kan ve cilt testleri bulunduğunu hasta kendilerine yönlendirildikten sonra tanının kolayca konabildiğini anlatan Babayiğit, kendisinin de bünyesinde çalıştığı hastanede bu testlerin yapılabildiğini ve bu alerji uzmanı tarafından değerlendirilmesinin önemli olduğunu dile getirdi.

“ÇOCUKLARDAKİ ALERJİK HASTALIKLARIN DOĞRU TANISI ZAMANINDA KONULMAZSA CİDDİ…”

Çocuklardaki alerjik hastalıkların doğru tanısının zamanında konulmaması halinde ciddi komplikasyona neden olabileceğini belirten Babayiğit, alerjik nezle denilen basit burun akıntısının tedavi edilmezse ciddi sinüzit, geniz eti, duyma problemleri, erişkin döneme kadar sürebilecek astım, ders başarısı düşüklüğü, kalıcı işitme problemleri, yüzde çenede deformite bozuklukları, gibi ciddi komplikasyonları olabileceğini anlattı.

“KESİN TEDAVİ ELERJİNİN TİPİNE BAĞLI”

Alerjinin tipine göre kesin tedavi edilip edilemeyeceğinin değiştiğini kaydeden Babayiğit, alerjik nezlenin çok iyi tedavi edilebildiğini, ayrıca alerjik nezle için aşı tedavileri de bulunduğunu dile getirdi.
Babayiğit, sürekli ilaç kullanmak istemeyen hastaların ev tozu ve polen için 3-4 yıllık aşılama yaptırarak, tedavi olabileceğini de söyledi.

ASTIMLI HASTALAR… BESİN ALERJİSİ

Astımlı hastaların hayat konforunun ve atak geçirmemesinin uygun koruyucu tedaviyle sağlanabileceğini dile getiren Babayiğit, cilt alerjilerinin uygun krem ve şurup tedavisiyle rayına girdiğini; besin alerjilerinde tetikleyici besin bulunup çıkarıldığında hastaların çoğu zaman düzeldiğini ancak alerjik besin neyse (yetişkinlerde çoğunlukla fındık, fıstık ve balık) ondan ömür boyu uzak durulması gerektiğini söyledi.
Süt, yumurta, fıstık, fındık ve balığın çocuklarda en çok alerji yaratabilen besinler olduğunu kaydeden Babayiğit, süt, yumurta ve buğday alerjisinin yüzde 90’ının 5 yaşa kadar kendiliğinden geçtiğini kaydetti; hastanın alerji doktorunun gözetiminde olmasının önemine işaret etti. Babayiğit, “Hasta alerji doktorunun gözetiminde olmazsa ölene kadar diyet yapar” dedi.

“ASTIMLI ÇOCUKLARA GRİP AŞISINI ÖNERİYORUZ”

Gribal enfeksiyonlar astımı yüksek derecede tetiklediği için alerjik özellikle astımlı çocuklara grip aşısı yaptırılmasını öneren Babayiğit, 12 yaş ve üzerindeki çocuklara Covid aşısı yaptırılmasının önemini de vurguladı.

ÇOCUKLARI ALERJİDEN KORUMAK İÇİN PAKETLENMEMİŞ GIDALAR, TOPRAĞA DOKUNARAK YAŞAM

Babayiğit, çocukları alerjiden korumak için doğal yaşamın, besinleri raf ömrü uzun paketlere girmeden tüketmenin ve ılımlı olarak suya toprağa, mikroorganizmalara dokunarak yaşamanın önemine işaret etti.

“ALERJİK ÇOCUĞUN YAŞAMINI KISITLAMAYALIM”

Babayiğit, “Çocukları aşırı hijyen, mikroorganizmalardan koruyarak, fanus içinde büyütmeyelim. Doğada koşsun piknikler yapsın doğayla iç içe olsunlar, alerjiktirler diye de onları kısıtlamayalım. Polen alerjisi olan bir çocuğu evde tutsanız bile onu koruyamazsınız, polen rüzgar ile evin içine taşınıyor. Siz sadece onun alerji hekimi gözetiminde olduğunu bilin ama yaşamını kısıtlamayın” diye konuştu.

STRES- ALERJİ İLİŞKİSİ

Babayiğit, stres- alerji ilişkisiyle ilgili olarak ise yetişkinlerde alerjik kurdeşen ve egzamanın doğrudan stresle alakalı olduğunu, stresle salgılanan hormonların egzama ve kurdeşeni azdırdığını ancak çocuklardaki alerjilerle ilgili olarak böyle bir ilişki bulunamadığını kaydetti.

“MEVSİMLER ALERJİDE ÖNEMLİ ROL OYNUYOR”

Mevsimlerin alerjide önemli rol oynadığını belirten Babayiğit, özellikle ilkbaharda polen alerjisinin çok belirgin hale geldiğini, Kıbrıs’ta yaygın olan zeytin ve çam poleni alerjisi olan hastaların alerjik nezlelerinde bir alevlenme gözlemlendiğini kaydetti.
Babayiğit yaz başında ise ot poleni alerjisi olan hastaların rahatsızlıklarının arttığını belirtti.

“PANDEMİ SÜRECİNDEASTIM ALEVLENMELERİNDE, ENFEKSİYONLARDA AZALMA OLDU”

Pandemi sürecinin ilk döneminde okullar kapandığında enfeksiyonlarda ve astım alevlenmelerinde birdenbire bir azalma olduğunu kaydeden Babayiğit, okulların açılmasıyla bir buçuk yıldır görülmeyen Covid dışı enfeksiyonların, gribal enfeksiyonların,  ateşli griplerin, beta, ağır zatürre ve bronşitlerin arttığını anlattı.

HAYVAN ALERJİLERİ… “KEDİ ALERJİSİ 3 YILLIK AŞI İLE TEDAVİ EDİLEBİLİR”

Kıbrıs’ta en çok kedi-köpek alerjisinin görüldüğünü,  at, hamster, kümes hayvanları alerjisine de rastlandığını kaydeden Babayiğit,  kedi alerjisinin 3 yıllık bir aşı ile tedavi edilebildiğini, diğer hayvan alerjilerinde ise tek çarenin hayvanı uzaklaşmak olduğunu vurguladı.
Babayiğit, ilaç alerjilerinin çoğunlukla erişkin dönemde ortaya çıkmasına rağmen, hayatın herhangi bir döneminde görülebileceğini de anlattı; en çok antibiyotik ve ağrıkesicilere yönelik alerjinin görüldüğünü belirtti. Babayiğit, hem ağrı kesiciler hem de antibiyotikler için çok fazla antibiyotik olduğundan alternatif ilaçlara geçilebildiğini söyledi.

BESİN ALERJİSİ… “CİDDİ BESİN ALERJİSİNDE DAKİKALAR ÇOK ÖNEMLİ”

Besin alerjilerinin zaman zaman çok ağır seyredebildiğini, alerjik şoka kadar ilerleyebildiğini belirten Babayiğit, hasta bir kez alerjik şok geçirdiyse, alerji hekimlerinin bu ihtimal karşısında yanında hayat kurtarıcı olarak taşımak üzere özel enjektörlü iğneler verdiğini belirtti.
Son 5 yıldır bu iğnelerin vücuda dokundurulduğu zaman kendiliğinden ilacı enjekte ettiğini anlatan Babayiğit, hastanın bunu yanında bulundurması gerektiğini söyledi. Babayiğit, şoka varan besin alerjisi olan kişi çocuksa, iğne yapımı konusunda bulunduğu ortamdaki kişileri eğittiklerini ifade etti.

Ciddi besin alerjisi yaşayan hastalarda dakikaların çok önemli olduğunu vurgulayan Babayiğit, besin alerjisi olan kişilere yanlarında varsa iğnenin yapılması sonra ambulansla hastaneye götürülmesi gerektiğini anlattı.

ANİ BESİN ALERJİSİNDE HEMEN AMBULANS

Babayiğit, kişide daha önce tanımlanmamış bir besin alerjisi oluşmuşsa, kişi düşüp kalmışsa zaman kaybetmeden hemen ambulansın aranması gerektiğini; tek kurtarıcı ilacın ambulansta yapılabileceğini, kişiye başka bir kurtarıcı müdahale yapmanın mümkün olmadığını dile getirdi.TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İngiltere Başbakanı Starmer, Gazzeli çocukları ülkede tedavi etmek istediklerini açıkladı

Published

on

By

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, acil tıbbi desteğe ihtiyacı olan Gazzeli çocukları bölgeden tahliye edip İngiltere’de tedavilerini yapmak için çabaları hızlandıracaklarını bildirdi.

Starmer, Gazze’deki duruma ilişkin açıklamasında, bölgeden gelen görüntülerin İngiltere’de halkı derinden etkilediğini, açlık ve çile görüntülerinin dehşet verici olduğunu söyledi.

“Bebekler ve çocuklar için gönderilen yardımların girişinin engellenmesi kabul edilemez.” diyen Starmer, esirlerin varlığının da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Starmer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzlerce sivil yardım ararken öldürüldü, çocuklar su doldururken öldürüldü. Bu bir insani felakettir ve sona ermelidir. Gazze’ye milyonlarca sterlinlik yardım yaptık. Bu yıl 40 milyon sterlinlik ekstra yardım açıkladık ancak bu yardımlar içeri (Gazze’ye) giremiyor. Şimdi Gazze’de acil tıbbi desteğe ihtiyaç duyan çocukları tahliye etmek ve tedavilerini İngiltere’de yapmak için çabalarımızı hızlandırıyoruz.”

İsrail’in başka ülkelerin Gazze’ye havadan yardım bırakmasına izin vereceği haberini değerlendiren Starmer, “Çok geç alınmış bir karar ancak bu yolla yardımları Gazze’ye sokabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” dedi.

Starmer, Ürdün makamlarıyla İngiliz yardımlarını Gazze’ye sokmak için çalıştıklarını dile getirdi.

Yakın müttefiklerle bölgede barışa giden bir yol için çalıştığının altını çizen Starmer, bu yolla ateşkesi kalıcı barışa dönüştürmenin somut adımlarının atılacağını ifade etti.

Starmer, Filistin devletini tanıma kararına değinerek, “Filistin devletinin tanınması bu adımlardan biri olmalı. Ancak bu, iki devletli bir çözümün ve Filistinliler ile İsrailliler için kalıcı bir güvenlikle sonuçlanacak daha geniş bir planın parçası olmalı.” dedi.

Tanımanın nihai hedef olduğunu vurgulayan Starmer, İngiltere’nin gerçek, anlamlı ve pratik çözümlerle uluslararası hareketleri arkasında topladığını belirtti.

Buna örnek olarak Ukrayna için Gönüllüler Koalisyonunun kurulmasını gösteren Starmer, “Orta Doğu’da da olması gereken, acıları şimdi ve uzun vadede sona erdirecek bir planın arkasında yeni bir uluslararası koalisyon kurmak.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Trump, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını “önemi yok” diye yorumladı

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararını, “(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron) Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” ifadesiyle değerlendirdi.

ABD Başkanı Trump, İskoçya ziyareti için Beyaz Saray’dan ayrılırken basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Trump, bir soru üzerine, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıma kararına ilişkin, “Macron farklı bir adam. Fena biri değil. Takım oyuncusu sayılır. Ama açıklamasının hiçbir önemi yok. Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” yorumunu yaptı.

Öte yandan ABD Başkanı Trump, resmi ziyaret için gittiği İskoçya’ya indikten sonra havalimanında basın mensuplarının konuyla ilgili sorusunu yanıtladı.

Trump, “Bu onun kararı, benim kararım değil. Ben ABD’nin tarafındayım, Fransa’nın değil.” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dün, ülkesinin Filistin Devleti’ni tanımasına karar verdiklerini ve eylülde resmi bir açıklama yapacağını bildirmişti.

İrlanda, Norveç ve İspanya da 28 Mayıs 2024’te Filistin’i resmen tanıdığını duyurmuştu.

-ABD’li senatörlerden Trump’a “Gazze’de ateşkes için Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısı

Öte yandan ABD Senatosunun önde gelen 6 Demokrat ismi, Başkan Donald Trump’a, “Gazze’de ateşkes için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısında bulundu.

ABD Senatosunun farklı komitelerinde başkan yardımcısı veya kıdemli üye olarak görev yapan 6 Demokrat senatör, Trump’a Gazze konusunda bir mektup gönderdi.

Mektupta, Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Mark Warner, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Kıdemli Üyesi Jack Reed, Senato Yargı Komitesi Kıdemli Üyesi Dick Durbin, Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Üyesi Jeanne Shaheen, Savunma Bütçesi Üst Düzey Üyesi Chris Coons ve Brian Schatz’ın imzası yer aldı.

Demokrat senatörler, mektupta, Trump yönetimine İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Gazze’deki savaşta derhal rota değişikliği yapması” için baskı yapması çağrısında bulundu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Gazze’deki insani koşullar korkunç ve vicdansız bir noktadadır. Bu hafta, Mercy Corps, Sınır Tanımayan Doktorlar, Save the Children ve Oxfam dahil olmak üzere 100’den fazla STK, Gazze’de yayılan kitlesel açlık konusunda uyarıda bulundu. Başbakan Netanyahu’nun insani yardımı neredeyse 3 aydır engellemesinin ardından, nüfusun dörtte üçü acil veya felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya.”

İsrail’in saldırılarının bölgedeki sivilleri tehlikeye attığına dikkati çekilen mektupta, “Trump yönetiminden, sahip olduğu nüfuzunu kullanarak Başbakan Netanyahu’ya şu hususlarda baskı yapmasını talep ediyoruz: İsrail ile Hamas arasında, rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılmasını öngören bir ateşkes anlaşması yapılması. Yeterli miktarda insani yardım ve etkili dağıtım için güvenilir mekanizmalar sağlayan insani yardımın artırılması.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Dünya

İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 44 Filistinli öldü, 250’den fazla kişi yaralandı

Published

on

By

İsrail ordusunun dün sabah saatlerinden bu yana Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda aralarında yardım bekleyen sivillerin de bulunduğu 44 Filistinli hayatını kaybetti, 250’den fazla kişi yaralandı.

Sağlık kaynakları ve görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail savaş uçakları ve topçu birlikleri gece saatlerinden itibaren Gazze’nin kuzeyinden güneyine kadar birçok noktayı hedef aldı.

Saldırılarda, sivillerin ve yerinden edilmiş kişilerin sığındığı çadırlar, barınma merkezleri ve yardım dağıtım noktaları hedef alındı.

İsrail’in son saldırılarında Gazze’nin çeşitli bölgelerinde 16’sı insani yardım bekleyenlerden olmak üzere en az 44 Filistinli hayatını kaybetti, 250’den fazlası yaralandı.

İsrail’in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı kuşatması altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.

Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi’nde açlık nedeniyle ölümler artıyor. Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail’in “açlığı ve susuzluğu silah olarak” kullandığını belirtiyor.

-Husiler: İsrail’de 4 noktayı füze ve İHA’larla hedef aldık

Öte yandan Yemen’deki İran destekli Husiler, İsrail’in güneyinde balistik füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) 4 kritik noktayı hedef aldıklarını açıkladı.

Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, yaptığı açıklamada, İsrail’in güneyinde “hassas bir hedefe” balistik füze ile saldırı düzenlediklerini ve Ben Gurion Havalimanı dahil olmak üzere 3 başka kritik noktayı İHA’larla hedef aldıklarını belirtti.

Bu saldırının, “İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde Filistinlilere karşı işlediği soykırım suçlarına bir yanıt” olduğuna dikkati çeken Seri, “Gazze’ye yönelik saldırılar durdurulup abluka kaldırılana kadar İsrail’e saldırıların devam edeceğini” vurguladı.

İsrail ordusu cuma akşamı yaptığı açıklamada, Yemen’den atılan bir balistik füzenin hava savunma sistemleri tarafından engellendiğini bildirmişti.

Açıklamada, saldırı nedeniyle ülkenin güneyindeki Necef bölgesinde ve Ölü Deniz yakınlarındaki yasa dışı yerleşim yerlerinde sirenlerin çaldığı aktarılmıştı.

Yemen’deki İran destekli Husiler, ateşkes anlaşmasını bozarak Gazze Şeridi’ne şiddetli saldırılarını tekrar başlatan İsrail’i zaman zaman balistik füzelerle hedef alıyor.

-İsrail’in açlığa mahkum ettiği Gazze’de bir bebek daha açlıktan hayatını kaybetti

İsrail’in uyguladığı abluka ve yardım engelleri nedeniyle kıtlığın pençesine düşen Gazze Şeridi’nde bir bebek daha açlıktan öldü.

Sağlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, henüz birkaç aylık olan Filistinli bebek Zeynep Ebu Halib, cuma akşamı Han Yunus’taki Nasır Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.

Zeynep, uzun süredir yetersiz beslenme nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşadı, İsrail’in devam eden ablukası nedeniyle kendisine gerekli tıbbi ve besleyici destek sağlanamadı.

Vücudu iyice zayıflayan Zeynep bebek, son günlerinde açlığa karşı verdiği savaşı kaybetti.

Zeynep’in ölümünden kısa süre önce çekilen bir fotoğrafı, Gazze’deki insani felaketi gözler önüne serdi. Kaburgaları sayılan, derisi kemiklerine yapışmış haldeki Zeynep’in bu görüntüsü Gazze’de çocukların nasıl hızla ölümün eşiğine sürüklendiğini özetler nitelikte.

İsrail’in insani yardımları engellemesiyle derinleşen kıtlık nedeniyle, özellikle bebekler ve çocuklar arasında can kayıpları her geçen gün artıyor.

Filistin Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Munir El-Berş, dün yaptığı açıklamada, sadece son 24 saatte 2’si çocuk olmak üzere 9 kişinin açlıktan yaşamını yitirdiğini belirtmişti.

Böylece 7 Ekim 2023’ten bu yana açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 83’ü çocuk en az 122’ye yükseldi.

Bakanlık ayrıca, şu ana kadar 26 bin 677 yetersiz beslenme vakasının resmi kayıtlara geçtiğini, 5 yaş altındaki 260 binden fazla çocuğun acilen gıdaya ihtiyaç duyduğunu duyurmuştu.

Birleşmiş Milletler ve çeşitli yerel kuruluşlar, insani yardımın İsrail tarafından engellenmesinin Gazze’de çocuklar arasında toplu ölümlere yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Bölgedeki sağlık sisteminin çökme noktasına geldiği, ilaç ve tıbbi ekipman eksikliği nedeniyle hastanelerin işlevsiz hale geldiği bildiriliyor.

Gazze’deki Hükümet Basın Ofisi de son günlerde yaptığı açıklamada, “Gazze ölümün eşiğinde” uyarısında bulunarak uluslararası topluma acil müdahale çağrısında bulunmuştu.

-UNRWA: Gazze’deki toplu kıtlık “planlı ve sistematik”

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), İsrail’in abluka ve saldırıları altındaki Gazze Şeridi’nde yaşanan toplu kıtlığın “planlı ve sistematik” olduğunu belirtti.

UNRWA’dan yapılan açıklamada, “Gazze Şeridi’nde toplu kıtlık, planlı ve sistematik bir şekilde dayatılıyor. Açlıktan bedenleri eriyen çocuklar, bugün bir kez daha hayatlarını kaybetti.” ifadelerine yer verildi.

ABD-İsrail güdümlü sözde “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nın dağıtım sisteminin, insani krizi çözmek yerine askeri ve siyasi hedeflere hizmet ettiği vurgulanan açıklamada, söz konusu sistemin “insani krizi çözmeye yönelik değil, daha fazla can kaybına yol açan acımasız bir uygulama” olduğu belirtildi.

Açıklamada, İsrail’in, bu sistem aracılığıyla Gazze dışından ya da içinden gelen tüm insani yardımların girişine tam kontrol uyguladığı vurgulandı.

Gazze’de, 27 Mayıs’tan bu yana “Gazze İnsani Yardım Vakfı” kontrolündeki yardım dağıtım noktalarında sistematik saldırılar sonucunda 1083 Filistinli ölmüş, 7 bin 275 kişi de yaralanmıştı.

İsrail’in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı kuşatması altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.

Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi’nde açlık nedeniyle ölümler artıyor. Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail’in “açlığı ve susuzluğu silah olarak” kullandığını belirtiyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam