Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“TÜRKİYE VE KKTC ARASINDAKİ İLİŞKİLER HER ALANDA GÜÇLENDİ”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve Üsküdar Belediyesi Gençlik Meclisi üyesi gençlerle çevrim içi bağlantıda bir araya gelerek Gençlik Meclisi Siyaset Okulu’nun dönem sonu dersine katıldı ve soruları yanıtladı.

Türkiye’nin hemen hemen her bölgesine ziyaret ederek temaslarda bulunan bir kişi olduğunu lakin yaşanan Covid 19 salgını nedeniyle Türkiye’deki yetkililerle çevrim içi bağlantılar üzerinden temaslarına devam ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, pandemi sonrası Üsküdar’ı ziyaret etme arzusunu dile getirdi.“KIBRIS; GİRİT VE RODOS GİBİ OLMAMIŞTIR”İstanbul’da yaşadığı yıllarda, Ortaköy’de oturduğu dairesinden her gün Üsküdar’ı izlediğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’de çalıştığı yıllarda yaşadığı deneyimlere ve biriktirdiği dostluklara vurgu yaparak İstanbul’un yaşamında yer ettiği önemin altını çizdi.

Dönemin Türkiye Başbakanı Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’yu yad ederek 1960 Antlaşması’yla Kıbrıslı Türklerin Türkiye’nin garantörlüğüne kavuştuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin tek taraflı müdahale hakkı sayesinde Kıbrıs’ın Yunan adası olmasının önüne geçildiğini vurgulayarak “Kıbrıs son kaleydi. Bu sayede Kıbrıs; Girit ve Rodos gibi olmamıştır. Bu sayede hayalleri olan Büyük Yunanistan’ın yaratılmasına geçit vermedik” dedi.Türkiye’nin Kıbrıs’a yaptığı Mutlu Barış Harekâtı sayesinde Kıbrıslı Türklerin özgürlüğüne kavuştuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, tek egemenliğin olduğu federasyonun, Kıbrıslı Türkleri azınlığa düşürerek Türkiye’yi adadan uzaklaştıracak büyük bir operasyon ve siyasetin ürünü olduğunun altını çizdi.

“TÜRKİYE VE KKTC ARASINDAKİ İLİŞKİLER HER ALANDA GÜÇLENDİ”

Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarıyla ilgili haklarına, mavi vatan ve hava sahasındaki egemenlik haklarına sahip çıkılmasının önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın Türkiye’yle gönül ve kader birliği içerisinde kopmaz bir birlikteliğe sahip olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanı olarak göreve gelmesinin ardından Türkiye ve KKTC arasındaki ilişkilerin her alanda güçlendiğinin altını çizdi.

“KIBRIS’TA ARTIK EGEMEN EŞİTLİĞE DAYALI İKİ DEVLETLİ BİR ÇÖZÜM GEREK”

Gelinen aşamanın Kıbrıs’ta artık egemen eşitliğe dayalı iki devletli bir çözümü gerektirdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin Anavatan Türkiye’nin tam desteğini her zaman arkasında hissettiğinin altını çizerek gelecekte de KKTC devletinin yaşayacağına inanç belirtti.Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın güvenliği ve bekasının Türkiye’yle iyi ilişkiler kurulmasından geçtiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye ile tam bir fikir ve eylem birlikteliği içerisinde, Kıbrıs’ta artık egemen eşitliğe dayalı iki devletli bir çözümün savunularak dünyaya anlatılmasının KKTC-TC ilişkilerini bir başka boyuta taşıdığını ifade etti.

“GENÇLERLE BİRLİKTE DAVAMIZ DAHA DA GÜÇLENİR”

Kıbrıslı Türklerin en az Kıbrıslı Rumlar kadar egemen haklara sahip olduğunu ve kendi kendini yönetme hakkından asla vazgeçmeyeceğine dikkat çekerek “Gençlerle birlikte davamız daha da güçlenir. Gençlerimize milli bilinci aşılamak ve yaşananları anlatmak fevkalade önemlidir” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu bağlamda, Üsküdar Belediyesi Gençlik Meclisi üyesi gençlerle çevrimiçi bağlantıda bir araya gelerek gündeme dair değerlendirmelerde bulunmaktan duyduğu mutluluğun altını çizdi.

“DOĞU AKDENİZ’DEKİ HAKKIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”  

KKTC’nin sahil şeritleri hasebiyle Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarından vazgeçemeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının paylaşımında Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin hakimiyetinin Türkiye ve Libya arasında yapılan antlaşma ile daha da güçlendiğine vurgu yaptı. Cumhurbaşkanı Tatar, hava sahasındaki egemenlik haklarının ülkenin güvenliği ve bölgedeki Türk-Yunan dengesi için önemli olduğunu kaydetti.

“RADİKAL AKIMLAR AĞIRLIK KAZANDI… BİZ BU OYUNA GELMEYECEĞİZ”Rum tarafındaki radikal akımların da ağırlık kazandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafındaki milliyetçi eğitim sistemi nedeniyle, özellikle gençler tarafından bu radikal akımlara daha fazla destek verildiğine işaret etti.Güney’deki seçimlerin sonucunda Yunan hayranlığı ve EOKA zihniyetinin yeniden canlandığının gözlemlendiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, tüm bu değerlendirmeler ışığında egemen eşitliğe dayalı iki devletli bir çözümün ne kadar gerçekçi olduğunun bir kere daha ortaya çıktığının altını çizerek Kıbrıs Rum tarafının amacının Kıbrıslı Türkleri boyundurukları altına almak olduğuna dikkat çekti.Cumhurbaşkanı Ersin Tatar “Biz bu oyuna gelmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

“ÖNÜMÜZ BUNDAN SONRA DAHA AÇIK OLACAKTIR”Türkiye dışında birçok Türki ve Müslüman ülkelerle geliştirilen kültürel, siyasi ve ekonomik ilişkilere değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu ilişkilerin daha da geliştirilmesinin önemine dikkat çekti.Cumhurbaşkanı Tatar, “Önümüz bundan sonra daha açık olacaktır. Yeter ki haklarımıza, devletimize ve geleceğimize sahip çıkalım” diye konuştu. Direkt uçuşun önem ve gerekliliğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin birçok alandaki gelişiminin, direkt uçuşların da başlamasıyla bir cazibe unsuru olacağına işaret etti

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Basın Emekçileri Sendikası Başkanı ve gazeteci Ali Kişmir hakkında açılan, 10 yıla kadar hapis cezası öngören davada yargı süreci bugün görülen duruşma ile devam etti.

Mahkemede dosyanın görüşülmesi sürerken, heyet bir sonraki duruşmada savcılığın dinlenmesine karar verdi. Buna göre davanın 4 Aralık’ta yeniden ele alınacağı belirtildi. Bu nedenle duruşma 4 Aralık 2025 tarihine ertelendi.


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Yardımcısı ve Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, KKTC’ye hep beraber sahip çıkılması gerektiğini vurgulayarak, “Esas bizim isteğimiz, başka ülkelerde yaşayan insanların o topraklarda mülk ya da konut sahibi olması değil, ana vatan Türkiye’de yaşayan kardeşlerimizin o topraklardan mülk ve konut sahibi olmasıdır.” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde İstanbul’da düzenlenen “11. Dünya Helal Zirvesi ve Helal Expo Uluslararası Ticaret Fuarı”nda AA muhabirine açıklamalarda bulunan Ataoğlu, KKTC’nin bütün sanayi ve ticaret odalarının, üreticileriyle birlikte stant kurduğunu ve burada KKTC’deki potansiyeli anlatmaya çalıştıklarını söyledi.

Ataoğlu, fuar kapsamında B2B görüşmelerle, karşılıklı iş birliği ve ticaret anlaşmalarının nasıl yapılacağına dair görüşmelerin gerçekleştirildiğini dile getirdi.

KKTC’de son 11 yılda sağlık turizmi için çok ciddi çalışmalar yapıldığını belirten Ataoğlu, şu anda ülkedeki sağlık turizminin oldukça iyi durumda olduğunu ve her geçen gün bu amaçla gelen turistlerin arttığını vurguladı.

“Ada Kıbrıs” ile gelen turist sayısı yüzde 30-40 arttı”

Başbakan Yardımcısı Ataoğlu, KKTC’nin turizmde markalaşması amacıyla başlatılan “Ada Kıbrıs” projesini hatırlatarak, “Türkiye’nin en ücra köşesine dahi çağrıda bulunduk. Bizim Kuzey Kıbrıs dediğimiz bir adamız var. Aynı dili, aynı dini ve aynı para birimini paylaştığımız bir adamız var. Buradan gelen vatandaşlarımızın yatırımlarını başka ülkeler ya da başka adalar yerine, kendi adamız olan, kendi ülkemiz olan KKTC’de yapılmasına dair çağrımız var.” ifadelerini kullandı.

Ada Kıbrıs lansmanı ile çıkılan yolda turist ve yatırımcı sayısında artış olduğunu bildiren Ataoğlu, “Ada Kıbrıs lansmanı tanıtımlarıyla, televizyonlardaki reklamlarla, Türk Hava Yolları (THY) ve Pegasus’un uçak bileti fiyatlarına dokunuşu önem arz etti. Geçen yıl ile bu yıl arasında gelen kişi sayısında yüzde 30-40 arasında bir artışa neden oldu. Bu da bizi mutlu etti açıkçası ve bu reklamların televizyonlarda tanıtılması, gösterilmesi ve Ada’nın tanıtılması elbette ki önemli.” değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu kişi sayısında yüzde 30-40’lık artışın getirmiş olduğu tüketime değinen Ataoğlu, şunları kaydetti:

“Bu artış üretilen ürünlerin tüketileceği nokta turizm ise o zaman turizm yüzde 30 yüzde 40 daha fazla tüketecek demektir. Bu sadece bizim kendi üreticilerimizle kalmayıp ana vatan Türkiye’de yapılan ihracatın bize gelmesiyle ve onları tüketmelerimizle hem ana vatan Türkiye’mizde bir katma değer yapmış oluruz hem de KKTC’ye dolaylı olarak bir katma değer sağlamış oluyoruz. Sadece limanlarımızdan değil, kara sınır kapılarından da günübirlik gelen turistler de var. Günübirlik gelen turistlerin yanı sıra ana vatan Türkiye’deki kardeşlerimizle nasıl ki 1974’te gerçekleştirilen Mutlu Barış Harekatı’nda hep beraber oradaysak o günden sonra da o topraklara hep beraber sahip çıkmamız gerekiyor. Esas bizim isteğimiz, başka ülkelerde yaşayan insanların o topraklarda mülk ya da konut sahibi olması değil, ana vatan Türkiye’de yaşayan kardeşlerimizin o topraklardan mülk ve konut sahibi olmasıdır. Bir defa konut alındığında geri dönüşün sürekli hale geldiğini biliyoruz. Bu konular bizim için önemli ve bunları devamlı işliyoruz, elimizden gelen kolaylığı, bütün yardımı da yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.”

“KKTC’nin önemini anlatmakla değil, yaşamakla daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum”

Başbakan Yardımcısı Ataoğlu, şu an inşaat sektöründe ciddi hareketlilik için çalışmaların sürdüğünü belirterek, “İnşaat sektörünün yanı sıra eğitim sektörünün de değerli olduğu ve eğitim sektöründe yer alan öğrencilerimizin yüzde 50’si yüzde 60’ı Türkiye Cumhuriyeti’nden ise yine aynı şekilde konutlarda yapılan yatırımların da aynı değerde hatta daha da fazla bir değerde Türkiye Cumhuriyeti’nden olmasıdır.” ifadelerini kullandı.

1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na da vurgu yapan Ataoğlu, “Aynı duygular içerisinde yaşayan iki kardeş ülke olduğumuzun da bilinci içinde hareket ediyoruz. Anavatan Türkiye’deki bütün kardeşlerimizi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne davet ediyoruz. KKTC’nin önemini anlatmakla değil, yaşamakla daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum.” dedi.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıslı Türk İş İnsanı Halil Falyalı’nın 8 Şubat 2022 tarihinde suikaste kurban gitmesinin ardından yaklaşık 4 yıl geçti. “Falyalı Suikast” davası olarak İstanbul ve KKTC’de eş zamanlı sürdürülen davalar sonuçlandı. Uzun namlulu silahlarla aracı taranarak öldürülen Kıbrıslı Türk İş İnsanı Halil Falyalı’nın katil zanlılarından biri olan Musa Çiçek ise yeniden Girne Kaza Mahkemesine çıkarıldı.

Türkiye İstanbul Çağlayan Adliyesinde 2022 yılından 2024 yılına kadar devam eden dava sürecinde sunulan ses dosyaları ve watsap yazışmasının bulunduğu video kaydı KKTC’ye ulaştı.

Katil zanlısı, Musa Çiçek Girne Kaza Mahkemesine cezaevinden getirilerek çıkarıldı. ,

Savcılığın açtığı davada zanlı Musa Çiçek alt mahkemede itham edildi.

Alt Mahkemede davaya bakan yargıç Mine Gündüz “sunulan emareler tahkikat yapılmaksızın Girne Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilmesi için yeterlidir” ifadelerini kullandı.

Zanlı Musa Çiçek, bu kapsamda , suç işlemek için gizli ittifakta bulunmak, 2021 yılı Eylül ayı içinde Girne’de Mustafa Söylemez Ferdi Altuntaş ve Ömer Akıncı ile birlikte merhum Halil Falyalı’ya karşı ağır bir suç işlemek için gizli ittifakta bulunmak, Mustafa Söylemez, Ferdi Altuntaş ve Ömer Akıncı ile birlikte yasadışı yollardan ve tespit edilemeyen bir deniz sahilinden KKTC’ye giriş yapmak, adam öldürmek için gizli ittifak kurmak suçlamalarından itham edildi.

Öte yandan,zanlı Musa Çiçek, 2021 yılı Ekim ayı içinde Girne’de Mustafa Söylemez, Ferdi Altuntaş ve Ömer Akıncı ile birlikte Hüsnü Falyalı’yı ava gittiği zaman öldürmek için gizli ittifakta bulunmak suçlamaları ile da itham edildi.

Mahkemede Musa Çiçek’in gönüllü ifadesi, tanıkların ifadeleri, ses dosyalarının ve bir adet video Whatsapp yazışmasının bulunduğu CD emare olarak sunuldu.

Mahkeme, tahkikat yapılmaksızın, emarelerin duruşmanın Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilmesi için yeterli buldu.Dava Girne Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi.Girne Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma 11 Aralık 2025 tarihinde gerçekleşecek.

Ne olmuştu?

8 Şubat 2022’de Kıbrıslı Türk iş insanı Halil Falyalı’nın sokak ortasında uzun namlulu silahlarla taranarak hayattan koparılmasına neden olan suikastın KKTC’de tutuklu bulunan sanıkları Ömer Tunç, Veysel Sare ve Musa Çiçek, Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmıştı. Suikast zanlıları, 7 Ağustos 2024 tarihinde hapis cezasına çarptırılarak hüküm almışlardı. Hatırlanacağı üzere suikast davasında zanlı Ömer Tunç ömür boyu hapis cezası, Veysel Sare 35 yıl, Musa Çiçek ise 20 yıl hapis cezası alarak mahkeme tarafından suçlu bulunmuştu. Zanlılar aleyhlerine getirilen 17 dava ile ilgili detayları da aktararak suçları Türkye’de hüküm alan ele başı Mustafa Söylemez ile birlikte işlediklerine karar verildiğini duyurdu.

Öte Yandan İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Mustafa Söylemez’i Halil Falyalı ve Murat Demirtaş cinayetinde “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırarak tutukluluğunun devamına hükmetti. Mustafa Söylemez “suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme” suçundan ise beraat etmişti.

Sanık Abdurrahim Çelik, Cengiz Şener ve Ender Yıldız hakkında da Halil Falyalı ve Murat Demirtaş’a yönelik öldürme suçlarından dolayı “Tasarlayarak adam öldürmeye yardım” suçundan ayrı ayrı 12 yıl 6’şar ay hapis cezası olmak üzere toplam 25’er yıl hapis cezası verilerek tutukluluk hallerinin devamına hükmedilmişti.

Kaynak: Gündem Kıbrıs

Devamını Oku

Trending

Reklam