Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

KTTO’nun “Yelkenleri Ayarlama Programı” adını verdiği orta vadeli program önerisi taslağı tanıtıldı

Published

on

Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın (KTTO) “Yelkenleri Ayarlama Programı” adını verdiği Orta Vadeli Program Önerisi Taslağı’nın sunumu ve paneller dizisi Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da katıldığı toplantıyla yapıldı.

Girne Colony Otel’deki toplantıya Cumhurbaşkanı Tatar’ın yanı sıra, Başbakan Faiz Sucuoğlu, Ana Muhalefet Partisi CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, HP Genel Başkanı Kudret Özersay, YDP Genel Sekreteri Enver Öztürk, bazı bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, iş dünyası temsilcileri ve diğer konuklar katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını KTTO Başkanı Turgay Deniz yaptı.

KTTO Başkanı Turgay Deniz, KKTC ekonomisindeki %16,2’lik küçülmeye işaret ederek, pandemi koşullarının ülke ekonomisini çok etkilediğini, zor dönemde doğru, etkin ve sürdürülebilir politikalar oluşturmanın gerekli olduğunu, bunun çöküşün önlenebilmesi için büyük önem arz ettiğini söyledi.
Deniz, 16 dönüşüm alanı içeren program önerisine göre, öncelikli konuların belirlenen hedef ve faaliyetlerle desteklenmesi gerektiğini, güçlü bir reform programı ile yola devam edilmesinin, aynı zamanda siyasi tartışmalarla fazla zaman kaybedilmemesinin hayati öneme sahip olduğunu da belirtti.

Turgay Deniz, bunların yapılması halinde Gayrisafi Milli Hasılanın 21 Milyon doları bulabileceğini, işsizliğin %7’lere düşürülebileceğini söyleyerek, ancak geleceğini planlayan ülkelerin krizlerden güçlü çıkabileceğini, bunun içinse bilimsellik ve hummalı bir çalışma gerektiğini kaydetti.

YDP Genel Sekreteri Enver Öztürk de konuşmasında, enerji ve para politikalarının önemine işaret ederek, dünyada petrolün tükenmekte olan bir enerji kaynağı olduğuna dikkati çekti ve sürekli artan enerji ihtiyacı karşısında yenilebilir enerjinin günden güne önem kazandığının altını çizdi.

Öztürk, bankacılık sektörünün güçlendirilmesi, Ortadoğu pazarıyla ilişkilerin artırılarak faizsiz bankacılık çalışmalarının başlatılması, ülkede borsa kurulması, vergilendirmede öngörülürlüğün artırılması gibi önlemlerin düşünülmesinin gerekli olduğunu belirtti.
Öztürk, KTTO’nun katkısına teşekkür ederek, taslağın yanı sıra bir takvimlendirme yapılmasının önemine işaret etti ve panellerde önemli görüş ve fikir alışverişlerinin ortaya çıkmasını diledi.

ÖZYİĞİT
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit konuşmasına, KTTO’nun öneri taslağı için belirlediği “Yelkenleri Ayarlama Programına” göndermede bulunarak başladı ve KKTC’yi açık denizden karaya vurmaya doğru sürüklenen bir gemiye benzeterek, “karaya vurduğunuz zaman yelkenleri nasıl isterseniz ayarlayın…şu an zaten gemi yüzmüyor” şeklinde konuştu.
Özyiğit, KKTC’nin iç borç ve dış borç rakamlarına da işaret ettiği konuşmasında, 2022 bütçesinin dahi 4 milyar 200 milyon Dolar açıkla başladığına dikkat çekerek, bu kaynakların nasıl yaratılacağı, el birliğiyle toplumun nasıl ayağa kaldırılacağının konuşulması gerektiğini belirtti.
Özyiğit, Almanya’nın aylarca hükümetsiz kalmasına rağmen devletin işleyişi ve fonksiyonlarında hiçbir zafiyet yaşanmadığına da işaret ederek, doğru adımların atılarak KKTC’de de devletle hükümetin birbirinden ayrılmasının şart olduğunu dile getirdi.

ÖZERSAY
HP Genel Başkanı Kudret Özersay da, bugün KTTO’nun taslağıyla gündeme gelecek ve konuşulacak konuların Devlet Planlama Örgütüne (DPÖ) ışık olacağını söyleyerek, pandemi öncesi ve sonrası yaşanan krizlerin dünya üzerindeki dengeleri şaşırtarak öngörülebilirliği daha da zor hale getirdiğini anlattı.
Konuşmasında üç önemli konuya dikkat çekmek istediğini söyleyen Özersay bunlardan birinin planlamalar yapılırken karşılaşılan ekonomik dalgalanmalarda hedefleri de sürekli revize etme gerekliliği olduğunu, ikincisinin TC-KKTC ilişkilerinde ve imzalanan protokollerin de ülkedeki paydaşlarla birlikte hazırlanarak öngörülebilir ve doğru bir zemine oturtulması gerekliliği, üçüncüsünün de bu planları uygulayabilmek ve Bakanlar Kurulundan geçirebilmek için siyasi irade ve daha uzun süreli hükümetlere ihtiyaç duyulduğu olduğunu kaydetti.
Özersay ayrıca konuşmasında AB tarafından Rum kesimine yenilenebilir enerjiye geçilmesi için ayırdığı 2,5 milyar Euro’luk kaynaktan Kıbrıslı Türklerin de hakkı olduğunun her platformda dile getirilmesi gerektiğini, KKTC’de devleti dönüştürüp kamu-özel ortaklığının geliştirilerek önceki hatalardan ders çıkarılması gerektiğini, ayrıca dövizdeki yükselişten dolayı genç işsizlik oranının yanı sıra evsizliğin de artacağı göz önünde bulundurularak, sosyal konut ve konut finansmanı (mortgage) projelerine önem verilmesi gerektiğini de bildirdi.

ATAOĞLU
Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, 2020 ile 2021 yılı arasındaki turist sayısındaki artışın hem esnaf hem de ekonomi açısından geçmiş dönemlere dönülmesini bir nebze sağladığını, ülkede 87 olan otel sayısının 110’a yükselmesini olumlu karşıladığını, turizm, yüksek öğrenim ve inşaat sektörü yanında teknoloji ve yazılım alanlarındaki gelişmelerin de ülkeye moral sağladığını aktardı.
Çevreyle ilgili müfredatın sadece 9. Sınıflarla sınırlı kalmaması, tüm sınıfların müfredatına konması ve üniversiteye kadar çevre eğitiminin olması gerektiğini kaydeden Ataoğlu, KTTO’ya hazırladığı detaylı program önerisi için teşekkür etti ve Bakanlığın da kendi fikirlerini KTTO ile paylaşacağını söyledi.
Döviz kurlarında artışın yaşandığı bu dönemde turizm ve inşaat sektörlerine hangi olanakların sağlanabileceği hususuna bakılacağını belirten Ataoğlu, herkesin bu dönemde elini taşın altına koymasının önemine de işaret etti.

ERHÜRMAN
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman da, KTTO’nun öneri taslağının somut verilerle konuşulmasını sağladığı için teşekkür ederek başladığı konuşmasında, KTTO’nun belirlediği “yelkenli” temasına atıfta bulunarak “Artık deniz bitti…Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiçbir rüzgârdan hayır gelmez” ifadelerini kullandı.
CTP’nin iktidarda olduğu 15 aylık dönemde 2 ayrı orta vadeli planın geçirildiğini, o günden sonra da hiçbir planın hayat bulmadığını anlatan Erhürman, 1992 yılında Başbakan Derviş Eroğlu’nun “3’üncü 5 yıllık kalkınma planı”nda enflasyon başlığı altında dikkat çektiği TL ilgili sorunu bugün tespit etmeye kimsenin ihtiyaç duymamasını eleştirdi.
UBP hükümetlerini “Gayrisafi Milli Hasıla, su politikası, güneş enerjisindeki plansızlık, bütçe açıkları, siyaseti yerlerde süründürme ve KIB-TEK’e yapılması gerekli yatırımların yapılmaması” üzerinden eleştiren Erhürman, şu an elektrikte yaşanan dalgalanmalardan KKTC’nin minimal düzeyde etkilenmesinin Rum tarafıyla enterkonnekte olmasından dolayı olduğunu, 2024 yılında Rum kesiminin Mısır ve AB ile enterkonnekteye girdiği zaman KKTC’yi devre dışı bırakabilme ihtimaline karşı bir stratejik plan yapılmasının da son derece gerekli olduğunu ekledi.

SUCUOĞLU
Başbakan Faiz Sucuoğlu, Erhürman’ın sözlerine atıfta bulunarak “Keşke daha istikrarlı ve 5 yıllık hükümetler kurulabilseydi ve burada tüm konuşulanlar da önceki hükümetler tarafından yapılabilseydi” ifadelerini kullandı.
Sucuoğlu, yüksek öğrenim ve turizm gibi iki lokomotif sektörün yanı sıra, inşaatın da içinde bulunduğu 70 sektörün baştaki iki sektörün etkilerini domino taşı etkisiyle hissettiğine dikkat çekerek, pandemi krizi döneminde turizmdeki 7 kat düşüşe ve yüksek eğitim sektöründeki 2 buçuk katlık düşüşe vurgu yaptı ve “Battık, gittik” söylemlerinin kimseye fayda sağlamayacağını, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini kaydetti.

Sucuoğlu, söz konusu mevcut sektörlerin yanına yeni projelerle başka yeni sektörler eklemenin artık kaçınılmaz olduğunu, yatırımcının önünü açmak ve yatırımcılar için ülkeyi daha cazip hale getirmek istediklerini ve önümüzdeki dönemde hükümeti çok yoğun bir çalışma temposunun beklediğini söyleyerek, liyakata dayalı kadrolar kurarak, ortada bakan olmasa bile “Bakanlık hafızasını” koruyacak tecrübeli personellerle yolu yürümek istediklerini belirtti.

TATAR
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ülkede dövizin durumuna bakılarak karamsar olunmaması gerektiğini söyledi ve “Bunlar da geçecek inanıyorum, neler geldi, neler geçti” şeklinde konuştu. Tatar, herkesin isteğinin KKTC devletinin kalkınması ve gelişmesi olduğunu, devletin anlamının yatırım ve gelişim olduğunu, bugün Maraş’ın açılması ile birlikte Mal Tazmin Komisyonu da devreye sokularak GSMH’nin %20 oranında büyütülebileceğine işaret etti.

Cumhurbaşkanı, krizlerin aşılmasında devlet gelirlerinin yükselmesinin önemine değinerek, ekonomideki kaçakların vergiyle kayıt altına alınması ve bu konuda Devletin elini güçlü tutabilmesi adına Maliyeye doğru atamaların yapılmasının da şart olduğunu ifade etti.
Bireyler arasındaki gelir farkının azaltılmasının vicdani bir gereklilik olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, TC katkılarının KKTC için önemli olduğunu fakat doğru projeler yapılmadığı takdirde bunda zaman zaman gecikmelerin yaşanabilmesinin normal karşılanması gerektiğini söyledi.
Tatar, ekonomik ve yapısal reformların ülkeye borç olduğunu, enerjide akaryakıt kullanılması ve bacalardan kirli duman çıkmasının kendisini de rahatsız ettiğini söyleyerek, artık TC’den kabloyla elektrik getirilmesinin gerekli olduğunu ve bunun maliyetinin nasıl karşılanacağının düşünülmesi ve planlanması gerektiğinin altını çizdi.
Tatar, KKTC’nin mukayeseli avantajlarının da bulunduğunu söyleyerek, denizi, güneşi, tarihi, kültürü ve doğal güzelliklerinin değerinin trilyon dolarlar ettiğini kaydetti; kısır tartışmaların bir kenara bırakılıp içinde bulunulan sürecin iyi yönetilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Tatar’ın konuşmasının ardından tüm protokolün katıldığı anı fotoğrafı çekimi yapıldı.

PANELLER
Konuşmaların ardından ilk panel “Kamuda Sürdürülebilirlik ve Kaliteli Hizmet Sunumu” başlığı altında yapıldı.
Daha sonra öğle yemeğinin ardından “Yeni Dönemde Yeni Ekonomik Yönelimler” paneli, ardından da “Finans Sektörünün Kalkınmayı Destekleyecek Bir Yapıya Getirilmesi” paneli gerçekleştirildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam