Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Meclis Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülüyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda, 2022 bütçesinde 60 milyon 675 bin 600 TL öngörülen Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülüyor.

Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine ilk sözü alan TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşananları kimse bu topluma unutturamaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Türkiye ziyaretlerini eleştiren Özyiğit, Tatar’ı bu ziyaretlerde “AKP propagandası” yapmakla suçladı.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın “müdahalelerle seçtirildiğini” öne süren Özyiğit, Cumhurbaşkanı’na ülkesindeki sorunlarla ilgilenmeye çağırdı.

“Hani Azerbaycan bizi tanıdığını açıklayacaktı?” diye soran Özyiğit, Türk Devletleri Teşkilatı’nın sonuç bildirgesinde Kıbrıs sorununda ne egemen eşitlik ne iki devletli çözümden bahsedildiğini kaydetti.

Kıbrıs sorunundaki görüşlerinin Berlin Zirvesinde varılan sonuç yönünde olduğunu kaydeden Özyiğit, “Artık samimi olmak lazım, tabii bu samimiyet Anastasiadis için de geçerli” dedi.

Özyiğit, “Bu ülken başka bizim gidecek başka ne ülkemiz ne yurdumuz yoktur” dedi.

Temsil ve tanıtma giderleri kalemindeki tutarın düştüğünü söyleyen Özyiğit, “Yoksa tanınmayacağını anladınız da siz de mi vazgeçtiniz” diye sordu.

HP Genel Başkanı Kudret Özersay da söz alarak Cumhurbaşkanlığının seçimin ertesinde yeni bir siyaset ortaya koyabileceğini ancak bunun içeriğini doldurmak, gerekçelerini ortaya koymak ve inandırıcı bir hale sokarak uluslararası alanda anlatmak zorunda olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanlığının uluslararası temas anlamında ciddi eksikliği olduğunu savunan Özersay bu konuda giderek zafiyete dönüşen bir eksiklik bulunduğunu belirtti.

Güney Kıbrıs’ın yeni doğal gaz aramalarına başladığını söyleyen Özersay, KKTC Cumhurbaşkanlığının proaktif bir duruş göstermesi gerektiğini kaydetti.

İklim değişikliği çerçevesinde yaşanan sıkıntıların ortada olduğunu, AB’nin temiz enerji için Güney Kıbrıs’a bütçe aktardığını söyleyen Özersay, ancak AB’ye bu çerçevede Kuzeyle ilgili sorumluluklarını hatırlatan bir duruş olmadığını ifade etti.

Kudret Özersay, Cumhurbaşkanlığının Kapalı Maraş’la ilgili sorumluluğunu yerine getirmediğini savunarak, aşı sertifikasyonları konusunda neden gecikildiği sorusuna da cevap alınmadığını belirtti.

Yeni kurulan hükümetin Türkiye hükümetinden bir tebrik mesajı bile almadığını söyleyen Özersay, iki ülke arasındaki ilişkiler için ne adımlar atıldığını sordu.

Bugün gelinen noktada Kıbrıs Türkü ve KKTC’nin uluslararası görünürlüğünde bir kayıp yaşandığını söyleyen Özersay, “Olması gereken bu değildir” dedi.

CTP Milletvekili Asım Akansoy da Cumhurbaşkanlığı makamının Kıbrıs Türk toplumu için temsil adına özel öneme sahip olduğunu dile getirerek, Cumhurbaşkanı kim olursa olsun o makam üzerinden Kıbrıs Türkü’nün hak ve çıkarlarını dünyaya tanıtmasının beklendiğini söyledi.

AB ile olan ilişkilerin de bu bağlamda olduğunu dile getiren Akansoy, “Avrupa Birliği iki ayrı devlet, egemen eşitlik gibi ayrılıkçı söylemlerin peşinde olan bir yapıyı desteklemek zorunda mıdır?” diye sordu; “Benim bildiğim yoktur” dedi.

Ülkede çok büyük ekonomik sorunlar olduğunu, insanların bu ortamda Kıbrıs sorunuyla ilgilenmeyebileceğini ve bunun doğal olduğunu anlatan Akansoy, öte yandan Kıbrıs sorununun ekonomik ve sosyal durumdan ayrı olmadığını düşündüklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı Cenevre ortak zeminini yıkmakla ve Anastasiadis’in pozisyonunu güçlendirmekle suçlayan Akansoy, Kıbrıslı Türklerin Gaziantep’ten başka yere gidebilecek bir zemini kalmadığını kaydetti.

Dünyada insan hakları bakımından en çok ayıplanan şeyin bir topluma kimlik biçmek olduğunu söyleyen Akansoy, bunun adının faşizm olduğunu belirtti; Kıbrıslı Türklere bunun yapıldığını söyledi.

Asım Akansoy, Tatar’ın tarafsızlık konusunda ciddi sıkıntı yaşadığını da kaydetti.

“İyi ki Crans Montana tutanakları çıktı” diyen Akansoy, böylece “Anastasiadis’in gerçek yüzünü”, Akıncı’nın tavrını ve Türkiye’nin diplomatik hareketlerini öğrendiklerini söyledi.

Annan Planı’nın Kıbrıslı Türklerin dahil olduğu tek referandum olduğunu kaydeden Akansoy, günün sonunda yatırımlar ve ekonominin ciddi anlamda patladığını, çözüm vizyonunun çok büyük bir etki yarattığını ve bunun yanında da çok sayıda olumlu gelişme yaşandığını belirtti.

Öte yandan 2020 itibariyle dengenin tamamen değiştiğini söyleyen Akansoy, Kıbrıslı Türklerin ne azınlık ne alt yönetim olmasını da kabul etmeyeceklerini vurguladı.

Akansoy, Kıbrıs sorununda bir çözüme ulaşılması konusunda şu anda bir gerileme durumunda olunduğunu ekledi.

CTP Milletvekili Erkut Şahali de Cumhurbaşkanlığının Kıbrıs Türk toplumunun dünyaya bakan yüzü ve ne söylediğinin önemli olduğunu kaydetti.

Geçmişte Kıbrıslı Türklerin kendini dünyaya anlatamadığı ve yalnız kaldığı zamanlar olduğunu ifade eden Şahali, son bir yılda da Kıbrıslı Türklerin daha önce hiç olmadığı kadar yalnız kaldığını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı bütçesinde yer alan kalemlere işaret eden Şahali, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı eleştirerek, yurttaşları arasında ayrımcılık yapmakla suçladı.

Erkut Şahali, Cumhurbaşkanının kendini Kıbrıslı Türk saymayı bir kabahat, hatta suç sayan bir noktada olduğunu söyledi.

TC makamlarının KKTC’de amir makam haline geldiğini öne süren Şahali, “Kıbrıslı Türkler, Türkiye karşısında kendini devlet sahibi hissetmeyecek kadar özgüvenden günden güne uzaklaştırılıyor” dedi.

Şahali, bu bağlamda Cumhurbaşkanlığı bütçesi altındaki kalemlerin alınarak pandemiyle ilgili kalemlere aktarılmasını istedi.

Mevcut cumhurbaşkanlığı binasının büyük anlam ve önem taşıdığını belirten Şahali, yeni cumhurbaşkanlığı binası projesini eleştirdi.

Şahali “Kıbrıslı Türklerin olmadığı bir Kıbrıs, Türkiye için de yoktur” dedi.

Şahali, “Cumhurbaşkanının keyfi olarak kullanacağı 10 milyon TL ve saray için ayrılan 14 milyon TL’nin pandemi ödeneklerine aktarılmasını öneriyorum” dedi.

Daha sonra söz alan CTP Milletvekili Doğuş Derya, “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bağımsızlık ilkesini ihlal ettiğini, yurttaşlar arasında ayrımcılık yaptığını” söyledi, verdiği demeçlerin hem siyaseten hem de kutuplaşma yaratma adına sıkıntı yarattığını kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı bütçe kalemlerine işaret eden Derya, “Bir kişinin hamaset yapması için bu kadar para fazla değil mi?” dedi.

Cumhurbaşkanının 14 gündür yurt dışına gitmediğini söyleyen Derya, bu sürede Cumhurbaşkanı Tatar’ın yaptığı açıklamalara işaret etti, federasyon konusunda yaptığı açıklamaları eleştirdi.

“Siz eğer bir egemenlik ve ayrı devlet iddiasındaysanız, neden önce egemenliğimizi tanısınlar da masaya oturalım diyorsunuz?” diye soran Derya, BM Güvenlik Konseyi kararları dışında bir metinle masaya gidildiğinde bunun sonucunda Kıbrıslı Türklerin dünyadan daha izole, TL’nin değer kaybından dolayı gittikçe daha çok fakirleşen ve yurt dışına göçen bir noktaya geldiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın enterkonnetke elektrik ve ekonomi konusundaki açıklamalarını da eleştiren Derya, çok ciddi ekonomik sıkıntı yaşandığını anlattı.

Derya, yine Tatar’ın açıklamaları hakkında “Kimse bu ülkeyi yurt bilen, toprak bilen insanları ayrıştıramaz” dedi.

Doğuş Derya, bugün, “Taşınmaz Mal Komisyonu’na daha fazla kaynak ayrılmalı” dendiğini ancak bundan 16 sene önce bu kişilerce, konuyla ilgili hamaset yapıldığını söyledi.

Derya bugün, kendi ayakları üzerinde duracak ekonomi kuracağız dendiğini, öte yandan geçmişte mevcut sanayi tesislerinin ortadan kaldırıldığını kaydetti

İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin adaya dönmesi gerektiği söylenirken ülkede hem genç işsizlik oranının çok yüksek olduğunu hem de ciddi şekilde ekonomik kriz yaşandığını kaydeden Derya, insanların son zamanlarda hızla yurt dışına göç etmeye başladığını belirtti.

Şu anda, Türkiye’den gelecek kaynak gelmediği için askerin ödenmesi için borç alındığını söyleyen Derya, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bunu bile Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle konuşamadığını öne sürdü.

Derya, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı herkesin cumhurbaşkanı olmaya, toplumsal ayrışma yaratmamaya çağırdı.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam