Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Ekonomi

“Suya göre tarım” uygulaması hem tasarrufu hem de verimi artırdı

Tarım ve Orman Bakanlığı, kuralık ve iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında “suya göre tarım” uygulamalarıyla hem su tasarrufu hem de verimlilik artışı sağlıyor.

Published

on

Tarım ve Orman Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, özellikle su kısıtı olan yerlerde su tüketimi daha az olan bitkilerin tarımı yaygınlaştırılırken, bunlara yönelik de destekler veriliyor.

Uygulanan yöntemle bir yandan su tasarrufu sağlanırken diğer yandan verimlilik artırılıyor. Sadece çeltikte, damlama sulama yöntemi uygulanarak su tüketimi yüzde 50 azaltıldı.

Nadasa bırakılan alan 2,1 milyon dekar daraltıldı

“Suya göre tarım” yöntemi nadas uygulamalarında da yeni bir dönem başlattı. Suyu daha az tüketen bitkilerin tercihi sayesinde nadasa bırakılan alan geçen yıl 2,1 milyon dekar daraltıldı.

Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mehmet Hasdemir, suya göre tarım uygulamasında gelinen son duruma ilişkin bilgi verdi.

Türkiye’de su kaynaklarının yüzde 70’ten fazlasının tarımda kullanıldığını belirten Hasdemir, yaşanan iklim değişikliği ve kuraklıkla suyun öneminin daha da arttığını söyledi.

Hasdemir, suya göre planlama yapılmasının önemli olduğunu, bu kapsamda özellikle yer altı su kısıtı olan bölgeleri belirlediklerini bildirdi.

10 il ve 45 ilçede su tüketimi daha az bitkilerin üretimini yaygınlaştırmak üzere çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Hasdemir, daha fazla su tüketen bitkileri azaltma yönünde bir destekleme politikası uyguladıklarını dile getirdi.

Hasdemir, “Su kısıtı olan yerlerde nohut, mercimek gibi su tüketimi az bitkileri yaygınlaştırıyor, bunların desteklerini artıyoruz. Ayrıca su tüketimi düşük olan yem bitkileri desteklerini yüzde 50 daha fazla veriyoruz.” dedi.

“Çeltikte ezberi bozduk”

Hasdemir, suyu toprakla buluştururken en uygun sulama yöntemiyle ürün yetiştiriciliği yaptıklarına işaret ederek, şöyle konuştu:

“Örneğin çeltikte bir ezberi bozduk. Dünyada mısır ve buğdaydan sonra en fazla tüketilen hububat olan çeltiği damlama sulamayla yetiştirerek bitki başına düşen su tüketimini yüzde 50’lere varan oranda azalttık. Ayrıca az suyla daha fazla çeltik üretecek bir modeli hayata geçirdik. Türkiye’nin 12 ilinde 13 bin dekarda başlattığımız bu projeyle engebeli yerlerde çeltik üreterek işçiliği ve toprak işlemesini azalttık. Damlama sulamayla da aynı zamanda her yıl üst üste çeltik dikmeyerek, suya göre tarımı planlayarak bir üretim planı gerçekleştirdik.”

Her yıl yaklaşık 3 milyon hektarlık alanın suyu depolamak için nadasa bırakıldığına dikkati çeken Hasdemir, bu bölgelere üretim için suyu daha az tüketen bitkilerin seçildiğinde her yıl daha fazla alanda üretim yapma şansı olduğunu anlattı.

Hasdemir, geçen yıl 2,1 milyon dekar nadas alanının daraltıldığını, bu sayede rekor kırılarak bitkisel üretiminde 126 milyon tona ulaşıldığını bildirdi.

“İklim değişikliği daha az suyla fazla üretmeyi zorunlu kılıyor”

Suya göre tarım yapmanın önemini vurgulayan Hasdemir, şunları kaydetti:

“Suya göre tarım yaptığımızda, daha az suyla mevcut üretimimizi korumanın yanında artırmanın yollarını arıyoruz. Çünkü gelecek 50 yılda iklim değişikliği ve buharlaşmayla beraber artan sıcaklık su kayıplarını artıracaktır. Bu durum da bize daha az suyla daha fazla üretmeyi zorunlu kılıyor. Artık suya göre tarımı planlayan, ekim desenini oluşturan, bitki ve tohum seçen özellikle kuraklığa toleranslı çeşitlerle de çiftçimizin ekim yapmasını sağlayan bir modellememiz var. Burada aynı zamanda tohum da öne çıkmakta. Bitki türü yanında o türün daha az su tüketen, daha az suyla daha fazla verim sağlayan türleri de mevcut.”

Geleneksel yöntemlerin yanında su tüketimini asgariye indiren üretim planlamaları yapmaya çalıştıklarını belirten Hasdemir, çiftçilere bu yönde eğitim ve öneriler sunduklarını sözlerine ekledi.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

DAÜ’YE DEVLET DESTEĞİ VAR AMA ÖĞRENCİ SAYISI VE GELİRLERİNDE HIZLI  DÜŞÜŞ VAR! 

Published

on

By

KIM TUTAR SENİ KILIÇ!

ÇÖZÜMÜ GEZMEKTE VE RANTA GÖREN REKTÖR  OKULU İFLASA BİLE BİLE MI GÖTÜRÜYOR👈

 

Prof. Dr.  Hasan kılıç’ın politikaları  Doğu Akdeniz Üniversitesi’ni finansal batağa sürüklüyor.  Kötü yönetim ve yapısal sorunlar nedeniyle öğrenciler, öğretim görevlileri ve çalışanlar büyük tedirginlik içerisinde.

DAÜ’nün  birçok sorun nedeni ile ekonomik kriz yaşarken yeni Rektör Hasan Kılıç, üniversitenin geleneksel karar mekanizmalarını çalışamaz hale getirdi. VYK ve Rektör arasıda eşgüdüm olmaması ve karar almada Rektör Hasan Kılıç’ın keyfi davranışları öğretim üyeleri arasında tartışmalara sebep olduğu iddia ediliyor.

REKTÖRÜN SAVURGAN HARCAMALARI GÖZDEN KAÇMIYOR

Rektör Prof.dr. Hasan Kılıç, üniversitenin mevcut sıkıntılarını bildiği halde gezilerdeki kişisel harcamalarına özen göstermemesi dikkatlerden kaçmıyor. Ayrıca üniversitede sadece  bir adet Gambiya’li  öğrenci varken, sırf harcırah almak için yurtdışı seyahate çıkarak DAÜ’yü kendi keyfi için zarara uğrattığı da gelen başka iddialar arasında. Gambiya seyahatinde; neredeyse günlük 200 dolar a yaklaşan harcirah  ve limitsiz harcamalı kredi kartı harcamaları, toplu yemekler, hediyeler, 5 yıldız otel masrafları çalışan maaşları bile zor ödenen DAÜ’de vicdanları sızlattığı iddia ediliyor.

ÜSTEL HÜKÜMETİ, DAÜ’YE MADDİ OLARAK TÜM DESTEKLERİ YAPIYOR.

Hükümet DAÜ’ye büyük önem veriyor. Başbakan Ünal Üstel “DAÜ gözbebeğimiz” diyerek her fırsatta DAÜ’ye destek veriyor. Geçen hafta maaşların ve borçların ödenmesi için, Maliye Bakanlığı tarafından  400 milyon hibe verildi. Bilindiği gibi birkaç ay önce DAÜ’nün devlete olan yaklaşık 1.5 milyar TL. borcu hükümet tarafından üstlenilerek silinmişti.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU MÜDAHELE EDECEK Mİ?

Hükümet DAÜ’nün tüm borçlarını üstlenip bataktan kurtardığı hade;  Rektör Hasan Kılıç’ın kötü yönetimiyle üniversitenin içinden çıkılamaz batağa sürükleneceği ve Kıbrıs Türk Hava Yollarının akıbetine benzer bir felaket yaşanacağı üniversite camiasını ve kamuoyunu tedirgin ediyor.

Rektör Hasan Kılıç’ın kötü yönetimiyle; üniversiteyi zarara uğrattığı iddia edilirken, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun DAÜ içerisinde ki bu keyfi duruma ne vakit müdahale edeceği merakla bekleniyor.

REKTÖR HASAN KILIÇ İRAN GEZİSİNİ NEDEN İPTAL ETTİ

Rektör Hasan Kılıç’ın, basında çıkan olumsuz yorum ve haberlerden sonra İran gezisini iptal etti. İran’da görüşeceği, DAÜ’de mezun olan kişilerle buluşacağı ve bir kişiye özel temsilcilik vereceği haberleri ortaya çıkınca İran gezisini iptal etti. Bu kişilerin kim olduğu bizde saklı. Rektör niye ülke ülke gezer, ya da gezer mi , o konu da ayrı bir -özel  haber- konumuz olacak.

REKTÖRÜN KARDEŞİNE ÖZEL AYRICALIK

DAÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç okulda yaşanan onca ekonomik kriz varken kardeşi Cemal Kılıç’a; resmi görevlendirme olmadan gayri resmi ultra yetkiler(!) verilmesi basında çıkınca tepkilere neden olmuştu. Bu durum, VYK’nın görevlendirmesi olmadan, VYK Başkanı Özcenk’in atlanarak  görmezden gelinmesi DAÜ’de hayretler içerisinde izleniyor. Ayrıca, Rektör Yardımcılarının yetki alanlarına giren konularda Cemal Kılıç’ın karar sahibi olması ve kararlara müdahele etmesi, geleneklerin etkili olduğu DAÜ yönetiminde ve kamuoyunda rahatsızlığa sebep olduğu iddia ediliyor.

Devamını Oku

Ekonomi

Türkiye tekstilde dünya beşincisi

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz, tekstilde bir ilke imza atarak ihracatta 10 milyar doları aştıklarını açıkladı.

Published

on

By

5’inci Uluslararası Tekstil Zirvesi, Kahramanmaraş’ta gerçekleştirildi.

Tekstil ihracatında yıllardır 10 milyar dolar sınırında olan Türkiye, bu yılın 10 aylık döneminde 10,5 milyar dolarlık ihracat yaptı.

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, “Dünyada da bir başarı hikayesi yazdık. 6’ncı büyük tedarikçilikten 5’inci büyük tedarikçiliğe ulaştık. Yani dünya liginde 5’inci sıradayız” dedi.

“13 milyar doları zorlayacağız”

Ahmet Öksüz, “Yıl sonunda da inşallah 13 milyar doları zorlayacağız. Zaten hazır giyim sektörüyle birlikte 30 milyar doları geçeceğiz. Ana pazarımızdaki pazar payımız yüzde 14’lerden 17’lere çıkarttık” dedi.

TRT

Devamını Oku

Ekonomi

Baykar’ın insansız savaş uçağına Ukrayna motoru güç verecek

Silahlı insansız hava aracı (SİHA) Bayraktar’ın üreticisi Baykar, Ukrayna ile önemli bir projeye imza attı. Geliştirilmekte olan insansız savaş uçağında Ukrayna menşeli Ivchenko Progress ve Motor Sich’in birlikte ürettiği AI-322F motoru kullanıl

Published

on

By

Türkiye’nin en büyük sanayi kümesi SAHA İstanbul’un İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen SAHA EXPO Savunma ve Havacılık Hibrit Fuarı’nda, Baykar tarafından yürütülen insansız hava aracı projelerinin motor ihtiyacı için 2 önemli gelişme yaşandı.

Ukrayna’ya çok sayıda Bayraktar TB2 silahlı insansız hava aracı (SİHA) ihraç eden Baykar ile Ivchenko Progress arasında Muharip İnsansız Uçak Sistemi’ne (MİUS) yönelik AI-322F Turbofan Motor Tedarik Anlaşması ve AI-25TLT Turbofan Motor Entegrasyon Sözleşmesi imzalandı.

Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, konuşmasında, tarihi bir tören gerçekleştirildiğini söyledi. Bayraktar, iki şirket arasında uzun yıllara dayanan güzel bir iş birliği bulunduğunu ifade etti.

“Sırada insansız savaş uçağı var”

Ukrayna ve Türkiye’nin iki stratejik ortak olduğunu ve birbirini tamamladığını belirten Bayraktar, “Stratejik Akıncı İnsansız Hava Aracımıza Ivchenko Progress’in AI-450 motoru güç veriyordu. Akıncı’yı seri olarak üretiyoruz. Sırada insansız savaş uçağı var. Sözleşme ile insansız savaş uçağımıza da Ivchenko Progress ve Motor Sich’in birlikte ürettiği AI-322F motorunu takacağız. Bu imzanın iki ülke arasındaki stratejik iş birliğini daha da ileri götürmesini, iki ülkeye daha da güç kazandırmasını temenni ediyorum.” diye konuştu.

“Dünyaya yeni ve daha güçlü bir ürün sunacağımıza eminim”

Ivchenko Progress Genel Müdürü Igor Kravchenko da iki ülke Cumhurbaşkanına verdikleri destek için teşekkür etti.

Bu sözleşme ile Ukrayna ve Türkiye’nin iş birliğinin yeni bir seviyeye ulaştığını vurgulayan Kravchenko, şöyle konuştu:

“Türkiye şu anda dünyadaki en güçlü insansız hava aracı üreticilerinden biridir. Ukrayna motor üretimini baştan sona yapabilen 6 ülkeden bir tanesi. Ortak çalışmamızın iki ülkenin güvenliği ve bağımsızlığına katkının yanında dünyaya yeni ve daha güçlü bir ürün sunacağımıza eminim. Bu ortak çalışmanın sadece savunma değil, iki ülkenin ekonomilerine çok büyük katkıda bulunacağına inanıyorum. Karşılıklı güvenle oluşan bu iş birliğimizin sonuçlarını bugün görüyoruz. Bazı zamanlar sadece telefonla çözdüğümüz sorunlar olmuştur. Bu hızlı çalışmamızın sonuçlarını bugün alıyoruz. Bu insansız silahlı aracın en iyi şekilde, en kuvvetli şekilde çalışacağının garantisini veriyorum. Eminim ki bu son projemiz olmayacak ve daha yeni projelere hep beraber adım atacağız.”

Konuşmaların ardından söz konusu iş birliklerine yönelik imzaları Bayraktar ve Kravchenko attı.

Akıncı için alternatif motor

Baykar ve Motor Sich arasında da Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı için MS500 Turboprop Motor Teknik Şartname Anlaşması imzalandı.

Haluk Bayraktar, MS500 motoruyla Akıncı için alternatif oluşturduklarını ve motorun araca entegre edileceğini söyledi. MS500’ün AI-450 gibi teknolojik ileri seviye bir motor olduğunu ifade eden Bayraktar, iki firma arasındaki yakın iş birliğiyle gelecek yıl bu motorun da Akıncı’yı uçuracağını bildirdi.

Motor Sich JSC Pazarlama ve Satış Müdürü Pavlo Kasai de yapılan her anlaşmayla iki ülkenin iş birlikleri yanında güvenlik ve güçlerinin de arttığını söyledi. Kasai, “Her şeyin zamanında olacağını ve motorların zamanında teslim edileceğini ve iyi çalışacaklarını garanti ederim.” dedi.

Bayraktar ve Kasai konuşmaların ardından anlaşmayı imzaladı.

TRT

Devamını Oku

Trending

Reklam