Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Makine Mühendisleri Odası: İhale yasasındaki değişiklik gerekçesi kamu yararına değil

Published

on

Makine Mühendisleri Odası, Kamu İhale Yasası’ndaki değişiklik gerekçesinin kamu yararına olmadığını savunarak, yüklenici durumundaki AKSA’nın, Merkezi İhale Komisyonu ve Rekabet Kurulu ile aynı komisyonda bulunmasının ve tedarik için yasal değişiklik yapılmasının tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu görüşünü belirtti.

Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ayer Yarkıner yazılı açıklamasında Kamu İhale Yasası’nın değiştirilmesine ilişkin Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın sunduğu gerekçeyi eleştirerek, “Bu yasal değişikliği önerenlerin ülke zararına sebep olan/olacak olan maddi zararların mali ve hukuki ve vicdani sorumlulukları olacaktır” ifadelerini kullandı.

Dün 4 santralin arızalandığına dair haberlere değinilen açıklamada, bakım onarımın Bakanlar Kurulu kararlarında yapılacağı belirtilmesine ve jeneratörlerin tedarik maliyetlerinde bakım tedariki için ödemelerin yapılmış olmasına rağmen bu santrallerin bu kadar kısa sürede arıza yapmış olmasının “normal bir durum olmadığı” öne sürüldü.

“Kıb-Tek’in kurulu gücünün hangi oranda hizmete amade olduğu, hangi oranda bakım ve onarım ihtiyacı olduğunun tespiti ve varsa acil kurulum ihtiyacı belirlenerek rekabetçi bir ihale ile tedarik edilmesi şeklindedir. Sağlıklı bir sistem bunu gerektirir” diyen Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ayer Yarkıner, kendilerinin bu konuda desteğe hazır olduklarını duyurdu.

Yarkıner, odanın sürece ilişkin yapmış olduğu teknik değerlendirmeyi kamuoyu ile paylaştı.

Teknik değerlendirmede, açıklandığı şekilde AKSA tarafından 17 cent’e Kıb-Tek’e elektrik satılmasının “zararları” şu şekilde paylaşıldı:

“AKSA‘ya ödenen kira: 30.650.000 USD (2009 yılında imzalanan sözleşme gereği), ödenen yakıt bedeli: 77,518,000 USD (2009 yılında imzalanan sözleşme gereği), 2022’de AKSA‘dan alınan enerji: 650,477,000 kw, AKSA tarafından kullanılan yakıt bedeli: 66,934,000 USD, 650,477,000 kw enerji için AKSA’ya ait kullanılan kapasite: kiralanan kapasitenin %53’ü. AKSA‘ya fazladan ödenen tutar: 14.405.500 USD + 10,584,000 USD = 24,989,500 USD (yirmi dört milyon dokuz yüz seksen dokuz bin beş yüz Amerikan Doları).

-“AKSA’ya ödenen fazla bedel karşılığında Kıb-Tek santral kurabilme mali bütçesi oluşturulabilirdi”

Değerlendirmede, AKSA’ye ödenen fazla bedel karşılığında Kıb-Tek’e 35 MW/saatlik santral kurabilmek için mali bütçenin oluşturabileceği ve 650,477,000 Kw enerjinin Kıb-Tek tarafından üretilmesi halinde bunun maliyetinin 17 cent yerine 10 cent olacağı öne sürüldü.

17 cent’lik satışın bir yıllık maliyetinin 119,000,000.00 USD olduğu, “halbuki uygun olmayan yakıt alarak santrallere zarar verilmemiş olsaydı”, söz konusu enerjinin Kıb-Tek santrallerinde üretileceği ve maliyetinin 50 milyon USD olacağı ileri sürülen değerlendirmede, Bakan Arıklı “yanlış ve şaibeli karar almakla” suçlandı.

Değerlendirmede şu ifadelere yer verildi:

“AKSA ile 2000- 2009 -2024 yılları arasında imzalanan sözleşmeler, Kıb-Tek‘in kapasite ihtiyacı için değildi sadece AKSA’ya kazanç sağlamak içindi. Bu o dönemlerin siyasilerinin, yönetim kurullarının ve Kıb-Tek de görevli sermayenin finanse ettiği veya bir şekilde sermayeye hizmet edenlerin günahıdır.”

– Kıb-Tek’in kapasite durumu ve ülke mw enerji ihtiyacı mukayesesi

Değerlendirme, 2000 yılından itibaren Kıb-Tek‘in kapasite durumu ve ülke mw enerji ihtiyaç mukayesi de şu şekilde yapıldı:

“2004 yılında Kıb-Tek’in kurulu güç kapasitesi 1,401,000 mw ve ülkenin ihtiyacı 673bin mw idi. Kurulu gücün %45’i ile ihtiyaç duyulan enerji karşılanabilirdi. Yani AKSA’ya ihtiyaç yoktu. 2000-2003 yıllarında AKSA ile yapılan sözleşmelerin soruşturulması gerekmektedir.

2005-2008 yıllarında gaz türbinleri devre dışı bırakıldı fakat daha sonra envanter dışı da bırakıldı. Bu santrallerden Dikmen’de kurulu olanın motorinden HFo veya NG dönüşümü esnasında patlatılarak kırıldığı, diğerlerinin ise nasıl envanterden düşüldüğü hususunda herhangi bir rapor bulunmamaktadır. Soruşturulması gereken hususlardan biridir. GT santralleri devre dışı bırakılmasına rağmen Kıb-Tek kurulu gücünün %45’i ile ihtiyacı karşılamaya yeterliydi.

2009 yılında toplam enerji ihtiyacı 1,190,068 mw’dı (Kıb-Tek kurulu güç kapasitesi 2,277,600 mw). Kıb-Tek kendi kurulu gücünün bu ihtiyacı karşılaması mümkün iken AKSA ile 15 yıl süreli yapılan anlaşmaya ihtiyaç yoktu. Bu dönemde kurulu gücün hizmete amade olmasının sağlanması, akıllı şebeke kurulumu, solar system ve depolama sistemlerinden istifade planları yapılması yerine AKSA ile sözleşme yapılması şaibeli bir iştir. Bu sözleşmedeki kurulum bedeli, kira bedeli yakıt bedeli de rayiç ve teknik değerlere uygun değildi.”

Değerlendirmede, 2018 yılında da kurulu gücün %71’inin ihtiyaç duyulan enerjinin üretimi için yeterli olduğu, 2000-2018 yılları arasındaki kapasite yetersizliği iddiaları olmasına rağmen ihtiyaç ile kurulu güç kapasitesi mukayese edildiğinde bir zafiyet olmadığı görüldüğü savunuldu.

– “Şikayet, Meclis Soruşturma Heyetince incelenerek, neticelendirilmemiştir”

2018-2020 döneminde ise Wartsila isimli firmanın Kıb-Tek tarafından tedarik edilen yedek parçaların ihtiyaç olmadığı ve tedarik maliyetlerinin yüksek olduğu ve parçanın evsafına uygun olmadığı konularında iktidara şikayet ettiğini, ancak bu şikayet, Meclis Soruşturma Heyetince incelenerek neticelendirilmediği öne sürülen değerlendirmede, “Soruşturma komisyonunda görevli milletvekilleri görevlerini yerine getirmemiştir” denildi.

Değerlendirmede, 2020-2023 dönemi “Kıb-Tek yönetimin en şaibeli olduğu dönem” olarak nitelendirilerek, bu döneme dair şu ifadeler kullanıldı:

“Evsafına uygun olmayan ihalesiz ve maliyeti belirsiz yakıt tedariki, kırılmış ve sigorta kapsamında olan arızaların giderilmediği ve bakım onarımların “Bakanlar Kurulu kararına istinaden” ihalesiz yapıldığı dönemdir. Üç yılı aşkın süredir arızalı olan jeneratörün onarım ihtiyacının maliyeti sigorta tarafından pazarlık yapılmış ve onarım bedelinin 1/5’i oranında ödeme yapılmasını teklif etmiştir. Yine bu dönemde evsafına uygun olmayan yakıt tedarikine devam edilerek jeneratörlere hasar verilmeye devam edilmiştir, verilen hasarın gerekçesi ve onarım ihtiyacı kamu ile paylaşılmadan ‘periyodik bakım’ konulu ihaleler yapılmıştır. Bu ihalelerin sözleşme bedeli 4 milyon euro olarak ihalesiz bir yöntem ile giderilmeye çalışılmıştır. KTMMOB Makina Mühendisleri Odası konuyu yargıya taşımıştır. Bilahare ise hazırlanan KHK’ler ile bu bakımlar ihalesiz yapılmıştır. Hazırlanan ödeme koşullarında ‘bakım yapılmadan ödeme şartı’ yüklenici lehine yazılmıştır. 3 yıldan fazladır sigorta tarafından onarımı yapılmayan santralin üretmediği enerjinin bedeli 9 Milyon USD’dir. Bu üretilmeyen enerjinin AKSA‘dan tedariki ise 26 milyon USD’dir.”

Değerlendirme, “Bunun sorumlusu Kıb-Tek veya sendikası değildir, Yönetim Kurulu ve bağlı oldukları bakanlıktır. Geçmiş dönem için Sn. Erhan Arıklı’dır. Bugün için de Sn. Alişan Oşan’dır” denildi ve bu dönemde Kıb-Tek’in sermaye yanlısı siyasetçiler, yöneticiler ve Kıb-Tek içindeki işbirlikçilerin desteği ile kurulu gücün hizmet veremeyecek hale getirildiği ileri sürüldü.

– “2024 yılı Kıb-Tek’e sahip çıkma zamanı olmalıdır”

“Kıb-Tek’teki zararların nedenleri Kıb-Tek’i yönetenlerdir” denilen değerlendirmede, AKSA‘dan ihalesiz enerji alınmasına yönelik yasal değişiklik ile kazanç süresinin artırılacağı, 2024 yılı sonuna kadar AKSA’ya ödenecek kira tutarının 420-450 milyon USD olacağı iddia edildi.

Makine Mühendisleri Odası değerlendirmesinde, “Bu bedel ile Kıb-Tek dünyadaki en çevreci enerji üretim sistemine sahip olurdu. 2024 yılı ülkemize ve Kıb-Tek‘e sahip çıkma zamanı olmalıdır. Eğer ihalesiz bu süreç uzatılırsa buna sebep olanlar yargılanmalıdırlar” denildi.

2020 yılınan beri envanterde bulunan ICE tipi santralin hizmet dışı olduğuna, teminatsız yapılan anlaşmaların sonucunda yakıtın zamanında teslim edilmediğine, evsafına uygun olmadan tedarik edilen fuel oil yakıtın makinelere zarar verdiğine ve yandaş kişilerin istihdamına da değinilen değerlendirmede, ihalesiz bakım onarıma ilişkin “bedeli ödenen bu bakımların yapılıp yapılmadığını nasıl anlayacağız. Bakımları yapılmış olsa bu kadar yoğun arıza neden meydana geliyor?” sorusu yöneltildi.

“İhtiyaç, Kıb-Tek’in kurulu gücünün hangi oranda hizmete amade olduğu, hangi oranda bakım ve onarım ihtiyacı olduğunun tespiti ve varsa acil kurulum ihtiyacı belirlenerek rekabetçi bir ihale ile tedarik edilmesi şeklindedir. Sağlıklı bir sistem bunu gerektirir” diyen Makine Mühendisleri Odası, odanın bu konuda desteğe hazır olduğunu duyurdu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar görev süresi hedeflerini ve kazanımlarını paylaştı: “Halkın iradesi bize cesaret veriyor”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, görevindeki 5 yılını düzenlediği basın toplantısı ile değerlendirdi…

Lefkoşa Grand Pasha Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, 4 yıl 8 ay önce Kıbrıs Türk halkı tarafından 5. Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini anımsattı, görev süresi boyunca hiç kimseyi ayırmadan, sorunların çözümü için elinden gelen bütün gayreti gösterdiğini belirtti.

Tatar “Cumhurbaşkanlığı görevime başlarken temel hedeflerim şunlardı; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletini güçlendirmek, Halkımızın refah ve güven içinde yaşamasını sağlayabilmek, Türkiye ile ilişkilerimizi her alanda geliştirmek ve adamızda kalıcı bir barış için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü irademize kararlılıkla sahip çıkmaktı. Memnuniyetle belirtmek isterim ki, aradan geçen 4 yıl 8 ayda, bu hedeflerimizin tamamında çok önemli ilerlemeler kaydettik.” Dedi

Anavatan Türkiye’nin de tam desteğini alan iki devletli çözüm vizyonunu ortaya koyduklarını anımsatan Tatar, bugün Kıbrıs’ta karşılaşılan en büyük gerçeğin, Kıbrıs Türk Halkı’nın 62 yıldır maruz bırakıldığı abluka ve izolasyonun devam etmesi olduğunu vurguladı.

“Bu sessiz insanlık suçu, yıllardır açık bir biçimde uluslararası hukuk ve evrensel insan hakları ihlaline rağmen sürmektedir.” Diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkının engellenen haklarının yeniden tesis edilmesinin öncelikli gündemleri olduğunu belirtti.


1968'den bu yana iki taraf arasında yürütülen resmi ve gayrı resmi müzakerelerin sonuçlarının ortada olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı, “Karşımızda, halkımızın haklarını gasp etmiş ve her fırsatta müzakere masasını deviren, hırsı kibrini aşmış bir muhatap var” dedi.

Bu kadar çabaya rağmen neden hala bir uzlaşıya varılamadığını soran Tatar, “Artık üzerine titrememiz gereken şey, geleceğe güvenle bakabilen, onurlu bir halkı temsil eden kendi devletimizdir” dedi.

Tek taleplerinin egemen eşitlik, eşit uluslararası statü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını göz ardı ederek tasarladığı düzende, eşitliğe yer olmadığını söyledi.

“Bugün, uluslararası hukukla uyumlu mülkiyet rejimimiz kapsamındaki taşınmaz mallara sahip çıkan, tasarrufta bulunan insanlarımızın peşlerine düşüyor, sınır kapılarında pusu kuruyorlar” diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkına verilen hangi sözün tutulduğunu, hangi vaadin gerçekleştirildiğini sordu.

Kıbrıs Türk halkının güvenlik garantisinin de ortadan kaldırmak istendiğini belirten Cumhurbaşkanı sözlerini söyle sürdürdü;

“Kıbrıs Adası’nın çevresinde ve bölgemizde yaşanan son gelişmeler, güvenliğin ne kadar hayati ve vazgeçilmez olduğunu açıkça göstermektedir. Rum tarafının “sıfır asker, sıfır garanti” ısrarı, masum bir talep değil, bizi savunmasız bırakmayı ve bu yolla tüm adayı kendi kontrolüne almayı hedefleyen stratejik bir adımdır.”

Rum liderliğinin, yabancı güçleri adaya davet ederek yalnızca sorumsuz bir tavır sergilemediğini, aynı zamanda Kıbrıs’ı ciddi bir güvenlik riskiyle de karşı karşıya bıraktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk’ü için Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, müdahale hakkı ve adadaki askeri mevcudiyetinin vazgeçilmez olduğunu vurguladı.

Tatar “milli davanın” anlamını yitirmiş içi boş müzakere sloganları değil, Kıbrıs Türkünün ve devletin özgür, bağımsız ve refah içinde gelişimini sağlamak, geleceğe ve vatana sahip çıkmak olduğunu kaydetti.

Göreve geldikleri günden itibaren kararlı bir duruş sergilediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı 2021’de BM Genel Sekreteri Guterres’le gerçekleştirdikleri zirvede, Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlarının şahitliğinde Rum lidere vizyonlarını en net şekilde ifade ettiklerini söyledi.

“Ortak zemin bulunmadan, geçmişi tekrar ederek, çökmüş, tüketilmiş zeminde müzakereye oturmanın hiçbir anlam ifade etmeyeceğini açıkça belirttik” diyen Tatar BM Genel Sekreteri’nin toplantının ardından ortak bir zemin olmadığını uluslararası topluma teyit etmesinin kendileri için dönüm noktası olduğunu kaydetti.

Rum tarafına yönlendirilen işbirliği önerileri hakkında da bilgi veren Cumhurbaşkanı Tatar, adadaki tüm halkların yararına yönelik tüm önerilerin Rumlar tarafından reddedildiğini anlattı.

Mart ayında, Cenevre’de gerçekleşen görüşmelerde yine ortak bir müzakere zemini bulunamadığını anımsatan Cumhurbaşkanı bunun üzerine her iki tarafın da yararına olacak biçimde, temel konularda birlikte çalışabilecek “Kıbrıs İş Birliği Konseyi” kurulmasını ve on iki başlık içeren bir iş birliği önerisinde daha bulunduklarını söyledi.

Kıbrıs İş Birliği Konseyi önerimizin reddedilmesine rağmen, iki taraf arasında dört yeni geçiş kapısının açılması, mayınların temizlenmesi, gençlik teknik komitesi kurulması, mezarlıkların restorasyonu ile iklim değişikliğinin olası etkileri ve ara bölgede güneş enerji santralinin kurulmasına ilişkin altı başlık üzerinde anlaşmaya varıldı. Ancak her iki halkın da öncelikli beklentisi ve ihtiyacı olan yeni geçiş kapıları konusunda hala istediğimiz ilerleme maalesef sağlanamamıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin meşru bir iç hukuk yolu olarak teyit ettiği Taşınmaz Mal Komisyonuna rağmen Rum tarafının iş insanlarına yönelik başlattığı saldırgan tutumun da uzlaşma ve çözüm arzusunu baltalayan başka bir sorun olarak ortaya çıktığını belirten Tatar çözümden, barıştan ve müzakereden kaçan tarafın belli olduğunu söyledi.

Tatar Rum tarafının zihniyet değişmedikçe, iki taraf arasında adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir barışın gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını vurguladı.

Anavatan Türkiye ile sevgi, saygı, kardeşlik bağları içinde ortak tarihi ve milli değerlere dayalı ilişkileri güçlendirmenin en önemli görevlerimden biri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı “Türkiye’siz bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nefes alamaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmadan, Türkiye Mavi Vatan’da ve Doğu Akdeniz’de eksik kalır.” Dedi. ??? 29. dakika

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin her alanda KKTC’ye olan desteklerini anımsattı.

Uluslararası diplomasi yolunda yeni bir atılım dönemi başlattıklarını da kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu dönemin en önemli kazanımı, hiç kuşku yok ki KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatı’na Gözlemci Üye olarak kabul edilmesidir” dedi.

Tatar “Özbekistan’ın tarihi Semerkant şehrinde, 11 Kasım 2022 tarihinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı, Devlet Başkanları Zirvesinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmi adıyla gözlemci üye kabul edilmesi, Kıbrıs konusunda belirlediğimiz yeni siyasetimiz için de bir dönüm noktası olmuştur…/… Bugün KKTC’nin bütün kamu kurumları, STK’ları, bu kardeş ülkelerle her anlamda düne göre daha çok görüşmekte ve daha çok bir araya gelmektedir.” Dedi.

Yeni iki devlet vizyonuyla başlayan uluslararası diplomasi ve ilişki kurma girişimlerinin yaygınlaşarak devam ettiğini kaydeden Tatar, Gambiya’dan Avusturalya’ya kadar çeşitli ülkelere gerçekleştirdiği ziyaretleri ve görüşmeleri hakkında bilgi verdi.

Tatar konuşmasında Cumhurbaşkanlığına bağlı olan Kayıp Şahıslar Komitesi, Milli Arşivler ve Araştırma Dairesi ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasına da yer vererek, kendi döneminde bu kurumların yürüttüğü çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

Eşi Sibel Tatar’ın koordinasyonunda ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde hayata geçirilen projelere de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki Cumhurbaşkanlığımızın toplumsal faydaya dönük sosyal proje ve çalışmalarında bu dönemde büyük bir çeşitlilik ve gelişme yaşanmıştır.” Dedi.

Konuşmasının sonunda Kıbrıs’ta iki ayrı ve egemen devletin varlığının, tarihsel bir gerçeklik ve bir olgu olarak uluslararası toplumun gözleri önünde olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı;

“Şu bir gerçektir ki iki devletli çözüm zemini, Kıbrıs’ın iki yakasına da barış, huzur, refah ve güvenlik getirecek tek zemindir. İnanıyorum ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğini, gerçekçilikten kopmuş sözde hayallerle değil, yaşadığımız dünyanın somut gerçekliklerini dikkate alarak halkımızın iradesiyle ve halkımızın sağduyusuyla hep birlikte kuracağız. Halkımızın, onurlu geleceği yolunda koyduğu iradenin sorumluluğu bize cesaret vermektedir. Bu yoldan ne pahasına olursa olsun ayrılmayacağız”.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Sayıştay Komitesi Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Sayıştay raporunu onayladı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Sayıştay Komitesi, “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu” onaylayarak Genel Kurula sevk etti.

Cumhuriyet Meclisi’nden verilen bilgiye göre, Sayıştay Komitesi, 11.00’da Komite Başkanı CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay Başkanlığında toplandı.

Toplantıda “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporu” ve “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu” ele alındı.

Toplantıda “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu’nun” genel görüşmesine başlandı. Raporla ilgili çalışmalara bir sonraki toplantıda devam edilecek.

Komite toplantısına davetli olarak, Sayıştay Başkanlığı, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları (EL-SEN)’nden yetkililer katıldı.

Komite daha sonra “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu ” ele alarak raporu oybirliğiyle onayladı ve Genel Kurul’a sevk etti.

Toplantıya davetli olarak Sayıştay Başkanlığı ve Orman Dairesi’nden yetkililer katılarak konu ile ilgili görüşlerini sundu.

Toplantıya Komite üyelerinden UBP Milletvekili Fırtına Karanfil ve CTP Milletvekili Sami Özuslu yanında UBP Milletvekili Hasan Taçoy, CTP Milletvekili Salahi Şahiner ve CTP Milletvekili Devrim Barçın da katıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

KTEZO yarın mezuniyet töreni ile işsizlere yönelik mesleki tanıtım stantlarının yer alacağı bir sergi düzenliyor

Published

on

By

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), yarın mezuniyet töreni ile işsizlere yönelik mesleki tanıtım stantlarının yer alacağı bir sergi düzenliyor.

KTEZO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre sergi saat 18.00; mezuniyet töreni ise saat 19.30’da Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezinde yer alacak.

Ağırlıkla otomotiv alanı olmak üzere çeşitli mesleklerde 145 çırak ve 46 yetişkin düzenlenecek olan törenle mezuniyet belgelerini alacak.

Düzenlenecek sergide ise klima, tesisat, mobilya, torna, elektrik, metal, otomotiv gibi mesleklerin tanıtılacağı stantlar kurulacak.

İş arayanlar yanında meslek değiştirmek, bölüm tercihi yapmak isteyen herkes stantları gezebilecek; iş tercihi yapıp, başvuruda bulunabilecek. En kısa sürede de işyerlerine dağıtımları yapılarak istihdamları gerçekleştirilecek.

KTEZO Genel Koordinatörü Hürrem Tulga kendi işini göremeyen toplumları bekleyecek olanın sadece kaos olduğunu kaydederek “Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar ve 15 yıllık deneyimin bize gösterdiği, istenmesi halinde sorunların rahatça aşılabileceği ve üretken bir toplum yapısının yaratılması için hiçbir engelin olmadığıdır.” dedi.

Tulga; dayanışma ve el birliğinin artık tercih olmaktan çıktığını ve zorunlu hale geldiğini de sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam