Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

KTÖS Şht Yalçın İlkokulu önünde basın açıklaması ve eylem yaptı

Published

on

KTÖS, Maliye Bakanlığı’nın ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden Şht Yalçın İlkokulu’nda inşaatın durduğu gerekçesiyle okul önünde basın açıklaması ve eylem yaptı.

“Külliye var okul yok” ve “Nitelikli kamusal eğitim” pankartlarının açıldığı eylemde, KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, Okul Aile Birliği Başkanı Halise Demirel, Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı ve El-Sen Genel Sekreteri Hüseyin Peksever birer konuşma yaptı.

Konuşmalar yapıldığı sırada okul öğretmenleri, aileler ve öğrenciler sendika temsilcilerinin arkasına dizilerek eyleme destek verdi.

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş konuşmasında, Şehit Yalçın İlkokulu’ndaki yarım kalmış inşaat manzarasının “utanç” verici olduğunu söyleyerek, dertlerinin öğrencilerin bir an önce nitelikli kamusal eğitime kavuşması olduğunu belirtti. 

1 Nisan 2023 tarihinde Türkiye ile imzalanan Ekonomik ve Mali İş birliği Protokolünü’ nün tarihi bir olay olarak anlatıldığını ve ülkeye 26 okul, 3 hastane, Derinya’ya 192 konut, bir sağlık merkezi, bir ulusal afet ve deprem merkezi yapılacağının ifade edildiğini söyleyen Maviş, “Yeni okullar, hastaneler, konutlar nerede? Bizim bütçemiz bize yetiyorsa, protokollerdeki imzalar ile toplumu borç altına sokmak niye?” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de meydana gelen depremin üzerinden 646 gün geçtiğine dikkat çeken  Maviş, ülkedeki okulların depreme dayanıklılık raporlarının ardından sadece yüzde 17’sinin güçlendirmesinin tamamlandığını söyleyerek, “Sn. Çavuşoğlu, bu durum sizi rahatsız etmiyor mu?” şeklinde konuştu.       

Vatandaşın vergileri ve Merkez Bankası’nın katkısı ile oluşturulan “Deprem Fonu’ndaki” 1 milyar Türk lirasının, son bir yılda dolar karşısında yüzde 20, enflasyon karşısında yüzde 65 değer kaybettiğini dile getiren Maviş, okulların yapımı için kullanılan malzeme fiyatlarının iki katına çıktığını söyledi.

“Yeni ihalelere neden kimse katılmıyor? Kontroller ve mühendisler neden zamanında ödenmiyor? İnşaatlar neden durdu? Bize bir açıklama yapacak mısın Sayın Berova?” sorulaırnı soran Maviş, “Bizim derdimiz geçim derdidir. Bizim derdimiz konteynerden kurtulma derdidir. Bizim derdimiz nitelikli kamusal hizmetlere ve sağlık hakkına kavuşma derdidir. Bizim derdimiz çocukların koşarak geleceği okulları yaratma, eğitimde ilerleme derdidir. Bizim derdimiz trafikte çile çekmeyeceğimiz, sokaklarda güvenli dolaşabileceğimiz, soğuk kış gecelerinde elektriksiz kalmayacağımız bir ülke yaratma derdidir.” dedi.

 

Şehit Yalçın İlkokulu’ndaki yarım kalmış inşaat manzarasının “utanç” verici olduğunu söyleyen Maviş, “Maraş’ın harap hali gibi Lefkoşa’nın göbeğinde bir yapı oluştu. İnşaat durdu. Çocuklarımız ve öğretmenlerimiz belirsiz bir tarihe kadar konteynerlere hapsedildi.” ifadelerini kullandı.

 

Hükümet edenlere seslenen Maviş, “Bu okulda hepimiz eşitiz, girecek binamız yok, hayalet bir okul manzarasına her zaman birlikte günaydın diyoruz. Bu okulun çocukları Mecliste sizi izlerken nasıl çalışkanım, doğruyum diyecek. Bu okulun halini gördüğünde memleketini nasıl sevecek.” dedi.

Okul Aile Birliği Başkanı Halise Demirel de konuşmasında, geçen yıl şubat ayından itibaren 3 konteyner sınıfla başlayan sürecin, bu yıl 8 konteyner sınıfa çıkarak okulun konteyner okula dönüştürüldüğünü kaydetti.

Bir bölümü tamamen yıkılan bir bölümüne ağır güçlendirme başlatılan binaların yerine neden yenisinin yapılmadığını soran Demirel, “Çocuklarımız tamamen konteyner sınıflara hapsedilmiş, oyun alanları kısıtlanmış, gölge alanları kalmamış bir şekilde eğitimlerine devam etmeye çalışıyorlar, okul yönetimi ve öğretmenlerimiz tüm bu zorluklara rağmen ellerinden gelen gayreti göstermektedir.” dedi.

Burada eğitim alan öğrencilerin, diğer devlet okullarında okuyan öğrencilerle eşit, sağlıklı koşullar, güvenli ve sağlam binalarda okumayı hak ettiklerine değinen Demirel, “Biz veliler olarak güçlendirilecek binamızın bir an önce inşaatının tamamlanmasını, diğer binamızın projelendirilip inşaatına başlatılmasını istiyoruz.” şeklinde konuştu. 

Türk-Sen  Başkanı Arslan Bıçaklı da, okul inşaatlarının yapımının tamamlanmamasını ve öğrencilerin konteyner sınıflarda okutulmasını eleştirdi.

 Bir an evvel bu okulların tamirat ve tadilatının bitirilmesi çağrısında bulunan Bıçaklı, kendilerini istemedikleri bir şey yapmaya mecbur bırakılmamalarını istedi.

 Okulda basın açıklaması yapmak için bulundukları sırada polis görevlilerinin sayısının fazla olmasının da doğru olmadığını dile getiren Bıçaklı, “Burada eylem hakkımızı kullanıyoruz. Artık yetti.” dedi.

El-Sen Genel Sekreteri Hüseyin Peksever de konuşmasında, Türkiye’de 6 Şubat tarihinde yaşanan depremden ders alınması gerektiğini dile getirerek, “Biz bugün buraya geçmişte yaşanan acıların tekrar yaşanmaması için geldik.” dedi.

Binaların yapılması için ülkenin imkân ve olanaklarının mevcut olduğunu dile getiren Peksever, “Mevcut olmayan iradedir.” şeklinde konuştu.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cevdet Yılmaz: Kıbrıs Adası’ndaki tek meşru devlet KKTC’dir

Published

on

By

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz “Kıbrıs Türkleri, devletini kurarak bağımsızlık yolunda önemli adım atmıştır. Bugün Kıbrıs Adası’ndaki tek meşru devlet KKTC‘dir” dedi.

Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanının 41’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında gerçekletirilen törende konuştu. Yılmaz, “Kıbrıs Türkü’nün denenmiş, başarısızlığı kanıtlanmış, tükenmiş federasyon modelini hedefleyen eski sürüm BM parametreleriyle kaybedecek vakti yok. Kıbrıs Türkleri, devletini kurarak bağımsızlık yolunda önemli adım atmıştır. Bugün Kıbrıs Adası’ndaki tek meşru devlet KKTC‘dir” ifadesini kullandı.

Cevdet Yılmaz, Kıbrıs’ta federal bir çözüm modelinin söz konusu olmadığını söyledi. İki devletli çözüm vurgusu yaptı. “Uluslararası toplum bunu artık kabul etmelidir” dedi.

Yılmaz şöyle devam etti:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 41’inci yıldönümü vesilesiyle Lefkoşa’da bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Ada’da ve dünyanın dört bir yanında yaşayan Kıbrıs Türklerinin 15 Kasım Cumhuriyet Bayramını yürekten kutluyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve kalpleri her daim Kıbrıs Türküyle atan milletimizin selamlarını ve kutlama dileklerini iletiyorum. 41 yaşına basan, Doğu Akdeniz’in parlayan yıldızı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne 41 kere maşallah diyorum!

“15 Kasım 1983 tarihi, Kıbrıs Türkü için bir dönüm noktasıdır”
Uğradığı zulümlere, karşı karşıya kaldığı tüm zorluklara rağmen asla yılmayan, sahip olduğu mücadele ruhundan ödün vermeyen Kıbrıs Türkü’nün egemenliğini dünyaya ilan ettiği gündür bugün… Vatanından asla vazgeçmeyeceğini, bağımsızlığından asla taviz vermeyeceğini ve asla esaret altında yaşamayacağını haykırdığı gündür.

Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz, asırlar boyunca karşılaştığı tüm zorluklara rağmen varlığını sürdürmüş, kültürünü ve kimliğini koruyarak adadaki asli unsur olmaya devam etmiştir.
Birkaç ay önce, Kıbrıs Türklerinin yaşadığı zulme son veren ve Ada’ya barış ve huzur getiren Kıbrıs Barış Harekâtı’nın da 50’inci yıl dönümünü idrak etmiştik. Bu vesileyle, Mutlu Barış Harekatı’na siyasi liderlik yapan merhum Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ı rahmetle ve minnetle yad ediyorum.

Barış Harekâtı’nın sağladığı güvenlik ve özgürlük ortamı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanına imkân tanımıştır. Rum kesimi dahil tüm adada barış, huzur ve istikrar sağlanmıştır.
Enosis hayali uğruna her türlü mezalimi gerçekleştirenlerin önleri mukavemet ruhuyla kesilmiştir.
Kıbrıs Türkleri kendi devletini kurarak bağımsızlık yolunda önemli bir adım atmış; milli iradesini kararlılıkla ortaya koymuştur.

Bugün Kıbrıs Adası’ndaki tek meşru devlet; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir!
Göklerde ay yıldızlı bayraklarımızı yan yana görmek hepimiz için iftihar vesilesidir.
Bayraklarımız, huzur ve refahın teminatıdır.

Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi uğruna canlarını ortaya koyan kahraman Mehmetçik ve Mücahitlerimizi bir kere daha bu vesileyle rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
Bugün burada gür bir sesle bir kez daha ifade etmek isterim ki, Kıbrıs meselesi hepimizin davasıdır. Milli davamızdır.

“Rumların samimi olmadığı açıktır”
Rumların ortaklık devletini gasp etmesinin üstünden 61 yıl geçti. İki taraf arasında 1968 yılından bu yana aralıklarla yapılan tüm müzakere süreçlerinde, Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm için ortaya samimi-yapıcı bir irade koyan, iyi niyetle yaklaşan taraf daima Kıbrıs Türk tarafı olmuştur. Peki ya Rumlar?

Yapılan tüm müzakerelerde uzlaşmaz bir tavır sergiledikleri tarihin kanıtlarına geçmiş bir gerçektir.
Buna rağmen halen federasyon istediklerini, çözüm istediklerini dillendiriyorlar.

1963 yılında ortaklık devletini silah zoruyla yıkan, 2004 yılında Annan Planı’nı reddeden, 2017 yılında Crans-Montana’da masadan kaçan onlar değil miydi?

Kıbrıs Türk’ü ana vatan ve garantör Türkiye’nin gerçekleri çok iyi kavradığını her halükarda bilmelidir. Çok şükür ki hakikati gören gözlere kurulan tuzakları fark eden devlet aklına ve geleceğimize ışık tutan tarih şuuruna sahibiz. Rum Kesimi, Ada’nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türkleri ile siyasi gücü ve refahı, siyasi eşitlik temelinde asla paylaşmak istemediler, istemiyorlar.
Kıbrıs Türklerini “azınlık” olarak görüp, sözde devletlerine yama yapmaya çalışıyorlar.

Kıbrıs Türkü’nün denenmiş ve başarısızlığı kanıtlanmış, tükenmiş federasyon modelini hedefleyen eski sürüm BM parametreleri ile kaybedecek vakti yoktur. Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonunu tüm kuvvetimizle destekliyoruz. Federal bir çözüm modeli artık söz konusu değildir.

Ada’nın gerçeklerini ve iki tarafın da iradesini yansıtmayan hiçbir önerinin bizi çözüme götürmeyeceği apaçık ortadadır. Gerçeği duymak istemeyenler olsa da, Ada’da iki ayrı halk ve 41 yıllık KKTC devlet gerçeği vardır. 41 yıl önce bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmuş olması, bu gerçeği gözler önüne sermektedir. Uluslararası toplum da bunu artık kabul etmelidir.
Rumlar, Annan Planı’nı reddetmelerine rağmen, Topluluğun ilkelerini çiğneme pahasına Avrupa Birliği’ne üye olarak kabul edildiler ve bu durum onların rahat bir konfor alanında yaşamalarını sağladı. Buna karşılık, Kıbrıs Türkleri haksız ve insanlık dışı izolasyonlara maruz bırakıldılar.
Bu şartlar altında Kıbrıs Türklerinin, kendi hakları olan egemen eşitliklerinin ve uluslararası alanda eşit statüye sahip olduklarının tanınmasını istemeleri son derece doğaldır!

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın BM 79. Genel Kurulu’na hitaplarında bir kez daha ifade ettikleri üzere, “uluslararası toplum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımalı, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmalıdır”. Ada’daki gerçekler temelinde, herkesin istikrarına ve refahına hizmet edecek bir çözüm ancak böyle mümkün olabilecektir.

Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın Azerbaycan’da gerçekleşen Şuşa Zirvesinin ardından Bişkek’te Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’ne onur konuğu olarak davet edilmesi, bu desteğin somut bir yansımasıdır ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına verilen güçlü bir mesajdır. Kıbrıs Türkü’nün her türlü zorluğa rağmen, büyük fedakârlıklarla kurduğu ve çatısı altında güvenle yaşadığı devletinden vazgeçmesini hiç kimse beklemesin.

“Kıbrıs Türkü elde ettiği kazanımlardan asla geriye gitmeyecektir”
Ana vatan ve garantör Türkiye, Kıbrıs Türkü’nün ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her zaman yanındadır, yanında olacaktır.

Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarının korunması için var gücüyle çalışmaya devam edecektir.
Ayrıca, Doğu Akdeniz’in tüm bölge halkları için barış denizi olması yönünde çalışıyoruz. İnanıyoruz ki bölgesel barış tüm halkların huzurunu ve refahını artıracaktır.
Bölgeye yönelik dış güçlerin emperyalist tasarımları ve müdahale çabaları hiç kimseye fayda getirmeyecektir.

Bu çerçevede, Filistin davasına olan desteğimiz de kesintisiz devam ediyor.
Adaletin ve uluslararası hukukun gereği olarak, Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine omuz vermeyi, Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan katliamlara karşı duruşumuzu sürdürüyoruz.

Doğu Akdeniz’de barış ve istikrar arayışımız, Filistin’de de hak ve adaletin tesis edilmesiyle güçlenecektir. Uluslararası hukukun, kanun ve kuralların içinin boşatılması hiç kimseye huzur getirmeyecektir.

Mazlumun yanında durmak, insanlık onurunun bir gereğidir. Birliğimizi ve gücümüzü artırarak, iç cephemizi tahkim ederek özgüven içinde geleceğimizi inşa edeceğiz.

Kıbrıs’ta gösterdiğimiz dayanışmanın bir benzerini, mazlum Filistin halkıyla olan kardeşlik bağımızda da kararlılıkla sürdüreceğiz. Ateşkesi, insanı yardımlar, iki devletli siyasi çözümü tüm imkânlarımız ile savunmaya devam edeceğiz.

Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin kendi vatanlarında hak ettiği refah içinde yaşaması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturulması öncelikli hedefimiz olmaya devam ediyor.

“Türkiye Yüzyılı aynı zamanda Kıbrıs Türklerinin yüzyılı olacaktır”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz bir şekilde ifade ettiği üzere, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkları sürece eksik kalmaya mahkûmdurlar.

Kıbrıs Türkü’nü haksız izolasyonlar ile yıldırmaya çalışsalar da, bizler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin inşası ve ihyası için el birliğiyle çalışıyoruz.

2024 yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması, ekonomik kalkınma ve sosyal refah yönünde bu çabalarımızın en somut göstergesidir.

Tarımsal sulamadan enerji arzı güvenliğine, ulaşımdan eğitime, sosyal konutlardan e-devlet çalışmalarına kadar Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin yaşam standartlarını yükseltecek birçok projeyi hayata geçirdik. Bunları geliştirmeye ve üstüne yenilerini eklemeyi sürdürüyoruz.

Dün, Türkiye tarafından inşa edilen ve donatılan 24 Aralık 1963 Girne Asker Hastanesi’nin resmi açılışını gerçekleştirerek, askerlerimizin, vatandaşlarımızın ve KKTC vatandaşlarının kullanımına sunduk.

Cumhuriyete ulaşma yolunda çekilen acıların önemli bir sembolü olan 24 Aralık 1963 tarihini bu hastane ile ölümsüzleştirmiş olduk.

Kıbrıs Türkü birlik ve beraberliğini sürdürdüğü müddetçe, ana vatanın da desteğiyle, her geçen yıl daha da ileri gidecektir.

Tüm çabamız Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin yaşam standartlarını yükseltmek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin istikbalini ve refahını ilelebet güvence altına almak içindir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yüzyılında olduğu gibi, Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da Türkiye Cumhuriyeti yanınızdadır, her zaman yanınızda olacaktır.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Erdoğan’dan, Tatar’a tebrik mektubu

Published

on

By

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘a Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41’inci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla tebrik mektubu gönderdi.

Erdoğan, Tatar‘a gönderdiği mektupta, “Bu onurlu günde büyük Türk Milleti’nin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkü’nün gurur ve coşkusunu kıvançla paylaşıyor, milletim ve şahsım adına 15 Kasım Cumhuriyet Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum” ifadeleri yer aldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

KKTC’nin 41. Kuruluş yıl dönümü Ankara’da kutlanıyor…Korukoğlu Anıtkabir’i ziyaret etti.

Published

on

By

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41. Kuruluş yıl dönümü Ankara’da kutlanıyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, bu sabah Anıtkabir’i ziyaret etti.

Kara Harp Okulu’nda okuyan Kıbrıslı Türk öğrenciler ve Büyükelçilik
personeli ile birlikte Aslanlı Yoldan yürüyen Büyükelçi Korukoğlu,
Atatürk’ün Mozolesi’ne çelenk koydu.

Saygı duruşunun ardından Misak-ı Milli Kulesi’ne geçerek Anıt Özel Defteri’ni imzaladı.

Büyükelçi Korukoğlu Anıt Özel Defterine şunları yazdı. ” Medeniyet
yolundaki en büyük armağanınız olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran
kahraman Türk Halkını büyük mücadelesinden aldığı ilham ve Anavatan’ın desteğiyle Kıbrıs Türk Halkı ilke ve inkilaplarınız ışığında 15 Kasım 1983’te Cumhuriyeti’ni ilan etmiş ve şanlı mücadelesini taçlandırmıştır.Akıl ve bilimi her zaman rehber olarak kabul eden vizyonunuz ile Cumhuriyet değerleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin demokrasisinin temelini oluşturmaktadır. Ve değerler geleceğimizin teminatıdır. Bu vesileyle büyük Türk Milleti için verdiğiniz mücadeleyi ve Türk Halkı için açtığınız yolu bir kez daha selamlıyorum.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulması ve yaşatılması yolunda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bir kez daha şükranlarımı sunar, tüm şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi saygı ve minnetle anarım. Ruhun şad olsun. “

Devamını Oku

Trending

Reklam