Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

AVCI: “SÜRÜCÜLER ÇOK YÜKSEK ALKOL TESİRİ ALTINDA YOLLARDA DOLAŞIYOR”

Published

on

Trafik Kazalarını Önleme Derneği (TKÖD) Başkanı Mehmet Zeki Avcı, son zamanlarda yüksek miktarda alkol tesiri altında araç kullanıldığına dikkat çekerek, alkollü sürücülerin cezalarının Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasası madde (9) a göre değerlendirilmesinin daha caydırıcı olacağı görüşünde olduklarını bildirdi.

Avcı yaptığı yazılı açıklamada, sokağa çıkma yasaklarına göre günde ancak 14 saat araçların yollarda olabildiği ülkede, trafik kazalarının her geçen gün sayı ve şiddet olarak artarak devam ettiğini belirtti.

Araçların tek başlarına devrilmeleri, karşı şeride geçmeleri, motosiklet ve bisikletlilere çarpmalarının yollarda tehlikeyi gitgide artırdığına işaret eden Avcı, son zamanlarda yüksek miktarda alkol tesiri altında araç kullanıldığına dikkat çekti.

Avcı, “Alkol tesiri altında araç kullanmak; tıbbi olarak kullanılan miktara göre ruh halinin değişmesi, davranış kontrolün ve dikkatin azalması, koordinasyon ve muhakeme bozukluğu, dengenin bozulması, reflekslerin azalması bilinçte bulanıklık ve bilinç kaybı oluşturmaktadır” vurgusu yaptı.

Alkol alarak direksiyon başına geçmenin, araç kullanmanın, ölüme davetiye çıkardığının altını çizen Avcı, bunun öldürmeyi peşinen göze almak olarak algılanması gerektiğini ifade etti.

KKTC’de sürücülerde alkol alımının yasal olarak 50 miligram ile sınırlandırıldığını belirten Avcı şunları kaydetti:

“Alkol metre ile nefeste alkol miktarı 50-100 miligram ise bir asgari ücretin yüzde ellisi para cezası ve 100 ceza puanı, 100 miligram üzerinde ise bir asgari ücret ve yine 100 ceza puanı Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı Yasasına göre ceza kesilmektedir. 100 puan ceza verilmesi ile sürücünün ehliyetine üç ay süre ile el konulmaktadır”

2018 yılında 283, 2019 yılında 205, 2020 yılında 306 ve 2021 yılında 70 günde 48 sürücünün alkollü sürüşten ceza aldığını bildiren Avcı, 2021 yılında 100 günde 44 sürücüde 100 mlgr üzerinde alkol miktarı tespit edildiğini kaydetti.

Son zamanlarda değişik gazete kaza haberlerinde sürücülerde alkol oranının 410,313, 282,245,227 mlgr. olarak yazıldığını ifade eden Avcı, “Bu da verilen cezanın caydırıcı olamadığı, örnek teşkil etmediği, sürücülerin alkol alarak yola çıkmaktan korkmadığı durumu yani devlet otoritesinin caydırmada etkili olmadığının göstergesidir” ifadelerini kullandı.

Avcı şöyle devam etti:

“Bu da sarhoşluk belirtisi, ayakta duramama, refleks azalması ve bilinçte bulanıklıkla eşdeğerdir. Yani yollarda 2 günde bir ölüm tehlikesi saçan sürücülerin yakalandığının göstergesidir. Bu durumdaki sürücülerin Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı Yasasına göre bir asgari ücret para ödemesi ve 100 ceza puanı ile ehliyetine üç ay el konulması, böylesi ölümlü kazaları önleme niyetinden uzaktır.”

“ASGARİ ÜCRETİN BEŞ KATINA KADAR PARA CEZASI VEYA İKİ YILA KADAR HAPİS CEZASI VEYA HER İKİ CEZA BİRDEN”

100 mlgr. üzerinde alkol tesiri altında araç kullananlara Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı Yasasına göre ceza verilmesi yerine mahkemeye sevk edilmeleri gerektiğini ifade eden Avcı, şunları belirtti:

“Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasası madde (9) a göre kullanmakta olduğu aracı alkollü içki, uyuşturucu madde tesiri altında araç kullananlar bir suç işlemiş olup asgari ücretin beş katına kadar para cezasına veya iki yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilir uygulanması caydırıcı olacaktır. Aksi takdirde yollarda önünü göremeyen sürücü sayısı ve zarar verdikleri artacaktır.”

Alkollü sürücülerin cezalarının Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasası madde (9) a göre değerlendirilmesinin daha caydırıcı olacağı görüşünde olduklarını bildiren Avcı, “Kendi keyfi için yüksek miktarda alkol alıp direksiyon başında yollarımızdaki insanlarımızın hayatlarını söndürme imkanı kimseye verilmemesi devletin asli görevleri içinde olmalıdır” ifadelerine yer verdi.

Sürücülerde uyuşturucu testi yapılması için hazırlanan Yol Güvenliği Yasasının Meclis’te gündeme getirilmemesinin on ayını doldurduğuna dikkat çeken Mehmet Zeki Avcı, “Yollarımız yüksek oranda alkol ve/veya uyuşturucu kullananların keyfine bırakılmamalıdır” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

(original_title)

Published

on

By

Başbakanlık Müsteşarı Hüseyin Cahitoğlu, bugün yeniden mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme, yürütülen soruşturma kapsamında zanlının 5 gün daha poliste tutuklu kalmasına karar verdi.

Cahitoğlu aleyhinde “Rüşvet Alma, Rüşvet Teklif Etme, Rüşvet Talep Etme, İrtikap, Görevi Kötüye Kullanma, Kanunsuz Patlayıcı Madde Tasarrufu ve Kanunsuz Ateşli Silah Tasarrufu” suçlamaları bulunuyor.

Devamını Oku

Kıbrıs

(original_title)

Published

on

By

Güzelyurt Kaza Mahkemesi’nde görülen sahte diploma davası kapsamında hakkında soruşturma yürütülen Fatma Ünal, sağlık sorunları nedeniyle bugün mahkemeye çıkmadı.

“Sahte diploma” soruşturmasında yargılanan Ünal’ın duruşmaya katılamaması üzerine, mahkemeye doktor raporu sunuldu.

Mahkeme, davayı 18 Aralık’a erteledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

(original_title)

Published

on

By

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO), KKTC’nin, acil olarak, kapsamlı tasarrufu ve mali disiplini sağlayacak, kayıt dışılığı önleyecek ve pahalılıkla mücadeleyi içerecek reformlara ve tedbirlere ihtiyacı olduğunu kaydetti.

KTTO yazılı açıklamasında Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda ele alınan 2026 Mali Yılı bütçesini değerlendirdi.

Bütçede öngörülen 25,2 milyar TL’lik açığın, kamu maliyesinin sürdürülebilir olmadığını açık bir şekilde ortaya koyan en önemli göstergelerden olduğunu kaydeden Oda,  “2024 yılı itibariyle bütçe açığı kalıcı bir yapısal özellik eğilimi gösterirken, 2026 bütçesinde öngörülen yüksek açık, hızla büyüyen borç stoku ve artan faiz ödemeleri, KKTC kamu maliyesinin sürdürülebilirlik açısından kritik bir eşiğe geldiğini göstermektedir” dedi.

Bütçe açığının yapısal bir nitelik kazanmasının, kamu kaynaklarının giderek daha büyük bir bölümünün faize ayrılmasına ve maliyenin manevra alanının daralmasına yol açtığını ifade eden KTTO, şöyle devam etti:

“Borçlanmalar çok büyük oranda yatırım yerine cari harcamaların finansmanına gitmekte, bu da faiz yükünü artırmaktadır. İç borç stokunun (DİBS) 14 milyar TL’yi aşması ve 2026 yılında 6,5 milyar TL faiz ödemesi öngörülmesi, ekonomik büyüme, özel sektör yatırımları ve kamu hizmetlerinin finansmanı üzerinde ciddi baskı oluşturmaktadır. Bu tablo, mali disiplinin güçlendirilmesi ve yapısal tedbirlerin gecikmeden hayata geçirilmesi gerektiğine işaret etmektedir.”

Komite çalışmaları sonrası Genel Kurula sevk edilen 2026 Mali Yılı bütçesinin yaklaşık yüzde 75’nin personel giderleri, cari transferler ve sosyal güvenlik kurumuna devlet primi harcamalar için kullanılacağını belirten Oda, “Bu kalemlerin ortak özelliği bütçenin en büyük, hayat pahalılığı ayarlamaları ile hızlı ve otomatik büyüyen, esnek olmayan, aşağı yönde hareket edemeyen ve bütçe üzerinde kalıcı baskı oluşturmalarıdır. Bu ve buna benzer katı harcamalar enflasyonu takip eden değil, maliyet enflasyonunu körükleyen, özel sektörde ücret baskısı yaratarak ücret–fiyat sarmalını tetikleyen niteliklere sahiptir. Bu sorun, yıllar içinde oluşmuş ve KKTC’nin en önemli sorunu haline gelmiştir. 2026 yılı bütçesinde de bu konuda herhangi olumlu bir gelişme görülmemektedir. Bu eğilimler hayat pahalılığı sarmalı ile birlikte devam ederse 2026 yılında da kronik açık, hızlanan borçlanma, artan faiz yükü ve mali sürdürülebilirlik riski kaçınılmaz hale gelecektir.” ifadelerini kullandı.

KTTO, bu sorunlara karşılık kamu gelirlerindeki artışların, ekonomik büyüme kaynaklı olmaktan çok mal ve hizmet fiyatlarının enflasyon etkisi ile yükselmesinden kaynaklandığını ve “göstermelik” olduğunu savundu.

Kamu yönetiminin, yasa ile belirlenmiş olan enflasyon muhasebesi kurallarını uygulamamakta ısrar ederek, enflasyonun şişirdiği fiyatlara dayanarak gelirlerini artırmaya çalıştığını savunan Oda, kamu yönetiminin, “batan batsın ama ben maaş ödemeye devam edeyim” anlayışı ile hareket ettiğini iddia etti.

“KKTC bütçesinin sorunları o kadar büyümüştür ki ekonomi tartışmalarının odağında bile devletin gelir-giderleri ve maaş ödemeleri yer alır duruma gelmiştir.” diyen Oda kamu maliyesinin ekonominin kendisi olmadığını belirtti. Oda, “Kamu maliyesi, ekonomiden sağlanacak kaynakla zorunlu kamu hizmetlerini sürdürmek amaçlı bir organizasyon olmak yerine, Kıbrıs Türk ekonomisinin başlıca amacı ve sorunu haline gelmiştir. KKTC bütçesinin çok ciddi bir reforma tabi tutulmasının zamanı çoktan gelmişti; artık geçmek üzeredir.” dedi.

Uzun yıllardan beri KKTC’nin esaslı bir kamu reformuna ihtiyacı olduğunun altını çizdiğini kaydeden KTTO, “Bu reform yaklaşımı, kamu sektörünün yeniden şekillendirilmesini; sağlık, eğitim ve altyapı ihtiyaçlarımızın karşılanmasını hedeflemek zorundadır. KKTC’nin, acil olarak, kapsamlı tasarrufu ve mali disiplini sağlayacak, kayıt dışılığı önleyecek ve tüm kesimlerin en önemli sorunu haline gelmiş olan pahalılıkla mücadeleyi içerecek reformlara ve tedbirlere ihtiyacı vardır.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam