Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

40 MİLYONDAN FAZLA GENÇ TÜTÜN ÜRÜNLERİ KULLANIYOR

Published

on

DÜNYA GENELİNDE 1,3 MİLYAR TÜTÜN ÜRÜNÜ KULLANICISI OLDUĞU SANILIYOR

ÇİN DÜNYADA TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN HEM TÜKETİMİNDE HEM DE ÜRETİMİNDE İLK SIRADA BULUNUYOR

HER YIL 65 BİN ÇOCUK PASİF İÇİCİLİĞE BAĞLI HASTALIKLAR NEDENİYLE YAŞAMINI YİTİRİYOR

İŞ YERLERİNDE UYGULANAN DUMANSIZ POLİTİKALAR SAYESİNDE SİGARA BIRAKMA ORANLARINDA ORTALAMA YÜZDE 6,4 ARTIŞ SAĞLANABİLİYOR

DÜNYA ÇAPINDA HER 10 TÜTÜN ÜRÜNÜNDEN BİRİ YASA DIŞI YOLLARLA ELDE EDİLİYOR

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) verilerine göre, günümüzde 40 milyondan fazla reşit olmayan gencin tütün ürünleri kullandığı tahmin ediliyor.

Eğitimin ve farkındalığın önemini vurgulayan uzmanlar, tütün kullanan her 10 kişiden 9’unun 18 yaşından önce sigara kullanmaya başladığına dikkati çekiyor.

Verilere göre, her sene 7 milyondan fazla kişi doğrudan tütün kullanımına bağlı hastalıklar, 1,2 milyon kişi de tütün ürünü kullanmadığı halde sigara dumanına maruz kalarak pasif içicilik nedeniyle yaşamını yitiriyor.

DSÖ uzmanları, 13-15 yaş aralığındaki 40 milyonu aşkın gencin tütün ürünleri kullanımına başladığı konusunda uyarıyor.

“BIRAKMAK İÇİN SÖZ VER”

Tütün ürünlerinin sağlığa zararları konusunda farkındalığı artırmak ve sigarayı bırakmaya teşvik etmek amacıyla her sene DSÖ liderliğinde 31 Mayıs “Dünya Sigarasız Günü” olarak kutlanıyor.

“Dünya Sigarasız Günü”nde sigarayı bırakmak isteyenleri destekleyecek politikaları savunmak ve sigara endüstrisinin satış yöntemlerine karşı farkındalık oluşturmak için 2021 teması “Bırakmak için söz ver” olarak belirlendi.

Dünya genelinde 1,3 milyar tütün ürünü kullanıcısı olduğu tahmin ediliyor.

Tütün ürünü kullanıcılarının yüzde 80’inin düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşadığı ifade ediliyor.

Bu ülkelerde tütün ürünleri kaynaklı sağlık sorunları hem sağlık sistemine hem de ekonomiye ciddi bir yük oluşturuyor.

KOVİD-19, TÜTÜN ÜRÜNLERİNİ KULLANMAYI BIRAKMAK İÇİN BAŞLICA NEDEN

DSÖ’nün, 2021’de (tütün ürünlerini kullanmayı) “Bırakmak için 100’den fazla neden” listesinde ilk sırada, “Sigara içenlerin Kovid-19 hastalığını ağır geçirme ve hastalık nedeniyle ölme riski daha yüksektir.” maddesiyle yeni tip koronavirüse (Kovid-19) de dikkat çekiliyor.

Bilimsel araştırmalar da sigara kullananların, Kovid-19’a karşı kullanmayanlara göre daha savunmasız olduğuna işaret ediyor.

Sigara kullanımına bağlı kalp-damar ve solunum yolları ile kanser hastası kişiler, Kovid-19 risk grubunda ilk basamaklarda yer alıyor.

Diğer yandan, tütün ürünleri kaynaklı hastalıkların en önemli ikinci sebebi olarak görülen pasif içicilik ölüme yol açmadığında da solunum yolları ve kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununa neden oluyor.

Dünya genelinde çocuk nüfusunun neredeyse yarısı, kamusal alanlarda tütün ürünlerinin dumanı ile kirlenmiş havaya maruz kalırken, her yıl 65 bin çocuk pasif içiciliğe bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.

ÇİN DÜNYANIN TÜTÜN ÜRÜNLERİ ÜRETİM VE TÜKETİM MERKEZİ

Çin dünyada tütün ürünlerinin hem tüketiminde hem de üretiminde ilk sırada bulunuyor. Ülkede 300 milyondan fazla kişinin tütün ürünleri kullandığı bilinirken, bu sayı tüm dünyadaki tütün ürünü kullanıcılarının yaklaşık yüzde 30’una tekabül ediyor.

15 yaş üzerindeki nüfusun yüzde 26,6’sının tütün ürünleri kullandığı ülkede, her yıl 1 milyondan fazla kişi sigara kaynaklı hastalıklardan hayatını kaybediyor.

Pasif içiciliğin de yaygın görüldüğü Çin’de 700 milyondan fazla kişinin her gün en az bir kez sigara dumanına maruz kaldığı sanılıyor.

Ülkede her yıl pasif içicilikten dolayı yaklaşık 100 bin kişi hayatını kaybediyor.

Sigara kullanımına dair alışkanlıkların devam etmesi durumunda tütün ürünleri kaynaklı yaşam kayıplarının iki katına çıkmasından endişe ediliyor.

DUMANSIZ POLİTİKALAR OLUMLU SONUÇLAR VERİYOR

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezlerinin verilerine göre, dumansız hava sahası politikaları tütün ürünlerinin bırakılmasında önemli katkı sağlıyor.

Verilere göre, iş yerlerinde uygulanan dumansız politikalar sayesinde sigara bırakma oranlarında ortalama yüzde 6,4 artış sağlanabiliyor.

Araştırmalar, dumansız politikaların uygulandığı bölgelerde, solunum yolları ve kalp-damar hastalıkları nedeniyle hastanelere yapılan başvurularda azalmalar olduğuna işaret ediyor.

Bazı çalışmalar ise pasif içicilerde sigara dumanına maruz kalmaya bağlı olarak artan kandaki kotinin seviyesinin, politikaların uygulanmaya başlamasını takip eden 2 ay gibi kısa sürede yüzde 85’e varan oranda düştüğüne dikkati çekiyor.

Ayrıca dumansız hava sahası politikalarının, gençler arasındaki tütün ürünlerinin kullanım oranlarında düşüş sağladığı da belirtiliyor.

ELEKTRONİK SİGARALAR MASUM DEĞİL

Sigara kullanıcılarının yüzde 60’ı bağımlılıklarından kurtulmak istediklerini beyan ediyor. Bu nedenle bir yöntem olarak elektronik nikotin sağlayan sistemlerin veya bilinen adıyla elektronik sigara kullananların oranı artıyor.

Diğer taraftan, elektronik sigaraların içerdiği aerosollerin zehirli maddeler içerdiği ve ciddi solunum yolları rahatsızlıklarına ve kansere neden olabileceği ifade ediliyor.

İlgi çekici paketlemeler ve aromalarla gençleri cezbetmeyi amaçlayan elektronik sigara şirketlerinin gençleri tütün kullanımına özendirdiği belirtiliyor.

Ayrıca yasa dışı yollarla elde edilen elektronik sigara cihazlarının gençler arasında yaygınlaştığına dikkat çekilirken, bu durumun gençlerde nikotin bağımlılığına neden olabileceği belirtiliyor.

YASA DIŞI TÜTÜN ÜRÜNLERİ TİCARETİ

Dünya çapında her 10 tütün ürününden biri yasa dışı yollarla elde ediliyor.

Suç ve terör örgütlerinin finansman yöntemleri arasında bulunan yasa dışı sigara ticareti, birçok ülke tarafından ulusal güvenlik sorunları arasında önemli bir başlık olarak değerlendiriliyor.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Papa 14. Leo İlk konuşmasında “barış” vurgusu yaptı

Published

on

By

Katolik Kilisesi’nin 267. papası olarak seçilen ABD’li Robert Francis Prevost, Papa 14. Leo olarak yaptığı ilk konuşmasında barış vurgusu yaptı.

Konuşmasında Papa Franciscus’u anan Papa Leo, diyaloglarla köprülerin kurulması gerektiğini belirtti.

Uzun yıllar görev yaptığı Peru’ya özel selam gönderen Papa 14. Leo, acı çekenlere yardım eden bir Kilise için birlikte yürüyeceklerini söyledi.

-Katolik Kilisesi’nin ilk ABD’li papası Prevost kimdir?

Dün Katolik Kilisesi’nin 267. papası olarak seçilen Kardinal Robert Francis Prevost, Arjantinli Papa Francesco’dan sonra Amerika kıtasından gelen ikinci, ABD’den ise ilk papa. Prevost’un ailesinin kökenleri ise Fransa, İtalya ve İspanya’ya dayanıyor. Kendisi de aynı zamanda, uzun yıllar görev yaptığı Peru vatandaşlığına sahip.

Katolik Kilisesi’ne bugüne kadar ABD’li bir ismin liderlik etmemesi, bu ülkenin jeopolitik gücünden kaynaklanan bir “tabuyla” açıklanıyordu.

Prevost’un bu göreve gelmesinde ise hem aile geçmişi hem Latin Amerika gibi Katolik nüfusun yüksek olduğu bir bölgeyi iyi tanıması hem de Vatikan hiyerarşisinde üst düzey görevlerde bulunması etkili görülüyor.

Robert Francis Prevost, 14 Eylül 1955’te ABD’nin Chicago kentinde, Fransa ve İtalya kökenli Louis Marius Prevost ile İspanya kökenli Mildred Martínez’in üç çocuğundan biri olarak dünyaya geldi.

Çocukluğu ve gençliği ABD’de geçti; Aziz Augustinus tarikatına bağlı bir ruhban okulunda okudu, Pensilvanya’daki Villanova Üniversitesi’nde matematik ve felsefe eğitimi aldı.

Chicago’daki Katolik İlahiyat Birliği ilahiyat bölümünden mezun olduktan sonra ise 27 yaşında Papalık Aziz Thomas Aquinas Üniversitesi’nde Kilise Hukuku eğitimi görmek üzere Roma’ya geldi.

1985’ten itibaren ise uzun yıllar Peru’da yaşadı, misyonerlik ve başpiskoposluk yaptı. 2015’te Peru vatandaşlığı da aldı.

2015’te, Arjantinli Papa Francesco tarafından Peru’nun Chiclayo piskoposu olarak atandı.

2023’te Papa Francesco tarafından önce başpiskoposluğa, ardından da kardinalliğe getirildi.

Aynı yıl, dünya çapındaki piskopos adaylıklarını inceleyen Vatikan ofisinin başına getirildi ve Latin Amerika Papalık Komisyonu başkanı oldu.

Bu üst düzey görevlerinin, Katolik Kilisesi hiyerarşisinde tanınmasını sağlaması nedeniyle papa seçilmesinde etkili olduğu düşünülüyor.

-Leone adını neden seçti?

Prevost aynı zamanda, 13. yüzyılda kurulan Aziz Augustinus tarikatından da ilk papa.

Vatikan basın ofisi, Prevost’un papalık ismi olarak 14. Leone’yi seçmesini de, bu ismi seçen son papanın “kilisenin modern sosyal doktrinini” başlatan 13. Leone olmasına bir atıf olarak açıkladı.

Basın sözcüsü Matteo Bruni bu seçimi aynı zamanda, “yapay zeka döneminde” insanlara ve işlerine “tesadüfi olmayan bir referans” diye niteledi.

Peru’da başpiskoposluk yaptığı dönemde, Katolik Kilisesi’ndeki cinsel taciz skandallarının yönetilmesiyle ilgili eleştiri de aldı.

Kendisi piskoposluk görevine gelmeden önce iki rahip tarafından cinsel tacize uğradığını söyleyen bir kadın, Prevost’u soruşturmayı kötü yönetmekle ve rahiplerden birinin ayin yapmasını engellememekle suçladı.

Piskoposluk yönetimi ise Prevost’un herhangi bir örtbas etme girişimine karıştığı iddialarını reddetti.

-Papa Francesco ile yakınlık

Papa Francesco’nun 21 Nisan 2025’te ölümünün ardından yapılan analizlerde, yeni papa seçiminde Francesco’nun reform girişimlerine destek verenler ile karşı cephedeki muhafazakarlar arasında bir çatışmadan söz ediliyordu.

Prevost içinse “orta yoldan” bir alternatif yorumları da yapılıyordu.

Prevost, son yıllarda Vatikan’daki görevlerinde Papa Francesco’nun önemli reformlarından birinin de idaresindeydi.

“Devrim” olarak yorumlanan bir adımla, piskopos atamalarından sorumlu ofise üç kadın atandığında yönetimde Prevost vardı.

Vatikan uzmanları, Papa Francesco’nun “Prevost’a güveninin tam olduğunu” söylüyor.

Prevost’un özellikle yoksullar ve göçmenlere yakınlık gösterilmesi gibi konularda Francesco’nun “devamı” niteliğinde olduğu yorumları yapılıyor.

-Yeni Papa, ilk konuşmasına “Barış sizinle olsun” diyerek başladı

Prevost da 8 Mayıs 2025 akşamı Papa 14. Leone olarak yaptığı ilk konuşmasında Papa Francesco’yu andı.

Papa olarak kalabalığa ilk hitabına “Barış sizinle olsun” diyerek başlayan Prevost, “Papa Francesco’ya teşekkürler” dediğinde meydandan alkışlar yükseldi.

Prevost konuşmasında diyalog ve köprüler kurulması, barış mesajları da verdi. İtalyanca başladığı konuşmasına daha sonra İspanyolca birkaç cümle de ekledi.

Yeni Papa, geçen ay selefinin hayatını kaybetmesinden sonra Vatikan’ın yayın organlarına verdiği söyleşide de Francesco’nun göçmenlere, mahkumlara yakınlığını övmüştü.

Provost burada ayrıca, Francesco’nun ABD’de göçmenlerin toplu sınır dışı edilmeleri uygulamasına karşı geçen Şubat’ta yazdığı mektuba da destek verdi.

7 Mayıs’ta başlayan papa seçimi öncesinde toplantılar yapan kardinaller, 6 Mayıs’taki son toplantıda, “Papa Francesco’nun yürüttüğü reformların birçoğunun ileriye taşınması gerektiğini” söylemiş, bunlar arasında istismara karşı mücadele, ekonomik şeffaflık, Vatikan hiyerarşisinin yeniden düzenlenmesi, birliktelik, barışa bağlılık ve çevreye özen gibi başlıkları saymıştı.

“Savaşların, şiddetin ve güçlü kutuplaşmaların yaşandığı bu dönemde, merhamet, birliktelik ve umut sunan manevi bir rehbere ihtiyaç duyulmaktadır” diyen kardinaller tarafından seçilen Prevost’un papalık görevinde bu konulara yaklaşımı da dikkatle izlenecek.

Devamını Oku

Dünya

İsrail, Lübnan’ın güneyinde bir dizi hava saldırısı düzenledi

Published

on

By

İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyindeki Nebatiye vilayetinde bir dizi hava saldırısı düzenledi.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail savaş uçakları, Nebatiye vilayetindeki yerleşim alanlarına yakın bölgeleri bir dizi saldırıyla hedef aldı.

Görgü tanıkları, İsrail savaş uçaklarının bölgedeki uçuşlarının sürdüğüne işaret etti.

Lübnan Başbakanı Selam, İsrail’in ülkesine yönelik saldırılarını durdurmasını istedi
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, İsrail ordusunun ülkesine yönelik devam eden saldırılarının durdurulması talebinde bulundu.

Başbakan Selam, X hesabından yaptığı açıklamada, İsrail’in ateşkes anlaşmasını ihlal eden saldırılara tepki gösterdi.

İsrail’in, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararına yönelik tüm ihlal ve saldırılarının bir an önce durdurulması talebinde bulunan Selam, “İsrail’in işgal ettiği Lübnan topraklarından bir an önce çekilmesi için sarf ettiğimiz çabalarımız durmayacak.” ifadelerini kullandı.

İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024’te yapılan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail ordusu sıklıkla anlaşmayı ihlal ediyor.

Lübnan Enformasyon Bakanı Paul Markus, 17 Nisan’da, 27 Kasım’dan bu yana ateşkes anlaşmasını 2 bin 740 kez ihlal eden İsrail’in bu süre zarfında Lübnan’a düzenlediği saldırılarda 190 kişinin öldüğünü, 485 kişinin yaralandığını bildirmişti.

Devamını Oku

Dünya

Rusya ve Çin, çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmaları imzaladı

Published

on

By

Rusya ile Çin arasında uluslararası hukuk, biyolojik güvenlik, dijital ekonomi, bilim, eğitim, sinema ve uzay gibi çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmaları imzalandı.

Kremlin Sarayından yapılan açıklamaya göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping başkent Moskova’da görüştü. Dar formatta başlayan görüşmeler, geniş formatta devam etti.

Görüşmelerde, Rusya ile Çin arasında kapsamlı ortaklık ve stratejik ilişkiler, güncel uluslararası ve bölgesel konular ele alındı. Görüşmelerin ardından Putin ile Şi, iki ülke arasındaki yeni anlaşmaların imza törenine katıldı.

Putin ve Şi, Rusya ile Çin arasında kapsamlı ortaklık ve stratejik etkileşimin derinleştirilmesine ilişkin ortak açıklama imzaladı.

İki ülke arasında ayrıca, uluslararası hukuk, biyolojik güvenlik, dijital ekonomi, bilim, eğitim, sinema ve uzay alanlarında işbirliğini içeren 20’den fazla belge imzalandı.

Putin ve Şi, imza töreninde basına açıklamalarda bulundu.

– “İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihte en yüksek seviyeye ulaştı”

Başkan Putin, Rusya ile Çin arasındaki ilişkilere değinerek, “İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihteki en yüksek seviyeye ulaştı. İlişkilerimiz iç siyasi etkenlere ve mevcut küresel konjonktüre bağlı değil.” dedi.

Rusya ile Çin’in uluslararası ve bölgesel meselelere ilişkin yaklaşımların örtüştüğünü ve birbirine yakın olduğunu belirten Putin, şöyle konuştu:

“Ülkelerimiz, bağımsız dış siyaset izliyor ve daha adil, demokratik ve çok kutuplu dünya düzeninin oluşturulmasından yana. Rusya ve Çin, Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Güvenlik Konseyi’nin dünyadaki meselelerde merkezi rol oynamaya devam etmesi gerektiği görüşünü paylaşıyor. Küresel ve bölgesel sorunların BM Şartı, uluslararası hukuk, uluslararası toplumun çıkarları, kültürel ve medeni çeşitliliklerine saygı temelinde çözülmesi gerekiyor.”

Ekonomi ve ticaret alanında da ilişkilerin geliştiğini dile getiren Putin, ikili ticaret hacminin 2024’te rekor seviyesine ulaşarak, 245 milyar dolar olduğunu ifade etti.

İki ülke arasında ödemelerin ulusal para birimlerinde yapıldığına dikkati çeken Putin, Çin ile çeşitli alanlarda ortak projeler yürüttüklerini belirtti.

– “Rusya ile Çin, el ele her türlü zorluğun üstesinden gelecek”

Çin Devlet Başkanı Şi de görüşmeler esnasında önemli belgelere imza attıklarını dile getirerek, “Bu ikili ilişkilerimizi daha da geliştirecek.” ifadesini kullandı.

İyi komşuluk ilişkileri, kapsamlı stratejik ve karşılıklı çıkar sağlayan işbirliğini geliştirmeye devam edeceklerini dile getiren Şi, şunları kaydetti:

“Rusya ile Çin el ele her türlü hava koşuluna dayanacak ve her türlü zorluğun üstesinden gelecek. Uluslararası toplumda istikrar sağlayıcı, olumlu ve ilerici bir güç haline gelen ülkelerimizin yan yana durması, uluslararası ilişkilerde BM merkezli sistemi ve uluslararası hukuka dayalı dünya düzenini kararlı şekilde savunması gerekiyor.”

Devamını Oku

Trending

Reklam