Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

TÜK ile Kamu-İş arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı

Published

on

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Toprak Ürünleri Kurumu (TÜK) ile Kamu İşçileri Sendikası (Kamu-İş) arasında Toplu İş Sözleşmesi imzalandı.

Bakanlıkta yer alan imza töreninde sözleşmeye Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, Toprak Ürünleri Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Uzun ve Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu imza attı.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz imza töreni öncesinde yaptığı konuşmada, TÜK’ün, KKTC’nin en güzide, en gerekli kurumlarından bir tanesi olduğunu belirterek, TÜK’ün, piyasada aktif olması, ülkeye rekabet edebilirlik getirmesi, tarım ve hayvancılık sektöründe gerekli faydaları sağlayabilmesi için elindeki imkan ve kabiliyetin çok önemli olduğunu kaydetti.

En büyük amaçlarının, TÜK’ün görevleri arasında yer alan girdi maliyetleri konusunda piyasaya rekabet getirilmesi, girdi maliyetlerinin kontrol altında tutulması olduğunu ifade eden Bakan Oğuz, TÜK’ün, kesinlikle kar elde etme amacıyla kurulan bir kurum olmadığını söyledi. “Görevleri arasında kar etmek de yok, sadece görevini ifa etmek var” diyen Oğuz, en büyük sorunun ise finans kaynağı ve finans desteği olduğunu belirtti.

-“TÜK mali ve idari yönden büyük bir ilerleme kaydetti”

Geçmiş yıllarda yaşanan ekonomik krizlerin, TÜK’ün gelir-gider dengelerinde bozulmalara yol açtığını dile getiren Dursun Oğuz, 2019’dan itibaren görev yaptıkları süreç ve bugünkü süre içerisinde gelişen sürede TÜK’ün, mali ve idari yönden büyük bir ilerleme kaydettiği söyledi.

Bakan Oğuz, “Toprak Ürünleri Kurumu kesinlikle başıboş değildir. Toprak Ürünleri Kurumu’nda, hükümet ve bakanlık her türlü gelişmeyi izlemektedir. Bu dün de öyleydi, bugün de böyle, yarın da öyle olacak” diye konuştu.

TÜK’te çalışanların sorunları konusunda ise uzlaşı temelinde sendikayla istişarelerde bulunduklarına değinen Oğuz, TÜK’ün, imkan ve kabiliyeti ne ise o çerçevede bakanlık olarak ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını kaydetti.

Çalışanların haklarının elzem olduğunu, geçinmelerini sağlaması açısından da aldıkları maaşın önemli olduğunu belirten Tarım ve Doğal Kaynakları Bakanı Oğuz, özellikle çalışanların özlük hakları ve kadrolarıyla ilgili geçmiş yıllardan gelen, birikmiş birçok sorunları olduğunu dile getirdi. Başbakan’ın da konuyla yakından ilgilendiğini ifade eden Oğuz, çalışanların özellikle kadrolarla ilgili sorunlarının giderilmesinin önemli olduğunu söyledi.

TÜK’ün, belli bölümlerde personel ihtiyacı bulunduğunu da dile getiren Oğuz, birçok personelin emekliye ayrılması nedeniyle doğan boşluğun, bugüne kadar geçici veya mevsimlik personel alımlarıyla giderildiğini anlattı. Bakan Oğuz, sorunların mazeret teşkil etmediğini, TÜK’ün yoluna devam ettiğini vurguladı.

Son yıllarda emtia fiyatlarındaki yükseliş, Covid-19 ve sonrası dünyadaki ekonomik dalgalanma ve dövizdeki dalgalanmanın üreticiyi zor durumda bıraktığını ifade eden Dursun Oğuz, piyasada rekabet edebilirlik anlamında TÜK’ün elini taşın altına koyduğunu kaydetti.

Merkez Bankası’na da borçlanma nedeniyle teşekkür eden Oğuz, TÜK’ün, bugün piyasada arpanın haricinde, mısır konusunda da rekabet getirdiğini ve fiyatları sabit tuttuğunu belirtti. TÜK’ün, bundan sonraki süreçte diğer ham madde ürünlerinde yem bitkileri anlamında da piyasada aktif olarak rol alacağını kaydeden Oğuz, bunun ilgili çalışmaların ve araştırmaların devam ettiğini ifade etti.

-“Toprak Ürünleri Kurumu’nun verilmeyecek bir kuruş hesabı yoktur”

Son günlerde bazı basın organlarında TÜK’ün itibarsızlaştırılmasına yönelik açıklamalar olduğuna işaret eden Oğuz, “Toprak Ürünleri Kurumu’nun verilmeyecek bir kuruş hesabı yoktur” dedi. Bakanlık yaptığı dönem veya son 4 yılda 2019’dan bugüne kadar olan süreyle ilgili herhangi bir sorusu veya bilgiye ihtiyacı olan kişilerin bakanlığa müracaat edebileceğini belirten Oğuz, “Her türlü hesaba da açıktır, şeffafız” dedi.

Bu tip kısır döngülerin sadece kurumlara zarar verdiğini dile getiren Oğuz, “Bu kurumlara sahip çıkmak hepimizin görevidir… Yapılan yanlış varsa da hiçbir zaman yanında durmayız, her zaman karşısında oluruz ve gereken neyse de yaparız, bundan da geri durmayız. Hiçbir siyasi beklentimiz yok bu konuyla ilgili…” şeklinde konuştu.

Sendikanın da kuruma sahip çıkılması noktasında çok hassas olduğuna dikkat çeken Oğuz, TÜK’ün, çalışanların ekmek teknesi olduğunu ifade ederek, “Kurumun mutlaka yaşaması gerekiyor” dedi. Kurumun ayakta kalması ve yoluna devam etmesi için titizlikle çalıştıklarını belirten Oğuz, “Kuruş, kuruş da hesabını tutuyoruz” diye konuştu. Toplu İş Sözleşmesinin hayırlı, uğurlu olmasını dileyen Oğuz, TÜK’ün, yoluna emin adımlarla devam edeceğinin altını çizdi.

Toprak Ürünleri Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Uzun ise, TÜK’ün çalışma ortamını vatandaşların da sendika temsilcilerinin de çok iyi bildiğini ifade ederek, çalışanların ağır şartlarda ve özverili çalıştıklarının bilincinde olduklarını kaydetti.

Bunun bir başlangıç olmasını temenni eden Uzun, Toplu İş Sözleşmesinin arkasından çalışanların diğer sıkıntılarını da çözmeyi, çalışma şartlarını en iyi duruma getirmeyi diledi.

Toprak Ürünleri Kurumu’nun, kar etmeye yönelik kurulan bir kurum olmadığını denge unsuru olduğunu ancak zarar etmek için de kurulmadığını vurgulayan Uzun, “Ülkenin tarım politikasını belirleyen biz değiliz. Biz sadece alınan kararları uygulayan taraftayız” dedi. Uzun, tarım politikalarını, Tarım Bakanlığı önderliğinde hükümetin belirlediğini ifade etti.

Merkez Bankası’yla geçmişte yapılan düşük faizli borçlanmaların bir noktada kurumu kendine getirdiğini ve ibrenin tekrar yukarıya doğru hareket etmesini sağladığını belirten Uzun, bugün ülkede yerli ürün alımının yapıldığına işaret etti. Patates alımının ve ödemelerinin paralel şekilde yapıldığını, buğday alımının tamamlanmak üzere olduğunu dile getiren Uzun, arpa alımına da başlandığını, alım tamamlandıktan sonra aynı şekilde ödemelerin yapılacağını söyledi.

Yönetim Kuruluna atandıktan sonra ilk kez sendika ile protokol imzaladığını ifade eden Uzun, bundan sonra adım atılacak konularda da hemfikir olduklarını belirterek, imzalanacak Toplu İş Sözleşmesinin kurumu daha iyiye götürme adına ilk adım almasını temenni etti.

Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu ise, Türkiye’de yaşanan deprem, seçim süreci nedeniyle Toplu İş Sözleşmesinin geciktiğini ifade ederek, uzlaşmazlık olmadığını, tam aksine tarafların olgunluk gösterdiğini kaydetti. Süreci uyum içerisinde tamamladıklarını dile getiren Serdaroğlu, çalışanlar adına Bakan Oğuz’a ve TÜK Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Uzun’a teşekkür etti.

Toplu İş Sözleşmesinin hem TÜK’ün mali yapısı hem de memleketin içerisinde bulunduğu koşullar dikkate alınarak, karşılıklı her iki tarafın da sevineceği şekilde düzenlendiğini belirten Serdaroğlu, Toplu İş Sözleşmesinin, çalışanlara, hayırlı ve uğurlu olmasını temenni etti. Bu sürecin ardından çalışanların dört gözle beklediği, yıllardan beri ötelenen terfiler olduğunu dile getiren Serdaroğlu, bunun da yapılacağını kaydetti.

“Uzlaşı olabiliyor. Yeter ki karşılıklı iyi niyet olsun” diyen Serdaroğlu, “Sendikalar, her zaman hırçın değildir, öyle görünsek de… Aslında sendikal bilinç çerçevesinde her zaman diyaloğa açığız. Bu masa da, diyalog ve iyi niyet olduktan sonra her şeyin olabileceğinin göstergesidir. O anlamda çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

İdari Komite Genel Kurul’dan geri gönderilen Sağlık Hizmetleri Dairesi yasa tasarısını görüştü

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi, İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi “Genel Kuruldan Bir Daha Görüşülmek Üzere Komiteye Geri Alınan Sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasa Tasarısını” görüştü.

Cumhuriyet Meclisi’nden verilen bilgiye göre, Komite bugün UBP Milletvekili Komite Başkanı Sunat Atun Başkanlığında toplandı.

Komite gündeminde yer alan “Genel Kuruldan Bir Daha Görüşülmek Üzere Komiteye Geri Alınan Sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasa Tasarısı (Y.T No: 80/2/2022)”nı ele alarak madde madde oylamaya başladı.

Komite bahse konu Yasa Tasarısı ile ilgili çalışmalarına bir sonraki toplantısında devam edecek.

Komite toplantısında Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de hazır bulunurken, davetli olarak, Sağlık Bakanlığı, TIP-İŞ, KTAMS, KAMUSEN ve Serbest Çalışan Hekimler Birliği’nden yetkililer ve Emekli Başhekim Dr. Bülent Dizdarlı toplantıya katılarak konuyla ilgili görüşlerini sundu.

UBP Milletvekili Sunat Atun başkanlığındaki İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi toplantısına, Komite Başkan Vekili CTP Milletvekili Filiz Besim, Komite üyesi UBP Milletvekilleri Ahmet Savaşan ve Fırtına Karanfil ile Komite üyesi CTP Milletvekili Devrim Barçın katıldı. Komite toplantısına ayrıca, UBP Milletvekili Yasemi Öztürk ve Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers da katıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

IV. Gençlik Kongresi basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı

Published

on

By

Gençlik Federasyonu liderliğinde 8 gençlik derneği ve 3 öğrenci örgütü tarafından ortaklaşa düzenlenen IV. Gençlik Kongresi, bugün Rüstem Kitabevi’nde yapılan basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı.

Gençlik Federasyonu’ndan yapılan açıklamaya göre, basın toplantısında IV. Gençlik Kongresi hakkında katılımcılara sunum yapan Gençlik Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Özbilgehan, Gençlik Kongresi’nin 23-24 Ağustos’ta yapılacağını açıkladı.

Özbilgehan, katılım kotasının ve yaş aralığının genişletildiğini, bu sayede daha kapsayıcı bir yapının hedeflendiğini belirtti. Özbilgehan ayrıca, 18-23 yaş arası gençlere ve kırsaldan gelen katılımcılara özel kontenjanlar ayrılacağını da ifade etti.

-Kongre’deki komite sayısı artırıldı, 80 gönüllü görev alıyor

Kongre hazırlık sürecinde 10 ayrı ekipte toplam 80 gönüllü gencin aktif görev üstlendiğini ifade eden Özbilgehan, bu yıl Kongre’deki komite sayısının da 8’den 10’a çıkarıldığını duyurdu.

Kongre katılımcısı gençlerin gençlik politikaları sürecine daha etkin biçimde katılmasını sağlamak amacıyla komitelerin “forum” yapısına geçeceğini açıklayan Özbilgehan, bu sayede Kongre sonrası tartışmaların daha yapısal bir çerçevede yürütüleceğini belirtti.

-“IV. Gençlik Kongresi ile gençlik politikalarında yeni bir dönem başlayacak”

Özbilgehan, forumlar aracılığıyla gençlik politikaları alanında hem fiziksel altyapının hem de savunuculuk faaliyetlerinin güçlendirileceğini vurgulayarak, IV. Gençlik Kongresi’nin gençlerin karar alma mekanizmalarına daha etkin katılım sağlayacağı yeni bir dönemin başlangıcını temsil ettiğini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

“Bu adanın refaha, yatırıma ihtiyacı var. Güney Kıbrıs’ın KKTC ekonomisini hedef alan siyasi girişimlerden vazgeçmelerini bekliyoruz”

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Rum yönetiminin , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ekonomik gelişimini engelleme çabasına girdiğini kaydederek, yatırımcıyı tutuklamaya dönük tavırların, Cenevre’de yakalan uzlaşmacı tavra uygun olmadığına işaret etti.

“Bunu siyasi sebeplerle bozmaya çalışanlar bunun karşılığını uluslararası hukuk içinde görecek. Siyasi girişimlerden vazgeçmelerini bekliyoruz.” diyen Yılmaz, Taşınmaz Mal Komisyonunun çalışmalarını, en güçlü şekilde desteklemeye devam edeceklerini de vurguladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, BRT Özel Yayını’nda Aziz Karaaziz’in sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yılmaz, TC-KKTC 2025 İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması, sürdürülen projeler ve Türkiye Cumhuriyeti – KKTC ilişkilerine değindi.

İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolünün bugüne kadarki en büyük ve en geniş kapsamlı işbirliği protokolü olduğunu ifade eden Cevdet Yılmaz, “bu sadece teknik bir anlaşma değil, bu KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ne kadar yakın olduğunu gösteriyor” dedi.

Yılmaz , “21 milyar Türk lirasına yakın bir işbirliği protokolünden bahsediyoruz. Yıllık ödenek anlamında kaynak anlamında gerçekten çok önemli bir rakam bu aslında. Sadece teknik bir anlaşma değil, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ne kadar yakın olduğunu, kader birliğin içinde olduğunu da gösteren bir belge aslında. Dolayısıyla bunu hayata geçirme zamanı artık uygulama zamanı.” şeklinde konuştu.

Cevdet Yılmaz , KKTC’ye her geldiklerinde sahadaki projeleri yerinde görmeye çalıştıklarının altını çizerek, Türkiye Cumhuriyeti olarak, Mali işbirliği programları ile maksimum düzeyde katkı sunduklarını kaydetti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde her yaşanan sıkıntıdan ders çıkarmak gerektiğini , sadece gündelik sorunları çözmenin ötesinde gelecekteki çıkabilecek sorunları da engelleyici işler yapmaya çaltıştıklarını kaydeden Cevdet Yılmaz; sağlık, eğitim, tarım ve gıda sektöründe yem desteklerinden, zarar tazminlerine, bazı altyapı tesislerine varıncaya kadar çalışma içinde olduklarını belirtti.

-“Sağlık sektörü farklı bir seviye kazanacak”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sağlık sektörünün kendileri için öncelik olacağını kaydeden Cevdet Yılmaz, “sağlık sektörü farklı bir seviye kazanacak” dedi.

Yılmaz, “sağlık alanında yeni dönemde çok önemli projeler hayata geçiriyoruz. Girne askeri hastanesini zaten bitirmiştik, biliyorsunuz şu anda yine ilaç ve tıbbi cihaz temini konusunda toplu alımlar gerçekleştirdik. Pamuklu sağlık merkezi, Güzelyurt hastanesi, Maraş sağlık merkezi gibi projelerde ihale ve yapım süreçlerini sürdürüyoruz fakat asıl yıldız projemiz, Lefkoşa yeni Devlet hastanesi yapım projesi . Çok güzel bir mimariyle, çok güzel bir mekanda gelişime açık bir bölgede bir hastane inşa edeceğiz. Onun da ihale süreçlerine başlamış durumdayız, yakın bir süreçte ihale süreçleri bitecek, 20 Temmuz’da inşallah temelinin atıldığını hep birlikte görmüş olacağız.” şeklinde konuştu.

-“Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını desteklemeye devam edeceğiz”

Cevdet Yılmaz konuşmasında Taşınmaz Mal Komisyonu’nun faaliyetlerini daha etkin yürütmesinin önemine de dikkati çekti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin aldığı karar ile Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit ettiğini i ifade eden Yılmaz, bugüne kadar komisyona 8 bin 178 başvuru yapıldığını ve 2 bin 041 tanesinin sonuçlandırıldığını kaydetti.

Yılmaz, “ TMK’ya başvurularda tazminatla sorun çözülebiliyor. Önümüzdeki dönemde inşallah bu yol ve yöntemleri etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak da bu mekanizmayı, en güçlü şekilde desteklemeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

-“Rum Yönetimi tutuklamalara devam ederse mutlaka karşılığını görecek”

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin mülkiyetle ilgili yaptığı tutuklamalara ilişkin soruyu da yanıtlayan Yılmaz, Rum yönetiminin , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ekonomisine zarar vermeye çalıştığını kaydederek, “Rum yönetimi tutuklamalara devam ederse mutlaka karşılığını görecekler” dedi.

Yılmaz , “Rum yönetimi, Kuzeydeki son yıllardaki atılımları gördüğü için bunları engelleme çabası içine girdiğini görüyoruz . Bunu tabii hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz ve bunun da son dönemlerde başlamış olan Cenevre’deki bu işbirliği ruhuna da aykırı düştüğüne inanıyoruz. Bu yaklaşım bu şekilde devam ederse mutlaka karşılığını görecektir, karşılığını görmemesi de mümkün değil. Biz şuna inanıyoruz; bu adanın kalkınmaya ihtiyacı var, refaha, yatırıma ihtiyacı var. Bunu siyasi sebeplerle bozmaya çalışanlar mutlaka bir şekilde şöyle veya böyle hukuk içinde, elbette uluslararası hukuk içinde karşılarını mutlaka göreceklerdir. Bir an önce bu yaklaşımlarından vazgeçmelerinin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisini hedef alan hukuki yönlerle yöntemlerle hedef alan bu siyasi girişimlerden vazgeçmelerini bekliyoruz.”şeklinde konuştu.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın iki devletli çözüm perspektifini yüzde yüz desteklediğini de ifade ederek, “Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar çok güçlü bir vizyon koydu. Türkiye Cumhuriyeti olarak yüzde yüz bu perspektife destek sunuyoruz. Çünkü bu perspektif sadece Kıbrıs Türkü’ne değil, tüm adaya fayda getirecek” değerlendirmesinde bulundu.

Bölgedeki yaşanan çatışmalara da değinen Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, çatışmaların tüm bölgeye zarar verdiğini ifade ederek, Türkiye Cumhuriyeti’nin sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine inandığını söyledi.

“Kimsenin merhametine güvenebileceğimiz bir dönemde değiliz” ifadelerini de kullanan Yılmaz “Gücümüzü koruyarak, diplomasiyi yürütmek zorundayız. Bu dönemler milli birliğimizi, beraberliğimizi çok daha güçlü bir hale getirmek zorundayız. İnanıyoruz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti iç cephesini bu dönemde daha da güçlendirecektir. Mücahitler ve Mehmetçikler canlarını feda ederek bize bu huzur ortamı miras bıraktılar. Onları rahmetle anıyoruz. Bu emanete de hep birlikte çok güçlü bir şekilde sahip çıkmamız lazım. Bunun gayreti içindeyiz. Doğru bildiğimiz yolda yolumuza devam edeceğiz” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam