Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, New York’ta CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i kabul etti

Published

on

Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurulu nedeniyle temaslarda bulunmak amacıyla New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’i kabul etti.

New York’taki Türkevi’nde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temsilciliğindeki kabulde konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı açıklamasına göre, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için bir temsilcilik tahsis etmesinin önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, temsilciliğin siyasi boyutu yanında manevi değeri olduğuna dikkat çekti.

-Özel’in Sosyalist Enternasyonal’deki tepkisi

Kıbrıs milli davasında birlikte hareket edildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, New York’ta düzenlenen Sosyalist Enternasyonal Toplantısı’nda AKEL temsilcisinin, Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci olduğunu ileri sürmesi nedeniyle Özel’in önce salonu terk etmesi ardından cevap vererek tepki göstermesinin kendisini mutlu ettiğini ifade etti.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın bu yıl 50’nci yıl dönümünün kutlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, harekatın emrini veren dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit ve başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan’ı rahmetle andı, şehitlere rahmet diledi ve gazilere şükranlarını sundu.

1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, Rum tarafının Enosis’e bir sıçrama tahtası olarak gördüğünü ve 3 yıl sonra Kıbrıs Türklerine saldırıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, 1963 yılından beridir Kıbrıs Türkü’nün tecrit altında bulunduğunu vurguladı.

BM’de alınan 186 numaralı geçici kararla Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin meşru hükümeti olarak tanındığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, alınan kararın üzerinden 60 yıl geçmesine rağmen Rumların tüm Kıbrıs’ı temsil ediyormuş gibi hareket ettiğini kaydetti.

Rumların dünyayı kandırmaya devam ettiğine, Kıbrıs Türkü’nün ambargo ve izolasyonlar altında yaşadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün mağdur edilmesinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

Kıbrıs’ta yeni bir milli siyaset belirlendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar,

18 Temmuz 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeni siyasetle ilgili tezkerenin oy birliğiyle kabul edilmesinin kendisini ve Kıbrıs Türkü’nü çok mutlu ettiğini vurguladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77, 78 ve 79’uncu BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında, “Kıbrıs Türkü’ne uygulanan ambargoların kaldırılması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çağrısı” yaptığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün tescil edilmeden görüşmelere başlanmayacağının” vurgulandığını kaydetti.

Kıbrıs’ta iki devletin; su, enerji, çevre ve doğal kaynaklar gibi birçok konuda işbirliği yapabileceğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin Batı ve Kuzey Akdeniz’de, Kıbrıs Türkü’nün ise Ada genelinde haklarının bulunduğunu vurguladı.

“Tanınmamış olsak da egemen devlet olarak Türkiye ile işbirliği içerisinde zenginlikleri paylaşma konusunda önemli bir noktadayız” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, yeni siyasetin jeopolitik ve jeostratejik gelişmeler dikkate alınarak gündeme geldiğini söyledi.

-“İşgalci diyenler gaf işliyor”

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ta işgalci olmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Bunu söyleyenler gaf işlemektedir. Türkiye Cumhuriyeti 50 yıldan beridir Kıbrıs’ta barışın, huzurun ve güvenin teminatıdır. Kıbrıs Türklerine ve Kıbrıs Rumlarına barış gelmiştir. 50 yıldan beridir kimsenin burnu kanamamıştır” ifadelerini kullandı.

İngiliz Üsleri ve başka ülkelerin sürdürdüğü faaliyetlerle Güney Kıbrıs’ın lojistik bir merkez haline getirildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Orta Doğu ve Gazze’de yaşananlardan dolayı Güney Kıbrıs’ın bir hedef haline gelebileceğini vurguladı.

Kıbrıs’tan 60 kilometre uzaklıkta olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ın garantör ülkesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Yunanistan’ın ise Kıbrıs’tan bin kilometre, Avrupa Birliği’nin merkezinin 2 bin kilometre ve İngiltere’nin 3 bin kilometre uzaklıkta olduğunu aktardı.

Cumhurbaşkanı Tatar, yanı başında bulunan Kıbrıs’ın ulusal çıkarlarının Türkiye için çok önemli olduğuna değinerek, Kıbrıs’ın Mavi Vatan ve Gök Vatan’da Türkiye için jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli olduğunun altını çizdi.

1974 yılındaki darbeyle indirilen Makarios’un, 19 Temmuz 1974’te BM binasında “Yunanistan’ın işgalci olduğunu söylediğini” hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Makarios’un konuşmasında, Yunanistan’ın Kıbrıs’ta darbe yaptığını ve Kıbrıs’ı işgal ettiğini açıkladığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Makarios’un, görevini yapması ve düzeni sağlaması için garantör ülke olan Türkiye’ye bir nevi çağrıda bulunduğuna dikkat çekti.

-Özel: “Konu Kıbrıs olduğunda hakları koruma noktasında en iddialı partiyiz…. Kıbrıs ile tarihsel bağlarımız var”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de konuşmasında Türkevi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temsilciliğinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Genel Başkan Özel, 1970’lerde İhsan Sabri Çağlayangil’in bir bilgisayar firmasından satın aldığı ve öngörüsüyle kazandırdığı Türkevi’nin 2017 yılında restore edilerek ortak kullanıma açıldığını, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dostlarına güven verdiğini ve dost olmayanların imrenerek baktığı bir yer olduğunu söyledi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı ve CHP Başkanlığı koltuğunu miras bıraktığını aktaran Özgür Özel, genel başkan seçildikten sonra ilk yurt dışı ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yaptığını, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılında ise ikinci ziyaretini gerçekleştirdiğini ifade etti.

CHP Genel Başkanı Özel, bir arada olmanın güç verdiğini, söylemlerde ve ortak savunulan değerlerde bir arada durup, fikir alışverişinde bulunup, riskleri değerlendirmenin önemli olduğunu vurguladı.

Dünyanın 77 ülkesinden temsilcilerin yer aldığı Sosyalist Enternasyonal Toplantısı’nda gündem başkayken, AKEL temsilcisinin Türkiye’nin işgali ile ilgili bir ifade kullandığını dile getiren Özel şöyle konuştu:

“Kimse tepki vermeyince salonu terk ettik. Konuşması bitince söz aldık. Türkiye’nin kuvvetli ve haklı tezlerini söyledik. Kıbrıs’a barış götürdüğümüzü, karşımızda direnemeyecek bir kuvvetin olduğunu, işgal niyetinde olsaydık Adanın tümünü alabileceğimizi ifade ettik. O günden bugüne çok uluslu toplum ne bekliyorsa Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yerine getirdiğini ancak anlaşmazlıkların sebeplerinin başkaları olduğunu söyledik.”

Yapılan açıklamanın Türkiye ve siyasi muhatapları üzerinde etki yarattığına işaret eden Özel, “Türk ordusuna işgalci denildiğinde ve Kıbrıs Barış Harekatı hukuk dışı olarak ifade edildiğinde, uluslararası hukuk anlamında mahkum edilmeye çalışıldığımızda, tüm gündemleri terk edip, gerçekleri anlatmak için gündemi meşgul etmek lazım” diye konuştu.

Kıbrıs meselesinin dünyaya duyurulmasında eksikler bulunduğunu ifade eden Özel, “Bu konuda kararlıyız. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ters düştüğümüz konular olabilir. Türkiye’de ana muhalefet partisiyiz, yurt dışında Türkiye’nin partisiyiz. Konu Kıbrıs olduğunda hakları koruma noktasında en iddialı partiyiz. Kıbrıs ile tarihsel bağlarımız var” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Akça COP 29’da KKTC’yi temsil etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı STK İletişim Koordinatörü Latif Akça, Azerbaycan’da düzenlenen COP 29 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni temsil etti.

Akça’nın açıklamasına göre, Yeşil Bölge’de gerçekleştirilen ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyeleri ile gözlemci statüsüne sahip 8 ülkeden sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katıldığı “iklim girişimleri” konulu forumda konuşmacı olarak yer aldı. Etkinlikte, gençlerin iklim sorunlarına katılımında sivil toplumun rolü tartışıldı.

Konuşmasında KKTC’nin iklim değişikliği ve küresel ısınmayla mücadelede attığı adımları ve sürdürülebilir kalkınma çabalarını aktaran Akça, iklim değişikliğinin tüm dünya için ciddi bir tehdit olduğunu belirtti. Özellikle Doğu Akdeniz gibi hızlı etki gören bölgelerde doğru stratejilerin önemine vurgu yapan Akça, KKTC’nin çevreyi koruma ve gelecek nesillere yaşanabilir bir gezegen bırakma sorumluluğunu taşıdığını ifade etti.

Akça, bu tür organizasyonlarla uluslararası iş birliklerinin güçlendiğini ve küresel çözümlere uyumlu politikalar geliştirme fırsatlarının doğduğunu dile getirdi. Çevreye duyarlı ve bilinçli bir toplum inşa etmek için ortak adımlar atılması gerektiğini belirten Akça, Azerbaycan’ın bu önemli organizasyona ev sahipliği yapmasından duyduğu gururu da paylaştı.

Azerbaycan Devlet Destek Ajansı İcra Direktörü Aygün Aliyeva, davetleriyle KKTC’ye verilen değerin altını çizerek teşekkürlerini iletti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Oktay: Kaynaklar tüm ada halkına aittir ve hakkaniyet bazında paylaşılmalı

Published

on

By

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, Kıbrıs sorununa ilişkin, “(Akdeniz’de) Kıbrıs meselemiz var bizim orada. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve oranın kaynakları var. Var olan bir millet. Var olan Türk milleti orada yok hükmünde sayılmak istendi. Zaten yetmiş dört harekatıyla da biz gereken cevabı verdik. Yani orada garantör ülke sıfatıyla gereken cevabı verdik. Ve hep de şunu söyledik. Oranın tüm kaynakları artık tüm ada halkına aittir ve hakkaniyet bazında bu paylaşılmalı dedik. Adanın zenginliği için paylaşılmalı. Aslında Akdeniz’in tüm kaynakları da aynı çerçevede.” dedi.

Oktay, İtalya merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsünün (ISPI), İtalya Dışişleri Bakanlığının katkılarıyla bu yıl 10’uncusunu düzenlediği “MED Akdeniz Diyalog Forumu”na katılmak için geldiği Roma’da AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

– “Forumda iki konuya odaklanacağız: Bölgenin istikrarı, barış ve güvenliğinin sağlanması ile Akdeniz ekonomisi”

İtalya’nın yıllık ve çok geniş katılımlı olarak düzenlediği MED Forumu’na katılmak için Roma’ya geldiklerini belirten Oktay, “Buraya özellikle İsrail ve Filistin’in de katılıyor olması bizim için bunu daha farklı bir öneme taşıyor.” dedi.

Forumdaki temaslarında iki konuya odaklanacaklarını dile getiren Oktay, “Birincisi, bölgenin istikrarı, barış ve güvenliğinin sağlanmasıyla alakalı özellikle Akdeniz jeopolitiğinde. İkinci program da Akdeniz ekonomisi üzerine. Yani ekonomik kalkınma, ülkeler arasındaki ve Akdeniz’in kendi içerisindeki bölgeler arasındaki farklar ve bunların nasıl giderilebileceğiyle alakalı kalkınma boyutu ama aynı zamanda da bağlantı, ulaşım, ulaştırma diyebileceğimiz ekonomiyi, kalkınmayı ilgilendiren alanlarla ilgili bir oturuma katılacağız. Her ikisi de önemli.” diye konuştu.

Oktay, forumda Filistin konusunun üzerinde duracaklarının altını çizerek, “Orta Doğu’da birçok sorunun, dünyadaki birçok sorunun ve bölgedeki birçok sorunun ana kaynağı Filistin meselesidir. Filistin meselesi çözülmediği sürece Orta Doğu’da barışın veya bölgede barışın dolayısıyla dünyada barışın sağlanabilmesi son derece zor.” ifadelerini kullandı.

İsrail’in Filistinlilere yönelik katliamının devam ettiğini dile getiren Oktay, bunun soykırıma varan bir boyuta ulaştığını kaydetti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkan tutuklama emirlerini hatırlatan Oktay, “İlgili ülkelerin buna ilişkin kararı uygulayacakları ya da uygulamayacakları ifadelerini açıklamaları bizim için bu forumu daha da kritik hale getiriyor. Özellikle tarafların masada olması, hem İsrail’in hem de Filistin’in masada olması, söyleyeceklerimizi aslında doğrudan gözlerinin içerisine bakarak söylememiz bizim için önemli.” şeklinde konuştu.

Oktay, şöyle devam etti:

“Akdeniz’le ilgili de aynı zamanda da İsrail ve Filistin’le ilgili de söylediklerimiz son derece nettir. Barış ve istikrarın korunabilmesi için bölgede iki devletli 1967 sınırları içerisinde ve başkenti Doğu Kudüs olan iki devletli çözüm olmazsa olmazdır. Bu hem Filistin’in hem de İsrail halkının geleceği için, güvenliği için, istikrarı için önemlidir. Dolayısıyla bunun sağlanamadığı bir ortamda ve İsrail’in her türlü şımarıklığına, her türlü sınır tanımazlığına; her alanda yani sadece fiziki sınırları tanımamazlığı da değil, hukuki sınırları tanımamazlığı, savaş hukuku tanımamazlığı boyutuna da çocuk kadın ve yaşlı ayrımı yapmadan öğrenci ayrımı yapmadan her türlü katliama varan ve bölgeyi ateşe atan yaklaşımı bir şekilde buna bir yerde ‘dur’ demek gerekiyor.”

– İsrail’e destek olan ülkelere “dur” çağrısı

Fuat Oktay, “Özellikle bunu şımartan ülkelerin buna dur demesi gerekiyor. Bir an önce silah sevkiyatını durdurması, silah ambargosu dahil ve ekonomik yaptırımlar dahil bir an önce uygulanması boyutunda. Dolayısıyla bu işin ciddiyetini anlatabilmeyle alakalı. Aksi takdirde savaşın bölgeye yayılma riskinin çok büyük olduğunu biz ilk başından beri ifade ediyorduk. Ne yazık ki özellikle Batılı ülkelere dinletmekte her zaman olduğu gibi sıkıntı çektik.” dedi.

Savaşın önce Yemen’e şimdi Lübnan’a yayıldığını, Filistin ve Lübnan’da öldürülenlerin sayısının 50 bini geçtiğini aktaran Oktay, şöyle devam etti:

“Aynı şekilde de şimdi Suriye’de görüyoruz. Ve yine Netenyahu’nun kendisinin Birleşmiş Milletler’de açıkladığı gösterdiği haritaya baktığınızda hemen zaten Irak ve İran da bunun içerisinde. Biz her zaman şunu söyledik. İsrail bu şekilde devam ederse bölge barışı için değil, dünya barışı için de tehdittir. Türkiye için de tehdittir. Çünkü bir arz-ı mevud diye ifade ettikleri vadedilmiş topraklardan yola çıktıkları ve Türkiye’nin topraklarını da tehdit eden, bölgedeki tüm ülkelerin topraklarını tehdit eden bir yaklaşımı vardır. Dolayısıyla bunun kabul edilemeyeceği, bunun bir an önce durdurulması gerektiği bölge barışı açısından son derece kritik.” diye konuştu.

Bütün bunları muhataplarına aktaracaklarını dile getiren Oktay, kalıcı ateşkesin insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşması için önemli olduğunu söyledi.

Oktay, “Belki de İsrail’in yine Filistinlilere karşı açlığı ve susuzluğu bir silah olarak kullandığını görüyoruz. Bu insanlık adına kabul edilebilir bir şey değil. Dolayısıyla bu, bizim belki gelecek nesillere bırakabileceğimiz en büyük utanç tablosudur BM açısından ve İsrail’in arkasında duran ülkeler açısından baktığımızda.” ifadelerini kullandı.

– “Türkiye’nin tavrı nettir”

Oktay, Türkiye’nin tavrının her zaman net olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Ne pahasına olursa olsun bu netliğimiz devam edecektir. Cumhurbaşkanımız da hükümetimizin ilgili tüm birimleri de Dışişleri Bakanımız da tüm katıldığı toplantılarda, bizler de parlamento bazında her platformda bu görüşümüzü net olarak ifade ettik. Bunu ifade ederken de bunu kesinlikle bir Yahudi düşmanlığıyla ilişkilendirmeye çalışanlar olduğunu da ifade ettik. Türkler tarihinden beri en rahat olan millettir. En sıkıntıya girdikleri zamanda biz yanlarında olmuşuzdur. Bugün de Filistinlilere yapılanlar İsrail halkına yapılmış olsa Türkiye, İsrail halkının yanında olur. Zulme karşı ve soykırıma karşı mağdurun yanında olmuştur Türkiye her zaman.”

Fuat Oktay, bu soruna hemen çözüm çağrısı yaparak, “Ama ne yazık ki bugün Netanyahu hükümeti ve çetesi tamamen soykırım bazında insanları katlediyor ve bölge barışını tamamen baltalıyor. Dünyada yeteri kadar sorun var. Buradaki sorunun da bir an önce çözülmesi gerekir. Biz bunları zaten yarın katılacağımız her platformda tüm açıklığıyla, netliğiyle ve gözlerinin içerisine bakarak da anlatacağız.” diye konuştu.

Oktay, istikrar ve barış olmadan ekonomik kalkınmanın da olmayacağını vurgulayarak, “Bölgenin güvenliğinin, istikrarının bir an önce sağlanması aslında ekonomik kalkınmaya da yeni bir zemin açacaktır. Bölgede zaten Akdeniz’de yeteri kadar sorun var. Libya sorunu hala devam ediyor. Suriye’de sorun devam ediyor. Aynı şekilde diğer boyuta bakarsak bir Sahel şeridi var ki orada sorunlar devam ediyor. Türkiye olarak biz tüm bu alanlardayız. Hem masadayız diplomatik olarak ama gerektiği yerde de sahadayız.” şeklinde konuştu.

Oktay, Libya’ya her türlü desteği verdiklerini ve Libya halkıyla sorunları olmadığına dikkat çekti.

– Kıbrıs meselesi

Kıbrıs sorununa da değinen Oktay, şunları kaydetti:

“Yine Kıbrıs meselemiz var bizim orada. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve oranın kaynakları var. Var olan bir millet. Var olan Türk milleti orada yok hükmünde sayılmak istendi. Zaten yetmiş dört harekatıyla da biz gereken cevabı verdik. Yani orada garantör ülke sıfatıyla gereken cevabı verdik. Ve hep de şunu söyledik. Oranın tüm kaynakları artık tüm ada halkına aittir ve hakkaniyet bazında bu paylaşılmalı dedik. Adanın zenginliği için paylaşılmalı. Aslında Akdeniz’in tüm kaynakları da aynı çerçevede.”

Oktay, forumda parlamento olarak parlamenter diplomasiyi daha etkin kullanmak istediklerini dile getirerek, “Aslında yapmak istediğimiz şey biz bu çalışmaları daha nasıl kolaylaştırabiliriz? Önünü nasıl açabiliriz? Ve yürütülen çalışmalara nasıl katkı verebiliriz? Bütün bunları tartışıyor olacağız. Tüm bölge ülkelerinde Dışişleri Komisyonu başkanlarının katılımıyla forumumuz genelde bu çerçevede olacak. Biz Türkiye’nin tüm tezlerini burada zaten tüm açıklığıyla ve tüm samimiyetimizle anlatıyor olacağız, açıklıyor olacağız. Bundan sonra da açıklamaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler:Türkiye ile kurumlar arası iliṣkileri önemsiyoruz

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Türk Rekabet Kurulu Başkanı ve yönetim kurulu ile KKTC Rekabet Kurulu Başkanı ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti.

Kabulde, Meclis Genel Sekreteri Seral Fırat ve Meclis Özel Kalem Müdürü İrem Uygun da hazır bulundu.

Türk Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, Türk Rekabet Kurulu ile KKTC Rekabet Kurulu arasında imzalanan protokol hakkında bilgi vererek, amaçlarının tecrübe ve bilgi birikimini buradaki paydaşlarına aktarmak olduğunu söyledi.

KKTC Rekabet Kurulu Başkanı Mustafa Üstünel ise yasalarında düzenleme yapılmasını istediklerini ve bu noktada Türk Rekabet Kurulu’nun kendilerine vereceği desteğin önemine dikkat çekti.
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler de, iki kurum arasında imzalanan protokolün bilgileri dahilinde olduğunu ve hükümetin ciddi bir memnuniyet duyduğunu belirtti.

Anavatan Türkiye’den gelen heyetlerle yapılan işbirliği ve protokollerin KKTC’nin gelişimine katkı sağlayacağını ifade eden Öztürkler, KKTC Rekabet Kurulu’nun yasa çerçevesinde çalışmalarını çok iyi şekilde yürüttüğünü ve Türk Rekabet Kurulu’nun deneyim ve tecrübe bakımından ciddi destek olacağını vurguladı.

Öztürkler, Türkiye’den gelen heyetlere kapılarının her zaman açık olduğunu kaydetti.

Konuşmaların ardından karşılıklı hediye teatisinde bulunuldu.

Devamını Oku

Trending

Reklam