Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

KTTO’nun “Yelkenleri Ayarlama Programı” adını verdiği orta vadeli program önerisi taslağı tanıtıldı

Published

on

Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın (KTTO) “Yelkenleri Ayarlama Programı” adını verdiği Orta Vadeli Program Önerisi Taslağı’nın sunumu ve paneller dizisi Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da katıldığı toplantıyla yapıldı.

Girne Colony Otel’deki toplantıya Cumhurbaşkanı Tatar’ın yanı sıra, Başbakan Faiz Sucuoğlu, Ana Muhalefet Partisi CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, HP Genel Başkanı Kudret Özersay, YDP Genel Sekreteri Enver Öztürk, bazı bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, iş dünyası temsilcileri ve diğer konuklar katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını KTTO Başkanı Turgay Deniz yaptı.

KTTO Başkanı Turgay Deniz, KKTC ekonomisindeki %16,2’lik küçülmeye işaret ederek, pandemi koşullarının ülke ekonomisini çok etkilediğini, zor dönemde doğru, etkin ve sürdürülebilir politikalar oluşturmanın gerekli olduğunu, bunun çöküşün önlenebilmesi için büyük önem arz ettiğini söyledi.
Deniz, 16 dönüşüm alanı içeren program önerisine göre, öncelikli konuların belirlenen hedef ve faaliyetlerle desteklenmesi gerektiğini, güçlü bir reform programı ile yola devam edilmesinin, aynı zamanda siyasi tartışmalarla fazla zaman kaybedilmemesinin hayati öneme sahip olduğunu da belirtti.

Turgay Deniz, bunların yapılması halinde Gayrisafi Milli Hasılanın 21 Milyon doları bulabileceğini, işsizliğin %7’lere düşürülebileceğini söyleyerek, ancak geleceğini planlayan ülkelerin krizlerden güçlü çıkabileceğini, bunun içinse bilimsellik ve hummalı bir çalışma gerektiğini kaydetti.

YDP Genel Sekreteri Enver Öztürk de konuşmasında, enerji ve para politikalarının önemine işaret ederek, dünyada petrolün tükenmekte olan bir enerji kaynağı olduğuna dikkati çekti ve sürekli artan enerji ihtiyacı karşısında yenilebilir enerjinin günden güne önem kazandığının altını çizdi.

Öztürk, bankacılık sektörünün güçlendirilmesi, Ortadoğu pazarıyla ilişkilerin artırılarak faizsiz bankacılık çalışmalarının başlatılması, ülkede borsa kurulması, vergilendirmede öngörülürlüğün artırılması gibi önlemlerin düşünülmesinin gerekli olduğunu belirtti.
Öztürk, KTTO’nun katkısına teşekkür ederek, taslağın yanı sıra bir takvimlendirme yapılmasının önemine işaret etti ve panellerde önemli görüş ve fikir alışverişlerinin ortaya çıkmasını diledi.

ÖZYİĞİT
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit konuşmasına, KTTO’nun öneri taslağı için belirlediği “Yelkenleri Ayarlama Programına” göndermede bulunarak başladı ve KKTC’yi açık denizden karaya vurmaya doğru sürüklenen bir gemiye benzeterek, “karaya vurduğunuz zaman yelkenleri nasıl isterseniz ayarlayın…şu an zaten gemi yüzmüyor” şeklinde konuştu.
Özyiğit, KKTC’nin iç borç ve dış borç rakamlarına da işaret ettiği konuşmasında, 2022 bütçesinin dahi 4 milyar 200 milyon Dolar açıkla başladığına dikkat çekerek, bu kaynakların nasıl yaratılacağı, el birliğiyle toplumun nasıl ayağa kaldırılacağının konuşulması gerektiğini belirtti.
Özyiğit, Almanya’nın aylarca hükümetsiz kalmasına rağmen devletin işleyişi ve fonksiyonlarında hiçbir zafiyet yaşanmadığına da işaret ederek, doğru adımların atılarak KKTC’de de devletle hükümetin birbirinden ayrılmasının şart olduğunu dile getirdi.

ÖZERSAY
HP Genel Başkanı Kudret Özersay da, bugün KTTO’nun taslağıyla gündeme gelecek ve konuşulacak konuların Devlet Planlama Örgütüne (DPÖ) ışık olacağını söyleyerek, pandemi öncesi ve sonrası yaşanan krizlerin dünya üzerindeki dengeleri şaşırtarak öngörülebilirliği daha da zor hale getirdiğini anlattı.
Konuşmasında üç önemli konuya dikkat çekmek istediğini söyleyen Özersay bunlardan birinin planlamalar yapılırken karşılaşılan ekonomik dalgalanmalarda hedefleri de sürekli revize etme gerekliliği olduğunu, ikincisinin TC-KKTC ilişkilerinde ve imzalanan protokollerin de ülkedeki paydaşlarla birlikte hazırlanarak öngörülebilir ve doğru bir zemine oturtulması gerekliliği, üçüncüsünün de bu planları uygulayabilmek ve Bakanlar Kurulundan geçirebilmek için siyasi irade ve daha uzun süreli hükümetlere ihtiyaç duyulduğu olduğunu kaydetti.
Özersay ayrıca konuşmasında AB tarafından Rum kesimine yenilenebilir enerjiye geçilmesi için ayırdığı 2,5 milyar Euro’luk kaynaktan Kıbrıslı Türklerin de hakkı olduğunun her platformda dile getirilmesi gerektiğini, KKTC’de devleti dönüştürüp kamu-özel ortaklığının geliştirilerek önceki hatalardan ders çıkarılması gerektiğini, ayrıca dövizdeki yükselişten dolayı genç işsizlik oranının yanı sıra evsizliğin de artacağı göz önünde bulundurularak, sosyal konut ve konut finansmanı (mortgage) projelerine önem verilmesi gerektiğini de bildirdi.

ATAOĞLU
Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, 2020 ile 2021 yılı arasındaki turist sayısındaki artışın hem esnaf hem de ekonomi açısından geçmiş dönemlere dönülmesini bir nebze sağladığını, ülkede 87 olan otel sayısının 110’a yükselmesini olumlu karşıladığını, turizm, yüksek öğrenim ve inşaat sektörü yanında teknoloji ve yazılım alanlarındaki gelişmelerin de ülkeye moral sağladığını aktardı.
Çevreyle ilgili müfredatın sadece 9. Sınıflarla sınırlı kalmaması, tüm sınıfların müfredatına konması ve üniversiteye kadar çevre eğitiminin olması gerektiğini kaydeden Ataoğlu, KTTO’ya hazırladığı detaylı program önerisi için teşekkür etti ve Bakanlığın da kendi fikirlerini KTTO ile paylaşacağını söyledi.
Döviz kurlarında artışın yaşandığı bu dönemde turizm ve inşaat sektörlerine hangi olanakların sağlanabileceği hususuna bakılacağını belirten Ataoğlu, herkesin bu dönemde elini taşın altına koymasının önemine de işaret etti.

ERHÜRMAN
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman da, KTTO’nun öneri taslağının somut verilerle konuşulmasını sağladığı için teşekkür ederek başladığı konuşmasında, KTTO’nun belirlediği “yelkenli” temasına atıfta bulunarak “Artık deniz bitti…Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiçbir rüzgârdan hayır gelmez” ifadelerini kullandı.
CTP’nin iktidarda olduğu 15 aylık dönemde 2 ayrı orta vadeli planın geçirildiğini, o günden sonra da hiçbir planın hayat bulmadığını anlatan Erhürman, 1992 yılında Başbakan Derviş Eroğlu’nun “3’üncü 5 yıllık kalkınma planı”nda enflasyon başlığı altında dikkat çektiği TL ilgili sorunu bugün tespit etmeye kimsenin ihtiyaç duymamasını eleştirdi.
UBP hükümetlerini “Gayrisafi Milli Hasıla, su politikası, güneş enerjisindeki plansızlık, bütçe açıkları, siyaseti yerlerde süründürme ve KIB-TEK’e yapılması gerekli yatırımların yapılmaması” üzerinden eleştiren Erhürman, şu an elektrikte yaşanan dalgalanmalardan KKTC’nin minimal düzeyde etkilenmesinin Rum tarafıyla enterkonnekte olmasından dolayı olduğunu, 2024 yılında Rum kesiminin Mısır ve AB ile enterkonnekteye girdiği zaman KKTC’yi devre dışı bırakabilme ihtimaline karşı bir stratejik plan yapılmasının da son derece gerekli olduğunu ekledi.

SUCUOĞLU
Başbakan Faiz Sucuoğlu, Erhürman’ın sözlerine atıfta bulunarak “Keşke daha istikrarlı ve 5 yıllık hükümetler kurulabilseydi ve burada tüm konuşulanlar da önceki hükümetler tarafından yapılabilseydi” ifadelerini kullandı.
Sucuoğlu, yüksek öğrenim ve turizm gibi iki lokomotif sektörün yanı sıra, inşaatın da içinde bulunduğu 70 sektörün baştaki iki sektörün etkilerini domino taşı etkisiyle hissettiğine dikkat çekerek, pandemi krizi döneminde turizmdeki 7 kat düşüşe ve yüksek eğitim sektöründeki 2 buçuk katlık düşüşe vurgu yaptı ve “Battık, gittik” söylemlerinin kimseye fayda sağlamayacağını, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini kaydetti.

Sucuoğlu, söz konusu mevcut sektörlerin yanına yeni projelerle başka yeni sektörler eklemenin artık kaçınılmaz olduğunu, yatırımcının önünü açmak ve yatırımcılar için ülkeyi daha cazip hale getirmek istediklerini ve önümüzdeki dönemde hükümeti çok yoğun bir çalışma temposunun beklediğini söyleyerek, liyakata dayalı kadrolar kurarak, ortada bakan olmasa bile “Bakanlık hafızasını” koruyacak tecrübeli personellerle yolu yürümek istediklerini belirtti.

TATAR
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ülkede dövizin durumuna bakılarak karamsar olunmaması gerektiğini söyledi ve “Bunlar da geçecek inanıyorum, neler geldi, neler geçti” şeklinde konuştu. Tatar, herkesin isteğinin KKTC devletinin kalkınması ve gelişmesi olduğunu, devletin anlamının yatırım ve gelişim olduğunu, bugün Maraş’ın açılması ile birlikte Mal Tazmin Komisyonu da devreye sokularak GSMH’nin %20 oranında büyütülebileceğine işaret etti.

Cumhurbaşkanı, krizlerin aşılmasında devlet gelirlerinin yükselmesinin önemine değinerek, ekonomideki kaçakların vergiyle kayıt altına alınması ve bu konuda Devletin elini güçlü tutabilmesi adına Maliyeye doğru atamaların yapılmasının da şart olduğunu ifade etti.
Bireyler arasındaki gelir farkının azaltılmasının vicdani bir gereklilik olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, TC katkılarının KKTC için önemli olduğunu fakat doğru projeler yapılmadığı takdirde bunda zaman zaman gecikmelerin yaşanabilmesinin normal karşılanması gerektiğini söyledi.
Tatar, ekonomik ve yapısal reformların ülkeye borç olduğunu, enerjide akaryakıt kullanılması ve bacalardan kirli duman çıkmasının kendisini de rahatsız ettiğini söyleyerek, artık TC’den kabloyla elektrik getirilmesinin gerekli olduğunu ve bunun maliyetinin nasıl karşılanacağının düşünülmesi ve planlanması gerektiğinin altını çizdi.
Tatar, KKTC’nin mukayeseli avantajlarının da bulunduğunu söyleyerek, denizi, güneşi, tarihi, kültürü ve doğal güzelliklerinin değerinin trilyon dolarlar ettiğini kaydetti; kısır tartışmaların bir kenara bırakılıp içinde bulunulan sürecin iyi yönetilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Tatar’ın konuşmasının ardından tüm protokolün katıldığı anı fotoğrafı çekimi yapıldı.

PANELLER
Konuşmaların ardından ilk panel “Kamuda Sürdürülebilirlik ve Kaliteli Hizmet Sunumu” başlığı altında yapıldı.
Daha sonra öğle yemeğinin ardından “Yeni Dönemde Yeni Ekonomik Yönelimler” paneli, ardından da “Finans Sektörünün Kalkınmayı Destekleyecek Bir Yapıya Getirilmesi” paneli gerçekleştirildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İsrail Lübnan’ın güneyini hedef aldı

Published

on

By

İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyinde, sınır bölgesinde yer alan Nebatiye iline bağlı Ayta eş-Şab beldesine topçu atışlarıyla saldırı gerçekleştirdi.

Saldırıya ilişkin haber Lübnan yerel basınında yer aldı.

İsrail ordusunun Ayta eş-Şab beldesine topçu atışlarıyla saldırı düzenlediği ifade edilirken, saldırının yol açtığı can kaybı ya da maddi hasara ilişkin henüz bilgi paylaşılmadı.

İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024’te yürürlüğe giren ateşkese rağmen İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyine yönelik hava ve kara saldırıları neredeyse günlük olarak sürüyor.

Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail yaklaşık 3 bin ihlalde bulundu, bu süreçte en az 213 kişi hayatını kaybetti, 508 kişi yaralandı.

İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyinden kısmi bir çekilme gerçekleştirse de son çatışmalarda ele geçirdiği 5 stratejik tepeyi işgal etmeyi sürdürüyor.
Hizbullah: İsrail saldırılarını sürdürürken elimizdeki güçten vazgeçmeyiz

Lübnan haber ajansı NNA’da yer alan habere göre, başkent Beyrut’un güneyindeki Dahiye’de düzenlenen Aşura etkinliklerinde konuşan Kasım, İsrail’le ateşkesin devlete sorumluluk yüklediğini ancak İsrail’in saldırılarını devam ettirmesi karşısında Hizbullah’ın hazırlıklı olduğunu belirtti.

Hizbullah Genel Sekreteri Kasım, Lübnan’ın güneyine yönelik İsrail saldırılarının sürdüğü bir ortamda Hizbullah’ın silah bırakmasının söz konusu olmayacağını ifade ederek, “Aklı olup doğru düşünen kim, elindeki güç unsurlarını ortadan kaldırır ki? İsrail saldırılarını sürdürürken elimizdeki güçten vazgeçmeyiz.” dedi.

Kasım, İsrail’in Nebatiye kentinde sivilleri hedef alan saldırılarının kabul edilemez olduğunu belirterek, devletin bu konuda üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydetti.

Hizbullah’ın saldırılar karşısında sessiz kalmayacağını vurgulayan Kasım, “Sonsuza kadar sessiz kalacağımızı mı sanıyorsunuz? Bu doğru değil, bizi zaten denediniz, onurumuzdan başka seçeneğimiz yok.” ifadesini kullandı.
Hizbullah silahlarını teslim etmeyeceğini sık sık dile getiriyor

Hizbullah, silahlarını ulusal egemenlik bağlamında teslim etmeyeceğini sık sık dile getiriyor.

Lübnanlı Dürzi lider ve İlerici Sosyalist Parti’nin eski başkanı Velid Canbolat ve Lübnan’daki Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi lideri Samir Caca da ülkede silahın yalnızca devletin elinde olması gerektiğini belirtmişti.

İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024’te yürürlüğe giren ateşkese rağmen İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyine yönelik hava ve kara saldırıları neredeyse günlük olarak sürüyor.

Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail yaklaşık 3 bin ihlalde bulundu, bu süreçte en az 213 kişi hayatını kaybetti, 508 kişi yaralandı.

İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyinden kısmi bir çekilme gerçekleştirse de son çatışmalarda ele geçirdiği 5 stratejik tepeyi işgal etmeyi sürdürüyor.

Devamını Oku

Dünya

Pakistan’ın Hayber Pahtunhva eyaletinde düzenlenen bombalı saldırıda 13 asker öldü

Published

on

By

Pakistan’ın Afganistan’a sınırı bulunan Hayber Pahtunhva eyaletinde düzenlenen bombalı saldırıda ilk belirlemelere göre 13 asker hayatını kaybetti, aralarında sivillerin de olduğu 24 kişi yaralandı.

“Khyber Chronicles” adlı yerel medya kuruluşunun haberine göre, eyaletin Kuzey Veziristan bölgesinde hareket halinde olan askeri konvoyun yakınına yerleştirilen patlayıcı uzaktan infilak ettirildi.

Düzenlenen saldırı sonucu ilk belirlemelere göre 13 asker öldü, 14’ü sivil 24 kişi yaralandı.

Pakistan ordusundan saldırıya ilişkin henüz açıklama yapılmadı.

Pakistan’da silahlı saldırılar, özellikle Afganistan’a sınırı bulunan Hayber Pahtunhva ve Belucistan eyaletlerinde yoğunlaşıyor.

Her iki eyalette de Peştun ve Beluci etnik gruplarının haklarını savunduklarını ileri süren silahlı gruplar, Pakistan güvenlik güçleri ve sivillere yönelik saldırılarda bulunuyor.

İslamabad, Pakistan Talibanı’nın (TTP) Afganistan’da mevzilendiğini ve saldırılarını buradan organize ettiğini savunurken Afganistan yönetimi bu iddiaları reddediyor.

Belucistan’da ise Belucistan Kurtuluş Ordusunun (BLA) saldırıları ön plana çıkıyor. BLA, Belucistan eyaletinin Pakistan’dan ayrılmasını ve Beluc halkının bu bölgeyi yönetmesini istiyor.

Devamını Oku

Dünya

İran’a saldırılar sonrası Tel Aviv’de ilk kez Gazze’deki esirlerin getirilmesi talebiyle gösteri yapıldı

Published

on

By

Binlerce İsrailli, hükümetten, ateşkesle sona eren İran’a saldırıların ardından Gazze Şeridi’ndeki esirleri geri getirecek bir anlaşma imzalanması talebiyle Savunma Bakanlığı önünde toplandı.

İsrailliler, Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esir takasına yanaşmamakla suçladıkları Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümetten, kapsamlı bir anlaşma talebiyle İran’a saldırılar sonrası ilk kez Tel Aviv’de protesto düzenledi.

İsrailli esirlerin yakınlarının bir araya geldiği çatı oluşumun, İran’a saldırıların ardından “bir anlaşma için tarihi fırsat penceresinin açıldığı” sloganıyla yaptığı çağrı üzerine binlerce kişi, akşam saatlerinde başkent Tel Aviv’deki Savunma Bakanlığı kompleksinin önünde 2 hafta sonra ilk kez toplandı.

Göstericiler, Başbakan Binyamin Netanyahu ve iktidar koalisyonu aleyhinde attıkları sloganlarla hükümetten Gazze’de ateşkes ve Hamas ile karşılıklı esir takası anlaşması imzalanmasını talep etti.

AA muhabirine konuşan İsrailli gösterici Hanan Gilotz, Gazze Şeridi’ndeki esirlerin serbest bırakılması için tekrar meydanlara indiklerini belirterek, Netanyahu’nun yalnızca kendisi için faydalı olması durumunda ateşkese yanaşacağını vurguladı.

Anlaşmanın yalnızca ABD Başkanı Donald Trump’ın Netanyahu’ya baskısıyla gelebileceğine inandığını söyleyen Gilotz, “Trump’ın, Netanyahu üzerinde nüfuz sahibi olduğunu düşünüyorum. Onun artık Netanyahu’nun kolunu büküp “Bibi, artık yeter” demesini umuyorum.” ifadesini kullandı.
“Hem Gazzeliler hem de İsrail halkı için korkunç bir çatışma”

İsrailli gösterici Noam Traub da Netanyahu hükümetinin Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasına varmaya istekli olmadığını belirterek, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü saldırıların “hem Gazze’deki insanlar hem de İsrail halkı için korkunç bir çatışma” olduğunu dile getirdi.

Gazze’ye saldırıların bir an önce bitmesini arzu ettiğini belirten Traub, esirler evlerine dönene kadar Netanyahu hükümetinin hiçbir açıklamasına inanmadığını söyledi.
Gösterilere katılan David isimli protestocu ise Netanyahu’nun Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları “durdurmaktan çok korktuğunu” vurgulayarak, “Çünkü savaşı durdurursa hükümeti düşebilir.” dedi.

İsrail’in 13 Haziran’da İran’a başlattığı sürpriz saldırı sonrası ülke çapında gösteriler yasaklanmıştı.

İsrail, 13 Haziran’da İran’a yönelik saldırı başlatmıştı. İran’dan da İsrail’e füze ve insansız hava aracıyla misilleme saldırıları yapılmıştı. ABD Başkanı Donald Trump’ın girişimiyle taraflar arasındaki karşılıklı saldırılar 24 Haziran’da ateşkesle sonlandırılmıştı.

Devamını Oku

Trending

Reklam