Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Özyiğit: Özgür basının yanındayız

Published

on

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Basın Emekçileri Sendikası’nın (Basın-Sen), Özel Hayatın Gizliliği ile Bilişim Suçları Yasalarının basın özgürlüğünü kısıtlamayacak şekilde düzenlenmesine yönelik başlatacağı değişiklik çalışmasına destek bildirdi.

Partinin basın bürosundan yapılan açıklamaya göre, TDP Genel Başkanı Özyiğit, Ali Kişmir başkanlığındaki Basın-Sen heyetini kabul ederek görüştü. Görüşmede, ülkedeki gelişmeler, son dönemlerde basına yönelik yapılan saldırılar ile basın mensuplarına açılan davalar değerlendirildi.

Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir basın mensuplarının özlük hakları, çalışma koşulları ve saldırılar başta olmak üzere birçok sorunu bulunduğunu belirterek, özellikle “Özel Hayatın Gizliliği” ile “Bilişim Suçları” Yasası bağlamında bir değişiklik çalışması başlatacaklarını kaydetti. Kişmir, genel anlamda yaşanan sorunlar ve bu iki yasa değişikliği konusunda TDP’den destek talebinde bulunarak, “TDP zaten bu konularda bizi en iyi anlayan partilerden bir tanesidir” dedi.

Yasalara karşı olmadıklarını ancak yasalar içindeki bazı boşlukların gazetecileri olumsuz etkilediğine ifade eden Ali Kişmir, üçüncü bir kişinin kendi ses kaydını çekip, yaymasını haber yapan gazetecilerin 6 yıl hapislikle yargılandıklarına işaret etti.

“Bunun emsal gösterilerek gazetecilerin sürekli dava edilmesinin önünün açılabileceği” kaygısını paylaşan Kişmir, bu nedenle iki yasada yapılacak değişiklik çalışmasının kendileri açısından önemli olduğunu vurguladı. Yasa değişikliğinin hem haberi yapan gazeteciyi, hem de haberi yapılan kişiyi en iyi şekilde koruyacak şekilde düzenlenebileceğini belirten Kişmir, bu konuda TDP ile birlikte çalışabileceklerini kaydetti.

“IFJ uluslararası basın kartı dünyanın her ülkesinde geçerliyken ülkede geçerli sayılmadığını” da belirten Kişmir, “Güney’deki paydaş sendika ile aynı basın kartını vermemize rağmen oradaki kartlar devlet tarafından kabul görürken, bizde maalesef kabul görmüyor” dedi.

Hayat pahalılığı davasına da değinen Kişmir, sürecin takipçisi olacaklarını, sendikaların aidatları üzerinden hükümet tarafından kesinti yapılmasının ise yanlış olduğunu kaydetti.

TDP Başkanı Özyiğit, “basının ülke demokrasilerinin vazgeçilmez unsurlarının başında geldiğini” belirterek, farklı görüşlerin seslendirilmesi, özgürlüklerin gelişmesi, toplumun bilinçlenmesi ve gelişmesi noktasında basının “çok önemli bir misyonu” olduğunu vurguladı.

“Özellikle son dönemlerde özgür basına yönelik saldırıların arttığına” dikkat çeken Özyiğit, bunu protesto ettiklerini söyledi. Özyiğit, “basının özgür olmadığı ülkelerin gelişiminde sorunlar yaşandığını, dahası özgür olmayan medyanın, o ülkenin geleceği açısından da tehlikeli olduğunu” belirtti.

Özyiğit, işin boyutunun son dönemlerde tutuklamalara kadar vardığına işaret ederek, bunun yanlış olduğunu kaydetti. Özyiğit, yasalardaki eksiklikler ile basın mensuplarının çalışmalarını etkileyen unsurların yeniden düzenlenebileceğini, TDP olarak da buna destek vereceklerini söyledi. Özyiğit, “Hem haberi yapanı, hem de habere konu olan kişi veya kişilerin haklarını gözetecek, adaleti sağlayacak bir düzenleme ile var olan olumsuzluklar ortadan kaldırılabilir” dedi.

TDP olarak Bilişim Yasası’nı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdıklarını ve mahkeme sürecinin halen sürdüğünü anımsatan Cemal Özyiğit, yasal değişiklikler dahil sorunların aşılması noktasında Basın-Sen ile iş birliğine hazır olduklarını söyledi.

Hayat pahalılığı ödeneği konusunda da partisinin duruşunun net olduğunu ifade eden Özyiğit, “Kendi görev ve sorumluluklarını yerine getiremeyen hükümet işin kolayına kaçarak çalışanların cebine el atıyor. Ülkedeki ekonomik kriz nedeniyle zaten zorda olan vatandaşlara zamlarla hayat pahalılığı kesintileri ile bir darbe de hükümet tarafından vuruluyor” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Tabipler Birliği: “Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya ve Kıbrıs bırakmak için suyumuza sahip çıkalım”

Published

on

By

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi için tüm paydaşlara birlikte hareket etme çağrısı yaptı. Birlik, “Su yaşamın kendisidir. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya ve Kıbrıs bırakmak için suyumuza sahip çıkalım” dedi.

KTTB Halk Sağlığı, Çevre ve İnsan Hakları Sorumlusu Dr. Cemal Mert yaptığı yazılı açıklamada, her yıl 22 Mart’ta kutlanan Dünya Su Günü’nün, suyun hayati önemini vurgulamak ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine dikkat çekmek amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında ilan edildiğini belirtti.

2025 yılının temasının, “Buzulların Korunması” olarak belirlendiğini kaydeden Mert, bu temanın, buzulların, su güvenliği ve iklim dengesi için vazgeçilmez olduğunu bir kez daha hatırlattığını ifade etti.

Buzulların, dünya üzerindeki tatlı su rezervlerinin yaklaşık yüzde 70’ini barındıran devasa su depoları olduğunu kaydeden Mert, şu bilgileri verdi:

“Bu doğal yapılar, nehirleri besleyerek içme suyu sağlar, tarım ve enerji üretimini destekler. Ancak, iklim değişikliği nedeniyle buzullar hızla erimekte, bu da deniz seviyelerinin yükselmesine ve su kaynaklarının azalmasına yol açmaktadır. Bu durum, dünya genelinde milyonlarca insanın su güvenliğini tehdit etmektedir.”

Kuzey Kıbrıs’ın, kurak iklimi nedeniyle su kaynakları açısından zorluklar yaşadığını ifade eden Cemal Mert, adada yağış miktarının azlığının, yerüstü su kaynaklarını sınırladığını, bunun da yeraltı su kaynaklarının aşırı kullanımına neden olduğunu kaydetti. Mert, bu durumun, yeraltı sularının tuzlanmasına ve su kalitesinin düşmesine yol açtığını belirtti.

-“Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi Kuzey Kıbrıs için hayati öneme sahip”

Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminin, Kuzey Kıbrıs için hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Mert, “Türkiye’den deniz altından borularla su getirilmesi projesi, su sıkıntısına çözüm olarak düşünülmüş, ancak bu suyun verimli yönetimi ve altyapı eksiklikleri nedeniyle sorunlar hâlâ devam etmektedir. Gerekli önlemler derhal alınmazsa su sorunu daha da büyüyecektir” ifadelerini kullandı.

Açıklamaya göre, bilimsel araştırmalara dayanarak, on maddelik öneride bulunan Cemal Mert, bunları; entegre su yönetimi, yeraltı sularının korunması, yağmur suyu hasadı, atık suların geri kazanımı, sulama sistemlerinin modernizasyonu, altyapı iyileştirmeleri, deniz suyunun arıtılması, toplumsal katılım, eğitim ve bilinçlendirme, kamu yararı önceliği olarak sıraladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

“Mağusalı Sohbetler”de Süleyman Uluçay konuştu

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Mağusa İlçesi tarafından düzenlenen “Mağusalı Sohbetler” etkinliğinin konuğu Mağusa Belediye Başkanı Dr. Süleyman Uluçay oldu.

CTP’den verilen bilgiye göre, CTP Kadın Örgütü Genel Sekreteri Mine Karaca’nın moderatörlüğünü yaptığı söyleşiye, CTP Gazimağusa Milletvekili Teberrüken Uluçay, CTP Gazimağusa İlçe Başkanı Oktay Kayalp, CTP Gençlik Örgütü Gazimağusa İlçe Başkanı Enver Gürsoy, belediye meclis üyesi Erhun Şahali, CTP Gazimağusa İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri Halide Dalokay ve Erhun Şahali ile CTP eski Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer katıldı.

-Belediyenin mali durumu düzeltildi

Söyleşide konuşan Gazimağusa Belediye Başkanı Dr. Süleyman Uluçay, göreve geldiklerinden bu yana belediyeyi büyük bir borç yükünden kurtarmak için yoğun çaba harcadıklarını ve bu konuda başarılı olduklarını belirtti. Belediyenin esnafa olan borçlarını ödediklerini, çalışanların geriden gelen sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı primlerini tamamladıklarını vurgulayan Uluçay, kentin altyapı eksiklerini gidermek için de önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.

-Trafik düzenlemeleri ve kültürel etkinlikler

Mağusa’daki trafik sorununu hafifletmek amacıyla düzenlemeler yaptıklarını belirten Uluçay, belediye olarak sosyal ve kültürel etkinliklere de büyük önem verdiklerini ifade etti. Dr. Süleyman Uluçay, Mağusa Suriçi’ndeki kültürel mirası korumak ve gerekli restorasyonları yapmak adına Mağusa Belediyesi’nin hizmet verdiğini vurguladı. Söyleşi, katılımcıların sorularının yanıtlandığı interaktif bir bölümle son buldu.

Devamını Oku

Kıbrıs

KEMA Mütevelli Heyeti Başkanı İlseven: “Elbirliği ile ormanlarımızı koruyalım, alanlarını çoğaltalım”

Published

on

By

Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (KEMA) Mütevelli Heyeti Başkanı İlkay İlseven, ormancılık hizmetlerinin, uzun vade yatırım gerektirdiğine dikkat çekerek, “Bugün dikilen fidanların ağaç olması için yıllara ihtiyaç vardır. Elbirliği ile ormanlarımızı koruyalım, alanlarını çoğaltalım.” dedi.

İlseven yaptığı yazılı açıklamada, dünyada 1972, ülkede ise 1978 yılından beri kutlanan, Dünya Ormancılık Günü’nün, ormanların daha iyi korunması, geliştirilmesi, iyi bir şekilde işletilmesinin önemi ile çok yönlü faydaları gibi konuların çeşitli haberleşme araçlarıyla duyurulması ve halkın bu yöndeki ilgisinin artırılmasını amaçladığını kaydetti.

Dünyanın en önemli yenilenebilir doğal kaynaklarından biri olan ormanların son 30 yıldan bu yana büyük bir tahribatla karşı karşıya olduğunu ifade eden İlseven, her yıl 10-15 milyon hektar ormanlık alanın, insan eliyle yapılan yanlış müdahaleler sonucu çıplaklaştığını belirtti.

Ülke ormanlarında da tahribatın büyük boyutlarda seyrettiğini kaydeden İlseven, “Küresel ısınmanın da yarattığı olumsuzluklar hesaba katıldığında ülkemizde ormancılık gününün önemi her gün daha da artmaktadır. Orman fakiri bir ülke olmamız nedeniyle bu kötü gidişe artık ‘dur’ deyip ivedi ve radikal önlemler almalıyız.” dedi.

Ormanların etkin bir şekilde korunması ve ağaçlandırmalarla alanlarının artırılmasının tedbirlerin başında geldiğini belirten İlseven, şöyle devam etti:

“Ormanlardan beklenen ekonomik, hidrolojik, klimatik, sağlık ve regreasyon hizmetlerinden tüm olarak yararlanılmasının ancak yüzde 18 olan verimli orman açığının süratle kapatılması ile mümkün olacaktır. Uygulamaya konacak planlı programlı ağaçlandırma projeleri sayesinde 76 bin 771 hektar olan orman alanının 100 bin hektara çıkarılması sağlanmış olacaktır. Ülkemizde bunu gerçekleştirmek için potansiyel ağaçlandırma alanları mevcuttur.”

90’lı yıllarda 3-4 milyona çıkan fidan üretiminin bugün 100 binlere gerilediğini ifade eden İlkay İlseven, orman koruması açısından da birçok zafiyetler olduğunu, gerek orman yangınlarıyla mücadele gerekse orman zararlıları ile mücadelede yetersiz ve etkisiz kalındığını kaydetti.

İlseven, çam kese böceğinin yoğun olduğu dönemlerde, sistemin öngördüğü ve tavsiye ettiği yöntem olan havadan biyolojik ilaçlamanın beş yıldır uygulanmamasının da ormanların tahribine neden olduğunu ifade etti.

-“Yangın mevsimden önce tüm tedbirler alınmalı”

Gelecek aydan itibaren ülkede yangın mevsimine girileceğine dikkat çeken İlseven, şimdiden çalışmalara başlanarak, yangın mevsiminden önce tüm tedbirlerin alınmasının büyük önem arz ettiğini vurguladı.

Orman yangınları ile mücadelede eksik olan hava aracının ülkede konuşlandırılmasının zorunluluk olduğunu kaydeden İlseven, ormancılık hizmetlerinde görev yapan teknik ve vasıflı personelin sayıca yetersiz olduğunu belirterek, “Vasıflı teknik eleman istihdamı ivedilikle yapılmalıdır.” dedi.

İlseven, mevcut ormanların etkin bir şekilde korunması, ağaçlandırmalarla orman alanının artırılması ve ormanların sürdürülebilir yönetim ilkeleri doğrultusunda planlanarak işletilmesinin, ulusal ormancılık amaçlarının başında yer alması gerektiğini kaydetti.

Devamını Oku

Trending

Reklam