Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tabipler Birliği:Sağlıkta İş Birliği Anlaşması uygulamaya girmeden revize edilmelidir

Published

on

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), sağlık sistemini etkileyecek ve değişimlere yol açabilecek bir anlaşmanın gizlenmeye çalışıldığını öne sürerek Türkiye ile imzalanan “Sağlıkta İş Birliği Anlaşması”nın uygulanabilir, akılcı, ülkenin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kurgulanmasının sağlanması için ciddi revizyonlar gerektiğini belirtti.

Tabipler Birliği Asbaşkanı Dr. Çağrı Cemaller, KKTC ve TC hükümetleri arasında imzalanan anlaşmanın hazırlanması sürecine tüm hekim ve diş hekimlerini temsil eden meslek örgütü olan KTTB’nin dahil edilmediğini, ayrıca anlaşmanın gizlenmeye çalışıldığını iddia etti.

Cemaller yaptığı yazılı açıklamada, KKTC Hükümeti ile TC Hükümeti arasında sağlık ve tıp bilimleri alanlarında iş birliğine dair anlaşmanın 20 Aralık 2022’de imzalandığı haberini tüm toplumla aynı anda gazetelerden okuyarak öğrendiklerini açıkladı.

Söz konusu anlaşmanın imzalandığı haberi yayınlandıktan sonra, Sağlık Bakanlığından anlaşmanın bir kopyasının resmi yazışma yoluyla KTTB adına Bilgi Edinme Yasası tahtında talep edildiğini anlatan Cemaller, Sağlık Bakanlığı’nın, KTTB’ye verdiği resmi cevabında, meslek örgütünü yok sayan, iş birliği ve bilgi aktarımı kültüründen uzak, buyurgan bir bakış açısıyla, resmî gazeteden sürecin takip edilmesi telkininde bulunduğunu ve bu tavrın kabul edilemez ve sürdürülemez olduğunu kaydetti.

-“Dışlayıcı ve görmezden gelme tavrı topluma zarar verir”

Cemaller, meslek örgütlerinin, karar alma, yürütme ve politika oluşturma süreçlerinden uzaklaştırılmaya çalışılmasının en kötü örneklerini son zamanlarda fazlasıyla deneyimlediklerini ifade ederek, “Bu dışlayıcı ve görmezden gelme tavrının toplum zararına olduğunu” belirtti.

Cemaller şöyle devam etti:

“İmzalanan 5 yıllık anlaşmanın içeriğinde temel sağlık, yataklı tedavi kurumları, genel sağlık sistemi yönetimi, bilgi işletim sistemlerinde ortaklaşma vb. birçok konuda entegrasyon ve ilgili yasa ve mevzuatlarda düzenlemeler öngörülmektedir.

İlgili Anlaşma ile yapılması öngörülen iş birliğinin kapsamının bu kadar geniş tutulması ve sadece konu başlıkları yazılıp altının doldurulmaması, ülkemizdeki sağlık sistemi yönetimi, hastaların hastalık bilgilerinin tüm ayrıntısının kayıtlı olduğu veri kayıt sisteminin güvenliği, sağlık mevzuatlarında oluşacak düzensizlik, hekimlerin çalışma koşulları ve şekilleri ile ilgili yaşanacak sorunları öngörebilmek zor değildir.

İlgili anlaşmayla yurt dışından günübirlik veya kısa periyodlar halinde hekim getirilmesi ve KTTB yasası gözetilmeden çalıştırılması halinde, hasta, hekim ilişkisinin sağlanamayacağı ve sağlıklı ilişki sağlanamadığından hasta mağduriyeti oluşacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Ayrıca hastalar Türkiye’deki hastanelere yönlendirilmek için ikna edilmeye çalışılma tehlikesi olacaktır.

Bir örnek vermek gerekirse; TC ve KKTC Sağlık Bakanlıkları arasında imzalanan iş birliği anlaşmasından bağımsız olarak, Kasım 2022 tarihinde Sağlık Bakanlığı ile yurt dışında hastanesi olup ülkemizde temsilciliği bulunan özel bir merkez arasında anlaşma imzalanmıştır. İlgili anlaşmada ayda 5 gün çalışması öngörülen ve KTTB üyesi olmayan bir hekime fahiş ücretler ödeneceği taahhüdü verilmiştir. KTTB tarafından yapılan girişimler sonucunda süreç olumsuz durumlar oluşmadan engellenebilmiştir. Bu örnek ve niyet ortadayken KKTC Sağlık Bakanlığı ile TC Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan iş birliği anlaşmasıyla, TC Sağlık Bakanlığı’na bağlı USHAŞ adlı şirkete KKTC sınırları içerisinde kapsamlı yetkiler verilebilecektir.

USHAŞ’ın, resmi internet sitesinde yayımlanan bilgilere göre, şirketin 2019’da KHK ile kurulduğu ve TC Sağlık Bakanlığına bağlı bir kuruluş olduğu bilgisine ulaşılabilmektedir. Şirketin resmi internet sitesinden şirket hakkında bilgi edinildiğinde, kuruluş amacının Türkiye’yi dünyanın önde gelen katma değerli sağlık ihracatçılarından biri haline getirmek üzere faaliyetlerde bulunmak olarak açıklanmaktadır.

Sağlık hizmetleri ihracatı yani, Türkiye’deki hem kamu hem özel hastanelere yurtdışından hasta bulup, hastaları Türkiye hastanelerine taşıyarak tedavisinin yapılmasını sağlamak temel hedefindedir. Bu hedefini yakalayabilmek için yoğunluklu olarak, toplumu kapsayıcı sağlık sistemi olmayan veya pahalı sağlık harcamalarına sahip Türkiye dışındaki ülkelerde temsilcilikler açılması öngörülmüştür. Bu temsilcilikler vasıtasıyla hastalar Türkiye’ye yönlendirilecek ve Türkiye hastanelerinin maddi kazanç elde etmesi sağlanacaktır. Bu sistem ile ülkemizde toplum sağlığı daha iyi bir yere gelmekten öte, kamu hastanelerinin gelişmesine engel teşkil ederek toplum sağlığını tehdit eder hale gelecektir.”

-“Kamu sağlık sistemi yurtdışına bağımlı hale gelecek”

KTTB Asbaşkanı Cemaller, insanlara potansiyel müşteri muamelesiyle yaklaşan bu şirket ile imzalanan anlaşmanın kamu sağlık sistemini yurt dışına bağımlı hale getireceğini savundu.

İlgili anlaşmayla sağlık ve çevre alanında AB uyum yasalarıyla oluşturulmuş birçok mevzuatla ilgili iş birliği öngörüldüğünü, bu yönüyle ilgili sağlık ve çevre mevzuatlarının ne yönde değiştirileceğinin Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanmadığını da ifade eden Cemaller, ilgili mevzuatların bir an önce en iyi şekilde uygulanması gerektiğini hatırlatarak, mevzuat uygulanması için uluslararası anlaşmaya ihtiyaç duyulmadığını belirtti.

-“Modern tıbbın alternatifi yine modern tıp yöntemleridir”

Bunun yanında ilgili anlaşmada, modern tıp uygulamaları dışında “geleneksel ve tamamlayıcı tıp” ile ilgili mevzuat düzenlemesinin öngörüldüğünü de kaydeden Cemaller, Sağlık Bakanlığı’nı 21. yüzyıl tıp uygulamalarına davet ederek, modern tıbbın alternatifinin yine modern tıp yöntemleri ve bilimsel çalışmalar olduğunu vurguladı.

Cemaller, açıklamasında ayrıca şunlara değindi:

KKTC ve TC olarak çift uyruğa sahip pratisyen hekimlerin mecburi hizmet yükümlülüklerini KKTC’de yapmalarına olanak sağlayacak madde ile ilgili olarak eksiklikler mevcuttur. İlgili madde sadece Yüksek Öğrenim Kurumlar Sınavına (YKS) girerek Tıp Fakültesinde öğrenim gören hekimleri kapsaması nedeniyle GCSE vb. sınavlarla Tıp Fakültesi öğrenimi gören hekimleri kapsam dışında bırakmaktadır. Bu maddede eksik bırakılmış sınavlar nedeniyle hak kayıplarının oluşabileceği öngörüsüyle ilgili maddenin revize edilerek tüm sınavları kapsayıcı hale getirilmesi gerektiğini hatırlatırız.

Anlaşmanın Madde 12‘si ‘uygulayıcı kurumlar, denetim ve takibi’ tanımlamaktadır. Buna göre; ‘İşbu Anlaşma’nın hükümlerinin uygulanmasını Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile KKTC Sağlık Bakanlığı sağlayacaktır. Türk Tarafı işbu Anlaşma kapsamında yer alan bazı yükümlülüklerini Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye (USHAŞ) delege edebilir.’

Bu maddede delege edilecek yükümlülüklerin belirtilmemesi ve ‘bazı’ olarak tanımlanması sonucunda belirsizlik oluşmaktadır. USHAŞ yukarıda da ayrıntılı olarak belirtildiği gibi Türkiye’ye hasta sağlamak hedefiyle sağlık turizmini geliştirme mantığıyla kurulmuş bir anonim şirkettir. Bu bilgilerle bu anlaşmanın hangi maddelerinin, ne şekilde yürütüleceği belirsizliğini korumaktadır.

Bütün bu bilgiler ışığında KKTC Meclisi’nden talebimiz, Sağlıkta İş Birliği Anlaşması’nın uygulanabilir, akılcı, ülkemiz ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kurgulanmasının sağlanmasıdır. Bunu sağlamak için ciddi revizyonlar gereklidir.

Anlaşma bu haliyle ülkemiz ihtiyaçlarına cevap verir özelliğe sahip değildir. Bu nedenle ilgili Meslek Örgütleri, STÖ’lerle Sağlık Bakanlığımızın ortak çalışması ve bu Anlaşma uygulamaya konmadan, yeni bir Anlaşmanın şekillendirilmesine fırsat tanınması gerekmektedir.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

CTP: “Kıbrıs’ın, bir savaşın parçası haline getirilmesini asla kabul etmeyeceğiz”

Published

on

By

İsrail ve İran arasındaki savaşa ilişkin yazılı açıklama yapan Cumhuriyetçi Türk Partisi, bu savaşın Kıbrıslı Türkler’in iradesi yok sayılarak, Kıbrıs’ı da içine alabilecek şekilde genişleme potansiyeline sahip olmasından derin bir endişe duyulduğunu kaydetti.

Açıklamada, “İsrail’in, son dönemde uluslararası hukuk ve insan haklarını hiçe sayarak kontrolsüz ve orantısız bir şekilde, önce savunmasız Filistin Halkı’na bomba yağdırarak insanlığa karşı suç işlemesi, devamında da savaşı tüm bölgeye yaymaya başlaması ve bölge ülkelerini bombalaması kabul edilebilir değildir” denildi.

Bölgedeki bombardımanların Kıbrıs’tan çıplak gözle izlenebilir durumda olduğuna işaret edilen açıklamada, “İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Kıbrıs’taki askeri üsleri kullanarak bu savaşa dolaylı ya da doğrudan katkı koyduğu yönündeki bilgiler, Kıbrıs’ı bir ateş çemberinin ortasına sürükleme ihtimalini güçlendirmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Kıbrıs adasının, herhangi bir savaşın parçası haline getirilmesini asla kabul etmeyeceklerinin altı çizilen açıklamada, halkın can ve mal güvenliği ile huzuru için, gerekli tüm diplomatik çabanın sergilenmesi gerektiği vurgulandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

KKTC yayıncılığında bir ilk olan ‘Düşünce Nüansı e-Kitabı’nın birinci cildinin tanıtımı yapıldı

Published

on

By

KKTC yayıncılığında bir ilk olan ‘Düşünce Nüansı e-Kitabı’nın birinci cildinin tanıtımı yapıldı.

Kitabın BRT1’de çarşamba günleri canlı yayınlanan ve sunuculuğunu Prof. Dr. Mustafa Sağsan’ın yaptığı “Düşünce Nüansı” programına katılan konukların yazdığı bölümlerle derlenen ilk e-kitap özelliği bulunuyor.

Önsözü BRTK Müdürü Meryem Özkurt tarafından kaleme alınan ve TEZARUS Kitap tarafından yayınlanan Düşünce Nüansı’nın ilk cildi okuyucularıyla buluştu.

Kitabın tanıtım etkinliğinde TEZARUS Kitap Genel Yayın Yönetmeni Serkan İpekçi ve Prof. Sağsan konuşma yaptı.

Prof. Dr. Mustafa Sağsan, “e-kitabı; küçüçük ve izolasyonlara hapsolmuş adamızda bilim ve felsefe alanındaki bilim insanlarının özgür ruhunun dijital platformlarda dolaştığı bir girişim” olarak değerlendirdi.

Prof. Dr. Sağsan, Düşünce Nüansı programının her sezonu, kitap serisinin yeni birer cildi olarak yayınlanmaya devam edeceğini de aktardı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Patateste hasat zaman..Patates Üreticileri Birliği Başkanı Engin Halkseven BRT’ye konuştu

Published

on

By

Patates Üreticileri Birliği Başkanı Engin Halkseven, patates üretimi ve pazarlanması konusundaki son durumu BRT’ye anlattı.

Patates hasadının devam ettiğini ve 15 güne kadar tamamlanacağını belirten Halkseven, fiyat konusunda kararsızlığın çözüldüğünü belirtti.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Toprak Ürünleri Kurumu ile fiyatı belirlediklerini aktaran Engin Halkseven Toprak Ürünleri Kurumu’nun patatesi üreticilerden 28.40 TL’den alacağını açıkladı.

Engin Halkseven, patates üretimi konusunda en büyük rakiplerinin Güney Kıbrıs’taki üreticiler olduğunu ve patatesin fiyatının yüksek tutulması halinde patates kaçakçılığın çoğalacağını ifade etti.

Halkseven, en büyük sorunlarının sularının azalması olduğuna da dikkati çekti.

Türkiye’den gelen suyun Orta Mesarya’ya kadar gelmesini beklediklerini dile getiren Halkseven, suyun gelmesi halinde üretimin daha kolay olacağını da belirtti.

Engin Halkseven, Türkiye’den şu an patatesin gelmediğini ve kendilerinin ürettiği patatesin iç piyasaya yettiğini de belirterek fiyatlar konusunda bilgiler verdi.

Aralık ayında Hollanda’dan Toprak Ürünleri Kurumu aracılığıyla tohumluk patates getirildiğini de aktaran Halkseven, bundan sora tohumluk patatesi yurtdışından Birliğin getirmesini talep ettiklerini de sözlerine ekledi.

Engin Halkseven, Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde patates satışının bulunup bulunmadığına da değinerek, Güney Kıbrıs’taki üreticilerin birlik olduğunu ve Kuzey Kıbrıs’tan patates almak istemediklerini dile getirdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam