Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

KTMMOB’nin 5 odası imar planını değerlendirdi

Published

on

 

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nden (KTMMOB)  5 oda,  “imar planı” konusunda talihsiz ve ciddi sonuçları olacak bir karara imza atıldığını savunarak, “Mali kazançlar uğruna bu ülkenin geleceği ipotek altına alınmamalıdır” dedi.

KTMMOB’ye bağlı Çevre Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Yerbilim Mühendisleri Odası ve  Ziraat Mühendisleri Odası ortak   yazılı açıklama ile  Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı’nı değerlendirdi.
“Çarpık” olarak nitelendirilen planı, hazırlayan ve imzalayanların ileride ortaya çıkacak sorunlardan doğrudan sorumlu olacakları ifade edilen açıklamada, “hata” olarak değerlendirilen  karardan bir an önce  “bilimin ışığında” geri dönülmesi çağrısı yapıldı.
Açıklamada, “Tüm uyarı ve hatırlatmalara rağmen siyasi otoritelerin sermaye kesimine karşı verdiği sözler nedeni ile kapalı kapılar ardında rant taleplerine direnilememiştir” ifadesi kullanıldı.
Ülkelerde imar planlarının sadece inşaat planları değil, insanların yaşayışını da şekillendirdiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“İnsanların da o şehirlerde, bölgelerde yaşayabilmeleri için ilk ihtiyaç duyacakları şey ise şudur: Rant çevreleri açısından önemli olmasa da bu kadar çok yapılaşmaya imkan verilen bir ülkede, uzun vadeli yapılan ve ciddi uğraş ve maliyetlerle gerçekleştirilmiş Türkiye-KKTC Su Temin Projesi’nden temin edilecek su çok kısa bir sürede bu bölgelere yapılacak olan yapılarda yaşamaya gelecek olan insanlarla ki bu plana göre 500 bin kişi düzeyinde bir bölge nüfusu söz konusu olabilecektir, doğal olarak paylaşılmak durumunda kalınacak ve uzun hatta orta vadede bu ülkede eskiden olduğu gibi ciddi bir su sorunu ortaya çıkacaktır.

Birkaç yıl öncesine kadar ülkemizde kaliteli ve sürekli su temini yapılamıyordu. Şu anda sahip olduğumuz rahat su temini ciddi bir imkandır ve kıymeti çok iyi bilinmelidir. Tatlı su kaynakları dünyada ve bölgemizde her geçen yıl azalmaktadır. İmar planını yalnızca ekonomik olarak değerlendirmek, sosyal ve çevresel boyutlarını ‘yokmuş gibi’ davranmak yalnızca kendimizi kandırmak olacaktır.

Diğer bir önemli konu, 2019 Aralık ayında imara kapatılan tarım ve orman arazileri yeniden imara açılmıştır. İmara açılan 2100 dekar tarım arazisinin % 90’ı birinci sınıf ve %10’ luk kısmı ise ikinci sınıftır. Bu konuda sadece Mağusa İskele ve Yeniboğaziçi değil ülke geneli için tarım arazilerin korunması şarttır. Bunu sağlamak için ise Toprak Koruma Yasası’nın Meclis gündemine gelmesi gereklidir. Sadece 2000-2010 yılları arasında toplam 75 bin dönüm arazinin 42 bin dönümü birinci ve ikinci sınıf tarım arazisi inşaat sektörüne kaymıştır. 2010 yılından sonra ne kadar tarım arazisisnin inşaata kaydığı bilinmemekle beraber tarım arazileri her geçen gün azalmaktadır. Toprağın esas sahibi olan köylü üretimden koparılıp, arazileri yok pahasına sermaye kesimi tarafından satın alınarak tarım ithalat lobisine peşkeş çekilmiştir. Toprak koruma yasası bir an önce hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.
Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı içeriğine bakıldığı zaman, Elektrik Mühendisliği disiplini açısından çekincelerimiz olduğunu ve çalışmalar yapılmazsa çok ciddi teknik sorunların oluşacağını de ayrıca belirtmek isteriz. Hali hazırdaki santrallarımızın toplam kurulu gücünün bile yetersiz kaldığı bugünkü koşullar göz önünde bulundurulursa, emirnamenin hayata geçirilmesi ve yatırımların başlamasıyla birlikte enerji açığımız çok daha fazla artarak daha büyük sorunlar yaşamamıza sebep olacaktır. Yeni yapılacak binalar için mevcut altyapılar yetersiz kalacak ve tümden yenilenmesi gerekecektir. Bundan sonraki gelişme bölgelerinde tüm elektrik hatları, telefon ve fiber hatları yer altına taşınmalı ve görsel kirliliğin önüne geçilmelidir. Ayrıca her evin veya apartmanın çatısına kurulabilecek güneş panelleri için de farklı çözüm arayışına gidilerek farklı merkezlerde toplanması gündeme getirilmeli ve buna göre planlama yapılmalıdır.
18/2012 Çevre Yasası’na göre, nüfus eşdeğeri 2000’in üzerinde olan yerleşimler, standartlara uygun atık su toplama, arıtma ve deşarj sistemleri kurmakla yükümlüdür. Ancak bölgelere bakıldığında, Mağusa’da atıksu arıtma tesisi bulunmakta, ancak kapasite sıkıntıları yaşandığı bilinmektedir. İskele ve Yeniboğaziçi’nde ise merkezi atıksu arıtma tesisi bulunmamaktadır. Yine aynı yasaya göre belediyeler evsel katı atık bertaraf tesislerini kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmekle yükümlüdür. Ancak, bölgelere bakıldığında Mağusa’da yıllar önce yapılmış ancak kullanılmayan transfer istasyonu bulunmaktadır ve üç belediyenin de atıkları vahşi depolama alanlarına dökülmektedir. Bu da su, toprak ve hava kirliliğine neden olmakta çevre ve halk sağlığını tehdit etmektedir. Yine Çevre Yasası’na göre belediyelerin stratejik gürültü haritaları hazırlaması ve çevresel gürültü eylem planları hazırlaması gerekmektedir. Ancak, böyle bir çalışma dahi yapılmamıştır. Yanıtlanması gereken önemli bir soru da bölgede kişi başına düşen yeşil alan miktarı ne olacaktır? Ayrıca, şeffaf yürütülmeyen bu süreçte su taşkın analizilerinin dikkate alınmadığına dair endişelerimiz mevcuttur.”

Açıklamada, KTMMOB’yi oluşturan Odaların tüm ilgili taraflarla çalışmaya devam ettiği, bu konuda her türlü ilgi, özen ve fedakarlığı göstermekle beraber bu konuda ülkenin teknik ve siyasi kadrolarının da aynı ciddiyet ve hassasiyetle yaklaşmasını, uzun vadeli planlar çerçevesinde beklediği ve talep ettiği belirtildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam